Durumu: Medine No : 21933 Üyelik T.:
23 Kasım 2012 Arkadaşları:16 Cinsiyet: Memleket:sivas Yaş:32 Mesaj:
363 Konular:
33 Beğenildi:13 Beğendi:0 Takdirleri:10 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | arapça da filler arapça da filler FİİL
Zamana bağlı olarak bir işin, bir halin veya bir hareketin oluşunu belirten kelimelere fiil denir. Arapça’da iki temel fiil çekimi vardır. Diğer kalıplar bu ikisinden türetilir. Bunlar fiil-i mâzî (geçmiş zaman) ve fiil-i muzâri (geniş zaman, şimdiki zamanın karşılığı)dır.
FİİL-İ MÂZİ
Türkçe’mizdeki –di’li geçmiş zamana denir. Geçmişte daha önce yapılmış bir işi bildirir. (Türkçe’deki …di-dı, dü-du, ti-tı, tü-tu eklerini sağlar).
كَتَبَ
yazdı
عَلِمَ
bildi
نَصَرَ
yardım etti
أَكَلَ
yedi
شَرِبَ
içti
فَتَحَ
açtı
حَضَرَ
geldi
وَجَدَ
buldu
ضَرَبَ
vurdu
كَسَرَ
kırdı
رَكِبَ
bindi
شَكَرَ
teşekkür etti, şükretti
سَمِعَ
duydu, işitti
دَخَلَ
girdi
دَرَسَ
ders yaptı, eğitim gördü
ذَهَبَ
gitti
نَشَرَ
yaydı
قَطَعَ
kesti
Yukarıda fiile örnek olarak gösterilen kelimeler geçmişte yapılmış bir işi bildirmekte ve erkek için kullanılmaktadır. Kadın için kullanıldıklarında yukarıdaki fiillerin sonuna cezimli تْ harfi eklenir. Erkekte kullanılanlara Arapça’da müzekker (eril), kadında kullanılanlara müennes (dişi) denir. Örnekler:
كَتَبَ
den →
كَتَبَتْ
(o kadın) yazdı
أَكَلَ
den →
أَكَلَتْ
(o kadın) yedi
وَجَدَ
den →
وَجَدَتْ
(o kadın) buldu
Arapça’da kendinden bahsedilene yani üçüncü şahsa; erkek için gâib, kadın için gâibe denir.
FİİL-İ MAZİ ÇEKİM TABLOSU
Cemi
(Çoğul)
Müsennâ (İkil)Tesniye
Müfred (Tekil)
Müzekker
كَتَبوُا
كَتَباَ
كَتَبَ
Gâib (3. şahıs)
(Onlar) yazdılar
(O ikisi) yazdı
(O) yazdı
Müennes
كَتَبْنَ
كَتَبَتاَ
كَتَبَتْ
Gâibe
Müzekker
كَتَبْتُمْ
كَتَبْتُماَ
كَتَبْتَ
Muhâtab (2. şahıs)
(Sizler) yazdınız
(Siz ikiniz) yazdınız
(Sen) yazdın
Müennes
كَتَبْتُنَّ
كَتَبْتُماَ
كَتَبْتِ
Muhâtaba
Müzek.+Müe.
كَتَبْناَ
كَتَبْناَ
كَتَبْتُ
Mütekellim (1.şahıs)
(Bizler) yazdık
(İkimiz) yazdık
(Ben) yazdım
FÂİL (Özne)
Fâil (özne), bir işi yapana denir. Harekesi ötre ya da ötre tenvin olur. Fiile kim ya da ne sorusunu sorduğumuzda aldığımız cevap fâildir. Fiil ile fâil arasında müzekkerlik (erkeklik), müenneslik (dişilik), tekillik çoğulluk bakımından uyum olması şarttır.
Fâil
Fiil
Çocuk gitti (Kim gitti?)
الْوَلَدُ.
ذَهَبَ
Kız okudu (Kim okudu?)
الْبِنْتُ.
قَرَأَتِ
Öğrenci oturdu (Kim oturdu?)
التِّلْمِيذُ.
جَلَسَ
Bir adam çıktı (Kim çıktı ?)
رَجُلٌ.
خَرَجَ
Not: Yukarıdaki örneklerde olduğu gibi harf-i tarifli kelime cümle ortasında geldiği takdirde geçiş önceki kelimenin harekesiyle olur.
MEF’ÛLUN BİH (Tümleç)
Mef’ûlun bih; kendisine iş yapılanı bildiren isimdir. Harekesi üstün (َ-) ya da üstün tenvin olur ( اً). Fiile ne, kimi, neyi, neye sorusunu sorduğumuzda aldığımız cevap mef’ûldür. Fiil ile fâil arasında olması gereken müzekker-müennes uyumu şartı mef’ûlün bihle diğerleri arasında yoktur. Yâni mef’ûlün bih’in fiil ya da fâil ile müzekkerlik müenneslik, tekillik çoğulluk vs. açısından uyumlu olma şartı aranmaz.
Meful
Fâil
Fiil
Öğrenci dersi yazdı (Neyi yazdı?)
الدَّرْسَ.
التِّلْميِذُ
كَتَبَ
Baba suyu içti (Neyi içti?)
الْماَءَ.
الْاَبُ
شَرِبَ
Öğrenci bir kitap okudu (Ne okudu?)
كِتاَباً.
التِّلْمِيذُ
قَرَأَ
Halit öğrenciye vurdu (Kime vurdu?)
التِّلْمِيذَ.
خاَلِدٌ
ضَرَبَ
Yukarıdaki örneklerde görüldüğü gibi fâilin açıkça yazılışı (öğrenci, baba, Halit gibi) gâib fiil kullanıldığında gerçekleşir. Muhâtab ve mütekellim fiillerde fiil ve fâil birarada olur. Yine de fiile aynı sorular (ne, neyi, kimi kime) sorulduğunda alınan cevap mef’ûldür ve harekesi üstündür:
Dersi yazdım (Neyi yazdım?)
الدَّرْسَ.
كَتَبْتُ
Suyu içtiniz (Neyi içtiniz?)
الْماَءَ.
شَرِبْتُنَّ
Halid’e sordun (Kime sordun?)
خاَلِداً.
سَأَلْتَ
Bir kitap okudunuz (Ne okudunuz)(belirtisiz nesne)
كِتاَباً.
قَرَأْتُمْ
Öğrenciye vurdun (Kime vurdun?)
التِّلْمِيذَ.
ضَرَبْتَ
Vasıl Hemzesi
Belirtme takısı olan harf-i tarif yani اَلْ takısının hemzesi söz başlarında okunur. Örnek:
اَلْوَلَدُ ذَهَبَ. (el-veledü zehebe) Çocuk gitti.
Bu cümlede fâil başta geldiğinden اَلْ takısı olduğu gibi okunmuştur. Aynı اَلْ takısı söz arasında gelirse elifi, yazıldığı halde okunmaz. Geçişte yazıldığı halde okunmayan bu hemzeye hemze-i vasıl denir.
ذَهَبَ الْوَلَدُ. (zehebel veledu)
Çocuk gitti.
Kelime başındaki vasıl hemzesinin elifinin üzerine (أ ء) işareti konmaz. Yani (أَ إِ أُ) şeklinde değil (اَ اِ اُ) şeklinde yazılır (اَلتِّلْمِيذُ - اَلْوَلَدُ) gibi.
