Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 Arkadaşları:8 Cinsiyet:Erkek Yaş:50 Mesaj:
3.036 Konular:
340 Beğenildi:1437 Beğendi:478 Takdirleri:10498 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | ANKARA İLİTAM İslam Tarihi ve Medeniyeti Ders Özetleri 1.2.3.4.5 Üniteler ANKARA İLİTAM İslam Tarihi ve Medeniyeti Ders Özetleri 1.2.3.4.5 Üniteler E M E V Î L E R V E E N D Ü L Ü S E M E V Î L E R İ Emevîler hanedânı, ilk dört halife döneminden (632-661) sonra Suriye’nin merkezi Şam’da Muaviye b. Ebû Süfyan (661-680) tarafından kurulmuştur. Emevî halifelerinden ilk üçü Ümeyyeoğulları kabilesinin Süfyânîler, diğerleri ise Mervânîler kolundan gelmiştir. Süfyânîler, Muaviye’nin babası Ebû Süfyan’a, Mervânîler ise Emevîlerin dördüncü halifesi Mervan b. Hakem’e nispetle bu adları almışlardır. 1. Süfyânî Emevîler Dönemi____________________________ a. Kuruluş Dönemi Emevîler Devleti, Hz. Osman’ın öldürülmesiyle başlayan karışıklıkların ardından İslâm dünyasında Cemel ve Sıffin savaşlarının yanı sıra Halife Hz. Ali’nin öldürülmesiyle ortaya çıkan siyasî otorite boşluğu sırasında 661’de Muaviye b. EbûSüfyan tarafından kuruldu. Babası Hz. Ali’nin öldürülmesinin ardından taraftarlarınca halife ilan edilen oğlu Hz. Hasan da Muaviye’nin halifeliğini kabul etti. Böylece İslâm dünyasında birlik sağlandı. Fakat Sıffin Savaşı’ndan sonra Hz. Ali’den ayrılan ve Hâricîler olarak nitelendirilen karşıt grup isyanlarını sürdürdü. Hz. Ali taraftarlarının da Emevîler tarafından onlara karşı savaşmakla yükümlü tutulması bu kesim arasında hoşnutsuzlukların ve kargaşalıkların yaşanmasına yol açtı. Kimi valiler isyancılara karşı hoşgörülü kimileri de sertlik yanlısı bir politika izlediler. Muaviye b. Ebû Süfyan döneminde ; Büyük ölçüde ülkede istikrar korundu. İslâm dünyasında Hz. Osman’ın öldürülmesinden sonra ortaya çıkan istikrarsızlığın sonucunda bozulan dış politika da düzene girdi. Daha önce Bizans’a vergi vermek zorunda kalan İslâm dünyası yalnızca bu yükümlülükten kurtulmakla kalmayıp aynı zamanda Anadolu ve Ermenistan topraklarında, Horasan-Maveraünnehir ve Hindistan’da, Kuzey Afrika’da sınırlarını genişletti. İç ve dış politikada önemli başarılar kazanan Muaviye b. Ebû Süfyan bazı kesimlerin hoşnutsuzluğuna rağmen oğlu Yezid’i veliaht yaparak İslâm dünyasında saltanata giden yolu açarak Emevîler Devleti’ni kurmuş oldu. b. İç Karışıklıklar Dönemi Muaviye b. Ebû Süfyan’ın 680’de ölümü üzerine yerine geçen oğlu Yezid b. Ebû Süfyan döneminde; İslâm dünyasında büyük iç karışıklıklar yaşandı. Buna paralel olarak ülkenin sınır güvenliği de bozuldu. Kûfelilerin halife edecekleri vaadiyle şehirlerine çağırdıkları Hz. Hüseyin b. Ali burada Kerbelâ denilen yerde Yezid b. Muaviye’nin askerleri tarafından yakınlarıyla birlikte 680’de öldürüldü. - Bu olay İslâm dünyasında Şiîliğin mezhep olarak ortaya çıkışında önemli