Durumu: Medine No : 5879 Üyelik T.:
28 Aralık 2008 Arkadaşları:32 Cinsiyet:Bay Memleket:İst Yaş:39 Mesaj:
3.185 Konular:
1383 Beğenildi:174 Beğendi:17 Takdirleri:216 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Fıkıh Usulü [Ünit 07 Ders Özeti] (Dokuz Eylül) Fıkıh Usulü [Ünit 07 Ders Özeti] (Dokuz Eylül) 7.ÜNİTE / LAFIZLAR VE DELALETLERİ
S-1 İSLAM HUKUKUNDA İSTİNBAT ( HÜKÜM ÇIKARMA ) DAYANAKLARI NELERDİR. ?
C-1 Kuran ve Sünnet naslarına dayanır.
S-2 İSTİNBAT METODLARI NELERDİR ?
C-2 Manevi metod ( Kıyas, İstihsan, Mesalih,Zerayi) ve Lafzi Metod ( Naasların lafızları ve ve bunların delalet ettiği umum ve hususlar) olmak üzere ikiye ayrılır.
S-3 HANEFİ USUL BİLGİNLERİ, LAFZIN İFADE ETTİĞİ MANAYI HANGİ YÖNLER İLE ELE ALIR. ?
c-3 Lafzın hangi mana için va’z olunduğu, Va’z olunduğu manada mı yoksa başka manada mı kullanıldığı, kullanıldığı manaya açıklık ve kapalılık derecesi, çıkarılan
mananın doğrudan mı yoksa dolaylı yollardan mı elde edildiği olmak üzere dörtbakımdan ele almışlardır.
S-4 VA’Z OLUNDUĞU MANA BAKIMINDAN LAFIZLAR HAKKINDA BİLGİ VERİNİZ. ?
C-4 HÂSS: Birtek manayı ifade eden ve tek ferde ait olan lafızdır. ( Ahmet, Güneş, İzmir gibi)
Hass’ın delaleti: Hass lafız açıktır, aksi bir delil olmadıkça manası ve ifadesi kesindir zihinde başka mana ifade etmez. Örn: Bir kilo elma aldım (“bir kilo” hass
bir lafızdır.Elmanın miktarı nettir.)
Hass’ın çeşitleri:
Mutlak ve Mukayyed: Belirli olmayan ve sıfatında delil olmayan “adamlar” gibi lafza Mutlak, Herhangi bir sıfatla kayıtlanmış lafza da Mukayyed lafız denir.
Emir:
a- Sarih emir : “Yap,Yapsın” gibi net olarak, bir fiili üstün, alttan talep etmesidir.
Beş şartı vardır. Lafız olması, Talep, Kesinlik,Emir Siygası ve İs’ti’la (üstünlük) olması
b- Gayri Sarih : Dilek ve emir kipleri ile değilde isim ve fiil cümleleri ile yapılmış
haber kipleri ile talep edilen fiillerdir.Hakiki manasının dışında kullanılabilir. Bu konu yedi anlamda sıralanmıştır: İlzam, Nedb, İbaha, İrşad, Meydan okuma,
Azarlama,Dilek/İstek anlamında.
c- Emrin Gereği : Kelamın hangi manada kullanıldığı kelamın siyakından ve hal karinelerinden anlaşılır. Emir sıygasının farklı manalarda kullanıldığı için hakkında
görüş ayrılıkları vardır.
Nehiy :
a- Sarih Nehy : Bir fiilin kesinlikle yapılmaması kesin ve net olarak istenmesi
b- Gayri Sarih : Gayri sarih emirdeki gibidir.
c- Nehyin Gereği : Kısaca terketmektir
ÂMM: Bir isim altında anılan şeylerin sınırsız olarak tamamını içerisine alması demektir. Amm’ın Üç şartı vardır bunlar; Tereddüt (delalet ettiği şeylerin çok
olması), Kapsama, Ummuluk Âmm’ın hükmü kendi vasfı için uygun olan tüm fertleri içine almasıdır
MÜŞTEREK: İki veya daha fazla manaya ayrı ayrı va’z olunarak konuşulmasıdır. İki şartı vardır bunlar; Mananın çokluğu ve Lafzın va’z ının çokluğu
Müşterek lafzın hükmü beklemektir.
