YOKTU
Baktı...
Çevrede birileri vardı.
Bunlar da ne?
Değişik karaltılar...
Neye benziyorlar ki kıpıdıyor bunlar...
Hareketsiz olanlar da var...
Şaşkın şaşkın bakındı...
Kimdi bunlar, neydi?
En önemlisi neredeydi?
Bir şey kımıldadı içinde...
Tık tık tık tık...
Bu ne ki?
Sanki biri sesleniyordu ona,
İçini titretiyor, tüm bedenini sarıyordu ondan gelen zilzal.
Bir ateş düştü içine,
Yakıyordu...
Seviyordu birisini ama kimi?
İşte o günden sonra büyüdü büyüdü...
Hayatı öğrendi, yaşamayı,
Öğrettiler ona...
Kimine anne dedi, kimine baba, kimine eşim, kimine dostum...
Ama hep bir şeyler eksikti...
Hiç kimse dünyaya geldiği anda içini titretenin yerini doldurmuyordu...
Bir acı sardı birden tüm benliğini,
Hasret acısı...
Tarifsiz...
Kavuşma arzusuydu bu ama bilemedi,0
Daha sonra ismini koydu bu acının,
Özlem...
Öyle bir ateş düştü ki yüreciğine,
Diyar diyar dolaştı,
Sevdiceğini aradı...
Bir türlü bulamıyordu onu,
Herkes bir şekilde tarif ediyordu onu ama aslında hiç biri de bilmiyordu.
Birisi dedi ki en sonunda,
Ne ararsın?
Ensende çıban yoksa eğer
Kaldır kafanı da bak duruyor işte karşında...
Kaldırdı başını,
Baktı...
Mükemmel bir güzellik gördü,
Lal oldu...
Her şey dondu o an...
Bütün sözler firar etmişti beyninden dilinden...
.................................................. ..........
Her şey kaybolmuş, sadece gördüğü güzellik kalmıştı...
Yere eğdi başını,
Utandı...
Yaşlar boşandı gözlerinden...
Önündeki suya baktı...
Ayna gibiydi.
Ama kendisini göremedi o aynada...
Ellerine baktı telaşla,
Yoktu...
Vücuduna baktı,
Yoktu...
Düşüncelerini düşündü,
Yoktu...
Çevresine baktı...
Yok... Hiç bir şey yok...
Laaaaa...
Sustu...
Artık sevdiceği konuşuyordu çünkü...
Sadece Sevdiceği...
O hiç bir zaman yalnız bırakmamıştı zaten...
Taaa doğduğu günden beri...
Hep onunlaydı aslında...
Anlatılmaz ki bu,
Söylenmez ki bu,
Diller lal olmuş zaten...
Kim söylesin de kim anlatsın?
Yıkıldı her şey viran oldu...
Kıyamet?
Koptu...
Ali Parlak
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]