rol oynadı. - Emevîlerin Müslüman kamuouyunun desteğini önemli ölçüde kaybetmelerinin de yolunu açtı. - Hanedânın yıkılışına kadar önemli bir toplumsal sorun olarak Emevîlerin sürekli karşılarına çıktı. Hicaz’da çıkan isyanların kanlı bir şekilde bastırılması, Kâbe gibi kutsal yerlerin tahrip edilmesi Müslüman kamuoyunda Yezid’e karşı tepkilerin daha çok artmasına neden oldu. Kabilecilik, bölgeler arası rekabet ve dinî anlayış farklılıkları nedeniyle İslâm dünyası bir ateş topuna dönüştü. Yezid’in öldüğü 684 yılında Suriye dışındaki bölgelerde Emevî hakimiyeti pek kalmadı. İslâm dünyasının büyük bölümü Abdullah b. Zübeyr’in kontrolüne geçti. Yezid’in yerine geçen II. Muaviye bile halifeliği ona devretme eğilimi gösterdi. II. Muaviye’nin yalnızca üç ay kadar süren halifeliğinin ardından ölmesiyle Emevî tahtına Mervan b. Hakem geçti. Böylece Emevîler tarihinde Mervânîler dönemi başlamış oldu. 2. Mervânî Emevîler Dönemi____________________________ a. Kuruluş Dönemi Mervan b. Hakem , Mervan b. Hakem, Abdullah b. Zübeyr’e bağlı bulunan Mısır’ı ele geçirerek Emevî Hanedânı’na bağlı iktidar çevrelerinde İslâm dünyasında yeniden hakimiyet kurabilecekleri umudunun doğmasını sağladı. Bu sayede söz konusu iktidar çevrelerinin güvenini kazanan Mervan b. Hakem veliaht değişikliğine giderek kendi oğulları Abdülmelik ile Abdülaziz’i veliaht yaptı. Bu dönemde Kuzeyli-Güneyli adı altında Emevîlerin yıkılışına kadar sürecek kabileler arası çatışmalar başladı. 685’te ölen Mervan b. Hakem’in yerine oğlu Abdülmelik b. Mervan geçti. c. Yükseliş Dönemi Abdülmelik b. Mervan İslâm dünyasında birliği sağlayarak Emevî Devleti’ni yeniden toparlamayı başardığından dolayı Muaviye b. Ebû Süfyan’dan sonra ikinci kurucu olarak nitelendirilmektedir. Muhtar es-Sakafî’nin Abdullah b. Zübeyr’in kardeşi Mus’ab tarafından ortadan kaldırılmasıyla Abdülmelik b. Mervan bir karşıt gruptan kurtuldu. Ardından Irak’ta Mus’ab’ı, Hicaz’da da Abdullah b. Zübeyr’i yenilgiye uğratarak İslâm dünyasının büyük bölümünü kontrolü altına aldı. Diğer karşıt gruplar Şiîler ve Hâricîlerin etkinliklerini de zayıflatarak Emevî Devleti yeniden ilk zamanlardaki gücüne kavuştu. Abdülmelik b. Mervan’ın Irak-Horasan Genel Valisi Haccac’ın sert yönetimine dayanamayıp isyan eden Abdurrahman b. Eş’as’ın isyanı da sona erdirildi. İç barışı sağlayan Abdülmelik b. Mervan sınır ötesi askerî faaliyetlere de önem verdi. Anadolu, Kuzey Afrika veErmeniye topraklarında fetih girişimlerinde bulundu. 