Durumu: Medine No : 13301 Üyelik T.:
04 Şubat 2011 Arkadaşları:5 Cinsiyet:erkek Yaş:37 Mesaj:
4.833 Konular:
926 Beğenildi:342 Beğendi:0 Takdirleri:62 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Cevap: sakarya ilitam Mantık Ders Notları 1-8
8.HAFTA(MANTIK)
1.Önerme Teorisi
Önerme, klasik mantığın temel konusundan biri olmakla beraber kıyaslara bir hazırlık konumundadır.
1.1.Önermenin Tanımı Düşünmemizin en basit birimleri tekillerdir; bu nedenle bunlar ilk algılanan şeylerdir; “cisim”, “hareket”, “alem”, “hadis” ve “kadim” gibi tekil isimlerle gösterilen şeylerin anlamını bilmek böyledir. Tekil şeyleri bilmek “tasavvur”, iki tekil şey arasındaki haberi nisbeti (nisbet-i haberiyye) bilmek de “tasdik” olarak isimlendirilir. Buna göre bilgi ya “tasavvur” ya da “tasdik”ten oluşur
Farabi‟ye göre tasdik geçekten doğru ve gerçekten yanlış olan şeyin tasdikidir
İ H. İzmirli “tasdik, iki tasavvurun nispete vazedilmesidir.”
Gazali, bir önermenin gerçekleşebilmesi için tekillerin birbirlerine olumlu (ispat) veya olumsuz (nefy) yönden nispet edilmeleri gerektiğini ifade eder.
Çünkü doğrulama kavramlarda değil sadece “hüküm bildiren önerme”de söz konusudur. İki tekil sözcükten meydana getirilebilecek en alt bileşik ise “nitelik” ve “nitelenenden ibarettir.
Nitelik, olumsuzlama veya olumlama yoluyla bir şeye nispet edildiğinde ya doğrulanır ya da yanlışlanır. Ancak hadis, cisim veya kadim gibi tekil terimlerin doğruluk ve yanlışlığı olmaz. Buna göre önermeyi, “doğrulaması ve yanlışlaması yapılabilen sözdür” şeklinde tanımlamak mümkündür. “Önerme (haber), bir kimsenin arazla değil, zatla doğrudur veya yanlıştır dediği şeydir.” Yani önerme, kendisiyle doğrudur veya yanlıştır sonucuna varılan yargıdır. Mesela, “Alem sonradan olmadır”, “Güneş doğmuşsa yıldızlar gizlenmiştir” veya “Alem ya sonradan olmadır ya da öncesizdir (kadim)” diyen bir kimseye doğru söyledin; “İnsan taştır”,gibi
Aristoteles, “önermeyi, bir şey hakkında bir şey tasdik etmek veya bir şey hakkında bir şey inkar etmektir” şeklinde tanımlarken, Farabi, öyle bir sözdür ki onda bir şeyle bir şey hakkında hüküm verilir” şeklinde tanımlar. İbn Sina ise önermeyi, “kendisini doğru ve yanlış hükmünün takip etmesi bakımından iki şey arasındaki nisbettir. Ebheri ve Katibi önermeyi, “söyleyeni hakkında „söylediği doğrudur veya yanlıştır‟ demeye elverişli sözdür” şeklinde tanımlamaktadırlar; “Ali katiptir”, “Eğer güneş doğarsa gündüz olur” gibi
Önerme, zatı itibariyle iki tekil parçaya ayrılır. Birincisi, “haber” diğeri ise “kendisinden haber verilen”dir. “Zeyd ayaktadır” dendiğinde Zeyd, kendisinden haber verilen, ayaktadır kısmı ise haberdir.
Gazali, “Nahivcilerin önermenin ilk kısmını “mübteda” ikinci kısmını ise “haber”; kelamcıların birini “vasıf” diğerini “mevsuf”; mantıkçıların birini “konu (mevzu)” diğerini “yüklem (mahmul)”; fakihlerin ise birini “hüküm” diğerini “mahkumun aleyh” olarak adlandırdıklarını ifade eder.
Farabi ve Ebheri de yüklemli önermenin birinci kısmını konu, ikinci kısmını ise yüklem olarak tanımlamaktadırlar. Onlara göre şartlı önermenin birinci bölümüne ise mukaddem, ikinci kısmına da tali denir.
