Durumu: Medine No : 21422 Üyelik T.:
08 Kasım 2012 Arkadaşları:35 Cinsiyet: Mesaj:
3.298 Konular:
784 Beğenildi:132 Beğendi:34 Takdirleri:141 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Atauzem fıkıh usulü dersi 1-9 arası ünite özetleri Atauzem fıkıh usulü dersi 1-9 arası ünite özetleri 1.ÜNİTE FIKIH USULÜNÜN TARİFİ
Sözlük anlamı olarak fıkhın asılları/kökleri/dayanakları anlamına gelmektedir.
1- İslami İlimlerin Doğuş Sürecinde Fıkıh ve Fıkıh Usulüne Dair Özet Bilgiler:
İnançla ilgili esasların siste matize edilmesi Akâid/kelam ilminin konusudur.
Allah’ın mesajındaki ibadet, hukuk ve benzeri konularla, yani kişinin inancının günlük yaşayışına yansımalarıyla ilgili esasların siste matize edilmesi ise fıkıh ilminin konusudur. Buna göre, fıkıh ilminin konusunu, kişinin inancının günlük yaşayışına yansımalarına, yani şer’i ameli konulara dair esaslar/hükümler teşkil eder ki bu esaslar fıkhi hüküm diye isimlendirilmektedir.
İslam kültür tarihinde, fıkhi hükümlerin şer’i delillerinden/kaynaklarından doğru bir şekilde çıkartılabilmesi için uyulması gereken kuralları belirleyip inceleyen bir metodoloji bilimi de geliştirilmiştir ki bu bilimin ismi fıkıh usulüdür. İşte fıkıh usulü bilimi, fıkhi hükümlerin şer’i delillerden elde edilişine dair kaidelerden oluşan, bütünüyle bir metodoloji bilimidir. 2-Fıkıh Kavramı Hakkında Bilgiler:
Fıkıh kelimesi Arapça kökenli olup, sözlükte bir şeyi derinlemesine ve incelikleriyle bilip kavramak anlamına gelmektedir. Yani, derinliğine araştırılarak elde edilen bilgi, sahibi tarafından pratiğe de aktarılabiliyorsa, o zaman bu bilgi “fıkıh”, bilgi sahibi de “fakih” olarak isimlendirilir.
İslam’ın inanç esaslarına ilişkin bilgiler kelam ve Akâid; ahlaki esaslara ilişkin bilgiler de genellikle ahlak ve tasavvuf bilimleri kapsamında incelenmeye başlandı. Fıkıh kavramı da İslam’daki ibadet ile hukuk konularındaki bilgileri ifade için kullanılmıştır.
İslami bir terim olarak fıkıh, şer’i ameli konulara ilişkin Allah’ın mesajını Kur’an ve Sünnet referanslı olarak inceleyen bilim dalını ifade eder. Bu ilim dalında uzman olan kişiye “fakih” denir. Fıkıh, şer’i ameli konulara ilişkin hükümleri dayandıkları tafsılî delilleriyle bilmektir.
ك ام ا لا : Hükümler elde edilişleri açısından, aklî hükümler, hissî hükümler, şer’î hükümler gibi gruplara ayrılırlar. Nitekim “İki zıt bir arada bulunmaz” hükmü gibi, akıl yoluyla elde edilen hükümlere aklî hüküm denilirken; “Ateş yakıcıdır” hükmünde olduğu gibi, duyu organları vasıtasıyla elde edilen hükümlere hissî hükümler dinilir. Eğer hükümler şer’i kaynaklar vasıtasıyla elde ediliyorsa, bu tür hükümlere ise şer’i hükümler denilmektedir.
رع ية ال ش : akli ve hissî hükümler dışarıda bırakılmış ve yalnızca şer’i hükümlerin fıkıh ilminin konusunu teşkil ettiği belirlenmiştir.
ال عم ل ية : ibadetler ve hukuki konulara dair olan hükümler ameli hükümler kapsamındadır.
