Baas tarafından yapılan darbeler,Hafız Esad'ın (Sovyetler yardımıyla 1970'de rejim içi) darbeyle Devlet yönetimine gelmesi, Sünnilere yapılan zulüm ve cinayetler, Türkiye düşmanlığı, PKK'ya destek vermesi ,İsrailin Golan tepelerini işgal etmesine rağman sessiz kalması ve ardından tüm Müslümanların nefretini celbeden ,Hama ve Humus katliamlarında 50 bin insanı katletmesi ;Hafız Esat'lı Suriyenin ,tarih sayfalarına ve Müslümanların hafızalarına kazınmıştır.
2000 yılında Hafız Esadın ölümüyle ,yerine geçen oğlu Beşar Esad ise , babasına nispetle daha barışçıl bir siyaset izlemiş,lakin önceden kalan zulüm mirasının büyük etkisiyle ,hemde İsrail'in güvencede kalabilmesi için oynanan ''büyük oyun'' sebebiyle de ülkenin iç savaşa gitmesini engelleyememiştir.
Tunus'tan başlayarak Bütün Arap Dünyasına yayılan Arap baharı ,Mart 2011'den bu yana Suriye'ye de sıçramış durumda . Yıllarca baskı ve diktatörlükten bunalmış olan Ortadoğu'da ve Suriye'de , protestolar , gösteriler, ayaklanmalar başladı.Fakat bu ayaklanmalar , kanlı bir biçimde bastırıldı.21 Ağustosta, binlerce masum insan Kimyasal silahlarla katledildi. Ve Suriye Uluslararası Koalisyon tarafından bombalanmasına kesin gözüyle bakılırken ,Rusyanın devreye girmesiyle ,askeri müdahale ertelendi.Esad rejiminden ellerindeki kimyasal silahları teslim etme taahhüdü alındı.
Zaten Ortadoğu için stratejik öneme sahip olan Suriye ;Türkiye ,İran ve Arap Dünyası ile ilişkileri açısından da çok önemli ve kilit bir Ülkeydi.Bu yüzden bütün Dünyanın gözü Suriye üzerindedir.
Suriye Tüm Dünyanın dikkatlerini üzerinde toplarken,ayaklanmaların sebebi; baskıyla yönetilen halkların, ''HAK'' arayışı mıydı yoksa Emperyalistlerin,İsrail'in güvenliği için ,civar ülkeleri ''böl-parçala'' taktiği miydi?
İsrail Filistin'i işgal edip,yani bugünkü yerinde bulunmasaydı,Ortadoğuda bütün bu olanlar yine olurmuydu?
Batılı ülkeler ;yönetmek istedikleri ülkeleri en zayıf noktalarından vururlar ,silah olarak en problemli meseleyi kullanırlar.Türkiye'de olduğu gibi Suriye'de de Batılıların en iyi kartları Kürtler olmuştur.Ondan sonra da mezhepler..PKK,PYD,Şii,Sünni,Alevi bu böyle devam eder.
Şimdi tamamen mezhep kavgasına dönüşmüş iç savaş sebebiyle bütün gözler Suriye üzerindedir. Takatsiz kalmış yaralı hayvanın etrafında dolaşan vahşiler gibi ,Bütün emperyalistlerin gözü Suriye'dedir. Batılılar, kendilerine ne kadar pay düşecek bunun hesaplarını yapıyorlar..
İç savaş sebebiyle birbirlerini öldüren Müslümanlar umurlarında değil,çünkü kendi köşe yazılarında da açıkça yazmaktan çekinmedikleri (bırakın birbirlerini öldürsünler,Müslüman sayısı azalır.) gibi insanlıktan uzak beyanlarda bulunuyorlar.
Ortadoğu kazanında Fitne ateşi yakılalı , uzun zaman oldu.Şimdi ise Suriye'deki fitnecilerin akıl hocaları;Hain İngilizler,Amerika ve İsrail,para babaları Suud,Kuveyt ,Birleşik Arap emirlikleri ve Katar.
Suriye'yi anlamaya çalışan herkes Savaşın sebebi için çeşitli yorumlarda bulunurken; her ülke kendi penceresinden bakıyor.
