Tekil Mesaj gösterimi
Alt 23 Aralık 2013, 16:00   Mesaj No:1

enderhafızım

Medineweb Emekdarı
enderhafızım - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:enderhafızım isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5879
Üyelik T.: 28 Aralık 2008
Arkadaşları:32
Cinsiyet:Bay
Memleket:İst
Yaş:39
Mesaj : 3.156
Konular: 1383
Beğenildi:176
Beğendi:17
Takdirleri:285
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
evtx Dini Danışma Ve Rehberlik Ders Notları (14 Hafta FuLL)

Dini Danışma Ve Rehberlik Ders Notları (14 Hafta FuLL)

Hazırlayan: Işıklı

DİNİ DANIŞMA VE REHBERLİK
1.HAFTA

EĞİTİMDE PSİKOLOJİK DANIŞMA VE
REHBERLİK

1. REHBERLİĞİN ORTAYA ÇIKIŞI:
19. yüzyıldaki teknolojik gelişmeler ve gerçekleşen sanayi devrimi, eğitim alanındaki düşünceleri hareketlendirmişti. Teknoloji ve sanayi ürünlerinin hem üretimde hem de tüketimde kullanılmasının hızla yaygınlaşması karşısında yeni yetişen bireylerin yeteneklerini geliştirmeleri, yeni şartlara etkili ve başarılı uyum sağlamaları, bilinçli üreticiler ve bilinçli tüketiciler olarak yetiştirilmeleri üzerinde duruluyordu.
Öte yandan herkesin yeteneğine göre bir eğitime yönlendirilmesi, toplumdaki belli işlere uygun yetenekli bireylerin belirlenip özel olarak yetiştirilmesi gerekiyordu. Bu durum eğitimin bireye göre yürütülen bir etkinlik olduğu yönünde yeni bir anlayışa işaret ediyordu.
20. yüzyıla gelindiğinde Amerikan toplumunda birçok eğitimci, düşünür ve bilinçli vatandaşlar; gençlerin, daha iyi yetişmeleri konusuyla yakından ilgilenmeye başlamışlardır. Bu ilgi, birey merkezli eğitim anlayışının gelişmesine buna bağlı olarak eğitimde rehberlik hareketinin ortaya çıkmasına yol açmıştır.
Diğer yandan teknolojik gelişmelere paralel olarak meslekler çeşitlenip çoğalırken her mesleği hakkıyla icra edecek elemanların yetiştirilmesi ihtiyacı hissediliyordu.
Sonuçta okul öğrencilerinin kabiliyetlerine uygun mesleklere yönlendirmesi gerektiği fikri genel kabul görmüştür. Böylece ortaya çıkan rehberlik hareketi başlangıçta bir meslek seçme rehberliği olarak anlaşılmış ve uygulanmıştır.
Bugün genel kabul görmüş ve okul eğitiminin önemli bir parçası olarak yerleşmiş bulunan psikolojik danışma ve rehberlik alanının ilk olarak Amerikan toplumunda doğup geliştiğini görmekteyiz.
Amerika’da rehberlik anlamında kayda değer ilk olay, 1898 yılında, Jesse B. Davis adında bir öğretmenin, Detroit şehrinde bir lisede danışman olarak çalışmaya başlamasıyla görülür.
Bu olay her ne kadar bir başlangıç olarak kabul edilse de henüz psikolojik danışma ve rehberlik konusunda fazla bir anlam ifade etmiyordu.
Kurumsal anlamda ilk rehberlik girişimi ise Frank Parsons adında bir eğitimcinin 1908yılında Boston Meslek Bürosunu açması ile başlar. Bu deneyimle birlikte sistemleştirdiği görüşlerini “Bir Meslek Seçme” adlı kitabında toplamış ve 1909 yılında yayımlamıştır. “Meslek rehberliği” kavramı ilk olarak Parsons’un bu kitabında kullanılmıştır.
Üniversitelerin de konuyla ilgilenmeye başlaması ile Rehberliğin ilk defa bir ders olarak üniversite programlarına
girmesi ise 1911 yılında Harvard Üniversitesinde olmuştur.