685’de Abdülmelik’in ölümü üzerine yerine Velid b. Abdülmelik halife olarak geçti. Velid b. Abdülmelik Babası döneminde başarılı hizmetler yapmış olan devlet adamlarını ve komutanları görevlerinde bıraktı. Bu sayede İslâm tarihinin ikinci büyük fetih hareketini gerçekleştirmeyi başardı. (Maveraünnehir’de, Hindistan’da, Anadolu’da, Kuzey Afrika ve İspanya’da büyük fetihler yapıldı. Ülke sınırları Türkistan’dan Fransa içlerine, Anadolu’dan Hindistan’a kadar genişledi.) Velid de veliaht değişikliğine gitmek istediyse de bu konuyu sonuçlandıramadan 715 yılında ölünce veliaht kardeşi Süleyman b. Abdülmelik halife olarak onun yerine geçti. c. Duraklama Dönemi Süleyman b. Abdülmelik Halifelik makamına geçince ilk iş olarak zorla veliahtlıktan alınma girişiminde Velid b. Abdülmelik’e destek veren valileri tasfiye etti. (Deneyimli ve işlerinde başarılı olan komutan ve valilerin kişisel nedenlerle cezalandırılması hem dış politikada duraklamaya hem de kabileler arası iç çatışmalara yol açtı. Kabileler arası çatışmaların artmasına neden oldu.) Dış politikada ise bu dönemde başarısız bir İstanbul kuşatmasının dışında öne çıkan bir olay görülmemektedir. 717’de ölüm döşeğindeyken dindarlığıyla bilinen ve veliahtlıktan alınmasına karşı çıkarak kendisine destek veren Ömer b. Abdülaziz’i veliaht olarak atadı. Ömer b. Abdülaziz Halife olunca karşıt grupların sorunlarını kökten çözmeye çalıştı. Hiçbiri hakkında saygısız ifadeler kullanılmasına izin vermedi. Devletin olanaklarından herkes gibi onları da yararlandırdı. Mevalî’nin de Arap Müslümanlarla eşit haklara sahip olmasını sağladı. Onun bu tutumu yaklaşık üç yıl süren halifeliği döneminde ülkede barış rüzgarlarının esmesine yol açtı. Karşıt gruplar, Halife’nin samimi yaklaşımına silahlı mücadelelerini bırakarak karşılık verdiler. Başka dinlerden olan vatandaşlarına daha fazla dinî özgürlükler tanıdı. Onun yönetim konusundaki bu tutumu gayrimüslim vatandaşlar arasında Müslüman olanların sayısını kat kat artırdı. Kuzey Afrika ve Endülüs tarihinde önemli bir yere sahip bulunan Berberîler ile daha sonra İslâm dünyasının liderliğini yapacak Türkler arasında İslâm dini hızla yayıldı. Ömer b. Abdülaziz’in 720’de ölümü üzerine onun yerine Yezid b. Abdülmelik geçti. Yezid b. Abdülmelik Onun döneminde eski yönetim anlayışına dönüldü. Kabileler arası çatışmalar yeniden hız kazandı. Karşıt gruplar tekrar silaha sarıldılar. Kendilerinden eskisi gibi ağır vergiler alınmak ve devlet olanaklarından yoksun bırakılmak istenen Mevâlî, ülkenin birçok yerinde isyan etti. Zamanının halkın sorunlarından uzak ve saray eğlenceleriyle geçiren Yezid b. Abdülmelik 724’te ölünce yerine Hişam b. Abdülmelik geçti. Hişam b. Abdülmelik Yirmi yıl halifelik görevinde bulunan Hişam b. Abdülmelik, Emevîlerin etkili halifelerinden biri olarak değerlendirilmektedir. Yezid b. Abdülmelik sonrası devlet yeniden bir toparlanma sürecine girdi. Fakat onun devletin gücünü daha çok ekonomik imkanlara bağlı görme anlayışı nedeniyle özellikle mevâlîden daha çok vergi alma politikası zulme varan uygulamalara yol açtı. (Bu da zamanla toplumsal huzursuzlukların artmasında tetikleyici rol oynadı. Karşıt gruplar bu huzursuzluktan yararlanarak isyanlarının kapsam alanını genişletti.) Hişam