Suriye rejimi ;
Esad ‘Bu savaş emperyalizmle Suriye halkı arasında bir savaştır’ diyor”
Esad, ‘Suriye’deki çatışma muhaliflerle bizim aramızda bir çatışma olsaydı bunu müzakere ile çözmeye çalışırdık ama bu emperyalizmin, dinci örgütlerle birlikte Suriye’ye açtığı bir savaştır ve biz onlarla savaşıyoruz’ diyor.
Suriyede bulunan haber ajanslarının yüzde 80'i Esadı memnun edecek haberleri sunuyor.
Türkiye açısından Suriye;
Suriye konusunda aceleci davranan Başbakan Erdoğan ,Bütün Suriye siyasetini Esadın gitmesi üzerine kurarak,Suriye muhalefetini destekliyor.Lakin aynı zamanda başedemeyeceği bir mülteci akınına uğramaktan, PKK'nın kuzey Suriye'ye üslenmesinden de endişe duyuyor.
Asıl aktör Amerika için Suriye ne demek?;
ABD sadece Ortadoğuya değil,tüm Avrasya'ya hakim olmak istiyor.Kısa zaman öncesine kadar da rakipsiz olan ABD; Rusya ve Çinin kendisine rakip olması karşısında onlarla birebir savaşı tercih etmiyor.Bunun yerine ,onların nufüzünün olduğu ülkelerle savaşarak hem kendi silah stoklarını eritiyor,böylelikle ekonomisini de canlandırmış oluyor.Çünkü Çin ekonomik olarak güçlendikçe ABD'nin pazar payı azalıyor.Rusyanın ise giderek artan Ortadoğu'da ticari hakimiyeti Washington'u oldukça rahatsız ediyor.
Pentagon Savunma Planlama Rehberi,1992'de ABD amacının kendine rakip bir gücü engellemek olduğunu rapor etmişti.
ABD Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi de 2002'de Kendine rakip gücü engellemek için savaşa başvuracağını bildirmişti.
2008 Mortgage krizi 3.Dünya savaşının sinyallerini veriyor.ABD,Fransa ve İngiltereye karşı,Rusya ve Çin bulunuyor.Bu ülkeler olası bir savaşa karşı en güçlü kimyasal silahları üretip,özenle saklarken ,Suriye'ye ''kimyasal silahları teslim et! ''denilerek kınanıyor .Ya da kimyasal silahları muhalifler mi kullandı? Yoksa esad rejimi mi ?belli değil '', diyerek kafa karışıklığı yaratılmak isteniyor.Kimyasal silahı kullanan tarafı bulmak için ''mahkemeler kurulsun!'' diyerek tam bir tiyatro oynanıyor.Zaten doğru haber kaynaklarına ulaşamayan ,ulaşsa da batı kaynaklarından tercüme edilmiş yayınları referans almış Müslümanlarla alay ediliyor.
Başka bir sebep olarak ta ;Amerika ve Avrupa ,yaşadıkları bariz ekonomik krizi atlatma yöntemi olarak ;yine Ortadoğu'dan bir kurban seçti.Daha önce Irak ve Afganistanı kurban seçmeleri gibi. Böylelikle ;hem halkın dikkatlerini (savaş sebebiyle)başka yöne çekiyorlar.Hem de petrol ve doğalgaz rezevleri için de oldukça önemli geçiş yolu olan Suriye'de ticari faaliyetleri olan Rusya'ya iyi bir darbe vurulmuş oluyor.Kendilerine de petrol ve doğalgaz kapısı yine açılmış oluyor.
Avrupa'nın Suriye'ye bakışı;
Avrupa devletleri her zamanki iki yüzlülüğü ile olaya bakarak ,kendilerine düşecek pay için ellerini ovuşturuyor.Doğru bilgi kaynaklarından uzak açıklamaları yeğ tutarak kamoyunu sürekli yanlış bilgilendiriyor. Hem Mısır için ,hem Suriye hakkında ,Avrupa haberlerini izlediğimiz zaman Batı’nın tamamen yanlı ,tamamen taraflı bilgiler verdiklerini ve bilinçli şekilde ''korkunç bir İslam Algısı'' oluşturmak istendiğini görebiliyoruz.Bu İslam algısı Siyasetçiler,medya mensupları, akademisyenler,film yapımcıları,(çizgi flimler dahil) ,edebiyatçılar ,uzmanlar, gözlemciler, araştırma kurumları, lobi şirketleri gibi son derece geniş ve yaygın bir aktörler ağı tarafından üretilmektedir. Bu ağın ürettiği imajlara sadakatle inanan batı insanı, yalan ve kasıtlı haberlerle Müslümanlara karşı tavır alabiliyorlar.Dolayısıyle Ortadoğudaki karışıklık,batıda yaşayan Müslümanı da etkileyebiliyor.
