Konu Başlıkları: Franz Kafka'dan Sözler
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 07 Temmuz 2008, 11:08   Mesaj No:1

KEVİR

Medineweb Sadık Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:KEVİR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 1676
Üyelik T.: 05 Mayıs 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 340
Konular: 70
Beğenildi:5
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Franz Kafka'dan Sözler

Franz Kafka'dan Sözler

Kafka Edebiyat dünyasında labirentteki adam olarak tanımlanır, eserlerinde insanın gizli kalmış korkularını, burjuva yaşamının sahte aile ilişkilerini, bürokrasinin çıldırtan işleyişini konu edinir. Karamsar mizacı eserlerindeki karakterleri çaresizlikle donatmıştır, ölüme özlem dolu bakışları vardır. Kendini hep çok değersiz görür, aşağılık kompleksleriyle yoğurduğu bir iç dünyası vardır Kafka'nın. Ancak aforizmaları oldukça düşündürücüdürAşağıya Franz Kafka nın Aforizmalar adlı eserinden seçtiğim bazı sözler çıkardım

*** İnsanın belli başlı iki günahı vardır, öbürleri bunlardan çıkar: Sabırsızlık ve tembellik. Sabırsız oldukları için Cennet'ten kovuldular, tembelliklerinden geri dönemiyorlar. Ama beki de belli başlı sadece bir günahları var: Sabırsızlık. Sabırsızlıklarından ötürü kovulmuşlardı, sabırsızlıklarından ötürü geri dönemiyorlar

*** Kendi sofrasından düşen kırıntıları yiyor; bir süre için öbürlerinden daha tok hissediyor kendini, ama sofradan nasıl yenilir bunu unutuyor; ancak artık geride yenecek kırıntı da kalmıyor


*** Sadece Bilgi Ağacı’nın yemişlerini yediğimiz için değil, Hayat Ağacı’nın yemişlerinden hâlâ yemediğimiz için günahkârız. İçinde bulunduğumuz durumdan dolayı günahkârız, İlk Günah’tan değil

*** Cennet’te yaşamak üzere yaratılmıştık, ve Cennet bize hizmet etmek için düzenlenmişti. Sonra yazgımız değiştirildi; Cennet’in yazgısında da bir değişiklik oldu mu, bu hiçbir yerde belirtilmiyor

*** İki olanak: Kendini sonsuz küçültmek ya da sonsuz küçük olmak. Birincisi mükemmellik, yani eylemsizliktir; ikincisi başlangıç, yani eylemdir


*** Belirli bir noktadan sonra geri dönüş yoktur. Bu noktaya da erişmek gerekir

*** Bir elmanın birbirinden farklı görünüşleri olabilir: Masanın üstündeki elmayı bir an olsun görebilmek için boynunu uzatan çocuğun görüşü ve bir de, elmayı alıp yanındaki arkadaşına rahatça veren evin efendisinin görüşü

*** Sonbaharda bir yol gibi: Temiz pak süpürüyorsun, sonra bir yol bir kez daha kurumuş yapraklarla örtülüyor

*** Kafesin biri, bir kuş aramaya çıktı

*** Sen ödevsin. Ama görünürde öğrenci yok

**** Doğru yol gergin bir ip boyunca gider; yükseğe değil de, hemen yerin üzerine gerilmiştir bu ip. Üzerinde yürünmek değil de, insanı çelmelemek içindir sanki

*** Olumsuz davranışlarda bulunmak bizden istenir, olumlu davranışlar ise zaten bizimdir



*** İyi, bir bakıma rahatsızlık vericidir


*** Kötüye taksit taksit ödeme yapılamaz, oysa hep böyle yapılmaya çalışılır

*** Kıyamet Günü'nü böyle adlandırmamızın nedeni ancak bizim zaman kavramımızdır; aslında o bir tür sıkıyönetim mahkemesidir

*** Dünyadaki uyumsuzluk, şükür ki sadece sayısal bir uyumsuzluğa benziyor

*** "Sein" sözcüğü Almancada iki anlama gelir: "Var olmak" ve "onun olmak"

*** İlerlemeye inanmak henüz bir ilerleme olduğuna inanmak anlamına gelmez. Yoksa bu, inanmak için yeterli olmazdı

*** Bu dünyada hemcinsini seven kimse, dünyada yalnızca kendisini seven kimseden ne daha çok ne de daha az hata yapmaktadır. Sadece geriye bir soru kalıyor ki, o da insanın hemcinsini sevip sevemeyeceğidir

