Tekil Mesaj gösterimi
Alt 25 Ağustos 2008, 16:38   Mesaj No:8

melis

Medineweb Paylaşımcı Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:melis isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2229
Üyelik T.: 11Haziran 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 364
Konular: 59
Beğenildi:6
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cvp: Müminlerin Annesi Hazret-i Hatice-yi Kübra

[B]Geleneğe Baş Kaldıran Bir Hanım:

Hz. Hatice o kadar kendine güvenen ve ne yaptığını, ne istediğini bilen bir hanımdı ki; Peygamber Efendimiz’i ilk gördüğü an, O’nun doğru kişi olduğunu anlamış, kalbinde O’nu eş olarak kendine seçmişti. Oysa o güne kadar gelen tüm evlenme tekliflerini reddediyordu, iki eşi olmuştu ve yaşı 40 civarındaydı.

Buna rağmen güzellik ve zarafetiyle aranılan bir eş adayı idi. Fakat O, buna rağmen tüm tekliflere sebepsiz bir şekilde ret cevabı veriyordu.

Oysa Resul’ü gördüğü ilk anda İlahi bir hisle “işte O” dedi.

Kendinden 10-15 yaş küçüktü, bekârdı; ama bunlar Hatice için önemli değildi. Çünkü O, kararını vermiş, kalbinde sevgi pınarları coşmuş ve aradığını bulmuştu artık.

Hemen hizmetçilerinden birini yollayıp evlenme teklifini iletmek istediğinde karşısında kınayan ve ayıplayan bir grup buldu. Bu nasıl olurdu?!..

Bir kadın bir erkeğe, üstelik kendinden oldukça küçük yaşta bir erkeğe nasıl bunu teklif ederdi?!. Tüm Arabistan, bu dedikodu ile çalkalanır ve rezil olurlardı.

O’nun toplum içinde bir saygınlığı vardı, böyle bir teklif her şeyi alt üst edebilirdi. Bu yüzden O’nu kararından vazgeçirmeye çalıştılar, ama dudaklarından hepimize örnek olacak şu cümleden başkası çıkmadı:

“KİM NE DERSE DESİN. BEN KARARIMI VERDİM, KINAYICILARIN KINAMALARINDAN KORKMUYORUM”.

İşte bugün dahil, hepimizin kendimize mihenk taşı yapmamız gereken tek bir cümle “kim ne derse desin” inandığımız davalar uğruna, sevdiğimiz ve rızası için olan her şey uğruna eğer bizde bir gün “kim ne derse desin” diyebiliyor ve her şeyi ardımızda bırakmayı başarabiliyorsak, hem kişilik manasında, hem de iman bağlamında olgunluğa ermişiz demektir.

Özellikle bu dini yeni yaşamaya başlayan, yeni örtünen, namaz kılan kardeşlerimizde var olan “el alem ne der?” korkusu ve düşüncesi Hatice annemizin o muhteşem sözü ile anlamsızlaşıyor.

Kocasıyla Aynîleşen Bir Zevce:

O, Resulullah’ ı gördüğü anda sevgisinin hakkını vermeye başlamıştı bile. Kervanlarına ya da başka bir deyişle nakliye şirketine müdür olarak tayin ettiği Resul, iş için yola çıktığında, damda, bahçede O’nun gelmesini bekler ve “Eğer o şu anda sıcakta bunalıyorsa, ben serin evlerde oturamam, soğuk sular içemem” derdi.

Bunu anlayabilmek için onun içinde yaşadığı şartları iyi bilmesi gerekirdi. Hatice annemiz sevgisinin tesiri ile sıcaklığın 50 dereceleri geçtiği günlerde, gönlünü verdiği o insanın çilesini daha iyi anlayabilmek için damın başında beklerdi.

O’nun bu anlayış mücadelesi daha sonra evliliklerinin diğer merhalelerinde farklı şekillerde kendini gösterecek, Hz. Hatice eşinin arkadaşı, sırdaşı, yoldaşı, annesi, öğrencisi olacaktır bu sayede…

Alıntı ile Cevapla