Durumu: Medine No : 5879 Üyelik T.:
28 Aralık 2008 Arkadaşları:32 Cinsiyet:Bay Memleket:İst Yaş:39 Mesaj:
3.185 Konular:
1383 Beğenildi:175 Beğendi:17 Takdirleri:216 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Hasan El-Benna ve Müslüman Kardeşler Sempozyumu’nun Hatırlattıklarından Hasan El-Benna ve Müslüman Kardeşler Sempozyumu’nun Hatırlattıklarından Hasan El-Benna ve Müslüman Kardeşler Sempozyumu’nun Hatırlattıklarından M. Beşir ERYARSOY
“Allah’ın hoş ve güzel bir söze kökü sağlam, dalları göklere yükselen bir ağacı misal verdiğine bakmaz mısın?” (İbrahim, 24)
Bitkiler dünyasında -ilk bakışta dahi fark edilebilen- bizim için günlük hayatımızda pek önemli olmayan yosunlardan, hatta zehirli olan, çirkin görünümlü dikenlerden görünüşüyle, gölgesiyle, mahsulü ile oldukça faydalı olan ağaçlara kadar geniş bir bitki türü yelpazesi ve dağılımı bulunmaktadır.
Bir bakıma insanlar ve onların yapıp ettikleri, çevrelerine verdikleri ve geleceğe bıraktıkları mirasları da bitkiler dünyasındaki bu gerçeği andırmaktadır.
Hasan el-Benna ve Müslüman Kardeşler, hiç şüphesiz çağımızda Müslümanları ve İslam dünyasını en ciddi anlamda etkilemiş şahsiyetin ve hareketinin ünvanıdır.
5–6 Mayıs 2012 tarihlerinde Medeniyet Derneği ile Genç Birikim Dergisi Derneği’nin gerçekleştirdikleri Uluslar arası Sempozyum ve bu sempozyumda anlatılanlar ve hal dili ile verilen mesajlar bunun en önemli göstergelerinden biri oldu.
Bu anlamlı ve güzel Sempozyum’un sempozyum olarak ifade ettiği fikri, harekî ve ilmî bir çok sonucundan söz edilebilir. İlk anda ortaya çıkan:
· Hasan el-Benna’nın ve Müslüman Kardeşlerin hâlâ İslâm Dünyasındaki hareketler arasında İslâmî Hareket ünvanını birçok bakımdan taşımaya en yetkin ve en layık bir hareket olduğu,
· Yakın bir zamana kadar sanıldığının aksine Hareketin ilk kurucusu Şehid Benna’dan sonra çizgisinde, hedeflerinde, önceliklerinde ve hassasiyetlerinde her hangi bir sapma ya da uzaklaşma kayd etmediği,
· Hareketin İslâm dünyasında Müslümanları geçmişte olduğu gibi doğru etkilemeye ve yönlendirmeye hâlâ muktedir olduğu,
· Hareketin Hasan el-Benna dışında ümmeti ve dolayısıyla büyük ölçülerde tüm beşeriyeti etkileyebilmiş –adeta sayısız- ilim, fikir ve hareket adamlarını geçen zaman zarfında insanlığa armağan ettiği gibi, bu cömertçe ilim ve fikir armağanlarını takdim etmeyi hâlâ sürdürdüğünü,
· Dünyadaki İslâmî hareketlerin her hangi bir sebep dolayısıyla yolunda ve istikametinde tereddütlere düşüp, hatalara maruz kalması halinde, bir kutup yıldızı gibi doğru istikameti gösterebilecek yetkinlikte olduğunu,
· İlmî, fikrî ve ahlâkî verimliliğinin eskisi gibi hatta gelişerek devam ettiğini,
· Sükûnet ve vakarını kayb etmeden, şartların etki ve baskısını hesaba katarak ve bütün bunlarla birlikte doğru ve hikmetli karar ve duruşları sergileyerek, olgun ve vakur bir hareket olarak hâlâ ortada olduğunu,
· Ve… bunlarla birlikte daha pek çok olumlu, yerinde ve son derece dikkat çekici gerçeklerle birlikte;
Bu sempozyum ile önemli sayılabilecek –ve ancak bir kısmının ifadesi olan- şu gerçeklerin de ortaya çıktığını da gözlemlemek mümkün oldu: 1. İslâmî hareket için dinamik yavaşlama mümkün olduğu kadar, gerekli aslî hızın yakalanması ya da ona yaklaşılması da her zaman imkân dâhilindedir.
