Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 Arkadaşları:8 Cinsiyet:Erkek Yaş:50 Mesaj:
3.038 Konular:
340 Beğenildi:1439 Beğendi:480 Takdirleri:10498 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | din psikolojisi-4.5.6. 7.ve 8.hafta özeti din psikolojisi-4.5.6. 7.ve 8.hafta özeti din psikolojisi-4.hafta özeti Psikoloji Din İlişkisi: Din Psikolojisine göre din, “mukaddes olanın (ilahi varlığın) içte yaşanması ve yüceltilmesidir.” Din, ferdin mukaddes olanla kurduğu ruhsal bir ilişkidir. Her dinde şu ortak noktaları buluruz: a) Kutsal ve ilahi bir varlığın mevcudiyeti. b) Fert tarafından ilahi ve kutsal bir varlığın ya da varlıkların kabul ve tasdik edilmesi. c) Yüce bir kudretin kabul ve tasdikinden sonra doğan dini hayatın oluşması. d) Kabul ve tasdik edilen yüce varlığın akıl gücünün ötesinde olması. e) İnsanın ve bütün varlıkların ilahi kudret ya da kudretler tarafından yönetilmesi. f) İlahi varlığın insandan yapmasını ve yapmamasını beklediği talepleri. Dinde vaz geçilmez üç özellik: a) Her dinde bir inanılan vardır. b) b) Her dinde birde inanan vardır. c) İnananın inandığına karşı yerine getirmekle yükümlü hissettiği görevleri vardır. (ibadetler, dini, ahlâki fiiller ve benzerleri). Jolivet, dini sübjektif ve objektif olarak şöyle tanımlamaktadır: 1- Sübjektif olarak din: İnsanın Allah’a karşı içinden gelen aşk, tazim ve itimat ile bağlanması; Allah’a ve onun koyduğu prensiplere ve gayelere karşı bütün akıl ve hissiyatı ile bağlanmaya mecbur olduğunu kabul etmesidir. 2- Objektif olarak din; Sübjektif olarak duyulan din duygusunun harici fiil ve hareketlerle beyan ve ifade edilmesi, açığa vurulmasıdır. Ayinler, kurbanlar, dua ve ibadetler, ahlaki mükellefiyetler gibi. Dinin Boyutları Fichter’e göre: “gerçek dindar, şekilci dindar, kenarda dindar ve Kaplı dindar” olarak 4 çeşit sınıflandırılabilir. Lenski’ye göre: “Zühd, öğreti, ayinsel davranış ve dini gruplar olarak şeklî organizasyon olarak açıklar. Luckman’a göre: Ayinlere katılma, kiliseye sübjektif özdeşleşme, ortodoksi, ayinle ilgili olmayan kilise faaliyetlerine katılma.” Olarak açıklar. Bütün bunları eksik bulan Glock ve Stark, dindarlığı beş boyutta ele almış ve her bir boyuta ilişkin açıklamalarda bulunmuşlardır. 1- İnanç Boyutu 2- İbadet Boyutu 3- Tecrübe (Duygu) Boyutu 4- Bilgi Boyutu 5- Etki Boyutu Psikolojide Değişik Yaklaşımlar Wilhelm Wundt, ilk psikoloji laboratuarını kuran adamdır. Psikoloji alanında ilk bilimsel çalışmalara girişen Wundt ve arkadaşlarıdır. din psikolojisi-5.hafta özetidir. DİN PSİKOLOJİSİNİN ALANLARI Din Psikolojisinin yararlandığı bilim dallarını iki grupta toplamak mümkündür: 1- Psikolojik bilimler 2- Dini bilimler. Psikolojik ilimler: Genel, Gelişim, Şahsiyet, Bireysel, Sosyal, Pedagojik, Derinlik Psikolojisi, Psikoterapi, Psikopatoloji vb.leridir. Dini ilimler: Dinler Tarihi, Tefsir, Hadis, İslam Tarihi, Din Sosyolojisi, Din Felsefesi, Mukayeseli Dinler Bilimi, Din Fenomenolojisi, Dini Antropoloji ve Etnoloji, Dini Hukuk, Dini Sanat vb.leridir. Din Psikolojisi, Dini hayatı sistemli bir şekilde aydınlatmayı amaç edinir. Din Psikoloji Hangi Alanlarda Araştırma Yapar Din psikolojisinin birinci derecede