Durumu: Medine No : 25542 Üyelik T.:
04 Şubat 2013 Arkadaşları:8 Cinsiyet: Mesaj:
72 Konular:
44 Beğenildi:39 Beğendi:3 Takdirleri:163 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Dünyanin Son Şansı'' İSLAM''/ Bedia Özdemir Tokel Dünyanin Son Şansı'' İSLAM''/ Bedia Özdemir Tokel Batıda yaşayan Müslüman her gün şahit ki ahlak dejenarasyonu had safhada ! Uyuşturucu , alkol, kumar ve fuhuş bataklığında kaybolan binlerce insan , düşünme kabiliyeti elinden alınmış sadece kurallara uymaya endekslenmiş, tüketim bağımlıları batı insanı…
Amerikanın Avrupanın Çinin Rusyanın Dünyaya söyleyeceği yeni bir şey yok! Okullar eğitim kurumları ”Jugend heim’lar, Frauen heim’ler -1- özgürlük adı altında amaçsız idealsiz problemlerin pençesinden kurtulamayan gençlerle dolu. Sokaklarda mutsuz yüzler.. İstatiksel bilgiler içler acısı.. Böyle giderse 2050’de yok olacağız makaleleri.. Neslimizin devamı için batı da en az 3 çocuk kampanyaları…Babasız büyüyen onlarca çocuk , hastanelerde hiç ziyaretçisi olmayan , ölümü bekleyen yüzlerce yaşlı.. Amerika’da okullarda cinnet geçiren öğrenci ve öğretmenlerini öldürdüğü silahlı saldırılar.. Bütün batı ülkelerinden bildiğimiz şeyler..
Dünyanın önde gelenleri, batı kökenli aydınlanma ve kalkınma sürecinin iflas ettiğini fark etmiş durumdalar. Amerika, global kapitalizmin yıkılış sürecine koşarak gitmekte olduğunu, ( bizim doğulu , Müslüman ve Türk Aydınımızdan daha önce gördü). Ki bu görüşün delillerinden biri de 11 Eylülü kendi eliyle senaryoya koymasıydı.. 11 Eylülden sonra Dünyada hiç bir şey eskisi gibi kalmadı. Müslüman zihni açısından 11 Eylülü kıyamet alametlerinden sayan alimlerimiz var.
Soru : Amerikanın 11 Eylülü planlarken niyeti ne olabilir? 11 Eylülü gerçekten de Müslümanlar yapmadı mı ?
Cevap :İkiz kulelere saldırı olduğu andan itibaren herkes Müslümanların böyle bir güce sahip olmadığını , gayet iyi biliyordu. Amerikanın niyeti Ortadoğu üzerinde planladığı yeni sınırlar ve yeni sömürge gedikleri bulmak ve yeraltı kaynaklarını ele geçirebilmekti . İşte Ortadoğunun hali ! Öyle görünüyor ki Ortadoğuda uzun süre bu kargaşalık artarak devam edecek …
Emperyalistlerin , Dünyaya egemen olma mücadelesinde, çökmüş insan ahlakı , sırtlarında bir kambur gibi duruyor. Hatta öyle ki küresel bir ahlak krizinden söz ediliyor.
Dünyanın Küresel Ahlak krizine çözümler aranıyor elbette. Fakat tek büyük problem, ahlak krizi değil. Küresel ısınma , iklim değişikliği , hayvan türlerinin yok olması , toprağın ve suyun yok olması , çöp sorunu , eğitim tartışmaları uzayıp gidiyor… (Okulların çocuklara iyi bir eğitim vermediğini savunan ve Evde eğitim’i uygulayan Amerikalı sayısı hiçte az değil.) Yani emperyalistler Dünyaya egemen de olsalar Dünya cennet olmuyor tam tersine sadece bir avuç azınlığın refah içinde yaşadığı , çoğunlukta ise, İnsanoğlunun cehennemi haline geliyor. Ve dahası , Sanayi kalkınmasının mutlak iyi bir şey olup olmadığı tartışılıyor…Düşünün ki sanayi kalkınması uğruna ülkeler sömürgeleştirildi , yeraltı kaynaklarını elde etmek uğruna milyonlarca insan öldürüldü , hayvanlar telef oldu…
Çöküş sürecine çoktan giren batı medeniyetinin, çöküşü önleme hamlesi olarak vasıflandırabileceğimiz ; İsviçreli Teoloji profösörü Hans Küng’ün beyanname haline getirerek ”Dünya Dinleri Parlementosunaa sunduğu ve 1993 yılında kabul edilen ” Küresel Ahlak Bildirisi” dikkate değerdir.. Dünyada konferanslarda sıklıkla bahsedilen , çeşitli dinlerden yüzlerce kişinin katılım ve istişaresi ile kabul edilen ve yayınlanan bu bildiride Seyyid Hüseyin Nasr ve Muhammed Hamidullah’ın imzasının olması enteresandır.
Elbette bu beyanname sadece bir bildirge olarak kalmaya mahkum. Ahirette hesap inancına sahip olmayan bir insan neden ahlaklı olsun ki !
