Alıntı:
ali70 Üyemizden Alıntı
Sayın bilinmez arkadaşım, yukarıdaki kişinin müslüman olmadığına dair sizin deliliniz nedir?
1. Bütün bu deliller bana kafidir.
2. Başucunda bulunan Kur'an'ı Kerim bana delil olarak yeter.
3. Peygamber efendimiz(sav), benim için ölçüdür. Çünkü o(sav), sahabe efendilerimizden birine, kelimei şahadeti korkudan getirdi diye savaşta birini öldürmesinden dolayı, ''Kalbini yarıp ta baktın mı'' diye defalarca sormuş azarlamaştı.
4. Adam müslüman olduğunu sadece çevreden gizlemiş. Ama ailesine vasiyette bulunmuş. Yani dinini yaşıyor evinde. Belli ki diğer hıristiyanlardan veya birilerinde korkmuş. Bu durumda ben bu şahsı Ammar bin Yasir'e benzetirim. Çünkü o ruhsatı Resulullahtan(sav) aldı. Bu ise bu durumdaki her müslümana verilmiş bir ruhsat.
Peki siz açıklar mısınız:
1. Ebu Cehil'e benzetmenizin delili nedir?
2. Önünüze gelene kafir damgası vurma ruhsatını kimden aldınız?
3. Sizin için birine(özellikle de ailesi) bu müslümandır dedikleri halde, hayır değildir diyebilme cesaretini aldığınız delil nedir?
4. Herkese ve herşeye karşı sui zanla yaklaşmak sizce tehlikeli değil mi? Değilse deliliniz nedir?
5. Özellikle en yakınlarının müslüman olduğunu söylediği halde, tanımadığınız biri hakkında burada bana delil sorma hakkını bulduğunuz delil nedir? |
[COLOR="Red"]CEVAB...
Bir insanın müslüman olup olmaması TAĞUTUN HERTÜRTÜSÜNÜ RED EDMESİNE BAĞLIDIR.Delilimde nahl süresi 36 dır ... Andolsun ki biz, "Allah'a kulluk edin ve Tâğut'tan sakının" diye (emretmeleri için) her ümmete bir peygamber gönderdik. Allah, onlardan bir kısmını doğru yola iletti. Onlardan bir kısmı da sapıklığı hak ettiler. Yeryüzünde gezin de görün, inkâr edenlerin sonu nasıl olmuştur!
TAĞUT..Allah ın hükmünün haricinde alternatif hükümlere insanları gerek hile ve gerek korkutararak yönlendiren ve Allah a rağmen haddi aşan kişi ve kuruluşlardır.Bu anlamda kuranın tam sekiz ayetinde tağut geçmektedir ve bütün Rasullerin mücadeleleri hep bu tür kişi ve kuruluşlarla olmuştur.
yani arkadaşım kişi kötülük yapmamaya çalışan ve etrafındaki insanlara karşı gayet mülayim ve sevecen ve pozitif bi insan olabilir,insanların inançlarına saygılı olabilir ve hatta namaz kılıp,oruç tutup ihtiyaçlı insanlara malıylada yardım edebilir.Bunlar müslüman olmanın ön koşulu ve diin ASLI OLAN Bİ DURUM DEĞİLDİR.
Bırakın namaz kılmayı,dinin ASLININ İLK BASAMAĞI ALLAHI KABUL BİLE DEĞİL KEN,YANİ DİNİN ASLI İLK BAŞTA TAĞUTU REDDİR,DAHA SONRA ALLAHI KABUL DUR.
Lailahe illaAllah,hın ilk basamağı LA İLAHE[ilahlık vasfını kendinde gören kişi kurum ve kuruluşları gerek sözlü gerek fiili red ediyorum ve ettim,ölünceye kadarda red edmeye devam edecem],DAHA SONRA,illa Allah[çünkü Allah tan başka bu vasıfta hiç kimse olamaz]..
