Tekil Mesaj gösterimi
Alt 25 Ağustos 2008, 16:15   Mesaj No:2

melis

Medineweb Paylaşımcı Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:melis isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2229
Üyelik T.: 11Haziran 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 364
Konular: 59
Beğenildi:6
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cvp: Hz. Ömer'in (r.a.) Bir Konuşması...

hz ömer in müslüman oluşu......
Bir perşembe gecesi, Habîb-i ekrem 's.a.v.', Ömer 'r.a.' hakkında düâ etdi. Düâsı kabûl oldu.
Buyurdular ki,
- Yâ Rabbî! Şu iki kişiden hangisi sana sevgili ise dîn-i islâmı onun ile azîz eyle. Ömer bin Hattâb veyâ Amr bin Hişâm.

Ertesi gün, Kureyşin büyükleri Haremde toplandılar.
- İşbu Ebû Tâlibin yetîmi Muhammed Mustafâ 's.a.v.' zuhûr edip, âbâ ve ecdâdımızın dînini ibtâl etdi. Putlarımız için, fâide ve zarar vermez diye kötüledi. Gayretine dokunmuyor mu ki, yâ Ömer, bu denli kudret ve heybetin, izzet ve satvetin var iken, putlara yardım etmeyi, onu öldürmeği düşünmüyor musun, diye tahrîk etdiler.

Hazret-i Ömerin câhiliyye damarı kalkdı. Sonu kötü olan bir gayretle, kılıncını takındı. Resûlullah 's.a.v.' hazretlerini öldürmeğe giderken, Benî Zühreden Nu'aym 'radıyallahü teâlâ anh' hazretlerine rastladı.
- Yâ Ömer, nereye gidersin dedikde, cevâb verip,
- Şu Kureyşin büyüklerine ahmak diyen ve putlarımıza bâtıl diyen, Muhammedi katl etmeğe gidiyorum, dedi.
Nu'aym 'radıyallahü teâlâ anh' dedi ki,
- Yâ Ömer! Hayret edilecek bir işe yeltenirsin. Başa çıkamıyacağın sevdâya düşmüşsün. Eğer bu işi başarırsan, Benî Hâşim ve Benî Zühre seni sağ koyacaklarını mı sanıyorsun. Yürü var, işine git, deyince,
Ömer 'radıyallahü teâlâ anh' dedi ki,
- Yâ Nu'aym! Yoksa sende mi, Muhammedin dînine girdin. Eğer öyle ise, evvelâ seni katl edeyim.
Nu'aym hazretleri dedi:
- Muhammedin dînine sâdece ben mi girdim, sanırsın. Kız kardeşin ve enişten de girmişlerdir.
Ömer, bu haberi işitince, gadabı dahâ fazla olup, nereden ma'lûm onların müslimân oldukları, dedi.
Nu'aym dedi:
- Eğer inanmaz isen, kız kardeşinin evine var. Bir koyunu kendi elin ile boğazla, pişirsinler. Onlar senin boğazladığın koyunu yimezler ise, o zemân bilmiş olasın ki, onlar islâm dînine girmişlerdir.
Hazret-i Ömer 'radıyallahü teâlâ anh' o tehevvür ile gidip, kapılarına vardı. İçeriden kulağına bir ses geldi. Dikkat ile dinledi. Anladı ki, okudukları kelâm, hiç insan sözüne benzemez. Meğer o vakt Tâhâ sûresi nâzil olup; hazret-i Fahr-i kâinât aleyhi efdalüttehıyyât, muhâcirînden Habbâbı 'radıyallahü anh' onlara göndermişdi. Onlara, o sûrenin âyetlerini ta'lîm ediyordu. O vakt, bunlar hazret-i Ömerin korkusundan, kapıyı bağlamışlardı. Ta'lîm ile meşgûl iken, hazret-i Ömer kapı ardından dinledi. Dinledikçe, istidâdlı kalblerine, ezelî olan kelâmın rahmânî nûrları gelmeğe başlayıp, şeytânî küfr zulmeti mahv olmağa başladı. Sabr etmeğe mecâli kalmayıp, kapıya eli ile vurdu. Kapı bağlanmış idi. Dikkat kesildikleri gibi, içeride olanlar, korkularından susdular. Habbâbı 'radıyallahü anh' gizlediler. Sûre-i kerîmeyi saklayıp, kapıya bakdılar ki, gelen hazret-i Ömerdir 'r.a.'. Kılıncı yanında, heybetle ve satvetle gelmiş ki, yüzlerine bakmaz. Kız kardeşi,
- Hoş geldiniz deyip, içeri alıp, oturdular.
Alıntı ile Cevapla