19Haziran 2014, 19:16
|
Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 36712 Üyelik T.:
22 Aralık 2013 Arkadaşları:17 Cinsiyet: Mesaj :
844 Konular:
67 Beğenildi:28 Beğendi:1 Takdirleri:60 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Minibüste Cihad Minibüste Cihad Minibüste Cihad
Geçenlerde bir arkadaşımla beraber şehir içi otobüs yolculuğu yapmak zorunda kaldık. Yok canım, özgür kızlar gibi orası senin burası benim gezmiyoruz sadece bir iş için çıkmıştık.... Doğru ya rahat gezip tozmanın adı özgürlük(!) oldu artık.. İster başörtülü, ol ister peçeli-çarşaflı; hiç farketmiyor. Artık günümüzde özgür iradesiyle dışarlarda gezen Müslüman bir gençlik var. Diğerlerini gündeme almıyorum bile.
‘Aa şu mağazaya yeni bluzlar mi gelmiş’ atla otobüse, yeni bir film mi girmiş vizyona; bin minibüse, canın çok mu sıkıldı evde; bin metrobüslere.. Gez gezebildiğin kadar, harca harcayabildiğin kadar. Vaktini, gençliğini, ömrünü harca. Daha mı radikalsin? O zaman nerde ne konferans var, hangi miting nerede yapılıyor takipte kal. Gündüzmüş, aksammış deme cihad şuuruyla bin o otobüslere!
"Sanki haram bisi mi yapıyoruz burdaa! Allah Allah, hem başörtümü de takıyorum pardösümü de giyiyorum ne var yani.. " demeyin sakın. Zorunlu olarak bindiğim minibüs ve otobüslerin halini gördükten sonra harama bulaşmadan bu toplumda nasıl bir yerden bir yere gidilir diye kara kara düşünmeye başladım ve hatta bunun üzerine bir tez yazmaya bile karar verdim. Öyle ki, fıkıh hocalarına ‘hocam günümüzde külüstür de olsa araba sahibi olmak her Müslüman erkek ve kadına farz mıdır’ diye bir soru yöneltmek aklımdan geçmedi değil. Ben mi bu ortamlara girince birden insanlar kalabalıklaşıyor diye düşünüyorum bazen. Bu da hüsni zannımdan olsa gerek. Zira bu özgür Müslüman kızlardan bu konuya dair pek bir hayıflanma göremedim.
Geçen de hayatımın en ilginç sorulardan birini aldım bir arkadaştan.
"Sence peçeli bir kız zorunlu kaldığı için bisikletle bir yere gidebilir mi?"
Ciddi mi soruyor diye yüzüne baktım. Evet, gayet ciddiydi. "Nerden çıktı ki bu simdi?!”
"Kursa gitmek zorundayım ama otobüsler kalabalık oluyor, ortamdan rahatsız oluyorum. Kursta yatılı kalmaya da ailem sıcak bakmıyor.. Ee bende düşündüm ki belki bisikletle gidersem bu soruna bir çare bulurum.”
Ahh canım kardeşim ne duruma düşürdüler bizi. Bir yandan çıkmaz sorununa mı cevap vereyim yoksa kendinden feragat edip peçelilerin imajını sarsmaması için ricada mı bulunayım bilemedim.
Sana bu soruyu sorduranlar utansın. Utanın ey millet!
Baban fazla mesai yapsın, hatta bizler de patik çorap satalım sana bir ‘Şahin’ alalım ama binme o bisiklete diyesim geldi.
Zaten sadece bir gün binse toplumdan gelecek olumsuz tepkilerle bir daha hayatta binmezdi. Dilersen dene dedim. Pek iç acıcı konuşmamış olmalıyım ki ondan da vazgeçip kara kara düşünmeye başladı.
Evet insanlar, biz düşünüyoruz. Nasıl olur da minibüste yanıma bir erkek oturmaz problemini ve otobüsten birilerine dokunmadan inme problemini senelerdir çözmeye çalışıyoruz. Havuz problemlerinden çok daha önemli problemlerimiz var bizim. X'in Y'nin belli olup ama bir türlü sonucuna erişemediğimiz problemler..
Söylemeden geçemeyeceğim. Bizimle aynı derdi taşıyan Müslüman genç erkekler de var bu toplumda, gerçi artık yanına bayan oturduğunda "pardon ben kalkabilir miyim" diyen delikanlıları az görsek de yine de var iste.
