sakarya ilitam din psikolojisi 1-8 hafta özetleri
Din psikolojisi-1.hafta özeti
Psikoloji: “psyche” ve logos kelimelerinden oluşmuş bir kavramdır. “psyche” ruh, “logos” ise bilgi ya da bilim anlamında olup ikinin anlamı olarak “ruh bilgisi” anlamı ortaya çıkmaktadır.
Psikolojisi insandaki bilinç halini araştıran bilimdir. Bir diğer tanım psikoloji insanın iç
Dünyasını araştıran bir bilimdir.
Psikoloji ferdin diğer insanlarla ilişkisini araştıran bir bilimdir.
Psikoloji: insan şuurunu, onun iç dünyasını bu iç dünyanın dışı yansıyan yönünü davranış ve fiilleri ve diğer fertlerle olan ilişkilerini bir bütün halinde araştıran bir bilimdir.
Psikolojinin konusu insanın zihni yapısı ve davranışlarıdır.
Psikolojinin amacı ferdin kendini ve başkalarını tanıyabilmesine yardımcı olmaktır.
Psikolojinin alanları eğitim, gelişim, kişilik, adalet, sağlık, sosyal, iş ve endüstri alanlarıdır.
İslam dünyasında Psikoloji ve Din Psikolojisi ile ilgili olarak İslam âlimleri özellikle “nefs, ruh, kalp ve akıl” kavramları çerçevesinde insanı anlamaya ve tahlil etmeye yönelmiş ve bu konuda çeşitli fikirler ortaya koymuşlardır. Psikoloji ile ilgili İslâm âlimlerinin yazdıkları eserler ve yaptıkları çalışmalarda “İlmü Ahvali’r Ruh” ve “İlmü’n Nefs” kavramlarının kullanıldığını görmekteyiz.
Gazzali’ye göre nefsin biri bedene diğeri ruhani âleme dönük iki yüzü vardır. Dolayısıyla nefste zıt eğilimler aynı anda etkin durumdadırlar. Kuran’daki birçok ifadelere göre insan istikrarsız, değişken, zayıf, hırslı ve huysuz bir tabiata sahiptir. İnsanın ALLAH’la olan ilişkisini tehlikeye sokan ve dinin ölçüleri dışında bir hayat yaşamaya yönelten temel faktör nefsin insanı yöneltmesidir.
Müslüman Âlimler ve Din Psikolojisi ile İlgili Görüşleri
İslam âleminde psikoloji ile içli dışlı bir başka bilim dalı da ahlak’tır.
Haris el Muhasibi (165/781–243/857)
Muhasibi, sûfi eğilimli bir bilgin ve düşünürdür. Eserlerinde genel olarak insanın iç yaşantılarını konu edinmiş ve dini bakış açısıyla bunları tahlile çalışmıştır. Sağlam bir dini tecrübe ve şuur elde etmenin psikolojik şartları üzerinde geliştirdiği görüşler bakımından o, gerçek bir din psikologu sayılabilir. Kavramlarını ve terminolojisini tamamen Kur’an’dan almıştır. Bu bakımdan Muhâsibi, İslam psikolojisinin öncüsü sayılabilir. İç gözlem, O’nun insan davranışlarını anlama ve yorumlamada en çok başvurduğu bir yöntemdir.
Muhâsibi, insanın varlık yapısını Kalb, Akıl ve Nefs üçlüsünden meydana gelmiş olarak görür. Psikolojik hayatın merkezi kalptir. Aklın bilmesi iki şekilde olur. Birincisi,
Muhasibi’nin “fehm” dediği ve inançlı-inançsız bütün insanlarda ortak olan, dile getirileni anlama kabiliyetidir. Bir de aklın pratik yönü vardır ki, buna basiret demektedir. Bu güç; ALLAH’ı, dinin hükümlerini, var olan şeylerin değerlerini doğrudan doğruya bilip kavramayı sağlar.
Kalbin kendine ait bir idrak şekli vardır ki, Muhasibi buna “marifet” demektedir. Marifet; sezgisel, vasıtasız, doğrudan bir algılama, tecrübe edilen şeyin kavramlaştırılmadan yaşanmasıdır. Bu bütün bir iç tecrübe, iç haldir. Muhâsibi’ye göre dini-ahlaki davranışın değerini belirleyen şey “niyet”tir.
Farâbi (258/870–339/950)
Psikoloji görüşleri büyük ölçüde Aristo etkilerini taşır. Farabi’ye göre insan nefsi, düşünme, arzu etme, hâya ve duyum güçlerinden oluşur.