Şimdi demekki ne oluyormuş,LA İLAHE deki ilk açıklamaya giren kısmı TAĞUT VE TAĞUTLAŞMA dır.İkinci kısmıda Allah ın katışıksız ilahlığıdır.
Yani kişi kendi yaşadığı dönemin her türlüsünden olan tağutun, hertürlüsünü bilip idrak edip red ederse DAHA SONRA ALLAH IN İLAHLIĞINI KABUL ETME HAKKINI KAZANMIŞ OLUR.
Yoksa sadece Allah tan başka ilah yoktur deyip,tağutun hertürlüsünü gerek söz ,gerek fiili red edmeyenlerin bu sözü SÖYLEMESİ SADECE Bİ İDDADAN İBARET OLURKİ,tağutun her türlüsünü red edmeden Allah a iman iddası MÜSLÜMANIN DEĞİL,MÜŞRİKLERİN VASFIDIR KURANA VE SÜNNETE GÖRE...
Ve bu dinin aslı olan kuralda bütün islam alimleri ittifak ile CEHALETİDE MAZARET GÖRMEMİŞLER DİR.Yani bi kişi yaşadığı zamanın tağutlarını bilsin veya bilmesin red edmemişse mazaretli sayılamaz...
[COLOR="Red"]ayrıca sayın ERKAM TURABİ ARKADAŞIM,sizin ebu talip ve hakkında verdiğiniz paylaşımda aynen şu geçiyordu,Rasulullah as döneminde LAİLAHE İLLALLAH demeyen insanlar NE İÇİN DEMEDİKLERİNİ İYİ BİLDİKLERİ GİBİ,DİYENLERDE NE DEDİKLERİNİ İYİ BİLİYORLARDI.
Bu şu demektir o gün Rsaulullah ın zamanında LAİLAHE İLLAALLAH ın ne demek olduğu ve bu kutlu söz söylendikten sonra NASIL Bİ HAYAT YAŞANMASI GEREKTİĞİ VE NELERDEN VAZ GEÇİP NELER YAPILABİLİRSE bu söz sadece söylenmekten ve iddadan öteye kabul ve makbul olduğu çok iyi biliniyor ve SÖYLEYENDE-SÖYLEMEYENDE AYNI ŞEKİLDE ANLIYOR ve birbirlerine karşı aynı mücadeleye tutuşuyorlardı.
yani bu sözü söyleyenlerle,söylemeyenler hiç bir zaman diyalog ve uzlaşma içerisinde olmamışlardır,aralarında bu söden dolayı HEP Bİ DÜŞMANLIK OLMUŞTUR,BABALARI,KARDEŞLERİ ANNELERİ OLSA DAHİ.
Kısacası bu sözden dolayı her Rasul kendi dönemindeki TAĞUTLARLA HEP ÇARPIŞMIŞTIR TAKİ VEFAT ANINA KADAR.
Sizler kalkmış bırakın bu sözden dolayı ORTAYA KONACAK Bİ HAYAT ŞEKLİNİ ORTAYA KOYMAYI,bu sözü açıkça söylemekten dahi aciz birinin müslüman olduğunu savunuyorsuz.
en son kısa bi örnekle günümüz tağut ve sahte ilahlık taslamayla ilgili çok açık bi tanım yapacam gerisi sizlere kalmış..
şimdi düşünün ki bi kurum hüküm koyma yetkisini kendisinde gördü ve bu kurumun başınadada bir kişi getirilecek ve o bölgedeki yaşayanlar arasında birinin seçilmesi lazım ve seçimler yapıldı biri seçildi ve bu seçilen kişinin partisi HÜKÜMET,YANİ HÜKMETME YETKİSİNİ KENDİNDE GÖREN demektir.ve bu ilahlık taslayan hükümetin başında bulunan sahte ilahı red edmeden müslüman olunacağına mı inanılıyor veya bu açıkça bi tağutluk ve ilahlık taslamayı nası tevil edile bilinir ve böyle durumlarda tağutu red emredilmişken tağutu seçenler halen nasıl müslüman kalabilinir...[/COLOR
]uzgn