1.2.Önermenin Yapısı “Alem hadistir” önermesinde olduğu gibi olumlama yoluyla olabileceği gibi, “Alem kadim değildir” önermesindeki gibi olumsuzlama yoluyla da olabilir. Böyle bir önerme iki parçadan oluşur; biri konu, diğeri ise yüklemdir.105 Ancak bir konu ve yüklemden oluşan her cümle önerme olmaz, çünkü önermede bir hükmün ya da yargının olması gerekir, nitekim zikredilen önermeler birer yargı ifade etmektedir. Çünkü bunlarda konu ve yükleme ek olarak, onları birbirine bağlayan bir bağ vardır.
Gelenbevi‟ye göre, hüküm için “kendisi üzerine hükmolunacak bir şey” ile “kendisiyle hükmolunacak diğer bir şey”in var olması zorunludur. “ALLAH kabul etsin”, “Zeyd kalksın”, “Sen otur” gibi dilek-istek cümleleri ile, “Sarı kalem”, “Ahmed‟in elbisesi” v.b. gibi hüküm bakımından eksik olan cümleler önermenin tanımının dışında kalır.
Soru “talep”, “temenni”, “ümit”, “hayret” cümleleri hüküm ifade etmedikleri için önerme olarak kabul edilmez. “Bana bir konu öğret” veya “Mekke‟ye gitmede bana eşlik eder misin?” diyen bir kimseye, “ne doğru ne de yanlış söyledin” denilemediği için bu tür cümleler önerme olmaz.
Bir önermenin gerçekleşebilmesi için üç unsur gereklidir: Konu, yüklem ve üçüncü olarak yüklemi konuya bağlayan bağ. Mesela, “Alem hadistir” önermesini ele aldığımız da “alem” konu, “hadis” yüklem, “tır” ise bağdır.
2. Önerme Çeşitleri
2.1. Oluşumu (Terkip) Bakımından Önermeler
Oluşumu bakımından önermeleri üç grup altında incelemek mümkündür:
1. Yüklemli (Basit) önermeler
2. Bitişik şartlı önermeler
3. Ayrık şartlı önermeler
2.1.1. Yüklemli Önermeler
Yüklemli önerme, bir mananın başka bir manaya yüklenmesi veya bir manaya yükleme yapılmadan hükmün kendisinde gerçekleştiği şeydir; “Alem hadistir”, “Alem hadis değildir” önermeleri gibi.
Yüklemli önerme iki kısımdan meydana gelir; bunlarda biri “konu” olarak isimlendirilir. Konu, kendisinden haber verilen şeydir. “Alem, sonradan olmadır” önermesindeki “alem” kelimesi konudur. Yüklemli önermeyi meydana getiren ikinci kısım ise, “yüklem” olarak isimlendirilir. “Alem sonradan olmadır” önermesindeki “sonradan olmadır” ifadesi yüklemdir
2.1.2.1. Bitişik Şartlı Önermeler
Eğer şartlı önermede mukaddem (önbileşen) ve talinin (ardbileşen) olumluda birleşmesi ve olumsuzda birleşmemeleri ile hükmolunursa bunlara bitişik şartlı önermeler denir. Mesela, “Eğer güneş doğarsa, yıldızlar gizlenir” ve “Eğer alem hadis ise, onun bir yaratıcısı vardır”,
1. Mukaddem: “Eğer güneş doğarsa, hemen yıldızlar gizlenir” önermesinde “eğer güneş doğarsa” ifadesi mukaddem olarak isimlendirilir.
2. Tali: Zikr edilen önermenin “Hemen yıldızlar gizlenir” ifadesi, tali olarak isimlendirilir
2.1.2.2. Ayrık Şartlı Önermeler
Bitişik şartlı önermelerde iki önermenin birleşmesi gerektiği halde, ayrık şartlı önermelerde önermelerin ayrılmaları gerekir. Bu nedenle böyle önermeler ayrık olarak isimlendirilir. Mesela, “Alem ya hadistir ya da kadimdir” önermesinde iki yüklemli önerme bir araya getirilerek ayrık şartlı formuna sokulmuştur. Ancak bu şartlı önermeyi oluşturan önermelerden bir tanesi doğrudur. Yani biri diğerinden ayrılmak durumundadır. Kelamcılar bunu, “sebr ve taksim” olarak isimlendirirler.
1. Önermenin döndürülmemiş asıl durumu; “Güneş doğmuş ise, yıldızlar gizlenmiştir.”
