Tefsir Metinleri -Kitap-
Tefsîr Metinleri I < i
Tefsîr Metinleri I
Editör
Prof. Dr. Salih Akdemir
Yazarlar
Prof. Dr. Salih Akdemir
Prof. Dr. Halis Albayrak
Prof. Dr. Ahmet Nedim Serinsu
Prof. Dr. Mehmet Akif Koç
Dr. Esra Gözeler
ANKARA ÜN‹VERS‹TES‹ UZAKTAN E/‹T‹M YAYINLARI
Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi
İlâhiyat Lisans Tamamlama (İLİTAM) Programı
ii > Tefsîr Metinleri I
ISBN: 978-975-482-???-?
© Ankara Üniversitesi, 2012
Bu kitab›n bas›m, yay›n ve da¤›t›m haklar› Ankara Üniversitesi’ne aittir.
Ankara Üniversitesi’nden yaz›l› izin al›nmadan kitab›n tamam› ya da bir
bölümü mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kay›t ya da başka şekillerde
ço¤alt›lamaz, bas›lamaz ve da¤›t›lamaz.
Kitaptaki görüşlerin yasal ve bilimsel sorumlulu¤u, ünite yazarlar›na ve
kitap editörlerine aittir.
Genel Yönetim : Prof. Dr. Haluk Geray
Akademik Koordinasyon : Murat Özbolat
Teknik Koordinasyon : Murat Çınar
Ö¤retim Tasar›m› : Yrd. Doç. Dr. Sami Şahin
Tasar›m : Öğr. Gör. Mehmet Sobacı
Türkçe Editörü : Prof. Dr, Cahit Kavcar
Saliha Karagöz Güzel
1. Bask›
2012
Baskı: Sistem Ofset Basım - Yayın San. ve Tic. Ltd. Şti.
Strazburg Caddesi No: 7/A Sıhhiye • Ankara
Tel: (312) 229 18 81
Bas›m Tarihi: 30 Kasım 2010
Ankara Üniversitesi Uzaktan E¤itim Yay›nlar› Yay›n No: ??
Tefsîr Metinleri I < iii
Sunuş
Uzaktan öğretim, öğretim elemanı ve öğrencilerin aynı mekanda bulunma
zorunluluğu olmadan, bilgi ve iletişim teknolojilerine dayalı olarak öğretim
faaliyetlerinin yürütüldüğü ortamlardır. Siz öğrencilerimiz için, Ankara
Üniversitesi’nde sunulan uzaktan eğitim programları internet tabanlıdır. Ders
içeriklerine istediğiniz yerde ve istediğiniz zamanda erişebilecek, hocalarınızla
internet üzerinden iletişim içinde olabileceksiniz.
Uzaktan e-öğrenme yoluyla eğitim, geleneksel sınıf ortamındaki öğrenmeden
farklıdır. Bu nedenle sizlerin dikkat etmesi gereken bazı konular bulunmaktadır.
Öncelikle e-öğrenme, kendi kendinizi disiplin etmenizi gerektirir. Yüzyüze
eğitimde belli bir oranda da olsa, sınıflara devam zorunluyken, e-öğrenme sistemlerinde
bunun yerini alacak bir zorunluluk bulunmaz. Bu nedenle kendi
kendinizi her gün veya haftanın bir kaç günü içeriklere erişmeye, hocalarla ve
sınıf arkadaşlarınızla etkileşim içinde olmaya yönlendirmelisiniz. Bazı öğrenciler
bu yönlendirmeyi yapmakta zorlanırlar ve hazırlıklarını sınav öncelerine
göre hazırlarlar. Böyle bir davranış başarısızlığı getirir.
Haftalık çalışma programı yapmak, çevrim-içi ve çevrim-dışı çalışma zamanları
belirlemek ve derslerde aktif olmak başarıyı getirecek unsurlardır. Derslerin
portalını her gün veya yeteri kadar ziyaret etmek, içerikleri çalışmak ve etkileşimlere
katılmak başarı için şarttır. Eğer çalışmaya ara verir ve sürekli ertelerseniz,
bir süre sonra derslerden uzaklaşarak kendinizi yalnız ve edilgin hissetmeye
başlarsınız. Böylesi durumlarda bu zinciri kırmalı, kaldığınız yerden hızla
aradaki farkı kapatmaya çalışmalısınız.
Her insanın öğrenme biçimi farklıdır. Öğrenme biçimi kişilerin yeni bilgiyi
öğrenmesinde, çoğunlukla farkında olmadan, daha başarılı olduğu yöntem olarak
tanımlanabilir. Bazıları görsel yollarla yani okuyarak, grafiklere, resimlere
bakarak daha kolay öğrenir. Bazılarıysa yeni bilgiyi işitsel yollarla dinlediklerinde
daha kolay zihinlerine yerleştirirler. Kimi öğrenciler başkalarının davranışlarını,
örneğin bir aygıtın nasıl çalıştırıldığını izleyerek yeni bilgileri edinebilirler.
Bu tür farklı öğrenme biçimlerini bir arada sunan ders içeriklerine zenginleştirilmiş
çokortamlı içerikler diyoruz. Ankara Üniversitesi, e-öğrenim derslerinin
içeriklerini farklı öğrenme biçimlerine sahip olanların gereksinimlerini karşılayacak
biçimde üretmeyi hedefliyor, her dönem zenginleştirilmiş çokortamlı
içeriklerin oranını arttırıyor.
Sizlere ulaştırılan bu kitap içerisindeki bilgilerin geniş bir özeti, internetteki
eğitim portalında, görsel, görsel/işitsel ve yazılım desteğiyle birlikte verilecektir.
Ayrıca, dersin sorumlu öğretim elemanı, forum modülünü ve sanal sınıfları
sizlerle etkileşime geçmek için kullanacaklardır. Kitaplar sizlere ait önemli kaynak
materyallerden biridir. Kitaplarınıza not almanız, önemli cümlelerin altını
çizmeniz çalışmalarınıza yardımcı olacaktır.
Hepinize başarılar dilerim.
Prof. Dr. Haluk Geray
iv > Tefsîr Metinleri I
Kitabı Çalışırken
Size sunulan kitap içeriği ile etkileşiminizi desteklemek amacıyla kullanılan
simgeler aşağıda tanıtılmıştır.
Üniteyi Çalışırken: Her ünitenin başında sunulan üniteyi çalışırken başlığı
altında üniteyi çalışırken dikkat etmeniz gereken önemli noktalar belirtilmektedir.
Öğrenme Hedefleri: Her ünitenin başında “Öğrenme Hedefleri” başlığı altında
o üniteyi tamamladığınızda kazanmış olacağınız beklenen yeterlilikler verilmektedir.
Örnek: Anlatılanların olabildiğince somutlaştırılması ve anlatımın pekiştirilebilmesi
amacıyla metin içerisinde örneklere başvurulmaktadır.
Özgün Tanım: Konu anlatımı esnasında belli kavramların karşılık geldiği
anlamları özetlemek, ya da kavrama yönelik farklı nitelemelerin aktarılması
amacıyla çeşitli tanımlar yer almaktadır.
Soru: Metin içerisinde sizi düşünmeye ve sorgulamaya sevk etmesi amacıyla
sorular bulunmaktadır.
Önemli Metin: Konulara çalışırken bazı bölümlere daha fazla dikkat etmeniz
amacıyla uzmanlar tarafından önemli görülen bölümler önemli metin ikonu ile
belirtilmektedir.
Özet: Konu ile alakalı bütünsel bir fikre sahip olmanız amacıyla konu sonlarında
bulunan özet başlığı altında konunun kısa ve öz hali sunulmaktadır.
Gözden Geçir: Özet başlığı ardından her konu sonunda karşılaşacağınız gözden
geçir başlığı altında sizi konuyla ilgili daha kapsamlı sorgulama yapmaya
sevk edecek açık uçlu sorular bulunmaktadır.
Değerlendirme: Ünite sonlarında sunulan çoktan seçmeli değerlendirme soruları
ile konuya yönelik öğrenmelerinizi değerlendirebilmeniz amaçlanmaktadır.
Kaynaklar: Sunulan kaynaklar bölümü daha ayrıntılı çalışma ve araştırma yapmak
istemeniz durumunda yardımcı niteliğinde olacaktır.
Sözlük: Metin içerisinde geçen, anlamada sıkıntı yaşayabileceğiniz düşünülen
kavramlar sözlük bölümlerinde kısaca tanımlanmaktadır.
Tefsîr Metinleri I < v
‹çindekiler
Sunuş .................................................. .................................................. ..............iii
Kitabı Çalışırken........................................ .................................................. ..... iv
Önsöz............................................. .................................................. .................... x
Ünite 1
İbn Abbâs............................................. .................................................. ..............1
İbn Abbâs’ın (ö. 68/777) Hayatı............................................ .....................6
İbn Abbâs’ın Tefsîrinin Özellikleri....................................... ......................7
İlgili Literatür......................................... .................................................. .....9
Örnek Metin............................................. .................................................. ..11
Âl-i ‘İmrân Sûresi............................................ ......................................11
el-Bakara Sûresi............................................ .........................................13
Okuma Parçası........................................... .................................................1 7
Uygulama Çalışması......................................... ..........................................19
Gözden Geçir............................................. .................................................. 20.
Değerlendirme Soruları.......................................... ...................................21
Ünite 2
Mukâtil b. Suleymân.......................................... ..............................................23
Mukâtil b. Suleymân’ın (ö. 150/767) Hayatı...........................................2 6
Mukâtil b. Suleymân’ın Tefsîrinin Özellikleri....................................... .26
İlgili Literatür......................................... .................................................. ...28
Örnek Metin............................................. .................................................. ..29
el-A‘râf 7/143-145............................................... ..................................29
er-Ra‘d 13/31-43................................................ ....................................29
Okuma Parçası........................................... .................................................3 3
Uygulama Çalışması......................................... ..........................................35
Gözden Geçir............................................. .................................................. 36
Değerlendirme Soruları.......................................... ...................................37
vi > Tefsîr Metinleri I
Ünite 3
Sufyân es-Sevrî............................................. .................................................. ...39
Sufyân es-Sevrî’nin (ö. 161/777) Hayatı............................................ ......44
Sufyân es-Sevrî’nin Tefsîrinin Özellikleri....................................... .........46
İlgili Literatür......................................... .................................................. ...47
Örnek Metin............................................. .................................................. ..48
el-Bakara Sûresi............................................ .........................................48
en-Nisâ’ Sûresi............................................ ...........................................50
el-Mâ’ide Sûresi............................................ .........................................50
Tâhâ Sûresi............................................ .................................................5 2
en-Neml Sûresi............................................ ..........................................52
el-Kasas Sûresi............................................ ...........................................53
el-‘Ankebût Sûresi............................................ .....................................53
er-Rûm Sûresi............................................ .............................................53
el-Feth Sûresi............................................ ..............................................54
el-Hucurât Sûresi............................................ .......................................54
Kâf Sûresi............................................ .................................................. ..54
ez-Zâriyât Sûresi............................................ ........................................54
Okuma Parçası........................................... .................................................5 5
Uygulama Çalışması......................................... ..........................................59
Gözden Geçir............................................. .................................................. 60
Değerlendirme Soruları.......................................... ...................................61
Ünite 4
Yahyâ b. Ziyâd el-Ferrâ............................................. ......................................65
Yahyâ b. Ziyâd el-Ferrâ.’ın (ö. 207/822) Hayatı....................................70
Yahyâ b. Ziyâd el-Ferrâ.’ın Tefsîrinin Özellikleri..................................70
İlgili Literatür......................................... .................................................. ...73
Örnek Metin............................................. .................................................. ..75
el-Kadr Sûresi 97/1-5................................................. ...........................75
el-Beyyine Sûresi 98/1-8................................................. .....................75
el-Fîl Sûresi 105/1-5................................................. .............................76
el-İhlâs Sûresi 112/1-4................................................. .........................77
el-Felak Sûresi 113/1-5................................................. ........................78
en-Nâs Sûresi 114/1-6................................................. ..........................78
Okuma Parçası........................................... .................................................8 0
Uygulama Çalışması......................................... ..........................................82
Tefsîr Metinleri I < vii
Gözden Geçir............................................. .................................................. 84
Değerlendirme Soruları.......................................... ...................................85
Ünite 5
Ebû Ubeyde Ma‘mer b. el-Musennâ........................................... ...................87
Ebû Ubeyde Ma‘mer b. el-Musennâ’nın (ö. 210 / 825) Hayatı............90
Ebû Ubeyde Ma‘mer b. el-Musennâ’nın Tefsîrinin Özellikleri............90
İlgili Literatür......................................... .................................................. ...91
Örnek Metin............................................. .................................................. ..92
Âl-i ‘İmrân 3/1-39................................................ .................................92
Okuma Parçası........................................... .................................................9 4
Uygulama Çalışması......................................... ..........................................96
Gözden Geçir............................................. .................................................. 97
Değerlendirme Soruları.......................................... ...................................98
Ünite 6
İbn Cerîr et-Taberî............................................ ...............................................101
İbn Cerîr et-Taberî’nin (ö. 310/923) Hayatı..........................................10 4
İbn Cerîr et-Taberî’nin Tefsîrinin Özellikleri....................................... .104
İlgili Literatür......................................... .................................................. .107
Örnek Metin............................................. .................................................. 109
Lukmân 31/6-10................................................ ..................................109
Okuma Parçası........................................... ...............................................115
Uygulama Çalışması......................................... ........................................117
Gözden Geçir............................................. ................................................11 9
Değerlendirme Soruları.......................................... .................................120
Ünite 7
Ebû Mansûr el-Mâturîdî.......................................... ......................................123
Ebû Mansûr el-Mâturîdî’nin (ö. 333/944) Hayatı................................126
Ebû Mansûr el-Mâturîdî’nin Tefsîrinin Özellikleri..............................126
İlgili Literatür......................................... .................................................. .128
Örnek Metin............................................. .................................................. 130
Tevbe 9/60................................................ ............................................130
el-İsrâ’ 17/36-37................................................ ...................................131
el-İsrâ’ 17/44................................................ ........................................132
el-Mâ‘ûn 107/4-7................................................. ................................133
viii > Tefsîr Metinleri I
Okuma Parçası........................................... ...............................................135
Uygulama Örneği............................................ .........................................137
Gözden Geçir............................................. ................................................13 9
Değerlendirme Soruları.......................................... .................................140
Ünite 8
Ebû el-Hasan el-Mâverdî........................................... ....................................143
Ebû el-Hasan el-Mâverdî’nin (ö. 450/1058) Hayatı.............................146
Ebû el-Hasan el-Mâverdî’nin Tefsîrinin Özellikleri.............................147
İlgili Literatür......................................... .................................................. .148
Örnek Metin............................................. .................................................. 149
el-A‘râf 7/44-49................................................ ...................................149
Okuma Parçası........................................... ...............................................151
Uygulama Çalışması......................................... ........................................153
Gözden Geçir............................................. ................................................15 4
Değerlendirme Soruları.......................................... .................................155
Ünite 9
Ebû Muhammed el-Bağavî............................................ ...............................159
Ebû Muhammed el-Bağavî’nin (ö. 516/1122) Hayatı.........................162
Ebû Muhammed el-Bağavî’nin Tefsîrinin Özellikleri..........................163
İlgili Literatür......................................... .................................................. .164
Örnek Metin............................................. .................................................. 165
el-A‘râf 7/26................................................ .........................................165
el-A‘râf 7/31-32................................................ ...................................166
Okuma Parçası........................................... ...............................................167
Uygulama Çalışması......................................... ........................................172
Gözden Geçir............................................. ................................................17 4
Değerlendirme Soruları.......................................... .................................175
Tefsîr Metinleri I < ix
Ünite 10
Ez-Zemahşerî......................................... .................................................. ........179
Ez-Zemahşerî’nin (ö. 538/1143) Hayatı............................................ .....182
Ez-Zemahşerî’nin Tefsîrinin Özellikleri....................................... .........183
İlgili Literatür......................................... .................................................. .185
Örnek Metin............................................. .................................................. 186
el-Bakara 2/134............................................... .....................................186
en-Nisâ.............................................. .................................................. ..186
el-Mâ’ide 5/48................................................ .....................................187
el-Vâkı‘a 56/75-80................................................ ...............................187
el-İhlâs 112/1-4 .................................................. .................................188
Okuma Parçası........................................... ...............................................190
Uygulama Çalışması......................................... ........................................192
Gözden Geçir............................................. ................................................19 3
Değerlendirme Soruları.......................................... .................................194
Sözlük............................................ .................................................. ...........196
x > Tefsîr Metinleri I
Önsöz
Son Çağrı Kur’ân-ı Kerîm, kıyamete dek hükmünü sürdürecek olan ilahî bir
kitaptır. Bu yüzden O’nun doğru bir biçimde anlaşılması yaşamsal bir önem arz
etmektedir. Son Çağrı’nın en büyük özelliği, üslubunun açık (el-mubîn) ve dolayısıyla
kolay anlaşılır olmasıdır. Yüce Mevlâ’mız O’nun bu özelliğine Kamer
sûresinin dört âyetinde dikkatlerimizi şöyle çekmektedir: “And olsun ki, Biz,
düşünülüp öğüt alınması için, Kur’ân’ı kolaylaştırdık. Ancak hiç düşünüp öğüt
alan var mıdır?”1
Son Çağrı’nın ayırt edici bir başka özelliği de bir yerde kapalı bıraktığı bir konuyu
başka bir yerde açıklığa kavuşturmuş olmasıdır. Bu husus, gerçek bir tefsîr
yönteminin en önemli esasını oluşturmaktadır. Âlemlere Rahmet ve Sevgi Pınarı
olarak gönderilen Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (sas) ise bu ilahî kitabın
ilk müfessiri olmuştur. O, yaşamı boyunca ashâbına O’nu en güzel bir biçimde
yorumlamıştır. Ashâbı da O’nun bu yorumlarını içselleştirerek yaşantılarında
eyleme dönüştürmüşlerdir. İşte başarılı tefsîr yönteminin olmaz ise olmaz üç
sacayağını oluşturan “Kur’ân’ı Kur’ân ile, Kur’ân’ı sünnet ile ve Kur’ân’ı sahâbe
sözleri ile” tefsîr etme ve yorumlama ilkeleri, Sevgili Peygamberimiz Hz.
Muhammed’in (sas) vefatlarından çok kısa bir müddet sonra, değerli âlimlerimiz
tarafından kurumsallaştırılmıştır.
İslam âlimleri tarafından en başarılı tefsîr yöntemi olarak kabul edilen bu üçlü
ilkenin, en yoğun bir biçimde rivâyet tefsîrlerinde uygulandığı görüşü yaygın
bir görüştür. Dirâyet tefsîrlerine gelince, bu tefsîrler, müfessirlerin, bu üçlü metot
ile birlikte, âyetlerin yorumlanmasında dirâyet yöntemine başvurmaları sonucu
ortaya çıkmış olan tefsîrlerdir. Bize göre bu düşünce biçimi gerçekler ile bağdaşmayan
düşünce biçimidir; çünkü rivâyet tefsîrleri arasında kabul edilen birçok
tefsîr, aslında gerçek anlamda dirâyet tefsîridir. Bu bağlamda, örneğin, et-Taberî
(ö. 310/922) ve el-Bağavî (ö. 516/1122) tefsîrleri, gerçek anlamda dirâyet
tefsîrleridir. Aslında böyle bir tanımlama, de
iptif bir tanımlamadır. Rivâyet
tefsîrinin aslını oluşturduğu ifade edilen üçlü yöntem, yani, “Kur’ân’ın Kur’ân’la,
Kur’ân’ın sünnet ile ve Kur’ân’ın sahâbe sözleri ile” yorumlama yöntemi, öncelikle
dirâyet konusudur. Bu üçlü sacayağı gerçek anlamda bir dirâyet konusunu
oluşturmaktadır. Son Çağrı dikkatli bir biçimde okunduğunda, söylediğimiz
husus, kendiliğinden açıklığa kavuşacaktır. Kur’ân’ın Kur’ân ile yorumu ilkesi,
dirâyet konusu temel alındığında bir anlam ifade eder. Bu bağlamda, dirâyet
yöntemi bizzat Kur’ân-ı Kerim’in gerektirdiği bir yöntemdir. Bu yüzden
tefsîrleri, rivâyet ya da dirâyet tefsîrleri diye ayırıma tabi tutmak bizce yapay bir
ayırımdır. Önemli olan, müfessirlerin, başarılı bir tefsîr için olmazsa olmaz olarak
niteledikleri üçlü tefsîr yöntemini ne ölçüde başarılı uyguladıklarını tespit
etmektir. Bu üçlü yöntemi göz ardı eden hiçbir tefsîr başarılı tefsîr değildir. Sevi-
1 Kamer 54/17, 22, 32, 40.
Tefsîr Metinleri I < xi
nerek ifade edelim ki, müfessirlerimiz, geçmişten günümüze dek, bu başarılı
tefsîr yöntemini başarı ile uygulamışlardır.
İki ciltten oluşacak olan Tefsîr Metinleri I ve Tefsîr Metinleri II başlıklı çalışmamız,
bu gerçeği açık bir biçimde ortaya koyacaktır. Bu çalışmalarımızın gözler önüne
sereceği bir başka husus da özellikle Kur’ân Çevirileri alanında çalışan araştırmacılarımızın,
yaptıkları çevirilerde, bu zengin Tefsîr birikimi dikkat almamalarıdır.
Sonuç ortadadır: Birçok Kur’ân âyeti bağlamlarından koparılarak yanlış
çevrilmiştir. Son Çağrı’yı doğru bir biçimde anlamak, ancak ve ancak zengin
tefsîr birikimimizi doğru anlamakla mümkün olur. Geleceğimiz açısından bu
gerçeğin asla göz ardı edilmemesi gerekir.
Tefsîr Metinleri I ve Tefsîr Metinleri II başlıklı çalışmalarımızda, bu zengin tefsîr
geleneğinin ürünü olan tefsîrler, sahâbe döneminden günümüze gelinceye kadar
geçirdiği ana aşamalar dikkate alınarak incelenecektir. Tefsîr Metinleri I kitabında
başta sahâbe döneminin en büyük müfessirlerinden biri olan İbn Abbâs (ra, ö.
68/777) olmak üzere tefsîr tarihi içerisinde öne çıkan müfessirler kronolojik sıraya
göre incelenecektir. Bu ciltte yer alacak müfessirler şunlardır:
1. İbn Abbâs (ö. 68/687)
2. Mukâtil b. Suleymân (ö. 150/767)
3. Sufyân es-Sevrî (ö. 161/777)
4. Yahyâ b. Ziyâd el-Ferrâ. (ö. 207/822)
5. Ebû Ubeyde Ma‘mer b. el-Musennâ (ö. 210/825)
6. İbn Cerîr et-Taberî (ö. 310/922)
7. Ebû Mansûr el-Mâturîdî (ö. 333/944)
8. Ebû el-Hasan el-Mâverdî (ö. 450/1058)
9. Ebû Muhammed el-Bağavî (ö. 516/1122)
10. Ez-Zemahşerî (ö. 538/1143)
Yöntem olarak öncelikle müfessirlerin hayatları, ilmî kişilikleri, kendilerinden
sonra gelen müfessirlere etkileri hakkında kısaca bilgilere yer verilecek ve daha
sonra da tefsîrlerinde uyguladıkları yöntemlerden söz edilecek ve tefsîrlerinden
yöntemlerini doğrudan tanımamızı sağlayacak olan birer metin sunulacaktır.
Okuma parçası olarak, müfessirlerin tefsîrleri ile ilgili araştırmalardan tefsîrlerinin
ayırt edici özelliklerini konu alan okuma parçaları sunulacaktır. Yukarıda kronolojik
bir şekilde sıralanmış müfessirler ile ilgili araştırmalar, Ankara Üniversitesi
İlâhiyat Fakültesi’nin çok değerli öğretim elemanları, Prof. Dr. Salih Akdemir,
Prof. Dr. Halis Albayrak, Prof. Dr. Ahmet Nedim Serinsu, Prof. Dr. Mehmet Akif
Koç ve Dr. Esra Gözeler tarafından gerçekleştirilmiştir.
xii > Tefsîr Metinleri I
Değerli öğrencilerimiz, bu ilk kitabı okuyup bitirdiğinizde, hicrî I. asırdan VII.
asra kadar olan dönemdeki İslamî literatürün önemli bir bölümünü oluşturan:
• Tefsîr kitâbiyâtı hakkında doğrudan ve kapsamlı bilgi sahibi olabileceksiniz.
• Tefsîr tarihinde ortaya çıkan belli başlı müelliflerin hayatları hakkında genel
bilgiler edinmiş olacaksınız.
• Tefsîr tarihinde ortaya çıkan belli başlı müfessirlerin telif tarzlarını, tefsîrlerin
yöntem ve kaynak bakımından farklılıklarını tanımış olacaksınız.
• Tarih içinde ortaya çıkan rivâyet, dirâyet, tasavvufî, kelâmî, fıkhî vb. tefsîr
eğilimlerin neler olduğunu örnekleriyle öğrenmiş olacaksınız.
• Tefsîr tarihi hakkındaki bilgilerinizi temellendirme ve sınama imkânı elde
etmiş olacaksınız.
Siz değerli öğrencilerimiz bu araştırma ile birlikte Kur’ân’ın engin okyanusuna
dalmış bulunuyorsunuz. Temennimiz, sizlerin de en kısa zamanda bu engine bir
katre de olsa katkı da bulunmanızdır. Başarı sadece Allah’tandır.
Prof. Dr. Salih Akdemir
Ankara 2012
İbn Abbâs < 1
İbn Abbâs
Prof. Dr. Ahmet Nedim Serinsu
Mukâtil b. Suleymân
Prof. Dr. Mehmet Akif Koç
Sufyân es-Sevrî
Prof. Dr. Ahmet Nedim Serinsu
Yahyâ b. Ziyâd el-Ferrâ‘
Dr. Esra Gözeler
Ebû Ubeyde Ma‘mer b. el-Musennâ
Prof. Dr. Mehmet Akif Koç
İbn Cerîr et-Taberî
Prof. Dr. Mehmet Akif Koç
Ebû Mansûr el-Mâturîdî
Prof. Dr. Halis Albayrak
Ebû el-Hasan el-Mâverdî
Prof. Dr. Salih Akdemir
Ebû Muhammed el-Bağavî
Prof. Dr. Salih Akdemir
Ez-Zemahşerî
Prof. Dr. Halis Albayrak
TEFSÎR METİNLERİ I
1
2 > 1. Ünite
Ünitede Ele Al›nan Konular
• İbn Abbâs’ın Hayatı
• İbn Abbâs’ın Tefsîrinin Özellikleri
• İlgili Literatür
• Örnek Metin
• Okuma Parçası
İbn Abbâs < 3
Müslüman kültüründe sahâbe tefsîri, Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılması ve
açıklanmasında çekirdek dönemi oluşturduğundan hep önemsenmiştir.
Bu konu, tefsîr tarihi eserlerinde ve çeşitli disiplinlerde incelenmiştir.
Tarih içerisinde kaynak ve yöntem tercihlerine göre oluşan tefsîr
hareketleri, sahâbenin nüzûl ortamına ilişkin müşahedelerini ve bireysel
bilgi ve kavrayışlarına göre yaptıkları yorumları tefsîrlerinde nakledip
değerlendirmişler, üzerine açıklamalar yapmışlardır. İsnâd zincirine
dayalı olarak rivâyet edilen bu tefsîr haberlerinin mühim bir kısmı Hz.
Peygamber’in yeğeni, özel ilim duasına erişmiş bilgin bir sahabî
Abdullah b. Abbâs’dan gelmektedir. Bu durum onun tefsîr ilmine büyük
hizmetini ve tesirini gösterir.
Bu ünitede İbn Abbâs’ın hayatı anılan çerçevede verilmiş, tefsîrinin
hususiyeti anlatılmış ve tefsîrinden örnekler sunulmuştur. Ayrıca
kıymetli âlimimiz Prof. Dr. İsmail Cerrahoğlu’nun Tefsîr Tarihi
kitabından okuma metni verilerek İbn Abbâs’ın tefsîrinin daha iyi
anlaşılmasına çalışılmıştır.
Ünite Hakk›nda
4 > 1. Ünite
Bu üniteyi tamamladığınızda;
• Tefsîr tarihinin çekirdek dönemi ve rivâyet tefsîrinin doğuş şartları
hakkında bilgi edineceksiniz.
• Tefsîr tarihinin mühim şahsiyeti İbn Abbâs’ın hayatı ve ilmî kişiliğini
anılan çerçevede okuyacaksınız.
• Bir sahabînin/İbn Abbâs’ın nüzûl ortamını müşahedesinin
yansımasını değerlendireceksiniz.
• Kur’ân’ın muhataplarını zaman içerisinde nasıl eğittiğini
görebileceksiniz.
• İbn Abbâs’ın tefsîrinden örnekleri mütalaa edeceksiniz.
• Böylelikle tefsîr tarihi bilgilerinizin zeminine dair temel bilgi sahibi
olacak, tefsîr disiplininin nasıl başladığını belirtebileceksiniz.
Ö¤renme Hedefleri
İbn Abbâs < 5
Bu üniteyi çalışırken;
• Öncelikle ders kitabınızı anlayarak okumaya çalışınız.
• İslâm tarihi ve hadis ders kitabınızdan ilgili üniteleri dikkatle bir daha
okuyunuz. Bu kitaplarda verilen bilgiler arasındaki bütünlüğü
görmeye çalışınız.
• Kitabınızın diğer ünitelerinde verilen bilgiler arasındaki bütünlüğü
görmeye çalışınız.
• Ünitenin sonundaki uygulama çalışmalarını dikkatle okuyup verilen
alıştırmaları yapınız.
• Tefsîr örneği metini tekrar tekrar sesli/sessiz okuyunuz. Bu
okumada bir sahabînin/İbn Abbâs’ın Arapça tefsîr din dili
kullanımına dikkat ediniz.
• İnternette konu ile ilgili farklı bilgilere ulaşmayı denemek, konuya
vukufunuzu artıracaktır.
• İsmail Cerrahoğlu’nun Tefsîr Tarihi kitabının “Sahabe Devrinde
Tefsîr” başlığını; İsmail Lütfi Çakan ve Muhammed Eroğlu tarafından
telif edilen “Abdullah b. Abbas” [DİA, 1: 76-79] maddesini mütalaa
etmenizi özellikle öneririz.
• Bu ünite vesilesiyle, bilgin sahâbenin bilginin üretimi ve nakli
konusundaki emeği üzerinde düşününüz.
• Çalışırken elinizin altında bir dînî terimler sözlüğü bulundurunuz.
Böylece kavramların anlam içeriklerini daha iyi kavrarsınız.
Üniteyi Çal›ş›rken
İbn Abbâs’ın (ö. 68/777) Hayatı
Abdullâh b. Abbâs b. Abdi’l-Muttalibi’l-Hâşimî, ashâb-ı kirâmın en yüksek âlimlerindendir.
Künyesi Ebû’l-Abbâs’dır. Hz. Peygamber’in amcazâdesidir. Ummu’l-mu’minîn Hz. Meymûne
teyzesi idi. Validesi Ummu’l-Fadl Lubâbetu’l-Kubrâ’dır. Bu aile yakınlığı sebebiyle İbn Abbâs,
Müslüman kültürünün oluşumunu sağlayan bilginin naklinde pek mühim bir râvî olmuş ve
vazifesini hakkıyla yerine getirmiştir.
Hicretten üç sene önce dünyaya gelmiştir. O, henüz on üç yaşındayken Hz. Peygamber vefat
etti. İbn Abbâs daha küçükken Hz. Peygamber’in duasını almış; kendisinde yüksek bir kabiliyet
tecellî etmiş, daha pek genç iken ashâb arasında ilim ve irfâniyle mümtaz bir hâle gelmiştir:
“Gecenin sonuydu. Rasûlullah’ın arkasında namaz kılıyordum. Beni kendi
hizasına çekti. Ona; ‘Sen Allah’ın risâlet bahşettiği elçisin! Bir kulun senin
arkanda namaz kılması gerekir’ dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber benim
zekâmın ve ilmimin artması için (elini başıma koyarak) Allah’a dua etti:
“Allah’ım! Ona hikmet ver ve Ona Kur’ân’ın te’vîlini öğret.” Sonra elini
göğsüme koydu ve şöyle dua etti: “Allah’ım! Bu çocuğun göğsünü hikmet ve
ilimle doldur.”
İbn Abbâs, Hz. Peygamber’den sonra Hulefâ-i Râşidîn’in büyük iltifatlarına nail olmuş, onların
ilmî meselelerde bir müşâvir-i hâssı mesabesinde bulunmuştu. Hz. Alî (ö. 40/661) ile beraber
Sıffîn muharebesinde bulunarak bir fırkanın kumandanlığını deruhte etmiş ve bir aralık Hz. Alî
tarafından Basra vâlîsi tâyin edilmiş ise de bilâhare bu vazifeden ayrılarak Hicaz’a avdet
eylemişti.
Halife Osman (ö. 35/656) devrinden itibaren çeşitli vesilelerle Arap Yarımadası’nın dışına çıktı;
Kuzey Afrika’ya, Cürcân’a, Taberistan’a ve İstanbul’a gitti. 656 yılında Hz. Osman tarafından
hac emîri tayin edildi. Daha sonra Hz. Ali’nin maiyetinde Cemel ve Sıffîn savaşlarına katıldı.
Said b. Cubeyr’in (ö. 95/713) İbn Abbâs’tan naklettiğine göre “Hz. Ömer (ö. 23/644) beni,
Bedir Savaşı’na katılmış yaşlı kimselerin bulunduğu bir meclise götürdü. Onlar şaşırarak;
“Niçin bu çocuğu yanımıza getiriyorsun? Bizimde böyle oğullarımız var (ama bu meclise
getirmiyoruz)” dediler. Hz. Ömer onlara; “bu çocuk sizin bildiğiniz gibi bir çocuk değil” dedi.
Bir başka gün Hz. Ömer beni ve yaşlı kimseleri yanına çağırdı. Onlara; “Nasr sûresinin
anlamını biliyor musunuz?” diye sordu. İhtiyarlardan bazıları “Biz, yardım bize ulaşıp da fetih
nasip olunca Allah’a hamdetmek ve istiğfar etmekle emrolunduk…” dediler. Bazısı
“bilmiyoruz” dedi. Bir kısmı ise hiç konuşmadı. Bunun üzerine Hz. Ömer bana “Sen ne
diyorsun?” diye sordu. Ben âyeti şöyle açıkladım:
“Bu sûre, Hz. Peygamber’in eceline alâmettir. Allah Teâlâ ona böyle bildiriyor.
Fetih, Mekke’nin fethidir. Âyet; ‘Bu senin ecelinin alametidir. O halde Rabbini
tenzih ve tesbih et. O, tövbeleri kabul eder’ şeklinde açıklanabilir.” Bunu üzerine
Hz. Ömer şöyle dedi: “Ben de ancak senin bildiğini biliyorum!”
Hasan-ı Basrî (ö. 110/728) şöyle demiştir:
“İbn Abbâs Kur’ân hususunda bir otorite idi. Hz. Ömer şöyle derdi: ‘Şu zeki
çocuk var ya… O, soran bir dile, çalışan, basiretli bir kalbe sahiptir. Şu minbere
oturup bize Bakara ve Âl-i İmrân’ın tamamını okudu ve tefsîr etti. Sözleri, inci
taneleri gibi süzülen gözyaşlarını andırıyordu.’ ”
Abdullâh b. Zubeyr (ö. 73/692) ile Abdu’l-Melik b. Mervân (ö. 86/705) arasında fitne zuhur
ettiği zaman Muhammed b. el-Hanefiyye (ö. 80/700) ile beraber ailesini alarak Mekke-i
Mükerreme’ye rıhlet etmiş, ısrarlı tekliflere rağmen Abdullâh b. Zubeyr’e de bîat etmeyip
bîtaraf kalmıştır. Nihâyet Kûfe’den celb ettikleri kendi taraftarları vasıtasıyla tazyikten
kurtularak Tâif’e gitmişti. Son günlerinde âmâ olan İbn Abbâs, hicri 68 senesinde Tâif’de
hastalanarak vefat etmiş, cenaze namazını Muhammed b. el-Hanefiyye kıldırmıştır.
Ahlâkî kişiliğine gelince, güler yüzlü, insanlara çok iyi davranan, duyarlı, anlayışlı, fakirleri
doyuran bir zat olduğu anlatılmıştır. İbn Abbâs’a zekası ve bilgisinden ötürü ‘derya,’ deniyor;
Mucahid’in (ö. 103/721) naklettiğine göre, ‘umman’ diye hitap ediliyordu. İbn Abbâs,
tercemânu’l-Kur’ân, sultânu’l-mufessirîn unvanını hâizdir. Çok hadis rivâyet eden sahâbeden
(muksirûn) biri olarak naklettiği 1660 hadisin bir kısmını bizzat Hz. Peygamber’den duymuş,
çoğunu ise Hz. Ömer, Hz. Ali, Muâz b. Cebel (ö. 17/638), babası Abbâs, Abdurrahman b. Avf
(ö. 32/652), Ebû Sufyân (ö. 32/652), Ebû Zerr (ö. 32/652), Ubey b. Kâ’b (ö. 35/656), Zeyd b.
Sabit (ö. 45/655) ve diğer sahabîlerden öğrenmiştir. Çok hadis rivâyet etmiş olmanın yanında
hadis öğretimine de önem vermiştir. “Din ilmini ancak şahitliğini kabul ettiğiniz kişilerden
öğreniniz.” demiş, bazı tabiîler hakkında cerh anlamı taşıyan değerlendirmeler yapmıştır. Hadis
öğretiminde arz veya kıraat denilen metodun geçerli olduğunu belirtmiştir.
İbn Abbâs’ın Tefsîrinin Özellikleri
Bir ilim medresesi ve tefsîrde Mekke ekolünün kurucusu olan İbn Abbâs’ın birçok kitaba sahip
olduğunu bize kadar ulaşan haberlerden öğreniyoruz. Musa b. Ukbe (ö. 144/761), Kureyb b.
Muslim’in (ö. 98/716), İbn Abbâs’ın kitaplarından bir deve yükü getirip, yanlarına koyduğunu
söyler.
İbn Abbâs’ın, bazı Kur’ân lazıfları için eski Arap şiirinden deliller getirdiğine dair rivâyetler
vardır. Onun Kur’ân lafızlarının manasını, Arap şiiri ile teyid etmesi, bu alanda bir başlangıç
olması bakımından önemlidir. Bizzat İbn Abbâs Hac sûresinin 78. âyetinde “Kur’ân’dan bir
şeyde yabancılık (zorluk) çekerseniz, şiire bakınız, zira şiir Arapçadır” demiştir. İbn Abbâs’ın
kendisini imtihan etmek kastıyla sual soran ve Hâricilerden olan Nâfi’ b. el-Ezrak’ın (ö. 65/684)
sorduğu her kelimeye bir beyitle cevap verdiği zikredilmektedir.
İbn Abbâs, Hz. Peygamber’den, sahâbeden ve kendi içtihadıyla olan tefsîr haberlerini, bir
mecmua haline getirmemiştir. Ondan rivâyet edilmiş bu tefsîr haberleri, rivâyet tarîkına
müstenid birçok tefsîrde nakledile gelmiştir. Diğer yandan kendisinden sonra gelen talebeleri
onun adına, kendi kavrayış ve bilgi kabiliyetlerini de katarak muhtelif mecmualar meydana
getirmişlerdir. Fîrûzâbâdî (ö. 817/1415) bu rivâyetlerin bir kısmını toplayarak Tenvîru’l-Mikbâs
min Tefsîri İbni’l-Abbâs unvanıyla muhtasar bir tefsîr yazmıştır. Müteaddit defalar tabedilen ve
Muhammed b. Sâib el-Kelbî (ö. 146/763) - Ebû Salih Bâzân (ö. ?) - İbn Abbâs yoluyla gelen bu
tarik, ‘son derece zayıf’ olarak değerlendirilmiştir.
İbn Abbâs’tan Suddî (es-Sağîr, ö. 127/774) yoluyla gelen rivâyetlere de asla güvenilmeyeceği
ifade edilmiştir. Bununla birlikte Sa‘lebî (ö. 727/1035) ile Vâhidî (ö. 468/1075) bu tarikle pek
çok rivâyette bulunmuşlardır. İbn Abbâs’dan birçok rivâyet, tarîk vardır; fakat bunların
dereceleri müsâvî değildir. Bu tarîkların başlıcaları için Ömer Nasuhi Bilmen’in (1884-1971)
Tefsîr Tarihi ile İsmail Cerrahoğlu’nun Tefsîr Tarihi kitaplarına bakılabilir.
İbn Abbâs’ın tefsîr rivâyetleri incelendiğinde; âyetleri genellikle dînî, lugavî olarak ya tahsis ya
tarihi bir yol ile izah etmeye çalıştığı, bazen kelimenin hakiki manaları yerine, mecazî
manalarını kullandığı görülür. Münekkitler İbn Abbâs’tan gelen tefsîr yollarını (tarik), ona
nisbetleri açısından tek tek inceleyerek değerlendirmişler ve bunların kimler tarafından hangi
eserlerde kullanıldığını da ortaya koymuşlardır.
Tefsîrinin kaynakları, Hz. Peygamber’den aldıkları, bilgin sahabeden aldıkları, Arap dili ve
özellikle şiir bilgisi, yüksek idraki ve keskin zekası olarak ifade edilmiştir. Talebelerinden tefsîr
rivâyetinde önde gelenleri İkrime (ö. 105/723), Mucâhid ve Saîd b. Cubeyr’dir.
İsmail Cerrahoğlu bu alandaki mühim ve öncü makalesinde “İbn Abbâs’ın tefsîrdeki değeri,
tenkitli bir araştırmadan sonra daha iyi anlaşılacaktır” demektedir. Dr. Abdulazîz b. Abdullah
böyle bir çalışma yapmıştır. O, “on beş hadis kitabında [Kutub-i Sitte; Mâlik’in Muvatta’ı;
Ahmed b. Hanbel, Tayâlisî, Şafiî ve Humeydî’nin Musned’leri; Abdurrezzâk’ın Musannef’i;
İbnu’l-Cârûd’un Muntekâ’sı; Dârekutnî ve Dârimî’nin Sunen’leri] yer alan İbn Abbâs’a ait tefsîr
rivâyetlerini Tefsîru İbn ‘Abbâs ve merviyyâtuh fi’t-tefsîr ve min Kutubi’s-Sunne adıyla iki cilt
halinde toplamış, bu rivâyetlerden Buhârî (ö. 256/869) ile Muslim’de (ö. 261/875)
bulunmayanların isnâdını sağlamlık açısından tenkide tâbi tutarak değerlendirmiştir”. Böylelikle
İsmail Cerrahoğlu hocamızın ilmî öngörüsü tahakkuk etmiş olmaktadır.
İbn Abbâs’ın eserleri: Garîbu’l-Kur’ân (Luğâtu’l-Kur’ân), Mu’cemu ğarîbi’l-Kur’ân, Mesâ’ilu
Nâfi’ b. el-Ezrak, Kasîdetu medh. Bu eserler hakkında Türkiye Diyanet Vakfı İslâm
Ansiklopedisi’nin İbn Abbâs maddesi ve İsmail Cerrhaoğlu’nun Tefsîr Tarihi kitabı mütalaa
edilmelidir.
İlgili Literatür
Abdullâh b. Abbâs. (1991). Tefsîru İbn ‘Abbâs. tah. Raşid Abdulmunim Recal, Beyrut: Muessesetu’l-Kutubi’s-
Sekafiye.
Albayrak, H. (1992). Kur’ân’ın Bütünlüğü Üzerine. İstanbul: Şule Yayınları.
_______, Paçacı, M., Gözeler, E. (2006). Tarih İçinde Tefsîr ve Tefsîr Eğilimleri. Mehmet Paçacı ve İsmail Hakkı
Ünal (Ed.), Kur’ân ve Hadis İlimleri içinde (s. 147-186), Ankara: Ankuzem Yayınları.
_______. (2011). Tarihin İçinden Kur’ân’ı Algılamak. İstanbul: Şule Yayınları.
_______. (2009). Tefsîr Usûlü. İstanbul: Şule Yayınları.
Berg, H. (1996). The Use of Ibn ‘Abbas in al-Tabari’s Tafsir and the Development of Exegesis in Early Islam.
Doktora Tezi, University of Toronto.
Bilmen, Ö.N. (1960). Büyük Tefsîr Tarihi. Ankara: Diyanet İşleri Reisliği.
Bulut, A. (2005). Kur’ân Filolojisine Dair İbn Abbâs’a Nisbet Edilen Üç Eser. Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi Dergisi 20-21: 279-297.
Cerrahoğlu, İ. (1972). Abdullah İbn Abbas ve Tefsîr İlmindeki Yeri. Diyanet İlmi Dergi XI/2: 74-83.
________. (1961). Tefsîr ve Hadis Kitabetine Karşı Peygamber ve Sahabenin Durumu. Ankara Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi Dergisi, IX: 39-45.
________. (1978). Tefsîr’de Atâ b. Ebi Rabâh ve İbn Abbâs’dan Rivâyet Ettiği Garibü’l- Kur’ân’ı. Ankara
Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, XXII: 17-104.
________. (1996). Tefsîr Tarihi. Ankara: Fecr Yayınevi.
________. (1997). Tefsîr Usûlü. Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı.
Çakan, İ.L., Eroğlu, M. (1988). Abdullah b. Abbas. DİA 1: 76-79.
El-Dâvûdî. (1972). Tabakâtu’l-mufessirîn. tah. ‘Alî Muhammed ‘Umar, Kahire.
Demirci, M. (2001). Tefsîr Usulü ve Tarihi. İstanbul: İFAV Yayınları.
El-Humeydî, Abdulaziz b. Abdullah. (t.y.). Tefsîru İbn Abbas ve Merviyyâtuh min Kutubi’s-Sunne, Mekke-i
Mükerreme: Câmiatu Ummi’l-Kurâ. I: 1-38.
El-Kardavi, Y. (1986). Nassları Anlama ve Değerlendirmede Sahabe ve Tabiinin Metodları.Yusuf Işıcık (Çev.), İA
1/1.
Fîrûzâbâdî, Yakub b. Muhammed. (1873). Tenvîru’l-Mikbâs min Tefsîri İbn ‘Abbâs. Kahire: Matbaa-i Âmire.
Paçacı, M., Ünal, İ.H. (Ed.) (2006). Kur’ân ve Hadis İlimleri. Ankara: Ankuzem Yayınları.
Küçükkalay, H. (t.y.). Abdullah İbn Mesud ve Tefsîr İlmindeki Yeri. y.y.
Muthmainnah, I. (1998). Tanwir al-Miqbas min Tafsir Ibn ‘Abbas: Its Principles of Interpretation. Yüksek Lisans
Tezi, McGill University.
Özek, A. (1986). Dirâyet Müfessiri İbn Abbas. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 4: 67-74.
Rippin, A. (1983). Ibn Abbas’s Gharib al-Qur’ân. Bulletin 46.
______. (1994). Tafsîr Ibn Abbâs and Criteria for Dating Early Tafsir Text. JSAI 18.
Sahabe’den Günümüze Allah Dostları. (2003). Said Aykut, Enver Günenç, Yahya Atak, Abdülhamit Birışık, Fuat
Aydın (Çev.), İstanbul: Şule Yayınları. I: 447-456 [Ebu Nuaym, Hilyetu’l-Evliyâ, I: 314 ve İbnu’l-Cevzi,
Sıfatu’s-Safve, I: 379]
Es-Selkînî, A. (1986). Abdullâh b. ‘Abbâs ve Medresetuhû fî’t-Tefsîr. y.y: Dâru’s-Selâm.
Serinsu, A.N. (2008). Kur’ân ve Bağlam. İstanbul: Şule Yayınları.
Es-Suyûtî. (2004). el-İtkân fî ‘ulûmi’l-Kur’ân. tah. Fevvâz Ahmed Zemerlî. Beyrut.
________. (1976). Tabakâtu’l-mufessirîn. tah. ‘Alî Muhammed ‘Umar. Kahire.
Ez-Zehebî, Muhammed Husayn. (1976). et-Tefsîr ve’l-mufessirûn. y.y.
Örnek Metin
Âl-i ‘İmrân Sûresi
el-Bakara Sûresi
Okuma Parçası
İbn Abbâs’ın, bazı Kur’ân lazıfları için, eski Arap şiirinden deliller getirdiğine dair rivâyetler de
vardır. Bu zatın, Kur’ân lafızlarının manasını, Arap şiiri ile teyid etmesi, bu işte bir başlangıç
olması bakımından önemlidir… İbn Abbâs’ın kendisini imtihan etmek kastıyla sual soran ve
Hâricilerden olan Nâfi’ b. el-Ezrak’ın (ö. 65/684) sorduğu her kelimeye bir beyitle cevap
verdiği zikredilmektedir. Ebu Ubeyd el-Kasım b. Sallam (ö. 223/837) da, Fedâil adlı kitabında,
İbn Abbâs’a Kur’ân’dan bir şey sorulduğunda, o hususta bir şiir inşad ettiğini, yani beyti,
sorulan âyetin tefsîri için delil getirdiğini söylemektedir. Hâlbuki ne ona isnad edilen tefsîrde ve
ne de rivâyet tefsîr kitaplarında bu hususu teyid edecek bir delile rastlanmaktadır.
İbn Abbâs ile Nafi’ b. el-Ezrak arasında böyle bir görüşme olmuş mudur? Bunu
cevaplandırabilmek için, İbnu’l-Ezrak’ın sormuş olduğu müfredata cevap vermiş olan İbn
Abbâs’ın cevaplarını, diğer rivâyetleriyle karşılaştırmak icab eder. Buhârî’nin Sahih’indeki
ta’liklerde mevcud olan İbn Abbâs rivâyetleriyle, Nâfi’ b. el-Ezrak’a verilen cevaplar arasında
bir karşılaştırma yaptığımda, Nafi’ye verilen cevapların ekserisi, Buhârî’nin Sahih’indekilerle
lafzen ve mana yönünden uygunluk göstermektedir. Pek az olarak da uymayanlar vardır. Bunun
böyle olmasında, bazı amiller rol oynayabilir, İbn Abbâs’dan nakledenler, gerek kültür ve
gerekse yaratılış bakımından çok farklı kişilerdi. Onların alış ve kavrayışlarını nazarı dikkate
almak lazımdır. Bütün bunlardan sonra İbn Abbâs’la, Nafi’in görüşmüş olduklarını
söyleyebiliriz. Zaten Hz. Ali, İbn Abbâs’ı, Haricilere nasihatlerde bulunmaya müteaddit defalar
göndermişti. Tarih bakımından aynı senelerde yaşamış olmaları da bu görüşmenin imkan
dahilinde olduğunu gösterir.
İbn Abbâs’ın, meşhur Arap şairlerinden aldığı beyitleri, Nâfi b. el-Ezrak’ın Kur’ân’dan sorduğu
lafızları teyid mahiyetinde inşad ettiğini söylemiştik. Biraz da, bu mesele üzerinde durarak, İbn
Abbâs’ın bu beyitleri, istişhad için söyleyip söylemediğini belirlemeye çalışalım. Evvelce de
söylediğimiz gibi İbn Abbâs’tan gelen ekseri rivâyetlerde, şiirle istişhad gibi bir durum pek
görülmemektedir. Gerek fıkhî ve gerekse tarihî yönden incelenen tefsîrlerde nasıl İbn Abbâs
rivâyetlerine dayanılmışsa, lugavî yönden incelenen tefsîrlerde de ondan gelen haberlere
uyulması tabiidir. Bu bakımdan Ebu Ubeyde Ma’mer b. el-Musenna’nın (ö. 210/825) Mecazu’l-
Kur’ân adlı eseri ile yaptığım karşılaştırmada birçok kelime manaları uygun geldiği halde,
beyitler değişiktir, başka başkadır. Kelime manalarından bol bol istifade eden Ebu Ubeyde,
acaba niçin, İbn Abbâs’ın ileri sürdüğü beyitlerden istifade etmemiştir.
Böyle bir durum İbn Abbâs’ın şiirle istişhad etmediğine delalet edebilir. Ama kaynaklar, Kur’ân
âyetlerinin manasını izah için şiir ile istişhadı, İslâm’ın ilk devirlerine kadar götürmekte ve bu
faaliyetin hakiki mümessili olarak da Arap şiirine vukufu olan Abdullah b. Abbâs’ı önümüze
çıkarmaktadırlar. Hicrî II. asırda kendisini bariz bir şekilde hissettiren filolojik faaliyete tabi
olarak şiirle istişhad bir ilim haline gelmeye başlamış ve Garibu’l-Kur’ân adı altında müstakil
eserler meydana gelmiştir. İbn Abbâs haklı olarak bu işin ilk mümessili sayılırsa da, bu işi
müstakil olarak ele aldığı ve müstakil bir eser meydana getirdiği söylenemez.
Kur’ân-ı Kerîm’de yabancı kelimelerin mevcud olup olmaması meselesi hayli ihtilaflara yol
açmıştır. Bir kısım âlimler Allah’ın kelamında Arapçadan başka yabancı bir kelimenin
bulunmadığını iddia etmişlerdir. Taberî, Ebu Ubeyde ve Şâfiî bu görüşü savunurlar. Bazıları da
aksi görüşü müdafaa ederler. Bu meselenin de menşei, İbn Abbâs’a kadar ulaşır. Mesela O,
Necm Sûresi’nin 61. âyetinde geçen ...... kelimesini ...... şeklinde açıklamış ve ... ... ... .....
demiştir. Keza yine Muzemmil sûresinin 5. âyetindeki ..... kelimesinin aslı olan .... ’in Habeşçe
olduğunu söylemiş ve ... ile açıklamıştır.
Kaynak: İsmail Cerrahoğlu, Tefsîr Tarihi, Fecr Yayınları, Ankara 1996, I: 101-102.
Uygulama Çalışması
Kur’ân’da darb-ı mesel olarak (bu şekilde)
anlatılmıştır.
... .... .. ......
Münafıklar, İslâmiyet’ten her iyilik
gördüklerinde…
.... .... ......... .. ....... .. . ...
Yahudilerden bir topluluk bir gün Hz.
Peygamber’in yanına geldiler…
.... ..... .. ...... ... .... .... ......: ...
Dilediğinizi sorabilirsiniz.
..... ... ....
Vahyin sahibi/nakledeni: yani, Allah Teâlâ’dan
Peygamberlerine tenzil eden/indirendir.
.... ...: .... ..... .. .... ... ....
Allah Teâlâ onları yalanlayan (şu âyeti) inzal
buyurdu.
........ ...... ..
(Allah) onunla kalbini güçlendiriyor.
... .. .....
(Kazaya kalan orucunu) dilediğin gibi tutarsın!
.... ... ...
(Bu âyet) mensûh/nesh edilmiş değildir.
.... .......
Daha sonra (şu âyetle) bu mananın
doğruluğuna delil getirdi.
.. ...... .... ... ...... .....
…Kur’a çektiler; çekilişle kur’a oklarının
serbest kalmasıyla Hz. Zekeriya’nın oku kur’a
oklarının üstüne geldi. Bu sebeple Hz. Zekeriya
(Hz. Meryem’in) mesuliyetini üstlendi.
