Tekil Mesaj gösterimi
Alt 24 Ocak 2013, 19:48   Mesaj No:11

mehmet akif2

Medineweb Emekdarı
mehmet akif2 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:mehmet akif2 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13402
Üyelik T.: 25 Şubat 2011
Arkadaşları:11
Cinsiyet:bayan
Yaş:44
Mesaj: 7.406
Konular: 425
Beğenildi:2308
Beğendi:4896
Takdirleri:3818
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: inkilap tarihi 1 kısa bilgiler

Cumhuriyetin İlk Yıllarında Ekonomik Durum ve Ülke Ekonomisi

XVII. yüzyıldan itibaren Osmanlı Devleti Avrupa’ya karşı siyasi üstünlüğünü kaybetti. Bunun yanında batılıların ekonomik gelişmesine de ayak uyduramadı. Avrupa’nın ortaya koyduğu her türlü yeniliğe karşı çıkan Osmanlı toplumu hiçbir yeniliği benimsemedi. Dolayısıyla Avrupa’da meydana gelen bilim ve teknik alanındaki gelişmelerden Osmanlı toplumu habersiz kaldı ve yararlanamadı. Bunun sonucu olarak Osmanlı toplumu gerilemeye başladı. Avrupa’da Sanayi İnkılâbı ile yeni fabrikalar kurulurken, Osmanlı toplumu Sanayi İnkılâbı’nı yaşayamamış ve ilkel bir tarım toplumu durumunda kalarak sanayisi el sanatları düzeyinde kalmıştı. Bu nedenle Osmanlı Devleti son dönemlerinde Avrupa ülkelerinin tarımsal ve sanayi malları için tam bir açık pazar haline geldi.

Çünkü ülkede sarayın ve ordunun temel ihtiyaçlarını karşılamak için var olan birkaç fabrika ile yabancıların kurduğu ve işlettiği ufak çaplı az sayıda işletmeden başka sanayi kuruluşu yoktu. Bu durumda Osmanlı Devleti mevcut hammaddelerini işleyerek iç ve dış piyasaya sunamadı. Böylece Osmanlı pazarlarında Avrupa malları daha çok satılmaya başladı. Osmanlı ekonomisinin gerilemesinde kapitülasyonlar adı altında yabancılara tanınan imtiyazlarda etkili oldu. Osmanlı Devleti, Avrupa devletlerine Osmanlı pazarlarında iç ticaret yapma hakkı tanıdı. Bunun sonucunda Osmanlı Devleti batılı ülkelerin pazarı haline geldi. Kapitülasyonlar sanayinin kurulmasını ve ticaretin korunmasını engelleyen bir etken de oldu.

Bu yönleriyle kapitülasyonlar batılılara, Osmanlı Devletini sömürme imkânı sağlamış oldu. Osmanlı ekonomisinin kötüye gitmesinde Türklerin ticaretle uğraşmamaları da etkili olmuştur. Ülkede iç ticaretin önemli bir bölümü ile dış ticaretin tamamı yabancıların elindeydi. Ticaretin, Ermeni ve Rum asıllı Osmanlı vatandaşları ile yabancıların elinde olması Türklerin bu alanda beceri kazanmalarını engelledi. Bu durum, millî bir ekonomi hayatının oluşmasını zorlaştırdı. Ayrıca, devlet bütçesinin borçlanmalarla düzenlenmesi de Osmanlı ekonomisini olumsuz etkiledi. 1853 yılından itibaren batılı ülkelerden alınan dış borçlar zamanla ödenemez hale geldi. Bunun üzerine Osmanlı Devleti’nin gelir kaynaklarına Düyûn -ı Umumiye İdaresi kurularak el konuldu. Devlet gelirlerinin dış borçlara karşılık teminat olarak gösterilmesi ile siyasi ve mali egemenlik kaybedildi.

Çünkü ülkenin doğal kaynakları ve kamu gelirleri yabancıların eline geçmişti. Böylece batılılar, Osmanlı Devleti üzerinde tam bir ekonomik denetim kurmuş oldular. Bu geri ekonomi savaşlar ve bu savaşlarda verimli toprakların kaybedilmesi ile daha da geriledi. Türkiye Cumhuriyeti’nin, Osmanlı Devleti’nden devraldığı ekonomik yapı çok kötü durumdaydı. Cumhuriyet Dönemine kadar on yıl devam eden savaşlarda eldeki sınırlı kaynaklar kullanılmış, işgal güçleri tarafından sömürülmüş ve tahrip edilmişti. Ayrıca bu savaşlarda insan kaynağımız kurumuş, yetişmiş uzman kadromuz yok olmuştu. Ekonomik kalkınmayı sağlayacak gerekli sermaye yoktu. Eldeki bütün imkânlar ordu için kullanılmıştı. Ülkede sanayi denilecek tesisler yoktu. Üretim yapacak tek fabrika kurulamamıştı. Her türlü ihtiyacımızı dışarıdan satın alarak gidermek zorundaydık. Ülkedeki küçük sanayi kolları da yabancıların ve azınlıklarının kontrolü altındaydı. Bankacılık, dış ticaret, demiryolları, maden işletmeleri yabancıların elindeydi. Türk denizlerinde yük ve yolcu taşıma işini genellikle yabancılar yapmaktaydı. Tarımda çok geri bir teknoloji ile üretim yapılıyor ve bilimden yararlanılmıyordu.

Köylü ağır vergiler altında ezilmişti.Ulaşım imkânları kısıtlı olduğu için tarım ürünleri uzak yerlere götürülüp satılamıyordu. Yeni Türk Devleti, Lozan Antlaşması ile kapitülasyonları kaldırmış olmasına rağmen ekonomik problemler bir süre daha devam etti. Özellikle Osmanlıdan devralınan dış borçlar, devleti oldukça yıprattı. Ekonomik şartların bu kadar ağır olması Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sağlık, eğitim ve kültür gibi büyük önem taşıyan hizmetleri yapmasını engellemekteydi. Bu nedenle bu alanlarda inkılaplar yapıldı yapılan birçok düzenleme ile milli ekonominin temelleri oluşturuldu.




ALINTIDIR




Alıntı ile Cevapla