Âba
Baba kelimesinin
çoğulu. Bu kelime, aynı zamanda bir nesilden gelen kimselerin aralarındaki bağlantıyı da
göstermektedir. Baba, oğul ve torun arasındaki ilişki gibi. Bunlar ortak bir asıldan gelmiş
oldukları gibi, birbirinden husûle gelen kimseler arasındaki birleşme olarak bilinen 'neseb'i de
teşkil etmiş olmaktadırlar.
Kur'ân-ı Kerim'de müşriklerin babalarının dinlerine bağlılıklarını
kınayan hükümler belirtilirken "âbâ" tabiri kullanılmaktadır. Bu husustaki hükümler İslâm'ın
getirdiği akîde açısından büyük bir önemi hâizdir. Mekkeli müşriklerin, babalarının ve
neseblerinin üstünlükleri ve dinlerine bağlılıklarını dile getirmeleri büyük bir câhilî ve ilkel anlayış
olarak kabul edilmiştir. İslâm'ın, babaların din ve yaşayış tarzlarının yanlış olduğunu, Allah'ın din
ve nizamına uyulması gerektiğini belirtmesi ve bu husustaki mesajını bildirmesi üzerine müşrikler
bu konudaki âbâ anlayışlarını ortaya koymuş ve bu anlayışlarından dolayı Kur'ân-ı Kerim
tarafından kınanmışlardır. İslâm, babaya ve ecdâda saygıyı kabul etmesine rağmen babaların
ve ecdâdın Allah'ın din ve emirleri dışında yaşaması hâlinde Allah'a itaatin dışına çıkacaklarını
ve dolayısıyla bu isyanları karşısında onlara itaatin haram olduğunu da yine İslâm bildirmektedir.
Müşriklerin babalarına itaat etmeyi ileri sürmeleri Hz. Peygamber'in getirdiği Allah'a iman, âhiret
ve risâlet inancını inkâr etmek için babalarına itaat etmeyi ileri sürüyorlardı. Aslında bu,
kendilerinin sahip oldukları şirk nizâmını korumak, kendi dünyevî saltanat ve yönetimlerine
zarar gelmesini istemediklerinden kaynaklanıyordu .
İslâm, atalara bağlanmayı, onların
yolunu körü körüne taklit etmeyi reddederek vahye dayalı yeni bir akîde ve medeniyet getirmiş;
bu akîde ve nizam ile bütün câhilî anlayışları kökünden yıkmıştır. Miras ile ilgili olarak Kur'ân-ı
Kerim'de ifâde edilen âbâ tabiri için bk. miras mad.
Şamil İA.