....... .... ....... .. ...... . ...
: ... ..... ...... ...... .....
Gözden Geçir
. İbn Abbâs kimdir?
. İbn Abbâs’ı tefsîr ilminde hususi konuma taşıyan sebepler nelerdir?
. İbn Abbâs’ın tefsîrinin temel kaynakları nelerdir?
. İbn Abbâs’ın tefsîr alanında önde gelen üç talebesinin isimlerini veriniz?
. İbn Abbâs’tan gelen tefsîr rivâyetleri hakkında söylenenleri nasıl özetlersiniz?
. İbn Abbâs’a izafe edilen tefsîrin adı nedir? Bu tefsîrin yazarı kimdir?
. Ali b. Ebî Talha, İbn Abbâs’a erişmiş midir?
Değerlendirme Soruları
1. “Hicretten ___ sene önce dünyaya gelmiştir. O, henüz ___ yaşındayken Hz. Peygamber vefat
etmiştir.” cümlesinde boş bırakılan yerlerin doğru karşılıkları hangi şıkta doğru verilmiştir?
a. üç, on üç
b. üç, on bir
c. dört, on iki
d. beş, on üç
e. iki, on üç
2. İbn Abbâs hangi halife tarafından ve nereye vali tayin edilmiştir?
a. Hz. Alî - Basra
b. Hz. Alî - Kûfe
c. Hz. Alî - Bağdat
d. Hz. Osman - Basra
e. Hz. Osman - Kûfe
3. İbn Abbâs hangi halife devrinden itibaren çeşitli vesilelerle Arap Yarımadası’nın dışına
çıkmış ve hangi beldelere gitmiştir?
a. Hz. Osman- Kuzey Afrika, Cürcân, Taberistan ve İstanbul
b. Hz. Osman- Afrika, Cürcân, Taberistan ve İstanbul
c. Hz. Osman- Mısır, Cürcân, Taberistan ve İstanbul
d. Hz. Ali- Kuzey Afrika, Cürcân, Taberistan ve İstanbul
e. Hz. Ali- Kuzey Afrika, Cürcân, Taberistan ve İstanbul
4. İbn Abbâs hangi unvanlarla anılmıştır?
a. Tercemânu’l-Kur’ân, Sultânu’l-Mufessirîn
b. Tercemânu’l-Kur’ân, Sultânu’l-Muhaddisîn
c. Tercemânu’l-Kur’ân, Sultânu’l-Asr
d. Tercemânu’l-Kur’ân, Sultânu’l-Mutekellimîn
e. Tercemânu’l-Kur’ân, Sultânu’s-Sahâbe
5. İbn Abbâs’ın, bazı Kur’ân lazıfları için, eski Arap şiirinden deliller getirdiğine dair rivâyetler
nasıl anlaşılmıştır?
a. Bu alanda bir başlangıçtır.
b. Bu alanda katkıdır.
c. Bir müfessir olduğunun ifadesidir.
d. Eski Arap şiirinin önemini belirtmiştir.
e. Eski Arap şiirini kayıt altına almış olmaktadır.
6. İbn Abbâs’ın tefsîrinin kaynakları hangi şıkta doğru verilmiştir?
a. Hz. Peygamber’den aldıkları, bilgin sahâbeden aldıkları, Arap dili ve özellikle şiir
bilgisi, yüksek idraki ve keskin zekası
b. Hz. Peygamber’in ve bilgin sahâbenin tefsîri, Arap dili ve özellikle şiir bilgisi, yüksek
idraki ve keskin zekası
c. Hz. Peygamber’in hadisleri, Arap dili ve özellikle şiir bilgisi, yüksek idraki ve keskin
zekası
d. Hz. Peygamber’den aldıkları, bilgin sahâbeden aldıkları, Arap dili ve özellikle şiir
bilgisi
e. Bilgin sahâbeden aldıkları, Arap dili ve özellikle şiir bilgisi, yüksek idraki ve keskin
zekası
.... .. .. .. .... .... . “ . 7 ” âyetine ilişkin İbn Abbâs’ın tefsîri aşağıdakilerden hangisindedir?
a. ...... .....
b. ..... .....
c. ...... .....
d. ..... ...... .....
e. ..... .....
......” . 8 “ âyetine ilişkin İbn Abbâs’ın tefsîri aşağıdakilerden hangisindedir?
a. .....
b. .....
c. .....
d. .....
e. .....
Mukâtil b. Suleymân < 23
İbn Abbâs
Prof. Dr. Ahmet Nedim Serinsu
Mukâtil b. Suleymân
Prof. Dr. Mehmet Akif Koç
Sufyân es-Sevrî
Prof. Dr. Ahmet Nedim Serinsu
Yahyâ b. Ziyâd el-Ferrâ‘
Dr. Esra Gözeler
Ebû Ubeyde Ma‘mer b. el-Musennâ
Prof. Dr. Mehmet Akif Koç
İbn Cerîr et-Taberî
Prof. Dr. Mehmet Akif Koç
Ebû Mansûr el-Mâturîdî
Prof. Dr. Halis Albayrak
Ebû el-Hasan el-Mâverdî
Prof. Dr. Salih Akdemir
Ebû Muhammed el-Bağavî
Prof. Dr. Salih Akdemir
Ez-Zemahşerî
Prof. Dr. Halis Albayrak
TEFSÎR METİNLERİ I
2
24 > 2. Ünite
Bu ünitede Kur’ân’ı başından sonuna kadar tefsîr eden eserlerden
günümüze kadar ulaşan en eskisi incelenecektir. Hicrî ikinci asrın
ortalarında vefat eden Mukâtil b. Suleymân’a ait bu tefsîrin üslup ve
içerik özellikleri üzerinde yoğunlaşılacaktır. Böylece vahiy sürecine
yakın tarihlerde yazılan bir tefsîrin ayrıcalıkları ortaya çıkarılmaya
çalışılacaktır. Mukâtil’in doğup büyüdüğü coğrafyanın, aldığı eğitimin ve
siyasî rolünün eserini şekillendirmedeki rolü özellikle irdelenecektir.
Ünitede Mukâtil’in hayatına kısaca temas edilirken ilmî kişiliği üzerinde
yoğunlaşılacaktır. Metot olarak, Mukâtil’in tefsîrinden onu yakından
tanıma fırsatı sağlayacak metinler sunulacak, bu metinlerde öne çıkan
kavramlar ve İslâmî ilimlerin başlangıç dönemine ilişkin hususiyetler
kayıt altına alınacaktır. Ayrıca Mukâtil’in tefsîrini konu edinen akademik
bir araştırmadan bu tefsîri tanıtıcı ve onunla ilgili merak uyandırıcı bir
okuma parçası verilecektir. Yine bu tefsîri daha yakından tanımayı
kolaylaştıracak bir dizi kaynakça ile ünite zenginleştirilecektir.
Ünitede Ele Al›nan Konular
Ünite Hakk›nda
• Mukâtil b. Suleymân’ın Hayatı
• Mukâtil b. Suleymân’ın Tefsîrinin Özellikleri
• İlgili Literatür
• Örnek Metin
• Okuma Parçası
Mukâtil b. Suleymân < 25
Bu üniteyi tamamladığınızda;
• Mukâtil b. Suleymân’ın ilmî kişiliği hakkında malumat sahibi
olacaksınız.
• İlk asırlarda İslâmî ilimlerin nasıl tahsil edildiğine dair; sözgelimi
yazılı ya da sözlü olarak yürütülen ilmî faaliyetlerin karakteri
hakkında fikir sahibi olacaksınız.
• Mukâtil’in tefsîrini yakından tanıma fırsatı bulacak, onun tefsîr tarihi
içinde nasıl bir boşluk doldurduğunu göreceksiniz.
• Mukâtil’in tefsîrini konu edinen belli başlı kaynakları tanıyarak bu
tefsîrle ilgili akademik birikime vakıf olacaksınız.
• Mukâtil’in tefsîrinde kullandığı kaynaklara ve zikrettiği rivayetlere
aşinalık kazanacaksınız.
• Mukâtil’in kendisine ve eserine yöneltilen eleştirileri ve bu
eleştirilerin arka planını görme imkânı elde edeceksiniz.
Bu üniteyi çalışırken;
• Öncelikle tefsîr ilmini kendi kavramları ile düşünmeye çalışınız.
• Ünite ile ilgili kaynakçadan ulaşabildiklerinizi göz önünde
bulundurarak çalışınız.
• Müfessiri ve eserini tanımaya çalışırken dönemin ilmî faaliyetlerine
etki eden sosyo-kültürel özellikleri dikkate alınız.
• Sanal ortamlardan, yerli ve yabancı elektronik kütüphanelerden
yararlanmayı ihmal etmeyiniz.
• Mukâtil’in tefsîrinden verilen metni, farklı tefsîrlerin metinleriyle
mukayese ederek çalışınız.
• Not alınız ve aldığınız notları eğer mümkünse arkadaşlarınızla
birlikte gözden geçiriniz.
Ö¤renme Hedefleri
Üniteyi Çal›ş›rken
Mukâtil b. Suleymân’ın (ö. 150/767) Hayatı
Mukâtil b. Suleymân’ın kesin olmamakla beraber hicrî 80 yılı civarında doğduğunu kabul etmek
gerekir. Onun hicrî 150 yılında öldüğü konusunda ise büyük oranda bir görüş birliği vardır.
Belh şehrinde doğmuş, Merv ve Irak topraklarında bulunmuş; Bağdâd ve Basra’da yaşamış ve
yine Basra’da vefat etmiştir. Mukâtil siyasî iktidarlarla iyi geçinmesini becerebilen bir kişiliğe
sahipti. Nitekim hem Emevî hem de Abbâsî nüfuzuna uyum sağlayabildiğini müşahede
ediyoruz.
Mukâtil’in yerleşik İslâm anlayışına aykırı görüşlerini çekinmeksizin dile getirmesi tepki
almasına sebep olmuştur. Ancak hakkında söylenenler çelişmektedir. Birbiriyle uyum arz
etmeyen birçok eleştiri aldığı söylenebilir. Açıkçası, onunla ilgili çelişkili rivâyetler büyük
oranda bir zihin karışıklığına yol açmaktadır. Nitekim bir taraftan Zeydî olduğu, diğer taraftan
ise Mürciî görüşleri benimsediği iddia edilebilmiştir. Hakkındaki eleştirilerin yoğunluğu
yaşadığı dönemin etkili simalarından olduğu sonucuna götürebilir. Yine yalancılıkla ve hadis
uydurmakla itham edilmiştir. Fakat makbul bulunmayışının esas sebebi ahlâkî zaaflar taşıdığı
iddialarından ziyâde özellikle de î’tikâdî sebeplere dayanmaktadır: Mukâtil en çok teşbîh ya da
tecsîm anlayışını kabullenmesi sebebiyle eleştirilmiştir. Buna göre Mukâtil, Allah’ın bazı
sıfatlarının, birtakım beşerî vasıflara benzediğini ya da Allah’ın bazı insânî vasıflar taşıdığını
düşünmekteydi (antropomorfizm). Doğduğu Belh şehri ile bu anlayış arasında kolaylıkla ilgi
kurulabilir. Teşbîh, Uzak Doğu kültürlerinin din anlayışlarının etkisi altındaki Horasan
bölgesinin diğer şehirleri gibi Belh Şehri’ne de yabancı değildi.
Mukâtil b. Suleymân’ın Tefsîrinin Özellikleri
Kur’ân’ı baştan sona kadar âyet sırasına göre tefsîr eden eserlerden günümüze kadar ulaşan en
eskisi Mukâtil b. Suleymân’a aittir. Kitâbu’t-tefsîri’l-kebîr isimli bu eser ilk defa, Abdullah
Mahmud Şehâte tarafından 1979-88 yılları arasında tahkik edilerek dört cilt halinde Kahire’de
yayımlanmıştır. 2003 yılındaki diğer (Beyrut) baskının üstünde muhakkik olarak Ahmed
Ferîd’in ismi görünmektedir. Bu son baskı, yanlışlarla doludur ve ilk baskıya da atıfta
bulunmamaktadır. Yine hem Ahkâmu’l-Kur’ân alanındaki Kitâbu tefsîri’l-hamsi mie âye mine’l-
Kur’ân isimli eseri, hem de Kur’ân’daki çok anlamlı kelimeleri inceleyen Kitâbu’l-vucûh ve’nnezâir
isimli eseri alanlarındaki ilk eserler olarak bilinmektedirler.
Mukâtil alışageldiğimiz şekilde isnâdlı haber zikretmeyi sevmemektedir. Diğer taraftan isnâdsız
da olsa naklettiği birçok hadisin muteber hadis külliyatında yer aldığı görülmektedir. Mukâtil’in
tefsîrinde, Mukâtil’den çok sonra ölen insanlardan rivayetler bulunması tarihi bir tutarsızlığa
işaret etmektedir. Mesela, bu tefsîrde Mukâtil öldüğünde altı yaşında olan el-Ferrâ.’ın (ö.
207/822) görüşleri yer almaktadır. Bu durum kısmi de olsa bu tefsîrin asırlar içerisinde bir
düzenlemeye maruz kaldığını göstermektedir. Ancak gerek Mukâtil’den sonra ondan alıntı
yapanların nakilleri gerekse bu tefsîrin farklı el yazmaları arasındaki karşılaştırmalı çalışmalar
büyük oranda bu tefsîrin Mukâtil’e aidiyetini doğrulamaktadır.
Mukâtil’in tefsîrinde yoğun biçimde israîlîyyât malzemesinin kullanıldığı görülmektedir. Yine
mitolojik anlatımlar esere rengini veren unsurlardandır. Mukâtil özellikle Kur’ân kıssalarının
ayrıntısına dair açıklamalarında sayısal bilgiler vermeye düşkündür. Mukâtil’in âyetlerin
bağlamına dikkat ederek yaptığı yorumlar, günümüz Kur’ân anlayışına yönelik ciddi katkılar
sunabilir. Vahyin nüzulüne yakın bir zamanda kaleme alınması diğer pek çok tefsîre oranla
âyetlerin ilk muhatapları tarafından nasıl anlaşıldığını öğrenmemize özel bir katkı sunmaktadır.
İlgili Literatür
Abbott, N. (1976). Studies in Arabic Literary Papyri-II-Qur’anic Commentary and Tradition. The University of
Chicago Press.
Ali Abbasi, Shaid. (2002). Muqâtil Bin Sulaimân on the Verses of Tampering. Islamic Culture LXXVI: 1-25.
El-Arûsî, Muhammed. (2001-2002). Mukâtil b. Suleymân mufessiran li’l-Kur’ân. Yayınlanmamış Yüksek Lisans
Tezi, Câmiatu Mannûbe.
Cerrahoğlu, İ. (1976). Tefsîrde Mukâtil ibn Süleyman ve Eserleri. Ankara Üniversitesi İlâhiyât Fakültesi Dergisi 21:
1-36.
Crone, P. (1997). A note on Muqâtil b. Hayyân and Mukâtil b. Suleymân. Der Islam 74: 238-249.
Çelik, İ. (1988). İlk Müfessirlerden Mukâtil b. Süleyman’ın Tefsîrdeki Metodu. Bursa.
Ess, Josef van. (1992). Theologie und Gesellschaft im 2. und 3. Jahrhundert Hidschra. Berlin: Walter de Gruyter.
Gilliot, C. (1991). Muqâtil, Grand Exégète, Traditionniste et Théologien Maudit. Journal Asiatique CCLXXIX: 39-
92.
Goldfeld, I. (1980). Kitâbu tefsîri’l-hamsi mi’e âye mine’l-Kur’ân. Matbaatu Dâri’l-Meşrik.
Koç, M.A. (2005). Tefsîrde Bir Kaynak İncalemesi-Sa’lebî Tefsîrinde Mukâtil b. Suleymân Rivayetleri. Ankara:
Kitâbiyât.
Mukâtil b. Suleymân. (1979-1988). Tefsîru Mukâtil b. Suleymân. tah. Abdullâh Mahmûd Şehâte. Kahire: el-Heyetu’l-
Mısriyyetu’l-âmme li’l-kitâb.
______. (1994). Kitâbu’l-vucûh ve’n-nezâir. tah. Abdullah Mahmud Şehâte. Kahire: el-Heyetu’l-Mısriyyetu’l-Âmme
li’l-Kitâb.
______. (2003). Tefsîru Mukâtil b. Suleymân. tah. Ahmed Ferîd. Beyrut: Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye.
Plessner, M., Rippin, A. (1991). Mukâtil b. Suleymân. The En
clopaedia of Islam (New Edition, s. 508-509),
Leiden: E.J. Brill.
Şehâte, Abdullah Mahmud. (1989). Tefsîru Mukâtil b. Suleymân. Kahire: el-Heyetu’l-Mısriyyetu’l-Âmme li’l-Kitâb.
Örnek Metin
el-A‘râf 7/143-145
{ . .... ... .... { .......... ....... } ........ ..... ........ ...... . .... { ............. } ..... { ........ ..... .......
.... ....... ...... ... .... .... } ..... {: .. } ..... ....... ....... ........ { .. ...: ... }..... ... ....... .........
{ . .... .... ..... ..... .. .... .... .... ...... } .... .. ..... ......... ...... .......... ......... ........ ....... { .
... .. ..... ..... ...... .... .. .... ...... } ........ ........ ....... .......... ........ ...... { . .... ...... ....
..... ..... .... ..... ... ... .... ... ..... ..... ...: ..... .... .... ..... .... ........: .....
....... .... ...... .... ....: } ........ ...... { . } ....... ...... ....... { . .... ...... } ........ ....... { . ....
.. .... ..... }..... { ....: }........... ...... ........ { .. ....: } ..... ....... ....... . ...... { } ........ .......
.............. { ]...: 341 [. .... ... ........ .... .. .... .. ......} ..... { .. ...: }........ ...... .............
..... ........ ............ ............ { . ....: ...... .. ... ....... ........ ........ .. ... .... } ...... ...
......... { ..... ....: .. ...... .. ....... ...... ......... ..... }...... ..... ............. { ]...: 344 [ ... ..
... ...... .... ........ ....... .. .......} ........... .... ... ........... { ..... .... ....... ... .... ...... }
... ..... ...... { . ....: } ........... { .. ...... }............ { . .... ...... } ........ ...... { .. ......
....... ...... ..... .... .. ... ..... .... ....: ... ... .... .... .. ... ... ... ...... ....... .. ...... ..
...... ... ...... ...... ... ...... ... ...... ....... ... ..... ......... ...... .. .... ........ .. ....
....... ....: } ......... ......... { . .... ....... ..... ......... ..... } ........ ........ { ... ........ } ...........
] ............. { . .... ..... .. ..... .. ... ... ... .... .......: } .... ........ ..... ............. { ]...: 341
... ... .... .... ... ..... .. .... ... .... ..... ...... .... ... ..... .. .... ....... ...
....... .... ..... .... .... ..... ... ........ ...... ... .........
er-Ra‘d 13/31-43
...... ..... ........ ......... .... .......... .... ......... .... ........ .... ....... .... ........... ... ...... ........ ....... ........ ........ ......... .........
... ..... ....... ....... ..... ........ ..... ..... ...... ......... ......... .......... .... ......... ......... .... ...... ........ .... ......... ........
....... ...... ....... ..... ....... ... ....... ........... { } ...... ..... ........ ......... .... .......... { . .... .. ... ... .. ....
......... ... ..... ... .... .... ....: ... ... ...... ... ..... .. .... ..... ... ..... ..... .....
..... .... ....... ......... ... .... ...... .... ....... .. ... ..... ... ..... ... ..... ... .... ....
....:” .. .... ... “ . ... ... ...: ... ..... .... ... ... ..... ....... ... ...... ..... .......
.. .... .. ...... ... .. ..... ... ...... ... .... ....... ... ..... .... ..... ... .... ..
....... .. ... ..... ... ..... .... ...... ...... ..... ..... ..... ..... .... ... ..... ... .... ....
....:” .. .... ... “. ... ... ...: ... ..... .... ... ..... .. ..... ... ... .. ....... .... ...
.. ..... .... ... ..... ....... ...... ... ...... ... ...... ... .... ... ..... ... .. .... .. ..... ...
... .... .... ... ..... ... ..... .... ..... ... .... .. .... .. ... ..... ... ..... ... .....
... .... .... ....:” ... ... ... “ . ... ... ...: ... ... ... ..... ... ...... .... ...... .... “
. ..... .... .....: } ...... ..... ........ ......... .... .......... { } .... ......... .... ........ .... ....... .... ........... { . ....: ..
.. ...... ... ... .. ... ... ....... ....... ..... ..... .... ....... ..... ... ..... ..... .... ....:
} ... ...... ........ ....... { . ....: .. ... ... ..... ... .. .... ... .. ... ....... } ........ ........ .........
....... .. ... ..... ....... ....... ...... ........ ....... ..... ...... ......... ......... { .. ... .... } .......... .... ......... ........ { .
....: ...... ... ..... ..... ...... .... .. ..... ... .... .... .... ... .. .... .... ....... ....... ...
.... ....... .. ....... ......... ......... .... ...... .. ...: } .... ...... ........ .... ......... { . ....: ..
.... .. .... ....... ... ........ ....... } ........ ....... ...... ....... { .. ... .... .... .... ..... ... ..... ...
.... .... .... .. .... .... .... .... ....: }..... ....... ... ....... ........... { ]...: 13 [. ........ ........... ........
.... ........ ............ .......... ......... ..... ............ ........ ..... ....... { * } ........ .... ....... ...... ..... ...... .... ........
........... ....... ......... .... .......... .... .............. .... ... ........ ... ........ ... ......... ..... ..... ... .... ....... .......... ......... ..........
.......... .. .. .......... ..... ........ ....... ..... .... .... ..... { * } ....... ....... ... .......... .......... ........... ......... ....... .....
..... ..... ....... ... ..... {} ........ ............ ........ .... ........ { .. ..... ... .... ... .... .... ..... ......
..... ..... ...... ..... .. ....... ....... ......... .... ... ...... ... ..... .... .... .... .....
... .... .... .... .... ... ........ .... ..... .... ..... .... ..... .... ....... ..... ... ....... ....
........ } ........ ............ ........ .... ........ { } ............ { . .... ...... }.......... ......... { . ... ....
..... ......... } ..... ............ { ....... } ........ ..... ....... { ]...: 13 [. .... ..... .... .....
......} ........ .... ....... ...... ..... ...... .... ........ { .. ... .... ....: .... .... ... .. .. ...... ... ....
..... ........ } ........... ...... ......... { . .... ...... ... ...... ... ... .. .... .. ..... } .... { ... ..
....: } .......... { . ....: .. ..... ..... ........ .... ........ .... ......... ..... ....... .....:
........ ... ..... ....... .. ...: } .... .............. .... ... ........ ... ........ { ... ... ...... } ... ......... .....
......... { . ....: .. .... .... .... ..... .. ......:} .... ..... .... .. ..... ...... {]......: 13 [. ....: ...
.... .. ...: } .... { . .... .... } ....... .......... ......... { .. ... ... } .......... { . .... ... ...... }
.......... .... .......... { . .... ..... ..... .. ....... .... ... .... ........ } ..... ........ ....... { . ....:
... .... ..... } ..... .... .... ..... { ]...: 11 [ ... .....} ....... ....... ... .......... .......... { . .... ..... ..... }
........... ......... ....... { ... ...... .. ..... ..... .... ........ ...... ......... ...... ....... ... ......
} ..... ..... ..... ....... ... ..... { ]...: 14 [. .... ... ...... ..... ....... .......... ....... ...... ............. ...... ... ........
........... ......... ....... .......... ...... ....... ......... ......... ......... ............. ........ { * } ........... ............ .......... ...........
.... ....... ........ ...... ........... ... ....... ........ .... ........ ........ .... ........ ....... ..... ........ .... ........ ....... .......... ..... { *
}.......... ............ ....... .......... ........ .......... ............ ...... ... ....... .... ......... ... .... .... ....... ... ....... .....
..... {}....... .... ..... ....... ...... ............. { . .... ... ..... .. ..... ....... .... ..... .. ... ....... .. ...
...... ....: } ...... ... ........ ........... ......... ....... { . .... ...... .. .... ... ...... ..... } .......... { .
.] .. ...: } ...... { ..... } .... ... ......... ......... { . ..... ...... ...... } ......... ............. ........ { ]...: 11
.... ...... ..... ..... ...... .... ......} ........... ............ .......... { . ....: ........ ........ ... ... ....
.. .... ........ ..... ... ........ }........... .... ....... ........ { .. ....... .. ...: } ...... ........... { .
.... ... ..... ... ........ ... ... .... .. ... ..... .. .... } ... ....... ........ { . ...... .......
....... ........ .... ....... } .... ......... ........ .... ........ ....... { . .... .... .... } ..... ........ .... { ...... } ........
....... { . .... ... ....... ... ........ ...... } .......... ..... { ]...: 13 [. .... ..... .......} .......... ............
....... .......... ........ .......... ............ { . .... ... ... ... ... ...... } ...... ... ....... .... ......... { . .... ..
....... } ... .... .... ....... ... ....... { . .... ...... ...... } ..... ..... { ]...: 13 [. .... ... ...... ....
} ........ ........... ....... .... ........ ........... ..... .......... ............ ..... ..... ......... ... ....... ....... ...... ........ ....... ....... ......
....... { * } ......... ....... ... ....... .......... ......... ..... .......... { * } ..... .... ........... ...... ....... .......... ....
............... ........... ........ .......... ........... .......... {
} ........ ........... ....... .... ........ { . .... ........ ..... } ........... ..... .......... ............ { . .... ...... ......... }
..... ..... ......... ... ....... ....... { . .... .. .... ... ..... ..... ... .... .... .... .. ...... ..... .... ....
.....: } ..... ..... ......... ... ....... ....... { . ... ..... } ...... ...... .. ....... { . .... ... .... ..... } ....... ......
....... { ]...: 13 [. ....: .. .... .. ...... .... ... .....}....... ....... ... ....... { . ....: .... .... ..
.... .. ....... } .......... { . ....: .... .. ... ...... .. ..... ... ...... }......... ..... .......... {
]...: 13 [. .... ... ....... ....: ...... .. ....... ........ ... .. .. ....... .... ... ...... .....
........} ..... .... ........... { . .... ... ..... .. .... .. ...... } ...... ....... .......... { .. ...... ..
....... .... ..... .... ..... ... ...... ... ...... .. ...: } .... ............... { . ....: .. ...... .. .... ...
.. ...... .. ....... .... .... .... } .......... ........ { .. .... } .......... { .. .... ... ...... } ...........
.......... { ]...: 44 [. ....: ...... ...... ...... .. ....... ..... .. ... .. .......:} ........ ....... ...... ......
........ .......... .... ............ ......... ....... ... ......... .......... ...... ....... .......... {} ........ ....... { . .... .... ....
} ...... ...... ........ { . .... ... .... } .......... .... ............{ . .... .. ...... ....: .. .... ..... ... ....
.... .... ......... ...... ... .. ... ... .. ...... .... .. ....... ... .... ... .... .. ... .....
...... .. ......... } ......... ..... .. ... ......... .......... { . ....: ..... .... .. ... ...... .. ..... .. ...
... .... .... ... .... .... ..... }...... ....... .......... { ]..: 43 [. ....: .... .. ... ........
Okuma Parçası
Bağlama Sadakat
Mukâtil tefsîr faaliyetini, genellikle vahiy ortamını göz önünde bulundurarak yürütür. Buna
göre, Kur’ân’ın hitabı öncelikle vahyin tanıklarınadır. Bu sebeple, 7/el-A’râf sûresinin 116.
âyetini tefsîr ederken ekseru men fi’l-ard ibâresini “Ehl-i Mekke” ile sınırlandırmakta hiç
tereddüt etmemiştir. Oysaki günümüz ortalama Kur’ân okuru bu ibâreyi genellikle
“yeryüzündekilerin çoğunluğu” olarak anlar. Yine tabii bilimlerle Kur’ân’ı tefsîr etmeye hevesli
çevrelerin ısrarla üzerinde durdukları 13/er-Ra’d sûresinin 41. âyeti Mukâtil’in zihninde vahiy
ortamıyla yakından bağlantılı sâde bir anlam taşımaktadır. Şimdi Mukâtil’in tefsîrini bu âyetin
metni ile birlikte vermek istiyoruz:
“Evelem yerav yâni Mekke kâfirleri (görmediler mi?), ennâ ne’ti’l-erda yâni
(bizim) Mekke arazisine (yönelip) nenkusuhâ min etrâfihâ yâni etrâfını
(eksilttiğimizi). Nebî (sas) ve mü’minler Mekke civârında gâlip gelmeye devâm
ediyorlar. (Kâfirler) bu gördüklerinden nasıl ibret almıyorlar? Allah küfr ehlini
azaltıyor, Müslümanların (sayısını) artırıyor. Va’l-llâhu yahkumu lâ muakkıbe li
hukmih Allâh yapıyor. Onun Mekke civârında kâfirleri azaltması ve
Muhammed’e zafer (nasip etmesi) konusundaki kararını kaldıracak yoktur. Ve
huve serîu’l-hisâb.”
Mukâtil yukarıda ortaya koymaya çalıştığımız tefsîr tarzına tesâdüfî ya da anlık tercihlerle
ulaşmamıştır. Aksine, onun rahatlıkla savunulabilecek doğru bir akıl yürütmeyle hareket ettiğini
gösteren örnekler vardır. Burada, 88/el-Ğâşiye sûresinin 17. âyetini tefsîr ederkenki tutumunu
görelim:
“Deveye bakmıyorlar mı nasıl yaratılmış? Çünkü Araplar fili görmüş değillerdi.
Onlara yalnızca gördükleri zikredildi. Eğer onlara ‘fillere bakmıyorlar mı nasıl
yaratılmış?’ deseydi, hayret edemezlerdi.”
Mukâtil bu yorumunda, kendini Kur’ân’da verilen bir örneğin zikredilme sebebine ilişkin
“hikmet” arama zahmetinden kurtararak, örneğe muhatap olanların dünyasına yönelmeyi yeterli
görmüştür.
Benzer bir bakışla 37/es-Sâffât sûresinin 65. âyetine verdiği anlam da dikkat çekmektedir. Bu
âyet Türkçeye şöyle çevrilebilir:
“(Cehennemin dibinde bitip yetişen o ağacın) tomurcukları ‘şeytanların başları’
gibidir.”
Mukâtil, Mekke ile Yemen arasında görülen ‘şeytanların başları’ isimli ağaçtan bahsederek
âyette geçen ‘şeytanların başları’ benzetmesine rahatlıkla anlaşılabilir somut bir açıklama
getirmektedir. Böylece o, sözü geçen benzetmeyi Kur’ân’da çokça zikri geçen soyut “Şeytan”
figüründen tamamen bağımsız bir çerçeveye yerleştirmiş ve bu benzetmeye vahiy sürecine
muhatap olmayanlar açısından işlerlik kazandırmıştır.
Mukâtil’in tefsîr faaliyetleri, onun, câhiliye döneminde ve tabii ki vahiy ortamında yürürlükte
olan Arapça ile de yakından ilgilendiğini göstermektedir. 74/el-Muddessir sûresinin 4. âyetine
(ve siyâbeke fe tahhir) verdiği anlam günümüz Kur’ân okuru için de yol göstericidir. Mukâtil
Arapların, günahtan uzak duran insanları tavsif ederken tâhiru’s-siyâb deyimini kullandıklarını
belirtmektedir. Bu bilgi ışığında âyet “elbiseni temizle” şeklindeki bağlamdan kopuk zâhirî
çeviriden kurtulmaktadır.
Kaynak: Mehmet Akif Koç, Tefsîrde Bir Kaynak İncelemesi-es-Sa’lebî (427/1036) Tefsîrinde Mukâtil b. Süleyman
(150/767) Rivayetleri, Kitâbiyât, Ankara 2005, s. 44-45.
Uygulama Çalışması
(Rabbini) Arzu etti
.......
Yerle bir (etti)
.... ..
Musa bayıldı
....... ...... ..... ..
Bedenlerini (sahile) atmasını
.. .... .......
Günahkârların başına gelenleri
... ........
Dağları yerinden oynatacak
......... .... ..........
Arzı parçalayacak
......... .... ........
Felaket
........
Evlerinin yakınına (gelecek bir felaket)
...... ....... .... .........
(Yanlış bir fikir olarak) Zannediyor
....
Şer
.....
(Sabredebilmesi için) elçisini destekliyor
.... ....
(Müşriklere destek veren Mekkelilerin) sayısını
azaltıyor
.......... .... ............
Gözden Geçir
. Mukâtil b. Suleymân’ın kısaca hayatı ve ilmî kişiliği hakkında bilgi veriniz.
. Mukâtil b. Suleymân’dan günümüze kadar ulaşan eserler hangileridir? Söyleyiniz.
. Mukâtil b. Suleymân’ın tefsîr metodu hakkında bilgi veriniz.
. Mukâtil b. Suleymân’ın tefsîri bir tahrifata uğramış olabilir mi? Bilgi veriniz.
Değerlendirme Soruları
1. Kur’ân’ın tamamını âyet sırasına göre tefsîr eden en eski tefsîr hangisidir?
A. Ma’ani’l-Kur’ân
B. Te’vîlu müşkili’l-Kur’ân
C. Tefsîru Mukâtil
D. Câmiu’l-beyân an te’vîli âyi’l-Kur’ân
E. Tefsîru İbn Ebî Hâtim er-Râzî
2. Bilinen en eski fıkhî tefsîr kime aittir?
A. Abdullah b. Mübarek
B. Tahâvî
C. Sufyân es-Sevrî
D. Mukâtil b. Suleymân
E. İbn Arabî el-Mâlikî
3. Aşağıdakilerden hangisi Mukâtil’in tefsîrine güven duyabileceğimizi nesnel olarak ortaya
koyabilir?
A. Kendisinden sonra yazılan tefsîrlerdeki Mukâtil rivayetleriyle, Mukâtil tefsîrinin el
yazmaları arasındaki uyum
B. Birtakım âlimlerin bu tefsîre karşı övgü dolu ifadeleri
C. Bu tefsîrin el yazmalarının elimizde oluşu
D. Bu tefsîrde merfu rivayetlerin bulunuşu
E. Mukâtil’in tefsîr alanındaki şöhreti
4. Mukâtil’in asırlar boyunca sakıncalı görülmesinin asıl sebebi nedir?
A. Naklettiği rivayetlerde isnâd zikretmemesi
B. Şiî olması
C. Siyasî iktidarlarla hep iyi geçinebilmeyi başarması
D. Allah’ın bazı insânî vasıflar taşıdığı şeklindeki kanaat
E. Her konuda fikir beyan etmesi
5. Aşağıdakilerden hangisi Mukâtil tefsîrinin günümüz Kur’ân anlayışına yönelik ciddi katkı
sayılabilecek bir yönüdür?
A. Fıkıh alanında derin tahliller yapması
B. Çok sayıda mevkûf rivâyet içermesi
C. Âyetlerin ilk muhatapları tarafından nasıl anlaşıldığını göstermeye çalışması
D. Aklın alanını mümkün olduğunca genişletmesi
E. İsrailiyyat kapsamına giren geniş bilgi içermesi
6. ve 7. soruları aşağıdaki metne göre cevaplayınız.
{ .. { ........... } : . .... { ... ..... ...... } ..... .... ....... ... .... ...... { ........... .......... .... ...
...... } ............ { . .... ...... }........ ...... { .. ...... ....... ...... ..... .... .. ... ..... ....
....: ... ... .... .... .. ... ... ... ...... ....... .. ...... .. ...... ... ...... ...... ... ...... ... ......
....... ... ..... ......... ...... .. .... ........ .. .... ....... ....: } ......... ......... { . .... .......
..... ......... ..... } ........ ........ { ... ........ } ........... ...... ....... { . .... ..... .. ..... .. ... ...
... .... .......: }............. ..... ............. { ]...: 341 [ ... ... .... .... ... ..... .. .... ... ....
..... ...... .... ... ..... .. .... ....... ... ....... .... ..... .... .... ..... ... ........
...... ... .........
6. Yukarıdaki metne göre aşağıdaki emirlerden hangisi levhalarda yer almamıştır?
A. Anne-babaya karşı kötü konuşma!
B. Öldürme!
C. Yalan konuşma!
D. Zina etme!
E. Allah’a şirk koşma!
7. Yukarıdaki metinde Firavun hangi bağlamda konu edilmiştir?
A. Allah’lık iddiasında bulunan bir inançsız
B. Mısır’ın yöneticisi
C. Tevrat’ın hükümlerini uygulamayan bir yönetici
D. İsrailoğulları’nın boğulan ve cesedi sahile vuran Firavun’u görmeleri
E. Hz. Musa’yı küçümseyin bir inkarcı
Sufyân es-Sevrî < 39
İbn Abbâs
Prof. Dr. Ahmet Nedim Serinsu
Mukâtil b. Suleymân
Prof. Dr. Mehmet Akif Koç
Sufyân es-Sevrî
Prof. Dr. Ahmet Nedim Serinsu
Yahyâ b. Ziyâd el-Ferrâ‘
Dr. Esra Gözeler
Ebû Ubeyde Ma‘mer b. el-Musennâ
Prof. Dr. Mehmet Akif Koç
İbn Cerîr et-Taberî
Prof. Dr. Mehmet Akif Koç
Ebû Mansûr el-Mâturîdî
Prof. Dr. Halis Albayrak
Ebû el-Hasan el-Mâverdî
Prof. Dr. Salih Akdemir
Ebû Muhammed el-Bağavî
Prof. Dr. Salih Akdemir
Ez-Zemahşerî
Prof. Dr. Halis Albayrak
TEFSÎR METİNLERİ I
3
40 > 3. Ünite
Ünitede Ele Al›nan Konular
• Sufyân es-Sevrî’nin Hayatı
• Sufyân es-Sevrî’nin Tefsîrinin Özellikleri
• İlgili Literatür
• Örnek Metin
• Okuma Parçası
Sufyân es-Sevrî < 41
Müslüman kültüründe tebeu’t-tabiîn tefsîri, Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılması
ve açıklanmasında çekirdek dönemin son halkasını oluşturduğundan
hep önemsenmiştir. Bu konu, tefsîr tarihi eserlerinde ve çeşitli
disiplinlerde incelenmiştir. Sahâbe talebelerinin talebeleri olan ve
sahâbenin evlatlarına erişen tebeu’t-tabiîn, nüzûl ortamına ilişkin
hocalarından öğrendiklerini, bireysel bilgi ve kavrayışlarına göre
yorumlamışlar, isnâd zincirine dayalı olarak tefsîr haberlerini rivâyet
ederek tefsîrlerinde nakledip değerlendirmişlerdir. Bu dönemde tedvin
faaliyetleri hız kazanmış, “tefsîrde çeşitli yönler belirmeye başlamıştır”.
Tarih içerisinde kaynak ve yöntem tercihlerine göre oluşan tefsîr
hareketleri bu dönemde “rivayet tefsîrlerinin yanında dirayet
tefsîrlerinde de gelişmeye başlamıştır”. Bu durum onların tefsîr ilmine
büyük hizmetini ve tesirini gösterir.
Bu ünitede Sufyân es-Sevrî’nin hayatı anılan çerçevede verilmiş,
tefsîrinin hususiyeti anlatılmış ve tefsîrinden örnekler sunulmuştur.
Ayrıca Recep Özdirek, Ali Hakan Çavuşoğlu ve Abdurezzak Tek
tarafından telif edilen “Süfyan es-Sevrî” [DİA, 38: 23-28] maddesinden
alınan okuma metni verilerek Sufyân es-Sevrî’nin tefsîrinin daha iyi
anlaşılmasına çalışılmıştır.
Ünite Hakk›nda
42 > 3. Ünite
Bu üniteyi tamamladığınızda;
• Tefsîr tarihinin çekirdek dönemi olarak tabiîler sonrası tebeu’t-tabiîn
ve rivâyet tefsîrinin doğuş şartları hakkında bilgi edineceksiniz.
• Tefsîr tarihinin mühim şahsiyeti Sufyân es-Sevrî’nin hayatı ve ilmî
kişiliğini anılan çerçevede okuyacaksınız.
• Hicri ikinci yüzyılda yaşamış bir tebeu’t-tabiîn âliminin tefsîrini
değerlendireceksiniz.
• Kur’ân’ın tarihin akışı içerisinde ilk dönemlerde nasıl yorumlandığını
görebileceksiniz.
• Sufyân es-Sevrî’nin tefsîrinden örnekleri mütalaa edeceksiniz.
• Böylelikle tefsîr tarihi bilgilerinizin zeminine dair temel bilgi sahibi
olacak, tefsîr disiplininin nasıl geliştiğini belirtebileceksiniz.
Ö¤renme Hedefleri
Sufyân es-Sevrî < 43
Bu üniteyi çalışırken;
• Öncelikle ders kitabınızı anlayarak okumaya çalışınız.
• İslam tarihi ve hadis ders kitabınızdan ilgili üniteleri dikkatle bir daha
okuyunuz. Bu kitaplarda verilen bilgiler arasındaki bütünlüğü
görmeye çalışınız.
• Kitabınızın diğer ünitelerin verilen bilgiler arasındaki bütünlüğü
görmeye çalışınız.
• Ünitenin sonundaki uygulama çalışmalarını dikkatle okuyup verilen
alıştırmaları yapınız.
• Tefsîr örneği metini tekrar tekrar sesli/sessiz okuyunuz. Bu
okumada Sufyân es-Sevrî’nin Arapça tefsîr din dili kullanımına dikkat
ediniz.
• İnternette konu ile ilgili farklı bilgilere ulaşmayı denemek, konuya
vukufunuzu artıracaktır.
• İsmail Cerrahoğlu’nun Tefsîr Tarihi kitabının “Tabiiler Devrinden
Sonraki Tefsîr Hareketleri” başlığını; Recep Özdirek, Ali Hakan
Çavuşoğlu ve Abdurezzak Tek tarafından telif edilen “Süfyan
es-Sevrî” [DİA, 38: 23-28] maddesini mütalaa etmenizi özellikle
öneririz.
• Bu ünite vesilesiyle, sahâbe ve tabiîler sonrası bilginin üretimi ve
nakli konusundaki emek üzerinde düşününüz.
• Çalışırken elinizin altında bir dînî terimler sözlüğü bulundurunuz.
Böylece kavramların anlam içeriklerini daha iyi kavrarsınız.
Üniteyi Çal›ş›rken
Sufyân es-Sevrî’nin (ö. 161/777) Hayatı
Ebû Abdillâh Sufyân b. Saîd, kendi adıyla anılan fıkıh mezhebinin imamı, müfessir, muhaddis
ve zâhid meşhur tebeu’t-tabiîn devrinin en büyük âlimlerinden. Temîm kabilesinin Sevr koluna
mensup olduğu için es-Sevrî nisbesiyle anılır. Soyu on altıncı dedesi İlyâs b. Mudar’da Hz.
Peygamber’in soyu ile birleşir. Ailesi Kûfe’ye yerleşmiş ve orada doğmuş, 158 veya 159 (776)
yılında Abdurrahman b. Mehdî ile birlikte hacca gitmiş, bir yıla yakın mücavir kalmış, Basra’ya
döndükten sonra 64 yaşında Şaban 161/Mayıs 778’de vefat etmiştir.
Sufyân ilk hadis bilgisini genç tabiîn kuşağından ve Kutub-i Sitte’de rivayetleri bulunan
güvenilir bir muhaddis olan babası Saîd’den almıştır. Annesi hadis rivayet eden, ilim ve takva
sahibi bir hanımdır. Oğlunu ilim öğrenmeye teşvik için verdiği öğüt meşhurdur. Amcası Hamza,
kardeşleri Ömer ve Mubarek ile yeğenleri Ammâr b. Muhammed ve Seyf b. Muhammed yine
Kutub-i Sitte müellifleri tarafından güvenilir kabul edilen muhaddislerdir. Böyle bir aile
ortamında yetişen Sufyân es-Sevrî güçlü hafızası sayesinde kısa zamanda pek çok hadis
ezberleyip rivayet etmeye başladı. Bu hadîs hazînesini yazı ile ilk tesbit edenlerden olmakla ilim
çevrelerinde meşhur oldu.
Hac ve ilim tahsili sebebiyle pek çok defa Hicaz’a (ilk defa 124-126 yılları arası) giden Sevrî,
Mekke’de Amr b. Dînâr’ın (ö. 126/744) yanı sıra İbn Cureyc’den (ö. 150/767), Medine’de
Abdullah b. Dînâr (ö. 127/744), Ebu’z-Zinâd (ö. 130/747), Rebîa b. Ebû Abdurrahman (ö.
137/753) ve Yahya b. Saîd el-Ensârî (ö. 143/760) gibi tabiîn âlimlerinden tefsîr, hadis ve fıkıh
öğrendi; Ca‘fer es-Sâdık’a (ö. 148/765) öğrencilik yaptı. Abdullah b. Mes‘ûd’a (ö. 34/655) ve
Hz. Ali’ye (ö. 40/661) dayanan Kûfe ilim geleneğinin yaşayan temsilcileri durumundaki
Hammâd b. Ebû Suleyman (ö. 120/737), Ebû İshak es-Sebîî (ö. 127/745), A’meş (ö. 148/765),
İbnu’l-Mu’temir (ö. 132/749), İbn Şubrume (ö. 144/761) ve Muhammed b. Abdurrahman b. Ebû
Leylâ’dan (ö. 148/765) fıkıh ve hadis, Âsim b. Behdele (ö. 127/745) ve Hamza b. Habîb’den (ö.
156/773) kıraat öğrendi. Ayrıca Basra’da Eyyûb es-Sahtiyânî (ö. 131/749), Asım el-Ahvel (ö.
142/760), Abdullah b. Avn (ö. 151/768) ve Osman el-Bettî’den (ö. 143/760), Şam’da Evzâî’den
(ö. 157/774) faydalandı. Curcân, Rey, Askalân ve Kudüs’te bulundu, bölgenin
muhaddislerinden hadis öğrendi. Zehebî’nin kaydettiğine göre Sevrî, dönemin belli başlı ilim
çevrelerini dolaşmış, bu bölgelerde 130 tabiîn âlimiyle görüşmüş ve yaklaşık 600 âlimden ilim
öğrenmiştir.
Otuz yaşlarında iken ders okutmaya başlayan Sufyân es-Sevrî, dolaştığı bütün yerlerde ders
vermiş ve hadis rivayet etmiştir. Mâverâunnehir’den Kuzey Afrika’ya ve Endülüs’e kadar İslâm
coğrafyasının bütün bölgelerinden bin civarında öğrencisi olabileceği belirtilmiştir.
Halîfe Mansûr’un (ö. 158/775) kadı tâyin etmek istemesi üzerine bu vazifeyi kabul etmekten
kaçınmış, 144 yılında Kûfe’den ayrılıp Mekke-i Mükerreme’ye, Medîne-i Münevvere’ye
gitmiştir. Mekke-i Mükerreme’de iken İbrahim b. Edhem (ö. 162/779) ile görüşmüş, bilâhare
Halîfe Mehdî’nin (ö. 185/785) daveti ile Basra’ya dönmüş ve vefatına kadar orada kalmıştır.
Hayatının geri kalan kısmını Basra’da geçiren Sufyân, burada başta Abdurrahman b. Mehdî (ö.
198/813) ve Yahya b. Saîd el-Kattân (ö. 160/776) olmak üzere öğrencilerinin ve dostlarının
evlerinde gizlenerek ve sık sık yer değiştirerek yaşamış; bu yüzden ahir ömründe bir ders
halkası oluşturarak açıktan öğrenci yetiştirememiştir.
Sufyân es-Sevrî Yemen’de bulunduğu dönemde ticaretle uğraşmış, önemli bir servete sahip
olduğu ifade edilmiştir. Zâhid kişiliğine rağmen ticaretle meşgul olmasını ve servet edinmesini
eleştirenlere verdiği cevaplarda özellikle fikrî ve ilmî hürriyetine hassasiyeti sebebiyle ve
yöneticilere muhtaç olmadan geçimini temin edebilmenin önemine vurgu yapmıştır. Bu
davranışı “insanlara yük olmadan geçimini sağlama esasına dayanan bir zühd anlayışını telkin
etmek” olarak değerlendirilmiştir. Onun zâhidliğinin en iyi delili, sûfîlerin onu kendi
mübeşşirleri olarak göstermeleridir. Sevrî’nin celâlet-i kadri, kesret-i ilmi, salâbet-i dini, tevsiki,
emaneti hakkında ittifak vardır. Diyanetle, zühd ve takva ile ma’rûf idi. Hattâ : “Sevrî
olmasaydı iffet ve ittika mahvolur giderdi.” denilmiştir.
İlk dönem zâhid ve sûfîlerinden olan Sufyân es-Sevrî’nin daha hayatta iken şöhreti geniş bir
çevreye yayılmıştır. Kelâbâzî (ö. 380/990) onu, ashâbtan sonra sûfîlere ait bilgileri anlatan ve
sûfilerin vecd hallerinden bahseden önemli kimseler arasında saymıştır. O, İmam Ca‘fer es-
Sâdık’ın yanı sıra Ebû Hâşim el-Kûfî (ö. 150/767), İbrahim b. Edhem, Râbia el-Adeviyye (ö.
135/752), Ebû İshak el-Fezârî (ö. 186/802), Fudayl b. İyâz (ö. 187/803), Sufyân b. Uyeyne (ö.
198/814), Şeybân er-Râî , Yûsuf b. Esbât (ö. 196/811), Abdullah b. Mubarek (ö. 181/796),
Hatim el-Esam (ö. 237/852), Abdullah el-Mehdî, Amr b. Kays el-Mulâî (ö. 143/760) gibi
sûfîlerle sohbet etmiştir. Ca‘fer es-Sâdık’tan dünya ve nimetleriyle ilgili önemli nasihatler
dinleyen Sufyân es-Sevrî riyanın inceliklerini Ebû Hâşim el-Kûfî’den öğrendiğini belirtmiştir.
Kaynaklarda Sufyân es-Sevrî’den nakledilen sözler mütalaa olunduğunda onun “zühd devri
tasavvufunun temel kavramlarını güzel bir şekilde açıkladığı” görülmektedir. Sufyân b. Uyeyne
demiştir ki: “Ben helâl ve haramı tefrik hususunda es-Sevrî’den daha âlim kimse görmedim.”
İbnu’l-Mubârek de der ki: “Ben bin yüz kimseden yazdım; Sufyân’dan efdal bir kimseden
yazmadım.”
Sufyan es-Sevrî “mezâhib-i sitte-i metbûa sâhiblerinden” büyük fakihlerden olarak bir mezhebin
kurucusudur. Onun mezhebine Cuneyd-i Bağdâdî (ö. 298/911) gibi döneminin âlimlerinden bir
kısım zevat tâbi bulunmaktaydı. Ancak bu mezheb takîb edilmemiştir. Ehl-i beyte yakınlığıyla
bilinen Sufyân’ın genel tavrının hocası İmam Ca‘fer es-Sâdık gibi siyasetten uzak durma ve
aktif muhalefet ortaya koymama yönünde olduğunu ifade edilmektedir. Sufyân es-Sevrî, birçok
hadîs-i şerif rivayet etmiştir. Şu hadîs-i şerif de bu cümledendir:
Rasul-i Ekrem (sallallâhu aleyhi ve’s-selem) buyurmuştur ki: Dört huy vardır ki,
bunlar her kimde tamamen bulunursa hâlis bir münafık olur. Ve her kimde
bunlardan biri bulunursa kendisinde, bunu terk edinceye değin nifaktan bir haslet
bulunmuş olur; şöyle ki: Emniyet edildiği zaman hiyânet eder, söz söylediği
zaman yalan söyler, ahd-u eymanda bulunduğu zaman gadreder, münâkaşa ettiği
zaman sövüp sayar.
Sufyân es-Sevrî’nin Tefsîrinin Özellikleri
“II/VIII. yüzyıla ait ilk sistemli rivayet tefsîri çalışmalarından biri olup et-Taberî (ö. 310/922)
tefsîrinin önemli kaynaklarındandır. Mekkeli müfessirlerden yaptığı rivayetler ekseriyeti teşkil
etmektedir. Bu sebeple tefsîri tabiîn dönemi Mekke müfessirlerinin görüşlerini yansıtır. Sufyân
es-Sevrî tefsîrin Said bin Cubeyr, Mucahid, İkrime ve ed-Dahhak’tan alınmasını söylemiş, tefsîr
rivayetlerinde Mucahid’e öncelik vermiştir. Günümüze ulaştığı bilinen Râmpûr Rızâ
Kütüphanesinde kayıtlı tek nüshası İmtiyaz Ali Arşî tarafından Tefsîru Sufyâni’s-Sevrî adıyla
neşredilmiş [Râmpûr 1965], daha sonra bir heyet tarafından gözden geçirilerek tekrar
yayımlanmıştır [Beyrut 1983]. Basralı öğrencilerinden Ebû Huzeyfe Mûsâ b. Mes’ûd en-
Nehdî’nin rivayetine dayanan ve muhtemelen 111/IX. yüzyıla ait olan bu nüsha eksiktir. Bakara
sûresiyle başlayıp Tur sûresiyle sona erer; arada Muhammed ve Duhân sûreleri de
bulunmamaktadır. 49 surenin tefsîrinde 911 rivayet yer almaktadır. Sûrelerin tertibi Hz. Osman
mushafının tertibine uygun olmakla birlikte erken dönem tefsîrlerinin genelinde olduğu gibi
âyet sırası gözetilmemiş ve birçok âyet atlanmıştır. Bu da es-Sevrî’nin, anlaşılması güç kelime
ve ifadeler hakkında rivayete dayalı kısa açıklamalarla sınırlı harfî tefsîr anlayışına bağlanabilir.
Nitekim bir iki istisna dışında dil inceliklerine dair açıklamalar, şiirle istişhâd, fıkhî ya da itikadî
görüş ve yorumlar yer almaz.”
İlgili Literatür
Sufyân-ı Sevrî’nin Halîfe Hârûn er-Reşîd’e Meşhûr Cevâbî Mektubu. Mustafa Kuzuk (Çev.), Mehmed Ergün.
Diyanet İlmi Dergisi X/110-111: 307-310.
Albayrak, H. (1992). Kur’ân’ın Bütünlüğü Üzerine. İstanbul: Şule Yayınları.
_______. Paçacı, M., Gözeler, E. (2006). Tarih İçinde Tefsir ve Tefsir Eğilimleri. Mehmet Paçacı ve İsmail Hakkı
Ünal (Ed.), Kur’an ve Hadis İlimleri içinde (s. 147-186), Ankara: Ankuzem Yayınları.
_______. (2009). Tefsîr Usûlü. İstanbul: Şule Yayınları.
_______. (2011). Tarihin İçinden Kur’an’ı Algılamak. İstanbul: Şule Yayınları.
Berg, H. (2000). The Development of Exegesis in Early Islam: The Authenticity of Muslim Literature from the
Formative Period. Richmond: Curzon Press.
Beyânunî, Muhammed Ebû’l-Feth. (1984). el-İmam Sufyân es-Sevrî: hayatuhu’l-ilmiyye ve’l-ameliyye. Beyrut:
Dârû’s-Selâm.
Bilmen, Ö.N. (1960). Büyük Tefsîr Tarihi. Ankara: Diyanet İşleri Reisliği.