Bu konuyla ilgili kaideleri şöyle özetleyebiliriz:
1) a- Vasıl hemzesiyle başlayan kelimeden önce, yaniاَلْ takısından önce (üstün, esre, ötre şeklinde) hareke varsa geçişte اَلْ takısının hemzesi (أَ) harekelenmez. Harekeden sonra gelen elif lâm’lı (harf-i tarifli) kelime, kamerî harflerden biriyle başlıyorsa doğrudan evvelki kelimenin harekesiyle lâm’a (لْ) cezim verilir. Örnek:
ذَهَبَ الْوَلَدُ.
(zehebel veledu)
Çocuk gitti.
ضَرَبْتُ الْوَلَدَ.
(darabtü'lvelede)
Çocuğu dövdüm.
أَخَذْتُ الْقَلَمَ.
(ehaztü’l-kaleme)
Kalemi aldım.
شَرِبْتَ الْمَاءَ.
Suyu içtin.
دَخَلَ الْبَيْتَ.
Eve girdi.
حَضَرَ الْعَمُّ.
Amca geldi.
b- Harekeden sonra gelen elif lâm’lı (harf-i tarifli) kelime, şemsî harflerden biriyle başlıyorsa doğrudan önceki kelimenin harekesiyle şemsi harf şeddelenir. Harf-i tarif yazılı olduğu halde okunmaz. Örnek:
أَخَذْتُ الدَّفْتَرَ.
(Ehaztü’d-deftera)
Defteri aldım.
شَرِبْتَ الزَّمْزَمَ.
(Şeribte’z-zemzeme)
Zemzemi içtin.
دَخَلَ الدُّكاَّنَ.
(Dehale’d-dükkâne)
Dükkana girdi.
حَضَرَ الطَّعاَمُ.
(Hadara’t-taâmü)
Yemek geldi.
2) Vasıl hemzesiyle başlayan kelimelere kendilerinden önce sonu sâkin (cezimli) bir kelime birleştirilirken esre ile geçiş yapılır.
İlk harf-i kamerî olan bir kelimede geçiş:
كَتَبَتِ الْبِنْتُ الدَّرْسَ.
(Ketebeti’l-bintu’d-derse)
Kız dersi yazdı.
İlk harfi şemsî olan bir kelimede geçiş:
كَتَبَتِ الدَّرْسَ.
(Ketebeti’d-derse)
(Kız) dersi yazdı.
Ancak تُمْ zamirinde geçiş ötre ile yapılır ve bu kaideden hariçtir:
كَتَبْتُمُ الدَّرْسَ.
(Ketebtümü’d-derse)
Dersi yazdınız (müz.).
سَمِعْتُمُ الْخَبَرَ.
(Semi’tümü’l-habera)
Haberi işittiniz (müz.).
3) Harf-i tariften önce tenvinli (nekre) bir kelime yer alırsa geçiş, tenvinin nûnuna esre vermek suretiyle gerçekleşir:
كَتَبَ خاَلِدٌ الدَّرْسَ.
(Ketebe Hâlidünidderse)
Halit dersi yazdı.
قَرَأَ عاَدِلٌ الْكِتاَبَ.
(Karae Âdilünilkitabe)
Âdil kitabı okudu.
CÜMLE
Tam bir fikir anlatan kelime topluluğuna cümle denir. Arapça’da cümle ikiye ayrılır:
a) İsim cümlesi
b) Fiil cümlesi
İsimle başlayan cümlelere isim cümlesi, fiille başlayan cümlelere ise fiil cümlesi denir.
اَلْوَلَدُ رَكِبَ الْحِصاَنَ.
(Çocuk ata bindi).
اَلْبِنْتُ رَكِبَتِ الْحِصاَنَ.
(Kız ata bindi).
İsimle başladığı için isim cümlesidir.
رَكِبَ الْوَلَدُ الْحِصَانَ.
(Çocuk ata bindi).
رَكِبَتِ الْبِنْتُ الْحِصاَنَ.
(Kız ata bindi).
Fiille başladığı için fiil cümlesidir.
Arapça’da genellikle cümleler fiil cümlesi olarak kurulur. Bir cümle önce fiille başlar, sonra fâil (özne) sonra da varsa mef’ûl (tümleç) dediğimiz geriye kalanla devam eder.
الْحِصَانَ.
الْوَلَدُ
رَكِبَ
Meful
Fâil
Fiil
Cümlede vurgulamak istediğimiz şey fâilin bizzat kendisi olduğu takdirde fâil başa getirilebilir ancak cümle artık fiil cümlesi değil isim cümlesi olur. İsim cümlesinin elemanlarına ise mübtedâ (özne) ve haber (geriye kalan) denir. Mübtedâ esâsen isim cümlesinin fâili yerindedir. Sadece isim cümlesi olduğu için elemanlarının ismi değişmiştir[8]:
الْحِصاَنَ.
رَكِبَ
اَلْوَلَدُ
Meful
Haber
Fiil
Mübtedâ
Fâil
F Görüldüğü gibi gibi yukarıda verilen fiil cümlesi örnekleri, fiil-i mâzînin müfred gâib ve müfred gâibesinden seçilmiştir.
¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
? ALIŞTIRMALAR ?
(Müfred gâib ve müfred gâibelerle ilgili cümle alıştırmaları)
1. Aşağıdaki kelimeleri üçer kere defterinize yazınız.
resim yaptı
رَسَمَ
cam
اَلزُّجاَجُ
bahçe
اَلْحَديِقَةُ
oturdu
جَلَسَ
kız
اَلْبِنْتُ
çiçek
اَلزَّهْرَةُ
kopardı
قَطَفَ
yıkadı
غَسَلَ
ağaç
اَلشَّجَرَةُ
ayağa kalktı, durdu
وَقَفَ
ders yaptı
دَرَسَ
ödev, görev
اَلْواَجِبُ
2. Aşağıdaki cümleleri ikişer kere defterinize yazınız.
غَسَلَتِ الْمَرْأَةُ الْحَديِقَةَ.
Kadın bahçeyi yıkadı.
دَرَسَ الاِبْنُ.
Oğlan ders yaptı.
قَطَفَ الْوَلَدُ الزَّهْرَةَ.
Çocuk çiçeği kopardı.
رَسَمَ شَجَرَةً.
Bir ağaç çizdi.
كَتَبَتْ فاَطِمَةُ الْواَجِبَ.
Fatıma ödevi yazdı.
جَلَسَتِ الْبِنْتُ.
Kız oturdu.
كَسَرَ الْوَلَدُ الزُّجاَجَ.
Çocuk camı kırdı.
وَقَفَ الرَّجُلُ.
Adam durdu.
3. Aşağıdaki cümleleri Türkçe’ye çeviriniz.(Cevaplar için üzerine tıklayınız)
كَتَبَ خاَلِدٌ الدَّرْسَ.
كَتَبَتْ فَاطِمَةُ الدَّرْسَ.
نَصَرَ جَماَلٌ الْحِصاَنَ.
نَصَرَتْ عاَئِشَةُ الْحِصاَنَ.
فَتَحَ مُحَمَّدٌ الْباَبَ.
فَتَحَتِْ الْمَرْأَةُ الْباَبَ.
رَكِبَ الرَّجُلُ الْفَرَسَ.
رَكِبَتِ الْمَرْأَةُ الْفَرَسَ.
