Durumu: Medine No : 38 Üyelik T.:
30Haziran 2007 Arkadaşları:0 Cinsiyet: Yaş:44 Mesaj:
984 Konular:
245 Beğenildi:29 Beğendi:0 Takdirleri:146 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | TAİF... TAİF... Buğulanmış gözlerin yakıyor kalbimi,
Her düşen gözyaşında haykırışların gizli…
Nice zamandır ağlayıp duruyorsun ey pişman Taif!
Taif üzgün, Taif pişman…
Taif, kutlu misafirini ağırlayamadı,
Taif, açmadı kucağını,
Güllerin dikenlerini sundu kutlu misafirine…
Ey Taif! Seni hatırladıkça tarihin derinliklerinde atar kalbim,
Senin adına başım öne eğik, mahçup, pişman bir o kadar da utancı yaşarım.
Taif; pişmanlığın, anı geri getirememenin sembolüdür.
Taif, nimeti görememenin en somut örneğidir.
Ey Taif! Dağın, toprağın dile gelse, hâla o günkü utancı yaşadıklarını söylerler, kim bilir?
Rabb'in Habibi'ne siper olmak için nede çok can atmışlardı, kim bilir?
Taif üzgün, Taif pişman…
Dokunsan kan ağlayacak,
Resul(s.a.v.)'ün akan kanlarına mukabil…
Atılan her bir taş kahrolmuştu o gün,
Hiçbir ana benzemiyordu o an…
Kutlu Habib, kan revan içindeydi,
Kurtuluşlarını isteyeni, taşla karşılamışlardı…
Her yer şaşkındı, her yer çaresiz…
Dağ, gök ve sen ey Taif!
Tarihinde böylesi bir kara leken hiç olmamıştı.
Elinden gelseydi iki dağını birleştirip kutlu Habib'ine uzanan elleri yok edecektin!
Elinden gelseydi yürürdün dağlarınla, ezip yok ederdin sırtındaki nankör tüm kulları!
Taif! Resul(s.a.v.), kanlı adımlarla arşınlarken sokaklarını,
Sendin tir tir titreyen…
Resul yürüyordu,
Sen eriyordun…
Resul kandan izlerle seni terk ediyordu,
Sen, kahroluyordun!
Resul(s.a.v.) avuçlarını açmış Rabb'e yalvarırken,
Sen öfkeden, Resul(s.a.v.)'e diken sunanların başına yıkılmak istiyordun!
Cebrail(a.s.) de seninle aynı fikirdeydi,
Üzgün ve kederli bir şekilde diyordu ki; "Dile ki Rabb'inden isteyeyim, iki dağı birleştirsin."
Resul(s.a.v.) kan revan içinde hidayetleri için dua ederken;
"Onlar bilmiyorlar, bilseydiler böyle yapmazlardı" diyordu…
Ve kan revan içinde Rabb'ine şöyle sesleniyordu;
"İlâhi! Kuvvetimin zaafa uğradığını, çaresizliğimi, halkın gözünde hor ve hakir görüldüğümü ancak Sana arz ederim. Ey merhametlilerin en merhametlisi, herkesin zayıf görüp de dalına bindiği biçarelerin Rabbi sensin, İlahî, huysuz ve yüzsüz bir düşmanın eline beni düşürmeyecek, hatta hayatımın dizginlerini eline verdiğim akrabamdan bir dosta bile bırakmayacak kadar bana merhametlisin.
Ya Rabb! Eğer bana gazaplı değilsen, çektiğim bela ve sıkıntılara hiç aldırmam, fakat Senin esirgeyiciliğin bunları göstermeyecek kadar geniştir.
Ya Rabb! Gazabına uğramaktan, rızandan mahrum kalmaktan; Senin karanlıkları aydınlatan, din ve dünya işlerini dengeleyen yüzünün nûruna sığınırım. Râzı oluncaya kadar işte affına sığınırım. Bütün kuvvet ve kudret ancak Seninledir." Alıntı... Mizgin Dergisi... |