23 Şubat 2013, 16:07
|
Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 22593 Üyelik T.:
07 Aralık 2012 Arkadaşları:26 Cinsiyet: Memleket:İstanbul Mesaj:
578 Konular:
29 Beğenildi:17 Beğendi:0 Takdirleri:10 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Günde 5 defa Allah' ı düşünmek Günde 5 defa Allah' ı düşünmek Sizler, sadece günde beş defa mı Allah’ı düşünüyorsunuz?! “Beş vakit namaz kılmak güzeldir ama sizler, sadece günde beş defa, yani toplam bir saat mi, Allah’la ilgileniyorsunuz?” Bu soru bana bir kez soruldu ve benden bir cevab istendi. Sözün sahibi garbden gelen garib bir Avrupalıydı. Doğrudan bana söylenmedi, bir arkadaşım bana aktardı. Cevabım da budur: Beden günde üç defa yemek yemeye muhtactir. Ve ben de yerken yemeği düşünüyorum ve belli bir zevk alıyorum.
Hatta düşündüğüm kadar bir zevk alıyorum yediğim yemekten. Yemek yemediğim zaman çok fazla düşünmüyorum açıkçası. Fakat bazı “gurme” denilen insanlar vardır. Bunların işi yemektir: hangi yemek, hangi miktarda, hangi kıvamla, hangi baharatla, hangi içecekle ve hangi sosla iyi gider. Yemek yemediklerinde bile yemek üzerine tefekkür edip duruyorlar.
Peki bu tefekkür çabasının bedeli nedir? Yemek yerken ettikleri bu tefekkürü tecrübe ediyorlar. Ve eminim ki, bu gurmeler benden en azından bin defa daha derin ve ince bir zevk alıyorlar yemekten. Şimdi sorarsanız, “tamam ama namazla n’alakası var?” Ben cevaben derim ki: Yukarıdaki bahsettiğim Avrupalı aslında doğru bir şey söylüyor olabilir. Bazen ben de kendime bakıyorum ve görüyorum ki ben de sadece namaz kılarken Allah’ı düşünüyorum, yani günde sadece beş defa! Bu benim gafletim ve bu şekilde namazdan çok cüzi bir zevk alabilirim. Fakat aynı zamanda yukarıdaki gurmenin yemek üzerine ettiği tefekkürle ben de hakaik-i imaniye üzerine aynı derece tefekkür edersem namaz kılarken, namazdan o kadar derin ve ince bir zevk alabilirim. Evet, bu da ne demek? Tıpkı yemek yerken yaptığımız gibi, namaz da ettiğimiz tefekkürün birikimidir. Gerçekten namazdan zevk almak istersek “Allah gurmeleri” gibi tefekkür etmemiz lazım.
Nasıl ki bu gurme yemek yemediği zamanın tefükkürünü tecrübe eder yemek yerken, ben de namaz kılmadığım zamanın tefekkürünü tecrübe ederim namaz kılarken. İşte demek ki namaz, tefekkürümüzün fıhristesidir. Tefekkür kitabımızı ne kadar doldurursak o kadar geniş ve zengin bir fıhristemiz var mı her namazda görüp hissederiz ve aynı zamanda cennetteki soframız da o kadar geniş ve zengin olur. Ve en son olarak, bu anlayışla gerçekte mümin için dünyevi bir an olmaması lazım. Çünkü “dünyevi” işlerimizi tefekkür ile yaparsak eğer, bunlar aslında uhrevi bir hüküm kazanıyor. Yoksa, dünyevi-uhrevi bir ayrım yapmak laik bir anlayıştir. Ve batıda diyorlar ki; gerçek müslümanlar laik olamaz. Doğru diyorlar, ama aynı zamanda gerçek bir gurme, yemeği düşünmüyor da olamaz!
Çünkü yukarıdaki bu anlayışla hareket edersek, namazla ilgili bir anımız kalmadı ve dini-milli vecibelerimiz gibi ayrımları yapmak artık tamamen saçma oldu. Ve bu ayrımlar zaten, gurbette yaşayan bu Avrupalı gibi, garbden gelen garib fikirlerden ibarettir. Bu anlayışla günlerimizi geçirebilir miyiz ayrıdır; fakat potensiyelimiz vardır, musaddaktır. yazar:John Zacharias Crist
__________________ Allah’ım! Senden; Seni sevmeyi, Seni sevenleri sevmeyi ve Senin sevgine ulaştıracak amelleri sevmeyi dilerim. Allah’ım! Senin sevgini bana canımdan, ailemden ve soğuk sudan daha sevimli kıl! |
| |