4. Aşağıdaki cümleleri Arapça’ya çeviriniz.(Cevaplar için üzerine tıklayınız)
1. Halid dersi bildi.
2. At suyu içti.
3. Halid kalemi buldu.
4. Fatıma dersi bildi.
5. Kısrak suyu içti.
6. Aişe eti yedi.
7. Fatıma bir kalem buldu.
5. Aşağıdaki cümlelerdeki boşluklara öğrendiğiniz fiilleri kullanınız.(Cevaplar için üzerine tıklayınız)
..... المْرَأْةُ الْباَبَ.
..... الرَّجُلُ الدَّرْسَ.
..... خاَلِدٌ الْباَبَ.
..... الْمَرْأَةُ الدَّرْسَ.
..... فاَطِمَةُ الْحِصاَنَ.
..... الْحِصاَنُ الْماَءَ.
..... عاَئِشَةُ اللَّحْمَ.
..... جَماَلٌ الْفَرَسَ.
..... مُحَمَّدٌ الْباَبَ.
..... الْحِصاَنُ الْفَرَسَ.
6. Aşağıdaki fiillerin manasını söyleyip kendi siygalarına ait cümleler kurunuz.(Cevaplar için üzerine tıklayınız)
أَكَلَ - فَتَحَتْ - كَتَبَ - نَصَرَتْ - عَلِمَ - وَجَدَ
كَتَبَتْ - نَصَرَ - أَكَلَتْ - فَتَحَ - ذَهَبَ - رَكِبَتْ
MAZİ FİİLİN MÜFRED MUHÂTAB VE MÜTEKELLİM ÖRNEKLERİ
Müfred Müzekker Muhatap Örnekleri:
ضَرَبَ den →
ضَرَبْتَ
(Sen) dövdün
كَتَبَ den →
كَتَبْتَ
yazdın
عَلِمَ den →
عَلِمْتَ
(Sen) bildin
وَجَدَ den →
وَجَدْتَ
buldun
شَرِبَ den →
شَرِبْتَ
(Sen) içtin
فَتَحَ dan →
فَتَحْتَ
açtın
Görüldüğü gibi, mesela üçüncü şahısكَتَبَ fiilinin sonunu cezim yapıp üstün okunuşlu birتَ harfi eklediğimizde karşımızdakine yani muhâtaba seslenmiş oluruz. Bu sona eklenen تَ harfine muhatap zamiri denir.
Müfred Müennes Muhâtaba Örnekleri:
Kadına seslendiğimizde muhâtab zamiri olan تَ harfini esre تِ olarak okuruz. Türkçe’de muhâtaba ikinci şahıs deriz.
وَجَدْتِ
(Sen kadın) buldun
أَكَلْتِ
(Sen kadın) yedin
عَلِمْتِ
(Sen kadın) bildin
نَصَرْتِ
(Sen kadın) yardım ettin
شَرِبْتِ
(Sen kadın) içtin
فَتَحْتِ
(Sen kadın) açtın
Müfred Mütekellim Örnekleri:
Esre ya da üstün ت leri ötre olarak okursak o zaman kendimizden yani birinci şahıs olan mütekellimden (konuşandan) bahsetmiş oluruz:
كَتَبْتُ
yazdım
حَضَرْتُ
geldim
شَرِبْتُ
içtim
ذَهَبْتُ
gittim
فَتَحْتُ
açtım
وَجَدْتُ
buldum
Arapça’da bu tekil (müfred) fiile “mütekellim vahde” denir. Türkçe’de ise birinci şahıs denir. Böylece müfred bölümleri şu şekilde özetleyebiliriz:
كَتَبْتُ
كَتَبْتِ
كَتَبْتَ
كَتَبَتْ
كَتَبَ
Ben yazdım
Sen yazdın
O yazdı
? ALIŞTIRMALAR ?
(Müfred muhâtab-müfred muhâtaba ve müfred mütekellimle ilgili cümle alıştırmaları)
1. Aşağıdaki kelimeleri üçer kere defterinize yazınız
اَلسَّياَّرَةُ
araba
اَلْخَبَرُ
haber
لَبِسَ
giydi
اَلرِّساَلَةُ
mektup
تُفاَّحَةٌ
elma
خَلَقَ
yarattı, halketti
صُورَةٌ
resim
اَلْمَلاَبِسُ
elbiseler
رَسَمَ
resim çizdi
اَلْقَهْوَةُ
kahve
اَلطَّعاَمُ
yemek
سَمِعَ
işitti, duydu
اَلشاَّيُ
çay
اَلْمَطْبَخُ
mutfak
حَمَلَ
taşıdı
اَلْبُرْتُقاَلُ
portakal
اَلْحَقيِبَةُ
çanta
عَمِلَ
yaptı, işledi
اَلْيَوْمَ
bugün
اَلْكُرَةُ
top
لَعِبَ
oynadı
اَلْحِذاَءُ
ayakkabı
اَلنَّصيِحَةُ
nasihat
جَلَسَ
oturdu
اَلسُّؤاَلُ
soru
اَلْأَرْضُ
yeryüzü
لاَ
hayır
اَلْمُدَرِّسَةُ
öğretmen (bayan)
نَعَمْ
evet
اَلْمُدَرِّسُ
öğretmen (bay)
هَلْ - أَ
….mi, mı (Soru edatları)
2. Aşağıdaki cümleleri ikişer kere defterinize yazınız.
لَبِسْتُ الْحِذاَءَ.
Ayakkabıyı giydim.
سَمِعْتَ النَّصيِحَةَ.
Nasihatı işittin.
عَلِمْتِ السُّؤاَلَ.
Soruyu bildin (müe.).
هَلْ رَسَمْتَ الصُّورَةَ.
Resmi çizdin mi? (müz.)
أَكَلْتِ الْبُرْتُقاَلَ.
Portakalı yedin.
نَعَمْ ، رَسَمْتُ الصُّورَةَ.
Evet, resmi çizdim.
فَتَحْتُ الْحَقيِبَةَ.
Çantayı açtım.
وَجَدْتِ الْكِتاَبَ.
Kitabı buldun (müe.).
فَتَحَ الْحَقيِبَةَ.
Çantayı açtı.
هَلْ سَمِعْتَ الْخَبَرَ ؟
Haberi işittin mi?
قَرأْتُ قِصَّةً.
Bir kıssa okudum.
نَعَمْ سَمِعْتُ الْخَبَرَ.
Evet haberi işittim.
عَمِلْتِ الطَّعاَمَ الْيَوْمَ.
Bugün yemeği yaptın.
حَمَلْتَ دَفْتَراً.
Bir defter taşıdın.
سَمِعْتُ النَّصيِحَةَ.
Nasihatı işittim.
هَلْ عَمِلْتَ الْواَجِبَ؟
Ödevi yaptın mı?
لَعِبْتُ الْكُرَةَ.
Top oynadım.
لاَ ، قَرَأْتُ الْكِتاَبَ.
Hayır, kitabı okudum.
دَخَلْتُ الْمَطْبَخَ وَ عَمِلْتُ الْقَهْوَةَ.
Mutfağa girdim ve kahveyi yaptım.