Cerrahoğlu, İ. (1970). Sufyân b. Sa’îd es-Sevrî ve Tefsîri. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi XVIII: 23-
34.
________. (1996). Tefsîr Tarihi. Ankara: Fecr Yayınevi.
________. (1997). Tefsîr Usûlü. Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı.
El-Dâvûdî. (1972). Tabakâtu’l-mufessirîn. tah. ‘Alî Muhammed ‘Umar. Kahire.
Demirci, M. (2001). Tefsîr Usulü ve Tarihi. İstanbul: İFAV Yayınları.
Paçacı, M., Ünal, İ.H. (Ed.) (2006). Kur’ân ve Hadis İlimleri. Ankara: Ankuzem Yayınları.
Meşhedani, Haşim Abduyasin. (1981). Sufyân es-Sevrî ve eseruhu fî’t-tefsîr. Bağdâd: Dâru’l-Kitâb.
Özdirek, R., Çavuşoğlu, A.H., Tek, A. (2010). Süfyan es-Sevrî. DİA 38: 23-28.
Sahabe’den Günümüze Allah Dostları. (2003). Said Aykut, Enver Günenç, Yahya Atak, Abdülhamit Birışık, Fuat
Aydın (Çev.), İstanbul: Şule Yayınları. IV: 345-420 [Ebu Nuaym, Hilyetu’l-Evliyâ, VI: 356; İbnu’l-
Cevzi, Sıfatu’s-Safve, III: 100]
Serinsu, A.N. (2008). Kur’an ve Bağlam. İstanbul: Şule Yayınları.
Sufyân es-Sevrî. (1983). Tefsiru Sufyan es-Sevri. tsh. Ebû Cafer Muhammed. Beyrut: Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye.
Es-Suyûtî. (2004). el-İtkân fî ‘ulûmi’l-Kur’ân. tah. Fevvâz Ahmed Zemerlî. Beyrut.
________. (1976). Tabakâtu’l-mufessirîn. tah. ‘Alî Muhammed ‘Umar. Kahire.
Ez-Zehebî, Muhammed Husayn. (1976). et-Tefsîr ve’l-mufessirûn. y.y.
Örnek Metin
el-Bakara Sûresi
... .... .... .... .... .. ... ...... .. ... ........ .... .... .. ... ........ .... .... ... ..
... ..........
... .... .... ..... .... .... ... .... .... .... ........ ... ...... .... ..... .... .......
.) ..... )..... 7
.... .. ... ...... .. .... .. .... .. .... .. ... .. .... .. ...... ... ...... ... ..... ).....
.)91
.... .. .. ... .... .. ..... .. ... .... .. ... .. .... ..... ...... .... .... ..... ...... ..
.) ..... ..... ..... ... ...... )..... 19
.... .. ..... ... ...... ... ...... ... ..... ..... ...... .. ... ...... ...... ... .... .. .......
.) ........ )..... 11
.... .. ... .... ... ... ... ..... ........ ... ..... .. ..... .... ... ..... ..... .... ).....
.)12
.) .... .. .... ..... .. ....... ... ....... .... .... ..... .... )..... 12
... .... .. ... .... .. ... ... .... ..... ..... ... .. ..... ... ...... ... ...... ... ... ...... ).....
.)12
.... .. ... .... .. ... ...... .. ... .... .. .... .. ... ...... ..... ..... ...... ....... ..
.) ...... .. ......( ... .. ... ..... .... .. ... ...... .... ..... ...... ........ ......( )..... 12
.... .. .... .. ... .... .. ... .. .. .... ... .. .... .. ... .... ... .. ..... .. ... .. .....
.) .. ... ... .... .. ..... .....( )..... 03
.) .... .. ... .... .. ... .... .... ..... ..... ..( ... ..... .. ...... )..... 03
.) ... .... ... ..... ... .... ........ ....... ........ )..... 03
.) ... .... .. ... .... .. ... ..... ..... ... ..... )... ......( ... ... ...... .. )..... 23
.... .. ..... ... .... .. ... .... .. ... )......... ...... ........ )..... 22 ( ... .... ... ..... ......
)23 . ... ... ........ ... ........ ... ..... ...... .. .. .. ...... ... ... )..... 22
.) .... .. .... ... ... ...... ... ...... .... ..... )..... 22
.) ... .... ... ..... .. .... .. ... ...... ... ... .. .... ..... .... .... )..... 21
.) ... .... ... ... ..... .. ....... )..... 21
.) .... .. .. .... .. .... .. ... .... .. ... .. ..... ....... ...... ... .....: ..... )..... 39
.) ... .... ........ ... ...... ....... .. ... ... )..... 31
.) ... .... .. .... ...... ....... ... .... .... ... .... ... )..... 33
... .... .. .... .. ... .. .... ... ... .... ... ... .... .... .... ..... ..... .... .. ....
.) .... .. ..... ... ... ... )..... 32
.) ... .... .. .... .... ..... .... ..... .... ....... .. ...... )..... 31
.) ... .... .. .... ..... .. ... .... ... ... .... ... ... ... )..... 79
.) .... .. .... .. ... .... ... ..... .. ...... ... .. ... .... .... ..... )..... 29
.) ... .... ... ..... ... .... ........ ..... .... )..... 20
.) ... .... .. .... ........ .... ..... ... .... ... ...... )..... 13
.) .... .. .. .... .. .... .. ..... .. .... ... ... .... ..... .... .... ... )..... 13
.) .... .. ... ..... .. ... ..... .. .... ... .. ...... ..... ... ..... )..... 932
.) .... .. ..... .. ... .... ... ... ..... )..... 932
.... .. ..... .. ... .... .. ... .... ..... .... ....... ...... ...... .. ...... ... ....... .. ......
.) )..... 919
.... .. ..... .. ..... .. ... .... .. ... .... ..... ....... ... ..... ...... ... ... ..... .....
.) ..... ..... .... )..... 912
.... .. ... ...... .. .... .. .... ... ..... ..... ..... ..... ...... .... .. ..... ... .... ).....
.)912
.... .. ... ..... .. ... ..... .. ..... ... ... ... .. ...... ..... ... .... .... .... .. ......
.) ... .. .... ....... ..... ..... .... .. ... ....... .. .... ....... .... )..... 912
.... .. .... .. ..... .. .... .. ... ..... .... .. ....... .. ... .... ..... ...... ..... ...
.) ....... ... ... ..... ... .... .. ... ... ... ...... ..... .. ..... ... .... ..... )..... 913
.) .... .. .. .... .. .... .. .... .. ... ..... ....... ... ....... .... )..... 912
en-Nisâ’ Sûresi
..... ... ..... ... .... .. ... .. ..... .. .... .. .... ..... ..... .... .... ..... .. ... .....
.) ... ... .... .... ..... ... .... .... .. .... )..... 9
.) .... .. .. ... .... .. ..... .. ... .... ..... .... ....... .. ........ ..... ..... ....... )..... 9
.... .. ..... .. ....... ..... .... .. .... .. ..... .... ....... .. ........ .... ..... ....
.) ...... ....... .. ....... )..... 9
.) .... .. .. ... .... .. ..... ... ....... ...... ...... ... ...... ....... )..... 1
el-Mâ’ide Sûresi
..... .... .. ..... .. ... ..... ... ..... .... ...... .. ..... .... .... ...... .. ... ... ..... ....
.) ... .. .... ... ..... ....... )..... 9
.... .. .... .. ...... ... .. .... .. ....... ... ... ..... .. .... ..... ..... .. ..... ..... .... ...
.) ..... ...... ...... ...... ........ ... ........ )..... 0
.) .... .. .... ..... ..... ... ..... ...... ..... ..... ... ... ... .... .. ... .... )..... 0
.) .... .. ... .. ..... ..... ..... ..... ...... ... ....... )..... 2
.) .... .. ....... .. ....... ..... .... .. .. .... .. ..... ... .... ........ ... ....... ..... )..... 2
.) .... ... ... ..... ... .... ........ ...... ...... ....... )..... 3
.) ... .... .. ..... ... .... ...... ...... ..... )..... 90
.... .. ... .... .. ... .... .. ... ... ... ... .... ...... ..... ... ... ..... ....... ).....
.)13
.... .. .. .... .. .... ... ... .... .... ... .. .... ... .... .... ...... .. ........ ... .. ....
.) .... ... ... ..... ...... ..... )..... 22
.... .. .. .... .. .... ... ... ... ... .... ... ... .... ... ....
.... .. ... .. .... ... ... .. .... .. ......
.... .. .... .. ... .... .. ... ...... ... ... ...... ... ... ..... .. ... ....... ... .. .... ...
.... .... ... ... ...... ... ... ....... ... ... ... .... .... ...... ...... .. ..... )..... 22 (. ....
.. ..... .. ....... ...... ... .... .. ... ..... .. ... ..... ...... .... ....... ... .... ..... ......
.) )..... 22
.... .. ... .. .... .. .... .. .... .. ...... .. ...... .. ... .... .. .... ... .... .. ...
..... .. ... ... ... ... ... .. ......
.... .. ..... .. ....... ... .. .... ... .... .... ...... .. ........ ... .... .. ... ....... .... ...
.) .... ..... )..... 27
.... .. .... .. ...... ... .. .... ... .... .... ...... .. ........ ... ... ...... ..... .. ... .....
........ .. ...... ........ .. ........
.... .. ..... .. ...... ..... .... .. ... .... ....... .. ....... .. .. .... ... ..... ....
.) .... ....... ... ..... .... )..... 22
.... .. .... .. ...... .. ..... .. .. .... ... ... .. ..... ..... ..... .... ... ...... ....
.) .... .... )..... 29
.... .. .... ...... .. ..... .. .. .... .....
.... .. ..... .. ....... ... .. ... ... .....
.... .. .... .. .... .. ...... .. ..... .... ... ..... ... .... ........ .... ...... .........
.) ........ ... ....... ........ )..... 30
.) .... ... .... ...... .. .... ...... ..... .. .... ... )..... 32
.... .. ... .. ..... .. .... ...... ... .. .... .... .. ... ... .. .. .... ... .... ..... .. .....
... ......
.) ..... ... .. .... ... .... ...... )..... 37
.... .. .... ...... .. ..... .... .... .... ... .. ..... ..... ...... ....... ... .. .. .. ...... ..
.) ... .. ..... )..... 12
.... .. ... .... .. .... .. .... ... ... ... ... ..... ..... ...... ..... ... ... ..... ......
.) )..... 13
.... .. .... .. ... ... .. .... .. ... .... .. ... .... ... ..... ..... ...... ... .... ..... ...
.) ... ...... )..... 930
.) .... .. .... .. .... ... ....... .. ...... ... ........ )..... 930
.... .. ...... .. ..... ... .... .... ..... ..... .... ..... ... ....... .. ....... .. ... ... ).....
.)931
Tâhâ Sûresi
.) .... .. .... .. ..... ... ..... ..... )..... 9
.... .. ... .... .. ...... .. .... .... .... ..... ... .... .. .... .. .... ..... .. .. .....
.) .. )..... 7
.... .. .... ...... .. ... ..... .. ... .. ... .... .. ..... ... ...... ...... ..... ... ..... ..
.) ... .... ... ..... ... .. ... ..... ... )..... 91
.) .... .. .... .. .... .. .... .. ... .. ... .... ... ..... .. ... .... ... )..... 91
.... .. .... .. ..... .....
.) .... .. ...... ... .. ..... ... .... .... ...... ...... ... .... ....... )..... 90
.) .... .. .... ...... .... .... ...... ... .. .. .... )..... 92
.) .... .. .... .... .... .... ..... .... )..... 92
.) .... .. .... ... ... ..... ...... ... .... ..... .. ... ... ... )..... 11
.) .... .. .... .... .. .... ... ..... )..... 23
.) .... .. ... .. .... .. .... .. .. .... ..... ..... ...... .... )..... 23
.) .... .. .... ... ... ..... ..... )..... 20
.) .... .. .... .... ..... ... .. ... ... .. .... ....... ..... .. ... ..... ..... )..... 21
.... .. .... ... ... ......
.) .... .. ...... .. ... ... .. ... ... ...... ........ ...... ... .... ..... )..... 30
en-Neml Sûresi
..... .... .. ...... .. ... .... .. ..... .. ... ...... .. .... .... .. .... ..... ... .... ......
.) ... ..... .. ..... )..... 92
el-Kasas Sûresi
92 ..... ) .... .... ....... ... ... .... .. ..... ... ... ...... .)
.... .. .... .. ...... ... ... .... .. .... ..... .... .... .... ....... ... .... ... ... .....
.) .. .... ...... .... ... ....... )..... 12
.... ... ..... ..... .. ...... ... .. .... .. ....... ... .. ...... ....... .. ... .. ....... ).....
.)23
.) .... .. .... ... .... ... .. .... .. .... )..... 22
el-‘Ankebût Sûresi
.... .. ... .... .. ..... .. .... ... .... ..... .. ...... .. ...... .... ... .. ...... ... ...... ....
.) ..... .. ..... ... ....... )..... 9 . 1
.... .. .... .. ...... .. ... .... .. ..... ... ..... .. .... .. .... .... .... .... ....... ........
.) ........ .... .. .... .... .... ..... .... .. ..... .... )..... 22
.... .. .... .. ..... ....... ... ...... ... ..... .. .... ... ..... ..... .... ... ... ....... ...
.) ....... ... .. ...... ... ... ...... )..... 23
.... .. ...... .. ... ... .. .... .. .... .. .... ..... ..... ..... .. .... ..... .... ... ....
.) ........ ....... )..... 23
er-Rûm Sûresi
.... .. ..... .. ....... ..... .. ...... ...... .... .. ...... .. ...... ... ...... ........ .........
.) ...... .. .... ... ....... .. ....... .. ...... ... .. ...... .. ...... )..... 7
.... .. .... .. ..... .....
.... .. .. ... .... .. ..... .. .... ... ..... .. ... ...... .. ..... ..... ... ..... ... .... ... .. .......
.) )..... 01
.... .. ..... .. ... ...... .. .... .. .... ... .. ..... .... ....... ..... ......
.... .. ... .. ..... .. .... ...... .. .... ...... ... .. .... ... .. ... ... ..... ... ....... ....
.) )..... 29
el-Feth Sûresi
.... .. .... .. .... .. ..... .. .... .. ... .. .... ....... .... ...... ... .. ... ... .... ..... ....
.) )..... 13
.... .. ..... .. ..... ... .. ... ... .....
.... .. ... .... .. .... .. ..... .....
.) .... .. .... ...... .. ..... .. .... ...... .. ...... ... ...... ........ )..... 11
.... .. ..... .. ..... ... .. .......
el-Hucurât Sûresi
.... .. ... .... .. .... .. .... .. .... ........ ..... ....... .... ... ...... ... .... ....
.) ........ ... ....... )..... 90
.... .. .... .. ... .. ... .. ..... .. .... .... ....... .... .. .. ...... .... ..... ...... ...
.) ........ ... .... ..... ...... )..... 92
Kâf Sûresi
.... .. .... .. ... .. ... ..... .. ..... ... ..... ..... .... .. ..... ... ..... ....... ... .......
.) .... .... .... .... ...... .... ...... .... .. ... ..... ........ .... .... ... ..... )..... 93
.... .. .... .. ..... ... ... .... ..... .... ....... ... ...... .... .... .... .... .. ....
... .. ..... ...... .. ... .... ..... ........ ...... ... ...... .. ... .... ... .... .. .... ).....
.)02
ez-Zâriyât Sûresi
.) .... .. .... .. ..... .. .... ... .. ... ..... ...... ... ...... )..... 90
.) .... .. ..... .. ....... .. .... ..... ..... .. ..... .. ...... ... ..... ..... .. ...... )..... 97
.... .. ...... .. ... .. ...... ... ..... ..... .. ......
.) .... ... .. ..... ... .... ..... .... ... ... )..... 12
.... .. .. .... .. ... .. .... .. .... ... .... .... ...... ... ....... ... .. ..... .... .. ......
.) ........ )..... 23
Okuma Parçası
İlmî Şahsiyeti. Zamanının bütün ilim merkezlerini dolaşıp önde gelen âlimlerin birçoğuna
öğrencilik yaparak oldukça zengin bir ilmî birikim elde eden Süfyân es-Sevrî tebeu’t-tâbiîn
devrinin en büyük tefsîr, hadis ve fıkıh âlimlerindendir.
1. Tefsîr. İbn Abbas’a dayanan Mekke tefsîr ekolünün birikimini hocaları İbn Cüreyc, A’meş ve
Abdullah b. Ebû Necîh’ten alan Sevrî tefsîrde Mücâhid’i otorite kabul ederdi. Onunla birlikte
Atâ b. Ebû Rebâh, Katâde b. Diâme ve İbn Şihâb ez-Zührî gibi tabiîn dönemi müfessirlerinin
rivayet ve eserlerinin sonraki nesillere aktarılmasının yanı sıra II/VIII. yüzyılda rivayet tefsîrinin
gelişiminde önemli bir yere sahiptir. Müteşâbih âyetlerin te’vil edilmesini doğru bulmayan
Sevrî’nin daha ziyade anlaşılmayan kelime ve ifadelerin açıklaması niteliğinde bir tefsîr
anlayışına sahip olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca Âsim b. Behdele ve Hamza b. Habîb’den kıraat
öğrenen Sevrî, kırâat-i aşereden sayılan bu iki kıraatin ilk râvilerindendir. Yine şâz kıraatlerden
A’meş kıraatini de rivayet etmiştir.
2. Hadis. İlim yolculukları sayesinde Kûfe’nin yanı sıra Mekke, Medine, Basra ve Dımaşk’ın
hadis ve sünnet birikimini şahsında toplayan Süfyân es-Sevrî 11/VIII. yüzyılda bu birikimi
konularına göre tasnif eden ilk muhaddislerdendir. Bu sebeple hadislerin ve sünnet bilgisinin
sonraki nesillere aktarılmasında çok önemli bir yere sahiptir. el-Câmi’u’l-kebîr ve el-Câmi’u’ssağir
adlı eserleri İbn Cüreyc, Ma’mer b. Râşid ve Mâlik b. Enes gibi âlimlerce tedvin edilen
benzer çalışmalar gibi bu nakil faaliyetinin temel kaynakları arasında kabul edilir... Onun bir
diğer özelliği hadisleri fıkıh bablarına göre tasnif eden ilk muhaddislerden olmasıdır. Bu konuda
Ebû Hanîfe’den yararlandığına dair rivayetlerin yanı sıra hocası İbn Cüreyc’in tasnifini esas aldığını
gösteren rivayetler de bulunmaktadır (Hüseyin b. Ali es-Saymerî, s. 73-76; Özpınar, s. 89,
206, 327). Evzâî, Ma’mer b. Râşid, Abdullah b. Avn ve İmam Mâlik gibi hocaları ya da
akranlarının kendisinden rivayette bulunduğu Sevrî’nin öğrencileri arasında onun rivayetlerini
sonraki nesillere aktaran en meşhur ve muteber râviler Abdurrahman b. Mehdî, Yahya b. Saîd
el-Kattân, Vekt b. Cerrah, Ubeydullah b. Abdurrahman el-Eşcaî, Abdullah b. Mübarek, Ebû
Nuaym Fazl b. Dükeyn, Muhammed b. Yûsuf el-Firyâbî, Muâfâ b. İm-rân, Şu’be ve Süfyân b.
Uyeyne’dir... Süfyân es-Sevrînin rivayet ettiği hadisler konusunda mevcut en önemli kaynak
Yemenli öğrencisi Abdürrezzâk es-San’ânî’nin el-Musannefidir.
Hadis birikiminin aktarılmasının yanı sıra hadis rivayetleri arasındaki ihtilâfların giderilmesi
konusunda otorite kabul edilen Sevrî aynı zamanda râvi tenkidiyle meşgul olan, dolayısıyla cerh
ve ta’dîl ilminin doğuşuna katkıda bulunan ilk muhaddislerdendir.
Hadiste isnadın önemine işaret eden, “İsnad müminin silâhıdır, silâhı olmayan savaşamaz” sözü
ona aittir. Öte yandan hadislerdeki garîb kelimeler (garîbü’l-hadîs) üzerinde duran ilk tebeu’ttâbiîn
âlimlerindendir. Hadis ilmi konusunda sahip olduğu bütün bu vasıflar sebebiyle kendisine
“emîrü’l-mü’minîn fi’l-hadîs” unvanı verilmiştir. Hadislerin yazılmasına çok önem vermekle
birlikte yalnızca hafızası kuvvetli ve zeki olanların hadis rivayet etmesi gerektiğini düşünen
Sevrî hadis rivayetinde semâ yöntemini tercih etmiştir. Ancak Yemen’de hadis öğrenmeye
meraklı öğrencilerinin sayısının az ve genellikle hafızalarının zayıf olması yüzünden imlâ
yöntemiyle hadis rivayet etmeye de başlamıştır. Güçlü hâfızasıyla meşhur olmasına ve
hafızasının kendisini hiç yanıltmadığını söylemesine rağmen hadislerin ancak manen rivayet
edilebileceği kanaatindeydi.
Hadis ilmine büyük hizmetleri olan Süfyân es-Sevrî’den hadis ilminin değeri konusunda
birbiriyle çelişen söz ve uygulamalar rivayet edilmiştir. Bir yandan hadisle meşgul olmayı
Allah’a ulaşmanın en iyi yolu ve ilimlerin en hayırlısı diye nitelendirip nafile ibadete tercih
ederken öte yandan bu ilmin âhiret azığı değil dünyalık bir meşgale olduğunu söylemiş,
öğrencilerini bu konuda aşırıya kaçmamaları ve hadis ilminin cazibesine kapılmamaları
konusunda uyarmıştır. Nitekim benzer bir uyarı, meşhur sûfî İbrahim b. Edhem ve Râbia el-
Adeviyye tarafından kendisine de yapılmıştır. Zehebî’nin de belirttiği gibi (Alemü’n-nübelâ’,
VII, 274; Tezkiretü’l-huffâz, I, 205) bu uyarılar, o dönemde hadis rivayetinin büyük bir şöhret
vesilesi olması ve kişiye birtakım maddî menfaatler sağlamasıyla ilgili olup bilhassa zâhid
kişiliğiyle öne çıkan âlimler bu konuda titiz davranmışlar ve bu ilmin amaç haline getirilmemesi
gerektiğini hatırlatmışlardır.
3. Fıkıh. Sevrî, sahip olduğu hadis ve sünnet birikimini esas alarak yaşadığı dönemin fıkhî
meseleleri hakkında fetvalar vermiş, fıkıh alanında görüşleri esas alınan bir otorite haline
gelmiştir. Abdullah b. Mes’ûd’a dayanan Kûfe fıkıh geleneğinin temsilcilerinden Ebû İshak es-
Sebîî, A’meş ve Hammâd b. Ebû Süleyman’a öğrencilik yapmış olmakla birlikte özellikle İbn
Şübrüme ve İbn Ebû Leylâ’nın yolunu takip eder. Kûfeli hocalarından aldığı fıkıh bilgisi ve
nosyonunu Mekke, Medine, Basra ve Şam bölgelerinin zengin hadis ve sünnet birikimiyle bir
araya getirmiş, gerek döneminde gerekse daha sonraki yüzyıllarda bilhassa ehl-i hadîs eğilimine
sahip olan âlimlerce Ebû Hanîfe’ye karşı Kûfe fıkhının temsilcisi diye öne çıkarılmıştır. Ali b.
Medînî, İbn Mes’ûd’un fıkhının İbrahim en-Nehaî’den sonra Süfyân es-Sevrî’ye intikal ettiğini
ifade eder (el-‘İlel, s. 47, 52).
Ahmed b. Hanbel ve takipçilerinin hadiste ve fıkıhta ehl-i Irak’ın imamı olarak Süfyân es-
Sevrîyi kabul ettiklerini belirten İbn Teymiyye ise genellikle ehl-i Irak’ın bid’atçılıkla
suçlanmasına sebep olan re’yin Sevrî söz konusu olduğunda eleştirilmediğini söyler (Mecmuatu
fetâvâ, XX, 329-330, 583). Onun hakkındaki tek menâkıb kitabını Hanbelî Ebü’l-Ferec İbnü’l-
Cevzî’nin yazmış olması da bu açıdan dikkat çekicidir. İbnü’l-Cevzî’nin eseri günümüze
ulaşmamışsa da Zehebî tarafından yapılan ihtisarı mevcuttur (bkz. Bib.)… Fetva verme
konusunda çağdaşı Ebû Hanîfe’ye göre daha ihtiyatlı davranması ve kendisinden önceki
fakihlerin görüşlerine daha fazla bağlılık göstermesi, hadislerin zahirî mânalarına bağlı kalarak
yorum yapmaktan kaçınmayı bir edep şeklinde değerlendirmesi onu ehl-i hadîs çizgisine
yaklaştıran özellikleridir.
Sevrî’nin fıkhî görüşleri de büyük ölçüde Kûfe fıkhı ve Ebû Hanîfe’nin temsil ettiği ehl-i re’yin
görüşleriyle paralellik arzetmektedir. Namazda besmelenin gizli okunacağı, rükûdan sonra
ellerin kaldırılmayacağı, cemaatle kılınan namazlarda cemaatin Fatiha okumayıp âmini gizlice
söyleyeceği, ezan gibi kametin de ikişer ikişer okunması, namazda gülen kişinin abdestinin de
bozulacağı, vitir namazının üç rek’at kılınıp Kunut’un rükûdan önce yapılacağı, cuma
namazının şehir hükmündeki bir yerleşim yerinde kılınması gerektiği, ziynet niteliği taşıyan
altından zekât verileceği, kaybolan kocanın ölümüne hükmedilmediği sürece eşinin
boşanamayacağı, ölen kişinin sahip olduğu hakların vârislerine intikal etmeyeceği, kadınların
şahitliğinin had ve kısas dışında kabul edileceği, irtidad suçu işleyen kadınlara ölüm cezası
verilmeyeceği gibi görüşleri buna örnek olarak gösterilebilir.
Sevrî’nin ferâiz risalesi dışında fıkhî görüşlerini içeren herhangi bir eseri günümüze
ulaşmamıştır. Ancak öğrencilerinden Abdürrezzâk es-San’ânî’nin el-Muşannef’i ve Ebû İshak
el-Fezârî’nin Kitâbü’s-Siyer’i ile Muhammed b. Nasr el-Mervezî, Taberî, Tahâvî, İbn Abdülber
en-Nemeri gibi erken dönem âlimlerinin ihtilâfü’l-fukahâ türü eserleri onun fıkhî görüşlerini
bugüne ulaştıran kaynaklardır. Bir Şafiî fakihi kabul edilen Mervezî’nin İhtilâf ü’l-fukahâ’sı
bunlar arasında özel bir öneme sahiptir. Zira Mervezî, hemen hemen bütün fıkhî meseleler
hakkında önce Sevrî’nin görüşünü verip ardından ashâb-ı re’y (Kûfiyyûn), Mâlik, Şâfıî ve
ashâb-ı hadîsin görüşlerini kaydeder.
Sevrî Mezhebi. Süfyân es-Sevrî’nin rivayet ettiği hadisler gibi fıkhî görüşleri de kısa zamanda
bütün İslâm dünyasına yayılmış ve onun adıyla anılan mezhep yaklaşık beş asır boyunca meşhur
fıkıh mezheplerinden biri halinde varlığını sürdürmüştür. Sevrî’yi fıkıhta da bir imam olarak
kabul eden öğrencilerinin bu gelişmede çok önemli bir payı vardır. Bunlardan Yahya b. Saîd el-
Kattân Basra’da, Yahya b. Ebû Zaide Kûfe’de, Ubeydullah b. Abdurrahman el-Eşcaî Bağdat’ta,
Muâfâ b. İmrân ile Ebû İshak el-Fezârî Şam’da, Sa’d (Sa’deveyh) b. Saîd el-Cürcânî Cürcân’da,
Ebü’l-Münzir Nu’mân b. Abdüsselâm, İsâm (Cebr) b. Yezîd b. Aclân ve Hüseyin b. Hafs
İsfahan’da bir yandan el-Câmiu’l-kebîr’i rivayet ederken bir yandan da bizzat derlemiş oldukları
Sevrî’nin fıkhî görüşlerini kendi öğrencilerine aktarmışlar ve bu görüşlere göre fetva
vermişlerdir. Bu sayede Sevrî mezhebi V/XI. yüzyıla kadar Bağdat ve çevresiyle Şam’da,
VII/XIII. yüzyıl sonlarına kadar Dînever, Kazvin, Cürcân, İsfahan ve Horasan bölgesinde
varlığını sürdürmüş, özellikle Dînever ve çevresinde etkili olmuştur.
Bu çevrede Süfyân es-Sevrî’nin mezhebini benimseyenleri tanımlamak üzere Sevrî ya da
Süfyânî nisbeleri yaygın biçimde kullanılmıştır. Bişr el-Hâfî, Hamdûn el-Kassâr, Muhammed b.
îsâ b. Amraveyh el-Cülûdî, Ebû İshak el-Belûtî ve Ebû Hafs ed-Dûnî gibi sûfîlerin Sevrî
mezhebine mensup olması onun aynı zamanda zühd hareketinin ilk temsilcilerinden
sayılmasıyla ilişkilendirilebilir. Kaynaklar, Bağdat Mansûr Camii’nde Sevrî mezhebine göre
fetva veren son fakih olarak 404 (1014) yılında vefat eden Ebû Bekir Abdülgaffâr b.
Abdurrahman ed-Dîneverînin ismini kaydeder (Safedî, XIX, 16; İbn Tağrîberdî, IV, 238).
VIII/XIV. yüzyıl tarihçilerinden Zehebî bu yüzyıldan itibaren dört mezhep dışında yaşayan fıkıh
mezhebi kalmadığını belirtir (A’lâmü’n-nübelâ’, VIII, 92).
4. Kelâm. Süfyân es-Sevrî’nin, döneminde ortaya çıkan kelâm tartışmalarıyla ilgili tavrı
konusunda farklı bilgiler bulunmaktadır. Eyyûb es-Sahtiyânînin engellemelerine rağmen Basra
Mu’tezile ekolünün önde gelen isimlerinden Amr b. Ubeyd ile görüştüğüne ve Ebû Salih Şuayb
b. Harb el-Bağdâdî el-Medâinî adlı bir yakınının isteğiyle temel itikadı meseleler hakkındaki
görüşlerini ona yazdırdığına dair rivayetlerin yanı sıra bu tür tartışmaları bid’at kabul ederek
uzak durduğuna dair bilgilere de rastlanmaktadır (Kâdî Abdül-cebbâr, s. 243; Lâlekâî, I, 151;
Ebû Nuaym el-İsfahânî, VII, 33-34; Zehebî, Tezkiretü’l-huffâz, I, 206; Ess, I, 224, 226).
Kaynak: Recep Özdirek, Ali Hakan Çavuşoğlu ve Abdurezzak Tek, “Süfyan es-Sevrî”, DİA, 38: 23-28.
Uygulama Çalışması
Mü’minlerin-münafıkların-kafirlerin
sıfatları/nitelikleri
... ......... -... ........ -... ........
Denkler: eşler/ortaklar
..... : ......
Rengi tek/belirli (ve) tadı/lezzeti farklı
....... .... .... ..... ....
Ahde vefa gösterin/sözünüzü tutun yani
emrimi (tutun/buyruğuma uyun); sözümü
tutayım yani buyruğuma uymanızın
sonuçlarına (eriştireyim)
..... ..... ... ..... )... ......( ... ...
...... ..
Sizleri halk eden/yoktan var eden
Halikınız/Yaradıcınız
... ...... ... ...... .... .....
“Fûm” ekmek anlamındadır.
... .....: .....
(Hayvanın) üzerinde ne leke ve ne iz var!
..... .. ... .... ... ... .... ... ... ...
Cuma günü(ne denk gelen) Arefe günü nazil
olmuştur.
... ... ... .... .. ... ....
Gözden Geçir
. Sufyân es-Sevrî kimdir?
. Sufyân es-Sevrî’yi tefsîr ilminde hususi konuma taşıyan sebepler nelerdir?
. Sufyân es-Sevrî’nin tefsîrinin temel kaynakları nelerdir?
. Sufyân es-Sevrî’nin tefsîr alanında önde gelen üç talebesinin isimlerini veriniz.
. Sufyân es-Sevrî’nin tefsîrinin adı nedir?
. Sufyân es-Sevrî’nin tefsîrinin özelliklerini nasıl özetlersiniz?
Değerlendirme Soruları
1. Aşağıdaki cümlelerden hangisi Sufyân es-Sevrî hakkında yanlış bilgi içermektedir?
a. Sufyân es-Sevrî tabiîn kuşağı âlimlerindendir.
b. Sufyân ilk hadis bilgisini genç tabiîn kuşağından ve Kutub-i Sitte’de rivâyetleri
bulunan güvenilir bir muhaddis olan Babası Saîd’den almıştır.
c. Amcası Hamza, kardeşleri Ömer ve Mubarek ile yeğenleri Ammâr b. Muhammed ve
Seyf b. Muhammed Kutub-i Sitte müellifleri tarafından güvenilir kabul edilen
muhaddislerdir.
d. Sufyân es-Sevrî güçlü hafızası sayesinde kısa zamanda pek çok hadis ezberleyip
rivayet etmeye başladı.
e. Sufyân es-Sevrî hadîs hazînesini yazı ile ilk tesbit edenlerden olmakla ilim çevrelerinde
meşhur oldu.
2. Aşağıdaki cümlelerden hangisi Sufyân es-Sevrî’nin hadis ilmindeki hususiyetini ifade
etmektedir?
a. Hadîs hazînesini yazı ile ilk tesbit edenlerden olması
b. Babası Saîd güvenilir bir muhaddis olması
c. Babası, amcası, kardeşleri yeğenlerinin güvenilir kabul edilen muhaddisler olması
d. Otuz yaşlarında iken ders okutmaya başlaması
e. 130 tabiîn âlimiyle görüşmesi
3. Sufyân es-Sevrî pek çok defa Hicaz’a gitmiştir. Bu seyahatlerinin temel sebebi
aşağıdakilerden hangisidir?
a. Hac ve ilim tahsili
b. Hac yapmak
c. Muhaddislerle görüşmek
d. Siyasetin baskısından uzaklaşmak
e. Mücavir olarak kalmak
4. Sufyân es-Sevrî’nin dolaştığı beldelerde ilim aldığı tabii âlimleri ve döneminin âlimlerinin
sayısı aşağıda hangi şıkta doğru verilmiştir?
a. 130 tabiîn âlimi- yaklaşık 600 alim
b. 30 tabiîn âlimi- yaklaşık 100 alim
c. 60 tabiîn âlimi- yaklaşık 100 alim
d. 60 tabiîn âlimi- yaklaşık 600 alim
e. 30 tabiîn âlimi- yaklaşık 100 alim
5. Sufyân es-Sevrî kaç yaşlarında iken ders okutmaya başlamıştır?
a. Otuz
b. Yirmi
c. Otuz beş
d. Kırk
e. Yirmi beş
6. Sufyân es-Sevrî, zâhid kişiliğine rağmen ticaretle meşgul olmasını ve servet edinmesini
eleştirenlere verdiği cevaplarda özellikle fikri ve ilmi hürriyetine hassasiyeti sebebiyle ve
yöneticilere muhtaç olmadan geçimini temin edebilmenin önemine vurgu yapması nasıl
değerlendirilmiştir?
a. İnsanlara yük olmadan geçimini sağlama esasına dayanan bir zühd anlayışını telkin
etmek
b. İnsanlara yük olmadan geçimini sağlamak
c. Bir zühd anlayışı telkin etmek
d. Tasavvufi yaklaşımı
e. Zahidlikteki hali
7. “___ onu, ashaptan sonra ___ ait bilgileri anlatan ve ___ vecd hallerinden bahseden önemli
kimseler arasında saymıştır.” cümlesindeki boşluklar aşağıdaki hangi şıkta doğru verilmiştir?
a. Kelâbâzî - sûfîlere - sûfilerin
b. Râzî - sûfîlere - sûfilerin
c. Kelâbâzî - kelama - mütekelliminin
d. Gazzâlî - sûfîlere - sûfilerin
e. Abdullah b. Mübarek - sûfîlere - sûfilerin
8. Aşağıdaki ibarede Sufyân es-Sevrî hangi sûrenin ilk âyetlerini yorumlamaktadır?
... .. ... .... .... .... .... .. ... ...... .. ... ........ .... .... .. ... ........ .... ....
... ..........
a. Bakara sûresi
b. Al-i İmrân sûresi
c. Tevbe sûresi
d. Nisâ sûresi
e. Mâide sûresi
9. Sufyân es-Sevrî aşağıdaki ibarede Rûm suresinin 39. âyetindeki ..... kelimesini nasıl
yorumlamaktadır?
.... .. .. ... .... .. ..... .. .... ... ..... .. ... ...... .. ..... ..... ... ..... ... .... ... .. .......
a. .. .......
b. .. ......
c. .. ......
d. .. .......
e. .. .......
10. Sufyân es-Sevrî aşağıdaki ibarede Fetih suresinin 29. ayetindeki ...... .. ...... ibaresini
nasıl yorumlamaktadır?
.... .. .... ...... .. ..... .. .... ...... .. ...... ... ...... .........
a. ...... ........
b. ...... . .....
c. ..... . ......
d. ...... . .......
e. ....... . .....
Yahyâ b. Ziyâd el-Ferrâ. < 65
İbn Abbâs
Prof. Dr. Ahmet Nedim Serinsu
Mukâtil b. Suleymân
Prof. Dr. Mehmet Akif Koç
Sufyân es-Sevrî
Prof. Dr. Ahmet Nedim Serinsu
Yahyâ b. Ziyâd el-Ferrâ.
Dr. Esra Gözeler
Ebû Ubeyde Ma‘mer b. el-Musennâ
Prof. Dr. Mehmet Akif Koç
İbn Cerîr et-Taberî
Prof. Dr. Mehmet Akif Koç
Ebû Mansûr el-Mâturîdî
Prof. Dr. Halis Albayrak
Ebû el-Hasan el-Mâverdî
Prof. Dr. Salih Akdemir
Ebû Muhammed el-Bağavî
Prof. Dr. Salih Akdemir
Ez-Zemahşerî
Prof. Dr. Halis Albayrak
TEFSÎR METİNLERİ I
4
66 > 4. Ünite
Ünitede Ele Al›nan Konular
• Yahyâ b. Ziyâd el-Ferrâ.’ın Hayatı
• Yahyâ b. Ziyâd el-Ferrâ.’ın Tefsîrinin Özellikleri
• İlgili Literatür
• Örnek Metin
• Okuma Parçası
Yahyâ b. Ziyâd el-Ferrâ. < 67
İlk örnekleri erken dönemde oluşan tefsîr telif tarzlarından biri de
dilbilimsel tefsîrdir. Tefsîr Metinleri I kitabınızın dördüncü ünitesi
dilbilimsel tefsîr müellifi Ferrâ. ve eseri Me‘ânî’l-Kur’ân’ın genel bir
tanıtımını yapmaktadır. Bu ünitede İslâm tefsîr geleneğinin erken
dönem örneklerinden, Kûfe dil okuluna mensup ve eserinden seçilen
metinler örnekliğinde tefsîri ve telif tarzı ele alınacaktır. Ünitenin
girişinde öncelikle Ferrâ.’ın ilmî tahsili ekseninde hayatı hakkında özlü
bilgiler sunulmuştur. Me‘ânî’l-Kur’ân’ın telif tarzı hususiyeti kısaca
anlatılmış ve tefsîrinden örnek metinler sunulmuştur. Ünitede “İlgili
Literatür” başlığı altında müellif ve eseri üzerine yapılan akademik
araştırmalardan müteşekkil bir literatür yer almaktadır. Müfessir ve
eserini yazma sebeplerinin açıklandığı bir okuma parçası takdim
edilerek ünitenin daha iyi anlaşılması amaçlanmıştır. Bu ünite
hazırlanırken ilgili literatürde sunulan eserlere müracaat edilmiştir.
Ünite Hakk›nda
68 > 4. Ünite
Bu üniteyi tamamladığınızda;
• Erken dönem tefsîr örneklerini mütalaa edeceksiniz.
• Ferrâ.’ın hayatını ve tefsîr tarihindeki yerini öğreneceksiniz.
• Ferrâ.’ın eseri özelinde dilbilimsel tefsîrlerin özelliklerini
kavrayacaksınız.
• Tefsîr kitâbiyâtının kaynaklarından ve telif tarzlarından biri olarak
dilbilimsel tefsîri inceleyeceksiniz.
• Tefsîr tarihinde ortaya çıkan dilbilimsel tefsîr eğilimini örnekleriyle
öğreneceksiniz.
• Dilbilimsel tefsîr yazma nedenlerini tartışacaksınız; bu tür tefsîrlerin
yöntem ve kaynak bakımından farklılıklarını göreceksiniz.
• Arapça metinler örnekliğinde tefsîr terminolojisinin kullanımını
inceleyeceksiniz.
• Ferrâ.’ın tefsîr yöntemini öğreneceksiniz.
• Ferrâ.’ın tefsîrindeki kaynaklarını değerlendireceksiniz.
• Ferrâ.’ın diğer tefsîr eserlerine kaynaklık değerini analiz edeceksiniz.
• “İlgili Literatür” başlığı altında Ferrâ. ve eseri hakkında yapılan ilmî
çalışmaları tanıyacaksınız.
Ö¤renme Hedefleri
Yahyâ b. Ziyâd el-Ferrâ. < 69
Bu üniteyi çalışırken;
• Tefsîr usûlü bilgilerinizi gözden geçiriniz.
• Ferrâ.’dan önceki tefsîr faaliyetlerini inceleyiniz.
• Bu üniteyi, kitabınızın diğer üniteleri bütünlüğünde ve özellikle 5.
ünitesi olan “Ebû Ubeyde Ma‘mer b. el-Musennâ” ile karşılaştırarak
analiz ediniz.
• Basra ve Kûfe dil okullarının Arap dilinin tespitine katkılarını
karşılaştırınız.
• Ünitenin sonundaki uygulama çalışmaları örnekliğinde ve Arapça
sözlük yardımıyla metinleri inceleyiniz.
• “İlgili Literatür” başlığı altında yer alan kaynakları okumaya çalışınız.
• Ünite sonunda yer alan “Gözden Geçiriniz” başlığını tekrarlayınız.
Üniteyi Çal›ş›rken
Yahyâ b. Ziyâd el-Ferrâ.’ın (ö. 207/822) Hayatı
Ebû Zekeriyyâ Yahya b. Ziyâd b. Abdillâh el-Absî el-Ferrâ. 144 (761-62) yılında Kûfe’de
doğmuş, çocukluğunu ve ilk tahsil yıllarını burada geçirmiştir. Ferrâ. ilim tahsiline Basra’da
devam etmiş; burada Halîl b. Ahmed (ö. 170/786) ve Yûnus b. Habîb (ö. 183/798) gibi dönemin
öncü âlimlerden dersler almıştır. Halife Mehdî-Billâh döneminde (775-785) Bağdat’a giderek
ünlü dil bilgini Kisâ.î’nin (ö. 189/805) öğrencisi olmuştur. Ferrâ.’ın özellikle nahiv ve kıraat
konularındaki en temel kaynağı hocası Kisâ.î’dir. (Tüccar, 1995, 406; Güngör, 2007, 191)
Kisâ.î’nin vefatı üzerine hocasının yerine geçen Ferrâ., Kûfe dil okulunun yetkin
temsilcilerinden ve Arap gramerinin ve sözlükbiliminin kurucu isimlerden biri olmuştur.
(Classical Islam, 2003, 108) Ferrâ. belirgin bir yerelliğinin olmasına rağmen üç büyük dil
merkezinin, Kûfe, Basra ve Hicaz’ın (dil)bilimsel birleşiminin bir ifadesi olarak
değerlendirilmiştir. (Talmon, 2003, 14-15) Ferrâ. aynı zamanda Kur’ân ilimleri sahasında
muteber bir otorite olarak kabul edilmiştir. Müfessir hicrî 206 yılında hacca gitmiş; hac dönüşü
207 yılında vefat etmiştir. (Tüccar, 1995, 406; Güngör, 2007, 191)
Yahyâ b. Ziyâd el-Ferrâ.’ın Tefsîrinin Özellikleri
Tefsîr kitâbiyâtında Kur’ân’ı dilbilimsel ağırlıklı bir biçimde tefsîr eden eserlere genellikle
me‘ânî’l-Kur’ân, garîbu’l-Kur’ân veya mecâzu’l-Kur’ân isimleri verilmiştir. Ayrıca i‘râbu’l-
Kur’ân dil alanına ilişkin Kur’ân ilimleri içerisinde yer alan konulardan biridir. (Suyûtî, 2004,
433) Ferrâ.’ın Me‘ânî’l-Kur’ân adıyla bilinen filolojik/dilbilimsel tefsîrinin asıl ismi Tefsîru
muşkili i‘râbi’l-Kur’ân ve me‘ânîhi’dir. Bu tür (dil merkezli) eserlerin telif edilmesindeki en
temel etken, fetihler sonucunda İslam devletinin sınırlarının genişlemesiyle Arap dilinde ve
Kur’ân tilavetinde hataların (lahn) ortaya çıkmasıdır. (Cerrahoğlu, 1996, I.249; Arslan, 2003,
208) Bu çerçevede Arap dili kurallarının tespiti ve Kur’ân’ın filolojik açıdan tahlili eş-zamanlı
gelişen ilmî konular olmuştur. (Albayrak, 1998, 102-103)
Ferrâ.’ın tefsîrinin genel özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz:
1. Me‘ânî’l-Kur’ân, Kur’ân lafızlarının anlaşılmasındaki bazı güçlükleri gidermek ve
Kur’ân metninin anlaşılmasında karşılaşılan dil problemlerine ışık tutmak maksadıyla
telif edilmiştir. (Cerrahoğlu, 1996, 260; Güngör, 2007, 192) Eser bu özelliğiyle Kur’ân
nahvi açısından daha sonraki dönemlerde telif edilen tefsîrlere kaynaklık etmiştir.
(Cerrahoğlu, 1996, 264; Güngör, 2007, 192)
2. Me‘ânî’l-Kur’ân âyetlerdeki dil özelliklerinden hareket ederek Arapçanın sarfını ve
nahvini tespite çalışan bir eser olarak tanımlanmıştır. (Tüccar, 1998, 204) Eser temelde
iki konuda bilgi ve malzeme sunmaktadır: (1) Kur’ân’ın nâzil olduğu dönemde
kullanılan edebî lehçeler ve özellikleri ile Kur’an lafızlarının etimolojik tahlilleri,
kelimelerin kökenleri ve türetilişleri (2) Kûfe dil okuluna ait olan veya sadece Ferrâ.’ın
kullandığı gramer terimleri. (Tüccar, 1998, 204; Arslan, 2003, 208)
3. Me‘ânîl-Kur’ân sarf, nahiv ve lügat alanlarında güvenilir bir kaynak sayılmış; Cevherî
(ö. 393/1002), İbn Manzûr (ö. 711/1311) ve Fîrûzâbâdî (ö. 817/1415) gibi lügat
âlimlerinin temel kaynakları arasında yer almıştır. Ayrıca Buhârî’nin (ö. 256/869) es-
Sahîh’inde özellikle kısa sûrelerin tefsîrini Me‘ânîl-Kur’ân’dan aldığı tespit edilmiştir.
(Tüccar, 1998, 205)
4. Ferrâ. âyetlerin tefsîrinde Kur’ân âyetlerine, Arap edebiyatı örneklerine, hadislere,
sahâbe ve tâbiîn rivâyetlerine başvurmuştur. (Arslan, 2003, 208) Eserde nahiv ve sarf
konuları ile kelime ve cümlelerin i‘rabları âyetlerden ve Arap edebiyatından getirilen
örneklerle ve önceki kaynaklarda yer alan bilgilerle açıklanmıştır. (Arslan, 2003, 208;
Güngör, 2007, 192) Nahiv alanında Ru.âsî (ö. 187/803); nahiv ve kıraate dair
rivâyetlerde Kisâ.î; lügat alanında Yunus b. Habîb; dil ve edebiyat alanında Ebû’l-
Cerrâh, Ebû Servân ve Ebû Ziyâd el-Kilâbî; şiir ve ahbâr alanında Mufaddal ed-Dabbî
(ö. 178/794) ve Kâsım b. Ma‘n el-Mes‘ûdî (ö. 175/791) gibi isimler Ferrâ.’ın tefsîrinde
başvurduğu kaynakları arasındadır. (Tüccar, 1998, 199; Versteegh, 1993, 180)
5. Tefsîrde âyetler yaygın Kur’ân tertibi üzerine açıklanmıştır. Ancak her âyet tefsîrin
konusu olmamış, sadece müfessirin tefsîrine gerek gördüğü âyetler ele alınmıştır.
(Cerrahoğlu, 1996, 264; Güngör, 2007, 192)
6. Ferrâ.’ın telif tarzı öncelikle âyetteki açıklanması gereken lafzın i‘rabını yapmaya ve
uyguladığı bu i‘rab temelinde kelimenin anlamını belirmeye dayanmaktadır. Bu
bağlamda Ferrâ. kelimenin Arapçadaki kullanış şekillerini göstererek, bu konuda
seleften (kurra./ehlu’l-kırâ.a, mufessirûn, muhaddisûn, fukahâ. ve nahviyyûn) gelen
rivâyetleri nakleder. (Cerrahoğlu, 1996, 260-261; Talmon, 2003, 14-15)
7. Dilbilimsel bir eser telif etmesine rağmen Ferrâ.’ın klasik tefsîr yazım yöntemini
uyguladığı görülmektedir. Sözgelimi müfessir, tefsîrinde âyetlerin manasını açıklamak
için onların sebeb-i nüzûllerine başvurur. (Cerrahoğlu, 1996, 263)
8. Ferrâ.’ın tefsîrinde el-hurûfu’l-mukatta‘a ve okunuşlarına ilişkin açıklamalar yer
almaktadır. Örneğin el-Hasan el-Basrî’den (ö. 110/728) naklen, Yâ-Sîn lafzının yâ racul
(ey insan) anlamında olduğunu belirtmiştir. (Cerrahoğlu, 1996, 263)
9. Eserde kıraat farklılıklarına işaret edilmiştir. (Arslan, 2003, 208) Ferrâ. kıraatlere ilişkin
rivâyetleri hocası Kisâ.î’den öğrenmiştir. (Türcan, 2010, 270) Tefsîrinde kıraatlere ve
doğruluklarına ilişkin açıklamalar ve tercihler yapmaktadır. Kıraat tercihlerinde Arap
grameri ve Mushaf’a uygunluk esastır. Onun için Abdullah b. Mes‘ûd (ö. 32/652)
kıraati temel ölçüt olmuştur. Ferrâ.’ın kıraatlere ilişkin tercih ve yorumları erken
döneme ait olması sebebiyle önemli sayılmıştır. (Türcan, 2010, 289-290)
10. Tefsîrde bazı âyetlere ilişkin fıkhî konularda özlü bilgiler sunulmuştur. (Arslan, 2003,
208)
11. Ferrâ.’ın terminolojisinde ‘tefsîr’ Kur’ân tefsîri için kullanılan genel bir ifadedir ve
Me‘ânî’l-Kur’ân’da çoğunlukla bu anlamda geçmektedir. Ayrıca ‘tefsîr’ kelimesi
özellikleri farklı yapılar için gramatik bir terim olarak kullanılmıştır. ‘Te’vîl’ kelimesi
ise tefsîre yakın bir anlamda Kur’ân tefsîrine referans olarak kullanılmıştır. (Kinberg,
1996, 20)
12. Bazı kaynaklarda Ferrâ.’ın Mu’tezilî olduğu bilgisi yer alsa da Me‘ânî’l-Kur’ân’da bu
fırkanın görüşleri bulunmamaktadır. (Cerrahoğlu, 1996, 264; Arslan, 2003, 208) Bir
araştırmacıya göre Ferrâ. ne Mu‘tezile’ye ne de sûfî akımlara mensuptur. Ferrâ.’ın
görüşleri daha çok aklî yorumlardan bağımsız olmayan ve daha sonraları Eş‘arî olarak
şekillenen Sünnî bir çerçeveye sahiptir. (Beck, 1999, 157-158)
Özetle Me‘ânîl-Kur’ân Kur’ân’ı anlamak için gramer/dil analizinin temel bir kaynak olduğuna
vurgu yapan referans bir eserdir ve Kur’ân nahvine ilişkin zor konuları sağlam bir şekilde
açıklaması bakımından önemlidir. (Classical Islam, 2003, 108)
İlgili Literatür
Albayrak, H., Paçacı, M., Gözeler, E. (2007). Tarih İçinde Tefsîr ve Tefsîr Eğilimleri. Mehmet Paçacı ve İsmail
Hakkı Ünal (Ed.), Kur’an ve Hadis İlimleri içinde (s. 147-186), Ankara: Ankuzem Yayınları.
_________. (2009). Tefsîr Usûlü. İstanbul: Şule Yayınları.
Aldemir, S. (2003). Ferrâ’nın Kıraatlere Yaklaşımı. Yüksek Lisans Tezi. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Ankara.
Arslan, Ş. (2003). Meâni’l-Kur’ân, DİA 28: 208.
Beck, E. (1999). The Dogmatic Religious Stance of the Grammarian Ya.ya ibn Ziyad al-Farra.. Rippin, A. (Ed.), The
Qur’an: Formative Interpretation. Aldershot: Ashgate/Variorum Publishing, s. 137-158.
Bilmen, Ö.N. (1960). Büyük Tefsîr Tarihi. Ankara: Diyanet İşleri Reisliği.
Blachere, R. (1983). Al-Farra.. The En
clopaedia of Islam. s. 806-808.
Bulut, A. (2003). el-Ferrâ’nın Meâni’l-Kur’ân’ında Kullandığı Kûfe Dil Okulu’na Ait Terimler. Ondokuz Mayıs
Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 14-15: 323-340.
Calder, N., Mojaddedi, J., Rippin, A. (Ed.) (2003). Classical Islam A Sourcebook of Religious Book. London and
New York: Routledge.
Cerrahoğlu, İ. (1996). Tefsîr Tarihi. Ankara: Fecr Yayınevi.
_________. (1997). Tefsîr Usûlü. Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı.
El-Dâvûdî. (1972). Tabakâtu’l-mufessirîn. tah. ‘Alî Muhammed ‘Umar. Kahire.
Demirci, M. (2001). Tefsîr Usulü ve Tarihi. İstanbul: İFAV Yayınları.
Dévényi, Kinga. (1993). Lexical index to al-Farra.’s Ma.ani l-Qur.an. Dévényi, T. Iványi, (Ed.), The Arabist
Budapest Studies in Arabic. s. 59-74, Budapest.
_______. (1990). On Farra.’s Linguistic Methods in His Work Ma.ani l-Qur.an. Studies in the History of Arabic
Grammar II. Versteegh, K., Carter, M.G. (Ed.), Amsterdam: John Benjamins Publishing Company, s.
101-110.
_______. (1991). Al-Farra. and Al-Kisa.i: references to grammarians and Qur.an readers in the Ma.ani l-Qur.an of
Al-Farra.. Dévényi, T. Iványi, (Ed.), Proceedings of the Colloquium on Arabic Grammar. Budapest. s.
