Bayramın adı.........
Şeker Bayramı değil, Ramazan Bayramı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bakıyorsunuz, bayram adını değiştirdi. Ne oldu bayramın adı? Tatil. Olmaz. Bu bayram tatil değil, tatil başka bir şey. Adını bir başka türlü de değiştirmişler şimdi; Şeker bayramı. Bu dört dörtlük bir ramazan bayramı, ne şeker bayramı... İlginç şeyler oluyor bu erozyondur aslında. Yani buna bir kültürel erozyon denir. Bunlara fırsat veremeyiz, vermemeliyiz'' dedi.
Başbakan Erdoğan, partisinin Şanlıurfa teşkilatı tarafından çamlık Restorant'da verilen iftar yemeğine katıldı.
Erdoğan, burada yaptığı konuşmada Şanlıurfa'ya yönelik yatırımlar hakkında bilgi verirken bölgesel ayrımcılık yapmadıklarını söyledi. Erdoğan, şöyle konuştu:
''Bu ayrımların kalktığı bir Türkiye bizim hedefimizdir. Bizim üç tane kırmızı çizgimiz var. Bunlardan bir tanesi bölgesel milliyetçilik. Biz bölgesel milliyetçilik yapamayız. Bizim için batı neyse doğu da o. Kuzey neyse güney de o. Yani 780 bin metre karelik vatan topraklarının aynı şekilde ihya olduğu bir Türkiye hedefimiz var bizim. Bunun dışında başka bir şey düşünemeyiz. Kimsenin de bunun dışında başka bir şey düşünmesini istemeyiz.
Bir diğeri de etnik milliyetçiliktir. Bizim ülkemizde hangi etnik kimliğe sahip olursa olsun Kürdüyle, Türküyle, Lazıyla Çerkeziyle, Gürcüsüyle Abhazasıyla aklınıza ne gelirse. Bunların hepsi bizim için birer alt kimliktir, ama bunun üstünde bizim bir anayasal kimliğimiz var. O da nedir? Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak. Ve bundan dolayı da kimsenin rahatsız olmaması gerekir.
Demesi lazım ki 'Hepimiz alt kimlikle ben Türküm, ben Kürdüm, ben Lazım ben Çerkezim, ben Gürcüyüm. Şimdi ben Siirt'ten evliyim, ama ben Rizeliyim. Şimdi biz ayrı havada ayrı tavada mı yiyeceğiz? Bizi birleştiren bir sathın olması lazım. O da ne? Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak. Bu bizi birleştiriyor. Bunu başarıyla sürdürmemiz lazım. Bu vatan toprakları içinde hemen hemen herkes büyük bir çoğunlukla böyle değil mi? Niye rahatsız oluyorsun yahu. Nedir bu? Bakıyorsunuz bir grup illa 'benim etnik kimliğim galip gelecek' öbürü illa 'benim ki...' bırakın bu işleri. Bu ayrımcılıktır, bu bölücülüktür. Biz Yunus kültürünü yudumlamış bir milletiz. Mevlana kültürünü yudumlamış bir milletiz. Biz yaradılanı yaradandan ötürü seven bir anlayışın mensuplarıyız. Bunu yakalamamız lazım. Bakınız birisi çıkmış medeniyetler çatışmasından bahsediyor. Biz çıktık İspanya Başbakanı'yla BM Genel Sekreterinin riyasetinde Medeniyetler İttifakını başlattık. Niye başlattık? İstiyoruz ki farklı medeniyetler birbiriyle çatışmasın, farklı dinler birbiriyle çatışmasın. Bunları tarihin karanlıklarına gömelim, yeni bir dünyayı barış üzerine kuralım. Sevgiye, saygıya dayalı olarak kuralım istiyoruz. Birlik beraberlik içerisinde kuralım. Yalana, yanlışa dayalı olarak kurmayalım, dürüstlük üzerine kuralım. Bunu hatırlayalım, bunun gayreti içerisinde olalım. Ben onun için teşkilatlarımıza, sivil toplum teşkilatlarımızın temsilcelerine, muhtarlarımıza hep onu söylüyorum.''
''BAYRAM TATİL DEĞİL''
Başbakan Erdoğan, birlik ve beraberliğin en güzel şekilde yaşandığı Ramazan Bayramı'nın yaklaştığını hatırlatarak, şöyle devam etti:
''Bu Ramazan Bayramı'nda da bu birliğimizi beraberliğimizi teyit eden gidiş gelişlerimiz olacak. Küçükler büyüklere muhakkak gitmeli. Bunu ihmal etmeyelim. Anneler, babalar bunları çok bekler. Annelerimizi babalarımızı bunlardan mahrum etmeyelim. Bunlar bizim geleneklerimizin, kültürümüzün güzel örnekleridir, ama ne yazık ki bunları büyük ölçüde kaybettik. Bakıyorsunuz, bayram adını değiştirdi. Ne oldu bayramın adı? Tatil. Olmaz. Bu bayram tatil değil, tatil başka bir şey. Adını bir başka türlü de değiştirmişler şimdi. Şeker bayramı. Bu dört dörtlük bir Ramazan Bayramı, ne şeker bayramı... İlginç şeyler oluyor, bu erozyondur aslında. Yani buna bir kültürel erozyon denir. Bunlara fırsat veremeyiz, vermemeliyiz. Ve olması gereken ne ise bunu yerinde aynı şekilde değerlendirmemiz lazım. Ve bu değerler erozyona uğrarsa işte o güç dengelerini sarsarız ve yavaş yavaş onlardaki kayıp geleceğimizi de ne yapar? İnkıraza götürür. Burada anneler babalar hep birlikte yavrularımıza bu telkinleri bu nasihatleri yapmamız gerekir. En doğrusu şartlar zorlamadığı sürece bayramda anacığımın elini öpmeden bir yere ayrılmıyorum. Büyüklerimi ziyaret etmeden bir yere ayrılmıyorum. Urfalı bunu zaten iyi bilir de buradan bu mesajı vereyim diyorum. Şimdi de 'Başbakan bunu da konuştu, burada da acaba ne yatıyor' diye birileri bir şey karıştırmaz. Ben bir sorumluluğun bir misyonunun gerekliliği olarak, bir sorumluluğun gereğini yerine getirmek durumundayım. Onun için bunu burada açıklıyorum. Birlik, beraberlik içinde dayanışma ve yardımlaşma içinde inşallah bu süreci sürdüreceğiz.
AA