Tekil Mesaj gösterimi
Alt 01Haziran 2014, 19:13   Mesaj No:7

umut628

Medineweb Aktif Üyesi
umut628 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:umut628 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 24048
Üyelik T.: 01 Ocak 2013
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 242
Konular: 66
Beğenildi:64
Beğendi:0
Takdirleri:110
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Atatürk ilk.ink tar II 1-8 ünite özetleri

ÜNİTE 7 – ATATÜRK’TEN SONRA TÜRKİYE

II. DÜNYA SAVAŞI DÖNEMİNİN SİYASİ, SOSYAL VE EKONOMİK UYGULAMALARI

26 Aralık’ta yapılan olağanüstü Kurultayda İsmet İnönü “milli şef ve değişmez genel başkan” sıfatını almış, Atatürk “Ebedi Şef” olarak kabul edilmiştir.

Müstakil Grup, Hükümetin faaliyetlerinin TBMM’de kontrol edilmesini sağlamak amacıyla oluşturulmuştur.

Milli Korunma Kanunu: Savaş ihtiyaçlarıyla doğrudan ilgili maden ve sanayi sahasında hani malın ne miktar üretileceğine karar verme yetkisiyle hükümete ekonomik hayatın her yönünü kontrol etme imkanı veriyordu. Kanun, alınan kararlara bağlı olarak işçilere ücretli çalışma mecburiyeti getirmek, hafta tatilini iptal etmek, istismarcıları hapis ve sürgünle cezalandırmak gibi geniş yetkileri hükümete vermekteydi.

Savaş döneminin ekonomik şartlarını istismar ederek elde ettikleri yüksek kazançların vergisini vermeyenlerin hedef alındığı açıklanan, 11 Kasım 1942 çıkarılan bir yasa ile uygulama konan Varlık Vergisi uygulama aşamasında birçok suistimalleri de beraberinde getirmiştir.

Toprak Mahsulleri Vergisi: Bu vergi, büyük yekun tutan savaş harcamalarının yükünün millet fertleri arasında düzenli bir şekilde dağıtılmasını sağlamak için maliyetinin birkaç katı artan tarım ürünlerinden vergi alınması zarureti ile açıklanmıştır. Aynı zamanda bu vergi, Osmanlı dönemi aşar vergisinin geri getirildiği yönündeki eleştirilere maruz kalmıştır.

Savaşın bitimine yakın günlerde Sovyetler Birliği’nin Doğu Anadolu ve Boğazlar üzerinde kontrol hakkı iddia etmesi Türkiye’nin 1939 itibarıyla yaptığı yön tercihini Batı lehine sağlamlaştıran bir etken olmuştur. Türkiye savaşın bitimine yakın Almanya ve Japonya devletlerine savaş ilan ederek San Francisco Konferansı’na katıldı. Çok partili siyasi hayatı benimsediğini duyuran Türkiye, Birleşmiş Milletler çatısı altına katılmayı tercih etmişti.

Çok Partili Hayata Geçiş Süreci
Celal Bayar, Adnan Menderes, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan 7 Ocak 1946 tarihinde Demokrat Partiyi kurdular.

Çok Partili Hayata Geçişte Bir Dönüm Noktası: 12 Temmuz Beyannamesi
İsmet İnönü tarafından yayımlanan beyannamede ortaya konan fikirler Türk siyasi hayatı ve demokrasi düşüncesinin gelişimi açısından yüzyılın başından itibaren yaşan problemlere ve çözüm önerilerine işaret etmektedir.
Çok partili dönemin ilk başbakanı Recep Peker’dir.

Türkiye Cumhuriyeti’nde 1950-1960 (Demokrat Parti) Dönemi
Yeni hükümet dış politikada değişiklik olmayacağını, mevcut sözlere bağlılığın devam edeceğini ilan ederken ekonomide yabancı sermayeye imkan tanınacağı, üretimin artırılmasına çalışılacağı belirtildi. Sosyal meselelere ağırlık verilerek işçilerin grev haklarının verileceği, ücretli izin ve tatil hakkı tanınmasının yanı sıra genel af kanunu çıkarılması vaat ediliyordu. İşçilerin mali ve sosyal haklarını iyileştirme hedefi ile 1952’de Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu kurulmuştur. Okullarda din dersleri mecburiye hale getirilmiştir.