*** Gerçeklerin peşinden paten kaymayı yeni öğrenen acemi biri gibi koşuyor, üstelik bir de yasak yerde egzersiz yapıyor

*** Ev halkını koruyan tanrıya inanmaktan daha keyif veren ne olabilir

*** Kendini insanlığa bakarak sına. Şüphe edeni şüpheye, inananı inanca götürür bu

*** İnsanlarla iç içe olmak, insanı kendini gözlemlemeye götürür

*** Günah her zaman açıktan açığa gelir ve anında duyularla kavranabilir. Kökleri üzerinde yürür ve tanınmak için sökülüp çıkarılması gerekmez

*** "İnanç yoksunu olduğumuz söylenemez. Sadece yaşıyor olmamız bile, tüketilemeyecek bir inanç değeridir."
"Neresindeymiş bunun inanç değeri? Yaşamamak elde değil ki?"
"İşte inancın insanı çıldırtacak kadar büyük gücü, bu 'elde değil ki' dedir, bu olumsuzlamada açığa vurur kendini."


*** İnsanların birlikteliği şuna dayanır: İnsan, kendi varlığının gücüyle aslında kendi içlerinde yadsınamaz olan başkalarını yadsıyormuş gibi görünür; bu da o insanlar için tatlı ve rahatlatıcı, ama gerçeklikten ve dolayısıyla süreklilikten hep yoksun
*** Kötü'nün elindeki en ayartıcı silah, savaşa çağrıdır. Kadınlarla yapılan savaşa benzer ki sonu yatakta biter

*** Bilgeliğin başladığına ilk işaret, ölmek isteğidir. Bu yaşam dayanılmaz görünür, bir başkası ise erişilmez. İnsan ölmek istediği için utanmaz artık; nefret ettiği eski hücresinden alınıp ilk işi nefret etmeyi öğrenmek olacağı yeni hücresine konulmak için yalvarıp yakarır. Bunda belirli bir inancın kalıntısı da etkilidir; taşınma sırasında efendi koridorda görünecek, tutukluya şöyle bir bakacak ve diyecektir ki: "Bu adamın yeniden hücreye kapatılmasına gerek yok. O bana geliyor artık

*** Düz bir yolda yürüyor olsaydın, tüm ilerleme isteğine rağmen hala gerisin geriye gitseydin, o zaman bu çaresiz bir durum olurdu; ama sen dik, senin de aşağıdan gördüğün gibi dik bir yamacı tırmandığına göre, adımlarının geriye kayması, bulunduğun yerin durumundan ileri gelebilir, o zaman da umutsuzluğa kapılmana gerek yoktur

*** Kötü'nün ondan bir şeyle gizleyebileceğinize inanmanızı sağlamasına izin vermeyin

*** Gerçek düşmandan sınırsız bir cesaret akar içinize

*** Kötü'ye bir kere kapılarını açmaya gör, kendisine inanılmasını beklemez artık

*** Din fedaileri bedeni küçümsemez, çarmıha gererek yüceltirler onu; bu açıdan düşmanlarıyla aynı görüştedirler

*** Av köpekleri henüz avluda oynaşıyor, ama avları, daha şimdiden ormanda ne kadar hızlı koşarlarsa koşsunlar, ellerinden kurtulamayacaklar.

*** İnsan, içinde yok edilemez bir şeyin varlığından sürekli emin olmadan yaşayamaz; ancak gerek bu yok edilemez şey gerekse de bu güven kendisinden daima gizli olabilir. Bu sürekli gizliliğin kendini açığa vurma yollarından biri, kişisel bir tanrıya inançta kendini gösterir

*** Yılanın aracılığı gerekliydi: Kötü, insanı ayartabilir, ama insan olamaz

*** İnsan ancak olabildiğinde az yalan söylediğinde olabildiğince az yalan söylemiş olur, yoksa olabildiğince az yalan söyleme fırsatını bulduğunda değil


*** Tinsel bir dünyadan başka bir şeyin bulumadığı gerçeği elimizden umuduzu alır, ama bize bir kesinlik bağışlar

*** Giyotin gibi bir inanç, Onun kadar ağır, onun kadar hafif


*** Bir kızılderili olsa insan.
Koşan bir at üzerinde boşlukta eğilmiş,
titreyip duran yer üzerinde kısa sürelerle aralıksız titreyip dursa,
üzengilerden çekse ayağını, yani üzengi diye bir şey olmasa,
dizginleri atsa elinden, yani dizgin diye bir şey olmasa
ve önünde uzanan araziye dümdüz biçilmişl bir kır gözüyle baksa
ve derken atın bir boynu ve bir başı olduğunu anımsasa


*** Leoparlar tapınağa saldırıp kutsanmış şarapları içiyorlar; bu sürekli yineleniyor; ve sonunda önceden kestirilebilir bir nitelik kazanıyor ve ayinin bir parçası haline geliyor

*** El taşı olabildiğince sıkı kavrar. Daha da uzağa fırlatabilmek için sıkıca kavrar taşı. Ama o kadar uzağa da götürür yol