Yine yıllarda Amerika’nın Chiacago kentinde suça itilmiş çocukların düzenli bir şekilde psikiyatrik muayeneden geçilerek iyileştirme sağlamak üzere PsikopatikGençlik Enstitüsü adıyla bir enstitü kurulmuştur.
Bu enstitü aynı zamanda açılan ilk Çocuk Rehberlik Kliniği olarak kayıtlara geçmiştir.
1913 yılında Amerika’da Ulusal Meslek Rehberliği Derneğikurulmuş ve takip eden yıllarda bu dernek rehberlik ve danışma hareketlerinin bir bilimsel disiplin olarak gelişip büyümesinde önemli rol oynamıştır.
Bu durumu dikkate alan Federal Devlet, rehberlik çalışmalarına yardım etmek üzere EğitimDairesinde müstakil bir büro kurmuştur.
Rehberlik özellikle de danışma faaliyetlerinin sistematik bir yardım mesleği olarak gelişmesinde, 2. Dünya Savaşı da önemli rol oynamıştır.
"Muasır milletler seviyesi" üstüne çıkabilme çabaları içinde olan Türk toplumu da, milli eğitim sisteminde, her düzeyde eğitim plan ve programlarında önemli ilerlemeler kaydedilmiştir.
Birinci Dünya Savaşı sonrası Amerika Birleşik Devletleri ile yoğunlaşan ilişkiler çerçevesinde Amerikalı uzmanlar Türk EğitimSistemi üzerinde çalışmalar yapmışlardır.
Ülkemizde rehberlik konusunun uzmanları olarak temayüz etmiş olan Hasan Tan ile Feriha Baymur bunlardandır.
Rehberlik dersi ilk olarak 1953 yılında Gazi Üniversitesi Eğitim Enstitüsü’nün Pedagoji ve Özel Eğitim bölümlerinin ders programlarında yer almıştır.
1960 yılından itibaren uygulanmaya konulan beş yıllık kalkınma planlarında rehberlik konuları sürekli yer almış, 28 Eylül - 3Ekim 1970 tarihlerinde toplanan 8. Milli Eğitim Şurası’nın ana konusu da rehberlik olmuştur. Aynı yıl Talim ve Terbiye Dairesince hazırlanan orta dereceli okullarda rehberlik servislerinin kuruluşu ve görevleri ile ilgili yönetmelik uygulamaya konulmuştur.
Bugün rehberlik konusu, çocukların kişiliklerini kazanmış, yeteneklerini ve bilgilerini günlük hayatta kullanabilen, akılcı, üretken, yapıcı, uyumlu, duygu ve düşünceleri dengeli, bireyler olarak yetişmelerini sağlamak üzere eğitim sisteminin bir parçası haline gelmiş durumdadır.
2. ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİ VE REHBERLİK:
Okullarda yürütülen sistematik eğitim öğretim faaliyetleri ile çocuklara ihtiyaçları olan bilgi, beceri, tutum ve davranışlar kazandırılırken onların sağlam ve dengeli bir gelişim gerçekleştirmeleri, belli temel değerler etrafında özgün kişilik geliştirmeleri de sağlanmış olmaktadır.
Ancak Hem çevresel faktörlerin çocuk üzerindeki etkileri hem de çocuklar arasında var olan bireysel farklılıklar eğitimde ayrı bir ilgi alanı oluşturmaktadır. Artık okullardaki salt öğretim faaliyetlerinin, psikolojik varlık olan öğrenciyi bir bütün olarak eğitip yetiştirme işinde yeterli olamadığı bilinmektedir.
Bu sebeple okullarda öğretim ve yönetim faaliyetlerinin dışında bir diğer faaliyet alanı olarak yer alan çalışmalara öğrenci kişilik hizmetleri denilmektedir. Öğrenci kişilik hizmetleri, öğrencilerin ruh ve beden sağlıklarına dair hususları, uyum ve intibak sorunlarını, eğitsel ve kişisel problemlerinin çözümüne yönelik yardım çalışmalarını kapsamaktadır.
Bu hizmetlere yönelik uzmanlık alanı, öğretmen yetiştiren yüksek öğretim kurumlarında Psikolojik Danışma ve Rehberlik (PDR) adıyla ayrı bir alan oluşturmaktadır.


