13 Şubat 2013, 00:05
|
Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 5879 Üyelik T.:
28 Aralık 2008 Arkadaşları:32 Cinsiyet:Bay Memleket:İst Yaş:39 Mesaj:
3.185 Konular:
1383 Beğenildi:174 Beğendi:17 Takdirleri:216 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Rahmet yolunda iz Düşümü... Rahmet yolunda iz Düşümü... Rahmet yolunda iz Düşümü
Rahmet yoluna vurursun ayaklarını. Kulluktur derdin, derdi olanlarla el tutmak ve halleşmektir sende olanla. Geceler yoldaşındır. Karanlık kuytu sokaklardan geçersin, ıssız gecelere ışık olur kalbin. Elinde adeta fener taşır. Birer birer kapıları çalarsın. Ruhunda azık olarak ne varsa, katıksız- içten- riyasız paylaşmanın derdini taşırsın.
Sırtında parkan, yağmur sicim gibi, kolunun arasında ders notların. Saç ve sakalından dökülür rahmet damlaları.'' İşte bu akşam sizdeyiz kardeşler. Haydi toplanın ALLAH'dan bizlere haber var''.......
Gençler- liseliler- işten bitap düşmüş ayaklarını derse zorla sürükleyenler...Akşam mesai bitimi sohabete aç karınla koşanlar. Karın aç, ruhu daha aç. Adeta ırmağa susamışçasına....
Anlat!
Anlat ! Ey hocam!
Rabimin kelamından iki satır anlat ki açlığım giderilsin. Efendim(S.A.V) iki taş bağlamış karnına açlığı bastırılsın diye. Ebu Zer çöllere iz bırakmış Tebuk Ordusuna yetişeyim diye. Bahaddin Yıldız Afgan dağlarında yetimlerin başını okşarken rahmet izi bırakmış bir kuş misali... parçalanmış her bedenine tayyar demişler;Kitabının adına ''Karda ayak İzleri'' koymuş.
Sahi kardelen çiçekleri neden? Karın soğunu deler geçer...
Bilmem ki vardır hikmeti. Tek bildiğim bu yolda öylesine diri kalmalıyız ki, ardımıza bakmadan, dökülenlere ahu figan etmeden, her güne yeniden merhaba diyerek yol almak.
Onca yoksulluğuna, O günün açlığına, yol parasını dahi bulamadan uzun metrajlı kuytu yolları aşarsın. ''Yeter ki aşılan yüreğim olmasın'' diye.
Ayakkabının altı delinmiş. Su sızıyor çoraplarına.
Aldırma yürü(!)
Yeter ki şeytan sızmasın kalbinin ince ayarlarına.
Yorgun düşmüş bedenin. ''Otur! kaldırımlar seni bekler. Az soluklan ve tefekkür eyle. Yolun uzun, anlatacak daha çok insan var.''
Üşüyor bedenin. Parkanın altından su sızmış, terle karışmış gömleğine.
Kimbilir bugün kaç kapıya gideceğiz. Kimlerin katılaşmış kalbin atar damarlarına kan pompalayacağız..Kimlerin derdine, sofrasına, sıcak çayına ortak olacağız. Hangi sobanın başında elbiselerimizi kurutacağız. Yeter ki kalplerimiz kurumasın, enerjilerimiz dağılmasın diye.
Halleşme biter, ders sonlanır. Bugündür sadece son olan. Bir daha(!) işte yeniden bir daha(!)...Birileri ardımızdan gelecek ve onlarda bir daha mühürlenmiş kapıları açacak.
Saat geceyi soluklarken sen karanlık sokağın yolunu soluklarsın. Yağmura aldırış etmeden ders notlarını parkanın içinde muhafaza edersin. Karanlık yollar, ıssız araziler, sadece duyulan köpek uğultusu, birde yağmur damlaların asfalt yola bıraktıgı sert vuruşu.
Nefesin tutulur, kalp ritimlerin bozulur...Daralır nefesin ve ağır adımlarla yol alırsın. Düşer bedenin yağmur suyuyla yıkanmış asfalt betona. Saçların asfaltın suyuna karışır. Ders notlarındaki mürekkep izleri suyla yıkanır ve silinir hece- hece.
Silinmeyen sadece ve sadece'' Rahmet Yolunda bıraktığın iz düşümüdür''. Bedenin son çırpınışını verirken Azraile adeta usulen alınır ruhun. Dilinden dökülen tek cümle..
EŞHEDU ENLE İLAHE İLLALLAH VE EŞHEDÜ ENNE MUHAMMEDEN ABDUHU VE RESULULLAH. ...alıntı... |
| |