2. Önermenin döndürülmüş durumu; “Yıldızlar gizlenmiş ise, güneş doğmuştur” gibi.
Yani ikisinden biri –asıl veya onun döndürülmüş hali- doğrulanırken diğeri yanlışlanmış olur. Yukarıda zikrettiğimiz örnekte bu açıkça görülmektedir. Burada temel önerme doğru, onun döndürülmüş şekli ise yanlıştır.
Farabi, özet halindeki “Kitabu’l-İbare” adlı eserinde şartlı önermelerin sadece tanımıyla yetinirken, İbn Sina ayrıntılı bir şekilde incelediği önermeleri önce bitişik ve ayrık şartlı diye ikiye ayırmakta, ayrık şartlı önermeleri de “hakikiye”, “maniatü‟l-cemi” ve “maniatü‟l-hulu” olmak üzere üçe ayırmaktadır.
Nitelikleri Bakımından Önermeler
2.2.1. Yüklemli olumlu önermeler: “Alem sonradan olmadır”, “İnsan taştır” ve “İnsan canlıdır” gibi önermeler, yüklemli olumlu önermelerdir
2.2.2. Yüklemli olumsuz önermeler: “Alem sonradan olma değildir”, “İnsan taş değildir” ve “İnsan canlı değildir” gibi önermeler yüklemli olumsuz önermelerdir.
2.2.3. Bitişik şartlı olumlu önermeler: Mukaddem ve talinin olumluda birleşmesi ile meydana gelir; “Eğer güneş doğarsa gündüz olur”, “Eğer alem hadis ise onun bir yaratıcısı (muhdisi) vardır” önermeleri gibi.
2.2.4. Bitişik şartlı olumsuz önermeler: Bitişikliğin yani, mukaddem ile tali arasındaki gerekli bitişikliğin kaldırılmasıdır; “Eğer güneş doğmuş ise gündüz değildir”,
2.2.5. Ayrık şartlı olumlu önermeler: Mukaddem ile tali arasında bir ayrılığın gerçekleşmesi ile olur. “Merkep ya erkektir ya da dişidir”
2.2.6. Ayrık şartlı olumsuz önermeler: Mukaddem ile tali arasındaki ayrıklığın kaldırılmasıdır. Yani mukaddem ile tali arasında bir ayrıklığın gerçekleşmemesidir. Mesela, “Merkep ya erkektir ya da siyah olur değildir”
Bazen mukaddem de tali de olumsuz, onlardan meydana gelen şartlı önerme ise olumlu olabilir; “Eğer güneş doğmamışsa, gündüz olmuş değildir” önermesi olumlu bir önermedir. Çünkü gündüz olmamasının gerekliliği, güneşin doğmamış olmasına bağlanmıştır; bu ise olumluluk ifade eder. İşte burada bir yanılgı oluşabilir. Bu tür yanılgılar yüklemli önermelerde de meydana gelebilir. Ona göre, “Zeyd gören değildir” önermesinin, olumsuz olduğu zannedilir. Oysa bu önerme de olumludur, çünkü bu önermenin anlamı “Zeyd kördür” demektir.
Gazali‟ye göre, “Zeyd görmeyendir (ğayri basir)” önermesi olumlu bir önermedir, çünkü “ğayru basir” (görür olmayan) tek bir manadır, “Zeyd leyse basirdir” önermesi ise olumsuzdur. İşte bu tür önermelere “ma‟dule” ve “ğayri muhassala” denir. Yani gerçekte bu önermeler olumludur fakat olumsuz birer siga ile ifade edilmişlerdir. Gazali, “madule” ve “muhassala” ile ilgili zikrettiklerimizin dışında bilgi vermemektedir. Oysa birçok mantık kitaplarında “ma‟dule”nin çeşitlerine ve “muhassala” ile “basite” hakkında ayrıntılı bilgilere ulaşmak mümkündür. Farabi, Peri Hermenias (Kitabu’l- İbare) adlı esrinde bunlara örnekler vererek olumlu ve olumsuz şekillerini ayrıntılı bir şekilde açıklamaktadır.