uğraştığı temel konu, dinsel yaşamın ruhsal yapısını kavramaktır. Başka bir deyişle; dinin birey ruhundaki görünüşünü, subjektif belirtilerini araştırmak ve incelemek din psikolojisinin konusudur. İhtida: dine dönüş manasına gelir. İrtidat: dinden dönüş manasına gelir. Dine karışmış, hurafe ve batıl inançlara dayalı dindarlığın ortaya çıkardığı fanatik tutucu bireyler ve gruplar üzerinde var olan etkilerin araştırılması, olumsuz ve yıkıcı nedenlerin ortaya çıkarılması, din psikolojisinin görevleri arasına girer. din psikoloisi-6.hafta özetidir. DİNİ DUYGU Duygu ve Çeşitleri: Duygu:beş duyu yoluyla alınan dış etkilerin insanın iç dünyasında meydana getirdiği ruhsal değişimdir. Günzel-Haubold; duyguyu 3 e ayırır: 1- Bedeni duygular. 2- Ruhi duygular. 3- Manevi duygular. Wundt duyguları haz-elem, heyecan-sükûnet ve gerilme-gevşeme biçiminde üçlü zıt kavramlar altında toplayarak açıklamaktadır. Rohracher ise duyguları üç temel bölümde ele alır: 1- Duyularla ilgili duygular (ağrı, acı, tatlı, koku, istek, üşüme, ısınma vb.) 2- İçgüdüsel duygular; vital içgüdüsel duygularla eğilimin doyumunu isteme, tatmin olmamış güdünün isteksizliği, korku vb. sosyal güdü duyguları (haset, kıskançlık, temas kurma) 3- Kişiliği gerektiren duygular; Bunlar şahsiyette etkisini direkt olarak gösterir. İnsanın bu duygulara sahip oluşu doğrudan olduğu gibi kendiliğinden de kabul ya da reddedici bir biçimde kendini gösterir. Dini, ahlaki, estetik, lojik, sempati, acıma ve yardımseverlik, adalet ve zerafet duyguları. Dini Duygu Din Psikolojisinin öncülerinden sayılan Friedrich Schleiermacher, dindarlığın kaynağını doğrudan doğruya “yüce âleme bağlanma duygusuna” dayandırmaktadır. Din Duygusu ve Sevgi İlişkisi Din duygusu sadece insana mahsus olan gelişen ve şekillenen bir duygudur. Bu duygu kutsal olan objeler karşısında korku, bağlanma, teslimiyet, yüceltme ile birlikte kendini gösterir. Din Duygusunun Gelişimi: a)Psiko-Fizyolojik Teori: Din duygusunun gelişmesi hakkında deneysel psikoloji metodunu kullanarak yapılan açıklamaya psikofizyolojik açıklama diyeceğiz. Ribot, felsefede psikolojiyi, fizyoloji ile açıklayan bir ekolün kurucusudur. Ribot’a göre din şuuru veya dini hayat üç devreden ibarettir: 1- Korku ve yaşama ihtiyaçlarının hâkim olduğu somut idrakler, hayaller devri. 2- Ahlaki elemanların katılmasıyla daha ilerlemiş ahlaki kavramlar devri. 3- Duygusal elemanların azalarak din duygusuyla akli elemanların karışmasından meydana gelen en yüksek kavramlar devri (idealleşmiş din). Dinî his bütün dinlerde esastır ve adeta dinleri birleştiren en temelli olgulardan biridir. Dolayısıyla, din duygusu, insana mahsus ve başka bir duyguya indirgenmesi imkânsız olan fıtrî bir duygudur. Dini İnanç: Dini inanç (iman): kişinin dini konulardaki kabul, ret ya da şüphe durumunu gösterir. Dini inancın başlangıç noktası “kabul ve tasdik”tir. Dini inancın önemli bir özelliği, somut bir nesne ile ilgili olmadığı için tahkik edilemez, yani gözlem ve deneye giremez. dini inancın temel unsuru Allah inancıdır. din psikolojisi-7.hafta özeti DİNİ TASAVVUR VE DÜŞÜNCE 1)Dini Tasavvur: Tasavvur, beş duyu organıyla zihne alınan objelerin, kavramların ve olayların zihinde yeniden şekillendirilmesi ve canlandırılmasıdır. Dini tasavvur, dini kavramların ve fenomenlerin ya da objelerin zihinde canlandırılması ve şekillendirilmesidir. Mesela Müslüman literatüründe var olana Allah, peygamber, cennet, cehennem, melek, şeytan ve ahiret gibi kavramların zihinde yeniden canlandırılması dini tasavvuru ifade etmektedir. Dini tasavvurların başında Allah tasavvuru gelmektedir. 