[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Demek, duâ ve tevekkül meyelân-ı hayra büyük bir kuvvet verdiği gibi, istiğfar ve tevbe dahi meyelân-ı şerri keser, tecavüzâtını kırar.” (Sözler, 432)
(Hayır ve şer büyüme kabiliyetinde olan iki fidan gibidir. Nasıl ağaç fidanı su, hava ve ışık ile büyüyüp gelişiyor ise, bu iki manevi fidan da müspet ve menfi şeyler ile büyür ve kuvvet kesp eder. Müspet ve güzel olan her şey hayır ağacına gıda ve besin gibidir. Bunlar yapıldıkça büyüyüp gelişir. Menfi ve çirkin olan her şey de şer ağacını besler ve büyütür.
Dua ve tevekkül, hayır fidanını büyüten ve ona kuvvet veren iki tesirli manevi gıda gibidir. Allah’a el açıp hayır istemek ve tevekkül ile ona teslim olmak, Allah’ın hayır cihetimizi geliştirmemizde yardımcı olmasına bir davet bir istimdattır.
İstiğfar ve tövbe, insanın kendi kusur ve günahlarının farkına varıp bundan pişmanlık duymasıdır ki, bu davranış şer fidanının köküne asit dökmek gibidir. Evet, kusuru görmek kusuru terk etmenin yarısıdır. İstiğfar ve tövbe de kusuru görmek ve ondan nedamet etmektir. Allah, hakiki anlamda pişmanlık duyan kullarını affettiği gibi, onların şer meyillerini de dizginler.)
Bu hâli kendine şiâr edinenler kazanır.
Rabbim onlardan eyleye…