(Avrupa'da yaşayan biri olarak) ;Bu İslam algısı,İslamafobiyle nerdeyse örtüşüyor.İslam hakkında doğru bilgi kaynaklarına ulaşmış ,objektif ,insaflı ,entellektüel ,ya da araştırmacı,akademisyene rastlamak neredeyse imkansız görünüyor.
İran penceresinden Suriye;
İran en büyük müttefikini kaybetmekten korkarken,Despot bir rejimle yönettiği ülkesinin ;Arap baharından, yani halkların uyanış hareketinden etkilenmesinden , ve sünni olmayan bir ülke olarak yalnız kalmaktan korkuyor, kaygı duyuyor.
S. Arabistan ve Katar neden muhaliflere destek veriyor ?
İran muhalifi Suudiler,İranın yalnız kalması için Suriye muhaliflerini kullanırken,İsrail'in bekası için Amerika da ,Suudları kullanıyor.
Katar'ın amacı ise Rusya gibi ,tamamen ekonomik nedenlerden kaynaklanıyor.
Emperyalistlerin şımarık çocuğu İsrail için Suriye;
Suriye savaşı sebebiyle, İsrailin geleceği güven altına alınıyor.Şımarık çocuk İsrail için tehlikeli ne varsa ortadan kaldırılmaya ya da ehlilleştirilmeye çalışılıyor.İsrail medyasında açıkça ifade ettikleri gibi Siyonizm'in planları sırasıyla ve başarılı bir şekilde uygulanıyor.
Siyonist düşünür Oded Yınon’un kitabından alıntı;
İsrail stratejik düşüncesinde, tüm Arap devletlerinin daha küçük parçalara bölünmesi hep tekrar tekrar görülen bir kavramdır. Örnek vermek gerekirse, Ze’ev Schiff, Ha’aretz’in askeri muhabiri (ve muhtemelen bu konuda İsrail’de en çok bilgiye sahip kişi), bir yazısında Irak’ta İsrail için olabilecek en iyi şeyin:” Irak’ın Şii ve Sünni devletler ve Kürt tarafının ayrılması” (Ha’aretz 6/2/1982) olacağını yazmıştır. Aslında planın bu yüzü oldukça eskidir.”
Burada eski plan olarak , 1920'deki Sevr'den bahsediyor.
İsrael Shakak'ın bu kitaba yazdığı önsözden alıntı;
''Bu kitap,benim fikrime göre, şu anki Siyonist rejimin (Sharon ve Eitan’ın) Orta Doğu için doğru ve detaylı planını temsil eder, bu plan tüm bölgenin küçük eyaletlere/bölgelere bölünmesi ve mevcut tüm Arap bölgelerinin yok edilmesidir.”
Yani etnik köken ve dini mezhep temelinde ayrıştırma ve savaştırma taktikleri.
Irak'la başlayan Mısırla devam eden parçalama planında elbette Suriye de var.
New York Times gazetesinden ,Robin Wright ;Irak, Suriye , Suudi Arabistan ,Libya ve Yemenin içinde bulunduğu 5 ülkenin 14 bölgeye ayrılacağını öngörüyor.
Suriye'nin geleceği bütün dünyayı, öncelikle bölge ülkelerini yakından ilgilendiriyor.
Sonuç olarak ;Ortadoğu ülkeleri mi parçaparça olacak ,(yoksa kendi çöküşlerini engellemek ,ve İsrail hegemonyasını Ortadoğuya dolayısyla Tüm Dünyaya yaymak için ,Ortadoğu ülkelerini savaş ateşinde yakmaya çalışan) Emperyalizm mi tarümar olacak? ,şahit olduğumuz zaman diliminde göreceğiz...
Zira ; Allah cc., şöyle buyurmaktadır:
"Onlar (inanmayanlar) bir düzen kurdular. Allah da (buna karşılık) bir düzen kurdu. Allah, düzen kurucuların en hayırlısıdır." (Ali İmran Suresi, 54)
Onların bir planı varsa, Allah'ında bir planı vardır." (Tarık: 15-16)
Bedia Özdemir Tokel, Viyana
''Suriye'den 40 Damla Kan ''kitabındaki yazım/[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]