Cevap: Eğlenelim Öğrenelim...:) Akıllı Tavşan
üçük tavşan oyuna dalmış, eve geç kalmıştı. Koşa koşa eve dönerken tilkiye rastladı. Tilki kurnazca:
-İyi akşamlar, tavşancık, nereye böyle koşa koşa? Bize akşam yemeğine gelmez misin? dedi. Tavşancık tilkinin kendisi için ne kadar tehlikeli biri olduğunu biliyordu ancak ondan kaçabilecek durumda da değildi. Onun için tilkiyi atlatmak için:
-Gelemem, eve gitmem gerek, dedi. Tilki ise şöyle devam etti:
-Gel canım, önce bizde yemek yeriz, sonra ben seni evine götürürüm.
-Hayır, ben size gelmek istemiyorum.
-O zaman, o güzel yiyeceklerden mahrum kalırsın, dedi. Tavşancık tilki ile birlikte gitmekten başka çaresi olmadığını düşünerek razı olmuş gibi görünerek:
-Neler var yemekte bakalım?"diye sordu. Bir taraftan da tilkiden kurtulmanın çaresini düşünüyordu. Bu arada tilki tavşancığın sorusunu cevapladı:
-Tavuk kızartması!
-Ben tavuk kızartması sevmem ki.
-Ne seversin peki?
-Sebze severim.
-İyi ya karım sana sebze pişirir o zaman.
-Peki evde sebze yoksa ne olacak. En iyisi şimdi biraz sebze bulup götürelim, dedi tavşancık.
Tavşancıkla tilki bir lahana tarlasına geldiler. Tavşancık:
-Haydi bahçeye gir de, biraz lahana yaprağı topla! Ben burada bekliyorum, dedi.
Tilki ise kendisi lahana toplarken tavşanın kaçmasından korktuğu için:
-Tamam ben lahana yapraklarını toplarım ama bir şartla, sen de gelip güzel lahana yapraklarını bana göstereceksin, dedi.
Tavşancık razı oldu. Birlikte tarlaya girdiler, lahana yapraklarını topladılar ve yine yola koyuldular.
-Yolumuz az kaldı. Karım akşam yemeği için bir konuk getirdiğimi görünce çok sevinecek.
-Yemekte ne içeceğiz? diye sordu tavşancık.
-Ayran!, dedi tilki.
-Ama ben ayran sevmem ki.
-Ne seversin peki?
-Su severim.
-Öyleyse karım sana su verir, içersin.
-Ya evinizde su kalmadıysa ne olacak. Şimdi giderken biraz su da götürsek iyi olmaz mı?
Derken bir ırmak kıyısına vardılar. Tavşancık:
-Irmağa gir de bana biraz su getir, dedi. Tilki de:
-Peki ama, ben dönünceye kadar lahana yapraklarını sen tutuver, diyerek yaprakları tavşancığın kucağına verdi. Tavşancık tilkinin suyun tam ortasına girdiğini görünce seslendi:
-Sana burada bulduğum bir su tasını atıyorum. Suyu ona doldurursun, dedi ve yerde bulduğu bir taşı ırmağa doğru fırlattı. Taş cump! diye suyun içinde gözden kayboldu gitti.
Tilki suya daldı ama tas falan bulamadı. Yukarıya seslendi:
-Hani nerede senin tasın?
-Biraz daha sağa gideceksin, dedi tavşancık. Tilki bir daha daldı.
-Biraz daha sola, diye bağırdı tavşancık.
Tilki daldı çıktı, daldı çıktı, bir şey bulamadı. Tavşancık biraz sağa, biraz sola, biraz sağa, biraz sola..! diye bağıra bağıra oradan uzaklaştı. Koşa koşa evlerine geldi. Tilkinin topladığı lahana yapraklarını, pişirmesi için annesine verdi. Tilki ise tavşancığa kurnazlık yapayım derken kendisinin tuzağa düştüğünü anladı ve karısıyla birlikte o geceyi aç bir şekilde geçirdi. |