Kıblemiz Neresi?
Kıble; taraf, yönelme anlamlarına gelir.
Yönünü bir yere çevirme.
Yöneliş.
Adandığı bir başkası...
Odağı bir başkası...
Lafını iki etmediği başkaları...
Ama kıblesi Kabe!
İnanılır mı peki?
Beyin, kalp başka şeylerin peşinde ama yüz Mescid-i Harama'a çevrili.
Ayıp etmiş olmaz mıyız?
Olur mu?
Bunun kişiye bir faydası olur mu?
Kendi kendini kandırmaktan başka nedir ki bu?
Hani namazımız bizi her türlü kötülüklerden alıkoyacaktı? (Ankebut 45)
Bir yerde hata var.
Hem de büyük ve temelden!
O da şu bence, kıblemizi Allah olarak belirlememişiz.
Beynin, kalbin kıblesi Allah olmadıktan sonra yüzümüzü Kabe'ye dönsek bu bir işe yaramaz ki!
Yaramıyor nitekim!
Allah'tan gafiliz.
Namazda bile.
Çünkü beynimizle, kalbimizle, zerrelerimizle bizi yaratana yönelmiyoruz.
Kabe'ye dönerek kendimizi bir güzel kandırdığımızı, ikiyüzlülüğümüzü unutuyoruz.
UYANALIM!
Ve kendimizi kontrol edelim.
Allah'a gerçekten yönelebildik mi acaba? Büşra ŞÜKRAN