MÜEVVEL: Müşterek lafzın içine aldığı manalardan tercih edilen anlama denir. Müevvelin hükmü, yapılan tevilde hata ihtimali olmaklar beraber onunla amel
etmenin vücubiyetidir. Tevil in yanlış olduğu anlaşılırsa ondan dönmekte vaciptir.
S-5 MANADA KULLANILIŞI HAKKINDA LAFIZLAR HAKKINDA BİLGİ VERİNİZ.?
C-5 Hakikat: Vaz’ olunduğu manada kullanılan lafızlardır.
Dört kısıma ayrılır bunlar ; Lügavi, Şer’i, Genel örf ve Özel örf
MECAZ: aralarındaki münasebetten dolayı vaz ‘ olunduğu mananın dışındakİ bir manayı ifade etmesidir. Sekiz bölümde incelenir bunlar ; Müşabehet ( Bir şeyin
kendine has bir vasfından başka bir manada kullanılması), Kevn ( önceki halinin ismiyle
isimlendirilmesi),Eylûle ( gelecekteki hali ile isimlendirilmesi), İsti’dad ( bir şeyyin kuvvetle ilgisinin bulunduğu bir vasıf ile adlandırılması), Hulul ( Bir lafzın, ya
hakiki manasını mecazın yerine koymak yada mecazın hjakiki manası yerine konması), Cüz’iyye ( Cüz zikredilerek Kül’ün kast edilmesi),Sebebiyye( sebep teşkil
etmesi ), Âliyye ( konuşma aletimiz olan dilin, söz anlamında kullanılması gibi).
SARİH: Sıkça kullanılmasından dolayı mananın tamamen açık olduğu lafızdır. Daha önceden zikredilen ve dört bölümde incelenen açık lafızlar ( zahir, nas,
müfesser, muhkem )’dan farkı delaletinden olmayıp çok kullanılmasındandır.
KİNAYE: Kastedilen mananın gizli olduğu, hafi lafzın aksine ancak bir karine ile anlaşılabilen lafızdır.
Zira hafide maksat belli olup siga dışında bir sebepten dolayı kastedilen mana gizli kalmıştır.
Kinayede hüküm, niyet belli olmadıkça onunla amel etmemektir.
S-6 AÇIKLIK DERECESİ BAKIMINDAN LAFIZLAR HAKKINDA BİLGİ VERİNİZ.?
ZAHİR: Anlaşılanmanayı kastetmek için sevkedilsin veya sevkedilmesi, lafzın sigasından dinleyenin açıkça anladığı sözdür. Bu tariftende anlaşılacağı gibi zahir,
kelimeye değil cümleye ait bir kavramdır. Hükmü ise nesh olunma ihtimaline rağmen kendisiyle amel etmek vaciptir.
NASS: Sigası yönü ile değil mütekellimin kastettiği mana bakımından zahirden daha açık olan ibaredir. “Hoşunuza giden,sizin için uygun olan kadınlardan ikişer
üçer, dörder nikâhlayın” âyetinde iki husus anlaşılmaktadır: Birincisi nikahın mubah oluşu; ikincisi ise çok evlilik meselesidir. Âyet bu hususlardan hangisi için
sevk olunmuştur? Bu âyetin devamında gelen eğer adaleti sağlayamamaktan endişe ederseniz bir tanesi ile yetinin” ifadesi, ilk âyetin ikinci manaya, yani çok
evliliğin mubahlığına delâlet ettiğine dair bir karînedir. şu halde âyet, nikahın mubahlığı konusunda zahir, çok evlilik konusunda ise nasstır Hükmü ise anlaşılan
açık manası ile amel etmek vaciptir.