Günümüzde gelişmiş ülkelerin eğitim sistemlerinde zorunlu temel eğitimin süresi uzun tutularak yeni yetişen nesillerin topluma uyum sağlayacak bir kimlik ve kişilik kazanmaları güvence altına alınmaya çalışılmaktadır.
Temel eğitim süresince okullarda rehberlik servisleri kurulup Psikolojik Danışma ve Rehberlik uzmanları buralarda istihdam edilirken bir yandan da her öğretmenin belli ölçüde psikolojik danışma ve rehberlik bilgilerine sahip olmaları sağlanmaktadır. Bu bakımdan Psikolojik Danışma ve Rehberlik konusu öğretmenlik formasyon dersleri kapsamında yer almaktadır.
Yoğun olarak ilköğretim düzeyinde eğitim aşamasında sürdürülen öğrenci kişilik hizmetleri, orta öğretim ve yüksek öğretim aşamalarında önemini kaybetmemekte aksine farklılaşarak ve birçok konuda ağırlaşarak devam etmektedir.
Aynı şekilde yüksek öğretim aşamasının da kendine özgü sorunlarla öğrencileri karşı karşıya getirdiği bir gerçektir.
Bu zorluklarla mücadele etmek üzere yüksek öğretim
kurumlarında öğrenci danışmalıkları kurulmakta, öğrencilere danışmanlar tayin edilmekte, öğrenci kulüpleri ve öğrenci temsilcilikleri kurulmaktadır. Ayrıca her üniversitenin idari şemasında yer alan Sağlık Kültür Spor (SKS) Dairesi başkanlıkları öğrenci hizmetleri ile ilgili çalışmalar yapmaktadır.
Bazı eğitimbilimciler öğrenci kişilik hizmetleri ile rehberlik hizmetlerini birbirinden ayrı tutsalar da bu iki ifadenin öğrenciye götürülen benzer hizmetleri farklı şekilde ifade ettiği söylenebilir. Rehberlik daha çok öğrencinin seçme, karar verme ve çözüm bulmasına yardım eden hizmetler için kullanılmaktadır. Uyum-intibak sorunları yaşayan, zihinsel çözümsüzlükleri bulunan öğrencileri için iyileştirici (rehabilitasyon) çalışmalar da psikolojik danışma olarak adlandırılmaktadır.
Öğrenci kişilik; hizmetleri hem bu iki grup çalışmayı hem de bunların dışında sağlık, devam ve ders çalışma, sosyal servisler, eğitsel kol çalışmaları gibi hizmetleri içine almaktadır. Bazen rehberlik kavramıöğrenci kişilik hizmetlerinin tamamını içine alacak şekilde kullanıldığı da olmaktadır. Hatta rehberlik kavramı günümüzde sadece öğrenci hizmetlerine yönelik bir alanla sınırlı kalmayıp aile rehberliği, turist rehberliği, dini rehberlik gibi değişik alanlarda kullanılmaktadır.
Bu kavram başlangıçta mesleğe yöneltme olarak dar bir anlamı ifade ederken süratle genişlik kazanmış ve hayatın bütün alanlarını içine almıştır.
Rehberlik; Kişinin imkân vekabiliyetlerini tanıması, kendini gerçekleştirmesi ve problemlerini çözümlemesi konularında sistematikuzmanlık yardımı”şeklinde kapsamlı bir hizmet alanı olarak tanımlanmaktadır.

