24 Şubat 2013, 23:32
|
Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 90 Üyelik T.:
21 Ağustos 2007 Arkadaşları:0 Cinsiyet: Memleket:Ankara Mesaj:
513 Konular:
114 Beğenildi:32 Beğendi:0 Takdirleri:112 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Vaaz: Allah Temizi Sever Vaaz: Allah Temizi Sever İman edenler, Yüce Rabbimizin Kur’an-ı Kerim’deki emir ve tavsiyelerine uyma konusunda son derece kararlı ve titizdirler. Yüce Allah’ın beğendiği davranışları sergilemeye, övdüğü özelliklere sahip olmaya ve sakındırdığı her durumdan uzak olmaya çalışırlar. Allah’ın kullarına emirlerinden biri olan “pislikten kaçınmak ve temiz olmak” (Müddessir Suresi, 5) da diğer tüm konular gibi müminlerin özen ve hassasiyet gösterdikleri konulardandır. Kur’an’da bildirilen anlamda maddi ve manevi temizlik, yeryüzünde yalnızca samimi olarak iman edenlerde tecelli eder. Kur’an ahlakından uzak yaşayan cahiliye toplumlarında ise genellikle ince düşünceden yoksun, üstün körü bir temizlik anlayışı hakimdir. Bu kimseler çoğu zaman temizlik konusunda oldukça yetersiz bir bilgiye sahiptirler. Temizliği kendilerince bir yük olarak görürler. Temiz olmaya yönelik istekleri az, bu yöndeki çabaları da son derece zayıftır. Din ahlakından uzak, vicdanı yerine nefsine göre hareket eden, Kur’an ahlakının kazandırdığı gerçek akıldan ve ince düşünceden yoksun bir kimsenin maddi ve manevi temizlikten gerçek anlamda zevk alması beklenemez. Böyle bir insan genellikle temiz olanı kirli olandan ayırt edebilecek bir şuura, pislikten rahatsızlık duyacak bir bilince sahip olamayacağı gibi, Kur’an ahlakına uygun olarak yaşayan insanların temizlik konusundaki hassasiyetlerini de anlamayabilir. Ayrıca bu yaşayışı benimsemiş insanlar temizlikle ilgili olarak Kur’an ahlakına uygun olmayan şu yanlış mantıklara da sahip olabilirler: 1. Vurdumduymazlık: Cahiliye toplumlarında sıkça rastlanan tavırlardan biri ‘bir şey olmaz’ mantığıdır. Bu çarpık mantığa sahip olan kişi, doğru davranışı bildiği halde bile bile yanlış olanı yapmaktadır. Örneğin marketten aldığı elmayı yıkamaya gerek duymadan yalnızca peçeteyle silerek yediğinde, bunun kendisine hiçbir zararı olmayacağını iddia edebilmektedir. Oysa her insan Allah’ın kendisine bahşetmiş olduğu en büyük nimetlerden biri olan bedenini bir emanet gibi korumak ve gerekli özeni göstermekle mükelleftir. 2. Üşengeçlik: Bir başka zararlı düşünce ise ‘üşenme’ mantığıdır. Kur’an ahlakında yeri olmayan üşengeçlik mantığında, aslında doğru davranış bilinmekte, vicdanen de kabul edilmektedir, ancak uygulamada irade ve devamlılık gösterilmez. Örneğin yemek yemeye başlamadan önce ellerin yıkanması gerektiğini herkes bilir. Çünkü elimiz en çok kullandığımız hayati organlarımızdan biridir ve çoğu zaman temiz olmayan yerlere ve nesnelere dokunmak durumunda kalırız. Eğer bir kişi bu bilgilere rağmen yemek yemeye veya yemek hazırlamaya ellerini yıkamadan başlıyorsa, bunun altında yatan sebeplerden biri üşengeçliktir. Bu kişiye neden böyle bir davranış sergilediği sorulacak olsa, belki de daha 10 dakika önce ellerini yıkadığını söyleyecektir. Peki acaba geçen 10 dakika boyunca dokunduğu her şey temiz midir? Enes İbnu Malik (ra) anlatıyor: Resulullah (S.a.v.) buyurdular ki: “Kim, evinin hayır ve bereketini Allah Teala Hazretlerinin artırmasını diliyorsa, yemeğe otururken ve yemekten kalkarken ellerini yıkasın.” 3. Yeterli görme mantığı: Bu yanlış düşünceye dair çok çeşitli örnekler vardır. Birinci maddedeki örneğin bir benzerini ele alacak olursak, marketten alınmış olan üzümleri iyice yıkamadan yalnızca suyun altından usulen geçirip yemek ve diğer insanlara da bu şekilde ikram etmek yeterli görme mantığına sahip bir kimsenin yapabileceği bir harekettir. Bu yanlış düşünce içindeki insan kendi bedeninin temizlik ve bakımına, evinin, yiyeceklerinin ve kıyafetlerinin temizliğine ilişkin ölçüleri kendi aklına göre belirlemektedir. Başka bir deyişle, kolayına gelecek biçimde, asgari seviyede bir temizlik anlayışını yeterli bulmaktadır. Hijyenle ilgili detayları kendince gereksiz iş olarak görmekte, temizliği baştan savma olarak nitelendirilen bir tarz içinde gerçekleştirmektedir. Allah rızasına uygun olan davranış ise bu konuda titizlik gösterilecek her yeni detayın, Allah’a yakınlaşmada ve O’nun rızasını kazanmada bir vesile olabileceğini umut ederek hareket etmektir. Peygamberimiz (S.a.v.) “Allah güzeldir ve güzeli sever, cömerttir ve cömerdi sever, kerimdir ve kerimi sever, temizdir ve temizi sever. Evlerinizin çevresini temizleyin…” (Tirmizi, edeb 41) sözüyle iman edenlere tavsiyede bulunmuştur. 4. Başkaları için yapma mantığı: Bazı insanlar genellikle yanlış bir tutum olarak- sadece toplum içinde önemli gördükleri kişilerin karşısında bakımlı olmayı, yalnızca kendilerini beğendirmeleri gerektiğine inandıkları ortamlarda temizliğe özen göstermeyi tercih ederler. Oysa mümin, Kur’an ahlakının gereği olarak başkaları için değil, Allah’ın beğendiği bir tavır olduğu ve kendisinin de doğal olarak en rahat ettiği tutum bu olduğu için temizliği uygulamaktadır. Kur’an ahlakının yaşanmadığı bir toplumda bulunan insanların bir bölümü de sadece bir davete veya toplantıya katılacakları zaman görünümlerine ve fiziksel bakımlarına titizlik gösterebilmektedirler. Ancak yalnız olduklarında aynı hassasiyet geçerli olmayabilir. Ebu Hureyre (ra) anlatıyor: Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Biriniz su içerken kabın içine solumasın. Tekrar yudumlamak isteyince kabı ağzından uzaklaştırıp (nefes alsın) sonra dilerse yeniden içsin. devam ediyor...
__________________ Bismillah diyerek... |
| |