3. Aşağıdaki cümleleri Arapça’ya çeviriniz.(Cevaplar için üzerine tıklayınız)
1. Arabayı yıkadım.
2. Aişe elbiseleri yıkadı.
3. Bahçeye girdin ve oturdun.
4. Muhammed bir mektup okudu.
5. Zeynep bir elma yedi.
4. Aşağıdaki muhatap ve mütekellim fiillerden oluşan cümleleri manalandırınız.(Cevaplar için üzerine tıklayınız)
رَكِبْتِ الْحِصاَنَ.
رَكِبْتُ الْحِصَانَ.
ضَرَبْتِ الْوَلَدَ.
ضَرَبْتَ الْوَلَدَ.
شَرِبْتُ الْماَءَ.
فَتَحْتُ الْباَبَ.
وَجَدْتِ الْقَلَمَ.
وَجَدْتَ الْقَلَمَ..
5. Aşağıdaki fiillerin Türkçe karşılıklarını söyleyiniz.(Cevaplar için üzerine tıklayınız)
ضَرَبَ - عَلِمَتْ - أَكَلْتِ - شَرِبْتُ - ضَرَبَتْ - كَتَبْتَ - فَتَحْتِ - عَلِمَ - فَتَحْتُ - أَكَلَتْ - أَكَلْتُ - نَصَرْتِ - وَجَدَتْ - فَتَحَ - شَرِبْتُ - نَصَرَتْ - كَتَبَ - شَرِبَ - نَشَرَ - كَتَبَتْ - فَتَحَتْ - رَكِبَتْ
MAZİ FİİLERDE TESNİYE
(MÜSENNÂ YA DA İKİL)
Bir işin iki kişi tarafından yapıldığını anlatmak için üçüncü şahıs tekil fiilin sonuna harekesiz bir elif ( ا ) ekleriz.
Tesniye Müzekker (erkek) Gâib Örnekleri:
ضَرَبَ
den →
ضَرَباَ
ikisi dövdü
فَتَحَ
dan →
فَتَحاَ
ikisi açtı
عَلِمَ
den →
عَلِماَ
ikisi bildi
وَجَدَ
den →
وَجَداَ
ikisi buldu
شَرِبَ
den →
شَرِباَ
ikisi içti
أَكَلَ
den →
أَكَلاَ
ikisi yedi
هَلْ أَحْمَدُ وَ عُمَرُ فَتَحاَ الْباَبَ ؟
Ahmed ve Ömer kapıyı açtılar mı?
هَلْ أَحْمَدُ وَ عُمَرُ سَمِعاَ الْخَبَرَ؟
Ahmed ve Ömer haberi işittiler mi?
Tesniye Müennes (kadın) Gâibe Örnekleri:
ضَرَبَتْ
den
ضَرَبَتاَ
ikisi dövdü
فَتَحَتْ
فَتَحَتاَ
ikisi açtı
عَلِمَتْ
den
عَلِمَتاَ
ikisi bildi
وَجَدَتْ
وَجَدَتاَ
ikisi buldu
شَرِبَتْ
den
شَرِبَتاَ
ikisi içti
أَكَلَتْ
أَكَلَتاَ
ikisi yedi
هَلْ زَيْنَبُ وَ فاَطِمَةُ فَتَحَتاَ الْباَبَ ؟
Zeynep ve Fâtıma kapıyı açtılar mı?
هَلْ زَيْنَبُ وَ فاَطِمَةُ سَمِعَتاَ الْخَبَرَ ؟
Zeynep ve Fâtıma haberi işittiler mi?
Tesniye Muhâtab - Muhâtaba Örnekleri:
Fiilin sonuna müzekker için de müennes için de aynı olmak üzere تُماَ dediğimiz tesniye muhatap zamiri eklenir.
ضَرَبْتُماَ
ikiniz vurdunuz
فَتَحْتُماَ
ikiniz açtınız
عَلِمْتُماَ
ikiniz bildiniz
وَجَدْتُماَ
ikiniz buldunuz
شَرِبْتُماَ
ikiniz içtiniz
أَكَلْتُماَ
ikiniz yediniz
هَلْ فَتَحْتُماَ الْباَبَ ؟
İkiniz kapıyı açtınız mı?
هَلْ سَمِعْتُماَ الْخَبَرَ ؟
İkiniz haberi işittiniz mi?
Tesniye Mütekellim Örnekleri:
Mütekellimlerin yani birinci şahısların tesniyesi ile cemisi aynıdır. İki veya daha fazla kişi için hep çoğul olarak ناَ gelir:
فَتَحْناَ ikimiz açtık veya biz açtık وَجَدْناَ ikimiz bulduk veya biz bulduk gibi
فَتَحْناَ الْباَبَ.
İkimiz kapıyı açtık.
سَمِعْناَ الْخَبَرَ.
Haberi işittik.
¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
? ALIŞTIRMALAR ?
1. Aşağıdaki soru kelimelerini yanlarındaki kısaltılmış halleriyle birlikte üçer kere defterinize yazınız ve ezberleyiniz.
مَنْ
kim
عَلَى ماَذاَ (عَلاَمَ)
ne üzerine
ماَذاَ - ماَ
ne
عَنْ ماَذاَ (عَمَّ)
ne hakkında, neden
لِماَذاَ (لِمَ)
niçin
مِنْ ماَ (مِمَّا)
hangi şeyden, neden
بِماَذاَ (بِمَ)
ne ile
مِنْ مَنْ (مِمَّنْ)
kimden
أَيْنَ
nerede
هَلْ - أَ
mi, mı
مِنْ أيْنَ
nereden
كَيْفَ
nasıl
إِلَى أَيْنَ
nereye
مَتَى
ne zaman
بِكَمْ
kaça
كَمْ
kaç
Not: Soru kelimeleri cümlenin başına gelir ve kendinden sonra gelen kelimenin harekesine etki etmezler.
2. Aşağıdaki cümleleri ikişer kere defterinize yazınız.
سَمِعْتُماَ النَّصيِحَةَ.
(İkiniz) nasihatı işittiniz (müz-müe.)
هَلْ رَسَمَتاَ الصُّورَةَ ؟
(İkisi) resmi çizdiler mi? (müe.)
نَعَمْ ، رَسَمَتاَ الصُّورَةَ
Evet, (o ikisi) resmi çizdiler.
وَجَداَ الْكِتاَبَ.
(İkisi) kitabı buldular (müz.)
هَلْ سَمِعاَ الْخَبَرَ ؟
(İkisi) haberi işittiler mi?
نَعَمْ سَمِعاَ الْخَبَرَ.
Evet, (o ikisi) haberi işittiler (müz.)
هَلْ عَمِلْتُماَ الْواَجِبَ ؟
لاَ ، قَرَأْناَ الْكِتاَبَ.
(İkiniz) ödevi yaptınız mı?
Hayır, kitap okuduk.
كَيْفَ حَمَلَتاَ الدَّفاَتِرَ؟
(İkisi) defterleri nasıl taşıdılar ? (müe.)
سَمِعْناَ النَّصيِحَةَ.
(İkimiz) nasihatı işittik.
لَبِسْتُماَ الْحِذاَءَ.
(İkiniz) ayakkabıyı giydiniz (müz-müe.).
عَلِمْتُماَ السُّؤاَلَ.
(İkiniz) soruyu bildiniz (müz-müe.).
مَتَى أَكَلْتُماَ الْبُرْتُقاَلَ ؟
(İkiniz) portakalı ne zaman yediniz ? (müz-müe.)
