HAYDİN ''BELAAA'' DEMEYE
Araf Suresi 172
Hani Rabbin (ezelde) Âdemoğullarının sulplerinden zürriyetlerini almış, onları kendilerine karşı şahit tutarak, “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” demişti. Onlar da, “Evet(Bela), şahit olduk (ki Rabbimizsin)” demişlerdi. Böyle yapmamız kıyamet günü, “Biz bundan habersizdik” dememeniz içindir.
--------------
Sevgili kardeşlerim...
Ufkunuzu ve tefekkür noktanızı biraz genişletmek ve farklı bir bakış açısı için sadece sesli düşünüyorum. Konumuzun özetinin hepsi bu...
Ademoğullarının sulblerinden zürriyetleri alınmış. Yani yaratılmış.
Anne karnı insan için cennet... Sonra ruh üflenmiş... 21. hafta mıydı, ceninin canlanması.
9 ay sonunda ise dünyaya indiriliş...
Dünyaya diriliş ile Şeytanın insana dokunması ve insanın ağlaması. Her doğan insana şeytan dokunur ve her doğan insan ağlar...
Sadece Hz. Peygamber efendimize(sav) ve Hz. İsa as'a şeytan dokunmamış / dokunamamıştır. Bundan dolayı da doğduklarında sadece onlar ağlamamıştır.
İsa(as) beşikte iken konuştuğunda, annesini doğrularken, Peygamber efendimizin(sav) derdi biz olduğumuz için ağzından ''ümmetim ümmetim'' sözleri dökülmüştür.
İnsanların yeryüzünde var olmasından bu yana bütün peygamberlerin görevi insanları Allah'a çağırmak olmuştur.
Bütün insanların muhatap olduğu hitap bellidir:
Elestü bi Rabbiküm... Ben sizin Rabbiniz değil miyim?
Kalu Bela gününde bu hitaba ''Bela'' diyebilen ruhlar secdeye kapanmış ve kurtuluşa ermişlerdir. ''Bela'' diyemeyen ruhlar ise hüsrana uğramışlardır. Büyük hesap günü geldiğinde, insanlara kitapları önlerine açıldığında herkes kendi kitabını okuyacaktır.
Çevrenize bir bakın. Kimi insanlar ''Bela'' diyor, kimisi çağrıdan kaçıyor. Değil mi?
Secdeye, namaza koşanlar, Bela diyorlar... Yani, evet sen bizim Rabbimizsin. Ve namaz ile ikrar...
Namazdan kaçanlar. Secdeden kaçanlar. Durumun vehametinin farkındalar mı acaba? Evet Sen bizim Rabbimizsin demek bu kadar mı zor? Bilmem... Herkesin bir ayanı sabitesi var... Ama şu gerçek ki, ''Bela'' demekten kaçıyorlar...
Demem şu ki: Kalu Bela'yı merak mı ediyorsunuz? Rabbinize itaat ettiniz mi etmediniz mi, ''Bela'' dediniz mi demediniz mi? Merak mı ediyorsunuz? Yaşantınıza bir bakın... Kur'an ölçülerine riayet ediyorsanız, Allahım seni Rab olarak kabul ettim ve senden razıyım diyorsanız, din olarak islamı seçtim ve razıyım diyorsanız, peygamber olarak Hz. Muhammedi(sav) seçtim ve ondan razıyım diyorsanız, Allah için Rabbim deyip namazlara secdelere koşuyorsanız merak etmeyin, siz ''Bela'' diyorsunuz...
Kalu Bela meydanı bu meydan... Zaman bu zaman... An bu an... Öldüğünüz gün kitabınızı önünüze getirdiklerinde inkar da edemezsiniz. İlahi kameraların kayıt altına aldığı, başrolünü sizin oynadığınız bir film koyarlar önünüze...
Neyse... Anlayan anladı...
Yaratılış yerinin anne karnı olduğunu düşünürsek, bir milyon yıl sonra bu günümüzün de ezelde yer alacağını düşünürsek, Allah katında geçmişin ve geleceğin hepsi bir an olduğuna göre,
Geçmiş bir zamanda Kalu Bela aramak, acaba secdeye vardım mıydı diye düşünmek saçma olsa gerek...
Ne diye geçmişe gidiyorsun? Zaten şu anda bile geçmiştesin. Bak aldığın nefes bile geçmişte kaldı.
Şu an namaz kılıyorsan, müjde sana, Kalu Bela'da secdedesin...
Allah ''Bela''nızı versin desem, beddua sanırsınız...
Aslında bir hayır dua ettim bilen yok...
Elestü bi Rabbiküm? Ben sizin Rabbiniz değil miyim?
Bela... Evet...
Bak günde 5 kez Bela demen için çağrılıyorsun...
Kaçma kardeşim gel ''Bela'' demeye... Gel Rabbine...
Ali Parlak
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]