Onlar da bu yozlaşmış toplumda temiz kalmanın derdindeler. Onların isi daha da zor...
Bir ara kadınlar için ayrı bir metrobüs önerisi yapılmıştı mevcut hükümete. Tabi kabul görmedi ne yazık ki.. Bir çok bayan böyle bir uygulamayı istemesine rağmen birileri şeriat gelecek korkusu ile uygulamaya geçirmedi. Erkekle kadını aynı otobüse istiflemeyi modern bir uygulama olarak gören bir zihniyetten ne beklersiniz ki..
Bizim hassasiyetimizi bir kenara bırakın, hangi bayan böyle bir durumdan hoşnut olur ki? İnsanın fıtratı buna tepkisel yaratılmıştır bir kere. Aksini savunan insanlar fıtratı yani ahlakı bozulmuş, yozlaşmış şahsiyetlerdir.
Ve evet ne yazık ki biz bu şahsiyetlerle aynı havayı solumak zorunda bırakılıyoruz.
Abarttığımı düşünebilirsiniz belki.. Belki de hayatım boyunca bu toplu taşıma araçlarını çok az kullanmak zorunda kaldığım içindir bu tepkim. Öyle değil ama…
Minibüste kendisine yer verilmesine rağmen benim ve eşimin yanına gelip avazı çıktığı kadar “Hayır başka yere oturmayacağım, bu kalkacak!” diye eşimi gösteren kemalist amcadan sonra hiç de abarttığımı düşünmüyorum. Onlar bizim değerlerimizi çok iyi biliyorlar aslında. Ve nasıl bunları bozabiliriz, onun derdindeler…
Şuurlu bir ailede yetişmem hasebiyle açıkçası şu zamana kadar çok binmek zorunda kalmadım bu araçlara. Ama hepimizi rahatsız eden bir problem bu..
Müslüman kızların bu denli rahat kullanmaları da ayrı bir sıkıntı.
Katıldığı miting dolayısıyla akşam ezanından sonra bir kızın bu araçlara binip de eve yalnız gitmesinden Allah razı oluyor mu acaba? Veya gece geç saatlere kadar programlarda kalıp arkadaşlarla da olsa tabiri caizse kız başına takılmak? Bir yeri onarırken başka bir yeri yıkıyoruz sanki..
Kimse güvenli bir ortam olduğunu söyleyemez herhalde. Özellikle insanın başına her an her şeyin gelebileceği büyük şehirlerdeyse..
Allah’ın Müslüman kadınlar için emretmiş olduğu “Evlerinizde oturun, eski cahiliye âdetinde olduğu gibi açılıp saçılmayın.” ayeti ne anlam teşkil ediyor bizler için?
Bunlar, üzerinde uzun uzun düşünmemiz ve kendimize yöneltmemiz gereken özeleştiriler.
Her ne kadar kendimizi korumaya çalışsak da bu toplumda ister istemez bir şekilde bu araçları kullanmak zorunda kalıyoruz. Peki bu araçları nasıl değerlendirebiliriz hem zaman hem de mekan olarak?
Küçük de olsa işe yarayan birkaç öneri..
Bir kere mutlaka yanınızda bir kitap bulunsun, kitap okumak için çok iyi bir mekandır toplu taşıma araçları. Hem zamanınızı değerlendirmeye yarar hem de gözlerinizi haramda korur Kitap okuyamayanlar veya unutanlar için duraktan durağa zikir makinemizi verebiliriz. Bir duraktan diğer durağa geçene kadar Allah’ı çeşitli şekillerde zikredin. (Estağfirullah zikrini daha fazla çekin )
Çantanızda İslamı anlatan yararlı olabilecek küçük kitapçıklar bulundurun. Yanınızdaki insanla güzel bir muhabbet yakalayabilirseniz bu kitapçığı ona hediye edebilirsiniz.
Ve çok zor durumda kalmadıktan sonra tek başınıza seyahat etmeyin. (Kızlar için)
Yanınızda bir erkek (abi, kardeş, eş) ile seyahat etmeye çalışın. En kötü ihtimal yanınıza bir arkadaşınızı alın…
Bir de dua edin tabi.. Toplum için. Bizler için. Hepimiz için. Tüm Müslümanlar için..
Meçhul Seyyah Minibüs arkası için öneri yazı: “Bana dokunmayan insan çok yaşasın”
kaynak:pecelikizingunlugu.blogspot.com.tr |
| |