Tekil Mesaj gösterimi
Alt 13 Mayıs 2014, 18:18   Mesaj No:1

İslaminesil

Medineweb Emekdarı
İslaminesil - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:İslaminesil isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 40187
Üyelik T.: 20 Mart 2014
Arkadaşları:0
Cinsiyet:Erkek
Memleket:Wan
Yaş:42
Mesaj: 2.708
Konular: 316
Beğenildi:1428
Beğendi:590
Takdirleri:598
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Yönümüz Kıbleye Kalbimiz Nereye?

Yönümüz Kıbleye Kalbimiz Nereye?

Dua için ellerimizi açtığımızda, namaza kalktığımızda, cenazemizi kabre koyarken dikkat ettiğimiz; otururken, kalkarken, yatarken her zaman ve her yerde yöneldiğimiz bir kıblemiz var. İçimizdeki yönle aynı olan kıblemiz. Mekke'deki Mescid-i Haram'daki Kâbe... Bunun ne büyük lütuf olduğunun farkında mıyız?

Namaza durduğumuzda Mekke'ye yöneliriz. Orada bulunan Kâbe'ye; yani yeryüzünün ilk mescidine, Beytullah'a, ALLAH'ın evine yöneliriz.

Yüce Mevlâ, kıbleyi Kudüs'deki Mescid-i Aksâ'dan Mekke'deki Mescid-i Haram'a, Kâbe'ye çevirdiğini Hz. Peygamber s.a.v. Efendimiz'e namaz esnasında bildirmişti. Hatta namazın iki rekâtını Kudüs'teki Mescid-i Aksâ'ya doğru kılmış, tam o esnada vahiy gelmişti. Hemen Mekke'ye Mescid-i Haram'a yönelmiş, arkasında namaz kılan cemaat de onunla birlikte yönlerini Mekke'ye çevirmişlerdi.

Haber birkaç gün içinde her tarafa yayıldı. Bütün Müslümanlar artık Mescid-i Haram'a yönelerek namazlarını kılıyorlardı. Rasûlullah(s.a.v) s.a.v. Efendimiz'e itaat etme konusunda en ufak bir tereddüt geçirmemişlerdi. Bunun yanında münafıklar başta olmak üzere, gayr-i müslimlerden bazı kişiler dedikoduya başlamışlardı. Kalplerinde gizlediklerini de, açığa vurduklarını da bilen Yüce Mevlâ, onların durumunu Rasûlullah(s.a.v) s.a.v. Efendimiz'e şöyle haber vermişti:

“İnsanlardan bir kısım sefihler şöyle diyecekler: ‘Onları yöneldikleri kıblelerinden çeviren ne ki?' (Rasulüm) de ki: Doğu da batı da ALLAH'ındır. O dilediğini doğru olan yola hidayet eder. Böylece biz, sizi adaletli ve dengeli bir ümmet kıldık ki insanlara (hem dünyada hem de ahirette) şahitler olasınız, Peygamber de size şahit olsun. Daha önceden yönelmiş olduğun kıbleyi kıble tayin etmemiz, sadece Rasul'e tabi olanlar ile ökçeleri üzerine geriye dönenlerden ayırmamız içindir. Bu, ALLAH'ın hidayet ettiği kimselerden başkasına elbette ağır gelir…” (Bakara, 142-143)



İbadetlerde bir noktaya yönelmenin hakikatini ise Yüce Rabbimiz şöyle ifade buyuruyordu:
“Yüzünüzü doğu ve batı yönüne çevirmeniz iyilik değildir. Hakiki iyilik, ALLAH'a, ahiret gününe, meleklere, kitaba ve nebilere iman eden; malına olan sevgisine rağmen onu akrabaya, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere veren; namazı hakkıyla kılan, zekâtı veren, verdiği söze sadık kalan; sıkıntı, hastalık ve savaşın şiddetli anında sabredenlerin iyiliğidir. Onlar sadık ve takva sahibi olanlardır.” (Bakara, 177)