b. Abdülmelik’in halifelik döneminin sonuna doğru devletin temelleri yeniden sarsılmaya başladı. Maveraünnehir’de Müslüman olmayan yerel Türk kuvvetlerinden Türgişler’le de işbirliğine giden isyancılar ve mevâlî bölgedeki birçok şehri ele geçirdi. Bu durum Emevî Devleti’ni yıkmak amacıyla eylemlerini gizlice yürüten Abbasîler’i güçlendirdi. Dış politika alanında da komşu ülkelerle yapılan sonuçsuz savaşlar ülke ekonomisinin zayıflamasına yol açtı. Hişam b. Abdülmelik’in 743’te ölümü üzerine yerine Velid b. Yezid geçti. d. Yıkılış Dönemi Velid b. Yezid Velid b. Yezid’in eğlenceye düşkünlüğü ve halkın sorunlarına ilgisizliği, Hişam b. Abdülmelik döneminin sonlarına doğru etkisini göstermeye başlayan karışıklıkların şiddetini artırmasına neden oldu. Hişam’ın büyük önem verdiği hazineyi hesapsız harcamaları sonucunda tüketmesi, bazı devlet yöneticilerinin de yolsuzluk olaylarına karışmasına yol açtı. Sonuçta 744’te Yezid b. Velid’in önderlik ettiği bir isyanla iktidardan uzaklaştırılıp öldürüldü. (Böylece ilk defa bir Emevî Halifesi kanlı bir ihtilalle aynı aileden biri tarafından devrilmiş oldu.) Halifeliği ülkenin ancak yarısında kabul görmüş ve Horasan, Ermeniye, Azerbaycan gibi bölgelerden biat alamamış olan Yezid altı ay sonra vefat ettiği için yerine kardeşi İbrahim b. Velid geçti. İbrahim b. Velid Kelb Kabilesi tarafından desteklenen İbrahim b. Velid de yalnızca Şam’da halife olarak benimsendi. Kays Kabilesi tarafından desteklenen Ermeniye ve Azerbaycan Valisi Mervan b. Muhammed tarafından 744’de iktidardan uzaklaştırıldı. Mervan b. Muhammed Mervan b. Muhammed’in yaklaşık beş yıl süren halifelik döneminde geçmişten beri süre gelen Hâricî ve Hz. Ali taraftarlarının isyanlarına hanedân üyelerinin iktidarıele geçirme girişimleri de eklendi. Horasan’da Nasr b. Seyyar’ın yenilgiye uğramasıyla başlayan ve 750 yılına kadar süren yenilgiler sonucunda Abbasîler iktidarı ele geçirdi. Son Emevî Halifesi Mervan öldürüldü ve Ebu’l -Abbas halife ilan edildi. Böylece Emevî Devleti sona erip yerine Abbasîler Devleti kuruldu. Emevîler, Velid b. Abdülmelik döneminde 711-712 yıllarında Pireneler’e kadar Endülüs adını verdikleri İspanya topraklarını Vizigotlar’ın elinden aldı. Endülüs, 750 yılında yıkılıncaya kadar Emevî Devleti’nin hakimiyetinde kaldı. 1. Emirlik Dönemi I. Abdurrahman 756 yılında Emevî ailesinden I. Abdurrahman burada Endülüs Emevî Devleti’ni kurdu. Yemenliler, Berberîler, Sakâlibe gibi etnik toplulukları ve eski vali Yusuf el-Fihrî’yi yenilgiye uğratarak, onlar arasında dengeli bir siyaset takip ederek Endülüs’te hakimiyetini sağlamlaştırdı. Ordusunu Kuzey Afrika’dan getirttiği murtezika adı verilen paralı askerlerden ve abîd adı verilen harp esirlerinden oluşturdu. Franklar karşısında da sınır güvenliğini sağladı. 