Peygamberimiz (s.a.v.)'den Hutbeler
1.Bölüm مَا يُبَدَّلُ الْقَوْلُ لَدَيَّ وَمَا أَنَا بِظََلاَّمٍ لِلْعَبِيدِ ﴾ صَدَقَ الله ُالْعَظِيمُ.
إِنِّي لأَخْشاَكُمْ لِلَّهِ وَ أَتْقَاكُمْ...- صَدَقَ رَسُولُ اللهِ فِيمَا قَالَ. Muhterem Müslümanlar!
İnsanlar konuşarak duygularını ifade ederler. Ancak, hiç kimse bir peygamber kadar doğru ve bir peygamber kadar güzel konuşamaz. Onun için bu hafta da peygamberimizin muhtelif yer ve zamanlarda irad buyurdukları, mübarek hutbelerinden örnekler vereceğiz ki; gerçek nasihatleri asıl kaynağından dinlemiş olalım. İki cihanın en güzeli olan peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır:
"Allah'a hamd olsun, O'na hamd ediyor O'ndan yardım istiyorum. Nefislerimizin şerlerinden ve kötü amellerimizden, Allah'a sığınıyoruz. Allah'ın doğru yola ilettiğini saptıracak, delâlete düşürdüğünü de hak yola iletecek hiç bir güç yoktur. Ben şahadet ediyorum ki, Allah'tan başka ilâh yoktur. O birdir, O'nun eşi yoktur.
Bütün kalbinizle Allah'ı seviniz. Allah'ın kelâmından ve onu müzakere etmekten usanmayınız. O'na hiç bir şeyi ortak koşmayınız. O'ndan gerektiği şekilde korkunuz. Ağızlarınızla söylediğiniz sözlerin en iyisiyle Allah'ı doğrulayınız. Allah'ın aranızdaki ruhuyla birbirinizi seviniz.
Size, Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Bir Müslümanın, Müslüman kardeşine tavsiye ettiği şeylerin en iyisi, onu ahiret yönüne teşvik edip, Allah'tan korkmasını tavsiye etmesidir. Allah'ın sizi kendisiyle ilgili olarak sakındırdığı şeylerden sakınınız. Bundan daha üstün bir nasihat, bundan daha değerli bir hatırlatma yoktur.
Rabbinden korkup çekinerek amel edenler için bu Allah korkusu, Ahiretle ilgili isteklerine kavuşmasında gerçek bir yardımcıdır.
Her kim, kendisiyle Allah arasındaki gizli ve açık ilişkilerini düzeltir ve bununla yalnız Allah'ın rızasını amaçlarsa, bu hareketi kendisi için dünya hayatında güzel bir anış, ölüm sonrası için de "kişinin önceden gönderdiklerine muhtaç olacağı anda" bir azık olur. İnsanoğlu o gün, iyi amelleri dışında yaptığı her işle kendisi arasında, uzun bir mesafe olmasını isteyecek. Allah sizi kendisinden korkmanız için sakındırıyor, uyarıyor. Gerçekten Allah, kullarını pek esirgeyendir. O Allah ki; sözünü doğrulamış, va'dini gerçekleştirmiştir, sözünden caymaz. Allah şöyle buyuruyor:
"Benim huzurumda söz değiştirilmez ve ben kullara zulmedici değilim."[3]
O halde, dünya ve ahiretinizle ilgili işlerde, kapalı ve açık her yerde Allah'tan korkunuz. Çünkü her kim Allah'tan korkarsa, Allah onun günahlarını örter(ek) ona pek büyük mükâfat verir. Allah'tan (tam manâsıyla) korkan büyük bir kurtuluşa ermiştir.
Allah korkusu, (insanı) Allah'ın gazabından, azabından ve hoşnutsuzluğundan korur. Allah korkusu; yüzleri nurlandırır ve kişinin mertebesini yükseltir. O halde, Allah korkusundan payınızı alınız. Allah'a itaat hususunda kusur yapmayınız. Allah doğrularla yalancıları ortaya çıkarmak için, size kitabını öğretip; yolunu gösterdi. Allah size lütufta bulunduğu gibi, siz de, iyi hareket ediniz. (Allah'ı sevenleri seviniz) O'nun düşmanlarına düşman olunuz. Allah yolunda hakkıyla cihad ediniz. Sizi O seçti ve size Müslümanlar adını O verdi, ki helâk olan kişi, apaçık bir delili gördükten sonra helâk olsun. Yaşayan kişi de yine apaçık delili gözüyle görerek hayatta kalsın. Hakka yöneliş, ancak Allah'ın yardımıyladır.
Allah'ı çokça anınız. Ölüm sonrası için amel işleyiniz. Allah ile arasındaki işlerini düzenleyen kimsenin halk ile ilgili münasebetlerini Allah iyileştirir. Çünkü insanlara Allah hükmeder, insanlar Allah'a hükmedemezler. Allah insanlara hakimdir, insanlar Allah'a hakim olamazlar. Allah her şeyden büyüktür. Hayırlara yöneliş ancak yüce Allah'ın yardımıyladır."[4]
Kıymetli Mü’minler !
Şüphesiz ki, Resulullah doğruyu söyler. Allah korkusunu ancak Allah'tan korkanlar ifade edebilir. Allah'tan en çok korkanımız peygamberimizdir. Allah'ı en çok sevenimiz, yine peygamberimizdir. Ne mutlu o kimseye ki, Allah'tan gereği kadar korkar ve gereği kadar itaat eder.
Allah-û Tealâ’nın rahmeti, bereketi ve peygamberimiz (a.s.)'ın şefaati, biz Müslümanların üzerine olsun...
[1]Kaf Suresi: Ayet 29
[2]Sahih-i Buhari Terc. 1786
[3]Kaf Suresi: Ayet 29
[4]Hayatü’s Sahabe: 4/260