İbn Sina (370/980–428/1037)
İslam düşünce tarihinde psikoloji alanında en geniş inceleme ve eserlere sahip olan kişilerin başında İbn Sina gelir. İbn Sina’ya göre ruhi hallerin, duygu ve heyecanların davranışlara etkisi önemlidir. İbn. sinanın kanun adlı eseri avrupada ders olarak okutulmuştur.
Dış duyular: Bunlar öteden beri bilinen dokunma, tatma, koklama, işitme, görme duyularından ibarettir.
İbn Hazm (383/993–456/1064)
Aşk nedir? İbn Hazm’a göre aşk, ruhların çeşitli yaratıklar arasında bölünmüş parçalarının birleştirilmesidir.
Gazzâli (450/1058–505/1111)
İslam psikoloji tarihinde Gazzâli’nin, başkalarıyla kıyaslanmayacak önemli bir yeri vardır.
Gazzâli İnsanın varlık yapısının, ayrı özelliklere sahip dört temel güdüden oluştuğunu ve bütün psikolojik eğilimlerin bunlardan kaynaklandığını ifade eder.
1. Benlik Güdüsü (Rabbaniyet) : Bağımsızlık, üstünlük, hâkimiyet, başarılı olma, engelleri yenme, amacına ulaşma, önder olma, sevilme ve beğenilme gibi eğilim ve isteklerin çıkış kaynağı budur.
2. Fizyolojik Güdüler (behimiyyet/hayvâniyyet): Yeme, içme, cinsel doyuma ulaşma gibi istek ve ihtiyaçlar, insanın birçok davranışının temelinde yer alırlar. Bu tür isteklere “şehvet” de denir.
3. Saldırganlık Güdüsü (Sebûiyyet) : Öfke, saldırma, sövme, dövme gibi davranışlar bunun bir ifadesidir.
4. Kötülük Yapma Güdüsü (Şeytâniyet): İnsan gazap ve şehvet bakımından hayvanla ortak özellikte iken, düşünce ve anlayışın yanı sıra, kötülük yapma gücü bakımından ondan ayrılır.
İbn Rüşd (518/1126–580/1198)
Muhammed İkbal (1873–1939)
Büyük şair ve düşünür İkbal son devirde Batı Âlemi’nde ortaya çıkan düşünce akımları ve bilimsel teorileri ciddi bir şekilde inceleyerek, bunları İslam geleneği içerisinde ifade etmeye ve yorumlamaya çalışmıştır. İkbal’e göre, İslam dünyasında Hz. Peygamberin ruhi olaylara gösterdiği ilginin gerçek anlamını ilk olarak fark eden ve araştırmalarında bu bakış açısına yer veren kişi İbn Haldun’dur.
Batı’da Din Psikolojisi Çalışmaları
Psikologların dini olayları ele almaya başlamaları 19. asrın sonlarına rastlar. Gerek A.B.D.’de, gerekse Avrupa ülkelerinde bilimsel psikolojinin ilk kurucuları dini olaylarla da ilgilenmişlerdir. Bugün Din Psikolojisinin kurucusu ve önde gelen ismi olarak kabul edilen W. James dir.
Dünyada ilk psikoloji enstitüsünü kurarak tecrübî psikoloji araştırmalarını başlatan W. Wundt “Völkerpsychologie” (Kavimler Psikolojisi) isimli on ciltlik eserinde, din konularına da yer vermiştir.
Din Psikolojisi, bugünkü varlığı ve gelişiminde A.B.D.’li bilim adamlarına çok şey borçludur. Dünyada Din Psikolojisi adıyla yayınlanan ilk kitabın yazarı olan E. D. Starbuck. İlk defa çocuk ve gençlerin dini gelişim özellikleri ile ilgili araştırmasıyla tanınan G. Stanley Hall. Yakın zamanlarda yayınlanmış bulunan David M. Wulf’un eseri bir Din Psikolojisi ansiklopedisi niteliğindedir.
Türkiye’de Din Psikolojisi Çalışmaları
Ankara İlahiyat Fakültesinde görev yapmış olan Bedii Ziya Egemen tarafından yayınlanan, “Din Psikolojisi, Saha, Kaynak ve Metot Üzerine Bir Deneme, Ankara 1952” isimli küçük hacimli bir eser, bu alandaki yayınların öncülüğünü yapmıştır. Belma Özbaydar’ın, “Din ve Tanrı İnancının Gelişmesi Üzerine Bir Araştırma İstanbul-1970” isimli araştırması bu alanda tecrübi î metotla gerçekleştirilmiş ilk çalışma olarak karşımıza çıkmaktadır.