22 Ağustos 2007, 12:42
|
Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 71 Üyelik T.:
08 Ağustos 2007 Arkadaşları:0 Cinsiyet: Mesaj:
67 Konular:
18 Beğenildi:5 Beğendi:0 Takdirleri:10 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Topraktan emanet olanı toprağa, Allah’tan emanet olanı Allah’a teslim etmek. Topraktan emanet olanı toprağa, Allah’tan emanet olanı Allah’a teslim etmek. Ölüm gerçek hayatın başlangıcıdır. Gerçek ile karşılaşmak rüyadan uyanmak, Mevlana’nın dediği gibi “düğün gecem iz”dir. Bizim bu dünya yaşamında Allah’ın bize verdiği gerçek sevgiyi, bizde O’na aynı samimiyet ile vermeye çalıştığımız bu yaşamın bitişi, aslında aşk acısı içinde kıvrandığımız Allah’a (c.c) kavuşmaktır. Riyadan uzak olan sevginin muhabbetin doyumsuz tadından kaçılır mı?
Necip Fazıl ne güzel söylemiş;
“Ölüm güzel şey, budur perde arkasından haber, hiç güzel olmasa ölür müydü peygamber? “
Ulu güneşimiz sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed’in (sav) bir an bile tefekkürden düşürmediği Mevlasını, bizde sünnet olarak görüp bu tefekkür içinde olmamız gerek ki aynı güzelliği bizde görebilelim.
Bir çok kereler, evimizden yurdumuzdan ayrılmışızdır, bir süre sonra tekrar evimize yurdumuza döndüğümüzde, kendimizi rahata ermiş hissederiz, orası bizimdir, aslında ait olduğumuz yere dönüş yapmışızdır, farkında olmadan evden çıkar iken belki gideceğimiz yerde evdeki rahatımızdan daha iyi olacak diye düşünmüşte olabiliriz, ama o eve dönüşte yanlışın idrakine varmak, dışarıdaki hayatın sahteliğini bir çok kez şahit olmamız bizi o eve dönüşün rahatlığını verir.
Doğduğumuz güne nasıl seviniyorsak öldüğümüz güne de o şekilde sevinmeliyiz. |
| |