Nicelikleri Bakımından Önermeler
el-Mustasfa ve Mihakku’n-Nazar adlı eserlerinde niceliklerine göre önermeleri (hakkında hüküm verilene izafetle) tekil, muhmel, tümel ve tikel olmak üzere dört kısma ayıran Gazali,140 Miyaru’l-İlm ve Mekasıdu’l-Felasife adlı eserlerinde tekil ve tekil olmayan/tümel olarak ikiye ayırmakta, diğer önermeleri de bu ikincisinin altında izah etmektedir
Gazali, konularına (nicelik) göre önermeleri ikiye ayırmaktadır:
a. Tekil önerme (kaziye-i şahsiye): Belirli bir şey hakkında olan yani konusu şahsi olan önermelerdir. Mesela, “Bu siyah arazdır”, “Zeyd alimdir”, “Zeyd katiptir”, “Zeyd katip değildir”146 gibi önermeler tekil önermelerdir.
b. Tekil olmayan önerme (kaziye-i gayri şahsiye): Tekil olmayan önerme, “Belirsiz (muhmel)” ve “Belirli (mahsure)” olmak üzere ikiye ayrılır.
1. Belirsiz önerme: Konunun bütün fertlerine veya bir kısmına hüküm yüklendiğini açıklayan önermedir. Örneğin, “İnsan hüsrandadır” ve “İnsan hüsranda değildir”
2. Belirli önerme: Belirli önerme niceliği (konusu) açıkça ifade edilen önermedir. Belirli önerme tümel ve tikel olmak üzere ikiye ayrılır. Eğer hüküm konunun tamamına yüklenirse “tümel önerme (mahsureti külliye)” olarak isimlendirilir; “Bütün insanlar canlıdır” gibi. Eğer hüküm konun bir kısmına yüklenirse “tikel önerme (mahsureti cüziye)” olarak isimlendirilir; “Bazı canlılar insandır” gibi. Buna göre dört çeşit önerme karşımıza çıkmaktadır: Tekil (şahsi), belirsiz (muhmel), tümel (mahsureti külliye) ve tikel (mahsureti cüziye)
Belirli önermeleri olumluluk ve olumsuzluk bakımından dört guruba ayırılır. Şöyle ki:
Tümel olumlu (A): “Bütün insanlar canlıdır”, “Her cisim boşlukta yer tutar”, “Her siyah renktir” gibi önermeler tümel olumludur.
Tümel olumsuz (E): Hiçbir insan taş değildir.
Tikel olumlu (I): “Bazı insanlar kâtiptir”, “Bazı canlılar insandır”, “Bazı insanlar âlimdir”, “Bazı cisimler durağandır” gibi önermeler tikel olumludur.
Tikel olumsuz (O): “Bütün insanlar kâtip değildir” veya “Bazı insanlar kâtip değildir.” Bu iki önerme de tikel hüküm ifade etmektedir. Önerme çeşitlerinde göz önünde bulundurduğumuzda karşımıza sekiz çeşit önerme çıkar: Tümel olumlu, tümel olumsuz, tikel olumlu, tikel olumsuz, tekil olumlu, tekil olumsuz, belirsiz olumlu, belirsiz olumsuz. Gazali‟ye göre bu son dört önerme gurubu bilimlerde kullanılmadıkları için asıl önemli olan ilk dört guruptur
Bu şekildeki bölümlemenin hareket noktası şudur: Hakkında hüküm verilen ya kendisine işaret edilen belirli bir şeydir ya da değildir. Eğer hakkında hüküm verilen belirli bir şey olmayıp bütünü ifade ediyorsa “tümel”, grubun bir kısmını ifade ediyorsa “tikel‟ ya da hakkında hüküm verilen hiç hasredilmez; bu durumda da “belirsiz (mühmel)” olur.
Niceliliklerine göre şartlı önermeleri ise şöyle ele alabiliriz:
Bitişik şartlı önerme, tümel ve tikel önermeler olmak üzere ikiye ayrılmaktadır:
1. Tümel bitişik şartlı önerme; “Her ne zaman güneş doğarsa gündüz olur” önermesi gibi.
2. Tikel bitişik şartlı önerme; “Bazen güneş doğduğu zaman, hava bulutlu olur” önermesi gibi.
Ayrık şartlı önerme de tümel ve tikel olmak üzere ikiye ayrılmaktadır:
1. Tümel ayrık şartlı önerme; “Her cisim ya hareket halindedir ya da durgundur.”
2. Tikel ayrık şartlı önerme; “İnsan ya denizde olur ya da denizden ayrılır.”
Gazali, bitişik ve ayrık şartlı önermelerin tümel ve tikel olumsuzlarının örneklerini getirmeyip, okuyucuya bırakmıştır
|