Tekil Mesaj gösterimi
Alt 06 Nisan 2014, 11:41   Mesaj No:1

Fatıma-i Zehra

Medineweb Sadık Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:Fatıma-i Zehra isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 36712
Üyelik T.: 22 Aralık 2013
Arkadaşları:17
Cinsiyet:
Mesaj: 844
Konular: 67
Beğenildi:28
Beğendi:1
Takdirleri:60
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Ilahiyat okuyan hanım kardeslere mektup var (ikra)

Ilahiyat okuyan hanım kardeslere mektup var (ikra)


Selamün aleyküm kardeslerim...

Sınav zamanı yaklastı ve biz yine Allahü teala izin verirse 19-20 nisan tarihinde sınav yerinde olacağız. Sınava gittiğimde karsılastığım ve beni epeyce üzen,endiselendiren bir konuyu sizlerle paylasmak istiyorum. Nasibi olan bu mektubumu okuyacak ve mühim olan da niyetimizin ihlaslı olması...

Kardeslerim,öncelikle ilahiyat okuyan bayanlar olarak (ister aöf olsun,ister 4 yıllık) diğer bayan kardeslerimize, tesettürümüzle, yürüyüsümüzle, konusmamızla, durusumuzla vs. örnek teskil ettiğimizi sizlere belirtmek isterim. Yani demem o ki, halkın gözünde siz dinle ilgili olarak,bu isin tahsilini görmüs veya görüyor olarak vasıflandırıldığınız için ,sizin yaptıklarınız,yasam tarzınız,giyim kusamınız... diğer hanım kardeslere örnek olusturmakta;çünkü sizlere o kız ilahiyat okuyor o zaman biliyordur,biliyorsa doğrusunu yapacaktır gözüyle bakıyorlar.Ve eğer biz o hanım kardeslere kötü örnek olup yanlısı yansıtırsak vay bizim halimize,vah bizim ahiretimize... Nitekim Resûl–i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor: “İslâm’da iyi bir çığır açan kimseye, bunun sevabı vardır. O çığırda yürüyenlerin sevabından da kendisine verilir. Fakat onların sevabından hiçbir şey noksanlaşmaz. Her kim de İslâm’da kötü bir çığır açarsa, o kişiye onun günahı vardır. O kötü çığırda yürüyenlerin günahından da ona pay ayırılır. Fakat onların günahından da hiçbir şey noksanlaşmaz." (Müslim, Zekât 69. Ayrıca bk. Nesâî, Zekât 64.)

Elbette kisi yaptığı bütün isleri Allah rızası için yapmalıdır. Burada diğer insanlara örnekliğiniz helakınız olabilir mesajını verirken, demek istemem ki siz baskaları için hayatınızda doğru dini yasayın,asla bunu demem ve diyemem; ama bu yanlıs örneklik sizi Hakkın rızasından uzaklastırıp Hakkın sizi sevmemesine yol açar ki, bu da baskalarına iyi örnek olmanın insanlar için değil yine Allahü teala için olduğunu gösterir...

Gelelim beni üzdüğünü belirttiğim konuya: Kadının savunma kalesi olan tesettür

Ben sınav yerine gittiğimde yüzde 90'sının giyinmis çıplak olduğu hanımlar topluluğuyla karsılastım. Ne kadar üzüldüm bilemezsiniz... 10 metre öteden alınabilecek bir koku süreni mi dersiniz, pantolon giyeni mi, çarsaf giyse bile çarsafın inceliğinden dolayı belli olan bacak hattı,bel kalınlığı mı dersiniz,belden oturtmalı pardüselerin kemerlerinin dikkat çekiciğiliği mi dersiniz, sal dolayıp boyun inceliğini teshir edeni mi dersiniz. Yoksa esarp takan ama markadan vazgeçemeyen,yine boyun hattını belli eden ve asırı renkli olan bu esarplarıyla dikkat çeken kadınlar mı dersiniz ya da topuklusuyla kim geliyor yahu dedirtecek hanımlar mı dersiniz... Vallahi yazarken bile yoruldum ve yıprandım ama maalsef durum bu.... Hatta bu örnekler çoğaltılabilir, eminim siz de bu tarz durumlara rast geldiniz...

