Durumu: Medine No : 17068 Üyelik T.:
03 Mart 2012 Arkadaşları:26 Cinsiyet:anne Memleket:arz Yaş:46 Mesaj:
1.078 Konular:
171 Beğenildi:212 Beğendi:27 Takdirleri:246 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Sümeyye Yurtsever 'den |Kalpten Kaleme Düşen'ler| Sümeyye Yurtsever 'den |Kalpten Kaleme Düşen'ler| Gençliğimin en güzel yıllarında büyük bir yer bulmuştum yaşadığım şehirde , büyük değer görüyordum ALLAHu Teala tarafından verilmiş yeteneğimle.
Bunu meslek haline getirmiştim artık. Portre resimler çiziyor , iyi paralar kazanıyordum.
İbadetlerimi , sohbetlerimi de aksatmıyordum. Soğuk bir Aralık ayı gününde yine Ayşe Hoca’nın sohbetindeydik. RABBİM Günah’tan çekip alacak , beni kendime getirecek ya konu mesleğimdi. Daha önce hiç araştırmadığım , RABBİM hoşnut mudur diye düşünmeden yaptığım Ressamlık.. Hadisler vuruyordu bir bir G/özüme.. NEFSim galeyana geldi gelecek , zor duruyordu yerinde. İtiraz için sebebler arıyordu kendince hadislere. Ama hüküm değişmezdi !
Hz. Âişe (r.anhâ) anlatıyor: RasûlULLAH (s.a.v.) bir seferden dönmüştü. (O yokken) ben, yüklüğün önüne, üzerinde resimler bulunan bir bez (perde) çekmiştim. RasûlULLAH perdeyi görünce, çekip attı, (öfkeden) yüzü de renklenmişti. "Ey Âişe!" buyurdular, "Bil ki, kıyamet günü insanların en çok azap görecek olanı ALLAH'ın yarattıklarını taklit edenlerdir." Hz. Âişe (r.â) devamla: "Biz o bezi kestik, bir veya iki minder yaptık." Demiştir. (Buhârî, Libâs 91,95.).
Sohbet bitiminde tek başıma yürüyüp uzun uzun düşündüm ; Her şeyi bir kenara atabillir miyim diye.
Yok yapamazdım. Çok iyi para kazanıyordum , başka işle meşgullükte sıkardı beni. Yaklaşık bir hafta devam ettim. Hadisleri unutmuş , normalleşmiştim. Öyle sanıyordum..
Saat 13.15 sularında bir gürültü koptu , sonra gözlerim kapandı ..
Genç bir delikanlı babasından gizli arabayı almış , Arkadaşları ile geziyormuş. Arkamda kalan boş arazide hız yapınca kontrolü kaybetmiş. Direğe çarpmış. Otomobilin o şiddetli çarpışıyla birlikte bir parça kopmuş ve sağ omzum ile boynum arasına çakılmış. Uzun süre ambulans beklemişler , müdahale edememişler. 1 ay boyunca yoğun bakımda kalmışım , Öyle dediler. Bir süre elimi kullanamazmışım.
İlahi Kudret işte. Bırakmadığım Gün/ah’tan zorla çekip almıştı beni.
Yalnız ortada bir dedikodu türemiş. Güya ben kaza yapan delikanlı ile sevgili imişim. Ayrıldığım için bilerek bana zarar vermiş vs.. Herkeste aynı muhabbet vardı hastaneden dönüşümüzde. Herkes bana bakıp fısır fısır konuşuyordu. Bu durum beni fazlası ile rahatsız etmişti. Bunu bana yapan kimdi ? Neden bana İftira atmıştı ve Neden Dedikoduya bürünmüştü mahalle ?
Tevekkül’ümü bozmuyor , Sabr’ediyordum. Elbet diyordum güzel günler yakındır. Her vakit Namazımda gerçeklerin su yüzüne çıkmasını diliyordum. Fevkalade inanırdım DUA’larıma ne de olsa RAHMAN’ın muamelesi ZAN’nımdaydı yani ZANN’ımın üzerineydi. Emindim Kabul edecekti DUA’mı. Nihayetinde bir Cuma vakti kapım çalmıştı. Karşı komşumuzun kızı gelmişti gözleri yaşlı bir şekilde. Buyur dedim hoş geldin Asiye. Girdik içeriye.
Başladı anlatmaya titreyen sesiyle ; Ahh dedi Ahh.. Yüzüne bakmaya yüzüm olmasa da geldim kapına helallik almaya. Azrail çalarsa kapımı , kaldıramaz vebalini Hakkının sol tarafım mizanda.
Ne oldu dedim ; Hayırdır ne Hakkı..
Meğer İftira’yı atan , Dedikodulara sebeb olan O imiş.. Her şeyi Kıskançlık’tan yapmış.
Yüreğini kavuran pişmanlık ateşi Gözlerindeki yaştan belli olsa da NEFSim yine izin vermiyordu dilime HELAL etti dememe. Hayır dedim ASLA HELAL etmiyorum , Git şimdi..
Hıçkırıklarla terk etti , Koşarak gitti evine.
Kırılan bardak misali Gıybet. Attı Beni yere , dağıttı herkesin diline. Dokunan farkında değildi ama Yandı . Yandı ALLAH diyen dilleri , yürekleri. Yandı bir bir Amelleri..
(Gıybetten sakının; çünkü gıybet zinadan daha şiddetlidir. Kişi zina edip tevbe eder de, [bir daha yapmazsa], ALLAHü teâlâ onun tevbesini kabul eder. Gıybet edilen, gıybet edeni affetmedikçe, affolmaz.)
[İbni Ebid-Dünya, Deylemi, Taberani, Beyheki, Tergib ve Terhib, İ. Gazali]
Uzunca bir zaman geçmesine rağmen kazadan , kolumun ağrıları şiddetle artmıştı. Artık Nefes almakta da zorlanıyordum. Sekerat-ı Mevt öncesinde olduğumun farkındalığıyla. Anneme Asiye’yi çağırmasını söyledim.
Gözleri dolu dolu geldi yine yanıma. Sus dedim sakın bişey söyleme. Biliyorum Pişmansın. Az önce ölüm ile yaşam arasında gidip geldiğim kısa bir vakitte Nar’dan bana elini uzattığını gördüm , Helal et çığlıkları içerisinde . Söz’ün olsun Dedikodu veya İftira gördüğün anda DUR demek. Seviliyorsun , Seviyor Seni Hz MUHAMMED /sav. Fısıldadı o vakitte kulağıma Helal et dedi kardeşine Hakkını , O da gelsin Şefaat edilenler kervanına. Olmasın üzerinde HAK. Hataya düştü evet ama artık öyle güzelliklerle düzeltecek ki bu Yanlışı çekip alacak Gün/Ahlardan tüm çevresindeki İnsanları..
Ve Hakkım Helal Kelimesin akabinde düştü son sözler dilinden ;
Eşhedü en La İlahe İllALLAH ve e e . . . | Sümeyye Yurtsever
__________________ لاَ يُكَلِّفُ اللّهُ نَفْسًا إِلاَّ وُسْعَهَا
"Allah hiç kimseye taşıyabileceğinden daha fazlasını yüklemez."
|| BAKARA 286. || MAZARET insanın kendine söylediği en büyük ''YALAN''dır !! .. Velhasıl-ı kelâm.
Namaz, duâ, gayret, nâsip. . . |