18 Ocak 2014, 20:18
|
Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 25542 Üyelik T.:
04 Şubat 2013 Arkadaşları:8 Cinsiyet: Mesaj:
72 Konular:
44 Beğenildi:39 Beğendi:3 Takdirleri:163 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Cemaat ve Devlet/Bedia Özdemir Tokel Cemaat ve Devlet/Bedia Özdemir Tokel Cemaat ve Devlet Gurbet insanlarının Türkiye siyasetiyle her zaman yakın bir ilgisi var.Öyle ki gurbet insanları Türkiye'de ne olup bittiğini günbegün takip eder ve en ince siyasi manevralara kadar bilir.Fakat yaşadığı ülkeye ait oluşumları Türkiye kadar bilmez ve takip etmez. Türklerin yşadığı değil de geldiği ülkenin siyasetine böylesine yoğun ilgisi başka hangi millete nasip olmuştur bilmem! Bugünlerde Türkiyede olan son siyasi çalkantılar tüm Dünya'nın , özellikle de Avrupa Müslümanlarının dikkatini çekiyor.Dershaneler meselesi ile başlayan ve oldukça organize biçimde ilerleyen gelişmeler var.Sosyal medyayı kullanarak oldukça etkili gündem oluşturan siyasi taraflar işin dozunu kaçırdılar. Müslümanların arasındaki ihtilafın ilk önce Müslüman düşmanlarının işine yaradığını unutmamak gerek.Mesela Uğur Dündar'ın bizim yapamadığımızı Hizmet yaptı diyerek İktidar ile Hizmet arasındaki olaylarda hizmeti alkışlıyor.Yıllarca İslam düşmanlığı yapmış kişilerin hangi safta durduğu bize bir şeyler söylemiyor mu? Dershaneler meselesiyle başlayıp ,kaset,yolsuzluk ,bakanların görevden alınmasıyla devam eden gelişmeler işin ciddiyetini de gösteriyor.Konu dershaneler değil.Sadece eisbergin görünen kısmı. Ve sonunda olanlar oldu ve Müslümanları son derece üzen beddua kasedi çığ gibi yayıldı.Bu beddua öyle oldu ki sayın Gülenin kendi cemaatini de utandırdı ve onları savunma psikolojisi içine sürükledi.Cemaatten kopmalar da oldukça fazla oldu. Çünkü Arakan'da Müslümanlar yakılırken,Bangladeşte Müslüman alim idam edilirken,İsrail Filistinlilerin evlerini başlarına yıkarlarken,17 yaşındaki Esma hainler tarafından şehit edilirken,Suriye'de çocuklar açlık ve soğuktan ölürken,28 Şubatta Erbakan Hoca darbeyle görevden alınırken,başörtülüler yıllarca okullardan atılırken ,Laikçiler yıllardır Müslümanlara göz açtırmamışken,Müslümanlar emperyalist güçlerin zulmü altında inim inim inlerken ;kimseler böyle bir bedduayı hak etmemişlerdi de ,Niçin bu beddua Müslüman kardeşlerine yapılmıştı? Ben cemaatleri ,üç şeyin başarısızlığa götürdüğünü düşünüyorum. 1-Kol kırılır yen içinde kalır anlayışı ki bu sebeple cematin içindeki hatalar konuşulamaz ,konuşanlar hain ,casus ,bizden değil yaftasıyla dışlanırlar. Ve bu hatalar ,yanlışlar konuşulmadığı için eksikler eksilmez artar.Kangren haline dönüşür. 2- İşi ehline vermemek ,Eğer bizden değilse ,ehil de olsa görev vermemek,bizden ama vasıfsız olanı tercih etmek. 3- Sorgusuz sualsiz itaat;İşte burda da sömürmeler başlıyor. Bir kısım Nur Talebeleri Said Nursi mütevaziliğini esas alarak sınırlı bir çerçevede faaliyetlerini sürdürürken,diğer büyük grup ise Fethullah Gülenin etrafında devasa bir yapıya ulaşmıştı. Tabanda Allah rızası için büyük fedakarlıklarla çalışan temiz gençlerle ,varlıklı ve nüfuzlu tavan arasında büyük farklar vardı. Bir cemaat Hakkın rızasından çıkmadan Hizmet etme anlayışında kaldığı müddetçe kendi aslı yapısı içinde kalır .Bu cemaat yapıları Ticari kaygılara dönüştüğü zaman ise artık gayesinden çıkmış,hedefinden şaşmış olur.Din istismarı söz konusu olur ki başarısızlığın ilk adımıdır. Bu son Türkiye olaylarıyla iyice anlaşılmış oldu ki İslam Ümmet Birliğinin önündeki en büyük engel ;bize yıllardır öğretilen dış güçler değil, Müslüman cemaatlerin içindeki düzeltilemez yanlışlar ile Müslüman ahlak anlayışımızın ve zihin kodlarımızın yanlışlığıdır.. Bazı cemaatlerde kullanılan dil -aslında çoğu cemaatlerde-''biz gerçeğiz gerisi yalan'' anlayışı ,insanlarda ümitsizliğe ,kaosa ve sevgisizliğe yol açıyor.Bunun yerine daha birleştirici bir dil kullanmak zorundayız.''Cemaatimiz'' anlayışı ''Ümmet'' anlayışından önce geliyorsa bir zihin problemimiz var demektir. ''Şefaat hakkım olsaydı ecevite kullanırdım'' ,''Mavi Marmara olaylarında otoriteden izin alınmalıydı'' sözleri unutulmayan sayın Gülen, bu bedduasıyla da yıllar sonra hüzünle hatırlanacaktır. Şimdilerde en çok ihtiyacımız olan şey, hakikatleri görebilecek ,taassuptan arınmış bir akıl ve ferasettir ki asıl savaşın iktidar savaşı değil, Emperyal güçlere karşı yapılan ,bağımsızlık savaşı olduğunu unutmasın. Bedia Özdemir Tokel/Eğitimci Yeni Hareket Gazetesi /Viyana [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
| |