أَيْنَ فَتَحْناَ الْحَقيِبَةَ ؟
(İkimiz) çantayı nerde açtık ?
لِماَذاَ فَتَحاَ الْحَقيِبَةَ ؟
(İkisi) çantayı niçin açtılar ? (müz.)
قَرأْتُماَ قِصَّةً.
(İkiniz) bir kıssa okudunuz.
دَخَلْتُماَ الْمَطْبَخَ وَ عَمِلْتُماَ الْقَهْوَةَ.
(İkiniz) mutfağa girdiniz ve kahve yaptınız.
لَعِباَ الْكُرَةَ.
(İkisi) top oynadılar (müz.).
عَمِلَتاَ الطَّعاَمَ الْيَوْمَ.
(İkisi) bugün yemeği yaptılar (müe.).
3. Aşağıdaki cümlelere uygun fiilleri koyunuz.(Cevaplar için üzerine tıklayınız)
..... الْوَلَدُ الْبِنْتَ.
..... اللَّحْمَ .
..... الْخُبْزَ.
..... جَماَلٌ الدَّرْسَ.
MAZİ FİİLLERDE CEMİ (ÇOĞUL) HALİ
Bir işi ikiden fazla kişi yaptığı zaman müzekker gâib için fiilin sonuna (ُوا) eklenip cemi müzekker gâib yapılmış olur. Örnekler:
ضَرَبَ den →
ضَرَبُوا
Onlar dövdüler
شَرِبَ den →
شَرِبُوا
Onlar içtiler
den →عَلِمَ
عَلِمُوا
Onlar bildiler
أَكَلَ den →
أَكَلوُا
Onlar yediler
Cemi müennes gâibe'de (yani o kadınlarda) fiilin son harfi cezimlenip -ْنَ eklenir:
→ أَكَلَ
أَكَلْنَ
(O bayanlar) yediler
→ عَلِمَ
عَلِمْنَ
bildiler
→ شَرِبَ
شَرِبْنَ
(O bayanlar) içtiler
→كَتَبَ
كَتَبْنَ
yazdılar
→ وَجَدَ
وَجَدْنَ
(O bayanlar) buldular
→ ضَرَبَ
ضَرَبْنَ
vurdular
Muhâtab çoğulda; fiilin sonundaki cezimden sonra müzekkerlerde تُمْ müenneslerde تُنَّ eklenir. Örnekler:
Müennes
Müzekker
ضَرَبْتُنَّ
dövdünüz
ضَرَبْتُمْ
عَلِمْتُنَّ
bildiniz
عَلِمْتُمْ
أَكَلْتُنَّ
yediniz
أَكَلْتُمْ
نَصَرْتُنَّ
yardım ettiniz
نَصَرْتُمْ
وَجَدْتُنَّ
buldunuz
وَجَدْتُمْ
دَخَلْتُنَّ
girdiniz
دَخَلْتُمْ
Mütekellimin çoğulu: Birinci şahsın (ben’in) çoğulunda kaide, fiilin sonuna cezimden sonra tesniye için de cemi için de نَا zamirinin eklenmesidir. Erkek ve dişi için aynıdır.
den →وَجَدَ
وَجَدْنَا
(Biz-İkimiz) bulduk
den →أَكَلَ
أَكَلْنَا
yedik
den → فَتَحَ
فَتَحْنَا
açtık
den → عَلِمَ
عَلِمْنَا
bildik
den → شَرِبَ
شَرِبْناَ
içtik
هَلْ فَتَحْتُمُ الْباَبَ ؟
Kapıyı açtınız mı?
هَلْ سَمِعْتُنَّ الْخَبَرَ ؟
Haberi işittiniz mi?
نَعَمْ ، سَمِعْناَ الْخَبَرَ.
Evet haberi işittik.
Son iki konuyu özetlersek fiillerin tesniye ve cemi halinin tablosu şöyledir:
Cemi
Tesniye
كَتَبُوا
كَتَبَا
Gâib
كَتَبْنَ
كَتَبَتَا
Gâibe
كَتَبْتُمْ
كَتَبْتُمَا
Muhatap
كَتَبْتُنَّ
كَتَبْتُمَا
Muhâtaba
كَتَبْنَا
كَتَبْنَا
Mütekellim
F Arapça cümle kuruluşunda fâil, fiilden sonraya kalırsa fiil daima tekil olur. Sadece fiilin müzekker mi yoksa müennes mi olduğu belirtilir. Yani, fâilin ortada geldiği gâib fiil cümlesinde; fâil bizzat cümlede yer aldığında söz konusu fâil, ister tesniye ister cemi olsun baştaki fiil daima tekil yani müfrettir.
الْبِنْتاَنِ الحِْصَانَ. رَكِبَتِ
(İki kız ata bindi).
الْبَنَاتُ الحِْصَانَ. رَكِبَتِ
(Kızlar ata bindi).
İsim cümlesinde ise durum farklıdır:
İsim cümlesinde fâil başa geldiğinde ortaya konulan fiil, fâilin durumuna göre ya tesniye ya da cemi olarak çekimli halde gelir.
اَلْبِنْتاَنِ رَكِبَتاَ الحِْصَانَ.
(İki kız ata bindi).
الحِْصَانَ. رَكِبْنَ اَلْبَنَاتُ
(Kızlar ata bindi).
Fâil, tesniye ya da cemi olarak bizzat gâib cümlede yer almadığında ise başa gelen fiil çoğul olur:
رَكِبَتاَ الحِْصَانَ.
İkisi ata bindi (müennes).
الحِْصَانَ. رَكِبْنَ
Ata bindiler (müennes).
كَتَبوُا الدَّرْسَ.
Dersi yazdılar (müzekker).
Mâzî fiillerle ilgili genel cümle örnekleri:
لَبِسْناَ الْمَلاَبِسَ.
Elbiseleri giydik.
سَمِعْناَ النَّصيِحَةَ.
Nasihatı işittik.
عَلِمْتُمُ السُّؤاَلَ.
Soruyu bildiniz (müz.).
أَكَلْتُنَّ الْبُرْتُقاَلَ.
Portakalı yediniz (müe.).
فَتَحُوا الْحَقيِبَةَ.
Çantayı açtılar (müz.).
فَتَحَ الْحَقيِبَةَ.
Çantayı açtı.
قَرأْتُمْ قِصَّةً وَ لَعِبْتُمُ الْكُرَةَ.
Bir kıssa okudunuz ve top oynadınız.
دَخَلْناَ الْمَطْبَخَ وَ عَمِلْناَ الْقَهْوَةَ.
Mutfağa girdik ve kahve yaptık.
عَمِلْتُنَّ الطَّعاَمَ الْيَوْمَ.
Bugün yemeği yaptınız.
هَلْ رَسَمْتَ الصُّورَةَ.
Resmi çizdin mi? (müz.)
نَعَمْ ، رَسَمْتُ الصُّورَةَ.
Evet, resmi çizdim.
وَجَدْتُمُ الْكِتاَبَ.
Kitabı buldunuz (müz.).
هَلْ سَمِعْنَ الْخَبَرَ ؟
Haberi işittiler mi?
نَعَمْ سَمِعْنَ الْخَبَرَ.
Evet, haberi işittiler.
هَلْ عَمِلُوا الْواَجِبَ ؟
Ödevi yaptılar mı?
لاَ ، قَرَأُوا الْكِتاَبَ.
Hayır, kitap okudular.
