Çok düşünceliydi...
Dalgın bir şekilde yürüyordu...
Birden önüne bir çukur çıktı...
Foseptik çukuru muydu neydi...
Çok pis kokuyordu...
Güneş de sanki yakarcasına ısıtıyordu...
Alnının terini sildi...
Çukura bir kez daha baktı...
Pek çok insan için iğrenç gelse de,
Burası kendileri için huzur dolu olduğu belli olan canlılar vardı...
Sıcaktan sular buharlaşıyordu...
Bir müddet buharlaşan suları inceledi...
Ne kadar da saf ve temizdiler buharlaşan sular...
Daha sonra yağmur suyu olacak,
Ve tertemiz su olarak içilecekti...
Pislik içindeki temizlik...
Allahu Teala ne muhteşem bir şekilde temizi pisten ayırıyordu...
Ama güneşin sıcağında pişmeden de ayrılır mıydı?
Acaba insanların başına gelen musibetler de,
Onları pislik içinden ayırmada kullanılan güneş miydi?
Her musibet, insanları pişiriyor ve temizi pisi ayırıyordu...
Gökyüzüne doğru baktı...
Bulutlar sanki bir şeyler anlatıyordu...
Kimseye söylemedi...
Başı önüne eğildi...
Saygıyla...
Sıcak sıcak süzüldü damlalar...
Gözyaşları yanağını ıslatıyordu...
Usulca sildi...
Ne de güzel ne de şekerdi...
Koşup sarılmak istedim...
Durdum...
Onu sevgilisiyle baş başa bırakmak daha doğruydu...
Utandırmak istemedim...
Allahım ne de güzel kulların var...
Onları senin için seviyorum...
Bizleri de onların hatırına affet Allahım...
Ali Parlak
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]