Durumu: Medine No : 9 Üyelik T.:
14Haziran 2007 Arkadaşları:0 Cinsiyet: Mesaj:
761 Konular:
392 Beğenildi:20 Beğendi:0 Takdirleri:87 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Herkes Öğretmen Olamaz Herkes Öğretmen Olamaz Herkes Öğretmen Olamaz Hoca olmak... Öğreten olmaktır. Eğiten olmaktır. Terbiye eden, hayata ve hayat ötesi hayata hazırlayan demektir. Bu sebeple de , hocanın sınıfı yeryüzüdür , talebesi de bütün insanlık dünyası.Yine bu sebeple, Hoca’nın emeklisi olmaz rahmetlisi olur… Gerçekten hoca olan, hoca olarak doğar; hocalık özelliklerini cevherinde taşır. Bu sebeple de, ölünceye kadar hocadır, hoca olarak kalır. Hoca’nın vazifesi, ömür boyu sürer. Onun azli, işten atılması, engellenmesi mümkün olamaz. Her yerde ve her konumda hocadır, öğretir, eğitir, kendisindekini vermeye, paylaşmaya devam eder. Benim bu anlayışta çok hocam oldu. Onlardan çok şey aldım. Onlar sayesinde, hoca olma aşkı içimde hep ter-ü taze kaldı. Onlardan aldığım feyizle, öğretmenlikten kopamadım, öğrencilerimden ayrılamadım, mesleğimden utanmadım. Meslekten kopup zengin olan, makam mevki ve şöhret kazanan arkadaşlarıma hiç imrenmedim. Öğrencilerimin gönüllerinde olmayı, yüksek makamlarda ve zenginliklerde olmaktan hep üstün tuttum... Hocalarım… Benim hoca gibi hocalarım oldu. Osmanlı yadigârı bu güzel insanların, bütün olumsuzluklara rağmen duruşlarını bozmadıklarını, ilmin izzetini hiçbir şeye feda etmediklerini gördüm. Onlar için, bir insan bir dünya idi. Bir insanın inşası, dünyanın ve ahiretin en önemli işiydi. Bu sebeple hocalık, peygamber mesleğiydi. Hatta hocalık, Allah’ın ahlakıyla davranmak idi. Çünkü Rabbimiz de kitap ve peygamberleriyle, insanı mükemmel olmaya, yaratılış çizgisini bozmamaya çağırdı. Gerçek hoca bundan başka ne yapar ki? Hocalık bu yüzden mukaddestir. Hocalık, yüce bir meslektir. Zira insanı yaşanmaya değer bir hayata, üstün bir ahlaka kavuşturma mesleğidir. Bu yüzden bizim geleneğimizde hoca, anne-babadan azizdir. Çünkü anne-baba dünyaya gelişimize, hoca ise, insan oluşumuza vesiledir. Bir de, hem anne- baba, hem de hoca olabilen bahtlılar vardır. Onlar en mükemmel evlatları yetiştirmişlerdir. Aklıma ilk gelen örneklerden biri, Mehmet Akif’tir. Babası temiz Tahir Efendi’den bahsederken ve “Hem Hocam, hem babam’ dı derken, ne kadar mutludur... Ben, yaşım gereği o güzel insanın talebesi olamadım. Ancak, ilim itibariyle torunu sayılabilirim. Çünkü talebesinin talebesi oldum. Rahmetli Mahir İz Hocamız, İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü’nde bizim Tasavvuf dersimize girerdi. Onlar nesli tükenmekte olan bir güzel insanlar silsilesiydi. Yine onlardan biri olan, Şeyh Muzaffer Efendi, kendileriyle şer cephesinin uğraştığı bir dönemde demişti ki , “Bunlarda akıl olsa, bizi ortadan kaldırmaya değil, muhafazaya çalışırlar. Sırf para kazanmak için de olsa, müzelik bir malzeme gibi bizi ve faaliyetlerimizi ele güne sergileyip kültürümüzün zengin bir bölümünü göstermek isterler. Ama herhalde niyetleri büsbütün kötü ki, sırtımızdan üstünlük ve para kazanmayı bile istemiyorlar. Bizi yok sayıyorlar. Böylece daha yaşarken ortadan kaldırmak, örtmek, gizlemek istiyorlar. Adeta varlığımızdan utanıyorlar.” Bu utanç sahiplerinden biri olarak İsmet İnönü, rejimin iyice yerleşmesi için elli bin hocanın başının kesilmesini zaruri görecek kadar coşmuş! Şimdilerde ise, o güzel insanların varlığından utananlar ve onları örtüp gizleyenler, varlıklarını yokluğa ittiler. O güzel insanlarla birlikte terbiye, nezaket ve hatta topyekûn ahlak da rahmetli oluverdi. Hangi Hoca’dan icazetlisin? Osmanlıda ‘Hangi okuldan mezunsun’ lafı yoktu. Hangi Hoca’dan okudun? Diye sorarladı. Çünkü mühim olan HOCA idi. Hoca, talebesinin ruhuna damgasını vururdu. Eğitim ve dünyanın en zor en zevkli işi… Bu kadar önemli olmasına karşılık, öğretmenlik, insanı zengin edecek bir meslek değildir. Para, makam, şöhret gibi dünyevi üstünlükleri hedefleyenler, gerçek anlamda öğretmen olamazlar. Çünkü öğretmen, terzi iğnesine benzer; başkalarını giydirir ama kendisi hep çıplak kalır. Bu gerçek çok anlamlıdır. Elbette öğretmenler de haklarını almalı ve iyi bir geçim seviyesi yakalamalıdırlar. Ancak, iyi ki öğretmenlik mesleği zengin eden bir meslek değildir diye düşünmek de mümkündür. Çünkü öyle olsaydı, maddeciler, paragözlüler de gelir ve bu mesleği bozarlardı... Oysaki öğretmenlik mesleği, sevgi ve sabırdan ibaret bir meslektir. Gerçi her meslekte sevgi ve sabır başarılı olmanın şartıdır. Ancak öğretmenlik sevgiden ve sabırdan ibarettir. Bu sebeple sevgisi ve dolayısıyla da sabrı az olanlar bu meslekte başarılı olamazlar. Vehbi Vakkasoğlu |