1954 seçimlerinde Demokrat Parti seçimler oy oranını arttırarak meclisin tek hakimi haline geldi.

Hürriyet Partisi, hükümetin basına yönelik tavrına karşı çıkan Demokrat Parti içindeki muhalif milletvekillerinin 20 Aralık 1955’te kurduğu partidir.

Tahkikat Komisyonu; 18 Nisan 1960 tarihinde, muhalefet ve basının faaliyetlerini denetlemek amacıyla kurulan Meclis komisyonudur. 27 Mayıs Darbesi’nden hemen önce faaliyeti hükümet tarafından durdurulmuştur. 27 Mayıs Darbesi’ni gerçekleştiren Alpaslan Türkeş’tir.

1960 Darbesi’nden Sonra Türkiye
Milli Birlik Komitesi’nin başına getirilen Kara Kuvvetleri Komutanı Cemal Gürsel müdahalenin amacını “Türkiye’de demokrasinin yeniden ortaya çıkarılması” olarak açıklayacaktır.

Komite ilk olarak, kapatılan üniversitelerin açılması, basın yayın yasağının kaldırılması ve bir anayasa komisyonunun oluşturulmasını gerçekleştirmiştir. DP yöneticileri ise vatana ihanet ithamıyla mahkemeye verildi.

12 Ocak 1961’de siyasi faaliyetlere izin verilmesinin ardından, Adalet Partisi, Yeni Türkiye Partisi ve Türkiye İşçi Partisi bu süreçte kuruldu.
Yassı Ada’da yapılan yargılamalar sonucunda Mahkeme, Adnan Menderes’in de aralarında bulunduğu 15 kişiye ölüm cezası verdi. Celal Bayar’ın cezası yaş durumundan dolayı hapse çevrilmişti.

İlk Koalisyon hükümeti CHP-AP tarafından 20 Kasım 1961’de kuruldu. Taraflar; planlı kalkınma, özel teşebbüsün desteklenmesi, enflasyon ve işsizlikle mücadele, toprak reformunun uygulanması, yabancı sermayenin desteklenmesi ve yapılmış olan uluslararası anlaşmalara sadık kalınması gibi daha sonra klişe olarak her koalisyon hükümetinin programında görülecek esaslar üzerinde anlaşmışlardır.

12 Mart’tan 12 Eylül’e Türk Siyasetinde Gelişmeler
27 Mart’ta Nihat Erim başkanlığında bir “Teknokratlar Hükümeti” (Partiler üstü hükümet) oluşturuldu. Yeni hükümet ilk olarak asayiş meselesine el attı. Belirli reformları yapmayı hedefleyen hükümet, reformlardan etkilenecek kesimlerin tepkileri hükümetin devamını engelledi. Erim Hükümeti 3 Aralık 1971’de istifa etti.

Nihat Erim, reform paketinin belli çevreler için rahatsız edici öğelerini çıkarmış olarak bir hafta sonra tekrar hükümeti kurdu. Erim hükümetinin, kanun hükmünde kararnamelerle yönetimi sürdürme isteğine her kesimden tepki gelince yeniden istifa etti.

1973 genel seçimlerinin sonucu Türkiye’yi koalisyonlara mecbur etmiştir.

12 Eylül 1980’de Darbe gerçekleşti.

12 Eylül 1980 Darbesi ve Sonrasında Türkiye
Milli Güvenlik Konseyi, devletin temel kurumlarının işlemez hale getirildiği, siyasilerin kısır çekişmelerinin ülkeyi sıkıntılardan kurtarmak için gerekli tedbirlerin alınmasına engel olduğu, toplumda Atatürkçülük yerine irticai ve sapkın ideolojilerin hakim olduğu suçlamalarını yaparak meclis ve hükümeti feshetti ve milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırdı. Seçimlerde ülke genelinde oy barajı sistemi getirilerek küçük partilerin Meclis’e girmeleri önlenmeye çalışıldı.