حَمَلْنَ الدَّفاَتِرَ.
Defterleri taşıdılar.
سَمِعْتُمُ النَّصيِحَةَ.
Nasihatı işittiniz.
عاَئِشَةُ وَ فاَطِمَةُ وَ زَيْنَبُ دَخَلْنَ الْمَطْبَخَ.
Aişe, Fatıma ve Zeynep mutfağa girdiler.
دَخَلَتْ عاَئِشَةُ وَ فاَطِمَةُ وَ زَيْنَبُ الْمَطْبَخَ.
Aişe, Fatıma ve Zeynep mutfağa girdi.
خاَلِدٌ وَ عاَدِلٌ وَ عُمَرُ دَخَلُوا الْمَطْبَخَ.
Halit, Adil ve Ömer mutfağa girdiler.
دَخَلَ خاَلِدٌ وَ عاَدِلٌ وَ عُمَرُ الْمَطْبَخَ.
Halit, Adil ve Ömer mutfağa girdi.
اَلنِّساَءُ أَكَلْنَ الطَّعاَمَ.
Kadınlar yemeği yediler.
أَكَلَتِ النِّساَءُ الطَّعاَمَ.
Kadınlar yemeği yedi.
اَلرِّجاَلُ سَمِعُوا الْخَبَرَ.
Erkekler haberi işittiler.
سَمِعَ الرِّجاَلُ الْخَبَرَ.
Erkekler haberi işitti.
OLUMSUZ MAZİ FİİL
Öğrendiğimiz mâzî fiilin başına ماَ olumsuz takısı (harfu nefy) eklenirse mâzî fiilini olumsuzlaştırır. Örnek:
كَتَبْتُ
yazdım
مَا كَتَبْتُ
yazmadım
عَلِمُوا
bildiler
مَا عَلِمُوا
bilmediler
شَرِبْتُمْ
içtiniz
ماَ شَرِبْتُمْ
içmediniz
مَا نَصَرْتَ
yardım etmedin
مَا نَصَرْتُمْ
yardım etmediniz
مَا نَصَرْتُمَا
ikiniz yardım etmediniz
ماَ فَتَحْتُمُ الْبَابَ.
Kapıyı açmadınız.
ماَ ضَرَبْتَ الْحِصَانَ.
Ata vurmadın.
ضَرَبْتَ الْحِصَانَ.
Ata vurdun.
وَجَدْنَا الْقَلَمَ.
Kalemi bulduk.
مَا وَجَدْنَا الْقَلَمَ.
Kalemi bulmadık.
خاَلِدٌ ماَ كَتَبَ الرِّساَلَةَ.
Halit mektubu yazmadı.
عاَدِلٌ ماَ قَرَأَ الصَّحيِفَةَ.
Adil gazeteyi okumadı.
إِبْراَهيِمُ ماَ أَخَذَ الْقَلَمَ.
İbrahim kalemi almadı.
خَديِجَةُ ماَ فَتَحَتِ الْكِتاَبَ.
Hatice kitabı açmadı.
ماَ وَجَدْنَ الْحَقيِبَةَ.
Çantayı bulmadılar.
ماَ فَهِمْتُمُ الْقُرْآنَ.
Kur’ân’ı anlamadınız.
هَلْ عَمِلْتِ الْواَجِبَ أَمْسِ[9]؟
Dün ödevi yaptın mı?
لاَ ، ماَ عَمِلْتُ الْواَجِبَ أَمْسِ.
Hayır, dün ödevi yapmadım.
¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
? ALIŞTIRMALAR ?
1. Aşağıdaki kelimeleri üçer kere yazınız.
اَلطاَّلِبُ
erkek öğrenci (büyük)
اَلطاَّلِبَةُ
kız öğrenci (büyük)
اَلطُّلاَّبُ
erkek öğrenciler
اَلطاَّلِباَتُ
kız öğrenciler
اَلتَّلاَميِذُ
erkek öğrenciler (küçük)
اَلتِّلْميِذاَتُ
kız öğrenciler (küçük)
اَلْمَكْتَبَةُ
kütüphane
اَلْجَرَسُ
zil
اَلْأَوْلاَدُ
çocuklar
اَلْقَهْوَةُ
kahve
اَلطَّعاَمُ
yemek
عَرَفَ
bildi, tanıdı
اَلشاَّيُ
çay
اَلْمَطْبَخُ
mutfak
خَالِدُونَ
Hâlit’ler
اَلصَّفُّ
sınıf
اَلنِّسَاءُ
kadınlar
اَلناَّفِذَةُ
pencere
اَلْفِنْجاَنُ
fincan
اَلْبَنَاتُ
kızlar
ثُمَّ[10]
sonra
اَلرِّجَالُ
adamlar
فَاطِمَاتٌ
Fatıma’lar
مُبَكِّراً[11]
erken
اَلْمُديِرُ
müdür
وَصَلَ
vardı, geldi ulaştı
فَعَلَ
yaptı
بَلَى
evet, bilakis (Olumsuz sorunun cevabı olumlu olduğunda kullanılır).
2. Aşağıdaki cümleleri ikişer kere defterinize yazınız.
اَلتِّلْميِذاَتُ سَمِعْنَ الْجَرَسَ وَ دَخَلْنَ الصَّفَّ
(Kız) Öğrenciler zili duydular ve sınıfa girdiler.
اَلنِّسَاءُ أَكَلْنَ الطَّعاَمَ ثُمَّ ماَ شَرِبْنَ الشاَّيَ
Kadınlar yemek yediler sonra çay içmediler.
اَلرِّجاَلُ أَكَلُوا الطَّعاَمَ ثُمَّ شَرِبوُا الْقَهْوَةَ
Erkekler yemek yediler sonra kahve içtiler.
هَلْ دَخَلوُا الْمَكْتَبَةَ وَقَرَأُوا كِتاَباً ؟
Kütüphaneye girdiler ve bir kitap okudular mı ?
ماَ سَمِعْنَ الْجَرَسَ وَ ماَ دَخَلْنَ الصَّفَّ
Zili duymadılar ve sınıfa girmediler (müe).
لِماَذاَ ماَ دَخَلْنَ الصَّفَّ ؟
Niçin sınıfa girmediler?
أَ ماَ سَمِعْتُمُ الْجَرَسَ ؟
Zili duymadınız mı? (müz.)
بَلَى ، سَمِعْناَ الْجَرَسَ
Evet (bilakis), duyduk.
هَلْ ماَ دَخَلْنَ الصَّفَّ ؟
Sınıfa girmediler mi ?
بَلىَ ، دَخَلْنَ الصَّفَّ
Evet (bilakis) girdiler.
مَنْ دَخَلَ الصَّفَّ ؟ دَخَلَ الْمُديِرُ .
Sınıfa kim girdi? Müdür girdi.
ماَذاَ فَعَلَ الطاَّلِبُ ؟
Öğrenci ne yaptı?
عَرَفَ الْمُدِيرَ وَ وَقَفَ
Müdürü tanıdı ve ayağa kalktı.
3. Aşağıdaki cümle kuruluşlarını tercüme ediniz.(Cevaplar için üzerine tıklayınız)
اَلرِّجَالُ كَتَبُوا الدَّرْسَ.
2-
اَلنِّسَاءُ كَتَبْنَ الدَّرْسَ.
1-
اَلطُّلاَّبُ ضَربُوا الْحِصَانَ.