“Doğu da batı da ALLAH'ındır. Hangi tarafa yönelirseniz, ALLAH'ın vechi (yani sizin yönelişinize muhatap olacak şekilde O'nun zatı) oradadır (yani O, her tarafta karşınızdadır). ALLAH vasidir (her şeyi rahmetiyle kapsar), alîmdir (her şeyi bilir).” (Bakara, 115)



Böylece ALLAHu Tealâ, hayatımız boyunca dikkat etmemiz gereken büyük bir ölçüyü bize bildirmektedir. O da şudur: Sadece şekilde şartları yerine getirmek, sadece dış görünüşü düzeltmiş olmak yeterli değildir. İbadetlerimizde Kâbe'ye yönelmemiz hatta Kâbe'nin dibinde veya içinde bulunmamız yeterli değildir; kalplerimizdeki niyetlerimiz, ALLAH'a karşı hassasiyetimiz yani takvâmız önemlidir

Rasul-i Ekrem s.a.v. Efendimiz'in şu mübarek sözleri bu hakikati özetler

“ALLAH sizin şekillerinize ve mallarınıza bakmaz. O sizin kalplerinize ve amellerinize bakar.” (Müslim, İbn Mace)

“Ameller, niyetlere göre değer kazanır.” (Buharî)

Evet, ibadetlerimizde ve işlerimizde öncelikle dikkat etmemiz gereken, gönlümüz ve niyetimizdir. Fakat bu, şeklî şartların veya dış görünüşün hiçbir önemi olmadığı anlamına asla gelmez. İnsan olarak dış görünüşe kolayca mağlup oluruz, şeklî şartları yerine getirmeyi asıl gaye haline getirebiliriz. Yüce Mevlâ, böyle bir zaafa düşmememiz için ibadetlerimizde ve yaşayışımızda mananın önemli olduğunu bize bildiriyor. Bundan sonra şeklî şartlara da riayet etmemizi istiyor.

Cenab-ı Mevlâ, kıbleye yönelmekten maksadın ne olduğunu yukarıdaki ayetlerde ifade buyurduktan sonra, ibadetlerimizde Kâbe-i Muazzama'ya yönelmemizin farz olduğunu da şöyle ferman buyuruyor:


“Nereden yola çıkarsan çık, yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir. Bu, Rabbinden gelen bir hakikattir. ALLAH yaptıklarınızdan habersiz değildir. (Evet ey Rasulüm!) nereden yola çıkarsan çık, yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir. Sizler de nerede bulunursanız bulunun yüzünüzü o tarafa çevirin ki, zulüm yapmaya şartlanmış olanların dışındaki insanların size karşı hiçbir delilleri kalmasın. Sakın onlardan korkmayın, yalnız benden korkun. Böylece size olan nimetimi tamamlayayım da doğru yolu bulasınız.” (Bakara, 149, 150)


Kıble, hem kalbimize hem kalıbımıza gerek…


Alıntı
__________________
Ben sizi Allah’ın kitabına ve Resulü’nün sünnetine çağırıyorum: Gerçekten sünnet öldürülmüş ve bidat diriltilmiştir.Hz.Huseyin
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi İslaminesil 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Babadan Evlada Cevap. Makale ve Köşe Yazıları Kara Kartal 18 7526 13 Kasım 2017 21:19
Asrın Kerbelasi Filistin.. Serbest Kürsü Mihrinaz 3 1832 13 Kasım 2017 18:55
Dūşlerim... Makale ve Köşe Yazıları su damlası 2 1766 12 Kasım 2017 07:51
Mynmar ve Biten Muslumanligimiz... Makale ve Köşe Yazıları İslaminesil 0 1600 16 Eylül 2017 22:06
Veyl Olsun... Makale ve Köşe Yazıları Mihrinaz 3 1764 16 Eylül 2017 22:04