Konu Başlıkları: Bediüzzaman'dan Sözler
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 13 Kasım 2014, 12:33   Mesaj No:120

EyMeN&TaLhA

Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:EyMeN&TaLhA isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 21422
Üyelik T.: 08 Kasım 2012
Arkadaşları:35
Cinsiyet:
Mesaj: 3.297
Konular: 784
Beğenildi:132
Beğendi:34
Takdirleri:141
Takdir Et:
Standart Cevap: Bediüzzaman'dan Sözler

Alıntı:
nurşen35 Üyemizden Alıntı Mesajı göster
Faniyim fani olanı isterim.
Acizim aciz olanı isterim.
Ruhumu Rahman'a teslim eyledim, gayr istemem.
İsterim fakat bir yar-ı baki isterim.
Zerreyim, fakat Şems-i Sermed isterim.
Hiç ender hiçim.
Fakat bu mevcudatı birden isterim...

İnsan fani ve aciz olduğundan, fanilerle ve acizlerle tatmin olmaz ve olanları istemez, ancak “bir yâr-ı bâki” ister. Kendisini rahmetiyle yaratan, besleyip büyüten, “mevcudatı umumen” onun ihtiyacına uygun şekilde terbiye edip ona hizmet ettiren Rahmân’a ruhunu feda eder, yani O’na karşı sonsuz bir şükür ve muhabbet besler, O’nun uğrunda her şeyini feda etmeye hazır hale gelir.

Artık böyle bir insan, şu sonsuz âlemde cismiyle bir zerre gibi küçük de kalsa, istekleriyle, ihtiyaçlarıyla, iman ve teslimiyetiyle bir şems-i Sermed ister. Yani, onun varlığı bir ışık huzmesi ise, onu terbiye eden Rabbinin varlığı ezelî ve ebedî bir güneş gibidir. Sönmeye mahkum olan bu ışık huzmesi ancak daimi bir güneş ister. O’nun, kendisini ölümünden sonraki ebedî hayat yolculuğunda da rahmetiyle korumasını, daha büyük ihsanlara mazhar kılmasını talep eder; ruhu ancak böylece tatmin olur.

Demek oluyor ki, insan maddeten küçüklüğü ile birlikte, bütün kâinatla münasebeti bulunması ve bu münasebeti bilecek, tartacak ve ona karşı şükür ve hayret edebilecek yüksek bir mahiyet taşıması cihetiyle büyük bir âlem gibidir. Bu önemli noktayı Üstad Bediüzzaman Hazretleri şöyle nazara vermektedir:

"Hem deme ki: ‘Ben hiçim; ne ehemmiyetim var ki, bu kâinat, bir Hakîm-i Mutlak tarafından kasdî olarak bana teshîr edilsin, benden bir şükr-ü küllî istenilsin?’ Çünkü sen, çendan nefsin ve sûretin itibâriyle hiç hükmündesin, fakat vazife ve mertebe noktasında, sen şu haşmetli kâinatın dikkatli bir seyircisi, şu hikmetli mevcudâtın belâgatlı bir lisân-ı nâtıkı ve şu kitâb-ı âlemin anlayışlı bir mütâlâacısı ve şu tesbih eden mahlûkatın hayretli bir nâzırı ve şu ibâdet eden masnuâtın hürmetli bir ustabaşısı hükmündesin.” (Sözler, Yirmi Üçüncü Söz)


alıntı
Alıntı ile Cevapla