Tekil Mesaj gösterimi
Alt 27 Ağustos 2008, 14:44   Mesaj No:1

melis

Medineweb Paylaşımcı Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:melis isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2229
Üyelik T.: 11Haziran 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 364
Konular: 59
Beğenildi:6
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Peygamber efendimiz(s.a.v)in sünnetlerini anlama ve yaşama...

Peygamber efendimiz(s.a.v)in sünnetlerini anlama ve yaşama...

]Müslümanlar arasında sünnet kavramının içeriği konusunda bazı kargaşalar ve sapmalar yaşanmakta oluşu sünneti doğru şekliyle anlamayı bir problem olarak ele almayı gerekli kılmaktadır.Gerek sünneti yaşamaktaki aksaklıklarımız, gerekse son yıllarda yeniden gündem konusu olan,sünnetin dindeki yeri ve değeri üzerindeki tartışmalardİnsanlar kavramlarla iletişim kurarlar. Kullandığınız kavrama hangi anlamı verirseniz verin, karşınızdaki kişi kullandığınız kavramı kendi yüklediği anlam ve muhteva içerisinde algılayacaktır. Eğer taraflar kullandıkları kavramlara net bir şekilde aynı anlamı yüklüyorlarsa sağlıklı iletişimden söz edilebilir. Aksi halde birbirlerini anlamayan kişilerden oluşan toplumlarda kavram kargaşasından kaynaklanan birçok sosyal problem baş gösterir. Şu halde, sünnet kavramı üzerinde ilmî bir uzlaşma zarureti vardır.Zira sünnet anlayışı farklı olduğunda herkes kendi anladığı sünneti yaşamaya ve topluma empoze etmeye kalkar.

Sünnet denince Müslümanların aklına genellikle ilk defa Peygamberimizin kıyafet, âdap ve ibadetlerindeki müstehaplarla ilgili uygulamaları gelmektedir. Rasûlullah'ın yüksek ahlâkına dair meziyetlerinin veya iktisadî, hukukî, siyasî uygulamalarının ilk akla gelen sünnetler arasında, hatta sünnetler arasında sayıldığına pek rastlanmıyor. Bu, üzerinde önemle durulması gereken bir husustur. Müslümanlara verilen hatalı, noksan ve bütünlükten uzak sünnet imajı, onları şekilci ve davranış kalıplarını taklitten ibaret bir sünnet anlayışına götürmüştür.

Böyle yüzeysel bir sünnet anlayışının oluşmasında müstehap anlamına gelen fıkıhtaki sünnet kavramının birbirine karıştırılmasının rolü olsa gerektir. Halkın çokça yüz yüze geldiği ilmihal kitaplarında müstehaplar sünnet kavramı ile başladığından, halk, sünnet deyince Peygamberimizin bu tür davranışlarını anlamaktadır. Bunun sebebi de halkın dinî bilgisinin yüzeyselliği ve ilmihal kitaplarının çağın ihtiyaçlarına göre geliştirilmemiş oluşudur.

Böyle bir sünnet anlayışıyla fert ve toplum inşâsı mümkün müdür? Yani yukarıda sayılan sünnetleri her Müslüman ihmal etmeden yapsa Peygamberimizin hedeflediği hayat tarzı gerçekleşmiş olur mu? Kesinlikle hayır. Çünkü da, Peygamber de insanın kalbine, iç dünyasına, inancına, ahlâkına, sosyal ilişkilerine, dışından çok fazla önem vermektedir. Sünneti, dolayısıyla İslâm'ı şekle ve lafza mahkûm ettikçe, dışı Müslüman fakat inancı, dünya görüşü, ahlâkı, sosyal ilişkileri Müslümanlıkla bağdaşmayan insanlar üretmekten kurtulamayız. Kaldı ki, hayatın her yönüne sirayet etmeyen bir sünnet anlayışı, hayatın sünnet tarafından boş bırakılan kısımlarının İslâm-dışı uygulamalarla doldurulmasına yol açar.
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi melis 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Güzel bir hikaye... Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler melis 0 2272 01 Ocak 2009 15:34
Filistinli Küçük Kızın İsrail i Lanetleyen... Videolar/Slaytlar Mihrinaz 6 2375 28 Aralık 2008 15:20
Ruhumun hicran damlaları... Şiirler ve Şairler Mihrinaz 25 14034 26 Aralık 2008 12:58
^^İsTaNbuL^^ Şiirler ve Şairler Mihrinaz 19 7703 18 Aralık 2008 14:21
--BeSMeLe-- Allah(c.c) Mihrinaz 14 8732 18 Aralık 2008 13:50