3. REHBERLİK - PSİKOLOJİK DANIŞMA VE PSİKOTERAPİ:
Genel anlamda rehberlik denebilecek hizmetleri anlatmada birbirinden farklı kavramlar kullanılmaktadır. Eğitimde kullanılan psikolojik danışma ifadesi ilk bakışta rehberlik içinde bir işlemi anlatıyormuş gibi algılanmasına rağmen aslında rehberlikten farklı bir şey değildir.
Kişiye yönelik sürdürülen bütün rehberlik çalışmaları temelde yüz yüze gerçekleştirilen danışma ve etkileşim ilişkilerine dayanmaktadır.
Bu bakımdan eğitim alanında “Psikolojik Danışma ve Rehberlik” denildiğinde iki ayrı hizmet kast edilmeyip bir tek hizmetin kapsamına işaret edilmektedir.
Belki tek başına “rehberlik” kavramı kast edilen anlamın bütününü ifade etmeye yetebilir fakat sadece “psikolojik danışma” ifadesi rehberlik hizmetlerinin bütününü anlatmada yeterli olmaz. Zira her psikolojik danışma faaliyeti bir rehberliktir ama her rehberlik eylemi aynı zamanda bir psikolojik danışma ilişkisi değildir. Her psikolojik danışma eylemi yüz yüze bir ilişkiyi gerektirdiği halde rehberlik için aynı durum söz konusu değildir.
Rehberlik amaçlı yürütülen “danışma” ilişkileri, rehberlik kavramı ile anlatılan hizmetlerle sınırlı kalarak rehberlik dışı bir amaca örneğin ruhsal sorunları iyileştirme (terapi) amacına yönelmez.
Hastalık kapsamına girmeyen kişisel sorunlara ve bu sorunların çözümüne yönelik hizmetlere sadece “danışma” kavramı yerine “psikolojik danışma” ifadesinin kullanılması kabul görmüş ve yerleşmiştir.
Ancak bu ifadenin “psikolojik” kelimesini de içine almış olması kimi zaman yapılan işin terapi amaçlı “danışma psikolojisi” ve “klinik psikoloji” dallarında yapılan işle karıştırılmaması gerekir.
“Psikoterapi”, hastalık boyutunda ruhsal problemi bulunan kişilerin iyileştirilmesine yönelik psikolog-hasta ilişkisini anlatmaktadır. Eğitimde kullanılan psikolojik danışma” kavramındaki danışma ilişkisi ise rehber öğrenci ilişkisidir.
Bu iki hizmet alanını birbirinden ayırt etme güçlüğünün sebebi her iki alanın bazı ortak yanlarının bulunması olarak gösterilir:
1- Her ikisi de, esasen problemli kişiye, probleminden kurtulması yönünde yapılan bir psikolojik yardımdır.
2- Her ikisi de yardıma ihtiyaç duyan kişi ile yardım etme yetkinliğindeki kişi arasında bir problemin çözümü için yüz-yüze cereyan eden görüşmelere dayanır.
3- Her ikisi de,kişiye sunulan psikolojik yardım hizmetinde genellikle aynı psikolojik metot ve teknikleri kullanırlar.
Bu benzerlikler iki alnın birbirine karıştırılmasına sebep olurken aradaki önemli farklar da her ikisini birbirinden ayırmamıza yardımcı olmaktadır.
Bu sebeple psikolojik danışma alanı ile psikoterapi
alanı arasındaki belirgin farklara dikkat etmek gerekmektedir. Bu farklar da şöyle sıralanmaktadır:
1-Kökü derinde olan ve iç alemle ilgili ruhsal sorunlar psikoterapi alanına dışsal sebeplerle ilgili uyum sorunları psikolojik danışma alanına girer.
2-Psikolojik danışma, akıl ve ruh sağlığını koruyucu hizmetlerdir; psikoterapi ise sağaltıcı hizmetlerdir.
3-Psikolojik danışma kişinin rehberlik ihtiyacı ile sınırlıdır, psikoterapi sağaltımla beraber rehberlik hizmetini de kapsar.
4-Psikolojik danışma hizmeti rehberlik uzmanlarınca, psikoterapi ise psikologlar tarafından yerine getirilir.



