15 Nisan 2014, 20:44
|
Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 38986 Üyelik T.:
10 Şubat 2014 Arkadaşları:3 Cinsiyet:Erkek Memleket:Karaman Mesaj:
164 Konular:
25 Beğenildi:76 Beğendi:68 Takdirleri:340 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Uzakdoğu Sporları Adı Altında Budizm Dininin Yayılışı / Ali Parlak Hak ve Batıl Savaşı / Ali Parlak UZAKDOĞU SPORLARI ADI ALTINDA BUDİZM DİNİNİN YAYILIŞI Karate, Japon silahsız savaş sanatıdır. Yaygın kullanılış şekli ile Karete-Do’dur. Japonca’da ‘’kara’’ boş, ‘’te’’ el demektir. ‘’Do’’ ise yol, sanat anlamlarına gelir. Karate-Do deyince anlam, silahsız elin yolu anlamına gelir. Karate, Zen Budizm’i ile yoğrulmuş, Japon kültürünü de içine alan bir savaş sanatıdır.
Karatenin ilk doğuşu Okinawa adasıdır. Japonya’da derebeylik döneminde kast sistemi vardı. Savaşçı Samuray kastının dışında kalan sıradan insanlara silah taşımak yasaktı. Silah taşıması yasaklanan halk, kendini savunabilmek için silahsız dövüş sanatını öğrenmeye başladı. Bunun için de okul olarak manastırlar, öğretmen olarak da Budist rahipler hizmet ediyordu.
Budist rahiplerin kökeni de Çin ve oradan da Hindistan’a kadar uzanıyordu. Buda'nın Hindistan'daki 28. ardılı olan Bodhidharma, ustası Prajnatara'nın talimatı üzerine Çin’e gelmiş. Bu olay yaklaşık milattan sonra 6. asırda gerçekleşmiştir. Bodhidharma, Bey Krallığında Sorin Manastırına yerleşerek, buradaki halkı eğitmeye başlamıştır.
Felsefe bakımından karate, "Budizm" inancına bağlıdır. Budizm, insanın doğa ile birleşme düşüncesini bu dövüş sanatlarına eklemiştir. Bu sporlar, sporcuların güvende ve soğukkanlı olmalarını sağlar. Ayrıca ölümden hiç korkmayacak kadar da cesaretlendirir. Onların, yalan söylemeyen dürüst ve temiz insan olmalarını sağlar. Paradan nefret ederler ve kendi menfaatlerini asla düşünmemelerini sağlar. Bu ise bir dövüş sporu olarak kendini gösteren dini bir felsefenin sonucudur.
Karate antrenmanları genel olarak üç kısımdan oluşur. Kihon, Kata ve Kumite. Kihon’da temel teknikler parça parça çalışılırken, Kata’da önceden belirlenmiş çeşitli teknikler belirli bir sıra ile uygulanır. Kumite ise müsabakadır. Kata’daki bu belirli hareketlerin, Budist felsefede anlamları vardır. Kata sırasında yerde çeşitli huruflar çizilir. Bu bir çeşit ibadettir. Zaten manastırlarda rahipler tarafından öğretilen bir felsefenin, dinden başka bir şey olmadığını anlamak için alim olmaya gerek yoktur.
2. Dünya Savaşına kadar Karate, çok bilinen bir dövüş sanatı değildi. Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombasından sonra ABD bir şey öğrendi. Bu şehirlerdeki herkes ölmemişti. Budist rahipler ve Karate ile uğraşanlar bu nükleer silahtan etkilenmemişlerdi. Sebeplerini araştırdıklarında şunu gördüler. Bu sporla uğraşan kişilerin vücudunu saran aura enerjisi o kadar fazlaydı ki, atom bombasının zararlı enerjisi insana ulaşamıyordu.
Savaş Japonya’nın teslim olması ile bittiğinde, ABD ile bir antlaşma imzalandı. General Mc Artur antlaşması. Bu antlaşmanın gizli maddelerinden birine göre, Japonya bu sporu ABD’ye öğretecekti. Japonlar için bu bir zaferdi. Çünkü kaybettikleri bir savaşı kazanacaklardı. Nasıl mı? Düşmanı kendi dinlerine sokarak ve kendi tanrılarına taptırarak. Bu istek, Budist rahipler tarafından karşılandı. Öncelikli olarak ABD’de yayılan Karate, sonra Avrupa’ya, 1965’ten sonra da ülkemize gelmiştir. Sonuç olarak Karate’nin dünyaya yayılması 2. Dünya Savaşı’ndan sonradır.
Ali Parlak [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
__________________ O'nunla var ol var olacaksan, Kurtul O'nsuz tüm var oluşlardan... |
| |