4-
اَلْبَنَاتُ ضَرَبْنَ الْحِصَانَ.
3-
خَالِدُونَ أكَلُوا الْخُبْزَ.
6-
فَاطِمَاتٌ أَكَلْنَ الْخُبْزَ.
5-
وَجَدْتُمْ قَلَماً.
8-
وَجَدْتُنَّ قَلَماً.
7-
لاَ ، ماَ شَرِبْناَ الْمَاءَ.
10-
هَلْ شَرِبْتُنَّ الْمَاءَ ؟
9-
نَعَمْ نَصَرْناَ التِّلْمِيذَ.
12-
أَ نَصَرْتُنَّ التِّلْمِيذَ ؟
11-
بَلَى ، أَكَلْناَ الْخُبْزَ.
14-
هَلْ ماَ أَكَلْتُنَّ الْخُبْزَ ؟
13-
عَلِمْنَا الدَّرْسَ.
16-
كَتَبْنَا الدَّرْسَ.
15-
وَجَدْنَا الْقَلَمَ.
18-
رَكِبْنَا الْفَرَسَ.
17-
فَتَحْتُمُ الْبَابَ.
20-
فَتَحْتُنَّ الْبَابَ.
19-
دَخَلْتُمَا الْمَطْبَخَ.
22-
كَسَرْتُمَا الْفِنْجاَنَ.
21-
أَكَلْتُمُ الطَّعاَمَ.
24-
رَكِبْتُنَّ السَّيَّارَةَ.
23-
4. Aşağıdaki Türkçe cümleleri Arapça’ya çeviriniz.(Cevaplar için üzerine tıklayınız)
1. Dersi bildik.
2. Kısrak suyu içti.
3. Kapıyı açmadım.
4. Çocuk ders yazdı.
5. Kız bir kalem buldu.
6. Kız kalemi buldu.
7. Kadınlar ekmeği yediler.
8. Adam kısrağa yardım etti.
9. Talebeler kapıyı açtılar.
10. Suyu içmedik.
11. Kızlar ekmek yemediler.
12. Talebe kapıyı açmadı.
¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
MÂZÎ FİİL ÇEKİM TABLOSU
(AYNEN EZBERLENECEKTİR)
Sona eklenen zamir
Fiil-i Mâzî
Manası
Gramer kaidesine göre deyimi
نَصَرَ
Yardım etti
Müfred müzekker gâib
ا
نَصَراَ
İkisi yardım etti
Tesniye müzekker gâib
وُا
نَصَرُوا
Yardım ettiler
Cemi müzekker gâib
تْ
نَصَرَتْ
Yardım etti
Müfred müennes gâibe
تَا
نَصَرَتَا
İkisi yardım etti
Tesniye müennes gâibe
نَ
نَصَرْنَ
Yardım ettiler
Cemi müennes gâibe
تَ
نَصَرْتَ
Yardım ettin
Müfred müzekker muhatap
تُمَا
نَصَرْتُمَا
İkiniz yardım ettiniz
Tesniye müzekker muhatap
تُمْ
نَصَرْتُمْ
Yardım ettiniz
Cemi müzekker muhatap
تِ
نَصَرْتِ
Yardım ettin
Müfred müennes muhâtaba
تُمَا
نَصَرْتُمَا
İkiniz yardım ettiniz
Tesniye müennes muhâtaba
تُنَّ
نَصَرْتُنَّ
Yardım ettiniz
Cemi müennes muhâtaba
تُ
نَصَرْتُ
Yardım ettim
Müfred mütekellim vahde
نَا
نَصَرْنَا
İkimiz yardım ettik
Tesniye mütekellim
نَا
نَصَرْنَا
Yardım ettik
Cemi mütekellim
Ezberlenecek tablo hali:
نَصَرُوا
نَصَراَ
نَصَرَ
نَصَرْنَ
نَصَرَتَا
نَصَرَتْ
نَصَرْتُمْ
نَصَرْتُمَا
نَصَرْتَ
نَصَرْتُنَّ
نَصَرْتُمَا
نَصَرْتِ
نَصَرْنَا
نَصَرْتُ
¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
?GENEL DEĞERLENDİRME ALIŞTIRMALARI?
1. Aşağıdaki fiilleri yukarıdaki tabloya göre çekiniz.
دَخَلَ - خَرَجَ - كَتَبَ - ضَرَبَ - فَتَحَ - وَجَدَ - عَلِمَ - قَتَلَ - ذَهَبَ
2. Aşağıdaki fiillerin manalarını söyleyip Arapça grameriyle deyimlendiriniz.(Cevaplar için üzerine tıklayınız)
ضَرَبْتُمْ - كَتَبُوا - قَتَلَ - شَرِبْتِ - دَخَلْنَ - فَتَحَا - ذَهَبْتَ – نَصَرْنَا - عَلِمَتْ – أَكَلْتُمَا - رَكِبْتُنَّ - أَكَلَتْ - وَجَدْنَا - ضَرَبَ - كَتَبْتُمْ – عَلِمْتِ - شَرِبَا - وَجَدْتُنَّ - أَكَلَ - فَتَحُوا - ضَرَبَتَا - أَكَلَتَا - فَتَحْتَ - وَجَدَا - شَرِبْنَ - عَلِمْتَ - ضَرَبْتُمْ .
3. Aşağıdaki fiillerin müenneslerini söyleyiniz.(Cevaplar için üzerine tıklayınız)
أَكَلاَ - ضَرَبْنَا - كَتَبْتُمْ - شَرِبُوا - ضَرَبَ
4. Aşağıdaki kelimeleri üçer kere yazınız.
اَلْمُصْحَفُ
mushaf
اَلْواَلِدُ
baba
لَعِبَ
oynadı
اَللُّغَةُ
lisan, dil
اَلْواَلِدَةُ
anne
عَمِلَ
çalıştı
قَليِلاً
biraz, az
اَلْقُرْآنُ الْكَريِمُ
Kur’ân-ı Kerim
قَتَلَ
öldürdü
اَلْحَبْلُ
ip
اَلْأُسْتاَذُ
hoca, öğretmen
حَبَسَ
hapsetti
اَلْكَلاَمُ
söz, konuşma
سُؤاَلٌ
sual, soru
أَخَذَ
aldı
اَلْكَلْبُ
köpek
الْخَبَرُ
haber
فَهِمَ
anladı
اَلْواَجِبُ
ödev, görev
اَلصَّحيِفَةُ
gazete, sayfa
قَطَعَ
kesti
اَلْحاَفِلَةُ
otobüs
اَلْحَماَّمُ
banyo
سَمِعَ
işitti
اَلْمَجَلَّةُ
dergi
اَلذِّئْبُ
kurt
طَبَخَ
pişirdi
اَلْقِطُّ
kedi (erkek)
اَلشُّرْطِيُّ
polis
غَسَلَ
yıkadı
اَلْهِرَّةُ
kedi (dişi)
اَللِّصُّ
hırsız
حَفِظَ
ezberledi
اَلغُرْفَةُ
oda
اَلْخَروُفُ
kuzu
اَلْمَسْجِدُ
mescid
اَلْمَلاَبِسُ
elbiseler
5. Aşağıdaki cümleleri ikişer kere yazınız.
اَلطُّلاَّبُ دَخَلوُا الْمَكْتَبَةَ وَقَرَأُوا كِتاَباً.