159-176.
_______. (2007). .I.mar in the Ma.ani of al-Farra.: A Grammatical Approach Between Description and Explanation.
Ditters, E., Motzki, H. (Ed.) Approaches to Arabic Linguistics. Leiden Boston: Brill. s. 45-65.
El-Ferra., Ya.ya b. Ziyad. (2001). Me‘ani’l-.ur.an. tah. A.mad Yusuf Necati, Mu.ammed ‘Ali en-Neccar. Kahire:
Daru’l-Kutub ve’l-Vasa.i.u’l-.avmiyah.
Gilliot, C. (2002). Exegesis: Classical and Medieval. Jane Dammen McAuliffe (Ed.), EQ 2 içinde (99-124), Leiden:
Brill.
Güngör, M. (2007). Örnek Tefsîr Metinleri ve Araştırmaları. Mehmet Paçacı (Ed.), Kur’an ve Hadis İlimleri içinde
(s. 185-250), Ankara: Ankuzem.
Kayapınar, D.A. (1994). Me‘ânî’l-Kur’ân Literatürü. Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 5: 119-152.
Kinberg, N. (1996). A Lexicon of al-Farra.’s Terminology in his Qur.an Commentary, With Full Definitions, English
Summaries and Extensive Citations. Leiden New York Köln: E.J. Brill.
_______. (1991). ‘Caluse’ and ‘Sentence’ in Ma‘ani’l-Qur.an by al-Farra.: A Study of the Term Kalam, Dévényi, T.
Iványi (Ed.), Dévényi, T. Iványi, (Ed.), The Arabist Budapest Studies in Arabic. s. 239-246, Budapest.
Paçacı, M., Ünal İ.H. (Ed.) (2006). Kur’ân ve Hadis İlimleri. Ankara: Ankuzem Yayınları.
Es-Suyûtî. (2004). el-İtkân fî ‘ulûmi’l-Kur’ân. tah. Fevvâz Ahmed Zemerlî. Beyrut.
________. (1976). Tabakâtu’l-mufessirîn. tah. ‘Alî Muhammed ‘Umar. Kahire.
Talmon, R. (1990). “The philosophizing Farra.: An interpretation of an obscure saying attributed to the grammarian
Sa.lab”. SHAG II, 265-79.
______. (2003). Eight Century Iraqi Grammar, A Critical Exploration of Pre-Halilian Arabic Linguistics. Winona
Lake, Indiana: Eisenbrauns.
Tüccar, Z. (1987). El-Ferra, Hayatı, Eserleri ve Arap Dili ve Edebiyatındaki Mevkii. Doktora Tezi, İstanbul
Üniversitesi Edebiyat Fakültesi. İstanbul.
______. (1998). El-Ferrâ, Hayatı, Eserleri. Şarkiyat Mecmuası VIII: 197-210.
______. (1995). Ferrâ, Yahyâ b. Ziyâd. DİA 12: 406-408.
Türcan, S. (2010). Ferrâ’nın Kıraatlere Yaklaşım Tarzı. Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 29:
269-292.
Versteegh. K. (1993). Arabic Grammar and Qur.anic Exegesis in Early Islam. Leiden New York Köln: E.J. Brill.
_________, (1997). Landmarks in Linguisics Thought III. London and New York: Routledge.
Ez-Zehebî, Muhammed Husayn. (1976). et-Tefsîr ve’l-mufessirûn. y.y.
Örnek Metin
el-Kadr Sûresi 97/1-5
... .... .....
.... .... ..... : .... ........ ... .... .... ....... . .
... ..... » .... .... .... « : ... ...... ... ..... .. .... » .... ........ « : .. .. ..... .. ...... .. ....
..... .... ..... : .... .... ..... .. . .... .. ... .... . .... . .
. ...... : ..... .. .... ..... ... .. ..... .. ... ... ... .... .... ...... .....- .....- .... ... .......
.. . ..... . .... .... .. .. .... . .. . ... .... .. .. ... ......
..... .... ..... : .. .. ..... ........ .... .......... . ... .....: .. ..... ...... ....... ...... . ......... .... .... ......... ... . ......
...... ... ..... ... ...... ..... ]...... ... ..... ..... .... . ..... : ...... ... ........ [ ..... : ...... ... ........... ..... : ....... .. ..... .... .
.. ..... ...... .. . .. .. . .. . » .. ... .... ...... « : .... ...... . .. . ....... .... .... .. .. .... . .. . ... . .... ... ... ....
....... ..... ...... . ... .... .. ... ... ... .....
. » ...... ... ....... ...... . ....... . « : .... ...... .. ..... . » ... ..... .... . « : .... ......: ..... ...... ... ....
)..... .( .... .... ... .... ..... . ..... ...... .... ..... )....(.
.... ...... .... .. .... ....... ... ....... ...... .... : ....... .... ...: ....... ....... .... .. .... ..... ...
.. ..... ......: .... ..... ..... ........ ... ......: ....... ... ....: ...... ...... .......
...... .. ....... ..... ....: ...... .... ..... ... ...... .. .......
el-Beyyine Sûresi 98/1-8
... .... .. ...
.... .... ..... : .... .... . .... .... ........ ... .... . ... ... . ......... .. ... .... ........ ....... ..... .. .... ..... ... .... .
.... .... . .. ..... ........ .. ... . .... ....... « : ....: ..... ... ...... ....... ...... . .......... ... .. ..... ..... ......
.
... . » ...
...... ........ ....: .. ...... ...... ...... .... ...... .......
....: .... ....... ...... ....... ...... . ......... ........ ...... .....: .. ...... ...... .... ....... ...... ....... ...... . .... .....
.. ......: ....... .... ...... .... .... ... ...... ......... ...... ... .. .
.... .... ..... : .... .. ....... .... .... ....... ... ..... . .. ... . ... . .. ...... .... ..... ... .... ...... .... ........ ..... .. . ......
..... ..... ........ .... .. ...... . ... .... ..... ... ..... ... .. ... .. .... ... .... .... ....
.....: .. ...... ...... ....: .. ... ...... . ... .... ..... ... ....: ..... ...: .. . ...... ....
..... ..... .. ...... ..... ... .... .... .... ...... ..... .. .....:
..... .. .... .... .. .... ... ..... ..... .... .... ... ..... ....
... .... .... ... ). ..( ... .... ... ...... .....: ..... .... .. .. ..... : .. ... ... .......
..... ... .... : ....... ... ..... . .
... .. ..... .. .. : » »1« ... ....... . ..... ..... .. ...... . .. .. .... « : .... ...... ..... ....... ... ...... ... .....
...... ..... ........ .. ......... » ....... ... ..... . «
..... ..... ......: .... .. ..... . .. . .. ........ ...... .
..... .... ..... .. .... )..( .. ..... ........ ...... .. ... .. ... ..... . ..... ......:
.... ..... . ..... .. . ..... « . ...... .. ..... .. ... .... .. ....... . » .. ....... . .... .... « . . » .. .... ....... . .... ..... ...... «
... .. ..... « : ... ..... .. ... ...... » ..... .. ..... ... .. ...... ....... .... .... « . ... .. ..... .. ... ...... » ....... ....
... ... .... ... .... ....... ...... ...... ... .. ... ..... » .... .. .... .......... . « ... ....... » ......
..... .. ...: ..... .. .... .... .. ... ..... . .
...... ... ...... ... .. ... ... ...... ..... .... ..... .. ... .. .... .. ... ...... .... ...... ... ..
...... ... .... .. ..... ....... .... ....... ..... ... ..... ... ....... .....: . ... ..... .... ... .. ... ..
.... ... .... ... ....... ......:
...... .... ..... .. ..... : .... ...... ..... ...... ..... .. ... ].... .....[.
el-Fîl Sûresi 105/1-5
... .... .....
.... .... ..... : ...... .. .. ...... .. .... ....... . ...... . ... .. . .
. ...... : ... ..... .. . ....... ...... .... ..... ..... ...... .... ..... ... ...... .... ... . .... ...... ........
..... .... ..... .... ... ...... .... ..... ..... .... ...... ...... .... ..... ...... .. ... .... .... ......
.. ..... .... ..... .. .... .......: .... . ..... ...... ..... .. ..... : ..... .. .... ...... ... ..... .... .......
..... ...... ........ .... ......: ...... ...... . .... ..... ..... .... ...... ..... ... ..... ..... .
» ...... . ....... . « : ...... ...... .. .... ...... .... ..... ...... ... ...... . ... .... ... ... .... ..... ......
.... ... ...... ..... ...... ..... ..... .. ........ ....... .... ...... .... ...... .... ..... ... ..... ...
...... ..... .. .... ....... ....... .... ... ...... .. ....... ........ ....: ..... ...... .. ....
.... ... ... ... ..... ........ ...... ... ...... ........ .. ....
...... ..... .. ... . . ..... ......: ..... ..... .... ..... : ....... .. ... .. ..... . ... » ..... . « : .....
.. .. .... .. ..... .. .... .. ... ....... .... .... ......
..... .... ...: ...... . .
......: ..... ..... ... .. .... .......
..... .. ...: ..... ... .
.. .... ... ...: ........ . ......... . ......... .. ..... .. .... .... ..... .... .. ....... .... ...
......: » .... ..... ....... « : .......: ....... .... ......: . ...... ].. ... ....[ . .... .... .. ..... .. ....
... ..... .... ..... ........: ... ...... .... ..... ... ...... .. . ...... .. ...... ... ... ... . .
..... ...... .... ... .... ... ..... ....: .... ........ ...... ..... ....... ... .......: ..... ....... ...... .....
... ......... ... .. ..... .. : ... .... ........ ......: .... ... ....... ..........
el-İhlâs Sûresi 112/1-4
... .... .......
.... .... ..... : .... .... ....... ...... .
..... ..... ... ...... ....... ...... . ......... : .. .... ..... .. ..... .. .. .... .. .. ....
.... .. .....: . » ...... « : .... .......: ... ..... .. ..... . » .... .... ...... « : ..... ...... .. ...
.... . .... . « : ....... ..... .... ... ..... ..... ..... ..... ..... ......: .... .. ...... .... ..... .......... .....
...... ..... .. ..... .. . . . .... .. .... ...... ..... : .... ..... ... ....: . » ......
....... ...... .... .... ...... ..... .. )...... ( . ... .... ....... ........ . . ...... » ...... « .... . » . ..... ..... ...... «
.... .... .. .... ... ........ .... ..... .. . .....
.... .. ...: ....... ...... .
.... ...... .. .. ..... ... ...... ..... ...... .. ..... ........ .....: ].. ... .... ...... ... ..... ....
.... ...... ...... ... ....... . . .. ......[: .. ... .... .... ..... .... .... ....... . ... ..... ..... ... ....
» ...... ....... ......... « ..... .. ..... .... .... ... ... .... ... ..... ... ... ... ..... ..... ..... ...
.... ..... .. )...( . ...... :
..... ... ....... . ... ......... ..... ...... ..... ..... . ... ........ ..... ..... .... .... ......
.» ...... .. ..... ..... . « . . » ...... . ..... ..... ...... .. ..... ..... . « : .... .... ......
........ ..... ....... .....:
... ..... ..... .. . .... ... ......... ....... .....
... .... ........... .. .... ....... ...:
..... ..... ..... ..... . ....... ... ... . ...... ..... .....
...... ...... ... .... . .... .. .. ... ... .... . .... ..... .......
.... ... ... . ........ ........ .... ..... .. .... ].....[ ..... .....
el-Felak Sûresi 113/1-5
... .... .....
.... .... ..... : .... ....... . ..... ....... . .
.....: ...... .....: .... .... .. ... ...... ..... ...... .... ..... ... ...... ....... ...... . ......... .. . ..... .....
». ...... .... ..... ... ...... ......... ..... ..... .. ..... ......: .. .....
.. ..... .....: . . .... .. ... ... .... ..... ...... ..... ... .... ...... . .......... .... .... ... .... .. ... ...
...... ....... ...... .... ..... . . . .... .... ..... ...... .... .... .... ... .... ...... ... ......
..... ... .. .. ..... .... .. ..... ...... ......... .... .... .... ... ..... ... ...... .... .... ..
.... .... ... .....
..... .... ..... : .. ... ..... .. . . . .. ...... .
. ... ... .. .. ... ...... ... .....: ... ...... » . .. ...... « .......: .....
..... .... ..... : .. ... ..... ..... ...... . .. ....... . .
... ....... ..... ...... . ... ..... ... . ... .... ....: .... .... ......
en-Nâs Sûresi 114/1-6
... .... .....
.... .. ...: ... ..... ......... . .... .... . .
..... ..... .. ... . .. ...... . .... ... ...... .... ..... ....
..... .... ..... : . ..... ... .. ..... . ...... . ... .... ... . ........ . .
...... ..... .... .... ..... ..... .... ....... .....: ..... .. .... .......: ..... ....... ...... .....
... ..... ... .....: ... ... .. .... ....... ....: .. .....
......: .... .. .... ...... ..... ...... .. ...: ).... ..... ... .. ....( .... ..... .. .... ... ..... ..
..... ...... .. .... ...... » ......... .... ..... ... . .. .. . . ......... . ... . ... ... ... « : ........ .. ..... .. ...
..... .....
Okuma Parçası
El-Ferrâ ve Meâni’l-Kur’ân’ı
Ebû Zekeriyya Yahya b. Ziyâd b. Abdillah b. Mansûr el-Kûfî el-Ferrâ (144-207/761-822)
Kûfeliler arasında nahiv, lügât, edebiyât ve diğer fenlerde en âlim olanı idi. Âilesinin İran’ın
Deylem bölgesinden olduğu anlaşılmaktadır. Kendisi İslâm’ın en mühim kültür merkezlerinden
biri olan Kûfe’de, Ebû Ca‘fer el-Mansûr zamanında 144/761 yılında doğdu ve tahsilini orada
tamamladı. Kays b. er-Rebi, Mendel b. Ali, Ebû Bekir b. Ayyâş, el-Kisâî, Süfyân b. Uyeyne
gibi zevattan ilim aldı. Sibeveyh’in kitabını en önemli kaynak ittihaz etti. Hıfzı çok kuvvetli idi.
Hocalarından aldıklarının hiçbirini hıfzına güvendiği için yazmadı. Bu hıfz kuvveti hayatı
boyunca devam etti. Kitaplarını bir nüshaya bakmaksızın imla ederdi. Kisâî’den sonra Kûfe’nin
ilim önderi addedildi. 207/822 senesinde Mekke’den dönerken yolda vefat etmiştir.
Ebû ‘Abbâs Sa‘leb (ö. 291/904) onun hakkında “Eğer el-Ferrâ olmasaydı, Arap dili olmazdı. O,
Arapçayı hülasa etti ve onu zaptetti.” demektedir. Ebû Bekr İbnu’l-Enbârî de, el-Ferrâ’nın
kitaplarının 3000 varak olduğunu zikreder. Câhız (ö. 255/868), onun kelâm ilmine karşı
kabiliyeti olmadığını söylerken, Yâkût er-Rûmî de, onun tasniflerinde felsefe yaptığını ve
felsefe lafızlarını kullandığını zikretmektedir. Kendisinin Mutezilî görüşe meylettiği
söylenmektedir. El-Ferrâ genellikle nahiv ilminde temâyüz etmiştir. O, bu ilmi zamanın
otoritesi olan el-Kisâi’den almıştı. Zamanında, nahivde Emiru’l-Mü’minin mesabesinde idi. El-
Ferrâ’nın gerek Arap dili ve gerekse Kur’ân’ın nahvine âit eserleri boldur (…)
El-Ferrâ’nın bu eserinin telifi hakkında müellifler şöyle bir kıssayı naklederler: Ebu’l-Abbas
Sa‘leb, el-Ferrâ’nın Meâni’l-Kur’ân’ını imlâ etmesindeki sebebi şöyle anlatır: “el-Ferrâ’nın
dostlarından olan Ömer Bukeyr, Emir el-Hasen b. Sehl’in hususi sohbetinde bulunmuştu. El-
Ferrâ’ya şöyle bir mektub yazdı. ‘Emir el-Hasen b. Sehl bana Kur’ân’dan bazı şeyler sordu.
Bunlara cevap veremedim. Eğer uygun görürsen, bu hususları aydınlatan esasları toplamayı ve
müracaat edebileceğim bir kitap yazmanı rica edeceğim’ diyor. Bunun üzerine el-Ferrâ,
dostlarına (talebelerine), toplanın, size Kur’ân hakkında bir kitap yazdıracağım der ve onlara bir
gün tayin eder. Onlar da o günde hazır olurlar. Mescidde insanlara namazda Kur’ân okuyan ve
müezzinlik yapan birine el-Ferrâ iltifat ederek, ona Fatiha’dan başlayıp okumasını ister, o da
tefsîr eder. Bu durum bütün kitabın tamamlanmasına kadar devam eder. Ebu’l-Abbas, bundan
önce hiç kimsenin böyle bir şey yapmadığını, bir kimsenin onu geçtiğini zannetmediğini
söyler.”
Târihu Bağdâd’ta, Ebû Budeyl el-Vadâhi’den naklettiğine göre, “Biz bu Meâni’l-Kur’ân’ı
yazanların adedini saymak istedik, bunu zaptetmeye imkân bulamadık, dedikten sonra devam
ederek bu kitabın 80 kâdî de bulunduğunu zikretmektedir. Bu da el-Ferrâ’nın bu eserine ne
kadar ehemmiyet verildiğinin bir ifadesidir.
El-Ferrâ’nın bu eseri Muhammed b el-Cehm es-Semmeri (188-277) tarafından rivâyet
edilmiştir. Bu hususta müellifler ittifak halindedirler. Es-Semmeri bu kitabın başlangıcında
şöyle demektedir: “Bu kitap Kur’ân’ın manalarını Meâni’l-Kur’ân’ı ihtiva etmektedir. Onu bize
Ebû Zekeriyya Yahya b. Ziyâd el-Ferrâ-Allah ona rahmet eylesin-hiçbir nüshaya bakmadan
ezberinden Salı ve Cuma günlerindeki toplantılarında yazdırdı. Bu toplantılar ve kitabın
yazılması 202 senesi Ramazanından başlayıp, o senenin diğer ayları, 203 senesi tamamen ve
204 senesinden bazı aylarda devam etti.”
Kaynak: İsmail Cerrahoğlu, Tefsîr Tarihi, Fecr Yayınevi, Ankara 1996, I.257-264.
Uygulama Çalışması
Kadir gecesinde yapılan amel, içinde Kadir
gecesi olmayan bin ayda yapılan amelden
daha hayırlıdır.
..... .. .... ..... ... .. ..... .. ... ...
... .... .... ......
Bana Ebû Bekr b. ‘Ayyâş rivâyet etti. O el-
Kelbî’den, o Ebû Sâlih’ten, o da İbn
‘Abbâs’tan şunu nakletti: İbn ‘Abbâs [ilgili
âyeti] » .. ... .... ...... « şeklinde okurdu. Bu el-
Kelbî’nin tefsîrine uygun bir okuyuştur.
Ancak İbn ‘Abbâs’dan başka kimse onu bu
şekilde okumamıştır.
....... .. ..... .... . .... ...... . .. . ....... .... .... .. ..
.. ... .... « : .... . .. . ... . .... ... ... ....
.. ..... ...... .. . .. .. . .. ....... ..... ...... . ....... .. . » .....
... ... ... .....
Çoğunluğun görüşü: Kelâm » ... ..... .... . « âyetiyle
kesilmektedir. Sonra » ...... ... ....... ...... . ....... . «
âyetiyle yeniden başlamaktadır. Sadece
Yahyâ b. Vessâb [180/ ..... .( [ 770 ( şeklinde
kesreli okumuştur. Çoğunluk ise lâm’ı fethalı
okumuştur.
... ..... « : .... ......: ..... ...... ... ....
...... ... ....... ...... . « : .. ...... .. ..... .» .... .
. )..... .( .... .... ... .... ..... . » ....... .
..... ...... .... ..... )....(.
Yüce Allah’ın .... .... . .... .... ........ ... .... . ... ... . ......... .. ... «
» .... ........ ....... ..... .. .... ..... . ... sözü: (Bu âyetteki el-
Beyyine kelimesi) Hz. Peygamber’i (sas)
kastetmektedir. ‘Abdullah (İbn Mes‘ûd)’dan
.. ..... ........ .. ... . .... ....... «
.
» .... .... . ... şeklinde bir
kıraat vardır. Bu âyetin tefsîrinde görüş
ayrılığı vardır. Kimilerine göre âyet .. ...... «
» ...... ...... .... ...... ...... şeklinde tefsîr
edilmiştir.
.... .... ..... : .... .... . .... .... ........ ... .... .
... ... . ......... .. ... .... ........ ....... ..... .. .... ..... ... .... .
....: ..... ... ...... ....... ...... . .... ...... ... .. .....
.. ..... ........ .. ... . « : ..... ......
.
.... .... . ...
... ...... ........ ....: .. ...... .» .... .......
...... ...... .... ...... .......
Yüce Allah’ın “ ....... ... ..... . ” sözü: Resûl
kelimesi nekre olup ma‘rife olan el-Beyyine
kelimesi üzerine isti’nâf olarak (önceki âyette
geçen el-Beyyine’nin ne olduğuna dair gizli
soruya cevap niteliğinde) kullanılmıştır.
..... ... .... : ....... ... ..... . .
.... ...... ..... ....... ... ......
Yüce Allah’ın “ .... .. ..... . .. . .. ...... .. ...... ” sözü:
Araplar emir ve istek belirten yerlerde lâm
.....) ) harfini en ( .. ) yerine kullanırlar. Yüce
Allah’ın pek çok âyetinde bu türden
kullanımlar vardır: Mesela “ .. .... ....... . .... ..... ...... ” ve
.. ....... . .... ....“ ” gibi.
..... ..... ......: .... .. ..... . .. . .. ........ ...... .
..... .... ..... .. .... )..( .. .....
«: ........ ...... .. ... .. ... ..... . ..... ......
» .. ....... . .... .... « . . » .. .... ....... . .... ..... ......
......“ ” kelimesinde hemze yoktur. Ancak
Hicâzlılardan bazıları bu kelimeyi hemzeli
okurlar. Onların bu tercihi sanki Yüce Allah’ın
.....“ ” âyetinden ve “ ... ..... ” kullanımından
alınmış/türetilmiş gibidir. Bu kelimeyi hemzeli
yapmayanlar da yine bu anlamdan türediğini
düşünebilirler. Hicazlılar daha sonra tıpkı “ ,”. ...
....“ ” ve “ ... ” sözcüklerinde olduğu gibi “ ”......
kelimesindeki hemzenin kaldırılması konusunda
görüş birliği etmişlerdir. Eğer bu kelimenin
.... ...“ ” ’dan türediği kabul edilirse bu takdirde
hemzesiz olur.
...... ... ...... ... .. ... ... ...... ..... ....
..... .. ... ...... .. ... ...... .... ...... ...
.. ...... ... .... .. ..... ....... .... ....... .....
... ..... ... ....... .....: . ... ..... .... ...
.. ... .. .... ... .... ... .......
el-‘Asf: Olgunlaşmadan ve başaklanmadan önce
ekin kırıntıları
......: ..... ..... ... .. .... .......
Bazı nahivciler -ki bu el-Kisâ.î’dir- şöyle dedi:
“Nahivcilerin şöyle dediklerini işittim: …”
...... ..... ... ......... ... .. ..... .. : ... ....
........ ......:
(Müşrikler) Hz. Peygamber’e (sas) “Rabbin
nedir? Yer mi içer mi? Altından mı gümüşten
mi?” diye sordular. Bunun üzerine Allah “ .... ....
...... ” âyetini indirmiş; müşriklerin “Peki O
nedir/kaçtır?” sorusu üzerine “ ..... ” buyurmuştur.
..... ..... ... ...... ....... ...... . ........ : .. .... ..... ..
..... .. .. .... .. .. ....
.... .......: ... . » .... .... ...... « : ..... ...... .. ...
» ...... « : ..... .. .....
el-Felak: Sabah
.....: .....
el-Ğâsık: Gece
.......: .....
İblîs insanın gönlüne vesvese verir; eğer (insan)
Allah’ı anarsa (vesvese) kaybolur.
..... ..... .. ... . ......... .... ... ...... ....
..... ....
Gözden Geçir
. Ferrâ.’ın ilmî tahsili hakkında kısaca bilgi veriniz.
. Ferrâ. hangi dil okuluna mensuptur?
. Ferrâ.’ın tefsîrinin ismi nedir? Bu tefsîri yazma sebebini açıklayınız.
. Ferrâ.’ın tefsîr telif tarzını özetleyiniz ve tefsîr tarihi içerisindeki yerini anlatınız.
. Ferrâ.’ın eseri özelinde dilbilimsel tefsîrlerin özelliklerini sıralayınız.
. Ferrâ.’ın tefsîrindeki temel kaynakları nelerdir?
. İncelediğiniz metinler özelinde nahviyyûn (nahviyyîn) ifadesi ne anlama gelmektedir?
. İncelediğiniz metinler özelinde Ferrâ.’nın başvurduğu kıraatler hangileridir? Kıraatlere
müracaat etme sebepleri nelerdir?
. Telif tarzları bakımından Ferrâ. ve Ebû Ubeyde Ma‘mer b. el-Musennâ arasındaki benzerlikler
ve farklılıklar var mıdır? Açıklayınız.
Değerlendirme Soruları
1. Ferrâ. hangi dil okuluna mensuptur?
a. Basra
b. Mekke
c. Medine
d. Bağdâd
e. Kûfe
2. Ferrâ.ın eseri özellikle hangi açıdan kendisinden sonraki tefsîrlere kaynak olmuştur?
a. Kur’ân nahvi
b. Sebeb-i nüzûl
c. Hadis
d. Sahâbe ve tâbiîn sözleri
e. Tarih
3. Ferrâ.ın nahiv ve kıraat konusunda hocası kimdir?
a. Sibeveyh
b. Ahfeş
c. Ma‘mer b. el-Musennâ
d. Kisâ.î
e. Yahya b. Sellam
4. Aşağıdaki metne göre el-‘asf ne anlama gelmektedir?
......: ..... ..... ... .. .... .......
a. Ekin tarlaları
b. Olgunlaşmadan önce ekin kırıntıları
c. Olgunlaşmadan ve başaklanmadan önce ekin kırıntıları
d. Olgunlaşmadan önce tarlalar
e. Başak taneleri
5. Aşağıdaki metinde Ferrâ.’ın müracaat ettiği kıraat âlimi kimdir?
.... .... ..... : .... .... . .... .... ........ ... .... . ... ... . ......... .. ... .... ........ ....... ..... .. .... ..... ... .... .
.... .... . .. ..... ........ .. ... . .... ....... « : ....: ..... ... ...... ....... ...... . .......... ... .. ..... ..... ......
.
» ...
a. Ubeyy
b. ‘Abdullah b. Mes‘ûd
c. El-‘Ameş
d. Nâfi’
e. Âsım
Ebû Ubeyde Ma‘mer b. el-Musennâ < 87
İbn Abbâs
Prof. Dr. Ahmet Nedim Serinsu
Mukâtil b. Suleymân
Prof. Dr. Mehmet Akif Koç
Sufyân es-Sevrî
Prof. Dr. Ahmet Nedim Serinsu
Yahyâ b. Ziyâd el-Ferrâ‘
Dr. Esra Gözeler
Ebû Ubeyde Ma‘mer
b. el-Musennâ
Prof. Dr. Mehmet Akif Koç
İbn Cerîr et-Taberî
Prof. Dr. Mehmet Akif Koç
Ebû Mansûr el-Mâturîdî
Prof. Dr. Halis Albayrak
Ebû el-Hasan el-Mâverdî
Prof. Dr. Salih Akdemir
Ebû Muhammed el-Bağavî
Prof. Dr. Salih Akdemir
Ez-Zemahşerî
Prof. Dr. Halis Albayrak
TEFSÎR METİNLERİ I
5
88 > 5. Ünite
Bu ünitede hicrî üçüncü asrın başında vefat eden ve Kur’ân’ın dil
özellikleri (filoloji) konusunda kendisinden sonraki müfessirlere
kaynaklık eden Ma‘mer b. el-Musennâ’nın Mecâzu’l-Kur’ân isimli eseri
hakkında bilgi verilecektir. Basra dil okuluna mensup dönemin önde
gelen bir lisan âliminin Kur’ân ibarelerini değerlendiriş keyfiyeti
incelenecektir.
Ünitede Ma‘mer’in hayatı hakkında kısaca bilgi verilecek, tefsîrinden bu
tefsîri anlama imkânı sağlayacak bir metin aktarılacaktır. Yine Ma‘mer
ile ilgili yapılmış akademik bir çalışmadan “Okuma Parçası”
sunulacaktır. Bütün bunlara ek olarak konuyu daha ayrıntılı tanımaya
yardım edecek bir literatür de takdim edilecektir.
Ünitede Ele Al›nan Konular
Ünite Hakk›nda
• Ebû Ubeyde Ma‘mer b. el-Musennâ’nın Hayatı
• Ebû Ubeyde Ma‘mer b. el-Musennâ’nın Tefsîrinin Özellikleri
• İlgili Literatür
• Örnek Metin
• Okuma Parçası
Ebû Ubeyde Ma‘mer b. el-Musennâ < 89
Bu üniteyi tamamladığınızda;
• Ma‘mer b. el-Musennâ’nın ilmî kişiliği hakkında malumat sahibi
olacaksınız.
• Hicrî ikinci asrın ortalarından itibaren Kur’ân’ı tefsîr hareketi içinde
neş’et eden dil bilim ağırlıklı tefsîr hareketini ve temel çıkış
noktalarını göreceksiniz.
• Ma‘mer b. el-Musennâ hakkında söylenenler bağlamında, rical
kaynaklarının âlimlere yönelik içerdiği ithamların gerçekleri
yansıtmayabileceğine dair bir fikir edineceksiniz.
• Ma‘mer b. el-Musennâ’nın Kur’ân’ın dil özelliklerini işlerken Arap
şiirinden nasıl ve neden yararlandığını anlamaya çalışacaksınız.
• Ma‘mer b. el-Musennâ’yı inceleyen akademik çalışmalarla
tanışacaksınız.
Bu üniteyi çalışırken;
• Hicrî ikinci asır itibariyle oluşan tefsîr müktesebatını dikkate alınız.
• Müslüman olan farklı milletlerden insanların Kur’ân’ı anlamak için
dilbilim yoğunluklu tefsîr çalışmalarına ihtiyaç duyduklarını göz
önünde bulundurunuz.
• Şiirin tefsîr kitabiyatındaki kullanımı üzerinde düşününüz.
• Ma‘mer’in kendisinden sonraki tefsîrcilerce algılanış biçimini
önemseyiniz.
• “İlgili Literatür”de yer alan eserlerden yararlanmaya çalışınız.
Ö¤renme Hedefleri
Üniteyi Çal›ş›rken
Ebû Ubeyde Ma‘mer b. el-Musennâ’nın (ö. 210 / 825) Hayatı
Yahudi kökenli bir aileden gelen Ebû Ubeyde Basra doğumludur. Yine Basra da vefat etmiştir.
Yaklaşık yüz yıl yaşamış, 200 civarında eser telif etmiştir. Ancak eserlerinin büyük bölümü
günümüze kadar ulaşmamıştır. Döneminde yaşayan en gözde âlimlerden, şairlerden, dil
uzmanlarından yararlanmaya çalışmıştır. Ayrıca, Arap dilinin bozulmamış halini yakinen
müşahede etmek isteyen ilim adamlarının yaptığı gibi çölde yaşayan Arap bedevilerle birlikte
olmaya gayret etmiştir.
Sözünü esirgemeyen, eleştirel ve sert bir üslubu vardı. Bu sebeple sevmeyeni de çoktu. Hâricî
ve Şuubî (Arap karşıtı, ırkçı) olmakla ve Mutezilî akideyi benimsemekle itham edilmişti. Hayatı
incelendiğinde çağdaşı bazı âlimlerle rekabet ettiği görülmektedir.
Ebu Ubeyde’nin telifatı hicrî ilk asırların kültür birikimini sonraki asırlara taşıması bakımından
büyük önem arz etmektedir. Özellikle Mecâzu’l-Kur’ân isimli dilbilim ağırlıklı tefsîri tefsîr
alanındaki maharetini ortaya koymaktadır.
Ebû Ubeyde Ma‘mer b. el-Musennâ’nın Tefsîrinin Özellikleri
Arap olmayan insanların Arapçaya vukufiyetlerindeki zaaf sebebiyle Kur’ân’ı anlayamamaları
ya da yanlış anlamaları bir rahatsızlık doğurmuştu. Ebû Ubeyde bu yöndeki ihtiyacı karşılamak
gayesiyle Mecâzu’l-Kur’ân isimli tefsîri telif etmiştir. Eser tefsîr usulüne dair oldukça anlamlı
sayılabilecek bir giriş ile başlamaktadır. Eserde her sûreden yalnızca anlaşılma güçlüğü bulunan
kelimeler seçilmiş bunların açıklanması amaçlanmıştır. Bu sebeple eserde her âyetin tefsîri yer
almamaktadır. Ebû Ubeyde, tefsîrinde, 2500’den fazla kelime, ibare ve harf tahlili yapmaktadır.
Kelimeleri açıklamak için âyetleri, hadisleri, şiiri ve atasözlerini kullanmaktadır.
Ebû Ubeyde tefsîr alanında ‘mecâz’ kavramını ilk kullanan müfessir olarak kabul görmektedir.
O bu kavramı tefsîr ve te’vîl anlamlarında bile kullanmaktadır. Bugün edebiyattaki mecâz
kavramı ile onun kullandığı anlam birbirinden farklıdır. O bu kavramı ‘Arap dilinin ifade
türleri’ ve ‘meramı anlatmak için kullanılan ibareler’ anlamında zikretmektedir.
Ebû Ubeyde’nin tefsîri, Hâricî ve Şuubî olduğu yolundaki eleştirileri doğrulamamaktadır.
Müteşabih ayetleri yorumlaması Mutezile’nin Kur’ân anlayışı ile örtüşen bir durum olarak
değerlendirilebilir. Ancak tabiî ki sadece bu benzerlikten hareketle onu Mutezilî saymak
mümkün değildir. Bir âlimin düşünce dünyasının aydınlatılmasındaki en sağlıklı yol -eğer
varsa- eserinin incelenmesidir.
İlgili Literatür
Abbas, Urhayl. (1986-1407). Mecâzu’l-Kur’ân li Ebî Ubeyde: Muhâvele Râide -fî Merhaleti’t-te’sîs. ed-Dâre 3: 235-
246.
Abu Deeb, Kamâl. (2000). Studies in the Majâz and Metaphorical Language of the Qur’an: Abû Ubayda and Sharîf
al-Radî. Issa J. Boullata (Ed.), Literary Structures of Religious Meaning in the Qur’ân içinde (s. 310-
353). Curzon.
Almagor, E. (1979). The Early Meaning of Majâz and the Nature of Abû Ubayda’s Exegesis. Studia Orientalia, s.
307-326.
Bulut, A. (2004). Ebû Ubeyde’nin Mecâzü’l-Kur’ân’ına Yönelik Bazı Eleştiriler. Nüsha: Şarkiyat Araştırmaları
Dergisi 15/4: 63-76.
el-Hacevî, Muhammed. (1995). Mecâzu’l-Kur’ân li Ebî Ubeyde. Âfâku’s-sekâfe ve’t-turâs, VIII: 82-89.
Seyyid, Muhammed. (1990). Kadâya’l-muzekker ve’l-muennes fî mecâzi’l-Kur’ân li Ebî Ubeyde. Kahire.
Türkmen, Sabri. (2000). Ebû Ubeyde, Hayatı ve Eseri Mecâzu’l-Kur’ân’ın Dil Özellikleri, Yayınlanmamış Doktora
Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya.
Yerinde, A. (2008). Siyasî, Etnik ve İdeolojik Kıskaçta Özgün Kalabilen Bir Dilci: Ebû Ubeyde Ma’mer b. Musennâ.
Usûl: İslâm Araştırmaları 9: 119-152.
______. (2009). Mecâzü’l- Kurân’ı Çerçevesinde Ebû Ubeyde’nin Tefsîrciliği. Sakarya Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi Dergisi 19: 151-189.
Örnek Metin
Âl-i ‘İmrân 3/1-39
«... » ( .. ..... .... (2 ) ...... .... . .... ...... . ... ... ....... .. ...... : (1 : « ....... .. ..... ....
)7( » ........ ........... «. 7( : .... ... ...... .... ....... .. ...... ( » ..... ......... «. 2( : ....... ( » ....
7( : .. .... .... .... . ( » .. ............ .. ........ ..... «. 7( .. ... ( » .. .. ....... ...... «. : .... ..... ....
7( : ....... . .... .... .. ........ ( » ............... .. ......... «. 7( : ..... ( » ......... ....... .... «. ....... ...
7( : ....... : ....... . ....... : ..... . ... ...... :... .... .... ..... ..... ..... .... ( ]» ........... «[
.... : .... .... : ...... : ...... . .. ... ... ..... .. .... . ... ... .... . ... »1« ....... ......
» .... ........ « »1« . .... .... ..... . .... ..... ...... .. ... .... ... .... .... ..... ... ....
: )11( » .... .. ..... .... .... ............ .... ............ .... ....... ..... . «. 9( .. .. ... ( » .. ...... ..... «. 8( .. .. .... (
11 ( : .... .. ..... ....... . ... ...... : .. ... ... ..... ( » ........ ... .......... «. .... ... .....
11 ( .. ( » .... .... ...... .... «. 12 ( ...... ( » ......... «. 11 ( .. ...... ......... .. .... ( » ......... ......... « .....
. » ..« 11 ( : .. ... . ...... ... ( » ...... ........ .. ....... ....... « . 11 ( .. .. ...... ( » .. ...... ... «. .....
11 ( : .... . .... : ... .... ( » . ..... ..... .... ........ ...... ........ «.… . ....... ... ... ...... ........
: )11( » ...... ... «. 11 ( .... . .. ..... . ... ... .. .... ( » . ........ «. ... ... .... .... ....
..... » ........ « . ..... ..... : .. ... ... .. ....... »2« . ...... ..... »1« : )11( » .............. «. ......
... ... ... .. ... .. ... ... ... .... : .... .. »1« : ... ...... [ »1« . . ... .... : ... ......
........... «.] ....[ ... . .. ... .. ... .... .... .. ... ..... : ... ..... [ »2« ... .... .... .......
..... . .. ...... .... .. ..... . » ...... « ....... ....... . ..... .. .... »1« )11( » ..............
» ...... ......... ......... «. 11 ( : ..... ( » ........... «. 11 ( : ..... ...... ( » ........... «. ......... : ....... . ...... ......
11 ( : ...... .. .. ....] ( » .......... «. 11 ( ...... . .. .. ... ( » ........ «. 11 ( ....... . .. ...... (
)18( » . ..... .. ..... ...... .... .............. « »1« . 18 ( : ... ..... ( » ...... ...... «. 17 ( : ...... ...... ( ]» ............. «
» ......... ....... ......... «. 18 ( .... : .... ...... ... ...... ....... : ...... ( » ........... «. .... ... ...
21 ( : ..... .. ..... ........ ...... ....... ...... :.... ( » ............... «. 19 ( : ..... ..... ..... ..... ......... (
27 ( : .... .. ..... ..... .. ...... . ( » ....... ......... .. ......... «. 21 ( ....... ..... ( » . ..... ..... «. .. ....
» ..... «. 27 ( .. ...... .. ...... . ....... .. ...... ( » ......... ........ .... .......... « ..... ...... .. .....
.... «. 12 ( . .. ... ...... : ... ..... ( » ...... .. ........ «. 11 ( : ..... ...... ( ]» ..... . « [»1« . 28 ( ...... ..... (
11 ( .. ..... .... . ...... ....... ( » ....... . «. 11 ( ...... : .... : ..... ..... ( » ...... ......... ........
..... ..... : ..... »1« . 17 ( .. ..... ( » ........... .......... «. 17 ( : ...... ( » .. .. ..... .... ....... ......... ...... «. ....
»1« . ..... .. .. ....... »2« . 17 ( : .... ....... ........ ....... ( » ........... «. .... ...... ....
» .......... .... ....... « . .... »6« » ..... « . )19( » . .......... « »1«… .. .. ... .. ... »1« » ...... .... ... «
19 ( .. ..... .. ...... (
Okuma Parçası
(Ebû Ubeyde’nin) Şaz Yorumları
Ebû Ubeyde, filolojik izahlarında dilcilerle müfessirlerin genel tercihlerinin dışında bazı şaz
yorumlar da benimsemiş ve bu yüzden gerek çağdaşları gerekse sonraki dönem
müfessirlerinden ciddi eleştiriler almıştır.
Ebû Ubeyde’nin ilmî çevrelerce pek kabul görmeyen şaz görüş ve yorumlarından bazıları
şunlardır:
...... ... .... ..... ....“ . 1 (Hurma ağaçlarının meyvelerinden ve üzümlerden hem içki, hem
de güzel bir rızık edinirsiniz) ” âyetinde geçen “ .... ” lafzını Ebû Ubeyde “yemek ve içecekten
alınan tat” olarak açıklar. Müfessirlerin çoğunluğuna göre ise bundan maksat, sarhoşluk veren
içecektir (hamr). Zira Mekke döneminde nazil olan bu âyet, içki hakkında ilk inen âyet olup
hurma ve üzümden güzel rızk yanında sarhoşluk verici içecek de üretildiğine işaret ederek
içkinin sarhoşluk verici özelliğine dikkati çekmiş ve bu şekilde insanları onun kullanımından
sakındırmayı hedeflemişse de tamamen yasaklamamıştır. Zira içki kullanımı daha sonra Medine
döneminde nazil olan âyetlerle kesin biçimde yasaklanmıştır.
..... .......“ . 2 (Biz bir memleketi helâk etmek istediğimizde, onun refah içinde yaşayan
şımarık zenginlerine (itaati) emrederiz de onlar (itaat etmeyip) orada kötülük işlerler.” Âyette
geçen “ ... ” fiiline Ebû Ubeyde, başına hemze eklenerek if’âl babına dönüştürülmüş “ ... ” gibi
okuyup “sayılarını artırdık” anlamı verir. Oysaki müfessirlerin çoğunluğuna göre buradaki emir,
nehyin karşıtı olan emir olup cümlenin mefûlü/nesnesi hazfedilmiştir. Hazf olmasaydı cümle
şöyle olacaktı: “Biz şımarık zenginlerine itaati emrederiz de onlar itaat etmeyip kötülük
işlerler.”
.... ......“ . 3 ” âyetinde geçen ..... lafzına, kök itibariyle akciğer manasına gelen “ ”...
kelimesinden geldiğini söyleyerek “akciğer organına sahip beşer (yani melek değil)” anlamı
verir. Yine “ .... ... .. ........ ” âyetinde geçen ve aynı kökten gelen .... kelimesini de
“(akciğer sahibi) yiyecek ve içeceğe ihtiyaç duyan insan” şeklinde açıklar. Bu görüş her ne
kadar genel kabule ters düşse de Taberî, bunun da yabana atılacak bir görüş olmadığını söyler.
... .. .....“ . 4 ” âyetine, terkibinde geçen ... lafzını .... kelimesinin çoğulu gibi
düşünerek “bedenlere ruhlar üfürüldü” anlamı verir. Oysaki dini literatürde sûr, müteşâbih
kavramlardan olup, her ne kadar mahiyeti bilinmese de sözlük anlamı itibariyle tarihte borazan
gibi kullanılan boynuz olduğunda dilciler ve müfessirlerin geneli hem fikirdir. Bazı
müfessirlerin sert eleştirilerine hedef olan bu yorumunda Ebû Ubeyde tek kalmıştır.
..... .. ...... .....“ . 5 (Ey Peygamber’in hanımları! İçinizden kim apaçık bir çirkinlik
yaparsa onun cezası iki kat verilir)” âyetinde geçen ..... kelimesini dilsel zorlamalarla üç kata
yorar. Ona göre, apaçık çirkinlik yapan Peygamber hanımlarına verilecek ceza üç kattır. Taberî,
böyle bir yorumu Ebû Amr ve öğrenci Ebû Ubeyde’den başkasının savunmadığını söyler.
Oysaki ..... kelimesi ..... fiilinin mefûlü mutlakı olup sayı bildirir. Buna göre âyet,
Peygamber hanımlarından çirkinlik yapanlara normal insanlara uygulanan cezanın “iki kat”ı
ceza uygulanacağını ifade etmektedir.
.......“ . 6 ” Ebû Ubeyde “kelâle” sözcüğüne de fakihlerin verdiği anlamdan farklı bir anlam
verir. Fakihlere göre kelâle, “kişinin babası veya erkek çocuğundan varisi bulunmama
durumunu” ifade eder. Ebû Ubeyde ise bunu “baba, erkek çocuk veya erkek kardeş varisi
bulunmama durumu” olarak izah eder ki bu yorum, başka hiçbir âlimden nakledilmemiştir.
Ebû Ubeyde’nin filolojik yorumlarındaki şaz görüşleri yansıtan bu örnekler, Mecazü’l-
Kur’ân’ın hacmi göz önünde bulundurulduğunda az sayılır ve eserin dil ve tefsîr çalışmaları için
ifade ettiği değerinden bir şey eksiltmez. Bununla beraber bu örnekler Ebû Ubeyde’nin Kur’ân
lafızlarını izah ederken lügat bilgisine gereğinden fazla itimat edip, konuyla ilgili fakihlerin
görüşlerine iltifat etmemesi sonucu bazen affedilemez ciddi hatalara düştüğünü gösterir. Bu
yüzden bazı Kur’ân lafızlarını izah ederken otorite dilciler ve müfessirlerce meşhur ve makbul
olan görüşlerin dışında şaz görüşler ileri sürmüştür.
Kaynak: Adem Yerinde, “Mecâzu’l-Kur’ân’ı Çerçevesinde Ebu Ubeyde’nin Tefsîrciliği”, Sakarya Üniversitesi
İlahiyat Fakültesi Dergisi, (2009) 19: 185-187.
Uygulama Çalışması
Başlangıç
.......
Zulm
...
Yeni
....
Yeni doğmuş erkek deve yavrusu
.......
Büyümeye devam etti
.. ... ....
Kınama amaçlı şiir söyleyen kimse
......
Âdeti
.....
(Eğer istersen bir önceki ayette yer alan) » ..«’ye atıf yaparsın
» ..« ...... ...
Eğer istersen bir önceki ayetten bağımsız düşünürsün
... ... ......
Eğer istersen “şiddetlenmek” kelimesiyle de düşünebilirsin
... ... .. ....
Sınırsız
.. .......
Bir öküz derisi dolusunca (Dönemin miktar belirtme tarzlarından
birisidir)
... ... ...
Açık alana alıştırılmış
....... .......
Çayırda otlayan
.....
Çoban
.......
Arınmış
......
Ona ihtimam gösterdi
......
Gözden Geçir
. Ma‘mer b. el-Musennâ’nın kısaca hayatı ve ilmî kişiliği hakkında bilgi veriniz.
. Ma‘mer b. el-Musennâ niçin eleştirilmiştir? Söyleyiniz.
. Ma‘mer b. el-Musennâ’nın tefsîrinin isminde yer alan “mecâz” kavramı hakkında bilgi
veriniz.
. Ma‘mer b. el-Musennâ neden çölde yaşayan bedevilerden yararlanmak istemiştir? Bilgi
veriniz.
Değerlendirme Soruları
1. Ma‘mer b. el-Musennâ hangi dil okuluna mensuptur?
a. Kûfe
b. Medîne
c. Basra
d. Horasan
e. San’a
2. “Mecâzu’l-Kur’ân” hangi tür tefsîr tarzında kaleme alınmış bir eserdir?
a. Fıkhî tefsîr
b. Tasavvufî tefsîr
c. Rivâyet tefsîri
d. Felsefî tefsîr
e. Dilbilim ağırlıklı tefsîr
3. Ma‘mer b. el-Musennâ’ın tefsîri ile Mutezilî tefsîr tarzı arasındaki benzerlik nedir?
a. Büyük günah işleyenlerle ilgili yorumlar
b. Emr-i bi’l-maruf nehy-i ani’lmünker konusundaki aşırılık
c. Bu tefsîrin el yazmalarının elimizde oluşu
d. Müteşabih ayetlerin tevil edilmesi
e. El-Menzile beyne’l-menzileteyn kavramının desteklenmesi
4. Ma‘mer b. el-Musennâ’nın eserleri onun hangi mezhebe aidiyetini doğrulamaktadır?
a. Vahhabîlik
b. Hambelîlik
c. Hâricîlik
d. Eş‘arîlik
e. Hiçbiri
5. Aşağıdakilerden hangisi metinde farklı anlatılmıştır?
....... . ...... ...... : .... .. ..... . ......... . « .......... » ( ..... ...... : (11 . « ........... » ( 11 ) :
: )11( » .......... «. 11 ( ...... . .. .. ... ( » ........ «. 11 ( ....... . .. ...... ( » ...... ......... ......... «. .....
....... .. ..... .... « »1« . 18 ( : ... ..... ( » ...... ...... «. 17 ( : ...... ...... ( ]» ............. « [. ...... .. .. ...
18 ( .... : .... ...... ... ...... ....... : ( » ........... «. 18 ( .... ... ... ( » .... ..............
21 ( : ..... .. ..... ........ ( » .............. «. 19 ( : ..... ..... ..... ..... ......... ( » ......... ....... ......... «. ......
...... ....... ...... :.... .. ....
a. .......... kelimesi ...... kelimesinin çoğuludur.
b. ...... adil, ...... zalim demektir.
c. .......... her türlü kusurdan uzak olmak demektir.
d. Ümmi peygamber, okuma yazma bilmeyen peygamber anlamına gelmektedir.
e. ........ kelimesi, .. ... mazi ve muzari kökünden gelmektedir.
İbn Cerîr et-Taberî < 101
İbn Abbâs
Prof. Dr. Ahmet Nedim Serinsu
Mukâtil b. Suleymân
Prof. Dr. Mehmet Akif Koç
Sufyân es-Sevrî
Prof. Dr. Ahmet Nedim Serinsu
Yahyâ b. Ziyâd el-Ferrâ‘
Dr. Esra Gözeler
Ebû Ubeyde Ma‘mer b. el-Musennâ
Prof. Dr. Mehmet Akif Koç
İbn Cerîr et-Taberî
Prof. Dr. Mehmet Akif Koç
Ebû Mansûr el-Mâturîdî
Prof. Dr. Halis Albayrak
Ebû el-Hasan el-Mâverdî
Prof. Dr. Salih Akdemir
Ebû Muhammed el-Bağavî
Prof. Dr. Salih Akdemir
Ez-Zemahşerî
Prof. Dr. Halis Albayrak
TEFSÎR METİNLERİ I
6
102 > 6. Ünite
Bu ünitede hicrî ilk üç asrın tefsîr birikimini rivâyetler aracılığıyla
sonraki asırlara ve günümüze aktaran Taberî ve tefsîri incelenecektir.
Hicrî dördüncü asrın hemen başında vefat eden İbn Cerîr et-Taberî’ye
ait bu tefsîrin üslup ve içerik özellikleri üzerinde yoğunlaşılacaktır.
Böylece bir taraftan ilk asırlardaki Müslüman kültürün tefsîr birikimine
vukufiyet sağlanacak, diğer taraftan da erken dönemdeki tefsîr
tasavvurlarına açıklık getirilmeye çalışılacaktır. Bu şekilde erken dönem
tefsîr tarihine tefsîr usulü kitaplarından değil de doğrudan tefsîrin kendi
içinden bakılacaktır.
Ünitede Taberî’nin hayatına kısaca temas edilirken ilmî kişiliği üzerinde
durulacaktır. Taberî’nin tefsîrinden, onu ve dönemindeki tefsîr
faaliyetlerini yakından tanıma fırsatı sağlayacak metinler sunulacak, bu
metinlerde öne çıkan hususlar incelenecektir. Ayrıca Taberî’nin tefsîrini
konu edinen akademik bir araştırmadan bu tefsîri tanıtıcı ve onunla
ilgili merak uyandırıcı bir okuma parçası verilecektir. Yine bu tefsîri
daha yakından tanımayı kolaylaştıracak bir dizi kaynakça ile ünite
zenginleştirilecektir.
Ünitede Ele Al›nan Konular
Ünite Hakk›nda
• İbn Cerîr et-Taberî’nin Hayatı
• İbn Cerîr et-Taberî’nin Tefsîrinin Özellikleri
• İlgili Literatür
• Örnek Metin
• Okuma Parçası
İbn Cerîr et-Taberî < 103
Bu üniteyi tamamladığınızda;
• Taberî’nin ilmî kişiliğine ilişkin bilgi sahibi olacaksınız.
• Tefsîr rivâyetlerini tanıyacaksınız.
• İlk Müslüman nesillerden tefsîr faaliyeti yürüten belli başlı kimselerin
isimlerine aşina olacaksınız.
• İlk hicrî asırlardaki tefsîr faaliyetlerinin dilini ve üslubunu
öğreneceksiniz.
• Taberî’nin rivâyetler arasından yaptığı tercihlerine dair örnekler
göreceksiniz.
• Taberî’nin özellikle rivâyet malzemesine nasıl yaklaştığını ve onu
nasıl değerlendirdiğini anlayacaksınız.
• Taberî tefsîri ile ilgili akademik çalışmalarla tanışacaksınız.
Bu üniteyi çalışırken;
• Bu ünitede tefsîr literatürünün en hacimli eserlerinden birinin
incelendiğini aklınızda tutunuz.
• Taberî’den sonraki hemen her müfessirin ondan neden alıntı
yaptığını anlamaya çalışınız.
• Taberî’nin sadece nakilci olduğu yolundaki yanlış algılamayı çürüten
özgün yönlerini ve tercih metodunu kavramaya çalışınız.
• Ansiklopedik bir eser özelliği taşıyan bu tefsîr aracılığıyla tefsîrde
söz sahibi insanları tanımaya çalışınız.
• Taberî’nin tefsîr ilminden başka tarih, fıkıh ve hadis gibi alanlarda da
söz sahibi olmasının tefsîrine nasıl bir zenginlik kazandırdığını
düşününüz.
• Taberî tefsîrini okurken klasik ‘rivâyet tefsîri’ ve ‘dirâyet tefsîri’
ayırımına ilişkin sahip olduğunuz bilgileri yeniden gözden geçiriniz.
• Ünite ile ilgili kaynakçadan ulaşabildiklerinizi göz önünde
bulundurarak çalışınız.
• Sanal ortamlardan, yerli ve yabancı elektronik kütüphanelerden
yararlanmayı ihmal etmeyiniz.
Ö¤renme Hedefleri
Üniteyi Çal›ş›rken
İbn Cerîr et-Taberî’nin (ö. 310/923) Hayatı
Ebû Ca‘fer Muhammed b. Cerîr et-Taberî, hicrî 224 yılında Taberîstan’ın Amul şehrinde
doğmuş, hicrî 310 yılında Bağdat’ta vefat etmiştir. Taberî ilimle iştiğal ettiği için evlenmeye
fırsat bulamamıştır. Neden Ebû Ca‘fer (Ca‘fer’in babası) künyesiyle isimlendirildiğini tam
olarak bilemiyoruz.
