29 Temmuz 2008, 23:11
|
Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 2609 Üyelik T.:
12 Temmuz 2008 Arkadaşları:0 Cinsiyet: Yaş:36 Mesaj:
550 Konular:
114 Beğenildi:8 Beğendi:0 Takdirleri:10 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Bulüğa ermeden önce ölen çocukların durumu.. Bulüğa ermeden önce ölen çocukların durumu.. Dünyaya canlı olarak gelip de vefat eden her çocuğun gerekli olan techiz ü tekfin işleri yapılır, sonra da cenaze namazı kılınır. Cenaze üzerine namaz kılmanın sevabı sadece cenazeye ait değildir. Cenaze namazı cenaze hakkında bir duadır ve bu vazife, aynı zamanda müminler için de sevaba medar bir farz-ı kifayedir. Ayrıca üzerine namaz kılınan kimsenin yakınlarına da hem bir sevab hem de tesellidir. Şimdi kısaca birer birer bu hususlar üzerinde duralım: Evvela, cenaze namazı bir duadır. Cenaze namazı ile hem Cenab-ı Hakk'a hamd ü sena edilmekte, hem Efendimiz'e salât ü selam getirilmekte, hem de cenazeye dua edilmektedir. Bu yönü itibarıyla da cenaze namazı bir mümin için tıpkı sair namazlar gibi bir vazifedir. Ancak kifâyeten (müminlerden bazılarının yapmasıyla diğerlerinin üzerinden sorumluluğun kalktığı bir ibadet) her müminin üzerine terettüp eden bir vazifedir. Farz-ı kifâye olarak bu vazifeyi eda eden insan asgari bir vacip sevabı kazanır. Sâniyen, vefat eden, bir çocuk ise bu çocuğun büluğa ereceği ana kadar yaptığı sevap ve hasenat, mümin iseler ve liyakatleri varsa o çocuğun ebeveynine râci olur. Bu durumda bir çocuk musalla taşına konulup dua edildiğinde yapılan dualar ebeveynin hasenat defterine de geçer ve şayet onlar, azapta iseler azapları hafifleyebilir; azaptan kurtulup halas olmuş iseler, bu dua onların cennette makamlarının yükselmesine vesile olabilir. Sâlisen, o çocuk cennette anne ve babasının nurlu bir gilmanı olarak kucaklarında, onlara orada da çocuk sevgisini tattırmak için farklı bir rahmet dalga boyu sayılabilir. Evet, bir nokta-i nazara göre, burada büluğ çağına ermeden vefat edenler, cennette anne ve babalarına çocukluk zevkini duyurmak ve tattırmak için orada da çocuk olarak haşrolacaklar; anne ve babaları orada onları kucaklarına alacak, sevecek ve çocuk sevme zevkini oranın enginliğine göre duyacaklardır. Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem)'in çocukla alakalı yapılan duada, "Allah'ım! Bunu benim için bir zâd-ı ahiret yap!" şeklinde bir ta'limi vardır ki, bu ilave yaşlılar için yapılan duada yoktur. Bu dualar, çocuğun nuraniyetine, orada daha sevimli olmasına, hatta anne ve babasına şefaat etmesine imâlar ve işaretler sayılabilirler. Nitekim bu mevzuda hasen derecede bir hadis-i şerifte, mahşerde, mümin anne ve baba cürümlerinden ötürü cehenneme sevk edilirken, çocuğun anne ve babasının eteğinden tutup onun cehenneme gitmesine mani olmaya çalışacağı rivayet edilmektedir. Yine Buhari, Müslim ve Ebu Davud'un süneninde geçen bir hadis-i şerifte, "Mümin anne ve baba bir rivayette iki, diğer bir rivayette üç çocuğunu kaybederse cehennemin kapıları onlara kapanır," buyurulmaktadır. (Mümin olmak ne güzel bir şey! Çocuklar bile ona şefaatçi oluyor.) Cenab-ı Hakk rüşde ermeden ahirete irtihal eden evlatları, anne ve babaları hakkında zâd-ı ahiret ve şefaatçi kılsın! Fethullah GÜLEN |
| |