Turgut Özal’ın başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı dönemi, gelir dağılımı adaletsizliğini ortadan kaldırmak ve bir orta sınıf oluşturmayı hedeflemişti.
5 Nisan 1994 kararları olarak tarihe geçen ekonomik önlemler, getirilen yeni vergiler ve paranın değer kaybı toplumun büyük kesimlerinin daha da fakirleşmesini simgeliyordu.

DSP, ANAP ve MHP koalisyonundan sonra 3 Kasım 2002’de yapılan seçimler sonra AKP dönemi başlamıştır.

Ünite 7’ye Kısa Kısa

İsmet İnönü döneminin ilk icraatları,
- Atatürk döneminde çeşitli sebeplerle aktif siyaset yapamayan Kazım Karabekir, Rauf Orbay gibi şahsiyetlerin öne çıkarılması,
- Atatürk’ün son döneminde yanında yer alan ve İsmet İnönü’ye muhalif oldukları bilinen siyasetçilerin siyaset dışına itilmesi,
- İsmet İnönü milli şef ve değişmez genel başka sıfatını alması,
- Atatürk “Ebedi Şef” olarak kabul edilmesi
İkinci Dünya Savaşı sırasında kabul edilen uygulamalar;
- Köy Enstitülerinin kurulması,
- Milli Korunma Kanunu,
- Varlık Vergisi,
- Toprak Mahsulleri Vergisi

Demokrat Parti içinde oluşan muhalif milletvekilleri tarafından Hürriyet Partisi kurulmuştur.

1950-1960 arası dönemde yaşanan politik cepheleşmenin unsurları;
- CHP’nin mallarının devletleştirilmesi,
- Tahkikat Komisyonu,
- Vatan Cephesinin kurulması,
- Siyasi parti toplantılarının devlet görevlilerinin katılımıyla yapılması mecburiyetinin getirilmesi.

Türkiye’de çok partili siyasi hayatın ilk koalisyon hükümeti AP – CHP partileri arasında kurulmuştur.

12 Mart Muhtırasından sonra Demirel hükümetinin istifası üzerine kurulan teknokratlar hükümeti Nihat Erim tarafından kurulmuştur.

“Genel seçimler için hazırlık yapan partilerin üzerinde uzlaştıkları konular bir bakıma on yıllık tartışmaların satır başları niteliğindeydi: Atatürk reformlarının korunması, dinin siyasete alet edilmemesi, bölücü propaganda yapılmaması, aşırı sağ, sol ve ırkçılığa, totalitarizme ve ayrımcılığa karşı gelinmesi” gibi konular 1960-1971 dönemin beklentisini yansıtmaktadır.
Milli Güvenlik Kurulu’nun 28 Şubat 1997 tarihinde hükümeti uyararak Laiklik karşıtı eylemlerin engellenmesi, eğitimde 8 yıllık kesintisiz sisteme geçilmesi gibi isteklerde bulunduğu koalisyon hükümeti Refah- Doğru Yol Partisi Koalisyonu’dur.

Uluslar arası baskılara karşın haşhaş ekiminin serbest bırakılması ve Kıbrıs Barış Harekâtının gerçekleştirilmesi CHP - Milli Selamet Partisi koalisyon hükümetinin yönetiminde olmuştur.

1981-1993 yılları arasında başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak görev yapan siyasetçi Turgut Özal’dır.

Birinci Milliyetçi Cephe Hükümeti, Adalet Partisi, Milli Selamet Partisi, Cumhuriyetçi Güven Partisi ve MHP işbirliğinde kuruldu.
İkinci Milliyetçi Cephe Hükümeti, AP, MSP ve MHP desteğiyle kurulmuştur.
alıntıdır
__________________
O yüz , her hattı tevhid kaleminden bir satır;
O yüz ki , göz değince Allah ' ı hatırlatır.
Alıntı ile Cevapla