Taberî çok küçük yaşlarda Kur’ân hıfzını tamamladı. Çok genç yaşında da ilme düşkünlüğü ve
dünyanın geçici güzelliklerinden uzak duruşu ile temayüz etti. Dönemindeki ilim merkezlerinin
hemen hepsini rihleler (ilim amaçlı seyahatler) aracılığıyla dolaşmıştır. Bu şekilde, tefsîr, tarih
ve fıkıh başta olmak üzere İslâmî ilimler alanında çok geniş bir donanıma sahip olmuştur.
Taberî kadılık görevi de dahil olmak üzere kendisine teklif edilen hiçbir resmi görevi kabul
etmedi. Bunun sebebi bu görevlerin kendisini ilim ve irfandan uzaklaştıracağı korkusuydu.
Babası vefat edene kadar onun katkılarıyla, babasının vefatından sonra da ondan miras olarak
kendisine intikal eden bir tarlanın gelirleriyle geçimini sağlamıştır.
Taberî, Ahmed b. Hanbel’i (ö. 241/855) fakih olarak kabul etmemiş, onu muhaddisler arasında
saymıştır. Bu yaklaşımı sebebiyle Bağdat’ta bulunan Hanbelîler ona karşı cephe almışlar,
Taberî’ye ciddi bir baskı uygulamışlardır. Ancak Taberî bütün baskılara rağmen görüşünden
vazgeçmemiştir. Taberî önceleri Şâfiî iken daha sonra mezhep imamı hüviyeti kazanmıştır.
İbn Cerîr et-Taberî’nin Tefsîrinin Özellikleri
Taberî’nin Câmiu’l-beyân ‘an te’vîli ayi’l-Kur’ân isimli eserinin muhtelif baskıları vardır.
Günümüzde, 2001 yılında Hicr Yayınevi tarafından Abdullah Abdulmuhsin et-Turkî tahkikiyle
yayımlanan Kahire baskısına yoğun olarak müracaat edilmektedir. Taberî’nin tefsîri, ‘rivâyet
tefsîri’ türünün en önde gelen örneklerinden biridir. Yaklaşık 37.000 isnâdlı rivâyet
içermektedir. Bu rivâyetlerin yaklaşık %80’i tâbiîn ve sonrasına kadar ulaşmaktadır (mevkuf
rivâyetler). Kalan %20’si ise Hz. Peygamber ve sahâbe nesline kadar gitmektedir (merfu ve
maktu rivâyetler). Tabii ki bu %20’lik oran içinde Abdullah b. Abbâs’a (ö. 68/687) ulaşan
rivâyet sayısının tek başına çok büyük bir oran teşkil ettiğini unutmamak gerekmektedir. Bu
durumda Taberî’nin tefsîri bağlamında tefsîr ilminin tabiin nesliyle başladığını, bu nesilden
önceki dönemin bu ilim bakımından basit bir ön aşama olduğunu düşünmek icap etmektedir.
Taberî’nin yaşadığı döneme kadar irili ufaklı pek çok tefsîr telifatı gerçekleştirilmişti. Onun
döneminde, bu kitâbiyâtın, hem korunabilmesi hem de kolaylıkla kullanılabilmesi için kayıt
altına alınması gerekmişti. İşte Taberî bu ihtiyacı gidermek amacıyla ansiklopedik bir tefsîr
derlemeyi amaçlamıştır.
Taberî tefsîrinin kaynakları başta İbn Abbâs ve öğrencileri Said b. Cubeyr (ö. 95/714), Mucahid
(ö. 103/721) ve İkrime (ö. 105/723) olmak üzere Ebu’l-Aliye (ö. 90/709), ed-Dahhâk b.
Muzâhim (ö. 105/723), el-Hasan el-Basri (ö. 110/728), Katade b. Diame (ö. 117/735), İsmail b.
Abdirrahman es-Suddî (ö. 127/745), Rabi b. Enes (ö. 140/757), Muhammed b. İshak (ö.
150/767), İbn Cureyc (ö. 150/767) ve Abdurrahman b. Zeyd b. Eslem (ö. 182/798) gibi önde
gelen tâbiîn âlimleridir.
Taberî’nin çok yönlü ilmî kişiliği tefsîrine yansımıştır. Özellikle tarih alanındaki Kitâbu târîhi’lumem
ve’l-mulûk adlı eseri ile bütün dünyadaki ilgili akademik camianın yoğun ilgisini
çekmiştir. Yine Tehzîbu’l-âsâr isimli eserinde fıkıhta delil olarak kabul ettiği hadisleri özgürce
ve özgüvenle tartışabilmesi özellikle dikkat çekmektedir.
Taberî’nin tefsîr metoduna gelince, büyük oranda her âyetin anlaşılmasıyla ilgili farklı görüşleri
başlıklara ayırarak zikreder. Her bir görüşün başında zikru men kâle zâlike (bu görüşe sahip
olanların dökümü) başlığı altında ilgili görüşün sahiplerinden gelen bulabildiği bütün rivâyetleri
verir. Daha sonra da bu rivâyetlerin arasından tercihlerde bulunur. Özellikle kelime tahlillerinde
bir dil âlimi sıfatıyla kendi yaklaşımlarını sunar. Taberî Kur’ân’da yer alan 464 kelimeyi bizzat
tahlil etmektedir.
Tefsîrinde geniş bir kıraat bilgisi verir. Kıraat tercihlerindeki rahatlığı ve genel üslubunun
aksine önceki kıraat birikimini genellikle isnâd zikretmeksizin aktarması dikkat çekmektedir.
Kıraat konusundaki tercihlerinde yaşadığı dönemdeki İslâm coğrafyasında bulunan şehirlerin
önde gelen kıraat âlimlerine büyük bir güven duymaktadır.
Taberî, tefsîrinde şiirlerden yoğun bir biçimde yararlanmaktadır. Yine sarf ve nahiv kurallarını
kullanarak geniş açıklamalar yapmaktadır. Basra ve Kûfe dil okullarının açıklamalarını sık sık
gündeme getirmektedir. Genellikle dilin teorik kurallarını daha esnek yorumlayan ve dilin
yaşanan hayat içindeki rolüne dikkat eden Kûfe okulunun açıklamalarını tasvib etmektedir.
Taberî’nin tefsîr tarzında ‘zahir’in belirgin bir ağırlığı vardır. O, Kur’ân’a anlam verirken
mananın Arap dilinin kurallarına uygun olmasının lüzumunu ve Kur’ân metninin zahirinden
anlaşılanın esas alınması gerektiğini sık sık belirtir. Yine Taberî’nin tefsîr anlayışında âyetlerin
bağlamının çok özel bir yeri vardır. Ona göre, âyetlerin zahiri gerektirmedikçe ya da Hz.
Peygamber’den gelen sahih bir nass bulunmadığı sürece âyetlerin bağlam dışına çıkarılarak
anlaşılması caiz değildir. Böylece, herhalde ayetlerin istismar edilmesinin önünü kapatmak
istemektedir.
Yine Taberî’nin tefsîr anlayışında ‘Sünnîlik’ esastır. Özellikle Mu’tezile ve Mu’tezile’nin kader
anlayışını eleştirmek için fırsat kolladığı rahatlıkla söylenebilir. Aslında bu durum pek çok
müfessir için geçerli bir olgudur. Taberî de dahil olmak üzere herhalde Sünnî müfessirler,
Mu’tezile’nin yaklaşımlarında Sünnî kesime yönelik yakın bir tehdit algıladıkları için bu
konuda müsamahasız davranmışlardır.
Taberî tefsîrine geniş bir İsrailiyyât malzemesini de almıştır. Taberî’nin bu tutumu tefsîr
rivâyetlerini kaydederken seçici davranmama ilkesiyle de uyum arz etmektedir. İsrailiyyât
konusundaki temel kaynakları Ka’b el-Ahbâr (ö. 32/652), Vehb b. Munebbih (ö. 110/728) ve
İbn Cureyc’dir (ö. 150/767).
Taberî’nin çok geniş hacimli tefsîr malzemesini aktarması onun Kur’ân’ın manalarını bitmeztükenmez
gördüğü anlamına gelmez. Esas itibariyle Taberî’nin tefsîrdeki metodu, rivâyetler
aracılığıyla/arasında ilk muhataplarının anladığı manayı arama çabasına dayanmaktadır.
İlgili Literatür
Akdokur, F. (2010). Tehzibu’l-Âsar Bağlamında et-Taberî’nin Hadisçiliği. Basılmamış Doktora Tezi. Ankara.
Albayrak, H. (2002). Taberî ve Kırâat. Kur’ân ve Tefsîr Araştırmaları IV. İstanbul: Ensar Yayınları.
Alu Şakir, Abdullah b. Abdulaziz el-Muslih. (t.y.). el-İmam et-Taberi, Bahs fi’t-Tefsîr. Cami’atu’l-İmam Muhammed
b. Suud, Riyad.
Aydın, A. (2005). Taberî’nin Kur’ân’ı Yorumlama Yöntemi. Ankara: Ankara Okulu Yay.
Bayar, F. (2008). Taberî’nin Tefsîr Metodolojisi. Basılmamış Doktora Tezi. Bursa.
Ebu’n-Nil, Muhammed Abdusselam. (1989). et-Taberî el-Mufessir. el-Munazzametu’l-İslâmiyyetu, Kahire: Daru’t-
Takrib.
Gilliot, C. (1990). Exégése, Langue, et Théologie en İslâm: L’exégése Coranique de Tabari, Paris: Librairie
Philosophique J. Vrin.
_____. (1988). Langue et Coran Selon Tabarî, I- La Précellence du Coran. Studia Islamica, LXVIII.
_____. (1993). Exégése et Semantique Institutionella Dans le Commentaire de Tabarî. Studia Islamica, LXXVII.
Horst, H. (1951). Die Gewahrsmanner im Korankommentar des Taberî. Ein Beitrag zur Kenntnis der exegetichen
Überlieferung im Islam. Basılmamış Doktora Tezi. Rheinischen Friedrich-Wilhelms-Universitat zu Bonn.
El-Hufî, Ahmed Muhammed. (1963). et-Taberî. Kahire: Matbaatu Mısr.
Hurî, Umer Muhyiddin. (2008). Menhecu’t-Tefsîr inde’l-İmâmi’t-Taberî. Dimeşk: Dâru’l-Fikr.
İsmail, Muhammed Bekr. (1997). İbn Cerîr et-Taberî ve menhecuhu fi’t-tefsîr, Kahire: Dâru’l-Menâr.
Koç, M.A. (2010). Taberî Tefsîrini Anlamak Üzerine. AÜİFD, 51/1.
McAuliffe, Jane Dammen. (1998). Qur’anic Hermeneutics: The Views of al-Tabarî and Ibn Kathîr. Approaches to the
History of the Interpretation of the Qur’an içinde, Oxford: Clarendon Press.
Okçu, Abdulmecit. (2009). Kırâat Açısından Taberî ve Tefsîri. Ankara: Araştırma Yayınları.
____. (2010). Taberî’nin Yedi Harf Hakkındaki Görüşleri. Bir Müfessir Olarak Muhammed b. Cerir et-Taberî
Sempozyumu. Konya.
Olimov, Yunuscan. (2003). Taberî’nin Camiu’l-Beyanında Nesh. Basılmamış Yüksek Lisans Tezi. Ankara.
Öğmüş, Harun. (2010). Taberî Tefsîrinin Şiirle İstişhad Yöntemi Açısından Değerlendirilmesi. Bir Müfessir Olarak
Muhammed b. Cerir et-Taberî Sempozyumu. Konya.
Önen, H. (2012). Taberî Tefsîrinde Dirâyet. Yayınlanmamış Doktora Tezi. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü. Ankara.
Öztürk, M. (2010). Taberî’nin Tefsîr Anlayışında Selefîlik ve Ilımlı Zahirîlik. Bir Müfessir Olarak Muhammed b.
Cerir et-Taberî Sempozyumu. Konya.
Savlu, A.H. (1971). Müfessir Taberî ve Tefsîrdeki Metodu, Yayınlamamış Doktora Tezi. Ankara Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi. Ankara.
Şihabî, Ali Ekber. (1945). Ahvalu Asar Muhammed b. Cerir et-Taberî. Tahran: Çaphane-i Danişgah.
Umeyre, Abdurrahman. (1996). Dakaiku luğati’l-Kur’ân fî tefsîri İbn Cerîr et-Taberî I Beyrut: Alemu’l-Kutub.
Ünver, M. (2010). Siyakın Hegemonik Duruşuna Taberî Düzeltmesi. Bir Müfessir Olarak Muhammed b. Cerir et-
Taberî Sempozyumu. Konya.
Ez-Zidî, Yasir Huseyn. (1989). et-Taberî el-Müfessiru’n-Nakid. el-Munazzametu’l-İslâmiyyetu, Kahire: Daru’t-
Takrib.
Ez-Zuhaylî, Muhammed. (1999). el-İmamatu’t-Taberi, Dimeşk: Daru’Kalem.
Örnek Metin
Lukmân 31/6-10
..... .. ..... .... ..... : } ...... ........ .. . .. ..... .. .. . ........ ......... .. . ....... ....... .... .. ... . ... ........... .......
} ) ......... .. . ..... . .... . ) 6
..... ... ........ .. ..... ....
...... ........ .. . .. ..... .. .. ........( .... .....: .. ..... ......
....... ....... ..... .... .... .. .... .... ... .... .... .....
... .. ..... ... ....... ...: ... ..... .. .... ....... .. .... .... .. .. ... .. .. . .. ..... ..
....... .. ... ....... ...: ... .... .... ... .... .... ....: “.. ... . . ... ..... ......
.
... .... ............. ....
.......... ......... .... ...... ...... .... . .... ... .....
...... ........ .. . .. ..... .. .. ......... ( ”.
..... ... ..... ...: ... .... .. ..... ....... .. .... .... .. .. ... .. .. . .. ..... .. ....... .. ...
....... .. ... . ... .... .... .... ...... ... ... ...: “. .. ........... ..... . ” .... ....: “......... ..... .... .....
..... ......
...... ........ .. . .. ..... .. .. ......... ......... .. . ....... .... ( “.
..... .... .. ... .. ... .... .......... ...: ... .... ...: ... ...... .. ..... .. .... .. ...
........ .. ... ......... .. .... .... .. .. ... .. .. . .. ..... .. ....... .. ... ....... ...: ....
....... .. ...... .. ........ .. ..... .. .... .... .. .. ... .. .. . .. .... .. ....... .. ... ......
........ ...: .... .... .... ... .... .... .... ....: “.. .. . .. ...... ..........
.
... .... . . ....... .... .............
....... ..... .... .. ... . .... .. ...... .... ... ...... ....)...... ........ .. . .. ..... ... .. ........ ... ( ... ... .....”.
.... .....: .. .... ...: .. ..... ... ...... ........
* ... .. ... ...:
..... .... ...: ... ..... ...: ... ..... .. ...... ....
...... ........ .. . .. ..... ... .. ......... ......... .. . .......
.... ... .. .. . . ( ..... .... .. .. .... ... ..... .... ....... ......... .... ..... .. ....... .. ..... ....
...... ... .... ... .. ... .. . ... .. .....
..... .... .. ... .......... ...: ... .... .. ..... ...: ... ... ..... .. ... .. ... ....
......
........ .. . .. ..... .. .. ........( ...: .......: .........
..... ........ .... ....... ..... .. ...: .....: ....... .... .. ....... .... .. ... .. .... .......
... ... ....: .... ..... ... ....... ...: ..... ... ... ....... .. .. ... ....... ..... ...... ...
.......
.... ....... ... ... ....... ....... .... .... .....: .. ...... ......... ...
* ... .. ... ...:
..... .... .. ... ....... ...: ...... ... .... ...: ...... .... .. ..... .. ... .... .. ... ......
....... .. .... .. ...... .. ... ....... ...... ... ... ... .... .. ..... ... .... .. ...
.....
...... ........ .. . .. ..... ... .. ......... ......... .. . ....... .... ... .. .. . . ( .... ... ....: ....... ..... .. ... ...
... .. .... .... . ....
..... .... .. .. .. ...: ... ..... .. ..... ...: ...... .... ....... .. ..... .. .... .. ...... ..
... ........ ... ... ... ...... .. ... ....)...... ........ .. . .. ..... ... .. ......... ( ...: .......
..... ... ....... ...: ... .. . .. ..... .. ..... .. .... .. .... .. ... ....)...... ........ .. .
.. ..... ... .. ......... ( ...: .......
..... .... .. .. .. ...: ... ..... .. ...... ...: ... .... .. ....... .. .... .. ...... .. ...
....)...... ........ .. . .. ..... ... .. ......... ( ...: ...... ........
..... ... ..... ...... .. ....... .... ... .... .. ..... .. ..... .. .... .. ..... .. ... .... ..
....
...... ........ .. . .. ..... .. .. ......... ( ...: .. ...... ......
..... ... ..... ...: ... .... .. .... .. .... .. ... .... .. ..... .. .... .. ..... .. ...
..... .....
..... ..... .. ... ...... ......... ...: ... .... ..... ...: ... ... ... ..... .. ...... .. ..... ..
... ..... ...: .. ...... ......... ... .... ....
...... ........ .. . .. ..... .. .. ......... (.
..... ..... .. ... ....... ...: ... .... .... .. ..... ...: ... ...... .. ..... .. ... ...... .. .....
.. .... .. ....
...... ........ .. . .. ..... ... .. ......... ( ...: .. ...... ......... ...
..... ... ..... ...: ... .... .. ... ... ..... .. ..... .. ..... .. ...... .. ... .... ...: ....
........
..... ... ..... ...: ... ... .......... .. .... .. ...... .. ... ..... ...: .......
..... .... .. .... ...: ... .... ...: ... .... ...: ... .... .. ..... .. ... .... ....
...... ........
.. . .. ..... .. .. ......... ....... .. . ....... .... ( ...: .... ......: .. ...... ......
..... ... .... .... ....... .... ... ... ....... ...: ... ...... .. ..... .. .....)...... ........ .. . .. .....
.. .. ......... ( ...: .......
..... ... ....... ...: ... .... .. .... .... ...... .. ..... .. ..... .. ...... .. ..... ... ... ..
... .....
...... ........ .. . .. ..... ... .. ......... ( ...: .......
..... ... ..... ...: ... .... .. ...... .. ..... .. ..... ...: .......
...: ... .... .. ..... .. ...... .. ...... .....
..... ... ....... ...: ... ........ .. ...... .. ... ....... .. .....)...... ........ .. . .. ..... ... ..
......... ( ...: .. ....... .. . ... ....
..... ..... .. ... ...... ......... ...: ... .. . .. ... ......... ...: ... ...... .. ... ... ..... ..
.....)...... ........ .. . .. ..... ... .. ......... ( ...: ...... ......... .. ... ....
..... .... .. ..... ...: ... ... ..... ...: ... ..... ...... ....... ...: ... ...... ...: ... ......
..... .. ... ... ..... .. ..... .. ....
...... ........ .. . .. ..... ... .. ......... ( ...: ...... ........ ...... ......
.. ...... ..... .. ... .... .. .......
..... ..... .... ..... .... ... ... ..... .. .... .. ..... .. ....
...... ........ .. . .. ..... ... .. ......... (
...: .. ...... .. ...... .... .. ........ ...
..... ... ....... ...: ... .... .. .. .. .. ....... .. ... ..... .. .... .. ..... .. ...... ...
... ..
......... ( : .......
..... .... .. ....... ........ ...: ... ..... .. ....... .. ... ..... .. .... .. .... .... ...
....... .. ..... .....
..... ..... .. ........ ....... ...: ... ... ..... ..... ..... .. ...... .. ...... .. ....
...... ........
.. . .. ..... .. .. ......... ( ...: .......
..... ... ..... ...: ... .... .. ..... .. .... .. ....... ...: .......
.... .....: ... ......: ......
* ... .. ... ...:
..... .... .. ..... ...: ... .... ....... .. ... ....... .. ...... ...: .....: ......
.... .....: ... .... ......: ......
* ... .. ... ...:
.... .. ...... ...: .... ... ..... ....: ...... ..... ...: .... ...... .... .. ....
...... ........
.. . .. ..... .. .. ......... ( ....: ......
..... ..... ...: ...... ... .... ...: ... ... ... .. ....
...... ........ .. . .. ..... .. .. ......... ......... .. .
...... .... .... .. . . ............ .......( ...: ..... ... ...... ... ... ... ....
....... .. . ... .... ... ...... ... ...... .. ... ......
.... . .. .. ... .... ....... ... ..... ... ... ... ( .... .... ... ........ ...: .... ......: .. .... .... .....
...: ... ...... ...... .... ..... ..... ....
....... .. ..... .. ... .. ....: ... .. . . .. ... .. ...... ..... .. .... .... ... ... .... ..
....... .. ...... ... .... ..... . . .....
.. .. ......... ( .. .... .... ... .... .... ... ..... ...
.... .. .. . ... ...... ....... ...... .. ....
.....
......... .. . ....... .... ( ....: ... . ... .... ..... .. ... ...... .. ... .... ....... ... .. .. ....
.. ..... .... .... .....
..... .... .... .. ... ... ... ........
* ... .. ... ...:
..... .... .. .... ...: ... ... ...: ... .... ...: ... .... .. ..... .. ... ....)......... .. . ....... .... (
...: .... ....: ..... ....... .... .... ... ..... ... ... .. .... ..... ..... ......
.....
..... .. ..( ....: ... .. ... .. ....... ... ...... .... ... ... .. .. ....... ... .... .. ... ...
...... .....
... .......... .......( ...... ... ... .. ..... .... ...... .... . ... ....... ....... .... ...
......
... ..........( ..... .... .. ... ....
.. .....( ... ..... .....: ... ..... .. ..... ... .......
..... .... .... ..... .... ... .... . ... ......
... ..........( .... .... ... .. .. .....: .... .. ....
..... ......... ........
....... .. ..... .. ...: ..... ....... ........ .. . ... ........ ........ ....... ........ ... ......
..... ...... .. ....... ...... ...... .. ....
... ..........( .. ... .... .....
* ... .. ... ...:
..... .... .. ..... ...: ... ... ..... ...: ... ..... ...... ....... ...: ... ...... ...: ... ......
..... .. ... ... ..... .. ...... .. ... ....
... .......... .......( ...: .... .....
.... .....: .. ... .. ... .... .......
..... .... ...: ... ..... ...: ... ..... .. ....... ...: .... .. ..... .. ....... .. ..... .... ......
... .... ... .. ... .. . ... .. ..... ....... .... ...... ... ... .. .... .... .. .. ..... .. ...
.... .... .... .... ....... ..... ... ... ..... ..... .. .... .. ....... ....... ... .... .. ........
...
.....
......... .. . .... . .... . ( .... ..... ....: ..... ..... ..... .... ...... ... ...... ...... .. ....
..... ... ... ....... .... .... . .. . .. ... .....
..... .. ..... .... ..... : } ....... .. . ... .... ... ...... ... ...... .. ... ...... .... . .. .. ... .... ....... ... ..... ... ... ... .. ..... .. } ) ....... . ..... . ) 7
.... ..... ....: .... ..... ... ... .... ..... ... ...... ....... .. .... .... .... .... ..... .....
....)..... .. ... ......( ....: .... ..... ....... ......... ..... .. .... ... . ........ ...)... . .. .. ... ...
..... ... ......... ... ...( ....: .... ... .... .. .... ......
... ..... .... .. ..... ...: ... ... ..... ...: ... ..... ...... ....... ...: ... ...... ...: ...
...... ..... .. ... ... .... .. ..... .. ....
... ..... ... ... ...( ...: .....
.....
...... .. ...... . .... . ( .... ..... ....: .... ... ...... .. .... .... ... ...... .... ........ ..... ..
.. .... ... ....... ....... .... .... ......
..... .. ..... .... ..... : } ..... ......... ....... .......... ............. .. . ........ .......... ) 8( .......... ...... .. ... .......
} ) ...... ...... .. ....... . ........ ) 9
.... ..... ....
.... ......... .......( ..... ....... .. .... ..... .......)......... ............ ( ....: ....... .....
...... ... ..... .. ..... .... .... ...... ....... ... ..... ...)... . ........ .........( ....: ...... .....
......)...... .....( ....: ..... .... ... .. .....).. ... .... ......( ....: ..... .... .... .... .. . . ...
... ... .. )...... ......... ( ....: ... ...... .. ....... .. ... ..... ... ..... ... .. ..... )......... ( ..
.... .....
..... .. ..... .... ..... : } ...... ............. .... .. .... . .. .. .. ... ..... ... ... ... ... ......... .. . ...... .... . ....... ......
} ) .. . ..... ...... . ....... ... .... .......... .... ..... .. . ... ...... .. . ..... .. . . .... .. ) 01
.... ..... ....: ... ..... ...)...... ............ ( .....)... .. .... . .. .. .....(. ... .... .... ... ......
... ....... .. .... ....
... .. ... . .. .. .....( ....... ...... .. ..... .. ... ......
... ..... ... ..... ...: ... .... .. ..... .. ..... .. ..... .. ....... .. ... ....)... .. .... . .. .. .....(
...: ..... .... .. .......
....: ... ...... .. ... ....... .. .... .. ..... .. ..... .. ..... .. ..... .. ..... ...: .... ....
.. .......
...: ... .... .. .... .. ..... .. ..... .. ....... .. ... .... ...: ..... .... .. .......
..... ... ....... ...: ... ..... .. ..... .. ..... .. ... .....)...... ........... .... .. .... . .. .. .....( ...:
...... ... .... ... ......
..... .... ...: ... ..... ...: ... ..... .. ......)...... ............ ... .. .... . .. .. .....( ...: ... ..... .......:
.... ... ... ....... ... ... ....
.... ... ....)... .. .... . .. .. .. ...( ...: ... ... .. .......
.....
..... ... ... ... ... ......... .. . ...... .... . ( ....: .... ... ... ..... ...... ... ..... ...... ..
.... ... .. .. .... .... ....: .. .. ..... .... ... ... .. .... ... ..... .... .... . ....
... ..... .... ...: ... ..... ...: ... ..... .. ......
... ... ... ... ... ......... ( : ..: .....). . ...... .... . (
...... ........ ..... ... .. .. .. ..... ..... .... ... ... ......:
...
.
.... .. .. . . . .... .........
.....: .. .....
.....
....... ..... .. . .. . ..... . ( ....: .. .. .. ..... .. . . ..... ..... . . ....: ..... . ... .. . .. ...
..... ... .... .. . .. . . ... ......
.....
..... .. .... ......... ... ... .. ... ..... .. . .. . .. . . .... .. ( .... ..... ....: ....... .. ...... ..... .......
.... ..... .. ..... .. . . .... ....: .. .. ... .. ......)....(. ... ..... .........
... ..... .... ...: ... ..... ...: ... ..... .. ......).. . .. . .. . . .... .. ( : .. ....
Okuma Parçası
Sünnîlik
Taberî, Sünnî bir bakışla Kur’ân’a yaklaşmaktadır. O, Mutezilî, Şiî ve Haricî görüşlerle amansız
bir mücadele yürütmüştür. Kader konusunda mümine “kendi akıbetinden endişe duymasını”
salık veren rivâyetleri ısrarla işlemektedir. Aynı konuda farklı düşünen Mutezile’yi –yakın
tehdit gördüğünden olacak– eleştirmek için adeta fırsat kollamaktadır: 7/Âraf suresinin 16.
ayetinde Şeytan Allah’a hitap ederken febimâ ağvaytenî… (Beni azdırdığın için…) ifadesini
kullanmaktadır. Taberî’ye göre, Şeytan bile ‘dalâlet’i kendinden değil Allah’tan bilirken,
Mutezile insanın hidayet ve dalâlet bakımından hür olduğunu söyleyebilmiştir. Hemen
belirtelim ki Kur’ân’a uygun olan düşünce Taberî’nin tercihiyle örtüşmektedir. Onun tercihi, bir
yönüyle adaletin sağlandığı, diğer yönüyle ilahi rehberliğin müdahil olduğu, son tahlilde de bu
denklemin insani kapasiteyle tam algılanamadığı bir temele oturmaktadır. Ancak, Taberî’nin,
Şeytan ile Allah arasında gerçekleşen diyalogdaki bir kelimenin vezninden (if’âl) hareket
ederek, sadece filolojinin ilgilenmesi gereken bir ifadeyi kelâmî bir bağlama yerleştiren
rivâyetlere katılması tabii ki eleştirilmelidir. Neyse ki, onun Mutezile karşıtlığı söz gelimi
“kaderîlik”le suçlanan Ma’bed el-Cuhenî’den (ö.h.80/m.699) gelen tefsîr rivâyetlerini göz ardı
etmesine sebep olmamıştır. Daha önce de üzerinde durduğumuz gibi Taberî büyük oranda
ulaştığı tüm rivâyetleri kaydetmiştir. Aslında Taberî, mezhepler arasındaki temel tartışma
noktalarını bir tarafa bırakacak olursak kendi tercihlerini ısrarla dayatan bir tefsîr tasavvuruna
da sahip değildir. Aksi halde tercih etmediği görüşleri ğayri medfû’a (kabulünde bir beis yoktur)
şeklinde vasıflandıramazdı. Yine o, özellikle gaybî konularda tercihi gerektiren herhangi bir
haberin bulunmadığı farklı yaklaşımların her birine cevaz verebilmektedir. Mesela Sidratu’lmuntehâ
hakkındaki değerlendirmeleri bu yöntemle ele almaktadır:
Bu konuda doğru olan şöyle söylemektir: Muntehâ’nın manası “Son”dur…
Bunun için Ka’b el- Ahbâr’ın (ö. 23-35/644-655) söylediği gibi ona
yaratıkların ilminin bittiği yer anlamında Sidratu’l-muntehâ denmesi caizdir.
Abdullah b. Mesud’un (ö. 32/652) söylediği gibi yükselmenin ve alçalmanın
son bulduğu yer olduğu için Sidratu’l-muntehâ denmesi de caizdir.
Rasulullah’ın sünnetine ittiba eden herkesin ulaşacağı yer olduğu için
Sidratu’l-muntehâ denmesi de caizdir. Bunların her birinin birlikte
düşünülmesi de caizdir. Bunların birini diğerine tercih edecek bir haber varid
değildir…
Taberî mezkûr cevaz yöntemini kıraat içerikli rivâyetlerde çokça uygulamaktadır. Bu tür
rivâyetleri zikrettikten sonra sık sık şu formülü vererek Kur’ân okurunun hareket alanını
genişletmektedir:
Bence bu konuda doğru olan; o iki kıraatin, manaları yakın ve önde gelen
kârîlerin okuduğu kıraatler olmasıdır. Kur’ân okuru hangisini okursa okusun
isabet kaydeder.
Genel Değerlendirme
Taberî tefsîri, ayetlerin manalarını “bitmez-tükenmez” bir kaynak gibi tasavvur eden
yaklaşımları desteklemez. Aksine o, vahiy ortamının şartları ve o ortama yakın tarihlerde
yaşamış insanların anlayışlarını esas alarak mümkün olduğunca nesnel bir manayı hedefleyen
çizginin önde gelen kaynağıdır. Müellifi Taberî ilk üç asrın tefsîr birikimini derlemekle
kalmamış kendisini büyük oranda bu birikimle kayıtlamıştır. Büyük çoğunluğu Tabiin neslinden
olmak üzere Sahabe’den ve Hz. Peygamber’den gelen rivâyetleri değerlendirmiştir. Taberî, Hz.
Peygamber’e ulaşan sahih rivâyetleri bağlayıcı görür. Şöyle söylemektedir:
Eğer Rasülullah’dan gelen zikrettiğimiz bu iki haber ya da birisi sahih olsaydı
başka bir söz söylemezdik. Fakat isnadlarında ihtiyatlı davranmayı gerektiren
bir sorun vardır.
Ancak o, kendini, bir sahabi olan Abdullah b. Mesud’un (ö. 32/652) görüşünü bir muhadram
olan Ka’b el-Ahbâr’ınkine (ö. 23-35/644-655) ya da bir tabii er-Rabî b. Enes’inkine (ö.140/757)
tercih etmek zorunda hissetmemiştir.
Taberî’nin, tercihlerini ve tevillerini gerekçelendirmeye büyük önem verdiği müşahede
edilmektedir. Onun tercih ve tevillerine edebi açıdan bakıldığında da, ayetlere bâtıni, gizemli,
beklenmedik ya da şâz gramer kurallarına dayalı anlamlar verilmesine sıcak bakmadığı
görülmektedir. Kendi ifadesiyle metne ‘zâhiri’ne uygun anlam verilmelidir.
Kaynak: Mehmet Akif Koç, “Taberî Tefsîr’ini Anlamak Üzerine - I”, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi,
1/51(2010): 79-92.
Uygulama Çalışması
Bedel, para
.....
Bana göre bu iki yorumdan doğru olanı,
şunların yorumudur… Taberî’nin iki görüş
arasında tercih yaparken kullandığı bir
kalıptır.
.... . ...... . . .... . ...... .... . .. ...
Şarkıcı kadınlar
.. ....... ....
Hadis tahammül yollarından ‘Bana söyledi’
anlamına gelen bir lafız
.....
Hadis tahammül yollarından (bana söyledi)
anlamına gelen lafzın kısaltılmış şekli
.. . :.....
‘Bu iki manadan metnin zahirine en uygun
olanı…’ Taberî’nin ‘zâhir’ ilkesini kullarak
yaptığı bir değerlendirmedir.
.... ... . ..
Şarkı
......
‘Bana haber verdi ki’ anlamına gelen hadis
tahammül yollarından biridir.
......
Davul
.......
Bu konuda doğru olan… Taberî’nin
görüşünü bildirirken kullandığı bir kalıp
....... .. ..... . . ...
‘Birini diğerine tercih edecek bir vurgu
yapılmadı. Burada genel bir anlam vardır.
Bu genel anlam içine ‘şarkı’ ve ‘şirk’ gibi
özel olarak gündeme getirilen hususlar da
dahildir.’ Taberî’nin hiçbir sebep yok iken
anlamı darlaştırmaya yönelik girişimlere hiç
de sıcak bakmadığını gösteren bir
değerlendirmesidir.
.. . .... ..... ... .... .... .. . ......
.. . ... . .. .. . .. . ...... ....... ...... ..
...
‘Bu ikisi şehirlerin önde gelen karilerince
maruf kıraatlerdir. Kârî hangisini tercih
ederse etsin isabet eder”. Taberî’nin, kıraat
konusundaki yaklaşımlarını zikrederken sık
sık kullandığı bir kalıptır.
..... ....... ........ . . . ... ........ ........
.. ..... ........ ... ....... .....
Utandıran
.... .
Küçük düşüren
.. .
Yüz çevirdi
.... ....
Tartışmasız
... . .. ..
‘… Allah’ın… sözü hakkında tefsîrcilerin
farklı görüşlerini daha önce aktarmıştım”.
Taberî’nin sistemli bir telif faaliyeti
yürüttüğünü gösteren ifadesidir. Zaman
zaman benzer ifadelerle tefsîrinin daha
önceki kısımlarına atıfta bulunarak tekrarlara
düşmekten kaçınmaktadır.
... .... . . .. ... ...... ... ...... . . . ....
....
‘Gördüğünüz bir direk olmaksızın’: 1.
Ortada bir direk yok. Bundan dolayı
göremiyorsunuz. 2. Ortada bir direk var.
Fakat siz onu göremiyorsunuz.
... .. .... . .. .. .....
Tay sürekli hareket halindedir.
... .. ... ... .. . . . ..... ........ .
İsnâd İncelemesi
Taberî’nin tefsîrinde en fazla tekrarlanan
isnad kalıbıdır. Bu tefsîrde yaklaşık 3060
kere tekrarlanmaktadır.
..... .... ...: ... ..... ...: ... ..... .. ......
Taberî’nin tefsîrinde en fazla tekrarlanan
isnad kalıpları arasında üçüncü sıradadır. Bu
tefsîrde yaklaşık 1560 kere
tekrarlanmaktadır. Ayrıca bir aile isnadıdır.
Her bir râvî diğerinin yakın akrabasıdır.
.... . . ... .. .... ...: .. . .. .. ...: .. .
.... ...: .. . .. .. .. .. ... .. ... .. ..
Taberî’nin tefsîrinde en fazla tekrarlanan
isnadlar arasında beşinci sıradadır. Bu
tefsîrde yaklaşık 1000 kere
tekrarlanmaktadır.
.... . . ... .. ..... ...: ... ... ..... ...:
... .... ..... . .. ..... ...: ... .. .... ...:
... ..... ....... .. ... .. . . .... .. . ....
Taberî’nin tefsîrinde en fazla tekrarlanan
isnadlar arasında ikinci sıradadır. Bu tefsîrde
yaklaşık 1800 kere tekrarlanmaktadır.
.... . ..... ...: ...... ... .... ...: ... ...
...
Gözden Geçir
. Taberî’nin kısaca hayatı ve ilmî kişiliği hakkında bilgi veriniz.
. Taberî’nin Ahmed b. Hanbel’i neden fakih kabul etmediğini söyleyiniz?
. Taberî neden resmi görev tekliflerinin hiç birini kabul etmemiştir? Düşününüz.
. Taberî’nin en önde gelen kaynakları hangileridir? Bu kaynaklar hangi nesilde
yoğunlaşmaktadır? Söyleyiniz.
. Taberî’nin tefsîr metodu hakkında bilgi veriniz.
. Zikru men kâle zâlike [Bu görüşe sahip olanların dökümü] başlığı size ne
hatırlatmaktadır? Belirtiniz.
. Taberî neden ‘zâhir’ üzerinde ısrarla durmaktadır? Söyleyiniz.
Değerlendirme Soruları
1. Aşağıdakilerden hangisi Taberî’nin rihleler (ilim amaçlı seyahatler) aracılığıyla edindiği
doğrudan bir kazanım olarak kabul edilebilir?
a. Sünnî bir bakış açısına sahip olması
b. Âyetleri tefsîr ederken bağlama dikkat etmesi
c. Ansiklopedik bir rivâyet tefsîri derlemeyi başarması
d. Müstakil bir mezhep imamı hüviyeti kazanması
e. Ahmet b. Hanbel’i fakih kabul etmemesi
2. Taberî tefsîrindeki rivâyetlerin yaklaşık %80’lik kısmının ancak tâbiîn nesline ve sonrasına
kadar ulaşması aşağıdakilerden hangi yorumu makul kılabilir?
a. Taberî naklettiği rivâyetlerle de uyumlu olacak şekilde Ahmet b. Hanbel’i fakihler
arasında saymamaktadır.
b. Kur’ân’ı anlama sorunu baskın bir biçimde tâbiîn nesli ve hemen sonrasında yaşandığı
için tefsîr ilmi de esas itibariyle bu dönemde başlamıştır.
c. Taberî naklettiği kıraat içerikli rivâyetleri isnâdlarına dikkat etmeksizin vermektedir.
d. Taberî rivâyetleri naklederken büyük oranda seçici değildi.
e. Taberî sahâbe neslinden gelen rivâyetlere güven duymamıştır.
3. Taberî, tercihlerinde aşağıdakilerden hangi hususa dikkat etmemiştir?
a. Ayetlerin bağlamına
b. Ayet metinlerinin zahirinden anlaşılan anlama
c. İsrailiyattan kaçınmaya
d. Sünnî geleneğin yaklaşımlarına
e. Önde gelen kıraat imamlarının görüşlerine
4. Taberî neden ayetlerin zahir anlamlarına uygun bir biçimde anlaşılması gerektiğini
düşünmektedir?
a. Tasavvufî eğilimlere çok sıcak bakmadığı için
b. Kur’ân’a, herkesin istediği biçimde kuralsız olarak anlam vermesinin önüne
geçebilmek için
c. Taberî genellikle Kûfe dil okulunun yaklaşımlarını desteklediği için
d. İbn Abbâs ve öğrencilerinden gelen rivâyetlerin daha fazla zahir anlamı desteklediğini
gördüğü için
e. Dönemindeki diğer müfessirlerle rekabet edebilmek için
5. Aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
a. Taberî ilk tefsîr yazarlarındandır.
b. Taberî döneminde tefsîr rivâyetlerinin bir araya getirilerek kayıt altına alınması bir
ihtiyaç olarak belirmişti.
c. Taberî tefsîrindeki veriler ışığında, sahâbe kaynaklı tefsîr rivâyetlerinin çok önemli bir
bölümünün Abdullah b. Abbâs’a ulaştığı görülmektedir.
d. Taberî, tefsîrinde bir dil uzmanı gibi değerlendirmeler yapmaktadır.
e. Taberî ansiklopedik bir tefsîr eseri derlemiştir.
6. Aşağıdaki isimlerden hangisi Taberî’nin tefsîr kaynakları arasında yer almaz?
a. El-Hasan el-Basrî
b. Abdullah b. Abbâs
c. Mukâtil b. Suleymân
d. Abdurrahman b. Zeyd b. Eslem
e. Katâde b. Diâme
7. Aşağıdaki metne göre İbn Abbâs ve Katâde arasında hangi konuda görüş ayrılığı vardır?
.... .... . ....: ... ..... ... } .. .... ............ { ..... } ... .. .... . .. .. ..... {. ... .... . . ..
... ...... ... ...... . . . .... .... } ... .. .... . .. .. ..... { .. ..... ...... .. ..... . . ... ..... ...
..... ...: ... .... .. ..... .. ..... .. ..... .. ...... .. ... .. .. } ... .. .... . .. .. ..... { ...:
..... .... .. ...........: ... ...... .. ... .. .. ... .. .... .. .. ... .. ..... .. .. ... .. ... .. ..
. ..... ...: .... .... .. ....... ...: ... .... .. .... .. ..... .. ..... .. ...... .. ... .. ...
...: ..... .... .. ............ ... .. ..... ...: ... . .... .. ..... .. ..... . . ... .. ... }.. ....
............ ... .. .... . .. .. ..... { ...: ...... ... .... ... ........... .... ...: ... ..... ...: ... ..... ..
...... } .. .... ............ ... .. .... . .. .. ..... {... .. ... ......: .... ... ... ....... . .. ... ....
a. Göklerin yedi kat yaratılışı
b. Mucâhid’in sözünün bağlayıcılığı
c. Göklerin ‘direkli’ ya da ‘direksiz’ yaratılması
d. Göklerin yaratılması hakkında Hz. Peygamber’den gelen bir rivâyetin
değerlendirilmesi
e. Göklerin yaratılış süreci
Ebû Mansûr el-Mâturîdî < 123
İbn Abbâs
Prof. Dr. Ahmet Nedim Serinsu
Mukâtil b. Suleymân
Prof. Dr. Mehmet Akif Koç
Sufyân es-Sevrî
Prof. Dr. Ahmet Nedim Serinsu
Yahyâ b. Ziyâd el-Ferrâ‘
Dr. Esra Gözeler
Ebû Ubeyde Ma‘mer b. el-Musennâ
Prof. Dr. Mehmet Akif Koç
İbn Cerîr et-Taberî
Prof. Dr. Mehmet Akif Koç
Ebû Mansûr el-Mâturîdî
Prof. Dr. Halis Albayrak
Ebû el-Hasan el-Mâverdî
Prof. Dr. Salih Akdemir
Ebû Muhammed el-Bağavî
Prof. Dr. Salih Akdemir
Ez-Zemahşerî
Prof. Dr. Halis Albayrak
TEFSÎR METİNLERİ I
7
124 > 7. Ünite
Ünitede Ebû Mansûr el-Mâturîdî’nin hayatı ve ilmî kişiliği ele alınmış;
Onun Kur’ân tefsîri Te’vîlâtu’l-Kur’ân’ın özellikleri tanıtılmıştır.
Te’vîlâtu’l-Kur’ân’dan seçilmiş metinler verilmiştir. Metinler üç ayrı
sûreden seçilmiştir.
Ünitede Ele Al›nan Konular
Ünite Hakk›nda
• Ebû Mansûr el-Mâturîdî’nin Hayatı
• Ebû Mansûr el-Mâturîdî’nin Tefsîrinin Özellikleri
• İlgili Literatür
• Örnek Metin
• Okuma Parçası
Ebû Mansûr el-Mâturîdî < 125
Bu üniteyi tamamladığınızda;
• Ebû Mansûr el-Mâturîdî’nin hayatı ve ilmî kişiliğini tanıyacaksınız.
• Te’vîlâtu’l-Kur’ân’ın özelliklerini sıralayabileceksiniz.
• Mâturîdî’nin ‘tefsîr’ ve ‘te’vîl’ kavramlarına ilişkin görüşünü
kavrayacaksınız.
• Örnek metinleri okuyarak Mâturîdî’nin te’vîl yöntemine ilişkin
sonuçlar çıkaracaksınız.
• Örnek metinleri okuyarak ilgili Kur’ân âyetlerinin yorumlarına ilişkin
bilgi edineceksiniz.
Bu üniteyi çalışırken;
• Kitabınızdaki üniteyi anlayarak okumaya çalışınız.
• Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopesi, el-Mâturîdî maddesinin
“Tefsîr İlmindeki Yeri” başlıklı bölümü [23: 157-159] okuyunuz.
• Şaban Ali Düzgün’ün editörlüğünde hazırlanan Mâturîdî’nin Düşünce
Dünyası (T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, Ankara 2011) adlı
kitabı gözden geçiriniz.
• Örnek metinleri okumaya başlamadan önce bir Türkçe Kur’ân
tefsîrinden ilgili âyetlerin tefsîrini içeren bölümleri okuyunuz.
• Metinleri Arapça sözlük yardımıyla anlamaya çalışınız.
Ö¤renme Hedefleri
Üniteyi Çal›ş›rken
Ebû Mansûr el-Mâturîdî’nin (ö. 333/944) Hayatı
Ebû Mansûr el-Mâturîdî, Samanoğulları’nın Maveraunnehr’deki hükümranlığı döneminde
yaşadı. Türk asıllıdır. Hanefîliğin üçüncü/dördüncü kuşak âlimlerindendir. Hocaları, Ebû Bekr
Ahmed b. İshak el-Cuzcanî, Nusayr b.Yahya el-Belhî ve Nisabur kadısı Ebu Bekr Muhammed
b. Ahmed b. Recâ el-Cuzcanî’dir. İlmî hayatı ve yolculuklarına ilişkin bilgiye sahip değiliz.
Resmî bir görev üstlenip üstlenmediği de bilinmemektedir. Ebû Ahmed el-Iyadî, Ebu’l-Hasen
Ali b. Saîd er-Rustufeğnî ve Ebû Muhammed Abdulkerîm b. Musa el-Bezdevî gibi âlimler Ebû
Mansûr el-Mâturîdî’den kelâm ve fıkıh dersleri almıştır. Mâturîdî, ehl-i sünnet âlimlerindendir.
Hilafet merkezi olan Bağdad’a uzak bir coğrafyada yaşamış olması, onun ilim âleminde
yeterince tanınmasına imkân vermemiştir. Ebû’l-Muîn en-Nesefî (ö. 508/1115) ile birlikte
Mâturîdîlik bir kelâm akımı olarak tarihteki yerini almıştır. Ebû Mansûr el- Mâturîdî, Mâturîdî
mezhebinin imamıdır.
Ebû Mansûr el-Mâturîdî’nin Tefsîrinin Özellikleri
Ebû Mansûr el-Mâturîdî’nin Te’vîlâtu’l-Kur’ân adlı Kur’ân tefsîri, dirâyet tefsîrinin ilk
örneklerindendir. Mâturîdî, Te’vîlât’ın başında tefsîr ve te’vîli birbirinden ayırır. Sahabîler
Kur’ân’ın nüzulüne şahit oldukları için o, tefsîri sahabenin işi; te’vîli de âlimlerin faaliyeti
olarak görür. Eserine Te’vîlâtu’l-Kur’ân adını vermesinin temel sebebi bu olmalıdır. Mâturîdî,
eserinde tefsîr ve te’vîl yöntemini birlikte kullanmıştır. O, bir yandan sahabîlerden rivâyet
edilen tefsîr ve te’vîllere yer verirken diğer yandan aklî yorumlar ve açıklamalar yapmıştır.
Te’vîlâtu’l-Kur’ân’ın temel özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:
. Âyetlerin sebeb-i nüzûllerine ilişkin bilgilere yer verilir.
. Sahabîlerin görüşleri kaydedilir.
. Kelimelerin semantik tahlilleri yapılır.
. Kelime tahlillerinde dil bilginlerinden yararlanılır.
. İhtiyaç duyulduğunda şiirlerden yararlanılır.
. Özellikle anlamla ilişkisi çerçevesinde kıraatlere yer verilir.
. Hadis ve haberlerin isnâdı zikredilmez.
. Az da olsa İsrailiyyat türü bilgilere yer verilir.
. Kur’ân’ın Kur’ân’la tefsîri/te’vîli yapılır.
. İtikadî konular aklî yorumlamalar ışığında ele alınır.
. Fıkhî yorumlarda Hanefî çizgide yorumlar yapılır.
. Müslümanların ihtiyaç duyduğu alanlarda yorumlar yapılır.
. Te’vîlatu’l-Kur’ân’ın ez-Zemahşerî (ö. 538/1143) ve Fahruddin er-Râzî (ö. 606/1209)
gibi âlimlerin eserlerine kaynaklık ettiği de söylenmelidir.
İlgili Literatür
Akgül, M. (2001). Ebû Mansûr el-Mâturîdî ve Te’vîlâtu’l-Kur’ân. Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 4:
57-67.
Albayrak, H. (1992). Kur’ân’ın Bütünlüğü Üzerine, İstanbul: Şule Yayınları.
________, Paçacı, M., Gözeler, E. (2006). Tarih İçinde Tefsir ve Tefsir Eğilimleri. Mehmet Paçacı ve İsmail Hakkı
Ünal (Ed.), Kur’an ve Hadis İlimleri içinde (s. 147-186), Ankara: Ankuzem Yayınları.
________. (2009). Tefsîr Usûlü. İstanbul: Şule Yayınları.
________. (2011). Tarihin İçinden Kur’ân’ı Algılamak. İstanbul: Şule Yayınları.
Bilmen, Ö.N. (1960). Büyük Tefsîr Tarihi. Ankara: Diyanet İşleri Reisliği.
Cerrahoğlu, İ. (1996). Tefsîr Tarihi. Ankara: Fecr Yayınevi.
_________. (1997). Tefsîr Usûlü. Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı.
Çalışkan, İ. (2010). Tefsîrde Mâturîdî’yi Keşfetmek: İmam Mâturîdî ve Te’vîlâtu’l-Kur’ân’ın Tefsîr İlmindeki Yeri.
Milel ve Nihal: İnanç, Kültür ve Mitoloji Araştırmaları Dergisi, VII/2: 67-93.
El-Dâvûdî. (1972). Tabakâtu’l-mufessirîn. tah. ‘Alî Muhammed ‘Umar. Kahire.
Demirci, M. (2001). Tefsîr Usulü ve Tarihi. İstanbul: İFAV Yayınları.
Düzgün, Ş.A. (2012). Mâturîdî’nin Kur’ân Yorum Yöntemi. Kelam Araştırmaları Dergisi. X/1: 1-18.
Gilliot, C. (2002). Exegesis: Classical and Medieval. Jane Dammen McAuliffe (Ed.), EQ 2 içinde (s. 99-124),
Leiden: Brill.
Huleyf, F. (1974). Ebû Mansûr Mâturîdî Hayatı ve Eserleri. Mustafa Öz (Çev.), Diyanet İlmi Dergi XIII/5: 316-319.
Kırca, C. ( ). Ebû Mansûr el-Mâturîdî’nin Tefsîr ve Te’vîl Anlayışı. Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Dergisi 3: 281-295.
Korkmaz, S. (2001). İmam Ebû Mansûr el-Mâturîdî’nin Hayatı ve Eserleri. Dini Araştırmalar IV/10: 89-120.
Paçacı, M., Ünal, İ.H. (Ed.) (2006). Kur’ân ve Hadis İlimleri. Ankara: Ankuzem Yayınları.
Kutlu, S. (2003). Bilinmeyen Yönleriyle Türk Din Bilgini: İmâm Mâturîdî. Dini Araştırmalar V/15: 5-28.
El-Mâturîdî. (2003). Te’vîlâtu’l-Kur’ân. tah. Bekir Topaloğlu, Ahmet Vanlıoğlu. İstanbul.
Düzgün, Ş.A. (Ed.) (2011). Mâturîdî’nin Düşünce Dünyası. Ankara: T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları.
Özdeş, T. (1997). İmam Mâturîdî’nin Te’vîlâtu Ehli’s-Sünne Adlı Eserinin Tefsîr Metodolojisi Açısından Tahlil ve
Tanıtımı. Doktora Tezi, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kayseri. Link
_____. (1998). Mâturîdî’nin Fıkhî Yönü ve Metodu Üzerine Bazı Değerlendirmeler. Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi Dergisi 2: 343-360.
Özen, Ş., Topaloğlu, B. (2003). Mâtürîdî. DİA 28: 146-164.
Es-Suyûtî. (2004). el-İtkân fî ‘ulûmi’l-Kur’ân, tah. Fevvâz Ahmed Zemerlî. Beyrut.
________. (1976). Tabakâtu’l-mufessirîn, tah. ‘Alî Muhammed ‘Umar. Kahire.
Et-Tancî, Muhammed b. Tavît. (1955). Abû Mansûr al-Mâturîdî. AÜİFD IV/1-2: 1-12.
Türcan, G. (2010). Mâturîdî’ye Göre Muhkem ve Müteşâbih Ayetler. Milel ve Nihal: İnanç, Kültür ve Mitoloji
Araştırmaları Dergisi VII/2: 277-294.
Yazıcıoğlu, M.S. (1985). Mâturîdi Kelâm Ekolü’nün İki Büyük Siması: Ebû Mansûr Mâturîdî ve Ebu’l-Mu’în Nesefî.
AÜİFD XXVII: 281-298.
Ez-Zehebî, Muhammed Husayn. (1976). et-Tefsîr ve’l-mufessirûn. y.y.
Örnek Metin
Tevbe 9/60
... .... ....... .. - .... ...... - .. ..... .... .... ... . { . .... .... ................ } : - .. ... - .....
......... .. ........ ..... .. ...... ........ ... .. ... ... ... .... ...... .... .. ...... ....... ....
... ... ... .... .. ...... ... ..... ..... ... - ... .... ... - .. ...... ... ...... .. .... .... ....
...... ....... .. ... .... .. ..... ... ... .. ....... .... ....... ........ ........ .. ... ..... ..
.... ...... .... ... ... ..... .... ..... ... ... ... ........ ... ...... .... ..... ..... .... ..... ...
..... ... ..... .. ... ........ ....... ........ ... ....... .... ... ... ..... .. ... ... .... -
... .... ..... - ... ... .. ...... ... .. ...... .. .... ...... .. ... .... ... ... ... - ...
.... ... - .....: .. ..... .... ..... .. ..... ..... ..... ... .... ... ... ...... ... .... ]..[
......... ....... ...... .... .... ..... ....... ..... ... - ... .... ... - .... .. ...... ....... ...
... ........ .... ... ... .. .. ....... ....... .. ........ .. ... .... ...... ...... ..... .. .....
..... ....: .. .... .... ... .... .... .... ... ........ ........ ..... ..... ... .... - ..... - .. ...
........ ..... ...... ....... .. .... .... ...... .. ....... .... .... ... ... ....... ... ... ... ..