ت ن باط اس : Fıkhın tarifinde bu kelimenin tercih edilmesi, fakihin fıkhi hükümlere ulaşabilmesi için ince dikkat ve çok yoğun emek sarf ettiğini bildirmeye yöneliktir.
ال ت ف ص ي ل ية ادل تھا : Tafsılî delil kavramı, her bir fıkhi hükmün ilgili olduğu fıkhi meseleyle ilgili şer'î delil anlamındadır.
Buna göre fıkıh, şer'î ameli konulara dair hükümlerin tafsılî delillerinden istinbat edilmiş olarak bilinmesidir.
İmam Azam Ebu Hanife’ye göre İtikat, ahlak, ibadet ve hukuka dair konuların hepsi fıkhın kapsamındadır. 3- Fıkıh Usulünün Tarifi:
“Usulü fıkıh, müçtehidin (fakihin) şer’i ameli hükümleri tafsıli delillerinden çıkarabilmesine yarayan kurallar bütünüdür.” 4- Fıkıh Usulünün Konusu :
Buna göre fıkıh usulünün, şer'î deliller ve hükümleri konu alan bir ilim dalı olduğu ifade edilirken, şer'î delillerin fıkhi hükümlere kaynak oluş özellikleriyle ilgilendiği kastedilmektedir. Dolayısıyla fıkıh usulü ilminin konusu, tafsılî deliller ve tafsılî delillerden çıkartılan cüz'î hükümler değil, icmali ve külli hükümlerdir.
Başlıca şer'î deliller: nakli (sem’î) deliller – aklî deliller, icmali deliller – tafsıli deliller, kat'î deliller – zannî deliller, ittifak edilen deliller – ihtilaf edilen deliller, asli deliller – fer’i deliller, müspit deliller – muzhir deliller gibi sınıflara ayrılmıştır.
Naklî Deliller: Kitap yani Kur'an-ı Kerim ve Peygamberimizin (s.a.v.) Sünnetinden ibarettir ve İslam hukuk kültüründe bunlar nass olarak isimlendirilmektedir.
Aklî Deliller: Nakli delillerle bağlantılı olmakla birlikte aklî muhakeme ve beşeri yorumun ağırlıkta olduğu, oluşmasında müçtehitlerin katkısı bulunan delillerdir.
Bu zihni faaliyetin en kapsamlısı hiç şüphesiz kıyastır. İstihsan, istıslah, istishab, sedd-i zerai ve örf gibi deliller de bu grupta yer alır. Aklî deliller üzerinde ittifak sağlanamadığından, genellikle ihtilaf edilen deliller grubundadır.
Şer’i deliller kapsamındaki delillerden her biri, bir bütün olarak anıldığında “icmali delil”, bunların her bir olaya ilişkin cüzleri anıldığında ise “tafsıli delil” terimi kullanılır.
Cüz'î hüküm - küllî hüküm kavramları : Buna göre cüz'î hüküm, mükelleflerin herhangi bir konudaki fillerine ilişkin şer'î ameli hükümdür.
İcmalî delillere dair genel mahiyetli bu kaide veya hükümlere küllî hüküm denilmektedir. Buna göre
küllî hüküm, her biri birçok cüz’înin (tikel) hükmünü kapsamına alan genel hükümdür.
İşte fıkıh ilminin konusunun şer'î deliller ve şer'î hükümler olduğu ifade edilirken, delil ifadesiyle tafsılî (cüz'î) deliller, hüküm ifadesiyle de cüz'î hükümler kastedilmekte; fıkıh usulünün konusunun da şer'î deliller ve şer'î hükümler olduğu ifade edilirken, şer'î delil ifadesiyle icmalî deliller, şer'î hüküm ifadesiyle de külli mahiyetli kaide ve hükümler kastedilmektedir.
Sübutu zannî, delaleti kat'î bir nassla emredilen bir davranışın en üst düzey hükmünün vacip olabilir. ALINTIDIR |