02 Nisan 2014, 19:09
|
Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 40187 Üyelik T.:
20 Mart 2014 Arkadaşları:0 Cinsiyet:Erkek Memleket:Wan Yaş:42 Mesaj:
2.708 Konular:
316 Beğenildi:1428 Beğendi:590 Takdirleri:598 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | İman Özgürleştirir İman Özgürleştirir İnsan, imanın zarfı, âlemin mazrufudur. Âlemde insanın büyüklüğü, insanda sahih imanın büyüklüğü orandadır. İman insanda azalırsa, insan âlemde azar. NESİP HİÇYILMAZ “İmandır o cevher ki ilahi ne büyüktür. İmansız olan paslı yürek sine de yüktür” (Mehmet Akif Ersoy) İmanın varsa neyin yok? İmanın yoksa neyin var? Bireysel ve toplumsal yaşamın üzerinde belirleyici ve yönlendirici güce sahiptir iman. Yol gösterir, yön verir; eğitir ve öğretir. Sosyal, siyasal, ekonomik, hukukî, ahlakî ve uluslararası ilişkiler onun ekseninde şekillenir. İmanda eylem, eylemde iman var. Eylem, imanı güçlendirir; iman ise eyleme süreklilik kazandırır. Salih eylem sahih imanın neticesidir. Eylemin salih olabilmesi için imanın sahih olması gerekir. İmanla tezat teşkil eden eylem, imanı tahrip eder; hayatın ahengini bozar, itici ve incitici bir hal alır. Ruh ve beden gibi iç içedirler iman ve eylem. İman, eylemin ruhudur… İman eylemin “anası”, eylem imanın “ayna”sıdır. Eylemsiz iman makul, imansız eylem makbul değil. Tasdik ve tatbikin arasında interaktif bir ilişki var: Beslerken beslenir, beslenirken beslerler birbirlerini… Tasdik tatbikten, tatbik tasdikten bağımsız değil. Birbirlerine bağlı ve bağımlıdırlar. Tasdik gülse, tatbik onun kokusudur. Gül kokusuz olur mu? İman sorumluluk ister. Özgürleştiren imanın statikleşmeye tahammülü yok. İnsanda iman dinamikse, âlemde insan nasıl statikleşebilir? İnsanda iman atıl kalırsa, âlemde insan batıla girer. Dinamizmini yitirir… Yılgın ve yorgun düşer… Silikleşir… Düşünceleri geliştiren, toplumları değiştiren bilimsel derinlik, kavramsal zenginliklerden uzaklaşır. Yeterli ve geçerli olmayan mazeretlere sığınır. İmana zindan olan insan için dünya zindan kesilir. “Şaşılacak şey şu ki, zindanın anahtarı insanın kendi elindedir de insan zindanda mahpustur.” (Mevlana) İnsanlar dörde ayrılır: 1-İnanıyor fakat yaşamıyor(günahkâr Müslüman) 2-Yaşıyor ama inanmıyor (münafık) 3 Ne inanıyor nede yaşıyor (kâfir) 4 Hem inanıyor hem de yaşıyor (mümin) İnsan, imanın zarfı, âlemin mazrufudur. Âlemde insanın büyüklüğü, insanda sahih imanın büyüklüğü orandadır. İman insanda azalırsa, insan âlemde azar. İmanla değer bulan insan, âleme değer katar. Dünyaya mimar olabilmek için imana imar olmak gerek. İmana imar olmayan insanlar dünyaya mimar olamazlar. Dik yürüyen her beşer insan değil. Her beşeri insan kabul etmek insanlığa hakarettir. İnsanlık ulvi bir ufuktur; her beşerin kavuşup buluştuğu bir makam değildir. Beşer insanlık ufkuna yükselebildiği gibi kimi insanlar da insanlık denen ufuktan beşeriyet derekesine yuvarlanabiliyor. Beşeriyet cebrî, insanlık iradîdir. Beşer olarak doğmak akıl ve iradeyle taçlanan insan için eksiklik değil; eksiklik beşeriyet zemininde paslı çivi gibi çakılıp kalmaktır. İnsanlık makamına imanla yükselme iradesini göstermemektir. “İnsan kutsiyeti olandır.” (Cemil Meriç) İnsanın kutsiyeti Hak’la olan ünsiyetten gelir. Hakla olan ünsiyetini yitiren insan hakkın nezdinde kutsiyetini de yitirir. Gençse şehvetin, yaşlıysa şöhretin esiri olur. "Muhakkak ki iman edip Salih amel işleyenler, yaratıkların en hayırlısıdırlar."(el-Beyyine, 98/7) (FITRAT.COM Arşivinden..)
__________________ Ben sizi Allah’ın kitabına ve Resulü’nün sünnetine çağırıyorum: Gerçekten sünnet öldürülmüş ve bidat diriltilmiştir.Hz.Huseyin |
| |