4. REHBERLİĞİN MAHİYETİ:
Rehberlik tanımlarında sıklıkla vurgulanan “yardım süreci” ifadesi rehberlik eyleminin can damarını oluşturmaktadır. Bireyin uyum sağlama, rahatlama,
karar oluşturma, sıkıntısını giderme, tercihte bulunma konularında ihtiyaç duyduğu anda ona verilecek sistematik destek bu yardım sürecini oluşturmaktadır.
Demek ki rehberlik hizmetleri bu alanda yetişmiş kimseler tarafından sistemli bir şekilde yürütülen faaliyetler olarak görülmelidir. Rehberliğin “insan” denilen çok yönlü ve karmaşık yapıya sahip olan bir varlığa yönelik yol gösterici bir hizmet olduğu düşünülürse bunun herkesin rahatlıkla yürütebilecek sıradan bir iş olmadığı kolayca anlaşılır.
Bu hususta akla gelen “Yarımdoktor candan eder, yarım hoca dinden eder”atasözümüz de tam olarak rehberliğin bu yönüne işaret etmektedir.
Diğer yandan rehberlik hizmeti bir karar dikte etme, dayatma, kişiyi yönetme ve sınırlandırma işi değildir. Kişinin vereceği kararı, gideceği yolu, yapacağı işleri başkasının tespit ve tayin etmesi rehberlik anlayışına uygun değildir. Zira rehberlikte yardım alan kişinin özgürlüğü, özgünlüğü ve
tercihte bulunma imkanına sahip olması esastır.
Rehberlik yapılacak konuda elde edilecek bilgilerin, yapılacak tahlil ve değerlendirmelerin, geliştirecek çözüm ve kararların bilimsel esaslara göre yapılması ne kadar
gerekli ise bunların duyguları ve hassasiyetleri olan psikolojik bir varlığa sunulduğunun gözden uzak
tutulmaması da o ölçüde önemlidir.
Organize rehberlik uygulamaları denebilen sistemli, plânlı, programlı rehberlik çalışmalarının, bu yüzyılın başlarında mesleğe yöneltme çalışmaları şeklinde başladığı,bu sebeple de rehberliğin, uzun zaman "öğrencilere yeteneklerine uygun iş bulma" anlamına geldiği ifade edilmişti. Hâlbuki
birey, çok değişik ruhsal ve duygusal yönleri olan karmaşık bir bütündür.
Meslek seçme ve bir iş sahibi olma, çok önemli olmakla beraber, bu durum insan hayatının yalnızca bir parçasını oluşturmaktadır. O halde bugün eğitimde rehberlik anlayışı, kişinin bir bütün olarak gelişmesini hedef almak durumundadır
Bireyin kendi başına hareket edebilen olgun bir kişi haline gelebilmesi, uzun bir etkileşimin ve oluşum süreci sonucunda gerçekleşebilir. Çünkü o, kendisi ile ilgili sorunları çözüme kavuşturmak için karşı karşıya bulunduğu sorunu tahlil etmek, çözüm için mevcut bütün seçenekleri ortaya koyup içlerinden birini seçmek ve bir hareket plânı yaparak uygulamaya koymak durumundadır. Bunları en
etkin bir şekilde yapabilmek için de bir takım bilgilere, becerilere, inanç ve kanaatlere ulaşmaya ihtiyacı olacaktır.
O halde rehberlik ve danışma faaliyetleri, bireyin kendini gerçek boyutları içinde tanıyıp hem kendine hem içinde bulunduğu toplum ölçülerine en uygun düşecek hareket tarzını uygulamaya koyması için kişiye yardım edecektir.
Sonuç olarak rehberlik bireye kuru bir öğüt ya da katı bir talimat verme işi değildir, problemli bireye, problemini çözebilmesinde gerekli olan bilgileri ve aydınlatmaları
insancıl bir anlayış ve tutum içinde, objektif bir berraklıkla sunabilme işidir.
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi enderhafızım 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
En Pratik Sağlık Bilgileri Pratik / Faydalı Bilgiler enderhafızım 0 204 14 Ekim 2023 13:10
Kur'an Güzel Konuşun Diyor, Konuşuyor... Serbest Kürsü su damlası 3 2618 24 Kasım 2016 14:16
Geeflow - Diriliş (15 Temmuz Darbe Rap Şarkısı) İlahiler/Ezgiler enderhafızım 0 2147 23 Kasım 2016 12:06
Otuz Kuş & Dursun Ali Erzincanlı (Şehit Ömer... İlahiler/Ezgiler Esma_Nur 1 2876 23 Kasım 2016 11:44
15 Temmuz Demokrasi Marşı (İndir) İlahiler/Ezgiler enderhafızım 0 2463 23 Kasım 2016 11:10