Alıntı:
azranur Üyemizden Alıntı
40 gün onun gibi olup,sonra hep onun gibi kalırsam,iki çılgın bu eve nasıl sığarız
çok güzel bir yazı |
ben özledim azranur u ama
onunla sohbet etmek çok hoşuma gidiyor
bence senin kızın sizin aileyi dengede tutuyor
Alıntı:
Lalü Aşk Üyemizden Alıntı
Yine çok güzel bir konu her zamanki gibi...çok teşekkür ederim.Rabbim razi olsun ,bu birbirinden anlamli ve değerli vede eğitici konulari bizimle paylaştığın için |
sende okuyup zaman ayırdığın için çok teşekkür ederim
Rabb im razı olsun
.
Alıntı:
mehmet akif2 Üyemizden Alıntı
çok güzel ve anlamlı yazı
emeğine sağlık fatma |
evet bu gibi yazılardan çıkarılması gereken çok ders var.
öncelikle çocuklarımız evimizde biblo değildir..
ta küçük yaşta bizlerin sözlerini davranışlarını beynine kaydediyor..
sonrasında çocuk büyüdükçe konuşmalarına bakıyorsunuz sizin cümlelerinizle hitap ediyor ..
o yüzden hal ve hareketlerimize,konuşmalarımıza çok dikkat etmeliyiz..ve onunda bi birey olduğunu unutmamalıyız...
bazen bakıyorum kadın öyle bi konuşmaya dalmış ki arkadaşıyla,evladı çırpınıyor yaptığı resmi gösteriyor taktir bekliyor..kadın da karşısındakine konsantre çocuğunu görmüyor,duymuyor..
oysa çocuğun istediği tek şey onu duymamız..ona karşılık vermemiz..komşumuzla muhabbetimizi başka bi zaman diliminde de yapabiliriz..ama çocuğumuzun o anı beli de hiç olmayacak..
mutluluğu dizilerde arayan ailelere de okutmak lazım bu tip yazıları.mutluluk yanı aşımızda..
"Bırakın âlemi, dünyayı, her şeyi… Bir kuluçkaya yatar gibi çocuğunuzu bir iyi edici olarak alın koynunuza… Bırakın kendinizi onun iyi edici ruhuna, bağlanın… Çıkartın kendi gözlerinizi, onun çocuksu gözleri ile yaşama bakın… Çocuk olun yani… Zıp zıp zıplayabilecek kadar çocuk…