(Erkek) Öğrenciler kütüphaneye girdiler ve bir kitap okudular.
دَخَلَ الطُّلاَّبُ الْمَكْتَبَةَ وَقَرَأُوا كِتاَباً.
(Erkek) Öğrenciler kütüphaneye girdiler ve bir kitap okudular.
اَلطاَّلِباَتُ دَخَلْنَ الْمَكْتَبَةَ وَقَرَأْنَ كِتاَباً.
(Kız) Öğrenciler kütüphaneye girdiler ve bir kitap okudular.
دَخَلَتِ الطاَّلِباَتُ الْمَكْتَبَةَ وَقَرَأْنَ كِتاَباً.
(Kız) Öğrenciler kütüphaneye girdiler ve bir kitap okudular.
اَلتَّلاَميِذُ سَمِعوُا الْجَرَسَ وَ دَخَلوُا الصَّفَّ.
(Erkek) Öğrenciler zili duydular ve sınıfa girdiler.
غَسَلَتِ الْمَرْأَةُ الْحَديِقَةَ.
Kadın bahçeyi yıkadı.
أَكَلَ الْقِطُّ اللَّحْمَ.
Kedi eti yedi.
دَخَلَ عَلِيٌّ الْحَماَّمَ.
Ali banyoya girdi.
ماَ وَجَدَ إِبْراَهيِمُ الْحَقيِبَةَ.
İbrâhim çantayı bulmadı.
سَأَلَ إِبْراَهيِمُ أَحْمَدَ.
İbrâhim Ahmed’e sordu.
وَصَلَتِ السَّياَّرَةُ وَ رَكِبَ عُمَرُ.
Araba geldi ve Ömer bindi.
إِبْراَهيِمُ ماَ أَخَذَ الْقَلَمَ.
İbrâhim kalemi almadı.
إِبْراَهيِمُ ماَ قَرَأَ الرِّسالَةَ.
İbrâhim mektubu okumadı.
أَخَذوُا الْقَلَمَ وَ كَتَبوُا الْعَرَبِيَّةَ.
Kalemi aldılar ve Arapça’yı yazdılar.
حَبَسَ الشُّرْطِيُّ اللِّصَّ.
Polis hırsızı hapsetti.
أَكَلَ الذِّئْبُ الْخَروُفَ.
Kurt kuzuyu yedi.
طَبَخَتِ الْمَرْأَةُ الطَّعاَمَ.
Kadın yemeği pişirdi.
فَتَحَ أحْمَدُ الناَّفِذَةَ وَ دَخَلَتِ الشَّمْسُ الْغُرْفَةَ.
Ahmet pencereyi açtı ve güneş odaya girdi.
قَرَأَ الأَبُ الصَّحيِفَةَ وَ قَرَأَتِ الأُمُّ الْمَجَلَّةَ.
Baba gazete okudu ve anne dergi okudu.
دَخَلَ إِبْراَهيِمُ الْمَكْتَبَةَ ، قَرَأَ قَليِلاً ثُمَّ خَرَجَ.
İbrâhim kütüphaneye girdi, biraz okudu sonra çıktı.
6. Aşağıdaki cümleleri Arapça’ya çeviriniz.(Cevaplar için üzerine tıklayınız)
1. Ali nasihatı işitti.
2. Aişe bir mektup yazdı.
3. Kadın bahçeyi yıkadı.
4. Çocuk çiçeği kopardı.
5. İmam mescide girdi.
6. Adam ayağa kalktı.
7. Aşağıdaki cümlelerin sağ tarafını kapatarak sol tarafını, sol tarafını kapatarak sağ tarafını yukarıdaki kelimeler yardımıyla yazınız.
حَفِظَ عُمَرُ الْقُرْآنَ الْكَريِمَ.
Ömer Kur’ân’ı Kerîm’i ezberledi.
هَلْ رَكِبَتْ عاَئِشَةُ الْحاَفِلَةَ ؟
Aişe otobüse bindi mi?
أَيْنَ كَتَبَ سَعيِدٌ الْواَجِبَ ؟
Said ödevi nerede yazdı?
لِماَذاَ قَتَلَ الْكَلْبُ الْهِرَّةَ ؟
Köpek kediyi niçin öldürdü?
كَيْفَ فَهِمَ جَماَلٌ الْكَلاَمَ ؟
Cemal konuşmayı nasıl anladı?
لِماَذاَ قَطَعَتْ زَيْنَبُ الْحَبْلَ ؟
Zeynep ipi niçin kesti?
مَنْ سَأَلَ عَلِياًّ سُؤاَلاً ؟
Kim Ali’ye bir sual sordu?
مَتَى فَتَحَ عُمَرُ الْكِتاَبَ ؟
Ömer kitabı ne zaman açtı?
قَرأْتُ قِصَّةً.
Bir hikaye okudum.
هَلْ رَسَمْتَ صُورَةً ؟
Bir resim çizdin mi?
مَا عَمِلْنَا السُّؤَالَ
Soruyu bilmedik.
هَلْ عَمِلْتَ الْوَاجِبَ ؟
Ödevi yaptın mı?
هَلْ لَبِسْتُنَّ الْمَلاَبِسَ ؟
Elbiseleri giydiniz mi?
أَقَرَأَ الأُسْتَاذُ الصَّحِيفَةَ ؟
Hoca gazeteyi okudu mu?
دَخَلَ أَحْمَدُ الْمَسْجِدَ وَقَرَأَ الْقُرْآنَ
Ahmet mescide girdi ve Kur’ân okudu.
مَا لَعِبَ التِّلْمِيذُ الْكُرَةَ
Öğrenci top oynamadı.
مَا وَصَلَتِ السَّيَّارَةُ
Araba gelmedi.
كَيْفَ شَرِبَتْ فَاطِمَةُ الشَّايَ ؟
Fâtıma çayı nasıl içti?
كَسَرَ عَلِيٌّ فِنْجَانًا
Ali bir fincan kırdı.
وَجَدَ سَعِيدٌ فِنْجَانًا
Said bir fincan buldu.
دَخَلَ أَحْمَدُ الْمَطْبَخَ وَعَمِلَ الطَّعَامَ
Ahmed mutfağa girdi ve yemeği yaptı.
عَمِلْتِ الطَّعَامَ الْيَوْمَ
Bugün yemeği sen yaptın.
دَخَلَ الطَّالِبُ الْمَكْتَبَةَ وَ قَرَأَ كِتَابًا
Öğrenci kütüphaneye girdi ve bir kitap okudu.
عَرَفْتُمُ التِّلْمِيذَ
Öğrenciyi tanıdınız.
وَصَلَتِ الْحَافِلَةُ
Otobüs geldi.
[8] Mübtedâ haberle ilgili geniş açıklama daha sonra verilecektir.
[9] (أَمْسِ) (dün) kelimesi her zaman esre olan mebni (harekesi her zaman aynı olan) zaman zarfıdır.
[10] Son harfinin harekesi duruma göre değişmeyen (mebnî) bir kelimedir. Yakında işlenecektir.
[11] Nekre kelimelerin sonundaki üstün tenvin, tâ-i merbuta (kapalı ة ) hariç elifin üzerine yazılır.
__________________ “Biz bu cihandan göçelim ol dost iline uçalım
Arzu hevâdan geçelim gel dosta gidelim gönül.” — Yunus Emre k.s. |