.... ... ... .... ...... .... ... ...... ... ... .... ....... ... .... .... .. ... ..... .. .....:
......: .. ..... - .... ...... - ... ..... ..... ... ... ........ ......... ...... ... ..... .. ... ...
....... ....... .... ... .... ....... ..... .... ... ... ... ...... ....... .. ... ......... .... ...
.......: .. ... .... - ..... -:}... ..... ......... ... ....... .... ........ ....... . ....... ... ........ { ].......: 76 [ .....
..... ....... .... .. .... ....... .... .... ..... ...... ..... ...... .. ... ........ ..... ... .........
.... ..... .. ..... ..... ... .. .. ..... ........ ..... ..... ... ..... ..... .... ..... .......... .......
...... .... ]..[ .... ..... .. ..... .. .... ...... ... ... ... .... .... - ... .... ..... - .....
.. ... ...... ... .. ..... ..... ...... .... .. .... ... ....... ... .... ... ....... ]......[ .... ... ....
...... .. ... ..... .... .... ... .......
el-İsrâ’ 17/36-37
.. : .. . ...... .... : .. .... .... : .. .... .. : ... . { ... ...... .... .... ...... ..... . .... } : - ... .... - .....
..... ...... ... - .... ..... .. ..... ..... .... ..... .. ... ... ... .. ... .. .. .... ... ... .. ...
.. .. .... } ..... ......... ........... ............ ..... .... .... ..... ...... .......... {.... .....: } ..... .... .... { ....:
...... ...... ....... - ...... ... ... ...... .....: }..... .... ....... ...... .... ......... ............. ........... ... {.....
]..: 76 [. ......: }...... .......... .......... ............... ............{ ]....: 02 [ ....... ..... ... ... .......
....... ..... .... .....: .. .. .. ..... ... ........ ..: .... ..... ... ...... ... ....... ....:
... ............ ...... ....: } .... .... {: .... ....... ....... }..... {: .... ... ... .. ..... ......
........ } .......... {..... ..... .. ....: } ..... .. .... ... ...... .... .... ...... { . ....: .. ...: ...... ... ...
....... ... ..... ....... ... ..... ..... .. ...: .. ..... ...... ... .... .... .... .. ..... ......
.......... .....: ... ... ..... ... ... .. ... .. .. .... ... ... .... ... ..... .... .... ... ....
.... .... .. ...... .. ....... ........ ....... .. ....... .... ... ... ... - ..... .... ...... -
....... .... ... .. ...... ...... ...... ... .... ...... ... . ..... ... .. ..... ... .... .... ..... ...
....: .... ..... ... .... .... ...: ..... .. .. ....... .... .. ..... .. .... ... .... - ..... - } ..... .. ....
... ...... .... .... ...... { - ... .... ... ........ .. ........ ....... ..... ...... ...... ....... .....
..... .....
...... ....: } ..... .. .... ... ...... .... .... ...... ..... ......... ........... ............ { . ..: .. ... .. ... .. .. ...
...... ...... ... .. ... .. ..... ....... ..... .. ....: } ..... ......... ........... ............ ..... .... .... .....
...... .......... {: .... .. ... ... ........ .. .... ... ..... .... ........ .... - ... .... -: }.... ...... ... ........ ....... {.... ..... .. ..... ..... .... ..... ..... ...... .. ..... .. ..... .... .....
..... ...... ... .. ..... .. ..... .... ..... ..... ]...... ...... .... ..... ....[ ...... ... ..
...... ..... ..... ... .... .....: }......... ......... .. ......... ......... ...... ........ ..... ..{ ].......: 73 [. ....
.....: ... ..: ..... ......... ....: ....... ....... ........... ..... - ... .... -: } ....... ... ....... ........ .....
.. .. .... .......... ...... {.... .....: ... ... ..... ..... ...... ...... ... .. ....... .. .... ..... .
....... ..... ... ....... ... ......... .. .. ....... ... .... ... ...... .... ... ... ...... .. ..... ...
... .. .... .. ..... ....... ... - .... .. .... .. ....... ... ......
el-İsrâ’ 17/44
.. ...: } ......... .... ............. ..... ... .......... ..... ........ {... ..... ..... .. ... .....: ......: ... ....
- ..... - .. .... ........ ...... ... ... ..... ... ....... .... ......... ...... .. ... .... .. ....
.. ... ..... ... ... ... ... ..... ... .. ...: .. ..... ...... ..... ....: } .... ... .... .. .........
......... .... {: ...... ...... ..... ... ....... ...... .... .......: ... ... .... .. ..... ... ....... .. ...
.. ....... ......... ... .. .... ... ... ... ...... ... .. ....: } .... ... .... .. ......... ............. {. ...
.. .... - ..... - .. ... ..... ... .. ... .. ....... ........ ....... ...... ... ... .... .. ..
.... ... ... ...... .......: ... ... ... ... ....... ....... .. ..... ... ..... ... ....... ...
...... ... ... .. .... ... ... .... .. ...... ... ......... ..... .....
...... - ... .... -: } .. .... .... ........ ........ {.......: .. .. ....... .......: .... ....: ... ...... ..:
.. .... ......... } ........ { ... ...... .. } ........ { ... ... ..... ........ ..... .. .....: ... .....
........ ... ..... ... ... .. ... .... .. ..... .. ... ... ....... ... ..... ....... ... .. ... ..
...... ........ ....... . } ........ {. ....... ..... ... ...... ..... .... .... ... ....... .... .. .....
....... ... ... ... ....: .... ..... .... ...... ........ .. ......: ... .... ... ....... .. ..... ....
... .... .... .... ... .... .. ....!...: .... .. ...... .. ..... ... ....... ... ..... - .. .... ....
... .. .... ... ..... ... ....... .. ... ...... .... ....... ..... ....... .... .... ..... ... ...
...... ..... ..... .... ..... .. .. ...... ........ ..... .... .. .... ...... ....... ... ...... .......
.... .... ..... .... ......... ... .....: ... .. .... ... .. .. .... ... .. ...... .... ..... ... ...
...... ......... .. ... ...... ....... ....... ..... ..... ..... ... .. .... ...... ........ ... .....
..... ..... .. .... .. ... ... ... ..... ... .. .... ..... ... .... .. ..... ... .. ... ... ... .....
...... .... .. .... .. ..... ....... ... ... ... ... ..... ....... ..... .. .... .. ..... ....... ... ... ...
... ..... ....... .... ... .... - ..... - ... ...... .... .. ....... .. .... ... .. ..... ......
............
el-Mâ‘ûn 107/4-7
.. ... ... .. ... ....... .... : { ......... .... ... ........... ........ * . ...... ............... } : - .. ... - .....
...... .... ..... .. ...... .... .. ....... ... ...... .... ..... ...... .... ..... .... ..... ..... .......
..... - ..... -:}. ......... ........ ..... ........... ....... ...... ....... {
]......: 240 [. .....: }..... ......... .......... ...... ...... ......... ..... .......... ...... ...... .......... {
]......: 64 [. .... ..... ....... .... ... .... .. .... ....: } .. ...... ......... ...... ... { ... ... .. ...
.. ......... ... .. ..... .. ...... ..... .. .... .. ... ...... .... ..... ..... ...... .....: }.....
..... ....... .... ..... ..... .... ...... ....... ........... ... { ].......: 36 [. .... .. ...... .. ....... .... ......
..... .. .... ... .... ]...... ........[. ... ... .... ..... ..... ........ ... ........ .... .....
.... ........ .. .... ........ ... ... .... .. ... .... .. ].. ...[ ... ..... .. ... .. ..
..... ....... .... .... ..... .... .... ....: }...... ....... ........... { ].......: 36 [. ...... .. .... .....
.. ...... ........ ..... .....: ... ..... .. ...... ... ....... ..... - .. ... -: } ......... .... ...
.... ...... ........ { ..... .....: ......: ..: .... .. ...... ........ ....... .... .. ....... ..
.. .... ...... ... - ..... - ........ ... ... ..... .... .... .. ....... ....... ... .. ... ... - ..... -
.... ....... .. ....... ..... ... .... ... .. ...... ....... ... ...... .. ... ...... ...... ]......
.....[ ....... ......... ....... .... .. ... ... ..... .......: ..... ]..[ ...... ... ........ ... ..
... .. ... ... ..... - ... .... ... - .. .... - .. ... -:}..... .......... .. .. .... .... ............
............. ... { ]........: 46 [. .....: ..... ]..[ ...... ... ...... ... .... ... ... .... - ...
.... ..... - ......: “ .. ..... ........ .. ..... “..... .....: ......: .... .. ..... ... .. ... ...
... ... ...: } ......... .... . ......... {..... .....: .. .......... .... .... .. ...... ....... ... ..... ....
...: ..... .. ...... .... ... .......: ......: ]..[ .... .. .. .. ... ... ..... .. ... ........
.. ].... .. ....[ ... .. .: ..... ... ... .. ...: “ .. ...... ..... “ . ..... ...: } ... ...........
........ {...... - .. ... -: } ........ ..... ........... { . ... ... .... - ... .... ... -: .. ....... .... ...
....... ....... ...... .... .... .. ... - ... .... ... -: .. ....... ... ... .... - ... .... ... -
.. ..... .... .. ........ ... ... ... ...: .. .... .. .... .... ... ....... .... .. ... - ... ....
... - .. .....: } ........... {: ... ...... ]....... ......[. ... ... ..... - ... .... ... - ..... ....
.. ... .... .. ..... ]....[.
.... ... .....: .. .. ... .... ... ........ ... ... .... - ... .... ..... -: .. ... ..... .... ...
... ... ... ........ ....... .... .. ...... ..... ... ...... ..... .. .... ....... .. ..... ... ..
..... .... .. ... ...... ....... .... ... ..... ..... .... .... .. ........ ... ... .....: } .......
.......... { . ..: ..... ..... .. ..... ....: .. ... .... ... .... ....... .... ......: } ....... .......... { .
..: ...... ..... .. ....: }. ..... .......... ...... ..... ......... ......{ ].....: 23 [. ..: ....... .... ... .....:
} ..... ....... {: .. ..... ... .... } ........ { ....... ... ... ... ..... - ... .... ... -:
).....(. .)......( ....... ..... .. ... ... ... .... .... ]..... .... ...... .. ....[.
Okuma Parçası
Mâturîdî’nin Muhkem ve Müteşabih Anlayışı
Al-i İmrân suresinin 7. ayetinde ‘muhkem’ ve ‘müteşabih’ kelimeleri yer almaktadır. Ayetin
metni Türkçeye şu şekilde tercüme edilebilir:
“Bu muazzam kitabı sana indiren O’dur. Onun âyetlerinin bir kısmı muhkem
olup bunlar Kitabın esasıdır. Âyetlerin bir kısmı ise müteşabihtir. Kalplerinde
eğrilik olanlar sırf fitne çıkarmak, insanları saptırmak ve kendi arzularına göre
yorumlamak için müteşabih kısmına tutunup onlarla uğraşır dururlar. Hâlbuki
onların hakikatini, gerçek yorumunu Allah’tan başkası bilemez. İlimde ileri
gidenler: “Biz ona olduğu gibi inandık. Hepsi de Rabbimizin katından gelmiştir”
derler. Bunları ancak tam akıl sahipleri düşünüp anlar.”
Kur’ân’ın en önemli iddiası tam anlaşılabilirlik iken ‘müteşabih’ ayetlerin Kur’ân’da yer alması
bir çelişki değil midir? Kur’ân’ın ilk muhatapları için bile tam anlaşılamayan ayetlerin
bulunması nasıl izah edilebilir?
Kur’ân insana hitap ettiğine göre insan tarafından anlaşılmalıdır. Yine, her metni ya da hitabı en
iyi doğrudan muhatapları tam olarak anladığına ve Kur’ân da bu yargının istisnası olmadığına
göre onu Hz. Peygamber ve sahabe nesli mümkün olan en doğru şekliyle anlamışlardır.
Müteşabih yani anlaşılamayan ayetler, Kur’ân’ın bir din kitabı olmaklığı sebebiyle Kur’ân’da
yer almaktadır. Çünkü din, özellikle de semavi dinler gayb alanına iman etmeyi zorunlu
kılmaktadır. Gayb ise insanın algı alanını aşmaktadır. ‘Allah’, ‘Cennet’, ‘Cehennem’, ‘Vahiy’…
insani kapasiteyle ihata edilemediği için Allah Kur’ân’da bu alana ait olan bilgileri insani
seviyeye indirgeyen bir dil kullanmaktadır. İşte bu dilin kullanıldığı ayetler müteşabih
ayetlerdir.
Yukarıdaki ayette de ifade edildiği gibi, bu durumun farkında olan, yani bu tür ayetleri
anlayamayacaklarını, sadece hissedebileceklerini müdrik bulunan samimi müminler (ilimde ileri
gidenler) “…onların (müteşabih ayetlerin) hakikatini, gerçek yorumunu Allah’tan başkası
bilemez… Biz ona olduğu gibi inandık. Hepsi de Rabbimizin katından gelmiştir” derler. Diğer
taraftan, İslam’a inanmaya ikna olmayan kesim dün olduğu gibi bu gün de bu alana giren
konular üzerinden İslam dinine itiraz etmeye, onu hafife almaya çalışırlar. Ayette zikri geçen
“…kalplerinde eğrilik olanlar sırf fitne çıkarmak, insanları saptırmak ve kendi arzularına göre
yorumlamak için müteşabih kısmına tutunup onlarla uğraşır dururlar…” ifadesi bu durumu
tasvir etmektedir. Mâturîdî, tercih yapmaksızın naklettiği birçok ‘muhkem ve müteşabih’
anlayışı arasında yukarıdaki açıklamalarımızı özetlediğini düşündüğümüz yaklaşımı da
vermektedir. Onun bu konudaki açıklaması şöyledir:
“Bazı insanlar şöyle düşündüler: ‘Muhkem’ akılla ifadesi mümkün olandır.
‘Müteşabih’ akılla idraki mümkün olmayan yalnızca bir nas aracılığıyla
bilinebilendir.”
Mâturîdî’nin 3 Al-i İmran suresinin 7. ayetinin tefsîri sadedinde söyledikleri konu ile ilgili
düşüncelerini açıkça ortaya koymamaktadır. Onun burada büyük oranda nakilci olduğunu
söylemek mümkündür. Yine, satır aralarındaki ifadeleri bizim yukarıda vermeye çalıştığımız
‘müteşabih’ tasavvuru ile birebir örtüşmemektedir. Söz gelimi ona göre, “Muhkemden gelen
bilgiye dayanarak müteşabih üzerinde durmak caizdir.” Mâturîdî, bu ifadesiyle herhalde
müteşabih ayetlerin anlaşılabileceğine dair en azından bir imada bulunmaktadır. Mâturîdî’nin
naklettiği diğer muhkem ve müteşabih anlayışları ise şunlardır:
1. Muhkemat, nasih; müteşabihat mensuh olan ayetlerdir.
2. Muhkem ayetler, 6. Enam suresinin 151-153. ayetleri ile 17. İsra suresinin 23-39
ayetleri, bunun dışındaki ayetler ise müteşabih ayetlerdir.
3. Muhkem ayetler, herkesin baktığında rahatlıkla anladığı ayetlerdir. Müteşabih ayetler
ise müphemdir ve anlaşılmaları için özel bir araştırma gerekir.
4. Muhkem ayetler insanoğlunun ihtiyaçlarını giderir. Müteşabih ayetler ise ‘Hurûf-ı
mukatta’ gibi Allah’ın insanoğlunu sınama vesilesi olarak kabul edilmelidir.1 Bu son
durumda insan yalnızca iman etmelidir.
Muhkem ayetler ümmetin anlarken ittifak ettiği ayetlerdir. Müteşabih ayetler ise ümmet
mensuplarının dil farkı sebebiyle manasında anlaşamadıkları ayet gruplarını oluşturmaktadır.
Mâturîdî, 47 Muhammed suresinin 20. ve 21. ayetlerinin tefsîrini yaparken naklettiği bir görüş
çerçevesinde muhkem ayet ve nesh ilişkisini gündeme getirmektedir. Bu ayetlerin Türkçe
çevirisi şöyle yapılabilir:
20. “İman edenler: ‘Keşke savaş hakkında bir sûre indirilseydi?’ diyorlar. Fakat
net ve kesin bir sûre indirilip de içinde savaşma emri zikredilince, kalplerinde
hastalık bulunanların, ölüm sekeratına giren kimsenin bakışı gibi boş gözlerle
sana baktıklarını görürsün. Korktukları başlarına gelsin! 21. Onlara düşen: İtaat
etmek ve tatlı söz söylemektir. İş ciddiye bindiğinde, Allah’a verdikleri sözde
dursalardı, kendileri için elbette daha hayırlı olurdu.”
Mâturîdî, 20. ayette geçen “… Fakat net ve kesin (muhkeme) bir sûre indirilip de içinde savaşma
emri zikredilince…” ifadesindeki muhkeme kelimesini nasiha kelimesiyle açıklayan bir yorum
üzerinde durmaktadır. Bu yorumu destekleyen bir unsur olarak da İbn Mesud’un (32/652)
mushafında geçen muhdese (sonraki) kelimesinin ayetteki muhkeme kelimesinin yerine yazılmış
olmasını göstermektedir. Bütün bunlar, ayette belirtildiği şekliyle ‘iman edenlerin’ savaşı meşru
kılan bir sûre murad etmeleri ve nazil olan bu surenin kendinden önceki ilgili ayetleri nesh
etmesi esasına dayanmaktadır.
Kaynak: Mehmet Akif Koç, “Mâturîdî’nin Kur’ân Tasavvuru”, Mâturîdî’nin Düşünce Dünyası, ed. Şaban Ali
Düzgün, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ankara 2011, s. 148-151.
Uygulama Örneği
Tabaklanmış deri
...... ......
Tuzlu arazi
..... ....
Ot
...
Orayı(o araziyi) kullanmamıza/işlememize
izin verir misin?
... .... ]..[ ........
Ellerinden aldı.
....... .. .......
Bunun üzerine söylendiler/homurdandılar.
......
Yöneticiniz ben isem bu konuda Allah’ı
müdahil kılamam/kılmam
.. .... .... ...... .. ......
Bu sözü benimsiyoruz.
... .... ... ... ......
Anlaşma yaptıklarıyla anlaşmalarını
feshetti.
... ... ... ...... ......
İlk duruma aykırı olarak şimdi güçlü
durumda idiler.
..... ...... ..... ......
Önceden var olan mana ortadan kalktığı
için
....... ...... .... ]..[ ...
Kişi bu organlarını neye ve nerede
kullandığından sorulacak.
.... ..... ... ...... ... ....... ....: ... ........
Sonradan ortaya çıkan fer’in hakkında
nass bulunan asla benzetilmesi
...... ..... ...... ...... ....... ....
Şımarıkça
... ..
Kibirlice
..... ..
Büyüklenerek, böbürlenerek mütekebbirce
....... ....... ..........
Birisinden tabiatına uygun olmayan bir
şeyin sadır olması onu hikmet ve rahmet
sınırından çıkaran bir şey değildir.
.... .... ..... ... ... ...... ..... ..... ....
..... .. .. ...... .......
…ve aklınıza bir şey gelmezdi.
... ... ... ..... ...
Terkeden, ciddiye almayanlardır.
..... .....
Islık çalmak ve el çırpmak
....... ...........
Birisi onları uzaktan gördüğünde…
.... ... .... .. ...
Unutan, çift rekatta mı tek rekatta mı
olduğunu bilmeyendir.
......: ]..[ .... .. .... ... ... ..... ..
... ...
Ödünç alınmış şeyler
.......
Gözden Geçir
. Maturîdî’nin hayatı ve ilmî kişiliğini açıklayabilir misiniz?
. Te’vîlâtu’l-Kur’ân’ın özelliklerini sıralayabilir misiniz?
. Maturîdî’nin ‘tefsîr’ ve ‘te’vîl’ kavramlarına ilişkin görüşünü açıklayabilir misiniz?
. Örnek metinlerdeki kelime ve kavramları tanımlayabilir misiniz?
Değerlendirme Soruları
1. Aşağıdakilerden hangisinde Mâturîdî’nin yaşadığı bölge doğru olarak verilmiştir?
a. Mısır
b. Şam
c. Maveraunnehr
d. Bağdat
e. Mekke
2. Aşağıdakilerden hangisinde Mâturîdî’nin ölüm tarihi doğru verilmiştir?
a. 333
b. 324
c. 310
d. 379
e. 354
3. Mâturîdî’nin ilim âleminde yeterince tanınmamış olmasının gerekçesi aşağıdakilerden
hangisidir?
a. Hilafet merkezi Bağdad’a uzak bir yerde yaşamış olması.
b. Ebu Ahmed el-Iyadî’den kelam dersi alması.
c. Şam ilim havzasının dışına çıkmamış olması.
d. Arap asıllı olması.
e. Ehl-i Sünnet’ten olması.
4. Te’vîlâtu’l-Kur’ân hakkında aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
a. Kıraatlara yer verilmez.
b. Kelimelerin semantik tahlilleri yapılır.
c. Şiirlerden yararlanılır.
d. Sahabîlerin görüşlerine yer verilir.
e. Hadislerin isnadı zikredilmez.
5. Mâturîdî’ye göre te’vîli aşağıdakilerden kimler yapar?
a. Fakih sahabîler
b. Müfessir sahabîler
c. Hz. Muhammed
d. Âlimler
e. İdareciler
6. Mâturîdî’yi nesh konusunda özgün kılan aşağıdakilerden hangisidir?
a. Kur’ân’ın Kur’ân’la neshedilebileceğine ilişkin görüşü.
b. Kur’ân’ın Sünnet’le neshedilebileceğini belirtmesi.
c. Kur’ân’ın önceki kitapları neshettiğine ilişkin görüşü.
d. Kur’ân’ın ictihadla neshedilebileceğini öne sürmesi.
e. Kur’ân’da neshin bulunmadığını savunması.
7. Te’vîlâtu’l-Kur’ân hakkında aşağıdaki bilgilerden hangisi doğrudur.
a. Hadislerin isnadı verilir.
b. Sebeb-i nüzullere yer verilmez.
c. İsrailî bilgiler yer almaz.
d. Kur’ân’ın Kur’ân’la tefsîri yapılır.
e. Sufî filozofların görüşlerine yer verilir.
8. Aşağıdaki metinde Hz. Ebu Bekr’e başvuruda bulunan iki kişinin talebi aşağıdakilerden
hangisidir?
.. ..... .... ..... : ..... - ... .... ... - ... .. ...... .. .... ...... .. ... .... ... ... ...
.. ..... ..... ..... ... .... ... ... ...... ... .... ]..[ ......... ....... ......
a. Arazilerinin sulanması
b. Arazilerinin kilden arındırılması
c. Arazinin kendilerine kullanılmak üzere verilmesi
d. Tuzlu arazinin karşılığında verimli bir arazi talep edilmesi
e. Verimsiz araziyi almaktan vazgeçmeleri
Ebû el-Hasan el-Mâverdî < 143
İbn Abbâs
Prof. Dr. Ahmet Nedim Serinsu
Mukâtil b. Suleymân
Prof. Dr. Mehmet Akif Koç
Sufyân es-Sevrî
Prof. Dr. Ahmet Nedim Serinsu
Yahyâ b. Ziyâd el-Ferrâ‘
Dr. Esra Gözeler
Ebû Ubeyde Ma‘mer b. el-Musennâ
Prof. Dr. Mehmet Akif Koç
İbn Cerîr et-Taberî
Prof. Dr. Mehmet Akif Koç
Ebû Mansûr el-Mâturîdî
Prof. Dr. Halis Albayrak
Ebû el-Hasan el-Mâverdî
Prof. Dr. Salih Akdemir
Ebû Muhammed el-Bağavî
Prof. Dr. Salih Akdemir
Ez-Zemahşerî
Prof. Dr. Halis Albayrak
TEFSÎR METİNLERİ I
8
144 > 8. Ünite
Bu ünitede 364-450/974-1058 yılları arasında yaşamış olan Mâverdî ve
en-Nuket ve’l-Uyûn adlı tefsîri incelenecektir. Tefsîrin incelemesine
geçmeden önce, Mâverdî’nin hayatı ve ilmî kişiliği üzerinde kısaca
durulacak, daha sonra da tefsîrinde uyguladığı yöntem üzerinde
yoğunlaşılacaktır.
Ünitede Mâverdî’nin tefsîrinden, tefsîrinde uyguladığı yönteminden söz
edilecek ve yöntemini doğrudan tanımamızı sağlayacak olan bir metin
sunulacaktır. Okuma parçası olarak, Mâverdî’nin tefsîri ile ilgili bir
araştırmadan tefsîrin kendinden sonra gelen müfessirlere olan
etkilerinden bahseden kısa bir pasaj sunulacaktır. Son olarak, Mâverdî
ve tefsîri ile ilgili geniş bilgi edinmek ya da araştırma yapmak isteyenler
için kaynakça verilecektir.
Ünitede Ele Al›nan Konular
Ünite Hakk›nda
• Ebû el-Hasan el-Mâverdî’nin Hayatı
• Ebû el-Hasan el-Mâverdî’nin Tefsîrinin Özellikleri
• İlgili Literatür
• Örnek Metin
• Okuma Parçası
Ebû el-Hasan el-Mâverdî < 145
Bu üniteyi tamamladığınızda;
• Mâverdî’nin ilmî kişiliği ve tefsîri ile ilgili ana kaynaklardan bilgiler
edinme imkânına kavuşacaksınız.
• Mâverdî’nin tefsîrinde uyguladığı yöntemi örnek metinde doğrudan
görmek imkânına ulaşacaksınız.
• Mâverdî’nin, tefsîrinde alıntıda bulunduğu kendinden önceki
müfessirlerin kimler olduklarını öğreneceksiniz.
• 364-450/974-1058 yılları arasında yaşamış olan Mâverdî’nin dönemi
ile ilgili sorunlar ve bilimsel faaliyetler hakkında bilgiler
edineceksiniz.
• Mâverdî’nin tefsîr ettiği âyetler ile ilgili farklı rivâyetleri aktarırken
izlediği yönteme tanık olacaksınız.
• Mâverdî’nin tefsîrinde farklı görüşleri aktarmaya özen gösterdiğini
gözlemleyeceksiniz.
• Mâverdî’nin ilmî kişiliği ve tefsîri ile ilgili akademik çalışmalarla
tanışacaksınız.
Bu üniteyi çalışırken;
• Öncelikle tefsîr ilmini kendi kavramları ile düşünmeye çalışınız.
• Ünite ile ilgili kaynakçadan ulaşabildiklerinizi göz önünde
bulundurarak çalışınız.
• Müfessiri ve eserini tanımaya çalışırken dönemin ilmî faaliyetlerine
etki eden sosyo-kültürel özellikleri dikkate alınız.
• Sanal ortamlardan, yerli ve yabancı elektronik kütüphanelerden
yararlanmayı ihmal etmeyiniz.
• Mâverdî’nin tefsîrinden verilen metni, farklı tefsîrlerin metinleriyle
mukayese ederek çalışınız.
• Not alınız ve aldığınız notları, eğer mümkünse, arkadaşlarınızla
birlikte gözden geçiriniz.
Ö¤renme Hedefleri
Üniteyi Çal›ş›rken
Ebû el-Hasan el-Mâverdî’nin (ö. 450/1058) Hayatı
Ali b. Muhammed b. Habîb Ebû el-Hasan el-Mâverdî 364/974 yılında Basra’da gözlerini
dünyaya açmıştır. Kendisine el-Mâverdî lakabının verilmesi, ailesinin ve kendisinin gülsuyu
(mâu’l-verdi) ticaretiyle meşgul olmalarından dolayıdır. Küçük yaşta ilim tahsîline başlamış
olan el-Mâverdî Basra ve Bağdat’ta dönemin tanınmış ilim adamlarından, hadîs, Arapça, tefsîr,
fıkıh, usûl-i fıkh, edebiyat sahalarında ders almıştır. İlim tahsîlini Basra ve Bağdat’ta
tamamladıktan sonra, buralarda senelerce tefsîr, fıkıh, usûl-i fıkh, edebiyat ve felsefe dersleri
vermek ve birçok öğrenci yetiştirmek suretiyle ilmin gelişmesine ve yayılmasına çok önemli
katkılar sağlamıştır. Mâverdî’nin sadece ders vermekle yetinmediğini görüyoruz. Bu yüzden O,
ders vermenin yanında kadılık görevlerini de üstlenmiş ve nihayet Nisâbûr yakınlarında bulunan
Ustuvâ’da baş kadılık görevinde bulunmuştur. Mâverdî sonunda Bağdat’ın Derbu’z-Zaferânî
bölgesine, sürekli olarak yerleşmiştir. Yeri gelmişken hemen belirtelim ki, Mâverdî, sadece
geleneksel İslâm bilimleri alanında temayüz etmiş bir bilim adamı değildir; o, aynı zamanda
siyaset bilimi alanında yetişmiş en büyük otoritelerden biridir. Hatta İslâm tarihinde onun bu
yönünün ön plana çıktığını ve daha çok bu yöndeki eserleriyle tanındığını söylemek abartılı
olmaz. Bunun nedeni, Mâverdî’nin, o zamanlar Irak’ta saltanat süren Buveyhîler ile
müzâkereler esnasında Abbâsî Halîfeleri el-Kâdir Billâh (ö. 422/1030) ile el-Kâim Biemrillâh’ın
(ö. 467/1074) hizmetlerinde bulunmuş olmasıdır. Gerçekten de Mâverdî Türkiye de dahil olmak
üzere bütün İslâm dünyasında ve Batı’da özellikle el-Ahkâmu’s-Sultâniyye ve Edebu’d-Dunyâ
ve’d-Dîn isimli eserleriyle bilinmekte ve ön plana çıkmaktadır. Araştırma konumuzu oluşturan
tefsîrinin el yazmalarının yaygın olmaması ve ancak son dönemlerde neşredilmesi nedeniyle
tefsîr yönü adeta unutulmaya yüz tutmuştur. Mâverdî’nin tefsîr yönünü, tefsîri o zamanlar,
neşredilmediği için, el yazmalara başvurmak suretiyle Türkiye’de ilk kez bilim dünyasına
tanıtma onuru, öğrencisi olmakla gurur ve onur duyduğum çok değerli bilim adamı hocam
merhum Prof. Dr. Orhan Karmış Beye aittir. O, bu onurlu görevi, 1981 yılında başarılı bir
biçimde savunmuş olduğu “İmâm Mâverdî ve Tefsîrdeki Metodu” adlı doçentlik tezinde
gerçekleştirmiştir.
Mâverdî hicrî 450 senesinde Rebîu’l-evvel ayının son salı günü (27 Mayıs 1058) Cenâb-ı
Hakk’ın rahmetine kavuşmuş ve Bağdat’taki Bâb-ı Harb kabristanına defnedilmiştir. Birçok
ilim ve devlet adamının hazır bulunduğu cenaze namazını öğrencisi Hatîb el-Bağdâdî (ö.
473/1080) kıldırmıştır. Mâverdî, ahlâkî bakımdan da temayüz etmiş bir ilim adamı idi. İbn Kesîr
(ö. 774/1372) onun ilim sahibi, vakur ve edepli bir şahıs olduğunu, hatta aşırı edebi ve hayâ
konusundaki titizliğinden dolayı, arkadaşlarının bir gün dahi onun kolunu açık olarak
görmediklerini kaydetmektedir. Yine öğrencilerinden olan Muhammed b. Abdilmelik el-
Hemezânî’nin (ö. 494/1100) Mâverdî’nin ahlâkî hakkında tanıklığı da dikkat çekicidir: “Ben el-
Mâverdî’nin yanında beş sene ilim tahsîlinde bulundum. Ondan daha vakur birisini görmedim.
Onu gülerken kesinlikle görmedim. Dünyadan ayrılıncaya kadar sohbetlerinde bulundum ama
bir gün bile kolunu açık bir vaziyette görmedim.” [Bu konuda geniş bilgi için bkz. Sümertaş. B. (2008).
Mâverdî ve en-Nüket ve’l-Uyûn Adlı Tefsîri. DEÜİFD XXVIII: 33-34].
Ebû el-Hasan el-Mâverdî’nin Tefsîrinin Özellikleri
Mâverdî, Kur’ân-ı Kerîm’in bütün âyetlerini baştan sona tefsîr etmemiştir. O, daha çok, önemli
gördüğü âyetlerin tefsîri üzerinde yoğunlaşmayı yeğlemiştir. Çok yönlü ilmî kişiliğinin tefsîrine
yansıdığını görüyoruz. Şâfiî mezhebinden olmasına rağmen, mezhep taassubu göstermeden
ahkâm âyetlerini yorumlamasını bilmiştir. Mâverdî tefsîre, içinde yöntemini açıkladığı bir
girişle başlar. Yöntemi doğrultusunda âyetleri yorumlarken, öncelikle Kur’ân’a, hadislere ve
daha sonra da sahabe sözlerine başvurmaktadır. Böylece ehl-i sünnet âlimlerinin en iyi tefsîr
yöntemi olarak görüş birliğine vararak kabul ettikleri Kur’ân’ın Kur’ân ile, Kur’ân’ın sünnet ile
ve Kur’ân’ın sahâbe sözleri ile tefsîri yöntemini uygulama konusunda son derece titiz
davranmıştır. Yine Mâverdî’nin, tâbiînden olan müfessir âlimlerin görüşlerine, Yahyâ b. Sellâm
(ö.200/815), Yahyâ b. Ziyâd el-Ferrâ (ö. 207/822), Ma‘mer b. el-Musennâ (ö. 210/825), Câhız
(ö. 255/869), İbn Kuteybe (ö. 276/899), İbn Cerîr et-Taberî (ö. 310/922), Zeccâc (ö. 311/923),
İbn Ebû Hâtim (ö. 327/938), Muhammed b. Hasan en-Nakkâş (ö. 351/962) gibi müfessirlerin
tefsîrlerine; Nehhâs (ö. 338/950) ve Muhammed b. Ahmed el-Ezherî (ö. 370/980) gibi dilcilerin
eserlerine de başvurduğuna tanık olmaktayız.
Mâverdî, kendinden önceki âlimlerin görüşlerine geniş bir şekilde yer vermiştir. Bununla
birlikte katılmadığı görüşleri eleştirmekten ve sonunda tercih ettiği görüşü belirtmekten geri
kalmamıştır. Bu bağlamda, tefsîri kendinden önceki tefsîrler için bir ansiklopedi mahiyetindedir.
Âyetlerin hem iniş yerlerini ve sebeplerini belirtmeye özen göstermiştir. Âyetlerde geçen
muğlâk kelimelerin anlamları ile veciz ifadeleri açıklamış, mücmel âyetleri tefsîr, müteşabih
olanları ise te’vîl etmiştir. Kıraatler konusunda, farklı kıratlara yer vermiştir. Hukukçuluğu
ahkâm âyetlerinin tefsîrine, dilciliği ise, edebî ve lugavî açıklamalarına yansımaktadır.
Aralarında Ebû Bekr İbnu’l-Arabî (ö. 543/1148), Ebû’l-Ferec İbnu’l-Cevzî (ö. 597/1200),
Muhammed b. Ahmed el-Kurtubî (ö. 671/1273), Ali b. Muhammed el-Hâzin (ö. 741/1340) ve
Şehabu’d-dîn Mahmûd el-Âlûsî’nin (ö. 1270/1854) yer aldığı, birçok müfessir Mâverdî’den
nakillerde bulunmuştur. Bugün tefsîrinin, kaynakçada zikrettiğimiz iki farklı baskısı
bulunmaktadır. [Bu konuda geniş bilgi için bkz. Kallek, C. (2003). Mâverdî. DİA 28:180-186.]
İlgili Literatür
Albayrak, H. (1998). Tefsîr Usulü. İstanbul: Şule Yayınları.
________, Paçacı, M., Gözeler, E. (2006). Tarih İçinde Tefsir ve Tefsir Eğilimleri. Mehmet Paçacı ve İsmail Hakkı
Ünal (Ed.), Kur’an ve Hadis İlimleri içinde (s. 147-186), Ankara: Ankuzem Yayınları.
Aydın, H. (2001). İslâm Hukuku, Devlet ve Ahkâm-ı Sultaniyye İlişkisi. Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
Dergisi V/2: 57-79.
Bilmen, Ö.N. (1960). Büyük Tefsir Tarihi. Ankara: Diyanet İşleri Reisliği.
Birsin, M. (2004). Mâverdî’nin Devlet Anlayışı. Yayımlanmamış Doktora Tezi. Ankara.
Brockelmann, C. Mâverdî. İslâm Ansiklopedisi [MEB] VII: 409.
Çağrıcı, M. (2003). Mâverdî’de Siyaset Ahlâkı. İslâmiyat VI/1: 71-92.
Cerrahoğlu, İ. (1996). Tefsîr Tarihi. Ankara: Fecr Yayınları.
_________. (1997). Tefsir Usûlü. Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı.
El-Dâvûdî. (1972). Tabakâtu’l-mufessirîn. tah. ‘Alî Muhammed ‘Umar. Kahire.
Erkal, M. (1988). Ahkâmü’s-Sultaniyye. DİA 1: 555-556.
Gilliot, C. (2002). Exegesis: Classical and Medieval. Jane Dammen McAuliffe (Ed.), EQ 2 içinde (s. 99-124),
Leiden: Brill.
Kahan, Qamaruddîn. (1979). al-Mawardi’s Theory of the State. Delhi.
Kallek, C. (2003). Mâverdî. DİA 28: 180-186.
Karmış, O. (1981). İmâm Mâverdî ve Tefsîrdeki Metodu. Basılmamış Doçentlik Tezi, Ankara.
Paçacı, M., Ünal, İ.H. (2006) (Ed.) Kur’ân ve Hadis İlimleri. Ankara: Ankuzem Yayınları.
El-Mâverdî. (1982). en-Nuket ve’l-Uyûn. Kuveyt.
El-Mâverdî. (1992). en-Nuket ve’l-Uyûn, Tefsîru’l-Mâverdî, Beyrut: Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye.
Es-Suyûtî. (2004). el-İtkân fî ‘ulûmi’l-Kur’ân. tah. Fevvâz Ahmed Zemerlî. Beyrut.
________. (1976). Tabakâtu’l-mufessirîn. tah. ‘Alî Muhammed ‘Umar. Kahire.
Sümertaş, B. (2008). Mâverdî ve en-Nuket ve’l-Uyûn Adlı Tefsîri. Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
Dergisi XXVIII: 31-64.
Ez-Zehebî, Muhammed Huseyn. (1961-1962). et-Tefsîr ve’l-mufessirûn. Beyrut.
Örnek Metin
el-A‘râf 7/44-49
.. ..... ... ...... ....... ......... ......... .......... ......... ........ .... .... ......... ... ......... ... ..... ...... . .... .......... ... ...
.. .... ......... ......... .. .. .. .... .... ........ ....... ..... ............. . .. . .......... .......... .... ....... ....... .... .. ..... ... .......
...... ............ .......... . .. . .... .. .. ..... ....... ....... ............ ....... .. ......... ..... ............ .......... .........
..... ..... .... ....... ...... ... .... ............ ...... ........... . .. . ....... ........ ............. .......... ......... ........ .......
..... ... ... ........... .... ......... ............. . .. . ......... ......... ............ ........ .. ......... .. .. ............ ....... .... .......
.... ... ...... ... ..... ........ ...... ......... . .. . ............. ......... ............ ... .. ......... ....... .......... ......... .......... ...
. ...... ...... ... ...... .... .... ........... . ..
..... ..... ..... ..... ..... . . .. .. .. .. .. .... ... .. .. . .. .. .. ... ..... ..
... ... ..... . .... .... ... ........ ..... .. . .. ... .... ........ .... .. ....... .....
........ .... .... ....... ... ..... ... ...... ...... ..... ..... . .... .... . . .....
.. ..... .... .... .... . ..... ..... ..... ..... .... .. ....... .. ..... ........ .) .... .. .. (
… ....... ........... ..... . ........ ...... .......... ) ... ....... ... ... ..... ...... . .... .... . .... . .
... ...... ..... .. ..... ... .. . ... .. .... . ..... ... .. .. .... ..... . ... ......:
. .... ..... .....
..... ...... ... ........
... ..... ... ....... ... ..... :
.. .. : ... ..... ......... ....... . .... ..... . ..... . ... ... .. ... .....:
..... ... ....... . .....
.... .... ..... .......
.... .. .. ..... ....... .... ....... ...... .. ... .... ..... .....:
.. ... : . ... ... . .. ... .... .. ..... ...... .
....... : . ... .... . .... .. ... ....... ... .. .. ... .. ..... .
....... : ... ..... . .... .. .. ...... . .... ... .....
....... : ... ... .... .. ...... ... ... ...... . .... .... .
....... : ... ... ..... ....... ....... ...... ...... ... .... .... .. .... .. .... .. . ... ..... .
.... ... ......
....... : ... ... ..... .. ... .... ...... .... ...... . .. ... .... .... .... . .. .. ... .. ..
...... .. .... ...:
... ... .... ) ... .... .... ... ( .. ..... ....... .... : ) .. .... . ........ ... ..... ....... ........ ........ . ....... .... .. .. .... ... ..... ....... .... ....... ...... ........ ........ .. .. ....... ........ ( ..... .... ) . ........ ......
.......... ( .... ..... .. ..... ... ..... ....... .... ...... ... . ....... .. ..... ....... . ...
..... ...... : .... .. ..... .... ...... .. . ..... . ..... .. ..... .... ...... .... ..... .
.. .. .. ..... .......: ... ..... ......... .. ... ..... .. ..... ...... .. ...... .... ...
....... .. ..... ........ ... . .... .... ..... ...... ....... ......
.. .. : ... ....... ...... ....... .. ......... .. ... ..... ..... .. ....... .. ... ..... .
.. .. : ... ....... . .... .... .... ....:
.. .. : . ...... .... .. .. ... ..... ..... ... ..... ...... .. ...... ........
....... : . ...... ... ....... .. .. ... ..... .. ... ... .... .. ...... ..... .... . .. .... .. .......
....... ... ..... ........ ... ..... .
....... : . ...... .... ..... ...... . .. .. ....... .. .... .... ..... . ..... .. .... .... ..... . ....
..... . ... .. ... ....... . ..... ... .... ....
.... ... ...... . . .... ) ....... ........... ..... ) ...... ... .... .. ..... ...... ... .
.. .... ( .......... ......... ... ..... ....... ) .... .. ... ..... ....... . ... ..... .... .... ........ .
..... ..... ....... .... ....... ...... ..... .. .... .... .... ... .... ....... ...... .....
..... .. ...... .... .... ...... ..... .. ... .... ... ... ..... .
... .... ( ........ ) .... :
.. ... : ... ..... ...... . .... .. ....... .
....... : ... ... ...... ... . .. : ... .. ... ...... .... ..... ........
Okuma Parçası
Biz bu araştırmamızda, müfessir Mâverdî’yi tanımaya çalıştık. Mâverdî tefsîrini tanımadan önce
tanıdığımız pek çok müfessirin ondan önemli ölçüde etkilenmiş olabileceğine başlangıçta pek
ihtimal vermiyorduk. Fakat mukayeseli incelemelerimiz ilerledikçe Mâverdî’nin tefsîr
konusunda tanınmış müfessirlere kaynaklık ettiğini bizzat tespit etmeye başladık. Şarkta ve
Garpta, Horasan’dan Endülüs’e kadar tefsîrinin büyük bir rağbet ve ilgiyle karşılandığını
gördük.
İbn Hayr el-Îşbilî (ö. 575/1179) istifade ettiği tefsîrleri kimlerden hangi tarîkla okuduğunu
bildirirken, Mâverdî tefsîrine şu isnat zinciriyle muttalî olduğunu haber verir: “Mâverdî’nin
Kitabu’n Nuket fî Tefsîru’l Kur’ân isimli eserini bana Ebû’l Haccâc Yûsuf b. Ali el-Kudâî el-
Kaffâl (okutmuştur), o bizzat ağzından dinlemek suretiyle Ebû Muhammed el-Kâsım b. Ali el-
Harirî’den o da bizzat müellifin kendisi Mâverdî nispetiyle tanınan Ebû’l Hasan Ali b.
Muhammed b. Habîb el-Basrî’den dinleyerek okumuşlardır.” [Fehrese mâ ravâhu ‘an şuyûhih:
59, Bağdad 1963].
Ebû Bekr İbnu’l-Arabî (ö. 543/1148) İstanbul Selimoğlu Kütüphanesinde bir yazma nüshası
bulunan Kitâbu’l-Kânûn isimli eserinde okuduğu tefsîrler arasında Mâverdî tefsîrini de
saymıştır [Kitâbu’l-Kânûn: 144a].
Kânûnu’t-Te’vîl isimli dört ciltlik el yazması tefsîrinde [Kânûnu’t-Te’vîl: 91a. Bu eser Daru’l-
Kutubi’l-Mısıriyye Kütüphanesinde 184 numarada kayıtlıdır. Vaktiyle mikrofilmini
getirtmiştim] ve Ahkâmu’l-Kur’ân isimli eserinde Mâverdî’den görüş nakletmektedir
[Ahkâmu’l-Kur’ân: I/20, Mısır 1376/1957].
Mâverdî’nin tefsîr sahasındaki tesirleri asırlar boyu devam etmiştir. Ebû’l Ferec İbnu’l
Cevzî’nin dokuz ciltlik Zâdu’l-Mesîr isimli tefsîrini baştan sona taradığımız zaman Mâverdî
kaynaklı haberlerin bu tefsîrde önemli bir yer tuttuğunu gördük. Burada ehemmiyetle
belirtilmesi gereken husus şudur ki, İbnu’l-Cevzî, Mâverdî’nin tefsîrinde uyguladığı metodu
hemen hemen aynıyla kopya etmiştir. Aralarında metot bakımından büyük ve önemli bir fark
bulunduğunu söylemek çok zordur.
Meşhur müfessir Kurtubî’nin el-Câmî‘ li Ahkâmi’l-Kur’ân isimli yirmi ciltlik tefsîrinde de
Mâverdî’den sayılamayacak kadar çok nakil ve görüş bildirilmiştir. Yusuf suresinin 55. âyet-i
kerimesi tefsîrinde bir sayfaya yakın bir bölüm kelimesi kelimesine Mâverdî Tefsîri’nden
nakledilmiştir [Krş. En-Nuket: II/85a, (K nüshası) ve Tefsîru Kurtubî: IX/215].
Belli başlı tefsîrlerde Mâverdî mahreçli haberlere rastlamamak veya ona ait görüşlerin kâle’l-
Mâverdiyyu formülü ile bildirildiğini görmemek imkânsız gibidir. Mısırlı ilim adamlarından
Prof. Dr. Mustafa Zeyd en-Nesh- fi’l-Kur’âni’l-Kerîm isimli eserinin birinci cilt 228.
sahifesinde Mâverdî’ye ait bir görüşü onun tefsîrini ihtisar ettiğini söylediği ‘Abdul-’Azîz b.
‘Abdisselâm’ın (ö. 660/1261) kitabından naklederek vermiştir.
Adı geçen müellif Mâverdî tefsîrinin hulâsası durumunda olan bu eserin Dâru’l- Kutubi’l
Mısıriyye tefsîr kısmı 32 numarada bulunduğunu söylemekte ve halen el yazması olan bu eserin
230 varaktan ibaret olduğunu söylemektedir. Sultanu’l-Ulemâ lakabıyla tanınan Abdulaziz
(‘Izz.) b. ‘Abdisselâm’ın, Mâverdî tefsîrini ihtisar ettiğine dair Dr. Mustafa Zeyd tarafından
varılan yukarıdaki bilgilere başka hiçbir kaynakta rastlayamadık. Aynı müellifin (‘Izz. b.
‘Abdisselâm’ın) İstanbul Köprülü Kütüphanesinde 44 numarada kayıtlı el-Emâlî isminde
muhtasar bir tefsîri mevcuttur. Biz başlangıçta bu eserin Mâverdî Tefsîri muhtasarı olabileceğini
düşünmüştük. Fakat yaptığımız inceleme sonucunda İstanbul’daki nüshanın Mâverdî tefsîriyle
ilgisi bulunmadığını gördük.
Ruhu’l-Me’ânî sahibi Şihâbu’d-din el-Âlûsî ve Lubabu’t-Te’vîl sahibi ‘Alâuddîn el-Bağdadî
(Hâzin) de Mâverdî’den nakilde bulunanlar arasındadır.
Görüldüğü gibi Mâverdî tefsîr sahasında da asırlar boyu etkili olmuş bir otorite ve kaynak
olarak müracaat merciî kabul edilmiştir.
Kaynak: Orhan Karmış, Mâverdî ve Tefsîrdeki Metodu, Basılmamış Doçentlik Tezi, Ankara 1981, s. 154-156.
Uygulama Çalışması
Cennet ehli cehennem ehline diye
seslendiklerinde…
.. ......... ......... ......... ......... .......
Allah’ın yolundan alıkoyanlar ve onu kötü
göstermeye çalışanlar…
......... .... . ... ..... ....... ... ... .... ... ......
A’râf, urf sözcüğünün çoğuludur ve bir şeye
nispetle yukarıda, yüksekte olan şeye, tepeye
denir. Üst kısımda bulundukları için horozun
ibiğine urfu’d-dîk, atın yelesine ise urfu’l-feres
denir.
........ ... ...... ..... .. ..... ... .. . ...
.. ..... ..... ... .. .. .... ......
Birinci görüş: Umeyye’nin (A’râftakiler ile ilgili
bu bilgiye), önceki şeriatların yani dinlerin
sahifelerinden, kitaplarından bu bilgiye ulaşmış
olmasıdır.
.. ...: . ... ... . .. ... .... ..
..... ......
Üçüncü görüşe göre, onlar, küçük günahlarının
kendilerini diğer insanlara ulaşmasını geciktirdiği
kimselerdir.
.......: ... ... .... .. ...... ... ...
......
Dördüncü görüşe göre, onlar, iyilikleri
kötülüklerine denk geldiği için, Allah’ın kendileri
ile ilgili dilediği kararı verip onları cennete
sokacağı zamana kadar, Araf’ta tutulan
kimselerdir.
.......: ... ... ..... ....... .......
...... ...... ... .... .... .. .... ..
.... .. . ... .....
Bu yüzden, onlar, cehennemden kurtulacakları
için seviniyorlar.
...... ....... .....
Müminlerden küçük günahları olanlar.
...... ....... .. .........
Dünyada iken insanların günahlarını yazan
melekler.
... ....... .. .. ...
Cennetlikleri müjdelemek, cehennemlikleri ise
kınamak için.
....... ... ..... ........ ... .....
Gözden Geçir
. Mâverdî’nin hayatı ve ilmî kişiliği hakkında kısaca bilgi veriniz.
. Mâverdî kendinden sonraki âlimleri etkilemiş midir? Kısaca bilgi veriniz.
. Mâverdî’nin tefsîrinde izlediği metodu hakkında bilgi veriniz.
. Mâverdî neden resmi görev tekliflerini kabul etmiştir? Düşününüz.
. Mâverdî’nin en önde gelen kaynakları hangileridir? Söyleyiniz.
. Mâverdî tefsîrinde kıraatlere yeterince ağırlık vermekte midir? Belirtiniz.
. Mâverdî tefsîrinde mezhep taassubu gösterir mi? Kısaca açıklayınız.
Değerlendirme Soruları
1. Mâverdî’nin tefsîrinin kendisinden sonraki ilim adamları etkilemesinin temel nedeni nedir?
a. Tefsîrinde selef âlimlerinin görüşlerine önem vermesi
b. Âyetleri tefsîr ederken esbâbu’n-nuzûl rivâyetlerini dikkate alması
c. Ahkâm âyetlerinin yorumuna ağırlık vermesi
d. Şâfiî mezhebine mensup olması
e. Çok yönlü ve güçlü bir ilim adamı olması
2. Mâverdî’nin tefsîrini güvenilir kılan en önemli özelliği hangisidir?
a. Tefsîrin el yazmalarının elimizde oluşu
b. Kendisinden sonra gelen âlimlerin ondan övgü ile söz etmeleri
c. Kur’ân’ı, Kur’ân, sünnet ve sahabe sözleri ile tefsîr etmesi
d. Tefsîrinde ahkâm âyetlerinin yorumuna ağırlık vermesi
e. Tefsîrinde kıraat farklılıklarına dikkat çekmesi
3. Mâverdî’nin resmi görevleri kabul etmesinin en önemli nedeni nedir?
a. Çok iyi bir fıkıh âlimi olması
b. Tefsîr alanında çok büyük bir otorite olarak kabul edilmesi
c. Rivâyetleri naklederken eleştirel bir yaklaşım sergilemesi
d. Siyasî görevlerde bulunmaktan mutluluk duyması
e. İlmi ve takvası nedeniyle taraflar nezdinde saygın kabul edilmesi
4. Mâverdî’nin İslâm dünyasında en çok tanınan yönü hangi yönüdür?
a. Tasavvufî yönü
b. Müfessirlik yönü
c. Ehl-i Sünnet yönü
d. Selefîlik yönü
e. Siyaset Bilimi alanında en büyük otorite olması yönü
5. Aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
a. Mâverdî tefsîrinde ahkâm âyetlerinin yorumunu yapmaz.
b. Mâverdî kendinden önceki âlimlerin görüşlerine geniş bir şekilde yer verir.
c. Mâverdî tefsîrinde rivâyet yönüne de gereken önemi verir.
d. Mâverdî tefsîrinde bir dil uzmanı gibi değerlendirmeler yapar.
e. Mâverdî zikrettiği rivâyetleri eleştirir ve aralarında tercihler yapar.
6. Aşağıdaki isimlerden hangisi Mâverdî’nin tefsîr kaynakları arasında yer almaz?
a. Saîd b. Cubeyr
b. Abdullah b. Abbâs
c. Mucâhid
d. Ed-Dehhâk
e. Ez-Zemahşerî
7. Aşağıdaki Arapça metni dikkatlice okuyunuz ve aşağıdaki değerlendirmelerden hangisinin
metnin anlamına uygun düştüğünü belirtiniz?
.. ...... .. .... ...:
... ... .... ) ... .... .... ... ( .. ..... ....... .... : ) .. .... . ........ ... ..... ....... ........
........ . ....... .... .. .. .... ... ..... ....... .... ....... ...... ........ ........ .. .. ....... ........ (
Bu metinde:
a. Hz. Peygamber, Arâf’ta bulunanlardan övgü ile söz ediyor.
b. Hz. Peygamber, Arâf’ta bulunanların cehennemlik oldukları söylüyor.
c. Hz. Peygamber, Arâf’ta bulunanların, melekler olduklarını söylüyor.
d. Hz. Peygamber, Arâf’ta bulunanların, cennet ile cehennem arasın bulunan yüksek bir
yerde olduklarını söylüyor.
e. Hz. Peygamber, Arâf’ta bulunanların, babalarına isyan ederek Allah yolunda
öldürüldükleri için cehenneme, ancak, babalarına isyan ettikleri için de cennete
girmeleri engellenen kimseler olduklarını söylemektedir.
8. Aşağıdaki Arapça metni dikkatlice okuyunuz ve aşağıdaki çevirilerden hangisinin doğru
çeviri olduğunu belirtiniz?
