15 Mart 2014, 17:38
|
Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 13402 Üyelik T.:
25 Şubat 2011 Arkadaşları:11 Cinsiyet:bayan Yaş:44 Mesaj :
7.406 Konular:
425 Beğenildi:2310 Beğendi:4896 Takdirleri:3818 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Bırak Artık Şu Meredi! Bırak Artık Şu Meredi! En iyi yapabildiğin, en istikrarlı olduğun, yapmaktan büyük bir haz aldığın ameli düşündün mü hiç? Namaz kılmak mı? Dua etmek mi? Sadaka vermek mi? Çok salavat getirmek mi? Hayır, “Haz aldığın” diyorum. Sen bunları yapmaktan zevk almıyorsun ki… Bu amelleri çoğu kez başından atmak, kurtulmak, “Yaptım oldu” demek için yapıyorsun. Bir nevi kendini aldatıyorsun… En iyi yapabildiğin, yapmaktan usanmadığın, yaparken zevkten dört köşe olduğun, uzmanı olduğun bir konu var ki senin, hiç bırakacağa benzemiyorsun. Gerçek şu ki kardeşinin etini yemek kadar mahir olduğun başka bir iş yok! Çiğ et yeme ustası gibisin! “…Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul edendir, çok esirgeyicidir.” (Hucurat/12) Tiksinmek mi? Hayır! Hiç tiksinmiyorsun. Tiksinsen bir daha yer miydin? Tiksindiğin halde gevelemeye devam eder miydin? Derdin ne ki senin? Sana zulmeden kimdir? Bunca cürmü haklı gösterecek hangi zulümdür? Allah’ı anlatırken kapılardan mı kovuldun? İslam’a çağırırken Rasulullah (s.a.v) gibi taşlandın mı, ayakların mı kanadı? Namaz kılıyorken sırtına içi pislik dolu işkembe mi atıldı? Her dışarı çıktığında başına kül mü saçıldı? Dalga geçip güldüler mi göz göre göre? Yüzüne “Meczup!” diye kimler haykırdı? Etini yediğin insanları düşün! Affedilmez hataları mı var sana karşı? Sen hiç öyle veya benzeri hatalar yapmadın mı? Günahların olmadı mı senin? Yada birgün aynılarını işlemeyeceğinden emin misin? Sevapların çok gelmiş de saçıp savurmak ister gibisin. Bugüne dek kimleri dolamadın ki diline. Yanından ayrılırken gülerek uğurladığın insanların arkasından ne kadar acımasızca konuştun. Falanın evi, filanın eşyası, onun karısı, bunun kocası… Şu komşu somurtkan, bu komşu görgüsüz… Hiç hataya düşmemiş, günaha bulaşmamış gibi davranıyorsun… Bölük pörçük bir hayat yaşıyorsun aslında. Müsrifsin! Çok sandığın, tükenmez sandığın hepsi bir kaç sayfayı doldurmayacak sevaplarını pervasızca saçıp savuruyorsun. Nasılda zevk alıyorsun kardeşini çekiştirirken. Nasıl da acımasızsın…“Miraca çıkarıldığımda bir topluma rastladım. Bakırdan tırnaklarıyla yüzlerini ve göğüslerini tırmalıyorlardı. “Bunlar kimlerdir, Ya Cebrail?” dedim: “Onlar insanların etini yiyenler ve şahsiyetlerini zedeleyenlerdir.” diye cevapladı.” (Ebu Davud) İçki gibi, uyuşturucu gibidir gıybet. Kötü bir bağımlılıktır. Bırakmak için azmetmek, sabretmek gerekir. Tam kardeşini çekiştirecekken dilini ısırmak, ağzını açmamacasına kapatmak gerekir. Zor iştir müslüman olmak… Kafana göre hareket edemezsin. Nefsinin kölesi olamazsın. Olursan kaybedersin. Dil belası ancak ateşle temizlenir. Ateşe düşmeden, tevbeye sığın. Güçlükle biriktirdiğin güzel amellerini bir hiç uğruna heba etme. Dünyaları verseler bir tane sevabını kimseye veremezsin ama sevmediğin nicelerine verdin sevaplarını. Hiç kimse senin cenneti kaybetmene değecek kadar değerli değil. Bir hiç uğruna Rıza-i ilahiden mahrum olma. Bırak artık şu meredi! CAHİDE SULTAN |
| |