Bence tesettür, kadını kadın yapan en temel özelliktir. Ona Rabbi tarafından verilmis en güzel hediyelerden biri aynı zamanda... Günümüzde kendini teshir etme modasının baslamasına aldırıs etmeyin nihayi zafer modanın ve ona tapanların değil, tesettürün olacak; çünkü insan denen varlığın son durağı ahiret!.. Orada sormayacak ki Rabbimiz, esarbının markası ne vakko mu, armine mi ? Orada sorulmayacak öldüğün senenin modası bir tunik altına pantolon giyip kafana sal denen paçavrayı bağlamaktı neden bunları yapmadın diye , bilmem ne marka parfüm sürmek, yolda sakız çiğnemek, kayradan giyinmek modaydı da niye uygulamadın diye... Orada makyajın bu yılki renkleri mor ve kahverengiydi niye sokağa makyajsız,hemde bu renkleri kullanmadan çıktın diye sorulmayacak... Orada bu ve bunların benzerleri sorulmayacak. Orada ey güzel kadın ben sana bir güzellik bahsettim, sana bir emanet verdim, sen o emaneti nerede kullandın? erkekleri cezbedecek bir hale mi soktun kendini, bütün vücudunu teshir mi ettin yoksa onu Benim emrettiğim gibi sakladın,korudun ve sadece bir kisiye mi özel kıldın diye sorulacak. Orada tesettürü bütün benliklerine kabul ettirmis ve uygulamıs olan Hz.Aise,Hz.Fatımatüz Zehra ve diğer sahabi kadınlardan haberin vardı,haberin olmasa da haber alabileceğin onca kaynak vardı,hiç olmaza (bu satırları okuyabiliyorsan) bir internetin vardı ama sen bunlara aldırmadan giyinmis çıplak olmaya,peygamberinin lanetlediği kadın olmaya devam ettin demeyecekler mi sanıyorsun?.. Vallahi aldandın güzel kadın, vallahi seytan seni aldattı...

Konuyu çok uzatmadan tesettürün ölçülerini hatırlatan bir yazıyla (gencmuslumanlar.com'dan alıntıdır) mektubunu sonlandırıyorum.Fiemanillah...

ALLAH ve RASÛLÜNÜ NEFSİNDEN ÇOK SEVEN MÜSLÜMAN KADINLARA...

Ey nasihatini her daim yanında taşıyan, Allah ve Rasûlünün sevgisinin kalbinde yer ettiği sevgili kız kardeşim!

Ey Rahman’ın kendisine Yüce Kitabında özel bir yer ayırdığı, adına ince ince hükümlerin indirildiği, incitilmesi ve zarar görmemesi için her türlü tedbirin alındığı, Hak katında amellerine her zaman değer verilecek olan kıymetli!

Ey vakur tavırları ile dağları hatırlatan, hâya ve edebiyle gözleri kamaştıran, Allah’ın yeryüzünde yürüyen ayeti!

Tesettür; mü’min hanımların değerini artıran, onları Cennete yaklaştırıp, Cehennemden uzaklaştıran emirlerden sadece birisidir. Bayan olsun, erkek olsun, Allah ve Rasûlünün sevgisi kimin kalbinde yer edinmişse ona hiçbir emir ağır gelmez. O kul, Allah ve Rasûlü “şunu yapın” dediğinde gönlünde hiçbir huzursuzluk duymadan, insanların kınamalarından korkmadan, nefsiyle mücadele ederek o emri yerine getirir. Çünkü bu şekilde dünya ve âhiret saadetine erişeceğini bilir, asrın sahabisi olmaya talip olur.

Ey Müslüman kız kardeşim! Son yıllarda, tesettürü sadece “başörtüsüne” indirgeyen, Müslüman bayanların sade hayat tarzlarına müdahale ederek onları hâyadan, edepten uzaklaştıran, onları kızlı-erkekli ortamlarda boy gösteren bir podyum mankenine çeviren bir zihniyet türedi. Onlar tesettürü sadece başörtüsü zanneden, konuşmanın, gülmenin, oturmanın, kalkmanın tesettürle ilgisini kuramayan aksine bir de dar giyinmenin, arz-ı endam etmenin, özgüven şuuru adı altında genç kızları her yerde dikkat çekmeye, kendini göstermeye sevk eden bir anlayışın batıdan esinlenmiş, modaya ayak uyduran temsilcileridir.