. ... ... ..... ....... ....... ...... ...... ... .... .... .. .... .. .... .. . ... ..... : .......
.... ... ......
a. Dördüncü görüşe göre, onlar, iyilikleri kötülüklerine denk geldiği için, Allah’ın
kendileri ile ilgili dilediği kararı verip onları cennete sokacağı zamana kadar, Arâf’ta
tutulan kimselerdir.
b. Dördüncü görüşe göre, onlar, iyilikleri kötülüklerine denk geldiği için, Allah’ın
kendileri ile ilgili dilediği kararı verip onları cehenneme sokacağı zamana kadar,
Arâf’ta tutulan kimselerdir.
c. Beşinci görüşe göre onlar, Allah’ın katında en üst makama ulaşacakları zaman kadar
Arâf’ta tutulan kimselerdir.
d. Dördüncü görüşe göre onlar, günahları çok olduğu için cennete girmeye hak
kazanamayan ve bu yüzden de Arâf’ta tutulan kimselerdir.
e. Dördüncü görüşe göre, onlar, babalarına isyan ederek Allah yolunda öldürüldükleri için
cehenneme, ancak, babalarına isyan ettikleri için de cennete girmeleri engellenen
kimselerdir.
9. Aşağıdaki metinde, “atın yelesi” anlamına gelen ibare hangisidir?
........ ... ...... ..... .. ..... ... .. . ... .. ..... ..... ... .. .. .... ......
a. ... .....
b. ... .. . ... .. ....
c. ... .. ..
d. .......
e. ... ...... ..... .. .....
10. Aşağıdaki Türkçe çeviri hangi metnin çevirisidir?
A’râf, urf sözcüğünün çoğuludur ve bir şeye nispetle yukarıda, yüksekte olan şeye, tepeye
denir. Üst kısımda bulundukları için horozun ibiğine urfu’d-dîk, atın yelesine ise urfu’lferes
denir.
a. . ..... . ... ...... ..... .. ..... ... .. . ... .. ..... ..... ... .. .. .... .......
b. . ....... : ... ... ..... ....... ....... ...... ...... ... .... .... .. .... .. .... ..
. ... .....
c. . .......: ... ... .... .. ...... ... ... ......
d. . ...... ....... .. .........
e. . .. ...: . ... ... . .. ... .... .. ..... ......
Ebû Muhammed el-Bağavî < 159
İbn Abbâs
Prof. Dr. Ahmet Nedim Serinsu
Mukâtil b. Suleymân
Prof. Dr. Mehmet Akif Koç
Sufyân es-Sevrî
Prof. Dr. Ahmet Nedim Serinsu
Yahyâ b. Ziyâd el-Ferrâ‘
Dr. Esra Gözeler
Ebû Ubeyde Ma‘mer b. el-Musennâ
Prof. Dr. Mehmet Akif Koç
İbn Cerîr et-Taberî
Prof. Dr. Mehmet Akif Koç
Ebû Mansûr el-Mâturîdî
Prof. Dr. Halis Albayrak
Ebû el-Hasan el-Mâverdî
Prof. Dr. Salih Akdemir
Ebû Muhammed el-Bağavî
Prof. Dr. Salih Akdemir
Ez-Zemahşerî
Prof. Dr. Halis Albayrak
TEFSÎR METİNLERİ I
9
160 > 9. Ünite
Bu ünitede 433-516/1055-1122 yılları arasında yaşamış olan Bağavî ve
Me‘âlimu’t-Tenzîl adlı tefsîri incelenecektir. Tefsîrin incelemesine
geçmeden önce, Bağavî’nin hayatı ve ilmî kişiliği üzerinde kısaca
durulacak, daha sonra da tefsîrinde uyguladığı yöntem üzerinde
yoğunlaşılacaktır.
Ünitede Bağavî’nin tefsîrinden ve tefsîrinde uyguladığı yönteminden
söz edilecek ve yöntemini doğrudan tanımamızı sağlayacak olan bir
metin sunulacaktır. Okuma parçası olarak, Bağavî’nin tefsîri ile ilgili bir
araştırmadan tefsîrin özelliklerinden söz eden kısa bir pasaj
sunulacaktır. Son olarak Bağavî ve tefsîri ile ilgili geniş bilgi edinmek ya
da araştırma yapmak isteyenler için kaynakça verilecektir.
Ünitede Ele Al›nan Konular
Ünite Hakk›nda
• Ebû Muhammed el-Bağavî’nin Hayatı
• Ebû Muhammed el-Bağavî’nin Tefsîrinin Özellikleri
• İlgili Literatür
• Örnek Metin
• Okuma Parçası
Ebû Muhammed el-Bağavî < 161
Bu üniteyi tamamladığınızda;
• Bağavî’nin ilmî kişiliği ve tefsîri ile ilgili ana kaynaklardan bilgiler
edinme imkânına kavuşacaksınız.
• Bağavî’nin tefsîrinde uyguladığı yöntemi örnek metinde doğrudan
görmek imkânına ulaşacaksınız.
• Bağavî’nin tefsîrinde alıntıda bulunduğu kendinden önceki
müfessirlerin kimler olduklarını öğreneceksiniz.
• 433-516/1055-1122 yılları arasında yaşamış olan Bağavî’nin dönemi
ile ilgili sorunlar ve bilimsel faaliyetler hakkında bilgiler
edineceksiniz.
• Bağavî’nin tefsîr ettiği âyetler ile ilgili farklı rivâyetleri aktarırken
izlediği yönteme tanık olacaksınız.
• Bağavî’nin tefsîrinde farklı görüşleri aktarmaya özen gösterdiğini
gözlemleyeceksiniz.
• Bağavî’nin ilmî kişiliği ve tefsîri ile ilgili akademik çalışmaları
tanıyacaksınız.
Bu üniteyi çalışırken;
• Öncelikle tefsîr ilmini kendi kavramları ile düşünmeye çalışınız.
• Ünite ile ilgili kaynakçadan ulaşabildiklerinizi göz önünde
bulundurarak çalışınız.
• Müfessiri ve eserini tanımaya çalışırken dönemin ilmî faaliyetlerine
etki eden sosyo-kültürel özellikleri dikkate alınız.
• Sanal ortamlardan, yerli ve yabancı elektronik kütüphanelerden
yararlanmayı ihmal etmeyiniz.
• Bağavî’nin tefsîrinden verilen metni, farklı tefsîrlerin metinleriyle
mukayese ederek çalışınız.
Ö¤renme Hedefleri
Üniteyi Çal›ş›rken
Ebû Muhammed el-Bağavî’nin (ö. 516/1122) Hayatı
Ebû Muhammed Huseyn İbn Mes‘ûd el-Bağavî el-Ferrâ, 433/1055 yılında Horasan’ın Bağ veya
Bağşûr adı verilen küçük bir kasabasında gözlerini dünyaya açmıştır. Kendisine el-Bağavî
lakabının verilmesi, doğmuş olduğu kasabadan dolayıdır. El-Ferrâ denilmesinin nedeni ise
babasının kürkçülük mesleği ile geçimini sağlamış olmasıdır. İbnu’l-Ferrâ olarak anılması da bu
yüzdendir. Müfessirimizin çocukluk ve gençlik yılları hakkında kaynaklarda fazla bir bilgiye
ulaşamamaktayız. 1067 yılı civarında ilim tahsili için Merverrûz’a giden müfessirimiz, Şâfiî
fakihi Kadı Huseyn b. Muhammed el-Merverrûzî’den fıkıh ve hadis dersleri almıştır. Daha
sonraları Horasan illerini dolaşmış ve Ebû Ömer Abdu’l-Vâhid el-Melîhî, Ebu’l-Hasan Ali el-
Cuveynî, Ebû Bekr Ya‘kûb es-Sayrafî gibi zamanın meşhur hocalardan çeşitli dersler aldıktan
sonra ikinci vatanı sayılan Merverrûz’a yerleşmiştir. Hocası Kadı Huseyn b. Muhammed’in
vefat etmesi üzerine yerine geçmiştir. Böylece müfessirimizin bundan sonraki yaşamını öğrenci
yetiştirmeye ve eserler vermeye adadığını görüyoruz. Gerçekten de bu sürede birçok öğrenci
yetiştirmiş ve çok değerli eserler telif etmiştir. Yetiştirmiş olduğu öğrenciler arasında özellikle,
Şerhu’s-Sunne’nin râvisi Hafede diye tanınan Ebû Mansûr Muhammed el-Attârî, Ebû’l-Feth
Muhammed el-Hemedânî, Ebû’l-Mekârim Fazlullah en-Nûgânî gibi seçkin âlimlerin adlarını
burada özellikle zikretmek gerekir. Bağavî, zühd ve takvası ile temayüz etmiş bir müfessirdir.
Sade giyinir ve sadece ekmek yemekle yetinirdi. Zayıflaması üzerine, ekmeğe zeytin de
eklemiştir. Ölümüne dek bulunduğu yerin dışına çıkmayan müfessirimiz, yaşayışında olduğu
kadar ilim anlayışında da selef âlimlerinin yolunu izlemiştir. O, Şâfiî mezhebine mensup bir
âlim olmuş olsa da hiçbir zaman mezhep taassubuna düşmemiştir. Şâfiî fıkhına dair et-Tehzîb
adlı önemli eser yazan Bağavî, fıkhî bir konuyu ele alırken, bütün mezheplerin görüşlerini
incelemeye özen göstermiş ve çeşitli görüşler içinden nasslara en uygun düşenleri, kendi
mezhebine aykırı da olsa, kabul etmekten çekinmemiştir. Bağavî’nin, tefsîr tarihi açısından en
dikkat çekici yönü, sünnete özel bir önem vermiş olmasıdır. Halkın sünnete ilgisini arttırmak
için, ilk kez, hadis metinlerini senetsiz olarak verme geleneğini başlatmıştır. Bu çabalarından
dolayı kendisine ‘Muhyî’s-Sunne’ ve ‘Ruknu’d-Dîn’ unvanlarının verildiğini görüyoruz. Bağavî
seksen yaşlarında iken, 516/1122 yılında Merverrûz’da Cenab-ı Hakkın rahmetine kavuşmuş ve
Tâlekân Kabristanı’nda hocası Kadı Huseyn el-Merverrûzî’nin yanına defnedilmiştir.
Bağavî, çok yönlü bir müfessirdir. Bu yüzden, onun hadis, fıkıh, tefsîr ve kıraat alanında
kendinden sonrakilere kaynaklık edecek çok önemli eserler verdiğine tanık oluyoruz. O, hadis
sahasında Şerhu’s-Sunne, Mesâbîhu’s-Sunne, el-Câmi’u beyne’s-Sahîhayni ve el-Envâr fî
şemâili’n-Nebiyyî’l-Muhtâr gibi son derece önemli eserler vermiştir. Fıkıh alanında ise et-
Tehzîb, Fetâvâ ve Farsça yazmış olduğu, el-Kifâye fî’l-Fıkh ve Tercemetu’l-Ahkâm adlı eserleri
mevcuttur. Tefsîr konusunda yazdığı, Me‘âlimu’t-Tenzîl adlı eseri, müfessirimizin çok
yönlülüğünü en iyi bir biçimde yansıtan eseridir. El-Kifâye fî’l-Kırâ’a adlı kıraat konusundaki
eseri, henüz yazma halinde bulunup neşredilmeyi beklemektedir.
[Bu konuda geniş bilgi için bkz. Güngör, Mevlüt. (2005). Örnek Tefsîr Metinleri ve Araştırmaları, Kur’ân ve Hadis
İlimleri, Ankara, s. 340-341.]
Ebû Muhammed el-Bağavî’nin Tefsîrinin Özellikleri
Bağavî, Kur’ân-Kerîm’in bütün âyetlerini baştan sona tefsîr etmiştir. Çok yönlü ilmî kişiliğinin
tefsîrine yansıdığını görüyoruz. Şâfiî mezhebinden olmasına rağmen, mezhep taassubu
göstermeden ahkâm âyetlerini yorumlamasını bilmiştir. Bağavî tefsîre, içinde yöntemini
açıkladığı bir girişle başlar. Yöntemi doğrultusunda âyetleri yorumlarken, öncelikle Kur’ân’a,
hadislere ve daha sonra da başta İbn Abbâs (ö. 68/687) olmak üzere sahâbe sözlerine başvurur.
Böylece Bağavî de tıpkı kendinden önceki müfessirler gibi, ehl-i sünnet âlimlerinin en iyi tefsîr
yöntemi olarak görüş birliğine vararak kabul ettikleri Kur’ân’ın Kur’ân ile, Kur’ân’ın sünnet ile
ve Kur’ân’ın sahâbe sözleri ile tefsîri yöntemini uygulama konusunda son derece titiz
davranmıştır. Yine tâbiînden olan Katâde (ö. 90/708), Ebû el-‘Âliyye (ö. 90/708), Mucâhid (ö.
103/721), ed-Dehhâk (ö. 105/723), İkrime (ö. 105/723), el-Hasan el-Basrî (ö. 110/728), Atâ b.
Ebî Rabâh (ö. 114/732), Muhammed b. Ka’b el-Kurazî (ö. 118/736), es-Suddî (ö. 127/745),
Zeyd b. Eslem (ö. 136/753), el-Kelbî (ö. 146/763), Mukâtil b. Hayyân (ö. 150/767) ve Mukâtil
b. Suleyman (ö. 150/767) gibi müfessir âlimlerin görüşlerine de sıkça başvurmuştur.
Rivâyetlere ağırlık vermesi bakımından Bağavî’nin Me‘âlimu’t-Tenzîl adlı eseri, İbn Cerîr et-
Taberî’nin (ö. 310/922), Câmiu’l-beyân ‘an te’vîli ayi’l-Kur’ân adlı tefsîrinden sonra en önemli
ikinci rivâyet tefsîri olarak kabul edilir. Ancak bu tefsîr, aslında tıpkı Taberî’nin tefsîri gibi aynı
zamanda bir dirâyet tefsîridir; çünkü bu eser, fıkıh, siyer, dilbilimleri alanında birçok eserden
yararlanılarak yazılmış olan bir eserdir. Bağavî, kendinden önceki âlimlerin görüşlerine geniş
bir şekilde yer vermiştir. Bununla birlikte katılmadığı görüşleri eleştirmekten ve sonunda tercih
ettiği görüşü belirtmekten geri kalmamıştır. Bu bağlamda, tefsîri kendinden önceki tefsîrler için
bir ansiklopedi mahiyetindedir. Âyetlerin hem iniş yerlerini ve sebeplerini belirtmeye özen
göstermiştir. Âyetlerde geçen muğlâk kelimelerin anlamları ile veciz ifadeleri açıklamış,
mücmel âyetleri tefsîr, müteşabih olanları ise te’vîl etmiştir. Müfessirimizden sunacağımız
örnek metinde açıkça görüleceği üzere, âyetler ile ilgili farklı kıratları zikretmeye gözen
göstermiştir. Hukukçuluğu ahkâm âyetlerinin tefsîrine, dilciliği ise, edebî ve lugavî
açıklamalarına yansımaktadır. Bugün tefsîrinin, kaynakçada zikrettiğimiz iki farklı baskısı
bulunmaktadır.
İlgili Literatür
Afâf, Abdu’l-Gafûr Hamîd. (1983). el-Bağavî ve menhecuhû fî’t-tefsîr. Bağdâd.
Albayrak, H. (1998). Tefsîr Usulü. İstanbul: Şule Yayınları.
________, Paçacı, M., Gözeler, E. (2006). Tarih İçinde Tefsir ve Tefsir Eğilimleri. Mehmet Paçacı ve İsmail Hakkı
Ünal (Ed.), Kur’an ve Hadis İlimleri içinde (s. 147-186), Ankara: Ankuzem Yayınları.
El-Bağavî, Ebû Muhammed Huseyn İbn Mes‘ûd. Me‘âlimu’t-Tenzîl. [Eserin çeşitli baskıları yapılmıştır. İran’da taş
baskısı olarak dört cilt halinde tarih belirtilmeden, Bombay’da (1269, 1296, 1309) ve Kahire’de
Lubâbu’t-te’vîl ile birlikte (1305, 1331) ve son olarak Beyrut’ta (1407/1987) basılmıştır.]
Bilmen, Ö.N. (1960). Büyük Tefsir Tarihi. Ankara: Diyanet İşleri Reisliği.
Cerrahoğlu, İ. (1996). Tefsîr Tarihi. Ankara: Fecr Yayınları.
_________. (2009). Tefsir Usûlü. İstanbul: Şule Yayınları.
Demirci, M. (2001). Tefsir Usulü ve Tarihi. İstanbul: İFAV Yayınları.
Eroğlu, A. (1987). Müfessir Bağavî, Hayatı ve Tefsîrindeki Metodu, Basılmamış Doktora Tezi, Atatürk Üniversitesi
İlâhiyat Fakültesi, Erzurum.
Gilliot, C. (2002). Exegesis: Classical and Medieval. Jane Dammen McAuliffe (Ed.) En
clopaedia of the Qur’an 2
içinde (s. 99-124), Leiden: Brill.
Güngör, M. (2005). Örnek Tefsîr Metinleri ve Araştırmaları. Mehmet Paçacı (Ed.), Kur’ân ve Hadis İlimleri içinde
(s. 185-250), Ankara: Ankuzem.
______. (1992). Beğavî, Ferrâ. DİA V: 340-341.
Paçacı, M., Ünal, İ.H. (Ed.) (2006). Kur’ân ve Hadis İlimleri. Ankara: Ankuzem Yayınları.
Robson, J. al-Baghavi. En
clopedia of Islam I: 893.
Es-Suyûtî. (2004). el-İtkân fî ‘ulûmi’l-Kur’ân. tah. Fevvâz Ahmed Zemerlî. Beyrut.
________. (1976). Tabakâtu’l-mufessirîn. tah. ‘Alî Muhammed ‘Umar. Kahire.
Eş-Şer, Salâh Abdulganî Ali (1984). el-İmâm el-Bağavî ve eseruhû fi’1-fıkhi’l-İslâmî. Riyad.
Şerîf, Muhammed İbrahim. (1986). el-Bağavî el-Ferrâ ve tefsîruhû li’l-Kur’âni’l-Kerîm. Kahire.
Ez-Zehebî, Muhammed Huseyn. (1961-62). et-Tefsîr ve’l-mufessirûn. Kahire.
Örnek Metin
el-A‘râf 7/26
........ ..... .... .... ....... .......... ........ .. ...... ........... ........ ......... ..... ..... ...... .... .. ...... .... ...... ....... ...........
. ............. . ..
} ... ..... ..... .... .... ....... .......... { ..: ..... ... } ........ { ....: .... ...: “......” ... ...... .... .... ..
.... ...... ....... .... ... .... .. ....... ..... ....: } .... ....... { ..: ...... ....... ....: .. .....
..... ...... ... ..... ...... ... ... .....: “....... ......”).... ....... 52 (. ..... ...... ...... ..
......
.... .... ... .....: .... ..... .. ........ ...... ...... ..... .......: .. .... .. .... ..... .... .....
.... ...... ...... ....... ....... ...... .....
.... .....: .... ...... .... ... .... .. ..... .....:
.... .... . ...... . ....... .... ....... ... ..... ..... ...... .... .. . .....
.... .... ...... ...... ....: } .... .... ....... .......... ........ . ....... ........... { .... ........ ....... ..... ....
... .... .... ...... ......... ... ...... ..... } ........ { ....: .... .. ... ... .... ...... .......
......: ....: .... ..... ... ..... ....: ..... ....... ..: .. ....... .. .. .......
....: .. ......} ......... ..... ..... ...... .... .. { ... ... ....... .... .... ........ “.....” .... .....
.... .. .... } ........ { .... ....... ..... .. ........ ..... } .... .. { ...... } ...... { ... .. .......
..... ... ... ..... .... .. ... } ......... ..... ..... ...... .... .. { ........ .. } ......... ..... ..... { ... .....
......: .... ...... .. ........ .... .....: .. ...... .... .... .. .......
.... .... .. ... ....: .. ..... ....... ... ..... .. ..... ... ...: ..... ......
.... .... .. ......: .... ...... .... ..... .... ......: .. ....... .......: .... ...... ... ...... ...
... .. ... ... .. .. ...... .......
.... ... ........: .... ...... .. ...... ..... ..... ..... ...... .. ... ...... ... .. ...... .. .......
.... ... .. ...: .... ...... ...... .... .... ... .. ..... ...... ....... ....... .........
....: .... ...... .. ..... ....... ...... .... ...... ... ...... } ...... .... .... . . ....... ........... ............. {
el-A‘râf 7/31-32
.... ... ... . .. ........ ..... ...... ........... ...... ..... ........ ........ ........... ..... ....... .... ....... ... ....... ..........
....... ....... ....... ........ ........ ........... ............... .... ......... .... .... .......... ....... ... ..... ..... ....... ... ......... .. ....
. ............ ........ .. ....... ......... ........ .. ......... . ..
.... .. ...: } ........ .. ... { .. ..... ..... } .......... ..... { ... } .......... ........... { ..: ........
........ } ... ...... .......... ........ . .... ........... .... .... . ....... ............ ... ...... ........... { ... .... .. .. ...... ....
... ... .. .... .. .... ....... ........ .....
.... .....: } ... ..... ..... ...... ........... . ..... ..... .... . ... { ... ... .......: .... ... .... ...... ......
..... ..... .... .. ...: “.. ... ... .... ...... ... .. ....”. .... ....... ... .....: .. .....
..... ... ......
... ......: ...... .. ..... ...... ... .. .... ..... .. .....
} ........ ........... { ... ......: .... ... .... .. ...... .. .... .... .. ...... ... .... ... ...... .....
...... .... ..... .... ........: ... ... .. .... ... .. .... ..... ..... .... .. ...: “.....”
.... ..... ...... “.......” ..... } .... .......... { ...... .. ... .... ... .. ..... ....... } ....... .. .. .....
.............. { ..... ...... ....
... ... ....: .. .. ... ..... .. ... .. ...... ...... ... ....... ... ... .. ...... .. ....:
.. .. .... .... ... .. ... ... ....: “.... ....... ... ......” ..... .. ...: } .... .... ....... ....... .......
....... ........ ........... { .... ... ...... .. ....... } ............. . . .... ........ . { .... ..... ...... .. .... .....
... ... .... ......: ........ .. ..... .. ... ... ........ .. ....... .........
} .... .... ..... . .... ....... ... .......... ....... ... ......... . ..... ............ { ... ... ......: .. ..... ..... ......... ..
...... ...... ... ... ..... ....... ........ .. ..... ....... ... .. ...... ..... ........ .. ..
........ .....
....: .. ..... ... ....... .. ....... ..... ......... ..... ... .. ...... . ....... ......
... ... } ......... { .. . ..: .. .. ..... ..... ....... .. ....... ... .. ...... ..... ... .......
......... .... ....... ...... .. .... . } ........ . ........ ...... . . ........ . .......... {
Okuma Parçası
Müfessirimiz Bağavî, üzerinde çalışma yaptığımız Me‘âlimu’t-Tenzîl adlı eserini kısmen her ne
kadar Ebû İshak es-Sa‘lebi’nin, el-Keşf ve’1-Beyân’ından hulâsa etmiş olsa da bunun dışında
tefsîr, hadis, fıkıh, kıraat, siyer, sarf ve nahiv, lugata dair te’lif edilen birçok eserden istifade
ederek vücuda getirdiği; böylece Kur’ân tefsîrine ait çeşitli bilgileri şahsına mal ettiği; aklî ve
naklî tefsîri bir arada cem ettiği; naklettiği görüşlerin hepsini olduğu gibi kabul etmeyip zaman
zaman tenkîd ve tercihlerde bulunarak, ilmî şahsiyetini ortaya koyduğu anlaşılmaktadır.
Kur’ân âyetlerini, kelime kelime, cümle cümle ele alıp, tefsîr etmiş; Kur’ân’ın Kur’ân’la,
Kur’ân’ın sünnetle tefsîrine büyük önem vermiştir. Ona göre, Kur’ân’daki yüce maksatları
anlamak için âyetlerin nüzul sebeplerini, nâsih ve mensûhunu, muhkem ve müteşabihini bilmek
lâzımdır. O, mücmel olan bir âyeti beyân etmek, umûmu tahsis etmek, mutlakı takyîd etmek
için âyetlerle tefsîrde bulunduğu gibi; Kur’ân âyetlerine verdiği manayı te’yid etmek, nahvî
yönden yaptığı bir tahlilin doğruluğunu ispatlamak ve bazı kelimelerin manalarını daha iyi
açıklamak, kırâatların doğruluğunu tesbit etmek için de âyetlerden misâller vermeyi bir usûl
haline getirmiştir.
Kur’ân’ın en büyük müfessirinin Hz. Peygamber olduğuna inanan Bağavî, mümkün mertebe
haberlerin sıhhatine dikkat etmiş ve tefsîrinde, daha ziyade sahih hadislere yer vermeye gayret
etmiştir. Âyetlerdeki garip kelimeleri, mücmel ve müşkülleri halletmek, bazı hükümleri ve
ıstılahları açıklamak için sünnete başvurmuştur.
Yeri geldiğinde, âyetlerin manalarının kolayca anlaşılabilmesi için, asr-ı saadette vuku bulmuş
olayları zikretmiştir. Bu hadiseler ile âyetler arasında münasebetler kurarak, âyetlerin
manalarının daha iyi anlaşılmasını sağlamaya çalışmıştır.
Her sûrenin tefsîrine başlamadan önce, o sûrenin nerede nazil olduğunu; kaç âyetten ibaret
olduğunu bildirir. Mekkî sûrelerde bulunan Medenî âyetleri bildirir. Nüzul sebeplerini verirken,
müfessirlerce kabul edilmiş usule sadık kalır, muhtelif ifadeler kullanır. Kimi kez kendisine aid
bir isnad ile kimi kez sadece olayı nakleden râvinin ismini vermekle iktifa eder. Bazen de ne
olayı nakleden râvinin ismini, ne de isnad zincirini zikreder. Sebeb-i nüzulleri zikrederken,
zaman zaman âyetlerin tefsîrini veya âyetlerdeki fıkhî hükümleri ortaya koymaya çalışır. Bir
âyet için birden fazla nüzul sebebi zikrederek, en sahih olan haberi tercih ettiği de görülür.
Verdiği bazı nüzul sebepleri, et-Taberî’nin Câmi’u’l-Beyân’ında ve el-Vâhidî’nin Esbâbu’n-
Nuzûl’unda bulunmamaktadır.
Bağavî, selefe büyük bir bağlılığı bulunmasına rağmen, neshi ıstılah manasında kullanmıştır.
Çünkü selef, neshi daha umumî bir manada kullanır. Selefe göre, başlı başına bir hükmü
kaldırmağa nesh denilebileceği gibi umumu tahsise ve mutlakı takyide de nesh denilebilir.
Hatta istisnaya, şarta ve sıfata dahi nesh manası verilebilir. Tetkikimize göre, Bağavî’nin neshi
muteahhirun âlimlerinin kullandığı manada bir ıstılah olarak kullandığı anlaşılmaktadır. Ona
göre, Kur’ân’da nesh vardır. Hakkında nass varid olmadan herhangi bir mes’ele hakkında nesh
ile hükmetmek caiz değildir. Nesh haberlerde değil, emir ve yasaklarda cereyan eder. Kur’ân,
meşhur hadisle nesh olabileceği gibi, sünnet de Kur’ân ile nesh olabilir. Kur’ân’daki mensuh
âyetlerin sayısı 49’dur.
O, büyük bir muhaddistir. O bakımdan gerekse tefsîrinin mukaddimesinde ve gerekse tefsîr
esnasında zikrettiği isnadların hemen hemen hepsi sahih ve sağlamdır. Bunun yanında, el-
Kelbî’nin tefsîri başta olmak üzere, bazı zayıf isnadlı haberleri tefsîrinde naklettiği tarafımızdan
tesbit edilmiştir. Ancak bu haberlerin zayıflığına bazen dikkati çekmiştir. Bazen de sıhhat
durumlarını belirtmemiştir. Fakat isnad zincirlerini vermesi, bir bakıma kendisini sorumluluktan
kurtarmıştır. Ebû İshâk es-Sa‘lebî ve el-Vâhidî’nin yaptığı gibi her surenin fazileti ile ilgili
‘Ubeyy İbn Ka’b’a nisbet edilen mevzu hadisleri almadığı görülmüş; bu konuda son derece titiz
davrandığı anlaşılmıştır.
Tefsîrinde bir kısım israilî haberleri zikretmiş; hatta Kitab-ı Mukaddes’ten bile nakilde
bulunmuştur. Naklettiği israilî haberler içerisinde sahih, zayıf, hatta asılsız olanları görülmüş
tür. Fakat bunların hepsini olduğu gibi kabul etmemiş; yer yer tenkid edip, reddettiği veya zayıf
gösterdiği haberler olmuştur. Hiç tenkide tabi tutmadan naklettiği bazı haberlere de
rastlanmıştır.
Müteşabih âyetleri, te’vil etmekten sakınmış, bu konuda, selefe tabi olmuştur. Surelerin başında
bulunan huruf-u mukatta hakkında sadece selefin görüşlerini nakletmekle yetinmiş; kendi
görüşünü belirtmemiştir. Bazen kendine göre müşkil mes’eleler ortaya atıp, sual-cevap şeklinde
bir metot uygulayarak, bunları halletmeye çalışmıştır. Emsâlu’1-Kur’ân’a önem vermiş;
hususen şerh ve izahlarda bulunmuştur. Kur’ân’daki kasemler (yeminler) ve tekrarların
hikmetlerini gâyet güzel bir şekilde kısaca izah etmiştir. Yaptığı bazı izahlar tarafımızdan
orijinal bulunmuştur.
Tefsîrinde daha çok mutevatir kıraatlara yer vermiş; bazı âyetlerin tefsîrini yapabilmek için,
müdrec ve şaaz kıraatlere de başvurmuş; bazı mutevatır kıraatlerin lügat bakımından üstün
olduklarını mukayese ederek belirtmeye; kıraatlerin tevcihatını yapmaya; kıraatlere göre âyetleri
manalandırmaya çalışmıştır.
Şâfiî fukahasının ileri gelenlerinden birisi olan Bağavî, fıkıhta tercih ashabından sayılmıştır. O
bakımdan şahsına münhasır olarak, tefsîrinde fıkhî mes’eleleri işlemiş; bu sahadaki gücünü
ispatlamıştır. Mezhebin usul ve furuunu bildiği kanaatini vermiştir. Yer yer kendi mezhebinin
görüşünü teyide çalışsa da, kendisinde mezhep taassubu hissedilmemiştir. Aksine diğer
müctehidlerin görüşlerini hürmetle karşılamış; mensup olduğu mezhebin hilafına da olsa,
kendince isabetli gördüğü görüşleri tercih etmiştir.
İtikadda ehl-i sünnet mezhebini benimsemiştir. Bu konu ile ilgili âyetleri tefsîr ederken pek
fazla münakaşalara girmemiş; sadece ilgili delilleri zikretmekle yetinmiştir. Allah’ın sıfatları
konusunda selef mezhebini benimsediğini açıkça ifade etmiştir.
Kur’ân âyetlerinde mevcut kelimelerin lügat manalarını ve âyetlerin irâb durumlarını, teferruata
dalmadan, ihtiyaç hasıl olduğunda, bir durumu açıklamak için, zaman zaman lügate ve nahve
başvurarak Arapların sözlerinden ve şiirlerinden şahitler getirerek izaha çalışmıştır. Kıraatlerin
tevcihatını yaparken de sık sık lügate, nahve ve sarfa başvurduğu müşahade edilmiştir. Verdiği
nahiv kaideleri arasından en uygununu seçmeye çalıştığı da görülmüştür. Bu hususu yaptığı
tercihler göstermektedir. Belagatle ilgili manalara ve edebî san’atlara çok az yer verdiği;
alimlerin, şiirlerinden şahit getirmeği ittifakla kabul ettikleri İmru’l-Kays, Lebîd ve Hassan gibi
şairler ile ihtilaflı da olsa bir kısım alimlerin şiirlerinden şahid getirmeyi caiz gördükleri Cerir,
Parazdak ve benzeri şairlerin şiirlerini şahid olarak kullandığı da tarafımızdan tesbit edilmiştir.
Son bölümde yaptığımız mukayese, Bağavî’nin, bazı yönlerden, Ebû İshâk es-Sa‘lebî’nin
etkisinde kalmış olsa da, ondan farklı bir şahsiyet olduğunu göstermiştir.
Yapılan mukayesede, her iki tefsîrin birbirine benzer yönleri tesbit edilmiştir. Bir kere, her iki
tefsîr de rivâyet tefsîridir. Âyetler daha ziyade, Hz. Peygamber, sahabe, tâbiûn ve tebeu’t-tâbiîn
müfessirlerinden nakiller yapılarak, tefsîr edilmiştir. Tasnif edilişleri bile birbirine
benzemektedir. Her iki tefsîrin mukaddimesinde, kaynaklar verilmektedir. Bağavî’nin verdiği
kaynaklar daha çoktur. El-Keşf, selef tefsîrlerinden yapılan nakiller bakımından daha zengindir.
Her iki tefsîrde de israîlî haberlere yer verilmektedir. Bu yönden es-Sa‘lebî’nin, Bağavî’ye tesiri
olmuştur. Çünkü Bağavî, bu tip haberleri olduğu gibi el-Keşf’ten nakletmiştir. Ancak bir kısmını
tenkide tabi tutmuş; bir kısmım da ayıklamağa çalışmıştır. Buna rağmen es-Sa‘lebî’nin
tesirinden kurtulamamıştır.
Ayrıca es-Sa‘lebî’nin, naklettiği haberlerin sıhhatine pek dikkat etmediği; bir kısım mevzu
hadisleri tefsîrine aldığı tarafımızdan tesbit edilmiştir. Meselâ, surelerin fazileti ile ilgili, Ubeyy
İbn Ka’b’a nisbet edilen bir kısım mevzu hadisleri, tefsîrine almıştır. Hâlbuki Bağavî’nin, bu
çeşit haberleri Me‘âlim’e almadığı; haberlerin sıhhatine daha çok dikkat çektiği görülmüştür.
Çünkü Bağavî, muhaddistir. Bu bakımdan da es-Sa‘lebî’den üstündür.
Es-Sa‘lebî, sarfa, nahva, lugata ve şiir istişhadına daha fazla önem vermiştir. Bu konuda,
Bağavî’den üstün olduğu ortaya çıkmıştır.
İbn Mihrân’ın Kitâbu’l-Ğaye’si, her iki müfessirin de kaynağıdır. Fakat es-Sa‘lebî’nin daha
başka kıraat kaynakları da vardır. Şaaz kıraatlara Bağavî’den daha çok yer vermiştir. O da,
Bağavî gibi kıraatlerin tevcihatını yapmıştır.
Her iki müfessir de itikadda ehl-i sünnet mezhebine mensuptur. Ancak es-Sa‘lebî, mütaşâbih
âyetleri, halef uleması gibi, te’vil etmiştir. Bağavî’nin ise, bu konuda, selefin görüşünü
benimsediğini biliyoruz. Ayrıca es-Sa‘lebî, “sûrelerin başında mevcut hece harfleri, Kur’ân’ın
i’câzını ve Hz. Peygamber’in, peygamberlik davasında, haklı olduğunu göstermektedir”
şeklindeki görüşü tercih ettiği halde, Bağavî, bu konudaki temayülünü belirtmemiştir.
Es-Sa‘lebî, tasavvufî tefsîre daha ziyade önem vermiş; hatta sûfî tefsîrlerini, zaman zaman
kendine ait bir isnadla vermiştir. Şatahat cinsinden olan bir kasım sözlere dikkat
çekmediğinden, İbn Teymiyye tarafından tenkide uğramıştır. Hâlbuki Bağavî, sûfî tefsîrlerini
çok nadir nakletmiştir.
Gerek es-Sa‘lebî ve gerekse Bağavî, Şâfiî fukahasının önde gelen simalarındandırlar. Her ikisi
de fıkhî konulara, fukahanın ihtilaflarına tefsîrlerinde yer vermişlerdir. Ancak Bağavî, fıkıhta
“tercih ashabı”ndan sayıldığından, bu sebeple es-Sa‘lebî’den üstün olduğu söylenmiştir.
Bütün bunlar, Bağavî’nin, es-Sa‘lebî’den farklı bir ilmî kişiliğe, eseri Me‘âlim’de, el-Keşf’ten
farklı hususiyetlere sahip olduğunu göstermektedir.
Diğer taraftan İbn Atiyye’nin, el-Muharreru’1-Vecîz adlı tefsîri ile yaptığımız mukayeseden
tefsîr hareketinin, hem Şark’ta ve hem de Mağrib’de, birbirine paralel olarak, geliştiğini; Ebu’l-
Me’âlî el-Cüveynî ve emsali Şarklı alimlerden yapılan nakiller, Doğu ile Batı arasındaki kültür
alış-verişinin durmadan devam ettiğini ispatlamaktadır. Ancak el-Muharreru’1-Vecîz’de,
Me‘âlim’e nisbetle, aklî tefsîre daha ziyade yer verildiği tarafımızdan tesbit edilmiştir. Çünkü bu
tefsîrde, kelâmî konular daha çok işlenmekte; israilî haberler, daha çok tenkide tabi tutulmakta;
ayrıca sarf, nahv ve lügat konularına daha fazla değinilmektedir. Hatta bazı mütevatir kıraatler,
Arap dili ve gramerine uymadığından reddedilmektedir. Belki de bu yüzden, İbn Atiyye’nin
Mu‘tezili olduğu iddia edilmiştir. Bir bakıma bu konuda, ez-Zemahşerî’nin metodunu
uygulamıştır. Çünkü ez-Zemahşerî de, aklî muhakemeler yaparak, bazı mütevatir kıraatları
kabul etmemiştir.
Me’âlim’i kendisiyle mukayese ettiğimiz bir başka tefsîr de, İbn Kesîr’in Tefsîru’l-Kur’âni’1-
Azîm adlı eseridir. Buna göre, bu tefsîr, rivâyet tefsîrlerinin en önemlilerinden ve en
sağlamlarından biridir. Bu konuda, et-Taberî’nin tefsîrinden sonra, ikinci tefsîr olarak kabul
edilen bu eserde, rivâyet tefsîrine büyük önem verilmekte; zamanına kadar gelişen ilmî
tecrübenin bir sonucu olarak, gelişen ilmî usullerin ışığı altında, ondan önce te’lif edilen
tefsîrlerde mevcut ilmî hatalara dikkat çekilmektedir. Haberlerin kritiği daha çok yapılmaktadır.
Râvîler, cerh ve ta’dile tabi tutulmakta; isnadlar daha dikkatli bir şekilde incelenmekte; israilî
haberler, sıkı bir tenkide tabi tutulmakta; bir kısmının ise, ayıklandığı bildirilmektedir, O
bakımdan Me‘âlim’den daha tertibli ve daha düzenli bir tefsîr olduğunu söyleyebiliriz.
Ancak anlaşılmayan hususiyetlerinden biri, İbn Kesîr, itikad bakımından selefe bağlı olduğunu
söylemesine rağmen, müteşabih âyetleri te’vil eder. Diğer taraftan bazı mevzu kıraatleri, şaaz
diye vasıflar ve kıraatlere gerekli önemi vermediği hissedilir. Ortak bir hususiyet olarak, Bağavî
gibi, o da, her surenin fazileti ile ilgili bir kısım mevzu hadîsleri tefsîrine almamıştır.
Bir kısım israilî haberleri ayıklayarak tefsîrine almaması, sözü geçen mevzu hadislere yer
vermemesi, haberlerin sıhhatine pek fazla itina göstermesi bakımından, belki de Bağavî’den
etkilenmiştir. Çünkü Bağavî’nin Me‘âlimu’t-Tenzîl’i, İbn Kesîr’in kaynaklarındandır. Ayrıca
İbn Kesîr, bazı âyetleri tefsîr ederken, sadece Bağavî’den naklettikleri ile yetinmiştir.
Burada yaptığımız değerlendirme, bir bakıma, Hicrî VI. asırdan, VIII. asra kadar tefsîrin,
hususen rivâyet tefsîrinin büyük bir gelişme gösterdiğini de ortaya koymaktadır.
Kaynak: Ali Eroğlu, Müfessir Bağavî, Hayatı ve Tefsîrdeki Metodu, Doktora Tezi, Erzurum 1987, s. 324-330.
Uygulama Çalışması
Biz, hem cinselliğinizi gizlemeniz hem de (kendinizi
güzel göstermeniz için) size elbise (yapma bilgisini)
bahşettik.
.... .......... .......... ........ . ....... ............. .......
Ama içinizde Allah bilincinin canlı kalması sonucu
oluşan iffet elbisesine gelince; o, (diğer örtülerden)
daha hayırlıdır.
......... ..... ...... ...... .....
İçinde iken Allah karşı geldiğimiz elbiselerle tavaf
etmeyiz.
.. .... .. .... ..... .... ....
Katâde ve Suddî, takva elbisesinin, iman olduğunu
söylemişlerdir. Hasan el-Basrî ise, takvaya sebep
olduğu için, onun hayâ olduğunu söylemiştir.
... ..... ......: .... ...... .. ........
.... .....: .. ...... .... .... .. ......
Urve b. ez-Zubeyr, takva elbisesinin, Allah korkusu,
Kelbî ise, onun, iffet, onur ve şeref olduğunu
söylemiştir.
.... .... .. ......: .... ...... .... .....
.... ......: .. ......
Takva ehli, Allah’tan korkan, dindar kimseler
... .....
Müfessirler şöyle demişlerdir: Âmir oğulları,
Ka’be’yi çıplak olarak tavaf ediyorlardı. Bunu
üzerine Yüce Allah: “Ey Âdemoğulları! İbadet
etmek üzere (Kâbe’ye) her girişinizde, [oraya çıplak
olarak girmeyin], elbiselerinizi giyin…” âyetini
indirmiştir. Ziynet’ten kast olunan, elbisedir.
... ... .......: .... ... .... ......
...... ..... ..... .... ... .... : “.. ... ...
..... ....... .... .... ....“ ....: ......
“Yiyiniz ve içiniz”. Kelbî şöyle demiştir: Âmir
oğulları, hac görevlerini ifa ettikleri günlerde,
yemek olarak, yağ yemiyorlardı; fakat çok az
yiyecek yiyorlardı. Böyle davranmak suretiyle,
haclarını daha da yüceltmiş oluyorlardı. Bunun
üzerine Müslümanlar, ‘Ey Allah’ın Elçisi! Böyle
davranmaya biz onlardan daha layığız.’ demişlerdi.
Bunu üzerine Yüce Allah, “Yiyin” ‘yani, et ve yağ’
ve “için” ‘yani ‘süt’, Ama Allah’ın sizin için helal
kıldığı et ve yağı yememe, kendinizi onlardan
mahrum bırakma konusunda,” asla aşırılığa
kaçmayın! Çünkü O, bu şekilde davranarak
“aşırılığa kaçanları sevmez.”
} ..... ... ............ {. ... ......: .... ... ....
.. ...... .. .... ...... .. ...... .... ..... ...
...... ...... ....... .... ....... ....
........: ... ... .. .... ... .. .... .....
..... .... ... .... : “..... “ .... ..... ......
“.......“ ...... } ..... .... ... ..... { . ...... ..
.... .... ... .. ..... ....... } ....... ... .. .....
.............. { . ..... ...... ....
“O halde de ki: “Allah’ın kulları için yarattığı
elbiseyi,” yani tavaf esnasında giyeceğiniz elbiseyi,
“temiz ve güzel rızıkları” yani, hac günlerinde,
yiyeceğiniz eti ve yağı “yasaklayan kimdir?”
} .... .... ....... ....... ....... ........ ........ ........... { .
....: ... ...... .. ....... } ............. . . ....
........ . { . ....: ..... ...... .. .... ....
De ki: “Onlar, dünya hayatında, hem inananlar (hem
de inanmayanlar), kıyamet gününde ise sadece
} .... .. ..... . .... .......... ... ....... .... ....... ... .........
inananlar içindir.” Bu âyette hazf vardır. Takdiri
şöyledir: Onlar, dünya hayatında, hem inananlar
hem de müşrikler içindir; çünkü şirk ehli de
inananlarla birlikte dünyanın temiz ve güzel
rızıklarını paylaşırlar. Bununla birlikte o nimetler,
ahiret gününde, sadece inananlar için olacaktır.
Müşriklerin o nimetlerde nasipleri olmayacaktır.
.. ..... : . ... ... ...... { .... . ..... ......
..... ......... .. ...... ...... ... ... ......
....... ........ .. ..... ....... ... ..
...... ..... ........ .. ... ........ .....
Gözden Geçir
. Bağavî’nin hayatı ve ilmî kişiliği hakkında kısaca bilgi veriniz.
. Bağavî kendinden önceki âlimlerin görüşlerine geniş bir şekilde yer vermiştir midir?
Kısaca açıklayınız.
. Bağavî’nin tefsîrinde izlediği metodu hakkında bilgi veriniz.
. Bağavî resmi görev almış mıdır? Düşününüz.
. Bağavî’nin en önde gelen kaynakları hangileridir? Söyleyiniz.
. Bağavî tefsîrinde kıraatlere yeterince ağırlık vermekte midir? Belirtiniz.
. Bağavî neden ‘Sünnet’ üzerinde ısrarla durmaktadır? Söyleyiniz.
Değerlendirme Soruları
1. Bağavî’nin tefsîrinin İslam dünyasında güvenilir bir kaynak olmasının temel nedeni nedir?
a. Tefsîrinde selef âlimlerinin görüşlerine önem vermesi
b. Âyetleri tefsîr ederken esbâbu’n-nuzûl rivâyetlerini dikkate alması
c. Ahkâm âyetlerinin yorumuna ağırlık vermesi
d. Tefsîrinde farkı kıraatlere yer vermesi
e. Sünnî bir bakış açısına sahip olması
2. Bağavî’nin tefsîrinin kaynakları arasında en önemli kaynak hangisidir?
a. El-Ferrâ, Ma’âni’l-Kur’ân
b. İbn Kuteybe, Te’vîlu muşkili’l-Kur’ân
c. Mukâtil’in Tefsîri
d. Mucâhid’in Tefsîri
e. Ebû İshak es-Sa‘lebî, el-Keşf ve’1-Beyân
3. Aşağıdaki özelliklerden hangisi Bağavî’nin tefsîrinin ayırt edici bir özelliğine işaret
etmektedir?
a. Bağavî tefsîrinde Kur’ân’ın Kur’ân ile tefsîrine ağırlık verir.
b. Bağavî tefsîrinde farkı kıraatlere yer verir.
c. Bağavî tefsîrinde çeşitli görüşler arasında tercihler yapar.
d. Bağavî tefsîrinde ahkâm âyetlerinin tefsîrine önem verir.
e. Bağavî tefsîrinde âyetlerin, sünnet ile nesh edilebileceği görüşünü savunur.
4. Aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
a. Bağavî Mu‘tezile mezhebine mensup büyük bir müfessirdir.
b. Bağavî’nin Me‘âlimu’t-Tenzîl adlı tefsîri Taberî’nin Câmiu’l-beyân ‘an te’vîli ayi’l-
Kur’ân adlı eserinden sonra yazılmış olan en önemli rivâyet tefsîridir.
c. Bağavî müteşabihlik konusunda selef âlimlerinin görüşlerine uyar.
d. Bağavî tefsîrinde kıraat konusuna gereken önemi verir.
e. Bağavî tefsîrinde âyetlerin iniş sebeplerini zikreder.
5. Aşağıdaki isimlerden hangisi Bağavî’nin tefsîr kaynakları arasında yer almaz?
a. El-Hasan el-Basrî
b. Abdullah b. Abbâs
c. Mukâtil b. Suleymân
d. Ed-Dehhâk
e. İbn Teymiyye
6. Aşağıdaki Arapça metni dikkatlice okuyunuz ve aşağıdaki değerlendirmelerden hangisinin
metnin anlamına uygun düştüğünü belirtiniz?
.... .... ... .....: .... ..... .. ........ ...... ...... ..... .......: .. .... .. .... ..... .... .....
.... ...... ...... ....... ....... ...... .....
Bu metinde:
a. Bu ayet-i kerimenin iniş sebebi, Arapların, cahiliye döneminde, namazlarını kadın ve
erkek birlikte namaz kılmaları ile ilgilidir.
b. Bu ayetin iniş sebebi, kadınların Kâbe’yi çıplak tavaf etmeleri ile ilgilidir.
c. Bu ayetin iniş sebebi, kadınların Kâbe’yi gündüzün çıplak tavaf etmeleri ile ilgilidir.
d. Bu ayetin iniş sebebi, erkeklerin Kâbe’yi geceleyin çıplak tavaf etmeleri ile ilgilidir.
e. Bu ayetin iniş sebebi, cahiliye döneminde, erkeklerin gündüzün, kadınların ise
geceleyin Kâbe’yi çıplak tavaf etmeleri ile ilgilidir.
7. Aşağıdaki Arapça metni dikkatlice okuyunuz ve aşağıdaki çevirilerden hangisinin doğru
çeviri olduğunu belirtiniz?
.... .... .. ......: .... ...... .... ..... .... ......: .. ......
a. Urve b. ez-Zubeyr, takva elbisesinin, Allah korkusu, Kelbî ise, onun, iffet, onur ve
şeref olduğunu söylemiştir.
b. Urve b. ez-Zubeyr, takva elbisesinin, imân, Kelbî ise, onun Allah korkusu olduğunu
söylemiştir.
c. Urve b. ez-Zubeyr, takva elbisesinin, onur, iffet ve şeref, Kelbî ise, onun, iman
olduğunu söylemiştir.
d. Urve b. ez-Zubeyr, takva elbisesinin, iman, Kelbî ise, onun Allah korkusu olduğunu
söylemiştir.
e. Urve b. ez-Zubeyr, takva elbisesinin, haya, Kelbî ise, onun, iffet, onur ve şeref
olduğunu söylemiştir.
9. Aşağıdaki metinde, “yağ-kaymak” anlamına gelen sözcük hangi sözcüktür?
} .... .... ....... ....... ....... ........ ........ ........... { . ....: ... ...... .. ....... } ............. . . .... ........ . { . ....:
..... ...... .. .... ....
a. .....
b. ......
c. .....
d. ....
e. ......
10. Aşağıdaki Türkçe çeviri hangi metnin çevirisidir?
Katâde ve Suddî, takva elbisesinin, iman olduğunu söylemişlerdir. Hasan el-Basrî ise,
takvaya sebep olduğu için, onun hayâ olduğunu söylemiştir.
a. ... .. ...... ..... ........ .. ... ........ ....
b. ...... : ... ... ..... ....... ........ ...... ..... ... ... .... .. ..... .. .... .. ......
.....
c. .... .... .. ......: .... ...... .... ..... .... ......: .. ......
d. .. .... .. .... ..... .... ....
e. ... ..... ......: .... ...... .. ........ .... .....: .. ...... .... .... .. ......
Ez-Zemahşerî < 179
İbn Abbâs
Prof. Dr. Ahmet Nedim Serinsu
Mukâtil b. Suleymân
Prof. Dr. Mehmet Akif Koç
Sufyân es-Sevrî
Prof. Dr. Ahmet Nedim Serinsu
Yahyâ b. Ziyâd el-Ferrâ‘
Dr. Esra Gözeler
Ebû Ubeyde Ma‘mer b. el-Musennâ
Prof. Dr. Mehmet Akif Koç
İbn Cerîr et-Taberî
Prof. Dr. Mehmet Akif Koç
Ebû Mansûr el-Mâturîdî
Prof. Dr. Halis Albayrak
Ebû el-Hasan el-Mâverdî
Prof. Dr. Salih Akdemir
Ebû Muhammed el-Bağavî
Prof. Dr. Salih Akdemir
Ez-Zemahşerî
Prof. Dr. Halis Albayrak
TEFSÎR METİNLERİ I
10
180 > 10. Ünite
Ünitede Zemahşerî’nin hayatındaki dönüm noktaları, eğitim hayatı, ilmî
faaliyetleri, yolculukları, ders aldığı hocaları, bulunduğu ilim çevreleri
hakkında bilgi verilmiştir. El-Keşşâf’ın Kur’ân tefsîr tarihindeki yeri,
özellikleri, yöntemi üzerinde durulmuş; bu Kur’ân tefsîrinin kendisinden
sonra yazılan tefsîrlere kaynaklık yönü ele alınmıştır. Örnek metinlerde
Zemahşerî’nin tefsîrinde izlediği yöntemi yansıtacak bölümler
seçilmiştir.
Ünitede Ele Al›nan Konular
Ünite Hakk›nda
• Ez-Zemahşerî’nin Hayatı
• Ez-Zemahşerî’nin Tefsîrinin Özellikleri
• İlgili Literatür
• Örnek Metin
• Okuma Parçası
Ez-Zemahşerî < 181
Bu üniteyi tamamladığınızda;
• Zemahşerî’nin hayatını öğreneceksiniz.
• Zemahşerî’nin ilmî kişiliğini açıklayacaksınız.
• Zemahşerî’nin Cârullâh lakabını alışının nedenini kavrayacaksınız.
• Tefsîrini hangi şartlarda ve ne zaman yazdığını açıklayacaksınız.
• El-Keşşâf’ın özelliklerini sayacaksınız.
• El-Keşşâf’ın tefsîr tarihindeki önemini kavrayacaksınız.
• El-Keşşâf’dan etkilenen müfessirlerin adlarını öğreneceksiniz.
• El-Keşşâf’dan seçilen örnek metinlerdeki açıklamaları anlayacaksınız.
Bu üniteyi çalışırken;
• Kitabınızdaki üniteyi anlayarak okumaya çalışınız.
• İslam Ansiklopedisi [MEB] “Zemahşerî” maddesini inceleyiniz.
• İsmail Cerrahoğlu’nun Tefsîr Tarihi adlı kitabındaki Zemahşerî ve
el-Keşşâf’la ilgili bilgilere göz atınız.
• Örnek metinleri okumaya başlamadan önce bir Türkçe Kur’ân
tefsîrinden ilgili âyetlerin tefsîrini içeren bölümleri okuyunuz.
• Metinleri Arapça sözlük yardımıyla anlamaya çalışınız.
Ö¤renme Hedefleri
Üniteyi Çal›ş›rken
Ez-Zemahşerî’nin (ö. 538/1143) Hayatı
Ebû’l-Kâsım Mahmud İbn Ömer ez-Zemahşerî el-Harezmî, Melikşah devrinde Harezm
Bölgesi’ndeki Zemahşer’de 467/1075 yılında dünyaya geldi. Çocukluğunda damdan veya
hayvandan düştüğü, daha güçlü bir ihtimalle bir yolculuk sırasında yakalandığı kar fırtınasında
donduğu için bir ayağı kesilmiş ve takma bacakla hayatını sürdürmek zorunda kalmıştı.