*** Bastığın yerin iki ayağının kapladığından daha büyük olamayacağını anlamak ne büyük bir mutluluktur

*** Aceleyle kaçıp ona sığınmadıktan sonra insan yaşamdan nasıl zevk alabilir

*** Sayısız sığınak vardır, ancak kurtuluş yolu tektir; ama kurtuluş olasılıkları yine de sığınaklar kadar çoktur. Bir hedef var, ama yol yok; bizim yol dediğimiz şey, bir duraksamadır


*** Kötü’ye kapıları açmaya seni iten art niyetler senin değil, Kötü’nündür.
Hayvan, hışımla çekip alır kırbacı efendisinin elinden ve kendi efendisi olmak için kendi kendisini kırbaçlar, bilmez ki bu, efendisinin kırbacına atılmış yeni düğümün yol açtığı bir hayalden başka bir şey değildir.

*** Kargalar, tek bir karganın gökleri yok edebileceğini iddia eder. Buna hiç kuşku yok, ama bu yine de göklere ilişkin hiçbir şey ifade etmez, çünkü gökyüzü kargaların yokluğu demektir

*** Bir gladyatörün dövüşten sonraki yorgunluğuna benziyor yorgunluğu, yaptığı iş bir memur odasının bir duvarına beyaz badana çekmekti

*** Sahip oluş yoktur, sadece oluş, son nefesi vermeyi, nefessiz kalarak boğulmayı özleyen oluş vardır

*** Tiksinti ve nefret dolu bir başı önüne eğmek

*** Ne kadar çok at koşarsan, o kadar hızlı gider araban .bu, bütünün temelden söküp çıkarılması anlamına gelmez, ki bu imkânsızdır, ama kayışların koparılması, böylece özgür ve neşeli bir yolculuk olanağının ortaya çıkmasıdır

*** Onlara kral ya da kralın habercileri olma seçenekleri verilmişti. Tüm çocukların yaptığı gibi hepsi haberci olmak istedi. Sadece habercilerin olmasının sebebi budur, dünyayı dolaşıp durur, yeryüzünde kral kalmadığı için, artık anlamı kalmamış haberleri birbirlerine ulaştırırlar. Bu sefil hayatlarına memnuniyetle bir son vermek isterlerdi, ama bağlılık yemini ettiklerinden bunu göze alamıyorlar.

*** Dünyadan elini eteğini çeken herkes herkesi sevmelidir, onların dünyasından da elini eteğini çekmektedir çünkü. Böylece gerçek insan doğasının içyüzünü sezmeye başlar; bu varlık sevilmez de ne yapılır; ama bunun tek koşulu vardır: sevilenin dengi olmak

*** Aynı insanda öylesine algılar vardır ki, birbirinden tamamıyla farklı olmasına rağmen aynı nesneyi konu alırlar; dolayısıyla bundan ancak aynı insanda farklı özneler olduğu sonucu çıkarmak gerekir

*** Bu yaşamın hazları, yaşamın kendi hazları değil, ama bizim daha yüce bir yaşama yükselme korkumuzun hazzıdır; bu yaşamın eziyetleri yaşamın kendi ıstırapları değil, ama bu korkudan dolayı kendimize yaptığımız eziyettir

*** Sadece burada ıstırap ıstıraptır. Bu demek değildir ki, burada ıstırap çekenler bir başka yerde de çektikleri ıstıraptan ötürü ödüllendirilecek; bunun anlamı, bu dünyada ıstırap denen şeyin bir başka dünyada değişmeyip, yalnız karşıtından bağımsız kılınacağı ve mutluluğa dönüşeceğidir

*** Evrenin sonsuz genişlikte ve zenginlikte tasarlanması, zahmetli bir yaratışla özgür bir içe bakışın en aşırıya vardırılmış alaşımının sonucudur

*** Şeytani olana ilişkin bir bilgi olabilir, ama içinde inanç bulunamaz, çünkü ortada görünenden daha fazla şeytani olan yoktur

__________________
Çağımızın en büyük tutkusu köleliktir.
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi KEVİR 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Zerdüştün Yakarışı Şiirler ve Şairler Yitiksevda 4 2664 09 Eylül 2009 22:13
sizce medineweb... ne yaparsınız...? Anket'ler-Röportaj'lar Nebevi Sevda 11 7258 20 Ekim 2008 15:48
Soyun Devamı Gereklidir Makale ve Köşe Yazıları KEVİR 0 2247 06 Eylül 2008 02:06
Sevgi İle İlgili Sözler Güzel Sözler-Deyımler-Nükteler Sakkurem 32 22681 21 Ağustos 2008 00:24
Zemahşeri'den Sözler Güzel Sözler-Deyımler-Nükteler rizwanbara 1 3742 20 Ağustos 2008 00:02