Ey Müslüman kız kardeşim! Sen onların bu ayartmalarından, seni cennetinden çıkaracak bir giyinik çıplaklığa özendirmelerinden uzaksın. Çünkü sen biliyorum, iman ettiğin ayetlere göre hareket edip, şeytanın ayartmalarına kanmayacak kadar iman sahibisin. Allah ve Rasûlünün bir emrini duyman senin sahabiler gibi icabet etmen için yeterlidir. Haydi, gel ayetleri yeniden tefekkür edelim:

1) Sen bilirsin ki dışarıda giyilecek giysi bol olmalı, içini göstermemeli, dikkat çekecek renklerde olmamalı ve ayak bileklerine kadar uzun olmalıdır.

“Ey Peygamber, eşlerine, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına dış elbiselerinden (cilbablarından) üstlerine giymelerini söyle; onların (özgür ve iffetli) tanınması ve eziyet görmemeleri için en uygun olan budur. Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.” (Ahzab Suresi 59. Ayet)

2) Sen bilirsin ki başörtüsü omuzların üzerinden göğüsleri kapatacak şekilde salınmalıdır.

“Mü'min kadınlara söyle: 'Gözlerini (harama çevirmekten) kaçındırsınlar ve ırzlarını korusunlar; süslerini açığa vurmasınlar, ancak kendiliğinden görüneni hariç. Başörtülerini, yakalarının üstünü (kapatacak şekilde) koysunlar…
…Gizledikleri süsleri bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Hep birlikte Allah'a tevbe edin ey mü'minler, umulur ki felah bulursunuz.”(Nur Suresi 31. ayet)

3) Sen bilirsin ki başörtüsü ince olmamalı, dikkat çekmemeli, hadislerde uyarıldığı gibi deve hörgücünü andıran bugün moda (!) olan topuz boneler kullanılmamalıdır.

“Cehennemliklerden, dünyada henüz görmediğim iki grup vardır: Biri, sığır kuyrukları gibi cop ve kırbaçlarla insanları döven zalim bir topluluk; diğeri de giyinik oldukları halde, (gerek tavır ve davranışlarıyla, gerek dar ve şeffaf giysileriyle) çıplak sayılan, hem kendileri günaha yönelen, hem de başkalarını isyankârlığa özendiren ve (yukarı doğru topladıkları saçları yüzünden) başları deve hörgücüne benzeyen kadınlardır. İşte bu kadınlar cennete giremedikleri gibi, çok uzak mesafeden hissedilen kokusunu bile duyamayacaklardır.” (Muslim, Cennet 52, 53, h.no: 2857)

4) Sen bilirsin ki tesettürü zedeleyen makyaj, takı, koku ve topuklu ayakkabı giyinilmemeli ve erkeklerin dikkatini çekecek şekilde yürünmemelidir.

Nur Suresi 31. Ayet: Gizlemekte oldukları ziynetleri anlaşılsın diye, ayaklarını yere vurmasınlar (dikkatleri üzerlerine çekecek şekilde yürümesinler).

5) Sen bilirsin ki yabancı erkeklerle mecburi durum dışında keyfi konuşulmamalıdır. Bu durumlarda ise ciddi ve vakarlı bir şekilde konuşulmalıdır.

“...Eğer (Allah’tan) korkuyorsanız, (yabancı erkeklere karşı) çekici bir edâ ile konuşmayın; sonra kalbinde hastalık bulunan kimse ümide kapılır.” (Ahzâb Suresi, 32)


Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi Fatıma-i Zehra 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
O daha çocuk... Çocuk ve Aile Sağlığı su damlası 2 1931 09Haziran 2015 22:35
Nureddin Yıldız'ın Kaleminden: Mücahide Kadın İslamda Kadın ve Erkek Mihrinaz 16 11694 29 Ocak 2015 10:04
Kek mi Tesettür mü ? Tesettür Konuları Mihrinaz 2 2329 14 Ocak 2015 21:28
Ahireti Yaratmak Allah İçin Çok Kolaydır ! Ölüm-Ahiret-Sırat-Mizan-Kader Fatıma-i Zehra 0 2206 10 Ocak 2015 22:43
Gel, bugün sana anladığın dilden konuşmaya... Serbest Kürsü su damlası 2 1834 24 Ağustos 2014 00:05