788’de öldüğünde yerine geçen oğlu I. Hişam’a iç çekişmeleri önemli ölçüde azalmış, gözünü dış politikaya çevirmiş bir devlet bıraktı. I. Hişam I. Hişam Pireneleri aşıp İspanya’nın kuzeyinde fetih girişimlerinde bulundu. Malikî mezhebine resmiyet kazandırdı, din bilginlerini devlet yönetiminde etkin bir konuma getirdi. Onun döneminde yerli halktan Müslüman olup muvelledûn adıyla anılanların sayısında hızlı bir artış yaşandı. 796’da ölen I. Hişam’ın yerine oğlu I. Hakem emir oldu. I. Hakem I. Hakem yönetimde din bilginlerine babası gibi bir ayrıcalık tanımaması din bilginlerinin önderliğinde muvelledûn denilen kesimin ayaklanmasına yol açtı. Ayrıca Arap ve Berberîlerin de ayaklanması ülke barışını tehdit eder bir konuma geldi. 801’de Berşelûne Frankların eline geçti. II. Abdurrahman I. Hakem’den sonra 822 yılında emir olan oğlu II. Abdurrahman ülkenin istikrar ve güvenliğinin korunmasına büyük önem verdi. Bu dönemde I. Hakem döneminde olduğu gibi pek iç karışıklık ve isyanlar yaşanmadı. (Böylece ülke ekonomi ve uygarlık alanlarında büyük ilerlemeler katetti. Sınır güvenliğini yeniden sağladı.) Muhammed 852 yılında II. Abdurrahman’ın yerine geçen oğlu Muhammed ilk yıllarda miras aldığı refah düzeyi yüksek barış ortamını koruyabildi. Sonraları yönetim kadrosunda deneyimsiz kişileri geniş yetkilerle donatmasının sonucu olarak ülkede istikrar ortamı bozuldu. (Önceden olduğu gibi Muvelledûn, Araplar ve Berberîler yeniden ayaklandı.) Önü alınamayan bu ayaklanmalar Muhammed’in 886’da ölümünden sonra da emirlik makamına geçen Münzir ve Abdullah dönemlerinde de etkisini artırarak sürdü. Sonuçta görünüşte merkeze bağlı olmakla birlikte kendi başına buyruk hareket eden devletçikler ortaya çıktı. Endülüs, Hıristiyan krallıklar karşısında korunmasız ve çaresiz bir konuma düştü. 2. Halifelik Dönemi III. Abdurrahman Devletin buhranlı dönemi ancak 912’de tahta geçen III. Abdurrahman’ın başarılı yönetimi sayesinde sona erdi. O, on yılı aşkın bir süre içinde ülkede yeniden birlik ve beraberliği sağladı. Fatımî halifelerine karşı da mücadele etmeyi planlayan III. Abdurrahman, onlar karşısında siyasî bakımdan aynı düzeyde bir mücadele yürütebilmek için 929’da halifeliğini ilan etti. Böylece Endülüs Emevî Devleti’nde halifelik dönemi başlamış oldu. Fatımîlere karşı Kuzey Afrika’da bulunan sünnîler ve Berberî kabileleriyle işbirliği yaptı. Ülkesinin ekonomik refah düzeyini yükseltti. 961’de öldüğünde yerine geçen oğlu II. Hakem’e hem iç hem de dış siyasette saygınlığı artmış bir ülke bıraktı. II. Hakem II. Hakem de ülkenin medeniyet düzeyini yükseltti. Endülüs’ü İslâm medeniyetinin en gözde devleti haline getirdi. II. Hişam II. Hakem’in 976’da ölümünden sonra yerine çocuk yaşta olan II. Hişam’ın geçmesiyle Endülüs Emevî Devleti’nde kontrolü ele alan Hâcib Muhammed b. Ebû Âmir ile başlayan ve iki oğlu Abdülmelik ile Abdurrahman zamanlarında süren Âmirîler dönemi (976-1008) ortaya çıktı. Arapların