MÜFESSER: Müfesser beyan-ı takrir ve beyan-ı tefsirin kendisine bitiştiği ve dolayısıyla nasstan daha açık olan lafız veya sözdür. Beyan-ı takrir, söz âmm ise
tahsis ihtimalini; hâs ise mecaz ve tevil ihtimalini ortadan kaldırarak sözü kuvvetlendiren bir beyandır. Beyan-ı tefsir ise sözü kuşatan kapalılığı giderip onu açık
hale getiren beyandır.
MUHKEM: Nesh olmaması ihtimali sebebiyle müfesserden daha kuvvetli olan lafızdır. Hükmü ise kendisi ile amel ve itikadın vacip oluşudur. Muhkem li
aynihi(nesh ihtimalinin bulunmayışı, devamlılığına ve ebedi oluşuna delâlet eden bir karîne ile ya da mananın bizzat kendisiyle olan muhkemdir) ve muhkem li
gayrihi (vahyin kesilmesi ile nesh ihtimali de ortadan kalkan nasstır ) olmak üzere ikiye ayrılır.
S-7 KAPALILIK DERECESİ BAKIMINDAN LAFIZLAR İLE İLGİLİ BİLGİ VERİNİZ.
Hafi: Hafî, kendi sîgası dışındaki bir sebepten dolayı manası kapalı olan lafızdır.
Müşkil: Müşkil, kastedilen mana kapalı olup, ancak düşünmek sureti ile anlaşılabilen lafızdır.
Mücmel: Kendisinde pek çok mananın yoğunlaştığı, maksadın ibârenin kendisinden anlaşılamayacak kadar karışık olduğu, ancak tefsire, ayrıca ihtiyaç duyulması
halinde araştırma ve tefekküre başvurmak suretiyle anlaşılabilen lafızdır.Mücmelin açıklaması üç şekilde olur.
Tefsir yoluyla: Bu tür açıklama tam bir kesinlik ifade eder, herhangi bir Şüphe ve ihtimale yer bırakmaz. Böylece mücmel lafız müfesser olur.
Tevil Yoluyla: Tevil yoluyla yapılan beyanlar yeterli olmakla beraber zan ifade eder ve yapılan açıklamadan sonra mücmel lafız “müevvel” olur.
İşkal yoluyla: Bu yol mücmel lafzın müşkile döndürülmesi ile olur. Anlaşılması ise, müşkilin anlaşılması konusunda anlatılan yöntemle olur. Bu şekilde vârid olan
beyan, ne kesinlik ne de zan ifade eder. icmal, işkale çevrilir ve işkal olması halinde vârid olan ihtimallere bakarak, kastolunan mananın anlaşılması için araştırma
ve düşünme ihtiyacı doğar. Aratırma ve düşünme sonucunda kastolunan mananın anlaşılması mümkün olursa mücmel müevvele dönüşür.
Müteşabih: Müteşâbih, kendisi ile ne kastedildiğinin anlaşılmasından ümit kesilen lafızdır. Yani, nasıl ki muhkem en açık lafız ise, müteşâbih de en kapalı lafızdır.
Lafzî müteşâbih ve Mânevî müteşâbih olmak üzere iki kısma ayrılır.
Lafzî müteşâbih: “Yasin” ve “ElifLamMim” lafızları gibi, sure başlarında bulunan hurufu mukattaalar gibi manası asla anlaşılamayan lafızlardır.
Mânevî müteşâbih: “Rahman arşın üstüne istiva etti” “ALLAH’ın eli onların ellerinin üstündedir” ve “Ne tarafa dönerseniz ALLAH’ın yüzü oradadır”şeklinde ALLAH’ın
sıfatlarıyla ilgili âyetlerde olduğu gibi manası bilinen, ancak bilinen mananın kastedilmesinin mümkün olmadığı müteşâbihtir. |