Bizim Müslüman cephede durum nasıl diyecek olursak ; durum daha da vahim ! Mücevher sandığının üzerinde oturan bir dilenci gibiyiz. Müslüman alemi perişan ! Ahlak çöküntüsü had safhada .. Yalancılık , haset , gıybet, dalavere , zina , faiz zirveyi yaşıyor. Emanet ehline verilmiyor. Gösteriş ve israf normal sayılıyor. Fakirler kınanıyor. İşler hep yarım yapılıyor , İyi insanlar enayi sayılıyor. Akrabalar arsında haset , dedikodu ve haksız mal edinme helal görülüyor. Komşuluk bitmiş . Emr-i bi’l ma’rûf ve nehy-i anil münker yapmak isteyen tepkiyle karşılaşıyor.
Ve en önemli mesele olarak ta ,dinin direği namaz terk edilmiş . Araştırma sonuçlarına bakarsak ; Müslümanım diyenlerin sadece yüzde 30’u namaz kılıyor . Bu yüzde 30’un da yüzde 70’i sabah namazına kalkamıyor. Bu demektir ki 100 kişiden sadece 9 kişi sabah namazını düzenli olarak kılıyor.
Bugün tekrar Müslümanların ayağa kalması , Kuran hükümlerinin Dünyaya hakim olabilmesi için namazın (hem de dosdoğru namazın) tekrar ihya edilmesi , diriltilmesi gerekir. Çünkü bu dinin Peygamberi ( salat ve selam onun üzerine olsun.) “Namaz dinin direğidir. Namazı ayakta tutan yani dosdoğru kılan dinini ayakta tutmuş olur. Namazı terk eden dinini yıkmış olur.” buyurdu. Dinini yıkmış bir ümmetten Dünyasını mamur etmesini , memleketleri refaha ulaştırıp medeniyet kurmasını , mazlumlara yardım edip zulmü ortadan kaldırmasını nasıl bekleyelim.
Halbuki Müslümanların namaz kılma oranını yüzde 50’ye yükseltsek Osmanlı gibi güçlü olur, yüzde 70’e çıkartsak Tüm Dünyaya Kuranla, Allahın hükümleriyle hakimiyet kurarız.
Soru : Yani hocam şimdi ben namaz kılmıyorum diye mi Dünyada İslam hakim değil?
Cevap : Dünyada bulunan 1milyon 800 bin Müslümanın senin gibi söylediğini bir düşün ! Ve hemen namaza başla.
…
1400 yıl önce Allahu Teala, İnsanlığın kurtuluşu için “Kuranı , Şeriati, İslam edep ve ahlakını bize gönderdi. Rasulullahı (SAV) Usve-i Hasene kıldı.
“Andolsun ki, sizin için, Allah’ı ve âhiret gününü ümid eden ve Allah’ı çokça anan kimseler için, Resûlullah’ta güzel bir örnek vardır.” (Ahzab, 33;21)
Allahu Tealanın ”Usve-i hasene” yani güzel bir örnek olarak bahsettiği , peygamberlerin sonuncusu Rasulullah Efendimizin ( s.a.v. ) ahlakıyla ahlaklanmak tüm dünyanın inşaası için şarttır, zaruridir, kaçınılmazdır.
Sadece ahiret gününde hesap vereceği inancına sahip olma, nefis terbiyesi, kul hakkı , kendisi için istediğini başkası için de isteme , zekat gibi ilkeler bile kuşkusuz bir toplumun kurtuluşunda büyük rol oynayan işlerdendir.
Dünya ”İslamla şereflenme” şansını idrak edemediği sürece batı ahlaki çöküntüye , doğu insanı ise kan ağlamaya devam edecektir. Çok önemli gelişmelerin yaşandığı , tarihin yeniden yazıldığı bu günlerde; imanlı ihlaslı , vasıflı tevazu sahibi genç Müslüman, Rasululah’ın bahsettiği ”vehn” kavramını iyi anlamalı ve atacağı her adımın ve yaptığı çalışmaların şuurunda olmalıdır.
Rasulullah Efendimiz buyurdu ki ;
“Yakında milletler, yemek yiyenlerin (başkalarını) çanaklarına (sofralarına) davet ettikleri gibi, size karşı (savaşmak için) biribirlerini davet edecekler.”
Birisi: “Bu o gün bizim azlığımızdan dolayı mı olacak?” dedi.
Rasûlullah (sav), “Hayır, aksine siz o gün kalabalık, fakat selin önündeki çör çöp gibi zayıf olacaksınız. Allah düşmanlarınızın gönlünden sizden korkma hissini soyup alacak, sizin gönlünüze de vehn atacak.” buyurdu.
Yine bir adam: “Vehn nedir ya Rasûlullah?” diye sorunca:
“Vehn, dünyayı (fazlaca) sevmek ve ölümü kötü görmektir.” buyurdu. (bk. Ebu Davud, Melahim, 5)
Büyükler ne güzel söylemişler;
”Burada şunu kuvvetle ve katiyetle söyleyebiliriz ki bu günkü insanlık alemi islam edep ve ahlakıyle amel etsin , hayatını bu kaidelere göre tanzim etse herşey yoluna girecek , içinde bulunduğu derin ızdırabtan kurtulacaktır.’-2-
-1- Frauen heim: kadın sığınma evleri jugendheim: gençlik sığınma evleri
-2- Erenköylü Hikmet Tuzkaya
Bedia Özdemir Tokel / WIEN |