* Mürşid, ehli keşifden ise, kalblerin kemalatını ve adabını, nefsani hastalıkları ve afetlerini bilmesi gerekir. Şayet ehli keşif değilse müride arız olan hallerden veya görünüşünden bunu bilmelidir. (Esad Erbilli-k.s-)[BEDİİA ÖZDEMİRTOKELDEN ALINTI]..
Keşifin manası..DİREK ALLAHTAN ARACISIZ BİLGİ[VAHİY] ALMAK DEMEKTİR...
yunus emrenin İLİM İLE HİKMET İLE KİMSE ERMEZ BU SIRRA beyiti ve diğer aşırı tasavvufçuların buna benzer söylemleri çoktur..
halbuki Allah ,Rasullerine bile İLİM VE HİKMETİ sadece verdiğini söylemişken aşırı tasavvufçular Rasulleride geçme iddaları olan MARİFET VE KEŞF İDDALARIYLA DİREK ALLAH TAN BİLGİ ALDIKLARINI VE ZAMAN SONRADA FENAFİLLAH [VAHDEDİ VUCUD]YANİ ALLAH İLE BİRLEŞİP,ALLAH OLDUKLARINI İDA ETMİŞLERDİR..Muhyittin arabinin Allah ın cübbesinin altında,yani kendisi olduğunu söylediği ve hallacın ENEL HAK,dediği gibi....
Aşırı tasavvufçuların iddalarından biride,ehli sünnet olma iddasıdır,halbuki ehli sünnetle alakaları olmadığı gibi,kuran ve sünnetten yoksun heva ve heveslerinin ürünü olan batıl anlayışları ve yorumlarıyla aşırılıktan öteyede gidememişlerdir...
Yukarda musa as ve salih kul[hızır] as arasındaki ve sadece musa as ma, has olan bi durumu kendilerine delil vermelerindeki sebebte ne kadar heva ehli olduklarını ve kuranı kendi hevaları yolunda kullandıklarını,YANİ MUSA AS ma gelen salih kul[hızır]ın, GELENİN KENDİLERİNE ,MÜRŞİT EDİNDİKLERİNEDE GELDKLERİ İDDASINDA OLDUKLARI İÇİN BU KISSAYIDA ÖRNEK VERMEKTEN KAÇINMAZLAR,MAALSEF...
Kısacası aşırı tasavvufçuların bu aşırılıklarını saymakla bitiremeyiz......hatta öyle bi hale bürünmüşlerdirki günümüz aşırı tasavvufçuları müritlerini mürşit dediklerine köle olmaya bile çağırmış ve bunun farz,vacip olduğunuda çekinmeden söylemiş ve söylerler...