Cevap: Eğlenelim Öğrenelim...:) Aslan ile Sinek
Bir gün aslan bir sineğe kızıp bağırmıştı:
-Defol git, cılız sinek!
Sinek ise hiç altta kalmadan aslana savaş ilan etmişti:
-Sen krallık ünvanınla beni korkutacağını mı sandın? Öküz senden daha iri olduğu halde, benden öyle korkuyor ki... Sabahtan akşama kadar kuyruğunu sallayıp benden kurtulmaya çalışıyor ama bir türlü benimle başedemiyor.
Sinek bu sözlerinin ardından hemen işbaşı yapıp aslanın vücudunun çeşitli yerlerini ısırmıştı. Daha da ileri gidip yelesinin içerilerine kadar girip ormanların kralı olan o heybetli hayvanı çileden çıkarmayı başarmıştı.
Hayvanların kralı köpürmüş, sinirinden ne yapacağını bilemez bir hale gelmişti. Diğer havyanlar onun bu halinden korkup, kaçacak delik aramaya başlamışlardı.
Ancak ormanlar kralı bir sineğin oyuncağı olmuştu. Evet ufacık bir sinek onu birçok yerinden ısırarak hırpalamıştı. Bu nedenle aslanın kızgınlığı son noktasına varmıştı. Nasıl kızgın olmasın ki; küçücük düşman galip gelmiş, kendisiyle gülerek alay etmişti. Kendisinin güçlü pençeleri, keskin dişleri, herkesi korkutan heybeti o küçücük hayvan karşısında işe yaramamıştı.
Bu durum karşısında aslan öfkeden yırtınmış, kuyruğunu havada sallamış ama birşey yapamamış, öfkesinden yorulmuş, bitkin bir halde çöküp kalmıştı.
Sinek ise küçücük cüssesiyle savaşı zaferle bitirmişti. Bu zaferi herkese duyurmak istemişti. Bunun için de büyük bir heyecanla diğer hayvanların yanına gitmek için öne doğru atılmış ancak bir örümceğin ağına takılıp kalmıştı. Zaferden adeta başı dönen sinek de gururlanmanın cezasını böylece hayatıyla ödemişti. Evet sevgili çocuklar bizler çevremizdeki insanlarla olan ilişkilerimizde daima dengeli davranmalıyız. Bizden küçük veya bizim seviyemizin altında bir seviyede bulunan kişilere karşı küçümseyici olmamalıyız. İnsanlarla ilişkilerimizde bizim seviyemizi düşürmeyecek şekilde alçakgönüllü olmalı, başarı anlarımızda ise fazla gurura kapılmamalıyız. |