ve Sakâlibe’nin yerine paralı Berberî askerlerin sayısını artırdı. İcraatlarından ismi konulmamış bir halife gibi hareket ettiği anlaşılan Muhammed b. Ebû Âmir, kendi adına para bastırdı ve hutbe okuttu. Hem ülke içindeki karşıt gruplarla hem de Hıristiyan krallıklarla başarılı bir mücadele yürüttü. III. Hişam Muhammed b. Ebû Âmir ölmeden önce yerine oğlu Abdülmelik’in hâcib olarak atanmasını sağladı. Böylece Halife III. Hişam üzerinde kurduğu nüfûzu oğlu sürdürdü. Abdülmelik, Hıristiyan krallıklara düzenlediği başarılı seferlerle hem onlar üzerindeki etkinliğini sürdürdü hem de elde ettiği ganimetlerle ülkenin ekonomik düzeyini yükseltti. Abdülmelik’in 1008’de ölümü üzerine hâciblik makamına üvey kardeşi Abdurrahman b. Ebû Âmir geçti. Abdurrahman’ın aşırı ihtirası hem Âmirîler döneminin sona ermesine hem de Endülüs Emevî Devleti’nin yıkılış sürecine girmesine yol açtı. Sayıları kontrolsüz artan Berberî askerlerin Kurtuba halkını rahatsız etmesi 1008’de genel isyana neden oldu ve Abdurrahman b. Ebû Âmir öldürüldü. Halife III. Hişam ise kayıplara karıştı. Ortaya çıkan otorite boşluğu tüm çabalara rağmen sağlanamadı ve 1031’de Endülüs Emevî Devleti sona erdi. Onun yerinde Mülûku’t-Tavâif adı verilen birçok devletçik kuruldu. Müslümanların her geçen gün daha zayıf düşmeleri Hıristiyan krallıkların Endülüs’ü şehir şehir yeniden ele geçirmeye başlamalarına yol açtı. Özellikle 1085’de Tuleytula’nın elden çıkması Müslümanlara büyük bir darbe indirdi. Bunun üzerine Müslüman iktidar kavgasını bir yana bırakıp Murâbıtlardan yardım istediler. Murâbıt Hükümdarı Yusuf b. Taşfin Endülüs’te barış ortamını yeniden kurdu ve sınır güvenliğini sağladı. Altmış yıl süren bu Murâbıt hakimiyetinin ilk yirmi beş yılı istikrarlı geçti. Ancak 1147’de Kuzey Afrika’da Murâbıtların yıkılışıyla birlikte Endülüs’te de karışıklıklar yeniden başladı. Bunun üzerine aynı yıl Endülüs’te Muvahhidler hakimiyet kurdu. Endülüs’te Müslümanların yeniden kontrolü sağlamaya başladığını gören Hıristiyanlar bir haçlı seferi düzenlediler. 1212’de Müslümanları ağır bir yenilgiye uğratıp Endülüs şehirlerini yeniden ele geçirmeye başladılar. Kuzey Afrika’da da zor duruma düşen Muvahhidler Devleti haçlı işgalinden sorumlu tutularak çıkarılan isyanlar sonucunda 1229’da Endülüs’te hakimiyetini kaybetti. Hıristiyan krallıklarının işgallerinden yalnızca Muhammed b. Nasr’ın Gırnata’da kurduğu (İlbîre’den Ronda’ya kadar sahil şeridi boyunca uzanan) Ahmerîler Devleti kurtuldu. Bu devlet birleşik İspanyol ordularınca 1492 yılında yıkılıncaya kadar egemenliğini sürdürdü. Bu tarihten sonra İspanya’da kalan Müslümanlar, Hıristiyanlaşanlar da içinde olmak üzere yüz yılı aşkın bir süre sıkıntılar içinde burada yaşadıktan sonra 1609 yılında ülkeden sürgün edildiler.
__________________ Büyükler fikirleri, Ortalar olayları, Küçükler kişileri tartışır.
|