İslâm'a Göre Kurbanın Tarihçesi
İslam'da Kurban'ın tarihçesi, Hz. İbrahim Peygamber ile başlar. İbrahim Peygamber, oğlu İsmail'i Allah'u Teala'ya kurban etmeye nezreder. Zaman gelince, kendisine bu ahdi hatırlatılır. O da gerekli hazırlığı yaparak, oğlunu kurban etmek üzere müsait bir yere götürür. Çocuğu yatırır ve bıçağı boğazına vurur. Fakat bıçak çocuğu kesmez. Bu sırada, Allah tarafından kendisine bir koç gönderilir.
Bu koçu keserse, oğlunun yerine kabul edileceği bildirilir. Bu olay üzerine Hz. İbrahim kendisine gönderilen koçu keser ve ileride peygamber olacak olan oğlu İsmail kesilmekten kurtulur. Hz. İbrahim'in oğlu İsmail'i kurban etmek istemesinin bir benzerinin de Peygamberimizin dedesi Abdulmuttalib tarafından yaşandığı haber verilmektedir. Zemzem kuyusunun kazılması sırasında Kureyşle karşılaştığı zorluklardan dolayı Abddulmuttalib eğer on tane oğlu olursa onlardan bir tanesini Kâbe'nin yanında Allah için kurban etmeyi adamıştı.
Çekilen kur'ada Peygamberimizin babası Abdullah'a çıkmıştı. Abdulmuttalib adağını yerine getirmeye karar verdi. Kureyşliler böyle bir adetin yerleşmesinden korkarak, kendisine engel olmuşlardı. Daha sonra Abdullah'ın yerine 100 tane deve kurban edilmiştir. Bu olayla Peygamberimizin, insanlığa kurtarıcı olarak gelişinin bir işareti olarak, insan hayatının maddi ölçüsü tam 10 misli yükselmiş bulunuyordu. İslâm'da kurban kesme geleneği Hz. İbrahim'e kadar uzanır. Hz. İbrahim'in yapmış olduğu hac ibadeti sırasında, Mina'da kurban kestiği anlaşılmaktadır. Kur'an-ı Kerim'de A1lah: ''Sonra da sana: 'Doğru yola yönelerek İbrahim'in dinine uy!
O müşriklerden değildi.' diye vahyettik.'' buyurulmaktadır. (16/123 Nahl) Kurban bayramının da Hz. İbrahim'den kaldığı bilinmektedir. Hz. Peygamber, kurban bayram namazını kıldıktan sonra hazırladığı iki boynuzlu koçun birisini kendisi ve ailesi için, diğerini de ümmeti için kurban etti. Sonra da: ÒAllah'ım! Bu sendendir ve sanadır.Ó buyurdu. (S. Buhârî, Trc. Tecrîd, 3/172). Hz. İbrahim'in geçirdiği büyük imtihandan sonra Allah'ın lütfettiği koç kurbanını da hatırlatan bu ibadet, böylece İslam'da da devam etmiştir.
Dinimizde kurban, kurban bayramı günlerinde kesilir. Sığır, manda, deve, koyun ve keçi kurban edilir. Kurbanlıklar, sağlıklı ve sağlam hayvanlardan olmalıdır. Bunun dışında adak kurbanı, akika kurbanı, bazı suç ve günahlar için, keffaret kurbanı türleri de bulunmaktadır. Kur'an-ı Kerim'de Cenab-ı Hakk: ''Onların ne etleri ne de kanları Allah'a ulaşır; fakat O'na sadece sizin takvanız ulaşır. Sizi hidayete erdirdiğinden dolayı Allah'ı büyük tanıyasınız diye O, bu hayvanları böylece sizin istifadenize verdi. (Ey Muhammed!) Güzel davranışları müjdele!'' diye buyurdu. (22/37 Hac). Bu ayet, genel olarak bütün ibadetlerde iyi niyet ve ihlasın gerekliliğini ortaya koymaktadır. Anlaşılıyor ki, ibadetlerimizde bizi Allah rızasına ulaştıracak olan temel unsur, kalplerimizin takvası, yani bu ibadetleri gösterişten uzak olarak; sırf Allah'ın rızasını kazanmak için yapmamızdır. Nitekim, Hz. Peygamber bir hadislerinde: ''Amellerin kıymeti ancak niyetlere göredir.Herkesin niyeti ne ise, eline geçecek olan da odur.'' buyurmuşlardır. (S. Buharî Trc. Tecrîd, 1 s.l)
Kurban'ın kesilmesi, Hz. İsmail'in hayata dönmesine sebep olmuştur. Kan akıtmak vacip, et dağıtmak sünnet olduğuna göre, kurban kesilmekle vacip yerine getirilmiştir. Evlâd, annenin ve babanın bir parçasıdır. Parada insan hayatının aynen bir parçası sayılmaktadır. Kendinden bir parça olan evladını kurban etmek ne kadar zor ise; alın teri ile kazanılan parayı vererek kurban alıp kesmek de o kadar zordur. İşte bunların ikisi de insan hayatından birer parçadırlar. Hz. İbrahim, Allah'a aşkından dolayı oğlunu kurban etmek istemiştir. Biz müslümanlar da Allah sevgisinden dolayı malımızı ve canımızı Allah yolunda sarf etmeye çalışırız.
(Hakan İSPİRLİ )
devam ediyor...