2. İslamî hareketin mensupları arasında bazı hallerde istikametinde yanlış bir takım yönelim ve tercihlerde bulunanlar zamanla ortaya çıkabilir ve hatta bunların yekûnu artış göstermek istidadında da olabilir. Fakat bunun geneli kapsayıcı ve sürekli mahiyette olması düşünülemeyeceği gibi, bu yanlış yönelim erbabının –en azından bir kısmının- yeniden doğru mecralarına dönmeleri her zaman mümkündür ve görülebilecek bir haldir.
3. İstikameti doğru, yolun hedefe götürücü olduğu geçmişteki deneyimlerle test edilmiş ve ispatlanmış bir yol haritası, aynı hedef ve istikamette yürüyenler için değeri ve anlamı bilinip doğru tespit edilmesi gereken çok önemli, hatta bu alanda değeri biçilemez bir birikimdir.
4. Müslümanlar, bütün salih amellerinde, ihlâs, samimiyet ve birlik gibi, bir arada bulunup yürümeleri halinde –gerek Allah’a karşı, gerek ümmete karşı- riayet etmeleri gereken ahlâka uygun hareket edecek olurlarsa, Cenab-ı Allah onların çalışmalarına, harcadıkları emeklerin kat kat üstünde, oldukça değerli ve üstün başarılar ihsan edebilir.
5. Her çağdaki İslamî hareket için geçerli olmak üzere, her alanda Müslümanların ilham kaynağı ve hareketlerinin seyrinin biricik belirleyicisi ve yol göstericisi, doğru anlaşılmış ve doğru yolda gerekçe olarak gösterilip ışığında yol alınacak nur, Allah’ın beşeriyete armağan etmiş olduğu Vahiy’dir, ilahî nurdur.
6. Yüce Rasûlün kavlî ve fiilî sünnetiyle on dört asır önce ortaya koymuş olduğu amelî ve fiilî vakıa ile bu ilahî nurun kıyamete kadar beşeriyeti nasıl aydınlatabileceği gösterilmiş bulunmaktadır.
7. İslâmî hareketin biricik kaynağı durumundaki Kur’ân’ın nihai belirleyiciliği ile Sünnetin belirlenmiş bulunan bu çerçevenin içini dolduruşu, doğru ve amaçlarına uygun bir şekilde okunup aynı keyfiyette hayata geçirilmesi, İslâmî hareketin doğru yolda hedefine doğru ilerlemesinin hem göstergesi, hem teminatıdır.
8. Dünyevi anlamda ya da beşeri ölçek ve kıstaslarda başarı ve başarısızlık dâhil, her türlü sonuç ve akıbet, girişilen çaba, cehd ve gayretin neticesi olarak algılanmamalı, bunların tamamen Allah’ın irade ve takdiri ile ortaya çıktıklarını unutmamalıdır.
9. Dolayısıyla, Müslüman fert ve ümmete düşen, yaşanılan vakıanın gerek ve imkânlarını göz önünde bulundurup görevini mü’minin ibadet şuur ve dikkatiyle yerine getirilmeye çalışılmasından ibarettir.
10. Buna bağlı olarak da Müslüman –merhum şehid el-Benna’nın da altını çizdiği gibi- amelinin netice vermesine değil, Allah tarafından kabul edilebilir olmasına özen gösterir.
11. Yine merhum şehidin dediği gibi, Müslümanlar “görüş birliği içinde oldukları hususlarda birbirleriyle dayanışmalı ve aynı kanaati taşımadıkları hallerde ise birbirlerini mazeret sahibi olarak değerlendirmelidir. Böylelikle itikadi/fikri ve ahlakî ortak paydaları bulunan alanlarda azami boyutlarda eylemler dolayısıyla hayırlı ameller ortaya koyabilirler.
Bunun gibi daha pek çok güzel ve önemli sonucun ya da gerçeğin üzerinde yeniden dikkatleri çeken bir hareketi hatırlamak ve hatırlatmak üzere gerçekleştirilmiş bir sempozyum, –inşaallah- her kademe ve her düzeyde emeği ve katkısı bulunan herkesin salih amelleri arasında yerini alır ve Rabbim de o emekleri/amelleri en güzel bir şekilde kabul buyurup sahipleri için her türlü şaibeden arındırarak bereketlendirir. |