08 Nisan 2013, 16:23
|
Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 25542 Üyelik T.:
04 Şubat 2013 Arkadaşları:8 Cinsiyet: Mesaj:
72 Konular:
44 Beğenildi:39 Beğendi:3 Takdirleri:163 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Müslümanların güçlü kalesi ''AİLE ''çöküyor mu?-2-/Bedia Özdemir Tokel Müslümanların güçlü kalesi ''AİLE ''çöküyor mu?-2-/Bedia Özdemir Tokel Müslümanların güçlü kalesi ''AİLE ''çöküyor mu?-2- Bir önceki yazıda günümüzde boşanma sebeplerini başlıklar altında incelemeye başlamıştık,bu başlıklara devam edelim. Erkeğin ve kadının ailede değişen rolü Aile kurumunun yıkılmaya yüz tutmasının en mühim sebeplerinden biri de kadının erkekleşmesi,erkeğinde kadınlaşmasıdır..Ailenin geçimiyle vazifelendirilmiş erkek ,ruhi sağlamlık bedeni üstünlük dayanıklılık gibi vasıflara sahiptir. Bu üstünlük ailenin reisi olması için Allah tarafından verilmiş yaratılış özellikleridir.Allahu teala kadını ayrı ,erkeği ayrı özelliklerde yaratmıştır.Bu vasıflar toplumdaki görevlerini layıkıyla yapabilmeleri için birbirinden farklıdır. Kadına bahşedilen merhamet,itaat,hissiyat,kırılganlık ,latif,haya, iffet erkeklerden daha ziyadedir.Günümüz kadını ise fıtratına aykırı işlere giriştiği için ailelerde boşanmalar fazlacadır. Bundan bir 30 yıl önce dedelerimizi ve babalarımızı bir hatırlayalım.Evde gördükleri saygı ve hürmet nasıldı?.Gençler veya hanımları abdest sularını döker,çocuklar elinde peşkir dedesini veya babasını beklerdi .Kadın işten eve gelen eşini kapıda karşılar ceketini alırdı.İşe gitmeden mutlaka kahvaltı hazır olur.Hamurlar ekmekler sabahın beşinde pişirilmeye başlanırdı.Evde son sözü mutlaka baba söylerdi.Kadınlarını çalıştırmazlardı.Kadının çalışması tarla bağ bahçeyle sınırlıydı.Özellikle köylerde erkekler yoldan geçerken kadınlar arkalarını döner veya yere çömelirler onlar geçmeden yürüyüp gitmezlerdi.Erkeğin bir ağırlığı vardı. Şimdiki zamanın erkekleri de kadınları da bir alem ;kaşını alan ,pembe giyen ,hanımını çalıştıran kendi evde oturan ,bilgisayar başından kalkmayan,yataktan kalkıp işe gidemeyen,annesi ve hanımı arasında kalmış,hanımın evin reisi olmasına izin veren ,zor meselerin üstesinden gelemeyen, evde ağırlığı olmayan bir erkek modeli. Kadınlarda ise şaşırtıcı bir değişimi görmek mümkün;özellikle 1980lerden sonra evin gerçek hakimi ''KADIN''. Neden 1980lerden sonra ?Çünkü bu tarihlerde Özalında ithalatı serbest bırakmasıyla lüks tüketimin malları hızla ülkemizde yayıldı ve arttı. Ve bundan sonra tabiri caizse Türkiye'de hiçbir şey aynı kalmadı.Erkek ise bu tüketim çılgınlığına yetişememek ve aciz kalmak şeklinde bu yeni dünyadan nasibini aldı.Bin lira ,binbeşyüzlira ile normal hayat standartını yakalamak nerdeyse imkansız. Erkeğin ailede saygınlığını yitirmesinin bir sebebi de televizyon.Dizilere bakarsanız evin reisi olması gereken karakterler ; kendisine hep yalan söylenilen , aciz,gülünç durumda erkekler.Hatta babanın köpek olduğu bir facia dizi bile vardı.Bu diziyi baba ya da anne çocuğuyla oturup seyrediyor.Normal karşılıyor. Kadınlarımız artık çalışıyorlar ve hiç bir şeye vakitleri yok.Ne evlerine ne evladına ne kocasına !En çok duyduğumuz söz''Hiç vaktim yok''.Bütün amaç en iyi dünyalığa sahip olmak. Kadın ;'' çalışıyorum öyleyse varım''diyor.Ve artık evde yüksek sesle konuşuyor.Erkek orta halli bir gelire sahipse kadın bunu hiç bir zaman beğenmiyor.Daha fazla daha fazla diyor.Kanaatkar olmak ne demek bilmiyor.Etraf,içinde bulunduğu çevre ;eşinden ve çocuğundan daha önemli oluyor.