28 Mayıs 2014, 23:36
|
Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 24048 Üyelik T.:
01 Ocak 2013 Arkadaşları:0 Cinsiyet: Mesaj:
242 Konular:
66 Beğenildi:64 Beğendi:0 Takdirleri:110 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | İlginç Bir Hikaye İlginç Bir Hikaye İlginç Bir Hikaye 28 Mayıs 2014 Çarşamba 00:07 www.cemalnar.com Tanıdığım ve İslamî hassasiyeti cihetiyle sevdiğim bir kardeşimden bir mail aldım. Şöyle yazıyordu: “Kurumumuzda çaycı vardı, duydum ki devletin ne elektriğini ne de suyunu ödemeden devlet üzerinden para kazanıyormuş. Önceleri bilmiyordum, parasıyla çayımı içiyordum. Sonra bir gün bir bardak sıcak su aldım para almadı. Tabi kendi ateşiyle ısınmış su olunca “helal edin” dedim. Sonra bir arkadaşımdan duydum; şöyle diyordu: “Ne hakkı var ki? İdare göz yumuyor, o da devletin kesesinden para kazanıyor.” “Nasıl yani?” dedim. Gerçeği öğrenince de çok şaşırdım. Tabi anında çay kahve içimini bıraktım. Zaten çok içen biri de değildim.” Bana bunun hükmünü soruyor o kardeşimiz. Cevaba gerek var mı? Allah razı olsun, gereğini yapmış zaten. Ama olay burada bitmemiş. Çünkü ha bire soruyorlarmış , “neden çay içmeyi bıraktın?” Arkadaş devam ediyor: “Mecbur kalınca idari işlere durumu anlattım. ‘Müdür beyle bu konuyu konuşmak lazım’ dedim. ‘Nasıl olur da devlete hiç bir şey ödenmeden akşama kadar devletin elektriği ve suyu kullanılarak para kazanılır?’ dedim. ‘Bu haramdır, içmiyorum.’ Dedim. Koca kurumda benim gibi duyarlı bir kişi daha çıktı ve o da anında çay kahve vs. içmeyi bıraktı. Ama ortalığa bu durum yayıldı. Kimi ‘bu benim ihtiyacım, bir şey olmaz’ dedi. Kimisi de ‘böyle ince hesaplar yapacak olursak…’ dedi. Bazı kişiler de çayı beğenmeyerek içimi azaltmış. Çaycı da kendiliğinden işi bırakmış ben izindeyken. O kadar sevindim ki. Şimdi müdür bey çaycı arıyormuş, ‘araya saat konulacak, devletin elektriği suyu ödenecek’ diyormuş. Bir yerden kulağına bir şeyler mi gitti, yoksa şikayet olur diye mi korktu, bilmiyorum. Derken müdür Bey beni aradı. Ben de gittim odasına ve ‘zaten ben de görüşmek istiyordum sizinle’ dedim. Kendi hassasiyetini de anlattı. Ben de ‘sizin böyle bir şeye müsaade etmeniz şaşırtmıştı doğrusu’ dedim. ‘Mecbur kaldık’ dedi. ‘Ahirette bizden önce size sorulur hesabı, kul hakkına dikkat etmek gerekir müdürüm’ dedim. Gelen çaycılar ‘elektrik de karşılanırsa kurtarmıyor’ diyorlarmış. Buldukları çözümü söyledi ve ‘devletin elektriği de ödenecek, suyu da’ dedi. Ben de ‘çok şükür böyle olsun, bizler de ağız tadıyla çayımızı içelim’ dedim. ‘Şu kurumda buna duyarlı olarak sayımız çok az ama bu konuda gerçekten hassas olmalı’ dedim, teşekkür edip memmuniyetimi belirtip çıktım.
Devletin kalemini kullanıyorum diye kalem alıyorum. Çok nadir de olsa aman kağıdını kullanıyorum diye çoğu zaman devlete kağıt alıyorum. Duyarlı bir iki arkadaşla kartuş doldurtuyorum. Kağıtlar çöpe gitmesin diye Tema’dan, belediyeden geri dönüşüm kutular getirtip her kata koydurup takibini yaptırıyorum. Önce kağıdı toplamıyorlardı, duyarlı arkadaşlarla kutuları boşaltıp küçük arabamın arkasına koyup “tema”nın bahçesine bırakıyordum. Şimdi kurum büyüdü, belediye topluyor kağıtları. Her şey milletimiz, devletimiz için. Bilmeden içtiğim çaylar için de kuruma çokça kağıt alacağım. Hocam daha başka neler yapabilirim?” Ben de bir şeyler yazdım. Son cümlem şöyleydi: "Diklenmeden dik durmak" denilen şey budur işte. Tebrikler kardeşim.” Evet, Müslüman hassasiyetini taşıyanların bu davranışı ile önüne geleni yakıp yıkarak sokakları savaş alanına çeviren ecnebi ideolojilerin uşaklarının karşılaştırmasını artık devlet de yapsın millet de. Milli Eğitim de yapsın, yardı da. Emniyet de yapsın, ordu da. Bu milleti idarede hissesi olan herkesedir sözüm aslında. Bazıları bu çağrıyı “çok ucuz” bulacaktır, ama biz görevimizi yaparak bir kere daha haykırıyoruz, “çare İslam, çözüm İslam’da. Çıkmaz sokaklarda oyalanmayı bırakın, ecnebi labirentlerinde kaybolmaktan kurtulun artık, özünüze bakın, kendinizi tanıyın, kaybettiğiniz güneşinize çevirin yüzünüzü karanlıklardan.”
__________________ O yüz , her hattı tevhid kaleminden bir satır; O yüz ki , göz değince Allah ' ı hatırlatır. |
| |