2) Dini Düşünce: Dini kavramlardan birisi (Allah, melek, cennet, cehennem vs.) anıldığında beyinde oluşan tasavvurunu düşünmeye denir. 3) Dini İrade, İlgi ve İstekler a) Dini İrade: kişinin, dinin istekleri ve yasakları doğrultusunda davranışlarını ayarlama gücüdür. Yani dini irade, inananları bir taraftan dinin emirleri doğrultusunda davranışlarda bulunmaya iterken diğer taraftan dinin yasakladığı şeyler doğrultusunda yapılacak olan davranışları durdurmaya çalışır. b) Dini İradede Kararsızlık ve Şüphe: fıtrat ile başlayan dini inanış ile irade küçüklükten ergenlik dönemine girildiğinde bazı karasızlıklar ve şüphelere girebilmektedir. Bunun doğmasında etkili olan faktörler şunlardır: a) Bağımsızlık duygusunun uyanmasına bağlı olarak gelişen her türlü otoriteyi reddeden isyankâr eğilim, b) Cinsel gelişimin hızlanması ve suçluluk duygusunun belirmesi; nefsanî arzuların dini ahlak kurallarına başkaldırması, c) Hayatın boş, anlamsız ve mantıksızlığı düşüncesinin etkisi d) Alınan dini eğitimin yetersizliği sebebiyle başarısız ve yetersiz bir dini sosyalleşmenin ortaya çıkması, e) Gerçek hayatta karşılaşılan olaylar ve bazı bilimsel teorilerle dini inanç ve öğretiler arasında bir uzlaşmalık ya da çelişki görülmesi f) Dindarların ve din görevlilerinin tasvip edilmeyen bazı tutum ve davranışları, g) Dini konularla ilgili bilgi eksikliği ve rehbersizlikar eğilim, c) Dini İlgi ve İstekler: Dindar bir kimsenin ne yaptığını ve ne yapmak istediğini öğrenmek ve davranışlarını anlamak için onun ilgileri, merakları ve istekleri bulunmaktadır. 4) Dini şuur: Şuur, insanın içinde geçen ruhsal olaylar hakkında bilgi edinmesidir. Psikolojide insanın içinde geçen ruhsal olayların tümüne de şuur denilir. Din veya ulûhiyet şuuru, din duygusunun daha yüksek ve olgun şeklidir. Şuurun Değeri: Şuurun ilk derecesi basit ve ilkel bir şuur halidir. Şuurun bu derecesi ilkel kavimlerde de görülür. Şuurun İkinci Derecesi:Medeni ve ileri toplumlarda terbiye ve öğretim faaliyetleri, toplumları çeşitli tesirleri (aile, arkadaş, çevre) çocukları çabuk yetiştirir, şuurun bulanık ve belirsiz hali kaybolarak ikinci derecesi başlar. Vücutla birlikte beyin de gelişir. Ulûhiyet Şuuru: Şuurun üçüncü derecesi, en yüksek bir ulûhiyet duygusu halini almıştır. Şuurun bu derecesine ulaşan kimselerde ruh sükûneti, olgunluk görülür. Bu bir kemal derecesidir. “tadan bilir, tatmayan bilmez”. Çünkü ulûhiyet şuuru, en yüksek idealin şuurda yaşaması ve duyulmasıdır. İslam âleminde ulûhiyet ve din şuurunu en iyi ifade edenlerden biri de, İmam Gazali’dir. Gazali, “ihya-ülulum”unda ‘aşk-ı ilahi’ adını verdiği ulûhiyet ve din şuuruna bağlanmayı ve Tanrı sevgisini şu suretle ifade eder.
__________________ Büyükler fikirleri, Ortalar olayları, Küçükler kişileri tartışır.
|