Öyle önemli oluyor ki,onlara karşı bir eksiklik mutsuzluk sebebi sayılıyor.İşte o yüzden en iyi eşyalar en iyi yemek takımları en iyi giyim kuşam için en iyi araba mutluluk göstergesi sayılıyor.Bunlara sahip olmayan mutlu görülmüyor.Dünyalık şeyler için gösterilen çaba evladın namazı(veya kendisinin)ahlakı için gösterilmiyor. Ailenin ve devletin aşırı korumacı tutumu Ailenin ve devletin kadını aşırı korumacı hali de tamamen mağdur durumda bırakması da aile ayrılıklarına sebep oluyor.Bunu bir kaç somut örnekle açıklayalım. Avusturya devleti boşanan kadını korumak amacıyla o kadar fazla maddi imkanlar sunuyor ki,bir çok kadın sadece bu maddi imkanlara kavuşmak için yuva bozuyor. Veya evlilik boyunca erkeği tehdit ediyor.Devlet ve aşırı korumacı aile erkeği çaresiz bırakıyor.Hatta bu imkanlar için aynı evi paylaştığı halde resmi olarak boşanıyor ve hayatlarını yine aynı evde devam ettiriyorlar.Polise tek telefonla artık erkek evin 500 metre yanına dahi yaklaşamıyor.Bu kadını koruyan kanunlar elbette ölümle sonuçlanan koca terörlerinden dolayı alındı. Buna sözümüz yok.Ama bu kanunlardan dolayı erkeğin evdeki reisliği ,yaptırım gücü de hep tehlike altında kalıyor. Devlet kadını kanunlarla bu kadar koruma altına alacağına ilkokuldan başlayarak bütün gençlerimize edebi ahlakı aldatmamayı ,sabrı, cömertliği , kanaatkar ve mert olmayı öğretse en doğrusunu yapmış olur. Aşırı korumacı ailelerde ise; Zengin damada kızını verdiği halde erkek iflas edince geri dönen kızına nasihat etmiyor.Yuvanın bozulmasına göz yumuyor.Ve yine anne ve baba orta yolu aşarak, genç aileye gereğinden fazla müdahale ederek yeniçiftlerin dengesini bozuyor. Aşırı korumacı veya mağdur edecek kadar kızı ve erkeği yalnız bırakmak yerine ;orta yollu olmak,itidali bulabilmek hem devlet hem aile için çok önemli diye düşünüyorum. Erkeğin veya kızın rızasının olmadığı kişiyle evlendirilmesi Bu , genellikle kırsal kesimde köylerde görülen bir durum.''Nikahta keramet vardır'' diyerek özellikle kendi yakın akrabasıyla rızaları olmadan evlendirilen gençlerin sonu da hüsranla bitiyor.Amca hala çocuklarıyla büyüyen bu gençler evlilik için zorla ikna ediliyorlar. Evlilikte denkliğe dikkat etmemek Elbette evlilikte denklik çok önemlidir.Mal,soy sop,zenginlik,boy pos ,görgü ve kültürde denklik. Görgü ve Kültürde;eğitim olarak ilkokul mezunu ile üniversite mezunlarının anlaşma ihtimali düşük.Yine erkek tahsilli kadın tahsilsiz;bir dereceye kadar anlaşma ihtimali var.Ama kız tahsilli erkek eğitim almamış ise sonucun iyi olacağı neredeyse imkansız.Böyle bir şey olabilir mi diyenlere ,yine Avusturyadan şahit olduğum bir örnek vermek isterim.Kız tıp öğrencisi dört yabancı dil biliyor.Evlendiği kişi vasıfsız ve işsiz amca oğlu. Boy pos güzellik;erkekten daha uzun ve iri yapılı kızlar da denklik kaidelerinin dışında kalıyor. Mal ve zenginlik;Erkek ve kadının( özellikle kadının)evlilikte tercih sebebi çoğu zaman zenginlik olurken ;aradaki büyük fark çoğunlukla kavga sebebi de oluyor.Erkekteki mal fazlalığı normal sayılabilirken ,kadının daha zengin olması ayrılıklara sebep oluyor. Yine de bütün bu farklar eşlerin çok olgun ve irade sahibi olmalarıyla( vakıa az olsa da)aşılabilir. Bedia Özdemir Tokel [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] devam edecek... |
| |