Ayağındaki sakatlık yüzünden babası onu, hayatını oturarak sürdürebileceği bir meslek olarak
terziliğe vermek istemiş, ancak Zemahşerî’nin okumaya olan istekliliği karşısında onu bir
medreseye vermişti. Zemahşerî’nin kendisinden ilk bilgileri aldığı babası siyasî bir sebepten
dolayı hapse atılmış ve orada vefat etmiştir. Zemahşerî’nin yetişmesinde ilk ve önemli hocası
dil ve tıp alanında uzman olan Mahmud b. Cerîr ed-Dabbî’dir (ö. 507/1113). Zemahşerî ondan
dil ve edebiyat dersleri almış, onun fikirlerinden etkilenmiştir. Ed-Dabbî, Mutezilî fikirlere
sahip bir âlimdi. Hocası onu malî açıdan desteklemiş ve devlet adamlarına tanıtmıştır. Bu devlet
adamlarından biri Nizamu’l-Mulk’tür. Nitekim Zemahşerî Nizamu’l-Mulk için bir kaside
yazmıştır; ancak ondan beklediği ilgiyi görememiştir. Bunda Zemahşerî’nin Mu’tezilî görüşler
taşıması etkin olmuş olabilir. Zemahşerî ilk olarak öteden beri bir kültür merkezi olan
Buhara’ya gitmiştir. Zemahşerî, orada çeşitli hocalardan usûl-i fıkıh, fıkıh (Hanefî fıkhı), hadis,
tefsîr, kelâm, mantık, felsefe ve Arapça dersleri aldı. Ancak hangi hocalardan ders aldığı
bilinmemektedir. Zemahşerî sonra Horasan’a gider, oradan İsfahana geçer ve orada Melikşah’ın
oğlu Muhammed’le tanışır ve onu bir kasidesinde metheder.
Zemahşerî’nin ilim hayatında Bağdad’daki Nizamiye Medresesi’nin önemli bir yeri vardır.
Zemahşerî, 512/1118 yılında geçirdiği ağır bir hastalıktan sonra Mekke’ye gitti. Orada Mekke
Şerifi Ali b. Hamza b. Vahhas onu çok iyi karşıladı ve aralarında dostluk oluştu. Bu arada
Zemahşerî Arap Yarımadasını dolaşarak çeşitli kabilelerin dillerini, edebiyatlarının ve
kültürlerini tanıdı. Bir ara Harezm’e gitse de kısa süre sonra Mekke’ye döndü. Orada İbn
Vahhas’tan yakın ilgi gördü ve el-Keşşâf adlı tefsîrini onun teşvikiyle yazmaya başladı.
Mekke’de uzun süre kaldığı için Cârullâh (Allah’ın komşusu) lakabını aldı. Onun bir lakabı da
Fahr-ı Harezm’dir. Zemahşerî üç yıllık ikinci Mekke ikametinden sonra Harezm’e dönerken
Bağdad’a uğradı. Burada büyük ilgi ile karşılandı. Bağdad’da dersler verdi. Bunun yanında Ebû
Mansûr el-Cevalikî (ö. 540/1145) gibi büyük âlimlerden ders alarak 66 yaşında icazet aldı.
Bağdad’dan Harezm’e geçen Zemahşerî, Ürgenç’e (Curcaniye) yerleşti. Birkaç yıl sonra orada
538/1144 yılında vefat etti. Zemahşerî evlenmemiş ve hayatını ilmî çalışmalara vermiştir.
Zemahşerî’nin hocaları arasında, nahiv ve edebiyat okuduğu Mahmud b. Cerîr ed-Dabbî, Ali b.
Muzaffer en-Neysâbûrî; fıkıh okuduğu el-Hayyâtî; usûl ilimlerini öğrendiği Rukneddin
Muhammed el-Usûlî; hadis okuduğu Ebu Mansur Nasr el-Hâris, Ebû’l-Hattâb Nasr b. Ahmed
el-Batır gibi âlimler sayılabilir. Zemahşerî itikadda Mu’tezilî, fıkıhta ise Hanefîdir. Mu’tezilî
düşüncelerinden dolayı çok eleştiri almıştır.
Zemahşerî, tefsîr, hadis, fıkıh, kelam, nahiv, edebiyat gibi alanlarda eserler vermiştir. Kur’ân
tefsîri denince akla ilk gelen dirâyet müfessirlerinden biridir.
Ez-Zemahşerî’nin Tefsîrinin Özellikleri
Eserin tam adı, el-Keşşâf an Hakâiki’t-Tenzîl ve Uyûni’l-Ekâvîl fî Vucûhi’t-Te’vîl’dir.
Zemahşerî’nin bütün İslâm âleminde tanınmasını sağlayan bu tefsîridir. Kısaca el-Keşşâf olarak
bilinen tefsîrini Mekke’deki ikameti sırasında dostu Mekke Şerifi İbn Vahhâs’ın teşvikiyle
yazmaya başlamış ve hayatının sonlarında Ürgenç’de (Curcaniye) 1143 yılında tamamlamıştır.
El-Keşşâf, tefsîr tarihinde dönüm noktası olan, leh ve aleyhinde çok söz söylenen, üzerinde
yüzlerce şerh, haşiye, ta’lîk ve reddiye yazılmış bir kitaptır.
El-Keşşâf’ta önce yazılmış pek çok tefsîr, kıraat, dil ve edebiyat kaynakları kullanılmıştır.
Bunların arasında Mucâhid (ö. 104/722), Sibeveyh (ö. 170/796), Mu’tezile âlimlerinden Amr b.
Ubeyd (ö. 144/761) ve Ebu Bekr el-Asamm (ö. 311/923), el-Muberred (ö. 285/898), Maâni’l-
Kur’ân müellifi Ebû İshak ez-Zeccâc (ö. 311/923), Abdullah b. Deresteveyh (ö. 347/958), er-
Rummânî (ö. 384/994) ve Kadı Abdulcebbâr (ö. 415/1024) gibi isimler sayılabilir.
Zemahşerî’nin tefsîri dil ve belagat bakımından önemlidir. El-Keşşâf’ta dilbilimsel açıklamalara
çokça yer verilmiştir. Zemahşerî, kendinden önceki el-Câhız (ö. 255/869), el-Vâsıtî (ö. 306/918)
ve er-Rummânî (ö. 384/944) gibi Mu’tezilî âlimlerin izinden giderek Kur’ân’ın i’câzını ortaya
koymaya çalışmıştır.
El-Keşşâf’ta, şiirler anlamı tespitte şahid (delil) olarak kullanılmıştır. El-Keşşâf’taki şahid
olarak getirilen beyitleri şerh eden eserler yazılmıştır. Bunlardan biri, Muhibbuddîn Efendi’nin
Tenzîlu’l-Âyât ale’ş-Şevâhid mine’l-Ebyât Şerhu Şevâhidi’l-Keşşâf’ıdır. Bu eser el-Keşşâf’ın
çeşitli baskılarının sonuna eklenmiştir.
Zemahşerî tefsîrinde çeşitli kıraatlere yer verir. Bazı durumlarda kıraatlerin ortaya çıkardığı
anlam farklılıklarına dikkat çeker. Bazı kıraatlerin nahiv bilgisi eksikliğinden kaynaklandığını
belirtir. Bu konuda Abdullah b. Mes’ûd (ö. 32/652), Ubeyy b. Ka’b (ö. 30/650), Hâris İbn
Suveyd’in, ehl-i Hicaz, ehl-i Şam, ehl-i Kûfe’nin Mushaflarını kaynak olarak kullanır. Eserinde
kıraat kaynaklarında şaz olarak tanımlanan kıratlara yer verdiği için eleştirilmiştir.
Müfessirler, sahâbe ve tâbiûn dönemi tefsîr unsurlarını hep dikkate almışlardır. Zemahşerî de
özellikle esbâbu’n-nuzûle ilişkin rivayetlere tefsîrinde yer vermiştir. Nesh konusunda da
âyetlerin iniş tarihlerine ilişkin bilgilerden yararlanmıştır.
Zemahşerî Kur’ân’ın bazı âyetlerinin diğer âyetleri açıkladığını, sünnetin de âyetleri açıklayıcı
olduğunu belirtir. Bu konuda tefsîrinde örnekleri bulabilirsiniz.
Kelâmî konularda Mu’tezilî te’vîllere başvurur. Bu konuda aklî ve dilbilimsel yorumlarla kendi
görüşlerini gerekçelendirir. Kelâmî konularda ehl-i sünnet âlimlerinin görüşlerini keskin bir
dille eleştirir. Kendisinden sonra onun Mu’tezilî yorumları ayıklanmaya ve çürütülmeye
çalışılmıştır. Konuyla ilgili birçok tefsîr, şerh, haşiye ve ta’lik kaleme alınmıştır.
Zemahşerî, tefsîrinde fıkhî yorumlar yapar. Hanefî mezhebine mensup olduğu için çoğunlukla
bu mezhebin yaklaşımlarını destekler. Ancak bazen başka bir mezhebin görüşünü tercih ettiği
de olur. Örneğin Bakara sûresinin 237. âyetini tefsîr ederken Şafiî mezhebinin görüşünü
benimser.
El-Keşşâf’ın eleştirilen yönlerinden biri de onda az da olsa isrâiliyyâta, zayıf ve uydurma
hadislere yer verilmiş olmasıdır.
El-Keşşâf, Mu’tezilî bir âlimin tefsîri olmasına rağmen Sünnî İslâm dünyası medreselerinde en
çok okutulan ve kendisinden en çok istifade edilen tefsîr özelliğine sahip olmuştur. Kur’ân-ı
Kerîm’in belagat ve icâzını en güzel ortaya koyan eser olduğu tartışma götürmez bir gerçektir.
El-Keşşâf tefsîri ummu’t-tefâsîr (tefsîrlerin anası) olarak kabul edilmiştir. Şeyhulislâm Ebu’s-
Suûd Efendi’nin (ö. 982/1574) tefsîri İrşâdu’l-Akli’s-Selîm’inde, Ebu’l-Berekât en-Nesefî’nin
Medâriku’t-Tenzîl’inde, Kâdî Beydâvî’nin (ö. 685/1286) Envâru’t-Tenzîl’inde ve son devir Türk
müfessirlerinden Elmalılı Hamdi Yazır’ın (1878-1942) Hak Dini Kur’ân Dili adlı tefsîrinde el-
Keşşâf’ın etkileri son derece açıktır.
İlgili Literatür
Albayrak, H. (1992). Kur’ân’ın Bütünlüğü Üzerine. İstanbul: Şule Yayınları.
________, Paçacı, M., Gözeler, E. (2006). Tarih İçinde Tefsir ve Tefsir Eğilimleri. Mehmet Paçacı ve İsmail Hakkı
Ünal (Ed.), Kur’an ve Hadis İlimleri içinde (s. 147-186), Ankara: Ankuzem Yayınları.
________. (2009). Tefsîr Usûlü. İstanbul: Şule Yayınları.
________. (2011). Tarihin İçinden Kur’ân’ı Algılamak. İstanbul: Şule Yayınları.
Bilgin, A. (2008). Kur’ân’daki Deyimler ve Zemahşeri’nin Keşşaf’ı. Ankara: Ankara Okulu Yayınları.
Bilmen, Ö.N. (1960). Büyük Tefsîr Tarihi. Ankara: Diyanet İşleri Reisliği.
Brockelmann, C. al-Zamakhshari. En
clopedia of Islam 4: 1205-07.
Cerrahoğlu, İ. (1996). Tefsîr Tarihi. Ankara: Fecr Yayınevi.
_________. (1997). Tefsîr Usûlü. Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı.
Cuveynî, Mustafâ es-Sâvî. (1984). Menhecu’z-Zemahşerî fî tefsîri’l-Kur’ân ve beyâni i’cazih. Kahire: Dâru’l-Maârif.
Demirci, M. (2001). Tefsîr Usulü ve Tarihi. İstanbul: İFAV Yayınları.
Erdim, E. (2010). Zemahşerî ve İbn ‘Atiyye’nin Tefsîrlerine Karşılaştırmalı Bir Yaklaşım. Doktora Tezi. Atatürk
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Erzurum.
_____. (2011). Zemahşerî’nin el-Keşşâf’ında Bedi’ Sanatlarının Kullanılışı. Hikmet Yurdu IV/8: 71-82.
_____. (2011). Zemahşerî’nin el-Keşşâf’ında Beyân İlminin Yeri. Hikmet Yurdu IV/8: 83-96.
Fazlur Rahman. (1982). An Analytical Study of al-Zamakhsari’s Commentary on the Qur’an al-Kashshaf. Aligarh
Muslim University, Aligarh.
Gilliot, C. (2002). Exegesis: Classical and Medieval. Jane Dammen McAuliffe (Ed.) EQ 2 içinde (s. 99-124),
Leiden: Brill.
Paçacı, M., Ünal, İ.H. (Ed.) (2006). Kur’ân ve Hadis İlimleri. Ankara: Ankuzem Yayınları.
Lane, A. (2005). A Traditional Mu‘tazilite Qur'an Commentary: The Kashshaf of Jar Allah al-Zamakhshari. Leiden:
Brill.
Polat, F.A. (2007). İslam Tefsîr Geleneğinde Akılcı Söyleme Yöneltilen Eleştiriler: Mu’tezili Zemahşeri’ye Eş’ari
İbnü’l-Müneyyir’in Eleştirileri. İstanbul: İz Yayıncılık.
Rippin, A. al-Zamakhshari. En
clopedia of Religion 16: 554-5.
Schub, Michael B. (1977). Linguistic Topics in al-Zamachshari’s Commentary on the Qur’an. University of
California, Berkeley. Link
Link
Es-Suyûtî. (2004). el-İtkân fî ‘ulûmi’l-Kur’ân. tah. Fevvâz Ahmed Zemerlî. Beyrut.
________. (1976). Tabakâtu’l-mufessirîn. tah. ‘Alî Muhammed ‘Umar. Kahire.
Syamsuddin, Sahiron. (1999). Mu.kam and mutashabih: an analytical study of al-.abari’s and al-Zamakhshari’s
interpretations of Q.3: 7. JQS 1/1: 63-79. [Âl-i İmrân Suresi’nin 7. Âyetindeki Muhkemât ve
Müteşabihât’a İlişkin Taberî ve Zemahşerî’nin Görüşlerinin Analitik Bir İncelemesi. Zülfikar Durmuş
(Çev.), Din Bilimleri Akademik Araştırma Dergisi II/3 (2002): 265-281]
Ez-Zehebî, Muhammed Husayn. (1976). et-Tefsîr ve’l-mufessirûn. y.y.
Ez-Zemahşerî. (t.y.). el-Keşşâf ‘an hakâ’iki’t-tenzil ve ‘uyûnu’l-ekâvîl fî vucûhi’t-te’vîl. Beyrut.
___________. (1984). Esâsu’l-belağa. Beyrut: Dâru’t-Tenvîri’l-Arabî.
Örnek Metin
el-Bakara 2/134
{ { ...... ....... .... ...... ..... ... ........ ........ .... .......... ..... ........... ...... ....... . .........
} ...... { ..... ... ..... ........ .... .. ....... ...... ....... ......... .......: ... ..... .. ..... ...
.... ....... ... .. ........ .... .. ..... .. ...... ... .. ........ ..... .... .. ...... ... .. ........
.... .... ....... ......... ..... ... .. .. .... ... .... .... ....: “ .. ... ..... .. ...... .....
........ ....... ........ “ . } ..... ........... ...... ....... ........... { ... ....... ....... ... .. ......
........
en-Nisâ’ 4/135
}......... ... ......... ........ ........ .. .......... ........... ......... ...... ...... ...... .... ........ .... ............... ........ ....... ... ...... ........
.... ........ ......... ......... ....... ..... .. .......... .......... ... .. ......... ..... .. ....... .... .. .. ....... ....... ....... ..... ..... .. ......... ...... ..{
} ........... ........... { ....... .. ..... ..... ... .. ...... } ........ ...... { ...... ........ .... .... ...
..... ........ } ...... ..... ........... { ... .... ....... ... ...... .. ...... .. ........ ... ...:
....... ... ........ ......... .. ....: .... .. ..... ... ...... .... .. ... ....... ... .... .......
... ..... ...: .. ....... ... ..... .... .. .... ....... ..... ...... .... .... ..... .. .... ......: ...
.... ....... ...... ... ....... .. ... ...... ......... .... .. .... ... .. ..... .... .. .....
.... .. .... } .. ...... { .. ... ....... .... } ........ { ... .... ....... .... ..... ..... ..... }.... ........ {
... ...... ...... .... } ......... ........ ...... { ...... ....... .. ...... .... ...... ......... ..... .. .......
...... ..... .... ... ...... .... .... ...... .. .. ..... ... ...: .. ... ...... .. ).... ....( ....
... .. ..... ... ....: } ... ...... ........ .... ........ { .. .... .. ... ... ..... ...: .. ... ...... ... ..
.. .... ....: } ... ...... ........ .... ........ { .. ... ........ ..... ... ... ..... ... ... ...... .... .......
.... ...: ..... .... ..... ...... ........ .. ......... ......... ... ..... .... : ..... .... ... ... ..... ...
... )...( ...... } ... ........... { ..... ..... ........ .... .» .. ... ... .. .... « : .... .... ... ....
...: ... ...... ...... ..... .. ...... ... ...... .. ..... .. ...... .. .... } ..... ......... .... ........... { ...
... ..... « : ..... ....... .. ..... .... .. ..... ...... .. ...... .. ....... ... ..... ......... .....
.....: ... ..... ..... ....... .. ...... .. ....... } ....... ....... ..... ..... ........... ........ { .» .. ......
.......... .....
el-Mâ’ide 5/48
} ............ ........ .......... .......... .......... ...... .. .... ........ .... .......... ............. ........ ........ .. .. .. ... ..... ... ... .......
..... .. ....... ............. ...... ....... .... ........ ....... ......... ....... ........ ...... ...... ...... ..... ....... ............ ....... .........
.... ... ....... ........ ... ... ....... ............. ...... ..... ....... .... ............ ........ .. .. .......... ..... .. ..... ..... ............. {
... ...: .. ... ... ......... .. ....: } ............ ........ .......... { .....: } ..... ...... ........ .... .......... {. ...:
.....: ..... ...... .... ... .. ....... .......: ..... ...... .... ... .. ... ..... .......: ..... ..
....: .. ...... .... .. ... .. .. ... .... ... ...... ... ........ ..... .... ... ..... .... ... .. ....
.. ...... ... ...... } ............. { ....... ... .... ...... .... .... ... ...... ........ .....:
.... ...... .. .. .. .... ... ... .. ....... ......... ... ...: }.... ......... .......... ... ...... » ....... .... «
........ ..... .... ........ { ]....: 24 [ ..... .... .... .... ... .... .. ...... .. .. .... .. ...... ..... ...
.. .... .. .... ..... .... .. .... ... ...... ...... ........ ... } ... ............ { .... ... ......
..... .... ... .... ...: ... ..... ... .... .. .... ...... ....... } ...... ......... ....... { .... .....
} ........ { ...... .... .... .. .... .... ..... } ............ { ...... ...... .. ..... ..... ..... ....:
... .... ... ..... ... ....... ...... .. ..... } ........... ....... ........ { ..... ..... ... ..... ...... .. ...
.... ..... .. ... .... .. ...... ... } ......... { .... } .............. .. ... ......... { .. ....... ......... ..
...... ... ...... ....... .... ..... .. ...... ... ... ....... ......... ....... ... .... .. ....
......... ... .. ...... ....... .. ...... ..... ....... .. ...... }............. ........... { ......... ........
..... } ...... .... ............ { ....... .. .... ....... ....... ....... } .............. { ....... ... .. ..... ...
.. ...... ...... ... ..... ........ ....... ....... .. ......
el-Vâkı‘a 56/75-80
} ..... ........ ........... .......... { * } ......... ........ ..... .. ......... ....... { * } ....... ......... ....... { * } ... .......
.......... { * } .... ......... ...... ............... { * } ........ .... ...... ............. {
} ..... ........ { ..... ...... ... ..... ..... ..... .. ....: }........ ........ ...... .......... { ]......: 42 [ ....
......: ..... ....: ..... ... ........ .... ... .... .. ..... ..... ...: ... ..... .» ...... « : .....
.. ... ........ ... ... .. .... ..... ... ..... ....... ......: .. .... .. » .... ..... « : .....
.. .... ..... .......... .... » ...... « .... ... ..... ........ ........ ... .... ..... .......: ..
..... ... .. .... ..... } .......... .......... { ........ ......... ... ... ..... .. ... ..... ... .....
...... ... ...... ....... ...... ...... .. ........ ...... ....... .. .... ... .... ......... ..........
.... .. ..... ......... ..... ...... ........ ...... ..... .... ......... ....... ... ..... } ......... ........
..... ........... ....... ) 67 ( { .. .... ........: ....... ......... ... ..... .. ... .. ...... ... .... ......
....... .. .. .... .. ...... .....: } ......... ........ ..... ........... ....... ) 67 ( { ...... .. ....... ....
..... .. ... ...... ....... ..... ... ....: } ....... ....... ... ..... ) 66 ( { ...... . } ..... ........... { ...
....... ...... ....: ..... ......: ..... .... .... ....... ..: ..... ...... ... ... .... .. ....
.. ...... .. .... .. ........ .. ... ... .... } .. ....... .......... ) 67 ( { .... .. ... ........ ..
......... .. .... .... .. ...... ... ........ .. .... ....... ..... ...... ... .....: .. .... ......
... ..... ..... ... ...... ... ...... ... ....... ....... .. ..... .. .... ... .. .. ... ....... ..
...... .... .. ....... .... ... ..... .. .... ... ... .... ...... ... ... ... ... ..... .. .. .... ...
... ..... ... ... .... .. ..... ... ... .... ....... ...... ..... ... .... .... ... .... .... ....:
» ......... « : 2247 ( ” ...... ... ...... .. ..... ... ..... “ .. .. ..... .. .. ..... .. ...... ..... (
.. ..... ..... ..... ......... .....: ...... ...... .. ..... .» ........ « ......... . » ........ « .
.......... ... ...... .... ....... } ........ { ... ..... ....... ..: .... .. .. ......... .. ...
........ .... ... ...... .. ... .... ... .... ...... ..... .. .... ...... ..... ... .... ... .......
...: ... ...... . » ...... « : ....: ... .. ....... .... .... .. ........ .. .. ..... ... ........ .....
el-İhlâs 112/1-4
} .... .... ....... ...... { * } ....... ......... { * } .... ...... ...... ....... { * } ...... ...... ..... ....... ...... {
} .... { .... ...... . } ....... ...... { .. ...... .....: .. ... ...... .... ...: ..... .... ... .. ....
.... .. .... ... ... ...: .. ... ... ...: ..... ... ........ ...... ....... ... ...: ....... ....... .....
.. » ... ..... « : .. .. .... .. .... ... ........ .... ....... ...: ... ... ...... ... ...... .. ....
... .... « ... .. ....... .. ....... .... .. ....: } ....... ...... { .. ..... .... .. ..... .... .... ....
... ..... ....... ..... ... ...... ........ ... .. ... ... ....... ... ... ....: .... ....: .. » .....
..... .. ... ... .... ...... ..... .....: ....: .... ........ .... .. ..... ....: ... .. .....
.... } .... { ... » .. .... ... « : .. ...: .. .... ... ..... ..... ..... .... .... ... .... ..... .» .... «
.... } .... .... { .... .. ...: .... .... ... .... ....... .... » .... ... « : ..... ..... ... .... .... ....
.... .....: .... ........ ... ........ .....: » ... .... « : ..... .» .. .. .... ...... « : ......
..... ...... ....... .... .......
...... .. ........ ..... ....... ......... . } ......... { ... ..... ...... .. ... .... ... ..... ...
..... ....... .... .. ........ .......: .. .... .... ....... ....... .... .... ........ ...... ........ ...
.... ..... ......... .. ..... ..... ... .... .... .... .. ..... ... ....... .... ... ..... .... } ....
...... { .... .. ...... ... .... .. .. .... ..... ......... ... ... ... ... ...... .....: }........ ....... ....
...... ...... ...... ..... ........ { ].......: 202 [. } ...... ....... { .... .. ..... .... ..... ... ... .. .... ......
.... .... ... ...... .... ..: .. ...... ... ....... ..... .. .... .. ....... .. ....... ..... .......:
..... .. .... .... ..... .... .. ..... ... ...... .....: } .... ....... { ..... ... ... .. .. .... .......
........ ... ... ... .... .... .... ..... .... ..... ...... ...... ....... ..... ...... ... .... .....
...... ........ ... ... .... .... ... .... ..... .....: } ...... { ... .......... .... ........ .....:
} ......... { ... .... ... .... ....... ..... .... .. ... .... ....... ....: ... .... ... .... ..... .. ....
.... ..: ... ... ... .... ........ ..... .... ...... ..... ..... .... .....: } .... ....... { ... ......
..........
.....: } .... ...... { ... ..... ..........
Okuma Parçası
Keşşaf’ın Fikir Hayatına Te’siri
Zemahşerî’nin eserlerinin kendinden sonraki ilmî ve edebî hayata tesirleri olduğu şüphesizdir.
Bilhassa tefsîri, Mutezilî fikirleri ihtiva etmesi bakımından tenkide tabi tutulmuş, Kur’ân’ın
i’câz yönünün en güzel örneklerini meânî ve beyân yönünden vermiş olması bakımından da
kendisinden sonra gelen her müfessir tarafından okunmuş ve adeta kapışılmıştır.
Evvela ona ve tefsîrine yapılan tenkidlere bir göz atalım: (…) İbn Haldûn (ö. 808/1406) ise,
onun tefsîrdeki dil ve belâgat yönünü medhederek eseri, Mutezile akidesini savunduğundan Ehli
sünnet uleması, lisan ve belâgat konusundaki derin nüfuzunu kabul etmekle beraber ondan
çekinmiş ve gizli itizalî fikirlerinden sakındırmışlardır. Ehl-i sünnet mezhebine iyi bir şekilde
vâkıf olan bir kimse eğer onun itizâlî sözlerinden emin olacak miktarda bir bilgiye sahip ise
tefsîrini mütalaa etmesinde ve dil bakımından olan inceliklerinden faydalanmasında bir beis
yoktur, demektedir. İbn Haldûn, dil ve belâgat yönünden Keşşâf’ın yerini tayin etmeye çalışır.
Kısacası o, Keşşâf’ın i’câz yönünden sahip olduğu üstün meziyetini takdir eder. Fakat bütün bu
sihirli güzelliğin Mutezile mezhebi için kullanılmasına dikkat çeker.
Nizâmuddin el-Kummî en-Neysâbûrî (IX. yüzyıl başı) tefsîr mukaddimesinde Kitabım, er-
Râzî’nin Tefsîr-i Kebir’inde ve diğer tefsîrlerde bulunmayan garib ve güzel nükteleri ihtiva eden
Keşşâf’tan cemedilmiştir. Keşşâf’tan, muteber hadis mecmualarına uyan hadisleri aldık.
Surelerin faziletlerinin ihtiva eden haberlerini almadık. Zira bunlar tenkid edilmiştir,
demektedir.
Sadettin et-Taftazânî’nin talebesi Şeyh Haydar (ö. 830/1427) Keşşâf hâşiyesinde Zemahşerî’yi
Allah’ın velilerine, rasullerine ve Ehl-i sünnete ta’n etmesi bakımından tenkid eder. Es-Suyûtî
(ö. 911/1505), Ömer el-Bulkinî (ö. 805/1403)’nin görüşleri ile kendi görüşlerini naklederek
onun, dil ve belâgat yönünden üstadlığını kabul eder. Fakat itizâlî fikirlerinie ve mevzû
hadislerini münakaşa konusu yapar. Zatel el-Bulkinî, el-Keşşâf’dan itizâlî münakaşalı bir
şekilde aldığını belirtmiştir.
Doğuda ve Batıda Zemahşerî pek çok kimse tarafından gerek itizâlî fikirlerinden gerek Hz.
Peygamber ve Ehl-i sünnet hakkındaki edep dışı sözlerinden ve gerekse zayıf ve mevzu
haberlere isnad etmiş olmasından dolayı tenkidlere uğramışsa da onun ilmî olgunluğun zirvesini
teşkil eden hicrî altıncı asırdan günümüze kadar aklî hayata heyecan veren, gayesi geniş,
münakaşalara yol açan, üzerinde bol miktarda hâşiyeler, şerhler ve ihtisarlar yazılan bu eser her
zaman ve her mekanda kıymetini muhafaza etmiştir. El-Keşşâf’a kısmen veya tamamen hâşiye
ve talik yazanlar, onu telhis edenler, şevâhidden olan beyitlerini şerhedenler, hâşiyeleri üzerine
hâşiye yazanlar, sayılamayacak kadar çoktur. Bu da onun şöhretine delalet eden en mühim
delillerden birisidir.
Kısacası el-Keşşâf bazı kusurlarıyla beraber dil ve belâgat yönü ile tanınmış meânî ve beyân
ilimlerinde kendinden sonra gelen yazarların kaynağı olmuş, hemen hiç kimse ondan müstağnî
kalamamıştır.
El-Keşşâf lüzumsuz metinler ve haşviyattan hâli olması, isrâiliyât ve kıssalardan sâlim
bulunması, Arap dli ve üslubu yönünden manalarına itimad edilmesi, meânî ve beyân ilimleri
yönünden azamî gayret göstermesi, Kur’ân’ın i’câz yönünün tahkik ve ispatı için belâğat
nüktelerine ehemmiyet vermesi, maksadını izâh edebilmek için sualli cevaplı bir yolu takip
etmesi yönlerinden temayüz etmiş; ayetleri Mutezile mezhebine göre tatbik etme gayreti, şâzz
kıraat hikayelerine dalması, bazı mütevatir kıraatlere hücûm etmesi, sûre sonlarına o sûrenin
faziletine dair mevzû hadisler koyması cihetiyle de ayıplanmış bir tefsîrdir.
Kaynak: İsmail Cerrahoğlu, Tefsîr Tarihi, Fecr Yayınları, Ankara 2010, s. 293-295.
Uygulama Çalışması
Atalarınızla
........
Adaleti gerçekleştirenler
........... ...........
Çaba gösterenler
.......
Allah için şahitlik yapanlar olarak
...... ........ .... ....
Kişinin kendi aleyhine ikrarda/itirafta bulunması
....... ... ....
Kendi aleyhinize zararı/olumsuz bir sonucu
...... ... ......
Zarar vereceğinden çekinilen/korkulan biri aleyhine
tanıklık etmek
.. .... ... .. ..... ....
Onları kollayarak/gözeterek
...... ....
Tekil olmalıydı
.... ... .. ....
Kötü bularak
.....
Adil karar vermek
..... .....
Bilindiği için marife kılınmıştır
..... .....
Bir cinsi göstermesi bakımından marife kılınmıştır
..... .....
Yıldızların aktığı yer
........
…ve O’na tevazu içinde yalvaranlar
.......... ....
Kitap olarak doyurucu
.... .. .... .. .....
Kur’ân’ın parça parça inen ayetlerinin(yıldızlarının)
inme vakitleri
..... .... .... ......
En yararlı
.... .. .......
Müptedaya dönen bir zamirin bulunması gerekir
.. .. .... .. .... ... .......
O, ihtiyaç anında kendisine yönelinen efendidir.
.. ..... ....... .... .. .......
Benzemez
.. .....
Kur’ân’a denktir
... .... ......
Gözden Geçir
. Zemahşerî’nin hayatı ve ilmî kişiliğini açıklayabilir misiniz?
. El-Keşşâf’ın özelliklerini sıralayabilir misiniz?
. El-Keşşâf’ın tefsîr tarihindeki yerini açıklayabilir misiniz?
. Örnek metin çerçevesinde Zemahşerî’nin tefsîr için hangi araçları kullandığına dair
sonuçlar üretebilir misiniz?
. Örnek metinlerdeki kelime ve kavramları tanımlayabilir misiniz?
Değerlendirme Soruları
1. Zemahşerî Arap dili ve edebiyatının inceliklerini hangi yolla öğrenmiştir?
a. İbn Vahhas’dan
b. Mekke’de uzun yıllar kalarak
c. Arap yarımadasındaki kabilelerin dil ve kültürlerini incelemek üzere dolaşarak
d. Babasından
e. Rükneddin Muhammed el-Usûlî’den
2. Aşağıdakilerden hangisi Zemahşerî için söylenemez?
a. İtikatta Mutezilî’dir.
b. Amelde Hanefî’dir.
c. Tefsîrinde her zaman Hanefî görüşleri savunur.
d. Bazen başka bir mezhebin görüşünü benimsediği de olmuştur.
e. İlim hayatında Nizamiye Medresesinin önemi büyüktür.
3. Aşağıdakilerden hangisinde el-Keşşâf’ın tam adı verilmiştir?
a. el-Keşşâf an Hakâiki’t-Tenzîl ve Uyûni’l-Ekâvîl fî Vucûhi’t-Te’vîl
b. el-Keşşâf an Hakâiki’t-Tenzîl ve Uyûni’l-Ekâvîl fî Vucûhi’t-Tefsîr
c. el-Keşşâf an Hakâiki’t-Tevîl ve Uyûni’l-Ekâvîl fî Vucûhi’t-Tenzîl
d. el-Keşşâf an Hakâiki’t-Tenzîl ve Mesâdiru’l-Ekâvîl fî Vucûhi’t-Te’vîl
e. el-Keşşâf an Hakâiki’t-Tenzîl ve Uyûni’l-Esamî fî Vucûhi’t-Te’vîl
4. Aşağıdakilerden hangisinin el-Keşşâf için söylenmesi doğrudur?
a. Ayetler doğa-bilimsel sonuçlara göre yorumlanmıştır.
b. Mekke Şerifi İbn Vahhâs’ın teşvikiyle yazılmaya başlanmıştır.
c. Dil ve belâğat bakımından önemli değildir.
d. Şaz kıraatlara yer verilmemiştir.
e. Kaynaklarından biri Hz. Aişe’nin mushafıdır.
5. Aşağıdakilerden hangisi el-Keşşâf’ın kaynakları arasında yer almaz?
a. Nesefî, Medâriku’t-Tenzîl
b. Abdullah b. Mes’ûd’un mushafı
c. Zeccâc, Meâni’l-Kur’ân
d. Ubeyy b. Ka’b’ın mushafı
e. Sîbeveyh
6. Aşağıdaki metinde yer alan ........... .. kelimesi Kur’ân’ın hangi niteliğine atıfta bulunur?
} ............. { ....... ... .... ...... .... .... ... ...... ........
a. Tasdik edici
b. Onaylayıcı
c. Neshedici
d. Kontrol edici
e. Yalanlayıcı
7. Aşağıdaki metinde kaç okuyuşa yer verilmiştir?
» .... ... « : .... } .... { ... ..... ..... ... .... .... .... » .. .... ... « : .... ... .... .....
.» .. .. .... ...... « : .... } .... .... { .... .. ...: .... .... ... .... ....... .... ......
.... .....: .... ........ ... ........ » ... .... « : .....
a. 3
b. 4
c. 6
d. 5
e. 2
......... . 8 kelimesi Allah’ın hangi sıfatına atıfta bulunur?
a. Muhtaç olmamasına
b. Hikmetliliğine
c. Yaratıcılığına
d. Rahmet ediciliğine
e. Kuşatıcılığına
Sözlük
Antropomorfizm (Metinde) Allah’ın insan özellikleri taşıdığı iddiasıdır.
bâb Sözlükte, kapı demektir. Evin girişi veya bu girişi ahşap ya da demir
gibi maddelerle kapatan perde, kapı manasınadır. Terim olarak, cinsleri
ortak olan konuları içeren bölüm demektir. Genelde hadis ve fıkıh
kitaplarının konuları, önce “kitaplara” ayrılır, kitapların alt başlıklarını
ise “bâb”lar oluşturur.
bîad Arapça satmak, alışveriş anlamına gelen bey’den türemiştir. Bir değer
karşılığında bir değeri vermektir. Ahd etmek, söz vermek, bu maksatla
el sıkmak. Birinin hâkimiyetini kabul etmek ve emirlerine uyacağını
belirtmek; bağlılığını, itimadını bildirmek.
bîtaraf Tarafsız
celâlet-i kadr Kadri yüce
cerh Sözlükte yaralamak demektir. Yaralamak bir aletle olabileceği gibi dil
ile de olur. Bir hadisin sağlam ve sahih olması için ravilerinin sağlam ve
kusursuz olmaları gerekir. Ravinin hadisinin kabul edilmemesine sebep
olacak bir kusuru bulup ortaya koymaya cerh denir. Hadis ilminin
önemli konularından birisi hatta en önemlisi olan cerh, Hz.
Peygamberin hadislerini sahteleriyle karışmaktan korumak, karışanları
diğerlerinden ayıklamak gayesini güder.
darb-ı mesel Sözlükte darb, benzer, şekil, sınıf, nevi ve çarpma anlamlarına gelir.
Mesel ise, nazir, delil, hüccet, bir nesnenin sıfatının halk arasında kabul
görüp yayılması demektir. Terim olarak, benzer örneklendirme, temsil
getirme, bir olayı başka bir örnek olayla izah etmek demektir.
Söylenegelmiş, meşhur, anlamlı ve dokunaklı söz anlamında da
kullanılır. Esasında mesel darbetmek yani sözü yerinde kullanıp
uygulamak, yerine göre iyice yapıştırmak demektir. Yoksa yeniden
anlamlı ve dokunaklı bir söz ortaya koymak değildir. Temsil ise
geneldir.
derya Deniz. Bir şeyin bolluğunun sınırsız denecek derecede olduğunu anlatır.
dirayet tefsîri Dirayet sözlükte, zeka, bilgi ve kavrayış demektir. Dirayet tefsîri ise,
rivayetlerle yetinmeyip dil, edebiyat din ve çeşitli ilimlere ve bilgilere
dayanılarak zekâ, bilgi ve kavrayışa dayalı olarak yorum yapılması
demektir. Bu sebepledir ki dirayet tefsîrlerinde müfessirinin bilgi
formasyonu, yorumlarda kendini gösterir.
efdal Arapça sıfattır. Daha üstün, daha makbul, daha uygun, çok üstün (olan).
el yazması Özellikle matbaanın icadından önce kitaplar elle yazılır ya da
çoğaltılırdı. Bu eserlere el yazması eserler denir. İslâm kültürü el
yazması eserler bakımından çok zengindir. Sadece Süleymaniye
kütüphanesinin zengin koleksiyonu dahi bunu isbat etmektedir.
emanet Sözlükte, güvenmek, güvenilir dost olmak demektir. Terim olarak,
insanın emin ve kendisine itimat edilen olması, yani kendine maddî ve
manevî herhangi bir şeyin, kalp rahatlığıyla, korkusuz bir şekilde teslim
olunabilir ve arzu edildiği zaman sağlam bir şekilde alınabilir bir hâlde
bulunması anlamına gelir.
fakih Kur’ân ve Sünnetten hüküm çıkarabilecek seviyeye erişen İslâm hukuku
alanında uzman olan kişidir.
günah Küçük günahlar-büyük günahlar: Allah’ın emirlerini yerine getirmemek
ve yasaklarını çiğnemek günah olarak adlandırdığımız suçları oluşturur.
Günahlar, ağırlıklarına göre, küçük ve büyük günahlar olarak ikiye
ayrılır. Büyük günahların hangi günahlar olduğu çeşitli hadislere göre
belirlenir. Hadisler temel alınarak büyük günah sayılan fiillerden
bazıları şunlardır: şirk koşmak, Allah haram kıldığı halde bir kişiyi
haksız yere öldürmek, zina yapmak, büyücülük/büyü yapmak. Büyük
günah işleyen kişinin durumu İslam ilimlerinden Kelâm’ın önemli
konularındandır. Farklı itikadî mezhepler bu konu hakkında farklı
görüşler belirtmiştir. Mezheplerin buluştuğu nokta ise büyük
günahlardan sayılan, en büyük günah olan şirk koşmanın küfür olduğu
bu nedenle bunu yapan kişinin kâfir olacağıdır.
hâricilik Ortaya çıkışı itibariyle, Hz. Ali’nin, hilafet sorununu çözmek için
hakem tayin etmesiyle birlikte bu kararı dinden çıkma olarak telakki
eden ve bu sebeple Hz. Ali’yi katleden siyasi guruba verilen addır.
hikmet Arapça, felsefe, adalet, ilim, hilim, Peygamberlik, Kur’ân-ı Kerim,
İncil, veciz söz anlamlarında kullanılan bir kelime. Hakîmlik, bilgelik.
Kendisiyle amel edilen faydalı ilim.
iffet Dürüstlük, temizlik, namus.
isnâd Rivâyet lafızları ile sözü nakledenlerin isimlerini açıklayarak
söyleyenine ulaştırmak. Rivayetler iki kısımdan oluşmaktadır: Bunlar
metin ve isnad kısımlarıdır. Metin kısmı rivayetin bilgi kısmı, isnad
kısmı ise bu bilginin referansı mesabesindedir. İsnad, bilginin kimlerden
alındığını raviler aracılığıyla sahibine ulaştıran isim listesinden
oluşmaktadır. Sözlük anlamı bir şeyi bir başka şeye eklemektir. 1. Bir
hadisi nakleden ravileri zaman sırasına göre zikrederek hadisi ilk
kaynağına (Hz. Peygamber’e veya sahabeye) ulaştırma, dayandırma
titizliğine denilir. 2. Hadisin metin kısmı dışındaki ravilerinin zaman
sınırına göre zikredildiği kısmına isnad veya sened denir. 3. Hadisin
senedinde (ravi zincirinde) kopukluk olmaksızın Peygamberimiz’e ya
da sahabeye kadar ulaştırmaya, dayandırmaya da isnad denilir.
Müslümanlar ilk zamanlarda isnadı sadece hadis rivayetinde değil,
tefsir, fıkıh, akaid, tarih gibi diğer ilimlerin malumatlarını nakletmede
de kullanmışlardır. Ayrıca sadece şifahî malumatın naklinde değil,
kitaplarda yazılı malumatın naklinde de kullanılan bir tabir olagelmiştir.
Bir hadisin sahih ve güvenilir olmasındaki en önemli ölçülerden birisi
isnatta hiçbir kopukluğun olmayıp hadisi nakleden ravilerin
belirtilmesidir. İsnadında kopukluk ya da tanınmayan raviler bulunan
hadisler İslâm bilginlerince sahih kabul edilmez.
isrâîliyyât Müslüman olmayan kültürlerden, özellikle de Yahudi ve
Hıristiyanlardan İslâm kültürüne geçen bilgilerin ortak adıdır. İsrâîlî bir
kaynaktan yazılı ya da sözlü olarak aktarılan haberler, olaylar ve
kıssalardır. Kelimenin lugavî anlamı hangi anlama delalet ederse etsin,
meseleyi sadece tefsîre girmiş Yahudi kültürü olarak ifade etmek yanlış
olur. İslâm’a yabancı olan her şey bu kelimenin bünyesinde mütalaa
edilmelidir. Öyle ki İslâm’a, özellikle Kur’ân’ın tefsîrine girmiş olan
Yahudi, Hıristiyan ve diğer dinlere ait kültür kalıntılarıyla, dinin gerek
lehine gerek aleyhine uydurulup Hz. Peygambere ve O’nun çağdaşları
olan sahabeler ve sonraki nesillere izafe edilen her türlü haber,
İsrailiyyat kavramı içine girer [Abdullah Aydemir, Tefsîrde İsrailiyyat,
Ankara 1979, s. 6, 7].
istiğfâr ğ-f-r kökünden türemiştir ve örtmek demektir. Allah’tan hata ve
günahların bağışlanmasını isteme, mağfiret/bağışlanma dileğinde
bulunma. Diliyle Allah’tan günahının affını dilemek ve kalbiyle
kusuruna pişman olmak ve bir daha işlememek üzere niyet etmek ve
ancak Allah’ın rızasını gözetmektir.
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
istişhâd Şahit göstermek, şahit tutmak; bir fikrin doğruluğuna işaret olmak üzere
başka bir kimse veya eserden delil getirmek.
kesret-i ilm İlmi çok, derin.
kıraatu’l-aşere Müslümanlar arasında mütevatir olarak nakledilen ve on kıraat imamına
nispet edilen kıraatler, on okuma usûlü. Bu on kıraati birleştirerek
hepsini birlikte sırayla okumaya “Kur’an’ın vücuh üzere kıraati” denir.
Türkler arasında İmam Âsım b. Ebi’n-Necûd’un kıraati daha yaygındır.
Kûfe Güney Irak’ta Hz. Ömer’in emriyle Sa’d b. Ebu Vakkas tarafından
kurulan şehir.
Kutub-i sitte Altı kitap demektir. Hadis kaynakları arasında diğerlerine göre içinde
daha çok sahih hadis olduğu kabul edilen altı hadis kitabıdır. Bunlar:
1. el-Buhârî, el-Câmiu’s-Sahîh
2. Muslim, el-Câmiu’s-Sahih
3. Ebû Dâvûd, Sunen-i Ebî Dâvud
4. İbn Mâce, Sunen-i İbn Mâce
5. en-Nesâî, Sunen-i Nesâî
6. Tirmizî, Sunen-i Tirmizî
lugavî Lügatle, kelimelerle ilgili; kelimenin terim olarak değil kullanılan
dildeki anlamı.
maktu hadis İsnadı Tabiine ulaşan rivayetlere denir.
Mâverâünnehir Ceyhun nehrinin kuzey ve doğusunda kalan bölgeye İslam tarihçileri ve
coğrafyacıları tarafından verilen isim.
menâkıb Menkıbeler, din büyükleri, kahramanlar, tarihi şahsiyetler gibi
kimselerin üstün yaşayışlarıyla ilgili fıkralar, hikayeler.
merfu hadis İsnadı Hz. Peygamber’e ulaşan rivayetlere denir.
meşhûr kıraat Senedi sahih, Arap dili gramerine ve Osmânî Mushaflara uygun, kıraat
imamları arasında meşhûr olan ve fakat tevâtür derecesine yükselmeyen
kıraatlere bu isim verilir
mevkuf hadis İsnadı sahabeye kadar ulaşan rivayetlere denir.
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
mezâhib-i sitte Mezâhib-i sitte-i metbûa: Müslümanlıkta amel ve ibadetle ilgili olan ve
takipçileri bulunan altı mezhep.
Mu’tezile İslâm düşünce tarihinde aklın alanını mümkün olduğunca genişleten ve
beşerî sorumluluğu izah etmek için insanın fiillerinde mutlak bir
hürriyet sahibi olduğunu düşünen inanç mezhebidir.
muhaddis Rivayetlerdeki ravileri tanıyan, raviler hakkında cerh ve tadil ilkeleriyle
karar verebilen, hadislerin sahih ve sahih olmayanlarını ayırt edebilen
kimsedir.
muhakkik Sözlük anlamı ‘araştıran’ demektir. İslâmi ilimler alanında özel bir
anlamı vardır. Buna göre, bir kitabı sadeleştiren, ondan daha fazla ve
kolayca yararlanılmasını sağlamak amacıyla kitabın kaynaklarını, el
yazmalarındaki farklılıkları… tetkik etmek amacıyla faaliyet yürüten
ilim erbabına denir.
muhtasar Ayrıntılı olamayan, kısa, öz. Büyük kitapların ayrıntı ve tekrarları
çıkarılarak meydana getirilen kısaltılmış şekli.
muksirûn Sözlükte, çoğaltanlar, fazla yapanlar, çoklar, çok olanlar demektir.
Binin üstünde hadis rivayet eden sahabîler hakkında kullanılır. Çok
hadis rivayet eden sahabîler şunlardır: Enes b. Mâlik, 2286; Câbir b.
Abdullah, 1540; Abdullah b. Abbas, 1660; Abdullah b. Ömer, 2630;
Ebû Hureyre, 5374; Hz. Aişe, 2210; Ebû Said el-Hudrî, 958; Abdullah
b. Mes’ud 848; Abdullah b. Amr b. Âs, 700.
müdrec kıraat Âyetlere tefsîr kabîlinden yapılan ziyâdelerden ibarettir Ashabdan Sa’d
b Ebî Vakkas, İbn Mes‘ûd ve Ubey b Ka’b’ın bu türden örnekleri
oldukça fazladır.
müfredat Bütünü bilinen bir şeyin ayrıntıları, maddeleri, tafsilatı.
Mürciî En genel anlamda büyük günah işleyen ve tevbe etmeden ölen
Müslümanın ahiretteki durumu hakkında söz söylemeyerek onu Allah’a
havale eden mezhebe bağlı kimse anlamına gelmektedir.
müşavir-i hass Bilgisinden ve fikrinden faydalanılan hususi kimse.
müteşabih âyetler Geleneksel olarak, âyetler, birbirleriyle benzeştikleri için anlamları
kesinlik arz etmeyen âyetleridir. Selef âlimleri bu âyetlerin tefsîrini ve
te’vilini Allah’a havale ederlerken, daha sonraki İslam âlimleri bu
âyetleri te’vil ederek açıklamaya çalışmışlardır.
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
mütevatir kıraat Bu kırâat çeşidi yalan üzerine ittifak etmeleri mümkün olmayan bir
topluluğun kendileri gibi bir topluluktan naklettikleri, Hz. Peygamber’e
muttasıl/kesintisiz bir senetle ulaşan, bir yönden de olsa İmam
Mushaf’ın hattına ve Arap dil kurallarına uyan kıraat anlamına gelir
Bu kıraat şekli hadisin mütevatir şekline benzer
nâsih ve mensûh Nâsih âyetler, belli bir dönem yürürlükte olan âyetleri, yürürlükten
kaldıran âyetlerdir. Mensûh âyetler ise nâsih âyetler tarafından
yürürlükten kaldırılan âyetlerdir. Mensûh âyetlerin sayısı konusunda
ihtilaf vardır. Daha önceki âlimler mensûh âyetlerin sayısını iki yüzün
üstüne çıkarırlarken daha sonraki âlimler bu beşe kadar indirmişlerdir.
nass Kur’ân-ı Kerim ya da Sünnetteki açık ifadedir.
nezâir Kur’ân’daki birçok kelimenin aynı anlama gelmesiyle (eş anlamlı)
ilgilenen tefsîr usulü konusudur
rical ilmi Rivayetlerin senedlerinde yer alan raviler hakkında onların güvenilir
olup olmadıkları, rihleleri, kitap telifleri ve benzeri daha pek çok
konuda bilgiler içeren ve çok özel bir kitabiyata sahip bilim dalı.
rivayet tefsîri Rivayet, sözlükte aktarmak, nakletmek demektir. Kur’ân-ı Kerim’i ayet
ve hadislerle tefsîr etmekle oluşturulan tefsîrlere denir. Rivayetler
aracılığıyla gerçekleştirilen tefsîr faaliyetlerinin ortak ismidir.
salâbet-i dînî Dinden alınan güç, din kuvveti.
semâ İşitmek, dinlemek manasına gelir. Buna istima’ yoluyla kıraat alma da
denir. Hadis tahammül (öğrenme, nakletme) yollarından en önemlisidir.
Şeyh ile talebe karşı karşıya gelir ve talebe arada herhangi bir aracı
olmadan şeyhi doğrudan doğruya işitir. Şeyh, hadislerini rivayet
ederken talebe bu hadisleri ya dinleyerek ezberler yahut dinlerken bir
taraftan da yazar. Ancak talebe bunları başkalarına rivayet etmek için
şeyhten mutlaka icazet (izin) almalıdır. Bu usulde işitmenin meydana
geldiğini ifade eden semi’tu= duydum, işittim; haddesenâ=bize rivayet
etti; ahberenâ=bize haber verdi, gibi fiillerin kullanılması gerekir.
sultanu’l-müfessirîn Müfessirlerin en büyüğü, en yücesi.
şâz Kural dışı demektedir. Müslümanların çoğunluğu tarafından kabul
gören görüşlerle çatışan yaklaşımlar için kullanılır.
şâzz kıraat Nakli sahih bir isnatla yapılmayan, bir başka ifadeyle mütevâtir
kıraatlerin taşıdığı üç temel şartı bünyesinde bulundurmayan
kıraatlerdir.
şirk Allah’a ortak koşmak demektir. Şirk Yüce Allah’ın bağışlamayacağını
bildirdiği tek büyük günahtır.
ta’dîl Sözlükte, bir kimsenin adaletli olduğunun açıklanması demektir. Bir
hadisin sağlam ve kabul edilir olması için ravilerinin sağlam ve
kusursuz (adalet ve zabt sahibi)olmaları gerekir. Çünkü bir hadisin
sıhhati her şeyden önce hadisi nakleden ravinin güvenilir olup olmaması
ile ilgilidir. Bir raviyi cerhetmek için kusurlarının açıklanması
gerekirken, tafdil için böyle bir açıklamaya gerek yoktur. Ravinin
durumu belirtmek üzere sika, mutkın, sebt, huccet, adil, hafız, zabıt vb.
kavramların kullanılması ta’dil derecelerinden hangi seviyede
bulunduklarına işaret eder.
tabii Tâbi olmak, peşinden gitmek, görüşlerini benimsemek demektir. Tabi’î,
Hz. Peygamberin ashabından herhangi birisi ile görüşüp onunla
beraberliği olan ve ondan hadis rivayet edene denilmiştir. Gerek tâbi’
gerekse sahabi tarifinde sadece görüşmek (mülakât veya likâ) ya da
belli bir süre beraber olmak (sohbet) bakımından farklılıklar ortaya
çıkmıştır. Peygamber ile görüşmenin şerefi sahabi tarifinde önemli
olarak görülmüşse de tâbi’ tarifinde sahabi ile görüşüp konuşmaya
dikkat edilmiştir. Tabi’ilerin gerek hadis rivayetinde ve gerekse İslâm
dininin daha sonraki nesillere öğretilmesinde büyük rolleri ve hizmetleri
olmuştur. İslâmi ilimlerin çoğuna ait kitaplar onların devrinde tedvin ve
tasnif olunmaya (yazılmaya) başlanmıştır.
tahkîk İslâmi ilimlerde Bir eserin kaynaklarını ve el yazmalarını tetkik ederek
edisyon-kritik yapmaya denir.
tebe-i tabii Tebeu’t-tabiîn veya kısaca el-etbâ da denir. Tabiilerden sonra gelenler,
tabiîne tâbî olanlar, tabiini takip edenler demektir. Etbâu’t-Tâbiîn,
kısaca tabiîlerle görüşüp onlardan hadis rivayet edenler olarak
tanınırlar. Hadis Tarihinde Hz. Peygamber’in hadislerini nakleden
üçüncü nesil olarak bilinirler.
tecsim Allah’ı bir mekan ve bir cisim içinde tasavvur etmektir.
tefrik Ayırt etme.
tefsîr usulü Kur’ân’ı yorumlama faaliyetinin kurallarını belirlemek amacıyla
oluşturulan metodolojidir. Esbab-ı Nüzul, nasih-mensuh, muhkemmüteşabih
gibi pek çok konu tefsîr usulü çerçevesinde ele alınmaktadır.
tercumanu’l-Kur’ân Kur’ân’ı anlatmaya vasıta olan.
teşbih Allah’ı yaratılmışa, insana benzetmektir.
tevsik Bir şeyin doğruluğunu belge ile ispat etme, belgeleme.
umman Çok büyük engin deniz, okyanus.
vucûh Kur’ân’daki bir kelimenin farklı anlamlara gelmesiyle (eşsesli) ilgilenen
tefsîr usulü konudur.
zahid Züht ve takva ile meşgul olan. Âbid, Allah’a karşı sorumluluk bilincine
ulaşmış kimse.
Zeydî Halifeliğin Zeyd b. Zeynelabidin’e ve soyundan gelenlere ait olduğunu
söyleyen Şiî-Zeydîyye fırkası mensuplarına verilen addır.